S A ğ L I K L I Yaşamanin Püf Noktalari S A Ð L I K L I YAŞAMANIN PÜF NOKTALARI
>
>
>
>
>
>DOÐRU HAREKET
>YANLIŞ HAREKET
>
>YATAKTAN
>KALKARKEN
>Yavaş hareket edip, kasları harekete geçirmek. Pencereyi açmak.
>Hızla hareket kas tutulması yapar. Uyanınca yatakta fazla kalmak.
>
>BANYO YAPARKEN
>Ilık duş ve çıkışta soğuk su dökünmek, vücuda oksijen yükler.
>Sıcak su, banyoda çok kalmak. Vücudu ve saçları kurutmamak.
>
>KAHVALTI YAPARKEN
>Bir bardak ılık su. Kepekli tost ekmeği, yoğurt, meyve, kahve.
>Çok yağlı yiyecek, sucuk, pastırma, sosis, kremalı kahve içmek.
>
>İŞE GİDERKEN
>Yürüyecek mesâfeyi uzatmak. Kol ve bedeni hareket ettirmek.
>Kapının önüne kadar arabayla gitmek. Asansörle inip çıkmak.
>
>İŞ YERİNDE
>Aydınlık, güneşli ve geniş mekân. Masada çiçek bulundurmak.
>Masada kambur oturmak, etrafa bakmamak, vücudu germemek.
>
>ÖÐLE YEMEÐİ
>Az ekmek, beyaz et, patates.
>Bol salata gerginlik ve stresi azaltır.
>Bol ekmek, çok yemek, kolalı içecekler. Ayakta aperatif şeyler atıştırmak.
>
>ÖÐLEDEN SONRA
>Biraz uyumak veyâ dinlenmek. Derin derin nefes alıp vermek.
>Tuzlu krakerler, bisküviler, tatlı veyâ benzeri şeyler yemek.
>
>MASA BAŞINDA
>Geri yaslanıp derin nefes almak. Bacak kaslarını gerip bırakmak.
>Saatlerce kambur kambur oturmak. Sürekli aynı yere bakmak.
>
>AKŞAM YEMEÐİ
>Az ekmek, sebzeli yemek, beyaz et, salata ve çeşitli meyveler.
>Mikrodalgadan çıkan yiyecekler.Yatmadan az önce yemek yemek.
>
>YATMA ZAMANI
>Sessiz ve az karanlık oda. Kafadaki düşünce ve problemleri atmak.
>Çok yumuşak yatak ve kalın yastık. Yüzükoyun ve geç yatmak
>
>
>DÜZENLİ SPOR
>
>Güç ve kuvvet artar.
>Solunum verimliliği artar.
>Zindelik ve kendine güven artar.
>Kandaki kolesterol seviyesi azalır.
>Genç görünmeye yardımcı olur.
>Sırt ağrıları azalır.
>Tansiyon azalır.
>Stres, gerginlik ve depresyon azalır.
>Kalbin verimliliği artar.
>Kas gücü verimliliği artar.
>Dinlenirken kalp atışı azalır.
>Kalp krizi ihtimâli azalır.
>Vücuttaki yağ azalır.
>Daha ince olmayı sağlar.
>Yıllarınıza sağlıklı, tatlı bir hayat katar.
>İş ve diğer faaliyetlerdeki verimlilik artar.
>Daha olumlu bir kişilik kazandırır.
>Hayatınızdan daha çok zevk almanızı sağlar.
>
>
>ANNE SÜTÜ EŞSİZ BİR BESİNDİR
>
>Şişli Etfal Hastanesi Çocuk Kliniği şefi Prof. Dr. Asiye Nuhoğlu diyor ki:
>Bütün olumsuzlukları yok eden anne sütü, olağanüstü bir besindir. İhtiyaç
>duyulan bütün besin maddeleri anne sütünde mevcuttur. Hiçbir sanayi maması
>veya gıdalar anne sütü ile kıyaslanamaz. Doğumun ardından ilk 10 dakika
>içinde hemen verilebilir. Bebeğe ilk 4-6 ay arasında verilecek anne sütü;
>bronşit, ishal, bağırsak hastalıkları, anemi, solunum yetersizliği,
>enfeksiyon, kansızlık, alerji, bulaşıcı hastalıklar, hatta aşırı şişmanlık
>olarak bilinen obeziteden korur. Anne eğer yeterli besleniyorsa, ilk 4-6 ay
>bebeğe vitamin ve su bile vermeden sadece anne sütü kâfi gelir. Emzirme
>sırasında anne-bebek yakınlaşmasının bebekte uyandırdığı güven hissi
>yanında, sütün en steril şartlarda sunulması, anne sütünü eşsiz bir besin
>maddesi yapmaktadır.
>Anne sütü; protein, yağ, karbonhidrat ve mineral ihtiva etmesinin yanı
>sıra, bileşimindeki enzimleri ve üstün fiziko-kimyasal özellikleriyle,
>bebeğin sütten en iyi şekilde yararlanmasına imkân sağlar. Anne sütü ile
>beslenen bebekler, Türkiye'de ve bütün dünyada normal bir büyüme ve gelişme
>gösterir.
>Bütün bunlara karşılık, anne sütünün yerine çeşitli sebeplerle verilen inek
>ve başka sütler, bebekler için uygun besin değildir ve sindirimi de zordur.
>Eğer uygun şekilde yerine konulmazsa, inek sütü verilen bebeklerde C ve D
>vitamini eksikliği, raşitizm, bakır eksikliği ve demir eksikliğine bağlı
>anemi görülmesi kaçınılmazdır.Türkiye 7.2.2000
>
>
>UYKU TÂMİRCİDİR
>
>Uyku <http://www.hakislam.com/icerik/saglik/basari/uyku/uykubozk-2.html> ,
>insan vücudunu tatlı tatlı tâmir eder. Uyku
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/basari/uyku/uykubozk-2.html> da
>bütün vücut, kalp atışından tansiyona kadar her şey yavaşlayıp düştüğü için
>dinlenir. Yeni bir güne sadece kemikler ve adaleler değil, bütün organlar,
>âdeta yenilenmiş olarak başlar. Uyku ne kadar tatlıysa, uykusuzluk da o
>kadar keyif kaçırıcıdır. İyi uyuyamayan kişi, yataktan bitkin bir hâlde
>kalkar. Çalışmak için enerji toplayamadığından da, verimli olamaz.
>
>
>HÂRİKA MEYVE: KİVİ
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>
>Son yıllarda manav ve marketlerde satılmaya, hattâ Türkiye'de de
>yetiştirilmeye başlanan
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>kivi, bir C vitamini deposudur.
>Anayurdu Çin olan
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>kivinin bir tanesinin sahip olduğu C vitamini, bir insanın alması gereken
>günlük C vitamini ihtiyacından bile fazladır.
>Amerika'da bu hârika meyve üzerinde yapılan araştırmalar, kivinin birçok
>derdin devâsı olduğunu ortaya çıkardı. İşte bunlardan bazıları:
>Kolesterol seviyesini düşürür.
>Karaciğeri çalıştırır, safra ifrazatını çoğaltır.
>Kanı temizler.
>Göğüs hastalıklarının tedavisinde çok faydalıdır.
>Grip ve soğuk algınlığının çabuk atlatılmasını sağlar.
>Kan basıncını ayarlar, tansiyonu düşürür.
>Kadınlarda göğüs kanserini önler.
>Vücudun direncini artırır.
>Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
>
>
>LİMON İLÂÇ GİBİDİR
>
>Hârika bir C vitamini deposu olan Limon,
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>tâbiri uygunsa "Vücudumuzun doktoru." gibidir. İşte birçok derdin şifası
>limonun bâzı faydaları:
>
>Kalbi ferahlatır,
>Temreyi geçirir,
>İdrar söktürür,
>Hazmı kolaylaştırır,
>Tansiyonu düşürür,
>Damar sertliğini giderir.
>Mide bulantısını giderir,
>Grip ve nezleye şifa verir,
>Diş etlerini kuvvetlendirir,
>Baş dönmesini durdurur,
>Damar tıkanıklıklarını açar,
>Gıda zehirlenmelerini önler,
>Karaciğer için çok faydalıdır,
>Böbrek tıkanıklıklarını giderir,
>Bademcik iltihaplarını geçirir,
>Felç hastalarına tavsiye edilir,
>Bağırsak ve idrar yollarını temizler,
>Sivilceleri giderir, cilde güzellik katar,
>Zehirli hayvan sokmalarına karşı panzehirdir.
>
>
>KAN GRUPLARI
>
>Türkiye'deki insanların kan grubu oranları ortalama şöyledir:
>
>
>Kan Grupları
>%
>
>A RH Pozitif
>29.5
>
>0 RH Pozitif
>27.5
>
>B RH Pozitif
>13.0
>
>A RH Negatif
>8.4
>
>AB RH Pozitif
>6.8
>
>0 RH Negatif
>6.3
>
>B RH Negatif
>6.1
>
>AB RH Negatif
>2.4
>
>
>SAÐLIKLI SÜT İÇMEK HERKESİN HAKKIDIR
>
>Her bakımdan tam bir gıda olan süt içmeyi alışkanlık hâline getirmek
>lâzımdır. Batıda bu işe çok önem verilmektedir. Sütün, doğal özelliklerini
>ve besin değerini kaybetmeden, sağlıklı bir şekilde tüketiciye sunulması
>için Pastörizasyon veya Ultra Pastörizasyon işlemlerinden geçmesi ve
>sağlıklı bir şekilde ambalajlanması gerekir.
>Pastörize Süt: Sütün 720C-750C de, 15-20 saniye ısıtıldıktan sonra, hemen
>50C ye kadar soğutulması işlemidir. Pastörizasyon işlemi ile insan
>sağlığına zararlı bakteriler yok edilir. Pastörize sütlerin özellikleri:
>1- İçinde katkı maddesi bulunmaz,
>2- Cam şişelerde günlük satılır,
>3- Besin değerini 2-3 gün korur.
>Ultra Pastörize Süt: Sütün, 1350C de, 2-6 saniye ısıtılarak, hemen 200C ye
>kadar soğutulması işlemidir. Ultra Pastörizasyon işlemi ile, hem insan
>sağlığına zararlı bakteriler, hem de sütün bozulmasına sebep olan
>bakteriler yok edilir. Evde kaynatıldığında besin değerini kaybeden süt, bu
>yollarla besin değerini kaybetmeden sağlıklı bir şekilde müşteriye sunulur.
>Bunların özellikleri:
>1-İçinde katkı maddesi bulunmaz,
>2-Aseptik karton kutularda satılır,
>3-Özelliklerini ve besin değerini, açılmadıkça en az 4 ay korur,
>4-Oda ısısında muhafaza edilebilir.
>
>
>SARMISAK
>
> <http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>Sarmısak çok faydalıdır. Başta, tam bir antibiyotik yani, mikrop
>öldürücüdür. Dizanteri, kabızlık, kanser, bronşit, verem, siyatik, astım,
>varis vs. hastalıklara çok faydalıdır. Ayrıca;
>
>- Dolaşım bozukluğunu giderir.
>- Solucan, tenya, şerit düşürür.
>- Mide, bağırsak gazını giderir.
>- Kalb rahatsızlığını giderir.
>- Eksoz gazına panzehirdir.
>- Mesane taşlarını düşürür.
>- Böbrek taşına mâni olur.
>- Cilt hastalıklarını önler.
>- Bağırsakları yumuşatır.
>- Damar sertliğini önler.
>- Güç ve kuvveti arttırır.
>- Romatizmayı hafifletir.
>- İnsana canlılık verir.
>- Tansiyonu ayarlar.
>- Hazmı kolaylaştırır.
>- Ateş düşürücüdür.
>- Yorgunluğu önler.
>- Balgamı söktürür.
>- İştah açar.
>
>
>KALBİN ÜÇ DÜŞMANI
>
>1-Yüksek Tansiyon: Tansiyon, kalbimizin kasılması esnasında, kanın
>damarlara pompalandığında, damarlar üzerinde yaptığı basınçtır. Kalp
>kasıldığında, damarlardaki basınç büyük tansiyon, gevşediğinde damarlarda
>hissedilen basınç küçük tansiyondur. Büyük tansiyon 140 mm Hg, küçük
>tansiyon ise 90 mm Hg'den fazla ise tansiyon yüksek kabul edilir.
>Belirtileri: Sabah uyanıldığında ense bölgesinde ağrı, bazen baş dönmesi,
>çarpıntı, çabuk yorulma gibi şikâyetler.
>2-Kolesterol: Özellikle hayvansal gıdalarda bulunan ve fazla miktarda
>alındığında damar iç yüzeyine yapışan kolesterol isimli bir yağdır ki,
>esnek olan damarlarımızın esnekliğini azaltır ve damar duvarında birikerek
>damar boşluğunu daraltır.
>3-Şeker Hastalığı (Diyabet): İnsülin isimli pankreastan salgılanan hormon,
>besinlerle alınan glikoz adlı şekeri, vücudun kullanması için, kandan
>dokulara verir. Şeker hastalığında insülin bu görevini yapamaz ve kanda
>glikoz artar. Kan şekeri normal seviyelerde tutulamadığında göz, böbrek,
>sinir sistemi ve daha birçok bölgede tedavisi mümkün olmayan hasarlar
>meydana getirir.
>Belirtileri: Çok su içme, sık ve bol idrar, sık acıkma, aşırı yemek yeme,
>yorgunluk ve hâlsizlik.
>Aç karnına kan tahlilinde 126 mg/dl üzeri çıkarsa, şeker hastalığına
>işârettir. Şeker hastalığı ömür boyu devam eder.
>
>Kalp için zararlılar:
>Sigara ve içilen yer,
>Gerginlik ve stres,
>Hareketsizlik, kirli hava.
>Sağlıksız beslenme,
>Alkol ve tuz kullanma,
>Hayvanî yağ, kırmızı et,
>Hamur işi ve kızartma,
>Hazır besinler,
>Aşırı şişmanlık,
>Şeker ve tuz,
>Fazla yumurta,
>Sosis, hamburger.
>Kalp için faydalılar:
>Yeşil sebze ve meyve,
>Tahıl ve baklagiller.
>Kepekli ekmek,
>Balık ve tavuk,
>Yağsız yoğurt ve süt,
>Sıvı yağlar,
>Egzersiz hareketler,
>Temiz hava,
>Düzenli bir hayat.
>
>
>YÜRÜYÜŞ
>
>Günde bir müddet yürüyüş yapmak, insan vücudu için çok faydalıdır. Yürümek
>hazmı kolaylaştırır, iştahı arttırır, sinirleri dinlendirir. Bunun için her
>yaştaki insan yürümekten sayısız faydalar sağlar. En sıhhatli ve dinç
>ihtiyarlar, fazla yürüyen insanlar arasında olur. Bedenin ve adalenin
>kuvvetini de arttırdığı için, hamile kadınlar için de çok faydalıdır.
>Yürüyüş yaparken, ayakkabı altlarının düz ve geniş olmasına, giyeceklerin
>de hafif olmasına dikkat etmelidir.
