İkinci Abdülhamid Han Anılıyor!
annsccu
Bundan yaklaşık 120 sene öncesinde Batı yine bir karikatür krizi çıkarmıştı.
Paris ve Londra'da Hazreti Peygamber'e ve hanımlarına hakaretler içeren içeren bir piyesi sahnelemek istediler. Sebep yine aynıydı, ifade özgürlüğü.
İkinci Abdülhamid Han ise hiçbir mazarete kubal etmeyeceğini beyan etti ve tek bir mesaj gönderdi Batı'ya: 'Başta İslam Dünyası tüm dünyayı ayağa kaldırırım'
Bu ültimatomu alan Batı ülkeleri, ifade özgürlüğüne kendi elleriyle son verdiler ve piyesmleri sahneletmediler.
Bu piyesleri sahnelenmemesini sağlayan İkinci Abdülhamid Han, bugün mezarı başında anıldı.
Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han'ın Çemberlitaş'taki türbesine gelen Saadet Partili gençler, öncçe bir basın açıklaması yaptılar, daha sonra da sultanın kabri başında Kuran okuyup, dua ettiler.
Basın açıklamasında, İkinci Abdülhamid Han'ın büyük bir siyasi deha olduğu vurgulandı, tahttan indirilmesinde siyonistlerin de dahli olduğu belirtildi.
Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid'in türbesi başında sabah saatlerinde de bir anma töreni vardı.
Kur'an-ı Kerim okunarak başlayan törende konuşan İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mim Kemal Öke, II. Abdülhamid'i hatırlamanın, onun hassasiyetlerini hatırlamak anlamına geldiğini
belirtti.
Öke, II. Abdülhamid'in birinci derecedeki hassasiyetinin ''önce devlet'' anlayışı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Uluslararası ilişkilerin 'kurtlar vadisi' olduğu bir emperyalist
zaman sürecinde, Osmanlı Devleti'nin nasıl içten ve dıştan çökertilmeye çalışıldığını tarihçiler bilmektedir. Dolayısıyla II. Abdülhamid'in birinci hassasiyeti bu devletin bekasını koruyabilmek
olmuştur. Osmanlı'yı ayakta tutabilmek için 33 yıllık saltanatı süresince nelere göğüs gerdiğini biz tarihçiler biliyoruz. 'Önce devlet' derken de o günün güçler dengesinde en küçük taşkınlığın Osmanlı Devleti'ne büyük zarar vereceğini ve Türkiye'yi
parçalayacağını bildiği için fevri çıkışlara karşı çıkmıştır.
Dolayısıyla fevkalade temkinli, itidalli ama teslimiyetçi olmadan bir diplomasi ve siyaset güdebilme mahareti gösterebilmiş usta bir diplomattır. Taşkınlığın olmaması, II. Abdülhamid'in siyaset
felsefesinin temel taşlarından bir tanesidir.''
II. Abdülhamid'in bugüne ışık tutacak bir diğer hassasiyetinin de ''milletin birliği ve bütünlüğünün zedelenmemesi'', bunun da insancıl prensipler ışığında gerçekleştirilmesi gerekliliği olduğunu dile
getiren Mim Kemal Öke, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla milli birlik ve beraberliği muhafaza gayreti içerisinde, evrensel değerlere haiz, insan haklarının da korunmasının icap ettiğini de düşünerek, o günlerde dünya üzerinde ayrıma tabi tutulmuş Doğu Avrupa'da Museviler'e yönelik katliamlara karşı sesini
yükseltebilmiştir. Osmanlı ülkesinin onlara sığınak olarak kabul edilmesi gerektiğini söylemiştir. İşte o dönemlerde Osmanlı, insanlığın son kalesi olarak bir madalya ile taltif edilmiş durumdaydı. Gerçek Abdülhamid'i anlamak mecburiyetindeyiz. Abdülhamid'e sahip çıkanların da, karşı çıkanların da gerçek Abdülhamid'i tarihi dokusu içinde yeniden inşa etmesi zarureti vardır. Bilime inanıyorsak, bilimin ışığında II. Abdülhamid Han'ı yeniden iadei itibar etmek mecburiyetindeyiz. Ahde vefa prensibi burada geçerli olmalıdır. Tarihle barışmamız gerekir.
