Artık jokey ve yarış denince akla sadece dörtnala koşan atlar gelmiyor. Çünkü filden devekuşuna, deveden koyuna hemen her hayvan, heyecanlı ve eğlenceli yarışların baş aktörleri haline gelmiş durumda.
Alice Springs, Avustralya'daki hecin devesi yarışları çoktan gelenekselleşti.
Kar ya da kum hiç fark etmez. Kamburuna atladıkları gibi...
Develerin sadece çölde yük taşımaya yaradığına inananlar çok yanılıyorlar. Moskova'da karda bile koşuyorlar. Kenya, Suudi Arabistan ve hatta Nevada'da (Virginia City) hecin devesi yarışları düzenleniyor. Özellikle, körfez ülkelerinde olimpiyat yerine geçen bir spor deve yarışları. Arap şeyhlerinin çılgınlar gibi eğlendiği gösterilerin ayrılmaz bir parçası. En iyi yarışan develeri seçmek için saf kan hayvanlar tercih ediliyor. Becerikli hayvanlar özellikle çiftleştiriliyor. Acaba, hecin develeri için İsviçre'den ithal edilen "tapis roulant"lar son bir çılgınlık mı? Böylece uzun mesafe yarışlarına hazırlanan şampiyonlar, kötü şansa kurban gitmeyecekler. Develer ve hecin develeri maratoncu türler. Koşunun ilk safhalarında saatte 65 kilometreye erişiyor, uzaklık arttıkça, 27 kilometre saate kadar yavaşlıyorlar.
Fil sırtında polo karşılaşması. Nepal'de pek yaygın.
Sırıklarla oynanan polo
Topu, tıpkı atla oynanan poloda olduğu gibi çekip çeviriyorlar; tabii zorunlu olarak en uzun sopaları kullanarak. Çünkü burada atlar yerine filler var. Fil polosunda, oyuncular dört takıma ayrılıyor ve karşılaşma 10 dakika sürüyor. Doğal olarak, kendisi de file binen bir hakemin uzman gözüyle onayladığı ve ağlarla buluşan ilk top karşılaşmayı bitiriyor. Tayland ve Nepal'de, Dünya Fil Polosu Örgütü'nün örgütlediği dünya şampiyonası düzenleniyor. Filin topu kapmasına izin vermek yasak.
Devekuşu koşusu ABD'de gittikçe yaygınlaşıyor.
100m. yi saatte 80km. hızla aşmak için bir devekuşunun sırtına atlamak yeterli.
Dünyanın en büyük ve karada en hızlı kuşu. Sıfırdan saatte 80 kilometre hıza, göz açıp kapayıncaya kadar çıkıyor. Eğer onlara binmek saçma geliyorsa, devekuşu hız yarışlarına hiç katılmamışsınız demektir. Bu koşular, ilk kez Güney Afrika'da düzenlendi, ama Nevada'da 43 yıldır, Annual Ostrich Yarışı düzenleniyor. Sardinya'da, Rio 2000 yarışları yapılıyor. Önce kuşun kafasına torba geçiriliyor. Yarışmacı merdivene tırmanıp (devekuşunun boyu 2,70 metreye ulaşır) kuşun sırtına atlıyor. Tüylerine yapışıp torbayı çıkardıktan sonra, coşan hayvan 100 metreyi uçarak geçiyor. Tabii sırtından düşmezseniz.
Hindistan'da geleneksel bufalo yarışı.
Zincirden boşanmış sığırgiller
Dünyanın en tehlikeli sporu bu. Formula 1 ve delta kanat uçuşlarından riskli. Boğa yarışları Amerikan rodeosundan türeme. Tek eliniz havadayken, 800 kilogram ağırlığında ve durmadan hoplayan, zıplayan bir hayvanın sırtında dehşeti yaşıyorsunuz. Diğer elinizle boğanın boynuna dolanmış ipi sıkı sıkıya tutmak zorundasınız. Başınıza gelebilecek en küçük aksilik kolunuzun çıkması. Sadece ABD'de, her yıl 1.000 profesyonel yarışmacının katıldığı karşılaşmalar düzenlendiğine göre bu, folklorun ötesinde büyük çaplı, kârlı bir iş ve finali Las Vegas'ta yapılıyor. Rodeo Rusya, Avusturya ve hatta Padana Ovası’na yayıldı. Avrupa rodeosuna ev sahipliği yapan Voghera'daki Cowboy Guest Ranch'te düzenlenen son şampiyonayı Stefano Baldon adlı bir İtalyan kazandı. Buradaki yarışlar ABD Profesyonel Kovboy Örgütü'nün kurallarına uygun olarak yapılıyor. Ancak, sığırlara binmek Amerika'ya özgü değil, Tayland'da, Hindistan'da, Almanya'da da benzeri yarışlar düzenleniyor.