>
>
>ZAYIFLAMAK İÇİN
>
>Günde en fazla üç öğün ve azar azar yiyin!
>Yavaş yavaş ve iyi çiğneyerek yutun!
>Yemekten beş dakika önce bir bardak ılık su için!
>Tuzu azaltın!
>Yemek tabağı küçük olsun!
>Bol salata ve sebze yiyin!
>Yağlardan uzak durun!
>Az ekmek yemeye çalışın!
>Tatlıyı ve eti azaltın!
>Kızartmaları azaltın!
>Öğün haricinde birşeyler atıştırmayın!
>Hareket ve yürüyüş yapmaya çalışın!
>
>
>SİNDİRİM BOZUKLUKLARI
>
>Sindirim bozuklukları, genellikle kötü alışkanlıkların sonucudur.
>Belirtileri; midede ağırlık, ekşime, aşırı asidite, yanma, bulantı,
>uyuklama, baş ağrısı, kusma v.b. Kötü sindirilmiş besin mideden geçtikten
>sonra bağırsaklarda şu belirtiler başlar: Gaz, şişkinlik, kabızlık veya
>ishal.
>o İyi ve yavaş yavaş çiğnenmeyen bir besin sindirim organlarında ekşir.
>o Yemekte içilen sıvılar mideyi şişirir ve yorar. Bir bardak su içilebilir.
>o Çok yemek, kötü sindirimin başlıca sebebidir. Doymadan kalkmalıdır.
>o Normal bir sindirim için 4-5 saat bir zaman gerekir. Haftada bir gün
>olsun sindirim organları dinlenmeli.
>o Öğün arasında yemek, mideyi yorar ve sinir rezervlerini tüketir. İkindi
>kahvaltısı yetişkinler için gereksizdir.
>o Yorgun, uykusuz ve sinirliyken yemek, sindirime yardımcı olamaz.
>o Kavga, tartışma, aşırı heyecan, hırs, nefret, kin gibi olumsuz duygular
>sindirim organları üzerinde kötü etki yapar.
>o Ateşliyken yemek, ateşin yükselmesine sebep olur.
>o Yemekten sonra hemen yatmamalıdır.
>o Fazla baharat, hardal, sirke, karabiber... midenin kimyasal bileşimini
>bozar.
>o Ham meyveler, aşırı asitli olduklarından, kaçınmalıdır.
>o Bozuk besinler, mikropların üremesine ve sindirim bozukluğuna yol açar.
>o Isıtılmış yemekler zamanla karaciğer, böbrek, safra kesesi ve
>bağırsakları olumsuz etkiler.
>o Kızartmaların sindirimi ağırdır.
>o Aşırı miktarda şeker, sindirim bozukluğuna yol açar.
>o Besinlerdeki uyumsuzluk, sindirim zorluğuna sebep olabilir.
>o Çay, kahve, kakao... sindirim sisteminin dengeli çalışmasını bozar.
>o Aynı öğünde birçok çeşit yemek, sindirimi yokuşa sürer.
>o Çiklet ve benzerleri, midedeki asidin çoğalmasına sebep olur.
>
>
>KALBİN HOŞUNA GİDEN YİYECEKLER
>
>Son yıllarda artan kalp hastaları, bol bol lifli maddeler yemelidir. Kepek,
>çavdar ürünleri, taze meyve ve sebzeler, lifli maddeler için en zengin
>kaynaklardır. Lifli besinler kolesterol ve yağ miktarını da azaltır.
>Sık sık balık yenirse, damarlarda yağ birikmesini önler.
>Bol magnezyum bulunan fındık, fıstık, baklagiller gibi yiyecekler yemek de
>ihmal edilmemelidir. Magnezyum, kalbin fonksiyonunu dengede tutar ve
>adalelere enerji sağlar.
>Bol ıspanak yenmeli ki, bu yeşil sebzede bol miktarda folik asit ve B6, B12
>vitaminleri vardır.
>
>
>AÐIZ KOKUSU
>
>Ağız kokusunun çeşitli sebepleri vardır. Çoğunlukla fena ağız kokusunun
>sebebi (%90 oranda) ağız içi kaynaklıdır. Diğer sebep ise mide-bağırsak
>yahut üst solunum yolu rahatsızlıklarıdır. Bunlara ilâveten özellikle
>çocuklarda bağırsak parazitlerine bağlı daha çok sabahleyin gözüken ağız
>kokusu meydana gelebilir. Bâzı sistemik hastalıklarda da (diyabet gibi)
>fena koku görülmektedir.
>Ağız içi kokusunun sebepleri:
>1- Kokulu yiyecekler,
>2- Diş çürüğü,
>3- Diş eti-kemik dokusu hastalıkları,
>4- Sürekli ağız kuruluğu,
>5- Sigara kullanma,
>6- Ağzın kötü bakımı.
>Yediğimiz gıdalar solunumumuzu etkiler; özellikle soğan, sarmısak gibi
>yiyecekler kan dolaşımımıza geçerler. Oradan da akciğerlere transfer edilip
>nefesimizle dışarı atılır.
>Diş fırçalama, diş ipi kullanımı, ağız gargaraları ve sakız çiğneme, kokuyu
>sadece geçici olarak maskeler. Düzenli ağız bakımı olmazsa, gıda artıkları
>dişler arasında, dilin ve dişetlerinin üstünde birikerek ağızda kalır;
>belli bir süre sonra kokuya sebep olur. Protezlerin de iyi temizlenememesi
>fena kokuya sebep olabilir. Diş eti ve çevre kemik dokusu sağlığı
>bozukluğunun da en önemli habercisi, fena ağız kokusudur.
>
>
>POLEN HÂRİKA BİR İLÂÇTIR
>Polen; arıların, çiçeklerin ortasında bulunan tozlarını, larvaları ve ana
>arıyı beslemek için arka ayaklarına özel bir salgı ile toplayarak, kovanın
>önünde bulunan polen tuzağı denilen kutulara bıraktıkları maddedir. Bu
>tozlar kurutularak hazır hâle getirilir.
>Polen hârika besinlerin en üstünüdür. Bütün vitaminler, yağ, protein,
>şeker, mineral, doğal hormon gibi maddeler bulunur. Ayrıca 27 çeşit
>madensel tuz, 22 çeşit amino asidi yanında; A, B, B1, B2, B3, B5, B6, B7,
>B8, B9, B10 vitaminleri de ihtiva eder.
>Başta kanser olmak üzere, kalp-damar ve karaciğer, romatizma, sedef,
>ekzama, sivilce, saç dökülmesi, cilt lekeleri, prostat, göz, astım,
>bronşit, ülser, bâsur, felç, kansızlık, beyin, ruh ve sinir
>hastalıklarında; çocuk gelişiminde; beyin ve vücut yorgunluklarında
>kullanıldığı gibi; zayıflık-şişmanlık, kabızlık-ishal gibi birbirine zıt
>olan hastalıklarda da kullanılır. Kandaki alyuvar sayısını %25 ve
>hemoglobini %15 oranında arttırır.Günde bir çay kaşığı, süt, çay, kahve ile
>birlikte, yahut çiğneyerek doğrudan doğruya alınabilir.
>
>SİGARAYI BIRAKINCA
>
> Sigara
><http://www.hakislam.com/icerik/www.sigara.gen.tr/default.htm> yı bırakınca
>neler oluyor:
>* 20 dakika sonra, kalp atışları düzene giriyor ve vücut ısısı sigara
>içmeyen bir insanla eşitleniyor.
>* 8 saat sonra, kandaki karbondioksitin %95'i temizleniyor.
