BULAŞMA VE EPİDEMİYOLOJİK BİLGİLER
a. Kuşlarda: Hasta kuşlarda virüs tükürükte, burun akıntısında ve dışkıda bulunur. Virüsün en çok bulaşma şekli dışkının doğrudan veya besinlerin kirlenmiş haliyle ağızdan alınması (fekal-oral) ile olmaktadır (2). Ayrıca hastalık böcekler, kan emici sinekler ve kemiriciler vasıtasıyla hasta hayvanlardan duyarlı olan hayvanlara mekanik olarak da bulaşabilir (1,2). Tavuktan yumurta yoluyla civcive geçiş şeklindeki bulaşma hakkında kesin kanıt bulunmamakla birlikte, hasta hayvanlardan elde edilen yumurtaların kabuklarında etkenin varlığı gösterilmiştir. Kuluçka süresi birkaç saat ile 2-3 gün arasında değişebilmektedir. Virüse ve kuş tipine göre değişen şiddette hastalık belirtileri ortaya çıkar. Özellikle H5 ve H7 türleri geniş yayılımlı hastalığa neden olabilir ve tavuk, hindi gibi evcil kuşlarda son derece ölümcüldür (2,3).
Son yıllarda yapılan araştırmalar, virüsün esasen düşük derecede hastalık yapıcı etkiye sahip olduğu, ancak kanatlı popülasyonu arasındaki kısa süreli dolaşımı ile genetik değişime uğrayarak yüksek derecede hastalandırıcılık etkisi kazandığı yönünde şekillenmektedir (3,4).
Amerika Birleşik Devletleriındeki (ABD) 1983-1984 salgınında H5N2 virüsü başlangıçta düşük bir ölüm hızına sahipken, altı ayda yüksek bir patojenite kazanarak yaklaşık % 90ılarda seyreden bir ölüm hızına ulaşmıştır. Bu salgında kontrol için ABDıde yaklaşık 65 milyon dolar değerindeki 17 milyon kanatlı hayvan itlaf edilmiştir (3).
İtalyaıdaki 1999-2001 H7N1 influenza A alt tip epidemisinde de başlangıçta düşük patojenite gösteren virüs, 9 ay içinde genetik değişime uğrayarak yüksek patojenite kazanmıştır. Bu salgında yine 13 milyon kanatlı hayvanın bir kısmı ölmüş, bir kısmı da itlaf edilmiştir (3).
Asya kıtasında 8 ülkede (Kamboçya, Çin, Endonezya, Japonya, Laos, Güney Kore, Tayland ve Vietnam) 2003 yılı sonu ile 2004 yılı başlarında H5N1 influenza A epidemisi görülmüş, 100 milyondan fazla kanatlı hayvan salgının kontrol edilebilmesi için itlaf edilmiştir. Mart 2004ıde salgının kontrol altına alındığı bildirilmesine rağmen Haziran 2004ıde halen H5N1 enfeksiyonu nedeniyle ölümlerin görüldüğünü bildiren ülkeler olmuştur. Ağustos 2005 tarihinde Rusya ve Kazakistan da, Ekim 2005 tarihinde Romanya ve Türkiye de hastalığın görülmesi H5N1 nedenli salgının halen devam ettiğini göstermektedir (2,3).
b. İnsanlarda: İnfluenza virüsleri çok kolay genetik değişikliğe uğrayabilmekte, bu sayede de daha önce insanda enfeksiyona neden olmayan türler insanları hasta ederek kolaylıkla insanlar arasında yayılabilmektedir. Avian influenza virüsünün, mutasyonla insanlara yönelik olarak patojenite kazanabileceği ve salgınlara yol açabileceği bilinmektedir. Hastalığın insanlara bulaşması, enfekte hayvanlara veya enfekte hayvanların dışkı, burun salgıları vb. materyalleri ile bulaşmış yüzeylere temas sonucu ya da bu materyallerden havaya karışan virüslerin solunması ile olabileceği belirtilmektedir (2,3).
Az da olsa influenza A (H5N1) nın insandan insana bulaştığı vakalar 1997 de Hong Kong da ve 2003 de Hollanda da görülmüştür. Vietnamıın kuzeyinde 2004 yılı Ocak ayında şiddetli solunum yolu enfeksiyonu ile seyreden bazı vakalar görülmüş ve yapılan laboratuar incelemelerinde etkenin avian influenza A H5N1 olduğu belirlenmiştir. Fakat bu ikincil vakalar bir bulaşma zincirine ya da geniş salgınlara yol açmamıştır. Bu deneyim kuş gribi virüslerinin sınırlı bile olsa insandan insana bulaştığını göstermiştir (3).
