Konuyu Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay köşesine taşıdı. İşte Balbay'ın ortalığı karıştıran yazısı...
İsrail Türkiye'den üs istiyor
Başlık, son dönemde Ankara'ya art arda yapılan ABD, NATO, İsrail merkezli ziyaretlerin yansımalarından sadece biri.
İsrail, İran'a yönelik politikalarının bir parçası olarak Hakkâri'den, 3 kilometrekare büyüklüğünde, üs kurmak üzere toprak istiyor. Bunun karşılığındaki önerisi de şu:
''Kuzey Irak'taki PKK varlığıyla ilgili her türlü istihbarat bilgisi.''
İsrail Genelkurmay Başkanı Korgeneral Dan Halutz geçen hafta Türkiye'yi ziyaret etti. Bu ziyaretten bir hafta kadar önce de daha alt düzeyde bir İsrail heyeti Ankara'ya geldi. İlk heyet üs istemini dile getirdi. Halutz'un ziyareti sırasında da konunun ayrıntıları ele alındı.
İsrail'in bu istemi, Halutz'un ''Askerlerimiz kar yüzü görsün. Hakkâri ve Bolu'da arada bir eğitim yapalım'' sözleriyle bir ölçüde basına sızdı, ama olayın altında gelir geçer askeri eğitim değil, daha köklü istemler yatıyor.
****
Ankara, İsrail'in istemine ne yanıt verecek?
İstem, siyasi boyut taşıyor. Bu nedenle de son karar hükümetin. Başkentteki ilk değerlendirmenin özeti şu:
''Biz Irak'ta yeterli istihbarat olanağına sahibiz. İsrail'in vereceği istihbarat bilgilerinin öngörümüzün ötesinde olması zor. Kaldı ki bize PKK istihbaratından çok, örgütü bitirmek üzere destek gerekli.''
FBI, CIA başkanları ve NATO Genel Sekreteri'nin ardından gerçekleşen Halutz ziyareti, bu anlamda İsrail'le ilişkilerimizde yeni gelişimlerin başlangıcı olabilir. Bu başlangıç olumlu mu yoksa olumsuz mu olur, şu aşamada kestirmek güç.
Kerkük petrollerinin bir bölümünün İsrail'in Hayfa Limanı'na akmaya başladığı dikkate alınırsa, bu ülkenin ekonomiden siyasete, askeriyeden mülk edinimine kadar Kuzey Irak'ta kurduğu geniş bağların derinleştiğini gösteriyor.
56 yıl aradan sonra açılan Kerkük-Hayfa boru hattının daha da büyütülebileceği haberleri var.
1990'ların ortasında Kuzey Irak'taki peşmergelerin bir bölümü ABD'nin Guam adasındaki hava üssüne, bir bölümü de İsrail'e götürülmüştü. Onlar gerekli eğitimi aldılar ve geri döndüler. İsrail'in bu kişilerle bağlantısı doğal olarak devam ediyor.
****
İsrail, bölgesinde rahat yaşamak için şu politikayı benimsedi:
Etrafımda benden güçlü bir Arap ülkesi olmamalı!
Saddam yönetiminin devrilmesi İsrail için yaşamsal önem taşıyor.
Bu anlamda İsrail, nasıl bir Irak yönetiminden yana?
İsrail'in Ankara'daki diplomatları, büyükelçiler dahil, sürekli Irak'ın toprak bütünlüğünden yana olduklarını, bu bağlamda İsrail'in Türkiye'yi üzecek bir politikası olmadığını ısrarla vurguluyorlar.
Konunun bu yanını bir başka yazıya bırakıp İsrail'in Türkiye'den istemini biraz daha derinleştirelim. İran'ın tetiği burnunda Cumhurbaşkanı Ahmedinecad , İsrail'le ilgili düşüncelerini en açık biçimde dile getirdi. İsrail'in de İran'la ilgili düşünceleri Ahmedinecad'ınkinden çok farklı değil!
Şaron , taşeron bile kullanmaz, İran'ı kendisi çözmek ister. Ama ABD, ''Sen bunu yaparsan Arap dünyası ayağa kalkar. Ben de zor durumda kalırım. Biraz sabır, işi bana bırak'' diyor!
Bakalım Erdoğan 'ın takıyye politikası Türkiye'yi bu karmaşanın neresine koyacak!
Yazı: Mustafa Balbay
Kaynak: Cumhuriyet gazetesi
Yorum