ÇANAKSIZ RECEİVER
Sayısal Karasal Televizyon Yayıncılığı (DVB-T) pilot uygulamaları, bilindiği üzere 3 Şubat 2006 tarihinde ülkemizde de başladı. İstanbul’da yapılan açılış töreni ile birlikte, Ankara ve İstanbul’da düşük güçle ve kısıtlı kanal sayısı ile yayına geçildi. Bu illerimizin bir bölümünde, TV cihazlarının ve bilgisayarların girişine bir sayısal karasal TV alıcısı bağlanarak yayın izlenebiliyor.
Ancak kamuoyunda yanlış bilgilendirme, yanlış yönlendirme ve dolayısıyla farklı beklentilerin oluşması olgusu ortaya çıktı. Çanak antenler çöpe atılacak, uydu alıcısına gerek kalmayacak, kablo-tv bitecek, Avrupa yayınları havadan herkesin televizyonuna gelecek gibi sözler ortalıkta dolaşmaya başladı, hatta basına yansıdı. Üretici, satıcı ve tüketici tedirgin oldu, piyasa olumsuz etkilendi.
TUYAD olarak, TV yayın iletim sektörünün tarafsız derneği sıfatıyla ve konunun açıklığa kavuşmasına katkıda bulunmak amacıyla aşağıdaki gerçeklerin altını çizmek ve kamuoyunu bilgilendirmek gereğini duyuyoruz:
Sayısal TV yayıncılığı, televizyonun keşfinden beri kullanılan analog TV yayıncılığının teknolojik olarak yenilenmiş, gelişmiş türüdür.
Gelişen teknoloji doğrultusunda, elektronik mühendisliği her alanda, analogtan sayısala (dijitale) geçiş yaşamaktadır. Bu bağlamda TV yayıncılığının stüdyo, iletim ve alıcı cihaz ortamlarında da sayısal teknoloji hızla yerleşmektedir. Kameradan televizyon cihazına kadar her bileşenin yeni modelleri sayısal teknoloji ile çalışmaktadır. Bu bağlamda yayın iletiminde Türkiye’de öncelikle uyduda sayısala geçilmiş ve süreç tamamlanmıştır. Bundan sonra kablo yayınında ve karasal (vericiden) yayında sayısal ortama geçilmesi kaçınılmazdır ve bütün dünya bu yönde hareket etmektedir.
Sayısal karasal yayın, alışageldiğimiz havadan gelen ve çatı anteniyle alınan karasal TV yayınının sayısal teknolojiye uyarlanmış halidir.
VHF/UHF kanallarından, çatı anteni, balkon anteni ve oda anteninden aldığımız sinyalleri, TV cihazımıza uygulayarak izlediğimiz karasal (vericiden) yayın, aynı antenlerle aynı şekilde alınarak ek bir sayısal kod çözücü cihaz (karasal, sayısal) alıcı (receiver) ilavesi ile izlenecektir. Yeni teknolojide havadan alınabilen tv kanalı sayısı 80-100 gibi rakamlara ulaşabilecektir. Üstelik tüm yayınlar daha kaliteli görüntü ve ses ile izlenecektir.
Sayısal karasal yayını izlemek, bugün için bir karasal-alıcı cihazı gerektirmektedir. İleride bu işlev TV alıcılarına entegre edilecektir, ek cihaz gerekmeyecektir.
Yeni teknoloji sayısal karasal yayınlar, bugün yaygın olarak kullandığımız televizyon cihazları tarafından doğrudan alınamayacak, uydu alıcısına benzeyen bir cihazdan geçirilerek (sayısal karasal alıcı, set-top-box) mevcut televizyon cihazına aktarılacaktır. İleride televizyon cihazlarının sayısal alıcı devreleri olacak, antenler bugün alıştığımız gibi doğrudan televizyon cihazına bağlanabilecektir.
Her durumda sayısal karasal yayınların alınabilmesi icin ya bir ek set üstü cihazı (set-top-box) alınması yada mevcut TV alıcısının değiştirilmesi gerekecektir.