>* 24 saat sonra, kalp krizi riski azalıyor, sağlıklı insana yakın duruma
>geliniyor.
>* 2 gün sonra, tat ve koku alma normal insan gibi hassaslaşıyor.
>* 3 gün sonra, nefes almak hissedilir derecede iyileşiyor.
>* 3 ay sonra, akciğerler %30 daha fazla çalışıyor; içerisindeki kiri de
>atmaya başlıyor.
>* 1 sene sonra, kalp kafesinden hastalanma rizki %50 azalıyor.
>* 10 sene sonra, akciğer kanseri olma ihtimali hiç sigara içmeyen bir
>insanla denk oluyor.
>* 15 sene sonra, kalp ve tansiyon hiç sigara içmemiş gibi normalleşiyor.
>Türkiye Gazetesi 29.04.2000
>
>
>KEPEK DEYİP GEÇMEYİN
>
>Kepek, vitamin ve minerâl madde bakımından pek çok zengindir. Diğer bâzı
>faydaları da şöyledir:
>Kepekli ekmek, çiğneme müddetini uzatır. Tükürük salgısını da arttırdığı
>için fazla gıda alımını önler.
>Midede fazla kalacağı için çabuk acıktırmaz. Bağırsaktaki geçişleri ise
>hızlandırır. Kabızlığa faydası olur.
>Kepek suda çözülmez. Gıdalar içerisinde karbonhidrat ve yağlı maddelerin
>emilmesine kısmen mâni olur. Kan şekeri ve kan yağları üzerine müsbet tesir
>yapar. Kepek ve posalı gıdalar sindirim sisteminde kanserin meydana
>gelmesini azaltır.
>Kepekteki fitik asit, kalsiyum, demir ve çinko elementlerinin fazla
>emilmesini azaltır. Kepekli un mayalanırsa, bu zararlı etkisi kaybolur.
>Bol kepekli ekmeklerin kalori değeri azalmakta, buna karşılık vitamin ve
>protein değeri artmaktadır. Bu sebeple şişmanlığı önlemektedir.
>Gıdalar içerisinde karbonhidrat ve yağların emilmesine kısmen mâni olur.
>Kanda lipid ve kolesterol üzerine etkili olur.
>Sağlık için kepekli ekmek herkese çok faydalıdır. Bilhassa kilosu fazla
>olanlara tavsiye edilir.
>
>
>TANSİYON DÜŞÜKLÜÐÜ
>
>Aşağıdaki sorulara vereceğiniz her "Evet" cevabı, sizdeki tansiyon
>düşüklüğü riskinin, yüksek olduğunu gösteriyor:
>* Sabahları daha fazla uyumak istiyor musunuz?
>* Gün boyunca esnemek zorunda kalıyor musunuz?
>* Hava değişimi tesir ediyor mu?
>* Sık sık keyifsizleşiyor ve işe başlayabilmek için yoğun çaba harcamak
>zorunda kalıyor musunuz?
>* Hafızanızda belli bir zayıflık ve güçsüzlük hissediyor musunuz?
>* Ayağa kalktığınızda baş dönmesi, göz kararması oluyor mu?
>* Aşırı derecede hassaslaşma ve bitkinliğe düştüğünüz oluyor mu?
>* Çehrenizde dikkat çekici bir solgunluk meydana geliyor mu?
>* Sık sık kalp çarpıntısı veya kulak çınlaması hissediyor musunuz?
>* Ellerinizde ve ayaklarınızda sürekli bir soğukluk oluyor mu?
>
>
>UZMANLARIN TAVSİYESİ
>
>
>Uzmanlara göre sağlıklı yaşamanın yolu, yanlış beslenme alışkanlıklarını
>değiştirmekten geçiyor. Konuyla ilgili araştırmaya göre; Anadolu'da yaygın
>olan buğday, mısır, yulaf ve pirinç gibi tahıllarla pişirilen çorbalar,
>gerçekte vitamin deposu. Sofrada esmer buğday ve çavdar ekmeğine yer verme
>tavsiyesinde bulunan uzmanlar, buğdayın; fosfat, magnezyum, kalsiyum,
>fosfor, B ve E vitamini ihtiva ettiğini belirtiyorlar. Çavdar ekmeği; damar
>sertliği, kan dolaşımı bozukluğu ve yüksek tansiyon için faydalı olurken,
>vitamin ve mâdensel tuz ihtiva eden yulaf, vücuttaki zararlı toksinlerin
>atılmasını sağlıyor.
>Pirincin B vitamini bakımından zengin olduğuna da dikkat çeken uzmanlar,
>buğdaydaki gibi pirincin de bütün vitamininin kabuğunda olduğunu
>bildirerek, işlem görmüş beyaz pirinç yerine, kırıklı, kahverengi pirincin
>tercih edilmesini tavsiye ediyorlar.
>Diyet yapma kaygısıyle vücudunuzu yağdan yoksun bırakmayın! Çünkü
>vitaminlerin bir kısmı (A, D, E, K) vücuda yağla birlikte alınır. Yağ, deri
>altı vücut ısısının hızlı kaybını önler. Bâzı hormonların yapımı için de
>gereklidir. Ceviz, yerfıstığı ve zeytinyağı beyin hücreleri için de
>yararlıdır.
>Lokmalarınızı iyice çiğneyin! Acele atıştırdığınızda açlık duygusunu tatmin
>edemediğiniz için daha fazla yersiniz.
>Magnezyum ve E vitamini yönünden zengin olan çikolata enerji verir. Ama
>çikolatanın katı yağ ve şekerden yapılmış olduğunu unutmayın!
>Sindirim sisteminin dinlenmesi ve vücuttaki toksinlerin atılması için,
>haftada bir gün sâdece meyve yiyin, süt ve su için!
>Beyaz şekeri azaltın, balı tercih edin!
>Lifli sebze ve meyveleri sofranızdan eksik etmeyin! Posalı olan bu
>yiyecekler, artıkların bağırsaktan geçişi sırasında, barsak yüzeyini
>korurlar.
>
>
>GRİP ve GRİP AŞISI
>
>Grip, Influenza adı verilen bir virus tarafından meydana getirilen, âni
>olarak 39 °C üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, hâlsizlik,
>bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile başlayan
>bir enfeksiyon hastalığıdır. Daha sonra boğaz ağrısı, burun akıntısı,
>hapşırma, gözlerin yaşarması ve kanlanması gibi belirtiler eklenir ve bazen
>de karın ağrısı, bulantı, kusma görülebilir. Hastaları mutlaka 3-7 gün
>yatağa mahkûm etmektedir
>Özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp, akciğer, böbrek, şeker gibi
>kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyretmekte ve ölüme kadar
>varabilen ciddi sonuçlara yol açmaktadır.
>Gripten korunmanın en etkili ve ekonomik yolu aşılanmaktır. Grip aşısı için
>en uygun zaman da sonbahar aylarıdır. Dünya Sağlık Teşkilâtı'na göre şu
>kimseler grip aşısı olmalıdır:
>- Bronşiyal astım hastaları,
>- Kalp ve damar hastalıkları olanlar,
>- Şeker gibi kronik hastalığı olanlar,
>- Kronik böbrek hastaları,
>- 65 yaşından büyük kişiler,
>- Bağışıklık sistemi bozulanlar,
>- Gripte, 2-3 aylık olan hâmileler,
>- Toplu yaşanılan yerlerde kalanlar,
>- Sağlık personeli ve görevliler,
>- Toplum hizmetinde çalışanlar,
>- Sık seyahat edenler,
>- İş gücü kaybı olacak olanlar,
>- Grip olmak istemeyenler.
