İslam Çupi'yi Anıyoruz
Tam 5.yıl oldu büyük üstad aramızdan ayrılalı. Fenerbahçe sevgisini şiirsel anlatımı ile kalplere kazıyan İslam Çupi, ölümünün 5.yıldönümünde yarın Topkapı Maltepe’deki mezarı başında yapılacak törenlerle anılacak. Onun yokluğu dolmayacağı için hüzünlüyüz, ancak ismini ölümsüzleştirdiğimiz için mutluyuz. Gelecek nesil Fenerbahçeliler, Şükrü Saracoğlu stadyumuna geldiğinde önlerine çıkacak “İslam Çupi Basın Tribünü” ile onu tanıyacak, onun yazılarını okuyacak, büyük üstadı ilelebet saygıyla anacaklar. Ölümünün hemen ardından Antu.Forumlarımızda El Emperador rumuzlu üyemiz sevgili Eren’in gündeme getirdiği “İslam Çupi Basın Tribünü” geçtiğimiz hafta Cuma akşamı oynanan Çaykur Rizespor maçı öncesi törenle hizmete açıldı. Bu fikri ortaya atan sevgili Eren’e, fikri uygulamaya koyan Yönetim Kurulumuza ve destek veren herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. İslam Çupi’yi bir kez daha saygı ile anarken, sizleri onun belleklerimize kazıdığı veciz sözü ile başbaşa bırakıyoruz…
Türkiye'de, Fenerbahçe Cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. Stadlar Türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir. Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i...ler diye uğurlanmasına rağmen. Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz... "
İslam Çupi...
1932 yılında Tiran’da doğdu. Nadiye ve Allaman Çupi, oğullarına "İslam" dediler. Varlıklı ve soylu bir aileydiler. Ama Arnavutluk’taki rejim nedeniyletüm mallarını bırakıp, anavatana göçtüler
1951 yılında bitirdi Vefa Lisesi’ni... Aynı zamanda futbola da gönül vermiş, Çapa takımının değişmez oyuncusu olmuştu. Ancak onun asıl aşkı, yazarlığı idi. 1957’de Günlük Spor Gazetesi’nde muhabir olarak gazeteciliğe başladığında, aşkıyla da evlenmiş oldu.
Son Havadis’te yazdı... Türkiye Spor’da yazdı... Yeni İstanbul’da, Akşam’da, Tercüman’da yazdı... 1981 yılında büyük saygı duyduğu, ölümünden sonra sürekli adını andığı, yazılarında özelliklerini anlattığı ve gençlere ilkelerini öğretmeye çalıştığı Milliyet’in unutulmaz spor müdürü Namık Sevik’in çağrısını aldığında düşünmeden "Tamam" dedi. Ve o günden sonra hep Milliyet’te yazdı.
antu.com
Yorum