GÜNLERDEN 4 Temmuz 2005 Pazartesi.
Anitkabir yine ziyaretçilerle dolu.Ziyaretçilerin çogu orada bulunan ani defterine birkaç satir karaliyor,Atatürk'ün huzurunda geçirdigi dakikalara iliskin izlenimlerini yaziyor.
O gün defterin yaninda iki genç var. Görevliler bunlarin durumundan kuskulaniyor. Bunlar da deftere bir seyler yaziyor.
Görevliler hemen sonrasinda bu iki gencin deftere yazdigi yaziları okuyor.
Biri söyle yazmis:
"'Seni gördüm, içim daha da kötü oldu... Seni hiç gözüm tutmuyor.'"
Ikincisinin yazdiklari ise çok daha agir ve hakaret dolu:
"'Selamünaleyküm diyecem ama demiyorum. Senin tipini
s..'ecem.S..'meyecem.Senin kafana saç ektirecem.'"
******************************** * ****************************
Görevliler bu iki kisiyi aninda yakaliyor. Saniklar ifadeleri alinmak üzere
emniyete, oradan da savciliga sevk ediliyor. Cumhuriyet Savcisi Nedret Tacer
tarafindan ifadeleri aliniyor.Gençlerin ikisi de Norveç'te yasiyor. Selman 1987, Kadir 1988 dogumlu.Savci bunlarin ifadesini aldiktan sonra tutuklanmalari istemiyle mahkemeye sevk ediyor.
Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi saniklarin ifadesini aliyor.Her ikisi de suç isleme kasitlari olmadigindan söz ediyor.Fakat çok ilginçtir, olaydan hemen sonra bunlarin avukati adliyeye geliyor.Tarikatçi çevreler derhal avukat bulmus. Savunmayi daha sonra avukat üstleniyor. Avukat savunmasini söyle yapiyor:
"'Olayda suç kasti yoktur. Bulunduklari ülke kültürüne, yetisme
tarzi ve yurtdisindaki uygulamalara göre kendileri Atatürk'ün huzurundaki
deftere bu sekilde yazi yazmis iseler de, olayda Atatürk'e hakaret kasitlari
yoktur.'"
Mahkeme karar veriyor:
"'Geregi düsünüldü. Olayin olusu, saniklarin Türkiye'de sabit ikametgáhlari bulunmayisi, kaçma süphelerinin kuvvetli olusu göz önüne alinarak,Atatürk'e hakaret suçundan tutuklanmalarina karar verildi.'"
Saniklar tutuklanip cezaevine gönderiliyor. Avukatlari derhal bir üst
mahkemeye itiraz ediyor. Itirazi Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi ayni gün
karara bagliyor:
"'Geregi düsünüldü: Tutuklamanin agir bir tedbir oldugu, son düzenlemelerle
çocuk mahkemelerinde yargilanacak olan saniklarin yurtdisinda yetismis
olmalari, delilleri karartma ve degistirme imkánlarinin olmayisi,sabit
ikametgáh sahibi ve ögrenci olmalari ile tutuklu kaldiklari süre nazara
alinarak tahliyelerine karar verildi.'"
Emniyet, savcilik ve mahkeme tutanaklarinda saniklar için 'Norveç'te ikamet eder' deniliyor. Türkiye'de adresleri yok! Saniklarin tutuklu kaldigi süre sadece 16 saat!
Simdi Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu kararindan sonra gerçeklere bir bakalim ve hiç bilmedigimiz konulari böylece ögrenmis olalim:
--Demek ki yurtdisinda yetismis iseniz, ögrenci iseniz, Atatürk'e
hem de Anitkabir defterinde- yazili olarak hakaret etmeye hakkiniz var!
Hem de en agir bir biçimde! En fazlasi 16 saat tutuklu kalirsiniz, sonra bir üst mahkemenin karariyla sizi tahliye ederler.
Is bu kadar basit! Her iki sanigin su anda Norveç'e uçurulmus oldugu kesin. Sen onlari bul bulabilirsen!
* * *
Cumhuriyet Savcisi Nedret Tacer ve Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi Hákimi Avni Mis, bosuna zahmete girmisler.
Ülkemiz AB'nin istemleri dogrultusunda 'demokratiklesme ve
özgürlük'yolunda hizla ilerliyor.
Atatürk'e mi söveceksin!.. Git, hem de Anitkabir defterinde en
agir biçimde söv!
Rahatça, özgürce!
Madem yurtdisinda yasiyorsun ve ögrencisin, hiçbir ceza almazsin... Çünkü "'yurtdisi kültüründe' Atatürk'e sövmek normaldir! "
Hele tutuklu kaldigin 16 saat dikkate alindiginda! Bu hususlar artik mahkeme
karariyla belgelidir!
Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 6 Temmuz 2005 tarih ve 2005/184 sayili karari bunun somut göstergesidir.
Ülkemiz AB yolunda hizla ve emin adimlarla ilerliyor. Helal olsun bize bu
yollar!
