Dünyada mekan ahiretde iman..!?

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • MentaL
    *Security

    • 01-03-2004
    • 8134

    Dünyada mekan ahiretde iman..!?

    Şimdi 1 haftadan beri bu sözün ne kadar saçma olduğunu düşünüyorum arkadaşlar dilden dile geziyor bu kelimeler ne olur biri açıklasın bana bunu ''dünyada mekan ahirette iman'' ne demek..?

    Yorumlar yapılsın daha sonra elimde anektodları sunacağım..
  • turist
    Member

    • 01-03-2004
    • 896

    #2
    Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

    Bence '' Dünyada iman, ahirette mekan '' daha uygun gibi.. Ahir zamandaki mekan için imana daha çok ihtiyacımız var.. stupidprv

    Yorum

    • MentaL
      *Security

      • 01-03-2004
      • 8134

      #3
      Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

      Peki hocam sen öyle diyorsun peki ''dünyada mekan ahirette iman'' sözü nasıl türemiş kim neden böyle bir söz söylemiş doğrusu nedir yani dunyaa mekan mı yoksa ahirette mekan mı....!?

      Yorum

      • turist
        Member

        • 01-03-2004
        • 896

        #4
        Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

        Usta, bu söz büyük ihtimalle dünyada mekan için ahirette ise iman için çalışmak gerektiğini ifade ediyor..
        Ama unutulan birşey var.. dünyada mekanı elde edebilirsiniz, ahirette ise imanı elde edecek vakit bulamazsınız.. onuda dünyada elde etmeniz lazım ama bu sözden sanki böyle bir anlam çıkmıyor..

        Yorum

        • MentaL
          *Security

          • 01-03-2004
          • 8134

          #5
          Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

          Tamam dünyada mekan için uğraşalım.. pekii 1 söz daha var bu dünyanın malı bu dünyada kalır + bu dünya sultan süleymana kalmamış..
          yani saçma sapan bir şey diğer arkadaşlarda yorumlarını yapsın bakalım bu konu nasıl yönlenecek..

          Yorum

          • armonill
            Banned
            • 21-06-2005
            • 1909

            #6
            Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

            bu bir atasözü: olaya kelimelerin gerçek manaları tarafından bakarsak işin işinden çıkamayız.Olaya mecazi yaklaşmalıyız.yani insanın hem ahirette hemde dünyada rahat etmesi için dünyada paraya ahirettede imana ihtiyacının olduğunu ve bu doğrultuda çalışılacağını anlatıyor.Yoksa perişan olunacağını.

            Yorum

            • cihangir_ali
              Junior Member
              • 25-02-2005
              • 390

              #7
              Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

              Originally posted by armonill
              bu bir atasözü: olaya kelimelerin gerçek manaları tarafından bakarsak işin işinden çıkamayız.Olaya mecazi yaklaşmalıyız.yani insanın hem ahirette hemde dünyada rahat etmesi için dünyada paraya ahirettede imana ihtiyacının olduğunu ve bu doğrultuda çalışılacağını anlatıyor.Yoksa perişan olunacağını.
              Bu sözü özetlemişsiniz.Gerçek anlam bencede bu...

              Yorum

              • SELÇUK KAYA
                Senior Member
                • 12-05-2005
                • 4809

                #8
                Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?
                Originally posted by mental
                Tamam dünyada mekan için uğraşalım.. pekii 1 söz daha var bu dünyanın malı bu dünyada kalır + bu dünya sultan süleymana kalmamış..
                Originally posted by mental
                yani saçma sapan bir şey diğer arkadaşlarda yorumlarını yapsın bakalım bu konu nasıl yönlenecek..
                abi tanıdığım çok iyi psikolog var...süper tedavi,kesin çözüm...