>
>
>
>
>
>DOÐRU HAREKET
>YANLIŞ HAREKET
>
>YATAKTAN
>KALKARKEN
>Yavaş hareket edip, kasları harekete geçirmek. Pencereyi açmak.
>Hızla hareket kas tutulması yapar. Uyanınca yatakta fazla kalmak.
>
>BANYO YAPARKEN
>Ilık duş ve çıkışta soğuk su dökünmek, vücuda oksijen yükler.
>Sıcak su, banyoda çok kalmak. Vücudu ve saçları kurutmamak.
>
>KAHVALTI YAPARKEN
>Bir bardak ılık su. Kepekli tost ekmeği, yoğurt, meyve, kahve.
>Çok yağlı yiyecek, sucuk, pastırma, sosis, kremalı kahve içmek.
>
>İŞE GİDERKEN
>Yürüyecek mesâfeyi uzatmak. Kol ve bedeni hareket ettirmek.
>Kapının önüne kadar arabayla gitmek. Asansörle inip çıkmak.
>
>İŞ YERİNDE
>Aydınlık, güneşli ve geniş mekân. Masada çiçek bulundurmak.
>Masada kambur oturmak, etrafa bakmamak, vücudu germemek.
>
>ÖÐLE YEMEÐİ
>Az ekmek, beyaz et, patates.
>Bol salata gerginlik ve stresi azaltır.
>Bol ekmek, çok yemek, kolalı içecekler. Ayakta aperatif şeyler atıştırmak.
>
>ÖÐLEDEN SONRA
>Biraz uyumak veyâ dinlenmek. Derin derin nefes alıp vermek.
>Tuzlu krakerler, bisküviler, tatlı veyâ benzeri şeyler yemek.
>
>MASA BAŞINDA
>Geri yaslanıp derin nefes almak. Bacak kaslarını gerip bırakmak.
>Saatlerce kambur kambur oturmak. Sürekli aynı yere bakmak.
>
>AKŞAM YEMEÐİ
>Az ekmek, sebzeli yemek, beyaz et, salata ve çeşitli meyveler.
>Mikrodalgadan çıkan yiyecekler.Yatmadan az önce yemek yemek.
>
>YATMA ZAMANI
>Sessiz ve az karanlık oda. Kafadaki düşünce ve problemleri atmak.
>Çok yumuşak yatak ve kalın yastık. Yüzükoyun ve geç yatmak
>
>
>DÜZENLİ SPOR
>
>Güç ve kuvvet artar.
>Solunum verimliliği artar.
>Zindelik ve kendine güven artar.
>Kandaki kolesterol seviyesi azalır.
>Genç görünmeye yardımcı olur.
>Sırt ağrıları azalır.
>Tansiyon azalır.
>Stres, gerginlik ve depresyon azalır.
>Kalbin verimliliği artar.
>Kas gücü verimliliği artar.
>Dinlenirken kalp atışı azalır.
>Kalp krizi ihtimâli azalır.
>Vücuttaki yağ azalır.
>Daha ince olmayı sağlar.
>Yıllarınıza sağlıklı, tatlı bir hayat katar.
>İş ve diğer faaliyetlerdeki verimlilik artar.
>Daha olumlu bir kişilik kazandırır.
>Hayatınızdan daha çok zevk almanızı sağlar.
>
>
>ANNE SÜTÜ EŞSİZ BİR BESİNDİR
>
>Şişli Etfal Hastanesi Çocuk Kliniği şefi Prof. Dr. Asiye Nuhoğlu diyor ki:
>Bütün olumsuzlukları yok eden anne sütü, olağanüstü bir besindir. İhtiyaç
>duyulan bütün besin maddeleri anne sütünde mevcuttur. Hiçbir sanayi maması
>veya gıdalar anne sütü ile kıyaslanamaz. Doğumun ardından ilk 10 dakika
>içinde hemen verilebilir. Bebeğe ilk 4-6 ay arasında verilecek anne sütü;
>bronşit, ishal, bağırsak hastalıkları, anemi, solunum yetersizliği,
>enfeksiyon, kansızlık, alerji, bulaşıcı hastalıklar, hatta aşırı şişmanlık
>olarak bilinen obeziteden korur. Anne eğer yeterli besleniyorsa, ilk 4-6 ay
>bebeğe vitamin ve su bile vermeden sadece anne sütü kâfi gelir. Emzirme
>sırasında anne-bebek yakınlaşmasının bebekte uyandırdığı güven hissi
>yanında, sütün en steril şartlarda sunulması, anne sütünü eşsiz bir besin
>maddesi yapmaktadır.
>Anne sütü; protein, yağ, karbonhidrat ve mineral ihtiva etmesinin yanı
>sıra, bileşimindeki enzimleri ve üstün fiziko-kimyasal özellikleriyle,
>bebeğin sütten en iyi şekilde yararlanmasına imkân sağlar. Anne sütü ile
>beslenen bebekler, Türkiye'de ve bütün dünyada normal bir büyüme ve gelişme
>gösterir.
>Bütün bunlara karşılık, anne sütünün yerine çeşitli sebeplerle verilen inek
>ve başka sütler, bebekler için uygun besin değildir ve sindirimi de zordur.
>Eğer uygun şekilde yerine konulmazsa, inek sütü verilen bebeklerde C ve D
>vitamini eksikliği, raşitizm, bakır eksikliği ve demir eksikliğine bağlı
>anemi görülmesi kaçınılmazdır.Türkiye 7.2.2000
>
>
>UYKU TÂMİRCİDİR
>
>Uyku <http://www.hakislam.com/icerik/saglik/basari/uyku/uykubozk-2.html> ,
>insan vücudunu tatlı tatlı tâmir eder. Uyku
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/basari/uyku/uykubozk-2.html> da
>bütün vücut, kalp atışından tansiyona kadar her şey yavaşlayıp düştüğü için
>dinlenir. Yeni bir güne sadece kemikler ve adaleler değil, bütün organlar,
>âdeta yenilenmiş olarak başlar. Uyku ne kadar tatlıysa, uykusuzluk da o
>kadar keyif kaçırıcıdır. İyi uyuyamayan kişi, yataktan bitkin bir hâlde
>kalkar. Çalışmak için enerji toplayamadığından da, verimli olamaz.
>
>
>HÂRİKA MEYVE: KİVİ
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>
>Son yıllarda manav ve marketlerde satılmaya, hattâ Türkiye'de de
>yetiştirilmeye başlanan
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>kivi, bir C vitamini deposudur.
>Anayurdu Çin olan
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>kivinin bir tanesinin sahip olduğu C vitamini, bir insanın alması gereken
>günlük C vitamini ihtiyacından bile fazladır.
>Amerika'da bu hârika meyve üzerinde yapılan araştırmalar, kivinin birçok
>derdin devâsı olduğunu ortaya çıkardı. İşte bunlardan bazıları:
>Kolesterol seviyesini düşürür.
>Karaciğeri çalıştırır, safra ifrazatını çoğaltır.
>Kanı temizler.
>Göğüs hastalıklarının tedavisinde çok faydalıdır.
>Grip ve soğuk algınlığının çabuk atlatılmasını sağlar.
>Kan basıncını ayarlar, tansiyonu düşürür.
>Kadınlarda göğüs kanserini önler.
>Vücudun direncini artırır.
>Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
>
>
>LİMON İLÂÇ GİBİDİR
>
>Hârika bir C vitamini deposu olan Limon,
><http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>tâbiri uygunsa "Vücudumuzun doktoru." gibidir. İşte birçok derdin şifası
>limonun bâzı faydaları:
>
>Kalbi ferahlatır,
>Temreyi geçirir,
>İdrar söktürür,
>Hazmı kolaylaştırır,
>Tansiyonu düşürür,
>Damar sertliğini giderir.
