Türkiye genelinde yapılan bir araştırma, Türk toplumunun kendisinden farklı düşünen ve yaşayanlara ne kadar hoşgörüsüz olduğunu ortaya çıkardı. İşte araştırmanın ayrıntıları...
Eşcinsellerden, evlenmeden aynı evde oturan çiftlerden, bar, diskotek ve gece kulüplerine gidenlerden, küpe takmış erkeklerden ve açık giyinen kadınlardan rahatsız olanların oranı yüzde 50'nin üstünde. Ramazanda oruç tutmayanlardan rahatsız olanların oranı yüzde 36, namaz kılmayanlardan rahatsız olanların oranı yüzde 28, başını örtmeyen kadınların görüntüsünden rahatsız olanların oranı ise yüzde 24 çıktı.
Açık Toplum Enstitüsü ve Boğaziçi Üniversitesi'nin (B.Ü) p***e desteğiyle, BÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yılmaz'ın yöneticiliğinde yapılan kamuoyu araştırması, 15 ilin kentsel ve kırsal yerleşim birimlerinde, 18 yaş üstü 1644 kişiyle, hanelerde yüz yüze görüşme yöntemiyle yapıldı.
Şalvarlı rahatsız ediyor
"Türkiye'de Muhafazakârlık: Aile, Din, Devlet, Batı" başlıklı araştırmanın, "Hangi dinsellik görüntülerinden rahatsız olunuyor?" bölümünün sonuçları oldukça düşündürücü.
Ramazanda oruç tutmayanlardan rahatsız olanların oranı yüzde 36, namaz kılmayanlardan rahatsız olanların oranı ise yüzde 28. Başını örten kadınlardan rahatsız olanların oranı yüzde 7'yken, başını örtmeyen kadınların görüntüsünden rahatsız olanların oranı yüzde 24.
Sakallı, takkeli ve şalvarlı erkeklerin görüntüsünden rahatsız olanların oranı yüzde 39, çarşaflı kadınların görüntüsünden rahatsız olanların oranı ise yüzde 38 oldu.
Müslüman kadın kapanır
"Kendisine 'Müslümanım' diyen her kadın başını örtmelidir" düşüncesine katılanların oranı yüzde 42. "Başını örtmeyen kadınlar Müslüman sayılmazlar" düşüncesine katılanların oranı ise yüzde 19.
Kadının işi hizmet etmek
Araştırmada, "Kadınlar ve erkekler siyasette, iş hayatında, toplum içinde ve aile hayatında her bakımdan eşit haklara sahip olmalıdır" diye düşünenlerin oranı yüzde 87 olsa da, "Kadının esas görevinin kocalarına evde hizmet etmek olduğu fikrine katılanların" oranı yüzde 71. Hatta, araştırmaya katılanların yüzde 67'si 'Hizmeti aksıyorsa, o zaman işi bırakmalı ve ev kadını olmalıdır' düşüncesini taşıyor. 'Bir erkek karısına gerekli görürse dayak atabilir' düşüncesine katılanlar ise yüzde 23 oranında. 'Erkeğin şerefinin karısının namusuna bağlı olduğunu' düşünenlerin oranı ise yüzde 73.
Eşcinsellere hoşgörü yok
Homo****üellerden rahatsız olanların oranı yüzde 76, evlenmeden aynı evde oturan çiftlerden rahatsız olanların oranı ise yüzde 65. Bar, diskotek ve gece kulübüne gidenlerden rahatsız olanların oranı da yüzde 63. Küpe takmış erkeklerden rahatsız olanların oranı yüzde 56 olurken, açık giyinmeyi, gençlerin flört etmesini, tek başına yaşayan ve boşanmış kadınları rahatsız edici bulanların oranı da ciddi boyutta çıktı.
Aykırı görüntülere tolerans gösterilmiyor
Doç. Dr. Hakan Yılmaz:
Araştırmanın başörtüsü üzerine yapılmış bir araştırma olmadığını söyleyen Doç. Dr. Hakan Yılmaz, genel görüntüler karşısındaki ilk tepkileri ölçmeyi amaçladıklarını söyledi.
Yılmaz araştırmayı şöyle yorumladı: "İnsanların yüzde 7'si başını örten kadınlardan rahatsız olacağını söylerken, örtmeyen kadınlardan yüzde 24'ü rahatsız oluyor. Bu önemli bir rakam. Neredeyse üç katından fazlası. Başını örtmeyen kadınları Müslüman saymayan yüzde 19 oranında insanımız var. Bu da bence azınlıkta olsa bile toleranssızlık göstergesi. Yüzde 42'si, 'Bir kadın Müslümanım diyorsa başını örtmeli' diye düşünüyor. Bu ciddi bir rakam.
Modern kentsel cinsellik görüntüleri karşısında çok muhafazakârız. Kendimize göre aykırı görüntülere karşı hoşgörülü değiliz. Ama bu konularda içe kapalı ve toleranssız olduğumuz anlamına gelmiyor. İyimser olmaya yol açacak veriler de çıkıyor. En başta kadın - erkek eşitliğine olan inanç."
Din, hayatın her alanında...
Araştırmaya göre dini inançlar hayatın her alanında etkili oluyor. Araştırmaya katılanlardan yüzde 65'i, seçimlerde oy vereceği siyasi parti liderini seçerken dinsel inançlarını dikkate alıyor. Dostlarını ve arkadaşlarını seçerken dinsel inançları dikkate alanların oranı yüzde 70. Dinsel inançların, evleneceği kişiyi seçerken etkili olacağını söyleyenlerin oranı ise yüzde 85.
Katı din ve töre anlayışı yüzünden
Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı, bu çalışmayı şöyle yorumluyor: Bu çalışmada yüzde 30 oranındaki insanlar geleneksel değerleri ve katı dini anlayışları nedeniyle, başı açık kadına, yalnız oturan kadına, evlilik dışı ilişkilere, ayrı cinsler arasındaki ilişkiye, dini gerekçeyi yerine getirmeyenlere karşı toleranssız olma eğilimindeler. Niçin rahatsızlar, geleneksel değerlerinden, daha katı bir töre ve din anlayışlarından dolayı başı açık kadına, dini vecibelerini yerine getirmeyenlere toleranssızlar. Avrupa Birliği (AB) sürecinde Türkiye'de toleransın artırılması çok önemli. Daha fazla diyaloğa, dışa açılmaya ihtiyaçları var.
Yorum