                Halbuki, akıl bir vasıtadır. Ulaşmak istediğimiz yöne götürüyor. Yönünü, sonunu bilmeye kadir değildir. Neymiş, sanat akıl ile olurmuş. Sanat, aklın sermayesi değil, sanatçının sermayesidir. Arı, bal yapar, bu bir sanattır. Balı insanlar için yapar. İnsanlar içindir, arının gece-gündüz çalışması. Fakat, aynı insanı, zehirli iğnesi ile sokmak sureti ile komaya sokar, bazen de öldürür. Arıda akıl olsa idi, hem gecegündüz insanlar için çalışıp hem de aynı insanları sokar mıydı? Tavuk, yumurta yapar. Yumurtayı yapmak, bir fabrika, bir sanat isteyen olaydır. Yumurta da insan içindir. Fakat, insan yumurtayı almaya gidince, tavuk tepesine biniverir. Misalleri çoğaltmak mümkündür. Neticede, sanat vardır. Fakat bu sanat akıl ile meydana gelemez. Allah'ın kainata koyduğu düzen, zincirleme olarak akar gider.. Şimdi... İster misiniz tavuk bize meydan okusun. "Haydi bakalım benim gibi civciv yapın, ben civciv yapıyorum, sizhâlâ aya çıkmaktan bahsediyorsunuz" desin. Ne diyebiliriz? Önemli olan sanat değildir. Allah (c.c), aya çıkmayı kullarına lütfetmiş, gökyüzünde uçan kuşlar için, aya kadar uçacak imkan yaratırdı. Fakat öyle dilememiş, oraya akıl vasıtası ile çıkmayı dilemiş. Bu demektir ki; aya kadar ulaşan akıl, ahirete kadar da ulaşır. Allah'ın kullarına bildirmediği sırları da vardır. Akıl hayatın belki bir zerresine hükmedebilir. Ama kürresine asla.




                Son düzenleme SELÇUK KAYA; 11-09-2006, 10:21.

                Yorum

                • 67TOPRAK
                  Senior Member
                  • 12-11-2005
                  • 3015

                  #9
                  Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

                  insan bu dunyaya geldiginde hayatinda bircak degisik engelleri asmasi gerekmektedir. daha cocuk iken okumayi yazmayi ogrenmesi,
                  okul cagindaki bir ogrencinin gelecege hazirlanmasi bunun icin belirli sinavlardan gecmesi. bundan sonrada hayatina devam etmesi gerektigini biliyoruz.
                  bu dunya icin bunlar ne derece onemli ise Ahiret icin de bu dunya cok onemlidir.
                  cunku yasadigimiz her an bizim icin sinavdir.
                  insanoglu dunyaya Allah´a ibadet icin gelmistir. Allah´a ibadet edeceksinki Allah ta kullari icin ahirette sonu olmayan bir yasam icin mekan hazirlayacak. bunun icin dunyada iman ahirette mekan sozu dogrudur.

                  dunyada mekan ahirette iman sozu tam anlamiyla bu dunya icin yasayan insanlara aittir. bazi insanlar istesede istemesede bu cumleye ve buna benzer cumleleri kullanmaktadirlar. bu dunyaya birkere daha mi gelecegim cumleside gerektigi yerlerde kullanilmamaktadir. bu cumleler dunyada bir mekan edinebilmek icin (ev, arsa, araba, vs. vs.) ugrasan insanlarin agizlarindan cikar.
                  ornek verecek olursak diyelimki bir kiraci. kirada kalmaktan bikmis ve ev al almaya karar verdigi zaman %90 bu cumlelerden birini kullanir.

                  halbuki bu dunyada yasamak icin neler gerekiyor ve yapiyorsak Ahiret icin de gerekeni yapmamiz lazim.

                  saygilar.

                  Yorum

                  • MentaL
                    *Security

                    • 01-03-2004
                    • 8134

                    #10
                    Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

                    O zaman arkadaşlar bunu değiştirelim.
                    ''Dünyada iman ahirette mekan'' olarak

                    Uygunmudur..