>Mide bulantısını giderir,
>Grip ve nezleye şifa verir,
>Diş etlerini kuvvetlendirir,
>Baş dönmesini durdurur,
>Damar tıkanıklıklarını açar,
>Gıda zehirlenmelerini önler,
>Karaciğer için çok faydalıdır,
>Böbrek tıkanıklıklarını giderir,
>Bademcik iltihaplarını geçirir,
>Felç hastalarına tavsiye edilir,
>Bağırsak ve idrar yollarını temizler,
>Sivilceleri giderir, cilde güzellik katar,
>Zehirli hayvan sokmalarına karşı panzehirdir.
>
>
>KAN GRUPLARI
>
>Türkiye'deki insanların kan grubu oranları ortalama şöyledir:
>
>
>Kan Grupları
>%
>
>A RH Pozitif
>29.5
>
>0 RH Pozitif
>27.5
>
>B RH Pozitif
>13.0
>
>A RH Negatif
>8.4
>
>AB RH Pozitif
>6.8
>
>0 RH Negatif
>6.3
>
>B RH Negatif
>6.1
>
>AB RH Negatif
>2.4
>
>
>SAÐLIKLI SÜT İÇMEK HERKESİN HAKKIDIR
>
>Her bakımdan tam bir gıda olan süt içmeyi alışkanlık hâline getirmek
>lâzımdır. Batıda bu işe çok önem verilmektedir. Sütün, doğal özelliklerini
>ve besin değerini kaybetmeden, sağlıklı bir şekilde tüketiciye sunulması
>için Pastörizasyon veya Ultra Pastörizasyon işlemlerinden geçmesi ve
>sağlıklı bir şekilde ambalajlanması gerekir.
>Pastörize Süt: Sütün 720C-750C de, 15-20 saniye ısıtıldıktan sonra, hemen
>50C ye kadar soğutulması işlemidir. Pastörizasyon işlemi ile insan
>sağlığına zararlı bakteriler yok edilir. Pastörize sütlerin özellikleri:
>1- İçinde katkı maddesi bulunmaz,
>2- Cam şişelerde günlük satılır,
>3- Besin değerini 2-3 gün korur.
>Ultra Pastörize Süt: Sütün, 1350C de, 2-6 saniye ısıtılarak, hemen 200C ye
>kadar soğutulması işlemidir. Ultra Pastörizasyon işlemi ile, hem insan
>sağlığına zararlı bakteriler, hem de sütün bozulmasına sebep olan
>bakteriler yok edilir. Evde kaynatıldığında besin değerini kaybeden süt, bu
>yollarla besin değerini kaybetmeden sağlıklı bir şekilde müşteriye sunulur.
>Bunların özellikleri:
>1-İçinde katkı maddesi bulunmaz,
>2-Aseptik karton kutularda satılır,
>3-Özelliklerini ve besin değerini, açılmadıkça en az 4 ay korur,
>4-Oda ısısında muhafaza edilebilir.
>
>
>SARMISAK
>
> <http://www.hakislam.com/icerik/saglik/Saglik_ve_Guzellik/bvem/bvem.html>
>Sarmısak çok faydalıdır. Başta, tam bir antibiyotik yani, mikrop
>öldürücüdür. Dizanteri, kabızlık, kanser, bronşit, verem, siyatik, astım,
>varis vs. hastalıklara çok faydalıdır. Ayrıca;
>
>- Dolaşım bozukluğunu giderir.
>- Solucan, tenya, şerit düşürür.
>- Mide, bağırsak gazını giderir.
>- Kalb rahatsızlığını giderir.
>- Eksoz gazına panzehirdir.
>- Mesane taşlarını düşürür.
>- Böbrek taşına mâni olur.
>- Cilt hastalıklarını önler.
>- Bağırsakları yumuşatır.
>- Damar sertliğini önler.
>- Güç ve kuvveti arttırır.
>- Romatizmayı hafifletir.
>- İnsana canlılık verir.
>- Tansiyonu ayarlar.
>- Hazmı kolaylaştırır.
>- Ateş düşürücüdür.
>- Yorgunluğu önler.
>- Balgamı söktürür.
>- İştah açar.
>
>
>KALBİN ÜÇ DÜŞMANI
>
>1-Yüksek Tansiyon: Tansiyon, kalbimizin kasılması esnasında, kanın
>damarlara pompalandığında, damarlar üzerinde yaptığı basınçtır. Kalp
>kasıldığında, damarlardaki basınç büyük tansiyon, gevşediğinde damarlarda
>hissedilen basınç küçük tansiyondur. Büyük tansiyon 140 mm Hg, küçük
>tansiyon ise 90 mm Hg'den fazla ise tansiyon yüksek kabul edilir.
>Belirtileri: Sabah uyanıldığında ense bölgesinde ağrı, bazen baş dönmesi,
>çarpıntı, çabuk yorulma gibi şikâyetler.
>2-Kolesterol: Özellikle hayvansal gıdalarda bulunan ve fazla miktarda
>alındığında damar iç yüzeyine yapışan kolesterol isimli bir yağdır ki,
>esnek olan damarlarımızın esnekliğini azaltır ve damar duvarında birikerek
>damar boşluğunu daraltır.
>3-Şeker Hastalığı (Diyabet): İnsülin isimli pankreastan salgılanan hormon,
>besinlerle alınan glikoz adlı şekeri, vücudun kullanması için, kandan
>dokulara verir. Şeker hastalığında insülin bu görevini yapamaz ve kanda
>glikoz artar. Kan şekeri normal seviyelerde tutulamadığında göz, böbrek,
>sinir sistemi ve daha birçok bölgede tedavisi mümkün olmayan hasarlar
>meydana getirir.
>Belirtileri: Çok su içme, sık ve bol idrar, sık acıkma, aşırı yemek yeme,
>yorgunluk ve hâlsizlik.
>Aç karnına kan tahlilinde 126 mg/dl üzeri çıkarsa, şeker hastalığına
>işârettir. Şeker hastalığı ömür boyu devam eder.
>
>Kalp için zararlılar:
>Sigara ve içilen yer,
>Gerginlik ve stres,
>Hareketsizlik, kirli hava.
>Sağlıksız beslenme,
>Alkol ve tuz kullanma,
>Hayvanî yağ, kırmızı et,
>Hamur işi ve kızartma,
>Hazır besinler,
>Aşırı şişmanlık,
>Şeker ve tuz,
>Fazla yumurta,
>Sosis, hamburger.
>Kalp için faydalılar:
>Yeşil sebze ve meyve,
>Tahıl ve baklagiller.
>Kepekli ekmek,
>Balık ve tavuk,
>Yağsız yoğurt ve süt,
>Sıvı yağlar,
>Egzersiz hareketler,
>Temiz hava,
>Düzenli bir hayat.
>
>
>YÜRÜYÜŞ
>
>Günde bir müddet yürüyüş yapmak, insan vücudu için çok faydalıdır. Yürümek
>hazmı kolaylaştırır, iştahı arttırır, sinirleri dinlendirir. Bunun için her
>yaştaki insan yürümekten sayısız faydalar sağlar. En sıhhatli ve dinç
>ihtiyarlar, fazla yürüyen insanlar arasında olur. Bedenin ve adalenin
>kuvvetini de arttırdığı için, hamile kadınlar için de çok faydalıdır.
>Yürüyüş yaparken, ayakkabı altlarının düz ve geniş olmasına, giyeceklerin
>de hafif olmasına dikkat etmelidir.
