Türkler 600 Yıldan Beri Avrupalı02.01.2006 Türk Silahlı Kuvvetleri'nin AB'ye karşı olduğu yönündeki iddialara ordunun en tepesindeki isimlerden karşılık geldi: "Türkler 600 yıldan beri Avrupalı'dır!"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Avrupa Birliği’nin (AB) taahhüdüne uyarak 3 Ekim 2005’te müzakerelere başlamasının ‘bir gelişme’ olarak kaydedilmesi gerektiğini açıkladı.
Türkiye’nin Avrupa’ya katkı sağlayacağını belirten Özkök, “Osmanlı’nın Rumeli’ye ayak bastığı günden bu yana Türkler Avrupalıdır.” dedi. Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin ‘Birlik’ adlı dergisine konuşan Özkök, “Türklerin Avrupalılığı, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya ayak basmasıyla başlamıştır ve yaklaşık 600 yıllık bir geçmişe sahiptir.” diye konuştu. Özkök, Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, çok kısa bir zamanda Türk milletini demokrasi, insan hakları, laiklik ve hukukun üstünlüğü gibi Batı’nın da savunduğu evrensel değerler sisteminde buluşturduğuna dikkat çekti. “Çağdaş Avrupa değerleri Türkiye’nin de değerleridir.” diyen Genelkurmay Başkanı, Türkiye’nin gerek coğrafi açıdan gerekse Batı değerlerini özümsemiş bir ülke olarak AB’ye şu anda üye olmasa bile zaten Avrupalı olduğunu vurguladı. AB’nin 17 Aralık 2004 zirvesinde Türkiye ile 3 Ekim 2005’te üyelik müzakerelerine başlanması kararı aldığını hatırlatan Özkök, “AB’nin taahhütüne 3 Ekim 2005’te ülkemizle müzakerelere başlanması bir gelişme olarak kaydedilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 1999’da AB’ye tam üyelik için aday ülke konumuna geçtiği dönemde, Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) üyelik sürecinde bir engel olmadığını dile getirdi. Milliyet Gazetesi’nden Fikret Bila’ya konuşan Kıvrıkoğlu, TSK’nın ve Atatürkçülüğün AB üyeliğine engel olduğu biçimindeki tezin doğru olmadığını vurguladı. Türkiye’nin tam, düzgün, onurlu bir şekilde AB üyesi olmasını savunduklarının altını çizen Kıvrıkoğlu şöyle devam etti: “AB’ye tam üyelik hedefine TSK hiçbir zaman karşı olmadı. Engel gibi gösterilmesi yanlıştır. Ancak, bizim o zaman söylediğimiz; bu süreçte önemli olanın Türkiye’nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün zarar görmemesiydi. Bu konuda Avrupa’nın samimi olmasıydı. AB’nin çifte standart uygulamaması gerekir. Onurlu üyelikten bunu kastediyordum. Bu nedenle sorun veya engel TSK değil, AB’nin tutumu olur.” Öte yandan Foreign Affairs dergisinde Ersin Aydınlı, Nihat Ali Özcan ve Doğan Akyaz imzasıyla yer alan ‘Türk Ordusunun Avrupa Yürüyüşü’ adlı makalede TSK’nın ‘AB’ye karşı olmadığı vurgulanarak, “Genelkurmay’ın üst kademesi, bunun İslami köktendincilik ve ayrılıkçı terörizmle başa çıkmanın en iyi yolu olduğunu biliyor. TSK, imtiyazlarından tümüyle vazgeçmek için AB sürecinin geri dönülmez olduğunu görmek ister. Bu sürecin sonunda üyelik olmayacaksa, daha da bölünmüş bir Türkiye’yi toparlamaya çalışma işinin kendisine düşeceğini biliyor.” deniliyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Avrupa Birliği’nin (AB) taahhüdüne uyarak 3 Ekim 2005’te müzakerelere başlamasının ‘bir gelişme’ olarak kaydedilmesi gerektiğini açıkladı.
Türkiye’nin Avrupa’ya katkı sağlayacağını belirten Özkök, “Osmanlı’nın Rumeli’ye ayak bastığı günden bu yana Türkler Avrupalıdır.” dedi. Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin ‘Birlik’ adlı dergisine konuşan Özkök, “Türklerin Avrupalılığı, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya ayak basmasıyla başlamıştır ve yaklaşık 600 yıllık bir geçmişe sahiptir.” diye konuştu. Özkök, Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, çok kısa bir zamanda Türk milletini demokrasi, insan hakları, laiklik ve hukukun üstünlüğü gibi Batı’nın da savunduğu evrensel değerler sisteminde buluşturduğuna dikkat çekti. “Çağdaş Avrupa değerleri Türkiye’nin de değerleridir.” diyen Genelkurmay Başkanı, Türkiye’nin gerek coğrafi açıdan gerekse Batı değerlerini özümsemiş bir ülke olarak AB’ye şu anda üye olmasa bile zaten Avrupalı olduğunu vurguladı. AB’nin 17 Aralık 2004 zirvesinde Türkiye ile 3 Ekim 2005’te üyelik müzakerelerine başlanması kararı aldığını hatırlatan Özkök, “AB’nin taahhütüne 3 Ekim 2005’te ülkemizle müzakerelere başlanması bir gelişme olarak kaydedilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 1999’da AB’ye tam üyelik için aday ülke konumuna geçtiği dönemde, Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) üyelik sürecinde bir engel olmadığını dile getirdi. Milliyet Gazetesi’nden Fikret Bila’ya konuşan Kıvrıkoğlu, TSK’nın ve Atatürkçülüğün AB üyeliğine engel olduğu biçimindeki tezin doğru olmadığını vurguladı. Türkiye’nin tam, düzgün, onurlu bir şekilde AB üyesi olmasını savunduklarının altını çizen Kıvrıkoğlu şöyle devam etti: “AB’ye tam üyelik hedefine TSK hiçbir zaman karşı olmadı. Engel gibi gösterilmesi yanlıştır. Ancak, bizim o zaman söylediğimiz; bu süreçte önemli olanın Türkiye’nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünün zarar görmemesiydi. Bu konuda Avrupa’nın samimi olmasıydı. AB’nin çifte standart uygulamaması gerekir. Onurlu üyelikten bunu kastediyordum. Bu nedenle sorun veya engel TSK değil, AB’nin tutumu olur.” Öte yandan Foreign Affairs dergisinde Ersin Aydınlı, Nihat Ali Özcan ve Doğan Akyaz imzasıyla yer alan ‘Türk Ordusunun Avrupa Yürüyüşü’ adlı makalede TSK’nın ‘AB’ye karşı olmadığı vurgulanarak, “Genelkurmay’ın üst kademesi, bunun İslami köktendincilik ve ayrılıkçı terörizmle başa çıkmanın en iyi yolu olduğunu biliyor. TSK, imtiyazlarından tümüyle vazgeçmek için AB sürecinin geri dönülmez olduğunu görmek ister. Bu sürecin sonunda üyelik olmayacaksa, daha da bölünmüş bir Türkiye’yi toparlamaya çalışma işinin kendisine düşeceğini biliyor.” deniliyor.
Yorum