                    DÜNYA ALDATICIDIR


                    'Dünya bizim için bir istasyon, hayat akıp giden bir tren ve bizler bugün burada yarın başka yerde fakat bir gün muhakkak Yaradan'ın huzurunda olacak yolcularız. Dünyanın tek fonksiyonunun; Ahiret'in kazanılma yeri oluşunda ibaret bulunduğunu kabul ederiz.
                    'Dünyada mekan, Ahiret'te iman' tekerlemesinin imanı zedeleyici bir safsata olduğunu, bunun doğrusunun ise; 'dünyada iman, ahirette mekan' olması gerektiğinin şuuruna sahip oluruz. Hesap'a, Mizan'a, Sırat'a, Cennet ve Cehennem'e iman ederiz.
                    Deliller: el-Bakara / 212; Yunus / 7-8; el-Hadid / 20'
                    Dünyaya bakış açısı, dünya görüşü veya bir başka ifadeyle, hayat felsefesi; ferd, cemiyet ve devlet açısında fevkalade ehemmiyet arzeder. Dünyaya ebedi hayatın kazanılacağı bir istasyon gözü ile bakmak var, bir de onu, kaçırılmaz fırsatların zemini olarak görmek var. Bunlar, ferd, toplum ve devlet olarak insanoğlunun hayatında taban tabana zıd oluşumlar meydana getirir.

                    Dünya hayatının geçiciliği ve insanoğlunun faniliği; ölüm denen gerçekle her an isbat edilmektedir. Herkes, doğduğuna inandığı gibi, öleceğine de mutlak gözüyle bakmaktadır. Buna rağmen dünya hayatının cazibesi, insanlara çok kere ölüm gerçeğini unutturmakta ve yanlış işler yaptırmaktadır. Mevcud dünya düzeni ve baş aktörleri, fani hayatı, çekici hale getirmek için muazzam bir seferberlik ilan etmiş durumdadırlar. Bu hal, onlara diledikleri gibi at oynatma imkanı vermekte olduğundan, baş döndürücü tuzağın esiri olmakla, çok defe iradesini kullanmaktan acze düşmektedir. Bu da çıkarcı yönetimlerin ve hortumcuların işine gelmektedir.

                    Bizde ise, insanımızı dünya-perest yapma uğruna mukaddes dinimiz, yıllar yılı alabildiğine sömürülmektedir. İnsanımıza iftar sofrasında bile; 'yaşama sevinci' duası yaptırılmaktadır. Mezarlık duvarındaki 'her canlu ölümü tadacaktır' (Ankebut, (29) / 57) Ayet-i Kerimesinden rahatsız olanlar, alkışla ve keman çalarak ölüsünü yolcu edenler, mezarı başında içki içilmesini vasiyet edenler, ve daha neler, neler.. Hepsi 'yaşama sevinci'nin kurbanları.. 'Dünyada mekan, ahirette iman' safsatası da din adına dünyayı sevdirmek için kimbilir nice zamandır kullanılmaktadır. İslami bilgilerin ışığında meseleye baktığımızda; insana iman dünyada lazım ki onu Ahirette yani Cennette mekan sahibi yapsın. Dünyada mekan sahibi olmak, öbür alemde bir işe yaramadığı gibi, Ahirette de imanın bir önemi yoktur. Herhalde bir zamanlar; 'Dünyada iman, Ahirette mekan' olarak kullanılırken, açıkgöz bir dünya-perest, kelimelerin yerlerini değiştirerek bu tuzağı hazırlamış.
                    İnsanların tek hedeflerini dünya haline getirme çabaları ne yazık ki, yüzyılımızda dünya çapında başarıya ulaşmıştır. Dünya müslümanlarının da büyük çoğunluğunun öncelikli hedefi, dünya olmuştur. Kur'an'i ifadeye baktığımızda Rabb'imiz; müslümanı 'Ahiret Yurdu arayıcısı' olarak tavsif buyurmaktadır. (Kasas (28) / 77) . Esefle ifade etmeye mecburuz ki; dünya sevgisine mukaddes kitabımızdan kılıf arayanların tutundukları tek dal bu Ayet-i Kerime'dir. Oysa Allah, öncelikle verdiği nimetleriyle Ahiret'i kazanma çabasında bulunmamızı emrettikten sonra; 'dünyadan nasibini de unutma' buyurmaktadır. Burada ne dünya sevgisinden bahis var, ne de ona verilmiş bir değer var. Dünyadan nasibimizi unutur, yemez-içmez, sağlığımızla ilgilenmezsek, Ahiret'i hangi vasıtayla kazanacağız? İslam adına dünyayı sevdirme çabaları boştur. Kur'an'da dünya lehine veya ona değer veren tek Ayet yoktur. Buna mukabil dünya ve dünya hayatı ile ilgili bütün Ayet'ler onun önemsizliğini hatta hiçliğini vurgular. (Mesela bkz. 2 / 212; 3 / 185; 4 / 77; 6 / 32, 70, 130; 9 / 38; 10 / 7, 24; 13 / 26; 18 / 28; 29 / 64; 57 / 20)