Emin ÇÖLASAN 10 Temmuz 2005
Anitkabir yine ziyaretçilerle dolu.Ziyaretçilerin çogu orada bulunan ani defterine birkaç satir karaliyor,Atatürk'ün huzurunda geçirdigi dakikalara iliskin izlenimlerini yaziyor.
O gün defterin yaninda iki genç var. Görevliler bunlarin durumundan kuskulaniyor. Bunlar da deftere bir seyler yaziyor.
Görevliler hemen sonrasinda bu iki gencin deftere yazdigi yaziları okuyor.
Biri söyle yazmis:
"'Seni gördüm, içim daha da kötü oldu... Seni hiç gözüm tutmuyor.'"
Ikincisinin yazdiklari ise çok daha agir ve hakaret dolu:
"'Selamünaleyküm diyecem ama demiyorum. Senin tipini
s..'ecem.S..'meyecem.Senin kafana saç ektirecem.'"
******************************** * ****************************
Görevliler bu iki kisiyi aninda yakaliyor. Saniklar ifadeleri alinmak üzere
emniyete, oradan da savciliga sevk ediliyor. Cumhuriyet Savcisi Nedret Tacer
tarafindan ifadeleri aliniyor.Gençlerin ikisi de Norveç'te yasiyor. Selman 1987, Kadir 1988 dogumlu.Savci bunlarin ifadesini aldiktan sonra tutuklanmalari istemiyle mahkemeye sevk ediyor.
Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi saniklarin ifadesini aliyor.Her ikisi de suç isleme kasitlari olmadigindan söz ediyor.Fakat çok ilginçtir, olaydan hemen sonra bunlarin avukati adliyeye geliyor.Tarikatçi çevreler derhal avukat bulmus. Savunmayi daha sonra avukat üstleniyor. Avukat savunmasini söyle yapiyor:
"'Olayda suç kasti yoktur. Bulunduklari ülke kültürüne, yetisme
tarzi ve yurtdisindaki uygulamalara göre kendileri Atatürk'ün huzurundaki
deftere bu sekilde yazi yazmis iseler de, olayda Atatürk'e hakaret kasitlari
yoktur.'"
Mahkeme karar veriyor:
"'Geregi düsünüldü. Olayin olusu, saniklarin Türkiye'de sabit ikametgáhlari bulunmayisi, kaçma süphelerinin kuvvetli olusu göz önüne alinarak,Atatürk'e hakaret suçundan tutuklanmalarina karar verildi.'"
Saniklar tutuklanip cezaevine gönderiliyor. Avukatlari derhal bir üst
mahkemeye itiraz ediyor. Itirazi Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi ayni gün
karara bagliyor:
"'Geregi düsünüldü: Tutuklamanin agir bir tedbir oldugu, son düzenlemelerle
çocuk mahkemelerinde yargilanacak olan saniklarin yurtdisinda yetismis
olmalari, delilleri karartma ve degistirme imkánlarinin olmayisi,sabit
ikametgáh sahibi ve ögrenci olmalari ile tutuklu kaldiklari süre nazara
alinarak tahliyelerine karar verildi.'"
Emniyet, savcilik ve mahkeme tutanaklarinda saniklar için 'Norveç'te ikamet eder' deniliyor. Türkiye'de adresleri yok! Saniklarin tutuklu kaldigi süre sadece 16 saat!
Simdi Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu kararindan sonra gerçeklere bir bakalim ve hiç bilmedigimiz konulari böylece ögrenmis olalim:
--Demek ki yurtdisinda yetismis iseniz, ögrenci iseniz, Atatürk'e
hem de Anitkabir defterinde- yazili olarak hakaret etmeye hakkiniz var!
Hem de en agir bir biçimde! En fazlasi 16 saat tutuklu kalirsiniz, sonra bir üst mahkemenin karariyla sizi tahliye ederler.
Is bu kadar basit! Her iki sanigin su anda Norveç'e uçurulmus oldugu kesin. Sen onlari bul bulabilirsen!
* * *
Cumhuriyet Savcisi Nedret Tacer ve Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi Hákimi Avni Mis, bosuna zahmete girmisler.
Ülkemiz AB'nin istemleri dogrultusunda 'demokratiklesme ve
özgürlük'yolunda hizla ilerliyor.
Atatürk'e mi söveceksin!.. Git, hem de Anitkabir defterinde en
agir biçimde söv!
Rahatça, özgürce!
Madem yurtdisinda yasiyorsun ve ögrencisin, hiçbir ceza almazsin... Çünkü "'yurtdisi kültüründe' Atatürk'e sövmek normaldir! "
Hele tutuklu kaldigin 16 saat dikkate alindiginda! Bu hususlar artik mahkeme
karariyla belgelidir!
Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 6 Temmuz 2005 tarih ve 2005/184 sayili karari bunun somut göstergesidir.
Ülkemiz AB yolunda hizla ve emin adimlarla ilerliyor. Helal olsun bize bu
yollar!
Emin ÇÖLASAN 10 Temmuz 2005
Yorum