Kuş gribi insanda görüldüğünde tipik grip (influenza) benzeri semptomlar gösterir (ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve kas ağrısı). Göz ve akciğer enfeksiyonları, akut solunum yetmezliği gibi şiddetli ve hayatı tehdit eden komplikasyonlar da görülebilir (3,4).
H5N1 alt tipi 1997 yılında insanları direkt enfekte etmiş ve 2004 yılı ocak ayında tekrar ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle H5N1 alt tipi insanlar için büyük bir tehdit unsuru olarak görülmektedir (3).
H5N1 alt tipinin genetiğinde ortaya çıkabilecek bir değişim sonucunda bu virüs insandan insana kolaylıkla yayılabilme yeteneği kazanabilir. İnsanlarda bu virüse karşı bağışıklık olmadığı düşünülürse; böyle bir genetik değişim sonucu bir pandeminin (kıtalar arası salgın) ortaya çıkması kaçınılmazdır (3,5).
TANI
İnfluenza tanısı için hızlı ve güvenilir test metotları mevcuttur. Ülkemizde de gerek veteriner araştırma enstitüleri gerekse Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı Laboratuvarlarının lüzumu halinde gereken çalışmaları yapabilecek alt yapıları bulunmaktadır (6).
TEDAVİ
İnsanlarda görülen İnfluenza A enfeksiyonlarında amantadine, rimantadine, oseltamivir ve zanamivir gibi antiviral ilaçlar tedavide ve korunmada kullanılmaktadır. İnsan influenza virüsüne karşı etkili olduğu gösterilmiş olan bu antiviral ajanlar kuş gribi enfeksiyonlarını önlemede de kullanılabilir. Ancak 2004 ve 2005 yıllarında Asya kıtasında görülen H5N1 subtipinin neden olduğu kuş gribi enfeksiyonlarında amantadine ve rimantadine kullanılmış fakat etkisiz bulunmuştur. Halen etkin olarak kullanılabilecek antiviral ilaçlar; Oseltamivir ve Zanamivirıdir (2, 4, 5, 7).
Antiviral tedavi yanında destek tedavisi de ihmal edilmemeli ve yüksek mortalite hızından dolayı hastalar mümkün olduğunca yatırılarak tedavi edilmelidir. Antiviral tedaviye semtomlar başladıktan sonraki mümkün olan en kısa sürede başlanmalıdır. İlk 48 saatten sonra başlanan antiviral tedavinin hiçbir etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Tedavide kullanılabilecek ilaçların doz ve süreleri şu şekildedir (4):
Zanamivir (Relenza®) : 2 2X5mg) inhalasyon (5 gün)
Oseltamivir (Tamiflu®) : 2X75 mg oral tb. (5 gün)
KORUNMA VE KONTROL
Araştırmacılar Nisan 2005 de H5N1 virüsüne karşı aşının denenmeye başlandığını ayrıca H9N2 virüsüne karşı aşı çalışmalarının devam ettiğini bildirmektedirler. Bu gün için, ortaya çıkması muhtemel pandemide, pandemik suşdan korunmak için elimizde bir aşı bulunmamaktadır. Dolayısıyla günümüzde hastalıktan korunmanın en etkili yolu koruyucu önlemlere azami dikkatle sağlanabilmektedir.
a. Kanatlılarda Hastalığın Belirlenmesi Durumunda
Hastalık tespit edilen çiftliklerin karantinaya alınması ve etkene bir maruziyetin söz konusu olduğu sürülerin itlafı ile standart kontrol metotlarının uygulanması hastalığın yayılmasını engellemek için gereklidir. Ülkemizde bu alandaki hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.