                    Peygamber Efendimiz, 'dünya sevgisinin her yanlış ve günahın başlangıç noktası olduğunu' beyan buyurur. (el-Camiussagir, Kahire 1321 H, I, 122) .

                    Yorum

                    • iyi
                      Member

                      • 13-03-2004
                      • 2187

                      #11
                      Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

                      Bu dunya kimseye kalmaz.3 Kurus icin ugrasmaya degmez.Sabredelim olum gelinceye kadar.

                      Yorum

                      • 67TOPRAK
                        Senior Member
                        • 12-11-2005
                        • 3015

                        #12
                        Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

                        Originally posted by mental
                        O zaman arkadaşlar bunu değiştirelim.
                        ''Dünyada iman ahirette mekan'' olarak

                        Uygunmudur..

                        DÜNYA ALDATICIDIR
                        uygundur hocam. saygilar.hoppa hoppa hoppa

                        Yorum

                        • armonill
                          Banned
                          • 21-06-2005
                          • 1909

                          #13
                          Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

                          atasözlerini değiştirmeye hiç gerek yok bence.Bırakalım öylece kalsın.Hangisini değiştirebiliriz ki.
                          Atasözleri...

                          Atasözleri, atalarımızın sosyal yaşantılarını uzun gözlemlere, denemelere dayalı olarak eleştiri, öğüt, genel kural biçiminde yorumlayan özlü sözlerdir. Eski adı (Darbımesel) olan atasözleri, herkes tarafından benimsenen özdeyişlerdir.
                          Atasözleri, ilk olarak bir kişinin olayları kendine göre değerlendirmesiyle ortaya çıkar. Yeni görüşlerin buna eklenmesiyle halkın benimsediği ortak bir söze dönüşür.
                          Birbirleriyle çelişen atasözleri de mevcuttur. Günlük hayatta birbirleriyle çelişen durumlar nasıl yaşanıyorsa, bunlar aynen atasözlerine de yansıyor.
                          Atasözleri kalıplaşmış sözler olduğu için söyleniş şekilleri isteğe bağlı olarak değiş tirilemez.

                          Atasözlerinin özellikleri:

                          Atasözleri, kısa ve özlü sözlerdir.
                          Tarafsız sözlerdir.
                          Sürekli gözleme dayanır.
                          Ders ve öğüt verir.
                          Kılavuzluk yapar, yol gösterir.
                          Gelenek ve görenekleri yansıtır.
                          Halk inanışlarını ve gerçekleri yansıtır.
                          Eleştiri, yergi ve alay vardır.
                          Mecazlı ve sanatlı anlatım vardır.
                          Söyleyenleri belli olan özdeyişlerle atasözlerini karıştırmamak gerekir.
                          Ayrıca deyimlerle de karıştırmamak gereklidir.

                          Yorum

                          • tortumlu
                            Member
                            • 16-08-2006
                            • 782

                            #14
                            Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

                            Dünyada Mekan Ahirette İman sözü ;Dünyada refah içinde yaşamanın ilk şartı iyi bir mekanın evin,barınağın olması ne kadar elzem ise Ahiret boyutunda Cennete girebilmenin tek ve yegane şartıda İMAN Anahtarı olduğunu anlatmaktadır.Ahrette İmanı olmayan nekadar sevapları olursa olsun ona kifayet etmeyeceğini anlatmaktadır. Ahirette ya cennet veya cehennem olduğuna göre ve buralarıda Dünyadaki yaşantımızla elde edeceğimize göre yaşantımızda ona göre düşünmeliyiz.
                            (alıntıdır)
                            Duasi kabul olmayan Basra halkiyla benzerliklerimiz mi var?