Indigo, California'daki bir çiftlikte tutulan lama.
Lamalar
Lama (anayurdu And Dağları olan bir devegil türü) yarışları pek bilinmiyor. Bu hayvanlar, aşağı yukarı geyik boyunda ve pek de hızlı değil.
"Binek" lamaları 135-180 kilo çekiyor ve ağırlıklarının dörtte biri kadar yükü taşıyabiliyorlar. Bu yüzden, yalnızca çocuklar binebiliyor. ABD'de ise her şeye rağmen lama yarışları düzenliyorlar. Yukarıdaki fotoğrafta bunun güzel bir örneği.
Küçük yaşta koç sırtında...
Rodeo yarışlarını kazanmak için küçük yaştan çalışmaya başlamak gerekiyor. Bunun da çözümü var: Justin Mutton Bustin, çocuk rodeosu ve Nevada'daki Las Vegas'ın ünlü Vahşi Batı Gösterisi'nin en temel eğlencesi. Tabii vahşi bir boğa yerine huysuz koça biniyorlar. Yarışa 5 ile 7 yaşlarında ve 25 kilogramdan hafif çocuklar katılabiliyor. 8 değil, 6 saniye sürüyor; ama diğer kurallar klasik rodeonunkilerle aynı.
Meksika arenalarında, katır sırtında çalı süpürgesi ile bir polo parodisi oynanıyor.
Katır sırtında polo oynuyorlar
Katırlara binip polo oynayanlar var. Eşek ve katırlar uzun mesafe aşmak konusunda, atlarla kıyaslandığında çok daha fazla dayanıklılar. Aslında, onların neler yapabildiği düşünülürse, bu yanlış bir yorum. Örneğin Tevis Kupası yarışları, eşek ve katırlara binilerek yapılıyor ve parkuru, dünyanın en yorucu dayanıklılık testlerinden biri. ABD'nin batısında, son derece engebeli bir arazide 160 kilometre kat etmeyi gerektiriyor. Elbette, en dayanıklı olanlar katırlar ve birçok dünya rekorunu elinde bulunduruyorlar. Büyük Amerikan at yarışının galibi de oldular (4.800 km).
Alice Springs, Avustralya'daki hecin devesi yarışları çoktan gelenekselleşti.
Kar ya da kum hiç fark etmez. Kamburuna atladıkları gibi...
Develerin sadece çölde yük taşımaya yaradığına inananlar çok yanılıyorlar. Moskova'da karda bile koşuyorlar. Kenya, Suudi Arabistan ve hatta Nevada'da (Virginia City) hecin devesi yarışları düzenleniyor. Özellikle, körfez ülkelerinde olimpiyat yerine geçen bir spor deve yarışları. Arap şeyhlerinin çılgınlar gibi eğlendiği gösterilerin ayrılmaz bir parçası. En iyi yarışan develeri seçmek için saf kan hayvanlar tercih ediliyor. Becerikli hayvanlar özellikle çiftleştiriliyor. Acaba, hecin develeri için İsviçre'den ithal edilen "tapis roulant"lar son bir çılgınlık mı? Böylece uzun mesafe yarışlarına hazırlanan şampiyonlar, kötü şansa kurban gitmeyecekler. Develer ve hecin develeri maratoncu türler. Koşunun ilk safhalarında saatte 65 kilometreye erişiyor, uzaklık arttıkça, 27 kilometre saate kadar yavaşlıyorlar.
Fil sırtında polo karşılaşması. Nepal'de pek yaygın.
Sırıklarla oynanan polo
Topu, tıpkı atla oynanan poloda olduğu gibi çekip çeviriyorlar; tabii zorunlu olarak en uzun sopaları kullanarak. Çünkü burada atlar yerine filler var. Fil polosunda, oyuncular dört takıma ayrılıyor ve karşılaşma 10 dakika sürüyor. Doğal olarak, kendisi de file binen bir hakemin uzman gözüyle onayladığı ve ağlarla buluşan ilk top karşılaşmayı bitiriyor. Tayland ve Nepal'de, Dünya Fil Polosu Örgütü'nün örgütlediği dünya şampiyonası düzenleniyor. Filin topu kapmasına izin vermek yasak.
Devekuşu koşusu ABD'de gittikçe yaygınlaşıyor.