Karasal yayın, Uydu-TV veya Kablo-TV’nin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır.
Nasıl bugün hem çatı anteni, hem uydu anteni, hem de kablo-tv kullanıcıları var ise ve herbirinin bir farklı tercih nedeni mevcutsa, gelecekte de her üç sistem farklı alanlarda tercih edileceklerdir. Uydularda her zaman daha fazla sayıda kanal seçeneği bulunacak, kabloda hızlı internet ve interaktif hizmetler belirleyici olacak, karasal-tv’de ise bir kabloya bağlı olunmaksızın her odada hatta hareketli ortamlarda izlenebilme özelliği ortaya çıkacaktır.
Dünyadaki örneklere bakıldığında, ülke yönetimlerinin medya planlama politikaları, karasal ve kablo yayınlarının gelişmesini etkilemekte, ancak uydu yayını üzerindeki etkileri sınırlı olmaktadır.
Bilhassa Türkiye’nin örnek aldığı Avrupa ülkelerine bakıldığında, hepsinde uydu-tv sektöründe benzer bir gelişme olduğu, ancak kablo ve karasal-tv sektörlerinde devlet politikasına bağlı olarak farklılıklar bulunduğu gözlemlenmektedir. Lisanslama politikaları, karasal-tv yayıncılığının yapısı gereği kamuya ait kanallarla geliştirilmesi nedeniyle gereksinim duyduğu büyük kamu yatırımı (TRT’nin bugün 5000 kadar vericisi vardır, bunların sayısala uyumu büyük bir yatırım bütçesi gerektirmektedir) bu iki sektörün gelişiminin devlet tarafından etkilenmesini doğurmaktadır. Uydu-tv, sınırları ve kısıtlamaları daha kolaylıkla atlayabilmektedir.
Bugünkü TV yayıncılığı teknolojisi sürdükçe, her üç TV yayınlama türü gelecekte de varolacaktır. Herhangi birinin “çöpe atılması” beklenmemektedir.
TUYAD
Sayısal Karasal-TV (DVB-T)
Sayısal Karasal-TV (DVB-T)
Sayısal Karasal Televizyon Yayıncılığı (DVB-T) pilot uygulamaları, bilindiği üzere 3 Şubat 2006 tarihinde ülkemizde de başladı. İstanbul’da yapılan açılış töreni ile birlikte, Ankara ve İstanbul’da düşük güçle ve kısıtlı kanal sayısı ile yayına geçildi. Bu illerimizin bir bölümünde, TV cihazlarının ve bilgisayarların girişine bir sayısal karasal TV alıcısı bağlanarak yayın izlenebiliyor.
Ancak kamuoyunda yanlış bilgilendirme, yanlış yönlendirme ve dolayısıyla farklı beklentilerin oluşması olgusu ortaya çıktı. Çanak antenler çöpe atılacak, uydu alıcısına gerek kalmayacak, kablo-tv bitecek, Avrupa yayınları havadan herkesin televizyonuna gelecek gibi sözler ortalıkta dolaşmaya başladı, hatta basına yansıdı. Üretici, satıcı ve tüketici tedirgin oldu, piyasa olumsuz etkilendi.
TUYAD olarak, TV yayın iletim sektörünün tarafsız derneği sıfatıyla ve konunun açıklığa kavuşmasına katkıda bulunmak amacıyla aşağıdaki gerçeklerin altını çizmek ve kamuoyunu bilgilendirmek gereğini duyuyoruz:
Sayısal TV yayıncılığı, televizyonun keşfinden beri kullanılan analog TV yayıncılığının teknolojik olarak yenilenmiş, gelişmiş türüdür.
Gelişen teknoloji doğrultusunda, elektronik mühendisliği her alanda, analogtan sayısala (dijitale) geçiş yaşamaktadır. Bu bağlamda TV yayıncılığının stüdyo, iletim ve alıcı cihaz ortamlarında da sayısal teknoloji hızla yerleşmektedir. Kameradan televizyon cihazına kadar her bileşenin yeni modelleri sayısal teknoloji ile çalışmaktadır. Bu bağlamda yayın iletiminde Türkiye’de öncelikle uyduda sayısala geçilmiş ve süreç tamamlanmıştır. Bundan sonra kablo yayınında ve karasal (vericiden) yayında sayısal ortama geçilmesi kaçınılmazdır ve bütün dünya bu yönde hareket etmektedir.