>
>
>ZAYIFLAMAK İÇİN
>
>Günde en fazla üç öğün ve azar azar yiyin!
>Yavaş yavaş ve iyi çiğneyerek yutun!
>Yemekten beş dakika önce bir bardak ılık su için!
>Tuzu azaltın!
>Yemek tabağı küçük olsun!
>Bol salata ve sebze yiyin!
>Yağlardan uzak durun!
>Az ekmek yemeye çalışın!
>Tatlıyı ve eti azaltın!
>Kızartmaları azaltın!
>Öğün haricinde birşeyler atıştırmayın!
>Hareket ve yürüyüş yapmaya çalışın!
>
>
>SİNDİRİM BOZUKLUKLARI
>
>Sindirim bozuklukları, genellikle kötü alışkanlıkların sonucudur.
>Belirtileri; midede ağırlık, ekşime, aşırı asidite, yanma, bulantı,
>uyuklama, baş ağrısı, kusma v.b. Kötü sindirilmiş besin mideden geçtikten
>sonra bağırsaklarda şu belirtiler başlar: Gaz, şişkinlik, kabızlık veya
>ishal.
>o İyi ve yavaş yavaş çiğnenmeyen bir besin sindirim organlarında ekşir.
>o Yemekte içilen sıvılar mideyi şişirir ve yorar. Bir bardak su içilebilir.
>o Çok yemek, kötü sindirimin başlıca sebebidir. Doymadan kalkmalıdır.
>o Normal bir sindirim için 4-5 saat bir zaman gerekir. Haftada bir gün
>olsun sindirim organları dinlenmeli.
>o Öğün arasında yemek, mideyi yorar ve sinir rezervlerini tüketir. İkindi
>kahvaltısı yetişkinler için gereksizdir.
>o Yorgun, uykusuz ve sinirliyken yemek, sindirime yardımcı olamaz.
>o Kavga, tartışma, aşırı heyecan, hırs, nefret, kin gibi olumsuz duygular
>sindirim organları üzerinde kötü etki yapar.
>o Ateşliyken yemek, ateşin yükselmesine sebep olur.
>o Yemekten sonra hemen yatmamalıdır.
>o Fazla baharat, hardal, sirke, karabiber... midenin kimyasal bileşimini
>bozar.
>o Ham meyveler, aşırı asitli olduklarından, kaçınmalıdır.
>o Bozuk besinler, mikropların üremesine ve sindirim bozukluğuna yol açar.
>o Isıtılmış yemekler zamanla karaciğer, böbrek, safra kesesi ve
>bağırsakları olumsuz etkiler.
>o Kızartmaların sindirimi ağırdır.
>o Aşırı miktarda şeker, sindirim bozukluğuna yol açar.
>o Besinlerdeki uyumsuzluk, sindirim zorluğuna sebep olabilir.
>o Çay, kahve, kakao... sindirim sisteminin dengeli çalışmasını bozar.
>o Aynı öğünde birçok çeşit yemek, sindirimi yokuşa sürer.
>o Çiklet ve benzerleri, midedeki asidin çoğalmasına sebep olur.
>
>
>KALBİN HOŞUNA GİDEN YİYECEKLER
>
>Son yıllarda artan kalp hastaları, bol bol lifli maddeler yemelidir. Kepek,
>çavdar ürünleri, taze meyve ve sebzeler, lifli maddeler için en zengin
>kaynaklardır. Lifli besinler kolesterol ve yağ miktarını da azaltır.
>Sık sık balık yenirse, damarlarda yağ birikmesini önler.
>Bol magnezyum bulunan fındık, fıstık, baklagiller gibi yiyecekler yemek de
>ihmal edilmemelidir. Magnezyum, kalbin fonksiyonunu dengede tutar ve
>adalelere enerji sağlar.
>Bol ıspanak yenmeli ki, bu yeşil sebzede bol miktarda folik asit ve B6, B12
>vitaminleri vardır.
>
>
>AÐIZ KOKUSU
>
>Ağız kokusunun çeşitli sebepleri vardır. Çoğunlukla fena ağız kokusunun
>sebebi (%90 oranda) ağız içi kaynaklıdır. Diğer sebep ise mide-bağırsak
>yahut üst solunum yolu rahatsızlıklarıdır. Bunlara ilâveten özellikle
>çocuklarda bağırsak parazitlerine bağlı daha çok sabahleyin gözüken ağız
>kokusu meydana gelebilir. Bâzı sistemik hastalıklarda da (diyabet gibi)
>fena koku görülmektedir.
>Ağız içi kokusunun sebepleri:
>1- Kokulu yiyecekler,
>2- Diş çürüğü,
>3- Diş eti-kemik dokusu hastalıkları,
>4- Sürekli ağız kuruluğu,
>5- Sigara kullanma,
>6- Ağzın kötü bakımı.
>Yediğimiz gıdalar solunumumuzu etkiler; özellikle soğan, sarmısak gibi
>yiyecekler kan dolaşımımıza geçerler. Oradan da akciğerlere transfer edilip
>nefesimizle dışarı atılır.
>Diş fırçalama, diş ipi kullanımı, ağız gargaraları ve sakız çiğneme, kokuyu
>sadece geçici olarak maskeler. Düzenli ağız bakımı olmazsa, gıda artıkları
>dişler arasında, dilin ve dişetlerinin üstünde birikerek ağızda kalır;
>belli bir süre sonra kokuya sebep olur. Protezlerin de iyi temizlenememesi
>fena kokuya sebep olabilir. Diş eti ve çevre kemik dokusu sağlığı
>bozukluğunun da en önemli habercisi, fena ağız kokusudur.
>
>
>POLEN HÂRİKA BİR İLÂÇTIR
>Polen; arıların, çiçeklerin ortasında bulunan tozlarını, larvaları ve ana
>arıyı beslemek için arka ayaklarına özel bir salgı ile toplayarak, kovanın
>önünde bulunan polen tuzağı denilen kutulara bıraktıkları maddedir. Bu
>tozlar kurutularak hazır hâle getirilir.
>Polen hârika besinlerin en üstünüdür. Bütün vitaminler, yağ, protein,
>şeker, mineral, doğal hormon gibi maddeler bulunur. Ayrıca 27 çeşit
>madensel tuz, 22 çeşit amino asidi yanında; A, B, B1, B2, B3, B5, B6, B7,
>B8, B9, B10 vitaminleri de ihtiva eder.
>Başta kanser olmak üzere, kalp-damar ve karaciğer, romatizma, sedef,
>ekzama, sivilce, saç dökülmesi, cilt lekeleri, prostat, göz, astım,
>bronşit, ülser, bâsur, felç, kansızlık, beyin, ruh ve sinir
>hastalıklarında; çocuk gelişiminde; beyin ve vücut yorgunluklarında
>kullanıldığı gibi; zayıflık-şişmanlık, kabızlık-ishal gibi birbirine zıt
>olan hastalıklarda da kullanılır. Kandaki alyuvar sayısını %25 ve
>hemoglobini %15 oranında arttırır.Günde bir çay kaşığı, süt, çay, kahve ile
>birlikte, yahut çiğneyerek doğrudan doğruya alınabilir.
>
>SİGARAYI BIRAKINCA
>
> Sigara
><http://www.hakislam.com/icerik/www.sigara.gen.tr/default.htm> yı bırakınca
>neler oluyor:
>* 20 dakika sonra, kalp atışları düzene giriyor ve vücut ısısı sigara
>içmeyen bir insanla eşitleniyor.
>* 8 saat sonra, kandaki karbondioksitin %95'i temizleniyor.
