Tweet
Bakan'ın kaçak villası panzer refakatinde dün yıkıldı!
Saplantı haline getirdim, sürekli yazdım diye beni de çağırdılar. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın "kaçak villası polis panzeri refakatinde yıkılacak, gazeteci olarak sadece sen haberlisin" dediler.
Atladım gittim.
Görmeliydiniz.
Müthişti.
İstanbul'un yedi tepesinden biri olan, "peyzaj değeri ve siluet sermayesiyle" şehre kimlik, kişilik, enderlik veren ve bu yüzden 15 yıl önce korunması, kollanması için SIT alanı ilan edilen Çamlıca tepesindeki bu insanlarda o gün dilencilik, beleşçilik, avantacılık gitmiş yerine müthiş bir yaratıcılık gelmişti.
Panzerler villayı sarmıştı.
Dozerler öndeydiler.
Kepçeler arkaya dizilmişti.
***
Çevik kuvvet polisi kalkanlarını göğüs hizasına getirmiş bekliyorlardı. İstanbul'da ne kadar sivil toplum örgütü varsa, 10 kişilik-15 kişilik temsilcilerini göndermiş, her biri ellerinde pankartları, villanın etrafını sarmışlardı. TÜSİAD temsilcilerinin elindeki pankartta; "Maliye Bakanı güven vermezse sistem çöker. Kaçak villa yapan değil, sisteme güven veren bakan isteriz" yazıyordu. Pankart sopalarının birini Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı, diğerini Koç Holding Başkanı Mustafa Koç tutuyordu.
***
Yumurta Üreticileri Derneği'nin taşıdığı pankartta ise; "Yumurtayı kabuğundan soyarlar, doğru düzgün bir kapitalist ülkede Bakan bile olsa, kaçak villa yapanı koltuğundan kovarlar" yazılıydı. Bankalar Birliği Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri de bizzat gelip kaçak villa yıkım etkinliğinde yerlerini almış, taşıdıkları pankarta; "Villayı yık, güveni kurtar" yazmışlardı.
DİSK de oradaydı.
TÜRK-1Ş de...
TOBB'da...TlSKde...
En etkili pankartı müzakere sürecine girdiğimiz Avrupa Birliği (AB) Adalet Komisyonu temsilcisi taşıyordu. Dünya çapında şöhretimiz romancı Orhan Pamuk'la beraber Brüksel'den kalkıp gelmişlerdi.
Şöyle yazmışlardı: "Ya kaçak villa yıkılacak ya AB hayalinden vazgeçilecek..."
Dozerler harekete geçti. Çevik polis dalgalandı. Panzerler siren bastı.
***
Tiyatro sanatçıları Derneği'nden Levent Kırca'ya benzeyen bir gösteri sanatçısı kaçak villanın kapısında, yüzünde hiddet, nefret, öfke dalgalarıyla fırladı... Boyu da Maliye Bakanı Unakıtan'ın boyunda, yüzünü Bakan'in yüz hatlarına ve o içten gülüşüne benzetmiş... Dozerlere saldırıyor. Durdurmaya çalışıyor. Kapıdan bir yığın insan daha çıktı... Unakıtan'ın arkasından onlar da kepçelerin sürücülerine taş atmaya başladılar... Kim bunlar? Çamlıca tepesinde kaçak villa yapmış zengin takımından... imtiyazlı kimselermiş.
Temsili dediler.
Gerçek bakan değil.
Levent Kırca, bakan Unakıtan kılığına girmiş "gecekondusu yıkılan bir garibanın parodisini" oynuyor dediler. Bu arada bir kadın fırladı, villanın damına çıktı, elinde kundaklı bir bebek... Bebek ağlıyor. Görenin yüreği parçalanır. Kadın; "Yıkmayın villamızı, atarım çocuğu aşağıya..." diye dozerciye, kepçeciye, çevik kuvvet şefine vicdan yapıyor.
***
Bu kim?
Bakan'in eşi dediler.
Temsili diye eklediler...
TV'deki "itilmiş-kakılmış" dizisinde itilmişi canlandıran sanatçı Yasemin Yalçın, Bakan Unakıtan'ın eşini oynuyor. Bu arada Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır ile Büyükşehir Belediye Başkanı Doktor Mimar Kadir Topbaş'ı oynayan iki sanatçı da çevik kuvvet polislerinin şefine; "Yapmayın... Villamızı dozerle-kepçeyle yıkmayın... Kapısına, penceresine, İtalyan mermerine, Çin granitinden hela taşına yazık..." diye yalvarıyorlar.
Fakat dozer durmuyor.
Kepçe gerilemiyor.
Panzerler susmuyor.
Yıkım, villanın etrafını sarmış büyük harf sivil toplum örgütleri temsilcilerinin tezahüratıyla yıkılıyor.
Müthişti!
Rüyaymış!
Ter içinde uyandım.
Yazı: Necati Doğru
Kaynak: Vatan Gazetesi