Sayısal karasal yayın, alışageldiğimiz havadan gelen ve çatı anteniyle alınan karasal TV yayınının sayısal teknolojiye uyarlanmış halidir.
VHF/UHF kanallarından, çatı anteni, balkon anteni ve oda anteninden aldığımız sinyalleri, TV cihazımıza uygulayarak izlediğimiz karasal (vericiden) yayın, aynı antenlerle aynı şekilde alınarak ek bir sayısal kod çözücü cihaz (karasal, sayısal) alıcı (receiver) ilavesi ile izlenecektir. Yeni teknolojide havadan alınabilen tv kanalı sayısı 80-100 gibi rakamlara ulaşabilecektir. Üstelik tüm yayınlar daha kaliteli görüntü ve ses ile izlenecektir.
Sayısal karasal yayını izlemek, bugün için bir karasal-alıcı cihazı gerektirmektedir. İleride bu işlev TV alıcılarına entegre edilecektir, ek cihaz gerekmeyecektir.
Yeni teknoloji sayısal karasal yayınlar, bugün yaygın olarak kullandığımız televizyon cihazları tarafından doğrudan alınamayacak, uydu alıcısına benzeyen bir cihazdan geçirilerek (sayısal karasal alıcı, set-top-box) mevcut televizyon cihazına aktarılacaktır. İleride televizyon cihazlarının sayısal alıcı devreleri olacak, antenler bugün alıştığımız gibi doğrudan televizyon cihazına bağlanabilecektir.
Her durumda sayısal karasal yayınların alınabilmesi icin ya bir ek set üstü cihazı (set-top-box) alınması yada mevcut TV alıcısının değiştirilmesi gerekecektir.
Karasal yayın, Uydu-TV veya Kablo-TV’nin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır.
Nasıl bugün hem çatı anteni, hem uydu anteni, hem de kablo-tv kullanıcıları var ise ve herbirinin bir farklı tercih nedeni mevcutsa, gelecekte de her üç sistem farklı alanlarda tercih edileceklerdir. Uydularda her zaman daha fazla sayıda kanal seçeneği bulunacak, kabloda hızlı internet ve interaktif hizmetler belirleyici olacak, karasal-tv’de ise bir kabloya bağlı olunmaksızın her odada hatta hareketli ortamlarda izlenebilme özelliği ortaya çıkacaktır.
Dünyadaki örneklere bakıldığında, ülke yönetimlerinin medya planlama politikaları, karasal ve kablo yayınlarının gelişmesini etkilemekte, ancak uydu yayını üzerindeki etkileri sınırlı olmaktadır.
Bilhassa Türkiye’nin örnek aldığı Avrupa ülkelerine bakıldığında, hepsinde uydu-tv sektöründe benzer bir gelişme olduğu, ancak kablo ve karasal-tv sektörlerinde devlet politikasına bağlı olarak farklılıklar bulunduğu gözlemlenmektedir. Lisanslama politikaları, karasal-tv yayıncılığının yapısı gereği kamuya ait kanallarla geliştirilmesi nedeniyle gereksinim duyduğu büyük kamu yatırımı (TRT’nin bugün 5000 kadar vericisi vardır, bunların sayısala uyumu büyük bir yatırım bütçesi gerektirmektedir) bu iki sektörün gelişiminin devlet tarafından etkilenmesini doğurmaktadır. Uydu-tv, sınırları ve kısıtlamaları daha kolaylıkla atlayabilmektedir.
Bugünkü TV yayıncılığı teknolojisi sürdükçe, her üç TV yayınlama türü gelecekte de varolacaktır. Herhangi birinin “çöpe atılması” beklenmemektedir.
Yorum