SON ÇILGIN TÜRK'ün NASİHATLERİ

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • kutludað
    Junior Member
    • 07-01-2006
    • 130

    SON ÇILGIN TÜRK'ün NASİHATLERİ

    stupidprv Son Çılgın Türk'ün nasihatlerismile_nono

    Hayatta olan son iki İstiklal Gazisi’nden ya da günümüzün moda deyimiyle Çılgın Türklerin son temsilcilerinden Veysel Turan, hasta yatağından Türk milletine böyle seslendi
    18 Mart 2006 08:50
    Onlar değil miydi, cepheye mermi taşıma görevini üstlenen? Bunları gördükçe üzülüyorum.. Kimin için savaştım diye kendimi sorguluyorum.. Düşman kapıdan girdikten sonra ‘eyvah’ demenin bir faydası olmayacak. O gün ‘eyvah!’ diyeceklerine bugün ‘Allah’ desinler. Allah’ın ipine sarılsınlar…”

    18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 91. yıldönümünde bugün hayatta olan son iki İstiklal Gazisi’nden biri olan Veysel Turan ile Konya’daki evinde görüştük. Hayatta kalan iki İstiklal Gazisi'nden biri olan Veysel Turan, Rumî 1316 (Miladî 1898) doğumlu.. 106 yaşında. Konya’nın, Sarayönü İlçesi'nde esnaftan Abdülkadir Bey'in oğlu. Şimdi Konya’nın Selçuklu İlçesi’nde en küçük kızı Saniye Hanım’ın yanında. Aydınlıkevler Mahallesi’nde asansörsüz bir apartmanın üçüncü katında ikamet ediyor. 20 yıldır yatağa bağlı olarak hayatını sürdürdüğü için dışarıya çıkamıyor.

    O GÜNLERİ KONUŞTUK: BİR SARI LİRA VARDI

    106 yaşında olan Gazi Turan’la o günleri konuştuk. Düşmana karşı iman gücüyle galip geldiklerini ifade eden Gazi Turan, ağzından güçlükle çıkan her cümlesinde, manevi çöküşün tehlikesine işaret etti. Turan, şunları söyledi: “Bir sarı lira vardı ve hayatımızı onunla sürdürüyorduk. Fazlası eksiği yoktu. Yine de ayakta durabiliyorduk. Ama kâğıt para çıktı ve huzurumuz bitti. Yokluk vardı o zaman, çoğu açlıktan hayatını kaybetti. Şimdi baktığımız zaman ülkemizin durumu iyi ama rahat bırakmıyorlar. Düşman kapıda bekliyor, her tarafımızı sarmışlar. Türkiye, düşman işgali altında ve bunu göremiyorlar. Birbirlerini tutmuyorlar, desteklemiyorlar. ‘Sen yapamıyorsun, ben yaparım’ kavgasına girmişler. Birlik, dirlik yok aralarında. Birlik var mı birlik? Ona bakmak lazım. Yarın çok geç kalmış olacaklar. Düşman kapıdan girdikten sonra ‘eyvah’ demenin bir faydası olmayacak. ‘Eyvah!’ diyeceklerine ‘Allah’ desinler. Ayakta kalabilmemiz için yüce dinimiz çatısı altında birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım.”

    Turan, yokluklar üzerine kurtardıkları ülkenin, rahat günlerinin kıymetinin bilinemediğini söyledi.

    GENÇLERE MESAJLAR

    Turan, şöyle devam etti: “Her cemiyetin içinde mutlaka çürük elma çıkar. Önemli olan; her cemiyeti temsil eden o şerefli üniformaların içindeki şerefsizleri temizlemektir. Gençliğin dejenere olmaması için çabalamak gerekir. Biz bu vatan uğruna her yerde savaştık. 10–12 gün yemek yemediğimiz zamanlar oldu. Ama şu anda ‘vatan millet Sakarya’ diyen çok nadir. Bunu söyleyen gençler de siyasi unsurlara kapılıp gitmişler. Şimdiki gençlerde Batı’ya özenti sevdasının olduğunu görüyorum.”

    ÜZÜLÜYORUM

    Düşmana karşı iman gücüyle galip geldiklerini anlatırken “Başörtülü analarımız, bacılarımız sırtlarında bizlere mermi taşırdı” diyen Gazi Turan, Türkiye’nin bugünkü manzarasının içini kararttığını söyledi. 106’lık çınar Veysel Turan, “Cepheye sırtlarında mermi taşıyan örtülü annelerimiz, bacılarımız bugün askerin yanına dahi yaklaştırılmıyor.. Başörtülü oldukları için kızlarımızın eğitim hakkı ellerinden alınıyor. Onlar değil miydi, cepheye mermi taşıma görevini üstlenen? Bunları gördükçe üzülüyorum.. Kimin için savaştım diye kendimi sorguluyorum..” dedi.