Elde edilen bilgiler, hastalığın insanlardaki şeklinin, özellikle hastalığın görüldüğü çiftliklerle alakalı olduğunu gösterdiğinden, tavuk çiftliklerinde çalışanların korunma önlemlerini uygulamaları (eldiven, maske, kişisel hijyen vb.) sağlanmalı, bu kişiler hastalıkla ilgili olarak bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir.
pint
a. Kuşlarda: Hasta kuşlarda virüs tükürükte, burun akıntısında ve dışkıda bulunur. Virüsün en çok bulaşma şekli dışkının doğrudan veya besinlerin kirlenmiş haliyle ağızdan alınması (fekal-oral) ile olmaktadır (2). Ayrıca hastalık böcekler, kan emici sinekler ve kemiriciler vasıtasıyla hasta hayvanlardan duyarlı olan hayvanlara mekanik olarak da bulaşabilir (1,2). Tavuktan yumurta yoluyla civcive geçiş şeklindeki bulaşma hakkında kesin kanıt bulunmamakla birlikte, hasta hayvanlardan elde edilen yumurtaların kabuklarında etkenin varlığı gösterilmiştir. Kuluçka süresi birkaç saat ile 2-3 gün arasında değişebilmektedir. Virüse ve kuş tipine göre değişen şiddette hastalık belirtileri ortaya çıkar. Özellikle H5 ve H7 türleri geniş yayılımlı hastalığa neden olabilir ve tavuk, hindi gibi evcil kuşlarda son derece ölümcüldür (2,3).
Son yıllarda yapılan araştırmalar, virüsün esasen düşük derecede hastalık yapıcı etkiye sahip olduğu, ancak kanatlı popülasyonu arasındaki kısa süreli dolaşımı ile genetik değişime uğrayarak yüksek derecede hastalandırıcılık etkisi kazandığı yönünde şekillenmektedir (3,4).
Amerika Birleşik Devletleriındeki (ABD) 1983-1984 salgınında H5N2 virüsü başlangıçta düşük bir ölüm hızına sahipken, altı ayda yüksek bir patojenite kazanarak yaklaşık % 90ılarda seyreden bir ölüm hızına ulaşmıştır. Bu salgında kontrol için ABDıde yaklaşık 65 milyon dolar değerindeki 17 milyon kanatlı hayvan itlaf edilmiştir (3).
İtalyaıdaki 1999-2001 H7N1 influenza A alt tip epidemisinde de başlangıçta düşük patojenite gösteren virüs, 9 ay içinde genetik değişime uğrayarak yüksek patojenite kazanmıştır. Bu salgında yine 13 milyon kanatlı hayvanın bir kısmı ölmüş, bir kısmı da itlaf edilmiştir (3).
Asya kıtasında 8 ülkede (Kamboçya, Çin, Endonezya, Japonya, Laos, Güney Kore, Tayland ve Vietnam) 2003 yılı sonu ile 2004 yılı başlarında H5N1 influenza A epidemisi görülmüş, 100 milyondan fazla kanatlı hayvan salgının kontrol edilebilmesi için itlaf edilmiştir. Mart 2004ıde salgının kontrol altına alındığı bildirilmesine rağmen Haziran 2004ıde halen H5N1 enfeksiyonu nedeniyle ölümlerin görüldüğünü bildiren ülkeler olmuştur. Ağustos 2005 tarihinde Rusya ve Kazakistan da, Ekim 2005 tarihinde Romanya ve Türkiye de hastalığın görülmesi H5N1 nedenli salgının halen devam ettiğini göstermektedir (2,3).
b. İnsanlarda: İnfluenza virüsleri çok kolay genetik değişikliğe uğrayabilmekte, bu sayede de daha önce insanda enfeksiyona neden olmayan türler insanları hasta ederek kolaylıkla insanlar arasında yayılabilmektedir. Avian influenza virüsünün, mutasyonla insanlara yönelik olarak patojenite kazanabileceği ve salgınlara yol açabileceği bilinmektedir. Hastalığın insanlara bulaşması, enfekte hayvanlara veya enfekte hayvanların dışkı, burun salgıları vb. materyalleri ile bulaşmış yüzeylere temas sonucu ya da bu materyallerden havaya karışan virüslerin solunması ile olabileceği belirtilmektedir (2,3).
Az da olsa influenza A (H5N1) nın insandan insana bulaştığı vakalar 1997 de Hong Kong da ve 2003 de Hollanda da görülmüştür. Vietnamıın kuzeyinde 2004 yılı Ocak ayında şiddetli solunum yolu enfeksiyonu ile seyreden bazı vakalar görülmüş ve yapılan laboratuar incelemelerinde etkenin avian influenza A H5N1 olduğu belirlenmiştir. Fakat bu ikincil vakalar bir bulaşma zincirine ya da geniş salgınlara yol açmamıştır. Bu deneyim kuş gribi virüslerinin sınırlı bile olsa insandan insana bulaştığını göstermiştir (3).