Milli birliği inşa etmenin çıkış noktalarından bir tanesi de tarihle barışabilmeyi becerebilmektir. Köklerine sahip çıkan ülkeler geleceğinden de ümitli olurlar."
Törende konuşan Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı da, II. Abdülhamid Han'ın başarılı bir hükümdar olduğunu dile getirerek, yaptığı reformların imparatorluğun devamını sağladığını kaydetti.
Ortaylı, ''Bu hükümdar, çok milletli bir devletin başındaydı. İmparatorluk coğrafyasında sadece Türkler değil, Araplar ve Yahudiler de yaşardı. Onlar bile II. Abdülhamid dönemini 'adalet dönemi' olarak anar. Bu çok önemlidir'' diye konuştu.
II. Abdülhamid'in kendisini tahttan indirenlerle bile zor zamanlarda dış konuları görüştüğünü, devletin dış politikasını tayinde onlara yardım ettiğini ifade eden Ortaylı, ''Tarihle barışmak gerekir. Biz tarihimizi bir kül olarak alırız ve bizim tarihimizde utanılacak
safha yoktur. II. Abdülhamid Han da devlet büyüklerimizdendir. Türk milleti büyük bir millettir. Her zaman büyük devlet adamları, komutanlar çıkarır'' şeklinde konuştu.
Anma törenine, akademisyenlerin yanı sıra, Osmanlı hanedanı mensuplarından Harun Osmanoğlu, Selahattin Osmanoğlu, Orhan Osmanoğlu, Firuzan Osmanoğlu ve Abdülhamid Kayhan Osmanoğlu ile vatandaşlar da
katıldı.
smile_nono stupidprv bash crashs smile_nono stupidprv crashs smile_nono stupidprv bash crashs
annsccu
Bundan yaklaşık 120 sene öncesinde Batı yine bir karikatür krizi çıkarmıştı.
Paris ve Londra'da Hazreti Peygamber'e ve hanımlarına hakaretler içeren içeren bir piyesi sahnelemek istediler. Sebep yine aynıydı, ifade özgürlüğü.
İkinci Abdülhamid Han ise hiçbir mazarete kubal etmeyeceğini beyan etti ve tek bir mesaj gönderdi Batı'ya: 'Başta İslam Dünyası tüm dünyayı ayağa kaldırırım'
Bu ültimatomu alan Batı ülkeleri, ifade özgürlüğüne kendi elleriyle son verdiler ve piyesmleri sahneletmediler.
Bu piyesleri sahnelenmemesini sağlayan İkinci Abdülhamid Han, bugün mezarı başında anıldı.
Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han'ın Çemberlitaş'taki türbesine gelen Saadet Partili gençler, öncçe bir basın açıklaması yaptılar, daha sonra da sultanın kabri başında Kuran okuyup, dua ettiler.
Basın açıklamasında, İkinci Abdülhamid Han'ın büyük bir siyasi deha olduğu vurgulandı, tahttan indirilmesinde siyonistlerin de dahli olduğu belirtildi.
Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid'in türbesi başında sabah saatlerinde de bir anma töreni vardı.
Kur'an-ı Kerim okunarak başlayan törende konuşan İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mim Kemal Öke, II. Abdülhamid'i hatırlamanın, onun hassasiyetlerini hatırlamak anlamına geldiğini
belirtti.
