Ekranların sevilen dizilerinden “Avrupa Yakası”nda yeni dönemde neler olacak? atv'nin uzun soluklu dizisi 'Avrupa Yakası'nın oyuncusu ve yazarı Gülse Birsel Harper's Bazaar' dergisine konuştu: Zamana karşı işleri bitirmeye uğraşırken, gerginliği iyi enerjiye çeviriyorum.
Avrupa Yakası'nın hem senaristi hem de başrol oyuncusu olarak; ekranların 'en komik kadını' namıyla anılan Gülse Birsel; Harpers' Bazaar dergisinin eylül sayısına konuştu. Günlük hayatın stresleri ve alışveriş çılgınlığı üzerine Oben Budak'la sohbet eden Birsel, stresten arınmak yerine onunla beslendiğini belirterek, "Paniğin getirdiği bir yaratıcılık ve tempo oluyor. Zihnimi boşaltmayı sevmiyorum" dedi. Yeni sezonda ekrana yepyeni bir 'Avrupa Yakası'yla gelmeye hazırlanan Gülse Birsel bakın neler anlattı:
BU İŞ ÖYLE ZEVKLİ Kİ!
* Tatil boyunca hem malzeme topladım hem de kafamı dinledim. Bu iş o kadar zevkli ki, düşünmeden edemiyorsun. Masanın üstünde, salonda, başucumda, çantamda, her yerde not defterleri ve kalemler var. Aklıma geleni yazıyorum!
* 'Avrupa Yakası'nda geçen sezon zor günler yaşadık. Son on üç bölüm, iki oyuncumuz ayrı ayrı çekilip montajlandı. Ama ben kötü şeyleri hemen unutuyorum, sadece iyi zamanlar aklımda kalıyor. Bu sezon dört yeni oyuncumuz var. Tolga Çevik, Peker Açıkalın, Hasibe Eren ve Sarp Apak.
* Tolga Çevik, Aslı'nın yıllardır nefret ettiği ve Aslı'dan nefret eden yaşıt kuzeni Sacit rolünde. Peker Açıkalın ise apartmanın yeni kapıcısının oğlu. Küçükken menenjit geçirdiği için biraz tuhaf olduğu söyleniyor...
* Dizinin senaryosunda kendime torpil geçmiyor aksine kötü davranıyorum. Bu kadar yıl başrol olmasına rağmen, Aslı'nın kendi macerası çok ender olmuştur. Genellikle diğer oyunculara pas atar, onlar gol atsın diye.
ZİHNİM DOLU KALSIN
* Bu yoğunluk içinde stres atamıyorum. Zaten bir süre sonra stresten beslenmeye başlıyorsun. Gerginliği iyi enerjiye çeviriyorsun. Zamana karşı işleri bitirmeye uğraşırken, paniğin getirdiği bir yaratıcılık ve tempo oluyor.
* Zihnimi boşaltmayı sevmiyorum. Dolu kalsın! Manzara seyretmeyi, 60'ımdan önce yapmayı düşünmüyorum. DVD izlemek tamam, ama zihni boşaltan filmler değil. Terapi için Kapalıçarşı ve Eminönü'ne giderim.
* Eğlenmek için sabahlara kadar ayakta kalacak zamanım yok. "Sabaha kadar oturacaksam, şu bölümü yazıp bitireyim" diye düşünüyorum. Altı kişi aynı akşam bir araya gelmek için iki ay program yapıyoruz. Genellikle de eken ben oluyorum. Son anda çekim uzuyor, yazı bitmiyor falan.
Avrupa Yakası'nın hem senaristi hem de başrol oyuncusu olarak; ekranların 'en komik kadını' namıyla anılan Gülse Birsel; Harpers' Bazaar dergisinin eylül sayısına konuştu. Günlük hayatın stresleri ve alışveriş çılgınlığı üzerine Oben Budak'la sohbet eden Birsel, stresten arınmak yerine onunla beslendiğini belirterek, "Paniğin getirdiği bir yaratıcılık ve tempo oluyor. Zihnimi boşaltmayı sevmiyorum" dedi. Yeni sezonda ekrana yepyeni bir 'Avrupa Yakası'yla gelmeye hazırlanan Gülse Birsel bakın neler anlattı:
BU İŞ ÖYLE ZEVKLİ Kİ!
* Tatil boyunca hem malzeme topladım hem de kafamı dinledim. Bu iş o kadar zevkli ki, düşünmeden edemiyorsun. Masanın üstünde, salonda, başucumda, çantamda, her yerde not defterleri ve kalemler var. Aklıma geleni yazıyorum!
* 'Avrupa Yakası'nda geçen sezon zor günler yaşadık. Son on üç bölüm, iki oyuncumuz ayrı ayrı çekilip montajlandı. Ama ben kötü şeyleri hemen unutuyorum, sadece iyi zamanlar aklımda kalıyor. Bu sezon dört yeni oyuncumuz var. Tolga Çevik, Peker Açıkalın, Hasibe Eren ve Sarp Apak.
* Tolga Çevik, Aslı'nın yıllardır nefret ettiği ve Aslı'dan nefret eden yaşıt kuzeni Sacit rolünde. Peker Açıkalın ise apartmanın yeni kapıcısının oğlu. Küçükken menenjit geçirdiği için biraz tuhaf olduğu söyleniyor...
* Dizinin senaryosunda kendime torpil geçmiyor aksine kötü davranıyorum. Bu kadar yıl başrol olmasına rağmen, Aslı'nın kendi macerası çok ender olmuştur. Genellikle diğer oyunculara pas atar, onlar gol atsın diye.
ZİHNİM DOLU KALSIN
* Bu yoğunluk içinde stres atamıyorum. Zaten bir süre sonra stresten beslenmeye başlıyorsun. Gerginliği iyi enerjiye çeviriyorsun. Zamana karşı işleri bitirmeye uğraşırken, paniğin getirdiği bir yaratıcılık ve tempo oluyor.
* Zihnimi boşaltmayı sevmiyorum. Dolu kalsın! Manzara seyretmeyi, 60'ımdan önce yapmayı düşünmüyorum. DVD izlemek tamam, ama zihni boşaltan filmler değil. Terapi için Kapalıçarşı ve Eminönü'ne giderim.
* Eğlenmek için sabahlara kadar ayakta kalacak zamanım yok. "Sabaha kadar oturacaksam, şu bölümü yazıp bitireyim" diye düşünüyorum. Altı kişi aynı akşam bir araya gelmek için iki ay program yapıyoruz. Genellikle de eken ben oluyorum. Son anda çekim uzuyor, yazı bitmiyor falan.