Bilim insanları, evrenin saniyenin trilyonda biri zarfındaki ilk halini ve müteakip genişlemesinin haritasını oluşturdu. Teze göre, oransız genişleyen bölgeler galaksileri oluşturdu.Bilim insanları, evrenin atomaltı bir parçacıktan genişlediğine dair yeni bir kanıt sundu. Araştırma, NASA’nın Big Bang’ten geriye kalan ısı dalgasını ölçen Wilkinson Microwave Anisotropy Probe, (WMAP) aracının son ölçümlerine dayanıyor. Kozmik Mikrodalga Fon Işınımı olarak bilinen bu ısı dalgası evrenin en eski ışık kaynağı, dolayısıyla evrenin ilk evreleriyle ilgili bulunmaz bilgilerin de taşıyıcısı.WMAP aracından gelen veriler ışığında uzmanlar, evrenin ilk yıldızların doğumuna izin verecek soğukluğa 400 milyon yılda ulaştığını öne sürüyor. Bu sürenin daha önce 200 milyon yıl olduğu tahmin ediliyordu.
POLARİZASYON SİNYALİ
WMAP aracından gelen yeni gözlemler, evrenin Big Bang’i müteakip saniyenin trilyonda biri zarfındaki durumunu gösteriyor. Mikrodalga Fon Işınımı paradigmasını ilerleten bilim insanları, son ölçümlerden sonra ‘polarizasyon sinyali’ adlı yeni bir kavramı ortaya attı. Araştırmayı yürüten Princeton Üniversitesi profesörü Dr. Lyman Page, ‘polarizasyon sinyali’nin Güneş ışınlarının 1 milyarda biri kadar güçlü olduğunu ifade etti. Bilim insanları, söz konusu polarizasyon sinyalinden erken evrenin bir resmini çıkarmayı başardı. Bu erken evren haritası, Big Bang teorisi çerçevesinde evrenin genişlemesi önermesini sınamada kullanıldı. Genişleme Teorisi, uzayın Big Bang’i müteakip hızla genişlediğini ve büyüdüğünü öneriyor. Uzmanlar büyümenin saniyenin trilyonda biri gibi kısa bir sürede gerçekleştiğini vurguluyor.
GALAKSİLER, KUANTUM DALGALANMASI
Ancak, son bulgularla sınanan genişleme sanıldığı gibi oranlı gerçekleşmedi, kimi bölgeler daha hızlı genişlerken, kimileri görece güdük kaldı. Bu genişleme zarfında birbiri üstüne binen evren parçaları kümelenerek galaksilerin doğumuna yol açtı. Evrenin ilk saniyelerindeki genişlemede, kuantum dalgalanmalarının gelecekte uzayın tanımlayıcı özelliği olan kütleçekimin tohumlarını attığı düşünülüyor. Kütleçekim de sonraki aşamalarında maddenin yıldızlara ve galaksilere dönüşmesini sağladı. Bilim insanlarına göre, genişleme olmasaydı, evren niteliksiz bir gaz kütlesinden başka bir varlığa dönüşemeyecekti. Araştırmayı değerlendiren Columbia Üniversitesi’nden Dr. Brian Greene, “Yeni bulgular galaksilerin kuantum dalgalanmalarından meydana geldiğini gösteriyor, yeni veriler galaksilerin kuantumun büyük bir modeli olarak tanımlıyor.”
GENİŞLEME PARADİGMASI ÇÖZÜLEMİYOR
Genişleme paradigmasını açıklayan yüzlerce matematik model olmasına karşın, bunun gerçekte nasıl meydana geldiği henüz soru işareti. Bilim insanları, evrenin ancak yüzde 4’ünün gerçek maddeden vücuda geldiğini, yüzde 23’ünün kara madde ve yüzde 73’ünün de kara enerji olduğunu ortaya çıkardı. Ancak, evrenin ezici çoğunluğunu oluşturan kara madde ve kara enerji konusunda da bilim dünyası henüz yolun başında.
Yorum