Öke, II. Abdülhamid'in birinci derecedeki hassasiyetinin ''önce devlet'' anlayışı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Uluslararası ilişkilerin 'kurtlar vadisi' olduğu bir emperyalist
zaman sürecinde, Osmanlı Devleti'nin nasıl içten ve dıştan çökertilmeye çalışıldığını tarihçiler bilmektedir. Dolayısıyla II. Abdülhamid'in birinci hassasiyeti bu devletin bekasını koruyabilmek
olmuştur. Osmanlı'yı ayakta tutabilmek için 33 yıllık saltanatı süresince nelere göğüs gerdiğini biz tarihçiler biliyoruz. 'Önce devlet' derken de o günün güçler dengesinde en küçük taşkınlığın Osmanlı Devleti'ne büyük zarar vereceğini ve Türkiye'yi
parçalayacağını bildiği için fevri çıkışlara karşı çıkmıştır.
Dolayısıyla fevkalade temkinli, itidalli ama teslimiyetçi olmadan bir diplomasi ve siyaset güdebilme mahareti gösterebilmiş usta bir diplomattır. Taşkınlığın olmaması, II. Abdülhamid'in siyaset
felsefesinin temel taşlarından bir tanesidir.''
II. Abdülhamid'in bugüne ışık tutacak bir diğer hassasiyetinin de ''milletin birliği ve bütünlüğünün zedelenmemesi'', bunun da insancıl prensipler ışığında gerçekleştirilmesi gerekliliği olduğunu dile
getiren Mim Kemal Öke, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla milli birlik ve beraberliği muhafaza gayreti içerisinde, evrensel değerlere haiz, insan haklarının da korunmasının icap ettiğini de düşünerek, o günlerde dünya üzerinde ayrıma tabi tutulmuş Doğu Avrupa'da Museviler'e yönelik katliamlara karşı sesini
yükseltebilmiştir. Osmanlı ülkesinin onlara sığınak olarak kabul edilmesi gerektiğini söylemiştir. İşte o dönemlerde Osmanlı, insanlığın son kalesi olarak bir madalya ile taltif edilmiş durumdaydı. Gerçek Abdülhamid'i anlamak mecburiyetindeyiz. Abdülhamid'e sahip çıkanların da, karşı çıkanların da gerçek Abdülhamid'i tarihi dokusu içinde yeniden inşa etmesi zarureti vardır. Bilime inanıyorsak, bilimin ışığında II. Abdülhamid Han'ı yeniden iadei itibar etmek mecburiyetindeyiz. Ahde vefa prensibi burada geçerli olmalıdır. Tarihle barışmamız gerekir.
Milli birliği inşa etmenin çıkış noktalarından bir tanesi de tarihle barışabilmeyi becerebilmektir. Köklerine sahip çıkan ülkeler geleceğinden de ümitli olurlar."
Törende konuşan Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı da, II. Abdülhamid Han'ın başarılı bir hükümdar olduğunu dile getirerek, yaptığı reformların imparatorluğun devamını sağladığını kaydetti.
Ortaylı, ''Bu hükümdar, çok milletli bir devletin başındaydı. İmparatorluk coğrafyasında sadece Türkler değil, Araplar ve Yahudiler de yaşardı. Onlar bile II. Abdülhamid dönemini 'adalet dönemi' olarak anar. Bu çok önemlidir'' diye konuştu.
II. Abdülhamid'in kendisini tahttan indirenlerle bile zor zamanlarda dış konuları görüştüğünü, devletin dış politikasını tayinde onlara yardım ettiğini ifade eden Ortaylı, ''Tarihle barışmak gerekir. Biz tarihimizi bir kül olarak alırız ve bizim tarihimizde utanılacak
safha yoktur. II. Abdülhamid Han da devlet büyüklerimizdendir. Türk milleti büyük bir millettir. Her zaman büyük devlet adamları, komutanlar çıkarır'' şeklinde konuştu.
Anma törenine, akademisyenlerin yanı sıra, Osmanlı hanedanı mensuplarından Harun Osmanoğlu, Selahattin Osmanoğlu, Orhan Osmanoğlu, Firuzan Osmanoğlu ve Abdülhamid Kayhan Osmanoğlu ile vatandaşlar da
katıldı.
smile_nono stupidprv bash crashs smile_nono stupidprv crashs smile_nono stupidprv bash crashs
Yorum