100m. yi saatte 80km. hızla aşmak için bir devekuşunun sırtına atlamak yeterli.
Dünyanın en büyük ve karada en hızlı kuşu. Sıfırdan saatte 80 kilometre hıza, göz açıp kapayıncaya kadar çıkıyor. Eğer onlara binmek saçma geliyorsa, devekuşu hız yarışlarına hiç katılmamışsınız demektir. Bu koşular, ilk kez Güney Afrika'da düzenlendi, ama Nevada'da 43 yıldır, Annual Ostrich Yarışı düzenleniyor. Sardinya'da, Rio 2000 yarışları yapılıyor. Önce kuşun kafasına torba geçiriliyor. Yarışmacı merdivene tırmanıp (devekuşunun boyu 2,70 metreye ulaşır) kuşun sırtına atlıyor. Tüylerine yapışıp torbayı çıkardıktan sonra, coşan hayvan 100 metreyi uçarak geçiyor. Tabii sırtından düşmezseniz.
Hindistan'da geleneksel bufalo yarışı.
Zincirden boşanmış sığırgiller
Dünyanın en tehlikeli sporu bu. Formula 1 ve delta kanat uçuşlarından riskli. Boğa yarışları Amerikan rodeosundan türeme. Tek eliniz havadayken, 800 kilogram ağırlığında ve durmadan hoplayan, zıplayan bir hayvanın sırtında dehşeti yaşıyorsunuz. Diğer elinizle boğanın boynuna dolanmış ipi sıkı sıkıya tutmak zorundasınız. Başınıza gelebilecek en küçük aksilik kolunuzun çıkması. Sadece ABD'de, her yıl 1.000 profesyonel yarışmacının katıldığı karşılaşmalar düzenlendiğine göre bu, folklorun ötesinde büyük çaplı, kârlı bir iş ve finali Las Vegas'ta yapılıyor. Rodeo Rusya, Avusturya ve hatta Padana Ovası’na yayıldı. Avrupa rodeosuna ev sahipliği yapan Voghera'daki Cowboy Guest Ranch'te düzenlenen son şampiyonayı Stefano Baldon adlı bir İtalyan kazandı. Buradaki yarışlar ABD Profesyonel Kovboy Örgütü'nün kurallarına uygun olarak yapılıyor. Ancak, sığırlara binmek Amerika'ya özgü değil, Tayland'da, Hindistan'da, Almanya'da da benzeri yarışlar düzenleniyor.
Indigo, California'daki bir çiftlikte tutulan lama.
Lamalar
Lama (anayurdu And Dağları olan bir devegil türü) yarışları pek bilinmiyor. Bu hayvanlar, aşağı yukarı geyik boyunda ve pek de hızlı değil.
"Binek" lamaları 135-180 kilo çekiyor ve ağırlıklarının dörtte biri kadar yükü taşıyabiliyorlar. Bu yüzden, yalnızca çocuklar binebiliyor. ABD'de ise her şeye rağmen lama yarışları düzenliyorlar. Yukarıdaki fotoğrafta bunun güzel bir örneği.
Küçük yaşta koç sırtında...
Rodeo yarışlarını kazanmak için küçük yaştan çalışmaya başlamak gerekiyor. Bunun da çözümü var: Justin Mutton Bustin, çocuk rodeosu ve Nevada'daki Las Vegas'ın ünlü Vahşi Batı Gösterisi'nin en temel eğlencesi. Tabii vahşi bir boğa yerine huysuz koça biniyorlar. Yarışa 5 ile 7 yaşlarında ve 25 kilogramdan hafif çocuklar katılabiliyor. 8 değil, 6 saniye sürüyor; ama diğer kurallar klasik rodeonunkilerle aynı.
Meksika arenalarında, katır sırtında çalı süpürgesi ile bir polo parodisi oynanıyor.
Katır sırtında polo oynuyorlar
Katırlara binip polo oynayanlar var. Eşek ve katırlar uzun mesafe aşmak konusunda, atlarla kıyaslandığında çok daha fazla dayanıklılar. Aslında, onların neler yapabildiği düşünülürse, bu yanlış bir yorum. Örneğin Tevis Kupası yarışları, eşek ve katırlara binilerek yapılıyor ve parkuru, dünyanın en yorucu dayanıklılık testlerinden biri. ABD'nin batısında, son derece engebeli bir arazide 160 kilometre kat etmeyi gerektiriyor. Elbette, en dayanıklı olanlar katırlar ve birçok dünya rekorunu elinde bulunduruyorlar. Büyük Amerikan at yarışının galibi de oldular (4.800 km).