>* 24 saat sonra, kalp krizi riski azalıyor, sağlıklı insana yakın duruma
>geliniyor.
>* 2 gün sonra, tat ve koku alma normal insan gibi hassaslaşıyor.
>* 3 gün sonra, nefes almak hissedilir derecede iyileşiyor.
>* 3 ay sonra, akciğerler %30 daha fazla çalışıyor; içerisindeki kiri de
>atmaya başlıyor.
>* 1 sene sonra, kalp kafesinden hastalanma rizki %50 azalıyor.
>* 10 sene sonra, akciğer kanseri olma ihtimali hiç sigara içmeyen bir
>insanla denk oluyor.
>* 15 sene sonra, kalp ve tansiyon hiç sigara içmemiş gibi normalleşiyor.
>Türkiye Gazetesi 29.04.2000
>
>
>KEPEK DEYİP GEÇMEYİN
>
>Kepek, vitamin ve minerâl madde bakımından pek çok zengindir. Diğer bâzı
>faydaları da şöyledir:
>Kepekli ekmek, çiğneme müddetini uzatır. Tükürük salgısını da arttırdığı
>için fazla gıda alımını önler.
>Midede fazla kalacağı için çabuk acıktırmaz. Bağırsaktaki geçişleri ise
>hızlandırır. Kabızlığa faydası olur.
>Kepek suda çözülmez. Gıdalar içerisinde karbonhidrat ve yağlı maddelerin
>emilmesine kısmen mâni olur. Kan şekeri ve kan yağları üzerine müsbet tesir
>yapar. Kepek ve posalı gıdalar sindirim sisteminde kanserin meydana
>gelmesini azaltır.
>Kepekteki fitik asit, kalsiyum, demir ve çinko elementlerinin fazla
>emilmesini azaltır. Kepekli un mayalanırsa, bu zararlı etkisi kaybolur.
>Bol kepekli ekmeklerin kalori değeri azalmakta, buna karşılık vitamin ve
>protein değeri artmaktadır. Bu sebeple şişmanlığı önlemektedir.
>Gıdalar içerisinde karbonhidrat ve yağların emilmesine kısmen mâni olur.
>Kanda lipid ve kolesterol üzerine etkili olur.
>Sağlık için kepekli ekmek herkese çok faydalıdır. Bilhassa kilosu fazla
>olanlara tavsiye edilir.
>
>
>TANSİYON DÜŞÜKLÜÐÜ
>
>Aşağıdaki sorulara vereceğiniz her "Evet" cevabı, sizdeki tansiyon
>düşüklüğü riskinin, yüksek olduğunu gösteriyor:
>* Sabahları daha fazla uyumak istiyor musunuz?
>* Gün boyunca esnemek zorunda kalıyor musunuz?
>* Hava değişimi tesir ediyor mu?
>* Sık sık keyifsizleşiyor ve işe başlayabilmek için yoğun çaba harcamak
>zorunda kalıyor musunuz?
>* Hafızanızda belli bir zayıflık ve güçsüzlük hissediyor musunuz?
>* Ayağa kalktığınızda baş dönmesi, göz kararması oluyor mu?
>* Aşırı derecede hassaslaşma ve bitkinliğe düştüğünüz oluyor mu?
>* Çehrenizde dikkat çekici bir solgunluk meydana geliyor mu?
>* Sık sık kalp çarpıntısı veya kulak çınlaması hissediyor musunuz?
>* Ellerinizde ve ayaklarınızda sürekli bir soğukluk oluyor mu?
>
>
>UZMANLARIN TAVSİYESİ
>
>
>Uzmanlara göre sağlıklı yaşamanın yolu, yanlış beslenme alışkanlıklarını
>değiştirmekten geçiyor. Konuyla ilgili araştırmaya göre; Anadolu'da yaygın
>olan buğday, mısır, yulaf ve pirinç gibi tahıllarla pişirilen çorbalar,
>gerçekte vitamin deposu. Sofrada esmer buğday ve çavdar ekmeğine yer verme
>tavsiyesinde bulunan uzmanlar, buğdayın; fosfat, magnezyum, kalsiyum,
>fosfor, B ve E vitamini ihtiva ettiğini belirtiyorlar. Çavdar ekmeği; damar
>sertliği, kan dolaşımı bozukluğu ve yüksek tansiyon için faydalı olurken,
>vitamin ve mâdensel tuz ihtiva eden yulaf, vücuttaki zararlı toksinlerin
>atılmasını sağlıyor.
>Pirincin B vitamini bakımından zengin olduğuna da dikkat çeken uzmanlar,
>buğdaydaki gibi pirincin de bütün vitamininin kabuğunda olduğunu
>bildirerek, işlem görmüş beyaz pirinç yerine, kırıklı, kahverengi pirincin
>tercih edilmesini tavsiye ediyorlar.
>Diyet yapma kaygısıyle vücudunuzu yağdan yoksun bırakmayın! Çünkü
>vitaminlerin bir kısmı (A, D, E, K) vücuda yağla birlikte alınır. Yağ, deri
>altı vücut ısısının hızlı kaybını önler. Bâzı hormonların yapımı için de
>gereklidir. Ceviz, yerfıstığı ve zeytinyağı beyin hücreleri için de
>yararlıdır.
>Lokmalarınızı iyice çiğneyin! Acele atıştırdığınızda açlık duygusunu tatmin
>edemediğiniz için daha fazla yersiniz.
>Magnezyum ve E vitamini yönünden zengin olan çikolata enerji verir. Ama
>çikolatanın katı yağ ve şekerden yapılmış olduğunu unutmayın!
>Sindirim sisteminin dinlenmesi ve vücuttaki toksinlerin atılması için,
>haftada bir gün sâdece meyve yiyin, süt ve su için!
>Beyaz şekeri azaltın, balı tercih edin!
>Lifli sebze ve meyveleri sofranızdan eksik etmeyin! Posalı olan bu
>yiyecekler, artıkların bağırsaktan geçişi sırasında, barsak yüzeyini
>korurlar.
>
>
>GRİP ve GRİP AŞISI
>
>Grip, Influenza adı verilen bir virus tarafından meydana getirilen, âni
>olarak 39 °C üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, hâlsizlik,
>bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile başlayan
>bir enfeksiyon hastalığıdır. Daha sonra boğaz ağrısı, burun akıntısı,
>hapşırma, gözlerin yaşarması ve kanlanması gibi belirtiler eklenir ve bazen
>de karın ağrısı, bulantı, kusma görülebilir. Hastaları mutlaka 3-7 gün
>yatağa mahkûm etmektedir
>Özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp, akciğer, böbrek, şeker gibi
>kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyretmekte ve ölüme kadar
>varabilen ciddi sonuçlara yol açmaktadır.
>Gripten korunmanın en etkili ve ekonomik yolu aşılanmaktır. Grip aşısı için
>en uygun zaman da sonbahar aylarıdır. Dünya Sağlık Teşkilâtı'na göre şu
>kimseler grip aşısı olmalıdır:
>- Bronşiyal astım hastaları,
>- Kalp ve damar hastalıkları olanlar,
>- Şeker gibi kronik hastalığı olanlar,
>- Kronik böbrek hastaları,
>- 65 yaşından büyük kişiler,
>- Bağışıklık sistemi bozulanlar,
>- Gripte, 2-3 aylık olan hâmileler,
>- Toplu yaşanılan yerlerde kalanlar,
>- Sağlık personeli ve görevliler,
>- Toplum hizmetinde çalışanlar,
>- Sık seyahat edenler,
>- İş gücü kaybı olacak olanlar,
>- Grip olmak istemeyenler.
Yorum