    GÖNLÜMDEKİ TÜRKİYE İLE DIŞARIDAKİ TÜRKİYE ÇOK FARKLI

    Yıllardır dışarı çıkmadığını söyleyen Gazi Turan, sebeplerini şöyle dile getirdi: “Bunun iki sebebi var. Birincisi sağlık sorunum. İkincisi benim gönlümde, yüreğimde, aklımda kurduğum Türkiye'nin farklı oluşu. Dışarıdaki Türkiye çok farklı. Ben arkadaşımı bırakmak istemediğim için onu kilometrelerce sırtımda taşıdım. Aç susuz kaldık.. Savaşta veya barışta kimsenin namusunda, malında gözümüz olmadı. Savaşta aldığımız esirlere bile her türlü yardımı yapardık, onların haklarına tecavüz etmezdik. Bugün bakıyorum; vatanı, milleti için şehit düşen Müslümanlara bin bir türlü işkence ve tecavüzler yapılıyor. Milli ve manevi değerlerimizden yoksun bir gençlik yetişiyor. Her yerde sarkıntılıklar, hırsızlıklar, gasp ve cinayetler var. Ben üzülüyorum, kimin için savaştım? Üzülüyorum..”

    VATANI İNANCIMIZLA KURTARMADIK MI?

    Gazi Turan, şöyle devam etti: “Türk kadınının fedakârlığı inancından kaynaklanıyordu. İnancı ona erkeğinin yanında yer almayı aşılıyordu. Böyle olunca, cepheye mermi taşıma görevi onlara düşüyordu. Onlar çok fedakârdı. Her türlü güçlüğe rağmen örtünmek için yorgan kılıflarını, çarşaflarını kullanıyorlardı. Şimdiki kadınlara aynı fedakârlığı yaptırmıyorlar. Örtülü oldukları için bırakın askerin yanında yer almayı, sokakta bile hor karşılanır olmuşlar. Örtü inancımızın gereğidir ve analarımız, bacılarımız inandıkları için örtünüyorlar.. Vatanı inancımızla kurtarmadık mı?”

    İNANCIM UÐRUNA SAVAŞIRIM

    İstiklal Gazisi Turan, “Bugün yine savaş olsa cepheye gitmek ister misiniz?” sorumuza da, dikkat çeken bir cevap verdi: “Bu ülke uğruna gene cepheye koşa koşa giderim. En azından inandığım bir şey uğruna savaşırım. Şehitlik uğruna.. Vatanım, milletim, dinim uğruna.”

    ARTIK ANLATAMIYORUM

    “Şimdi ayağa kalkabilsem, hayata karışmak, herkesle konuşmak ve ülkem için her şeyi yapmak isterim” diyerek hayatla bağlarını hiç koparmadığını gösteren Veysel Turan, 26 yıldır yatağa bağlı yaşıyor. Özellikle son dönemlerde gazeteciler tarafından sık sık ziyaret edilen Veysel Turan, sürekli aynı şeylerin kendisine sorulmasından duyduğu rahatsızlığı “Konuşmakta güçlük çekiyorum, bana ‘Anlat’ diyorlar. Kolay değil ki anlatmak. 50 yıl olsa anlatırsın, ama ellinin üzerine bir elli daha koyun, aklında kalır mı insanın? Kim taşıyabilir ki bu yükü?” cümleleriyle dile getiriyor.

    ‘ALLAH ALLAH’ DİYEREK DÜŞMANI İZMİR’E KADAR KOVALADIK

    Gazi Turan, aklında kalan bir anısını ise şöyle anlattı: "İçinde bulunduğum birlik bir ara düşman kuvvetleri karşısında bozguna uğrayınca Haymana'ya kadar geri çekildik. Çekilmemiz esnasında bazen tepemizde uçan düşman uçağı atlarımızı ürkütünce, erzak ve cephane yüklü arabalarımız devrilirdi. Süvariler ise o esnada atlarını zor kontrol ederdi. Haymana'da toparlandık. Allah Allah sesleriyle düşmanı İzmir'e kadar kovaladık. Sizler de; birliğinizi, dirliğinizi bozmayın."

    SİTEM ETTİ

    “Biz bir elin parmaklarından daha az kaldık” diyen, 106’lık çınar, gerekli ilgiyi görememekten şikâyet etti: “Ancak bize yeterince önem vermiyorlar. Bize başka sahip çıkan yok. Durumumu görüyorsunuz, sürekli hastayım.”

    VEYSEL TURAN KİMDİR?
    Veysel Turan, ülkemizi bağımsızlığa kavuşturmak için harekete geçen 1'inci Tümen, Hücum Taburu'nda süvariydi. Kendi tabiriyle elinde kılıcı, belinde beylik tabancası, omzunda tüfeğiyle cepheden cepheye koştu. Dumlupınar, Sakarya ve II. İnönü Savaşları’nda bulundu. Yatakta geçirdiği uzun yıllar, hafızasında kalan anılarının büyük bir bölümünü alıp götürdü. Ancak, İstiklal Gazisi olmanın şerefli yüküyle yaşadığı bir asrı geçkin ömrün ağırlığını yüzünden okumak mümkün. 16 yıl önce hayat arkadaşını kaybeden Turan'ın 7 çocuğu ve 25 torunu bulunuyor. Manevi çocukları ve sevenleri tarafından yalnız bırakılmayan İstiklal Gazisi’nin bakımını üstlenen kızı Samiye Turan, babasının bronşit, kalp ve böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğünü, 26 yıldır da yatağa mahkûm halde yaşadığını dile getirdi
İşlem Yapılıyor