Kuş gribi insanda görüldüğünde tipik grip (influenza) benzeri semptomlar gösterir (ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve kas ağrısı). Göz ve akciğer enfeksiyonları, akut solunum yetmezliği gibi şiddetli ve hayatı tehdit eden komplikasyonlar da görülebilir (3,4).
H5N1 alt tipi 1997 yılında insanları direkt enfekte etmiş ve 2004 yılı ocak ayında tekrar ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle H5N1 alt tipi insanlar için büyük bir tehdit unsuru olarak görülmektedir (3).
H5N1 alt tipinin genetiğinde ortaya çıkabilecek bir değişim sonucunda bu virüs insandan insana kolaylıkla yayılabilme yeteneği kazanabilir. İnsanlarda bu virüse karşı bağışıklık olmadığı düşünülürse; böyle bir genetik değişim sonucu bir pandeminin (kıtalar arası salgın) ortaya çıkması kaçınılmazdır (3,5).
TANI
İnfluenza tanısı için hızlı ve güvenilir test metotları mevcuttur. Ülkemizde de gerek veteriner araştırma enstitüleri gerekse Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı Laboratuvarlarının lüzumu halinde gereken çalışmaları yapabilecek alt yapıları bulunmaktadır (6).
TEDAVİ
İnsanlarda görülen İnfluenza A enfeksiyonlarında amantadine, rimantadine, oseltamivir ve zanamivir gibi antiviral ilaçlar tedavide ve korunmada kullanılmaktadır. İnsan influenza virüsüne karşı etkili olduğu gösterilmiş olan bu antiviral ajanlar kuş gribi enfeksiyonlarını önlemede de kullanılabilir. Ancak 2004 ve 2005 yıllarında Asya kıtasında görülen H5N1 subtipinin neden olduğu kuş gribi enfeksiyonlarında amantadine ve rimantadine kullanılmış fakat etkisiz bulunmuştur. Halen etkin olarak kullanılabilecek antiviral ilaçlar; Oseltamivir ve Zanamivirıdir (2, 4, 5, 7).
Antiviral tedavi yanında destek tedavisi de ihmal edilmemeli ve yüksek mortalite hızından dolayı hastalar mümkün olduğunca yatırılarak tedavi edilmelidir. Antiviral tedaviye semtomlar başladıktan sonraki mümkün olan en kısa sürede başlanmalıdır. İlk 48 saatten sonra başlanan antiviral tedavinin hiçbir etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Tedavide kullanılabilecek ilaçların doz ve süreleri şu şekildedir (4):
Zanamivir (Relenza®) : 2 2X5mg) inhalasyon (5 gün)
Oseltamivir (Tamiflu®) : 2X75 mg oral tb. (5 gün)
KORUNMA VE KONTROL
Araştırmacılar Nisan 2005 de H5N1 virüsüne karşı aşının denenmeye başlandığını ayrıca H9N2 virüsüne karşı aşı çalışmalarının devam ettiğini bildirmektedirler. Bu gün için, ortaya çıkması muhtemel pandemide, pandemik suşdan korunmak için elimizde bir aşı bulunmamaktadır. Dolayısıyla günümüzde hastalıktan korunmanın en etkili yolu koruyucu önlemlere azami dikkatle sağlanabilmektedir.
a. Kanatlılarda Hastalığın Belirlenmesi Durumunda
Hastalık tespit edilen çiftliklerin karantinaya alınması ve etkene bir maruziyetin söz konusu olduğu sürülerin itlafı ile standart kontrol metotlarının uygulanması hastalığın yayılmasını engellemek için gereklidir. Ülkemizde bu alandaki hizmetler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.
Elde edilen bilgiler, hastalığın insanlardaki şeklinin, özellikle hastalığın görüldüğü çiftliklerle alakalı olduğunu gösterdiğinden, tavuk çiftliklerinde çalışanların korunma önlemlerini uygulamaları (eldiven, maske, kişisel hijyen vb.) sağlanmalı, bu kişiler hastalıkla ilgili olarak bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir.
pint