                            “Ornek Yasayislariyla Islam Buyukleri” kitabindan bir irsat olayini takdim etmek istiyorum bugun sizlere. Bastan olayin ozetini birlikte okuyalim, sonra sorular soracagim kendimize. Once (Basra halkinin duasi nicin kabul olmuyormus?) onu bir gozden gecirelim.
                            ***
                            Cizre’de vefatindan once Bagdat, Kufe gibi ilim ve tasavvuf merkezlerini ziyaret ederken Basra’ya da ugrayan buyuk veli Ibrahim Edhem Hazretleri, basina toplanan Basra halkinin sorularina muhatap olur. Sikintilarindan kurtulmak icin yaptiklari dualarinin kabul olmadigindan musteki olan Basralilar, Ibrahim Edhem’den dualarinin kabul olmasini saglayacak nasihatler dinlemek isterler. Ibrahim Edhem de genisce bir konusma yapar Basralilara. Dualarinin kabul olmama sebeplerini de soyle izah eder:
                            -Ey Basra halki!.. der, sizin halinizi inceledim, davranislarinizi gozden gecirdim, kalbinizi gaflet kabuğu bağladigini gördum. Bu yuzden dilinizle dua ediyorsunuz; ama kalbiniz o duaya istirak etmiyor, baska seyleri dusunuyorsunuz... Halbuki Resûlullah (sas) Hazretleri, “Gafil kalbin duasini Allah kabul etmez!” buyurmustur! Kalbiniz dilinizden gafil dua ediyorsunuz...
                            - “Hangi gunahimiz kalbimizi dilimizle yaptigimiz duamizdan gafil hale getiriyor?” diye sorarlar.
                            - “On madde tespit ettim kalbinizin gaflette kalmasina sebep olan...” diyerek gaflet sebeplerini soyle siralar:

                            1- Allah’i tanidiginizi soyluyorsunuz; ama emirlerini ve yasaklarini tam tanimiyorsunuz.
                            2- Resûlullah’i sevdiginizi soyluyorsunuz; ama sunnetine olan sevginizi tam gostermiyorsunuz.
                            3- Kur’an’i dinliyorsunuz; ama manasiyla amel etmek gerektigini dusunmuyorsunuz.
                            4- Seytanin dusmaniniz oldugunu soyluyorsunuz; ama onunla dostluk kurmaktan cekinmiyorsunuz.
                            5- Cenneti sevdiginizi soyluyorsunuz, onun icin bir bedel odemiyorsunuz.
                            6- Cehennemden korktugunuzu iddia ediyorsunuz; ama ondan uzak kalmak icin bir gayret gostermiyorsunuz.
                            7- Ölum haktir diyorsunuz, hak olan olumden sonrasi icin bir hazirlik yapmiyorsunuz.
                            8- Giybet etmek gunahtir diyorsunuz, yine de kardeslerinizin giybetini yapmaktan geri kalmiyorsunuz.
                            9- Allah’in lutfettigi sayisiz nimetleri yiyorsunuz, bu nimetlerin gerektirdigi sukru yapmiyorsunuz.
                            10- Cenazelerinizin pesinden gidiyor, olulerinizi kabre gomuyorsunuz, bir gün kendinizin de bu kabre gomuleceginizi dusunmuyorsunuz.
                            Ibrahim Edhem sozlerini soyle baglar:
                            - Ey Basra halki! der, saydigim bu on konudaki duyarsizliginiz kalbinize gaflet veriyor, dua sirasinda gaflette kalan kalbiniz, dilinizle birlesmiyor. Duanizin kabul olmasini istiyorsaniz, dilinizle kalbiniz birlessin. Kafa-kalp birligiyle yapin duanizi!..
                            -Ne dersiniz muhterem okuyucularim! Basra halkiyla benzerliklerimiz mi var? Bizim de dilimiz dua ederken kalbimiz bazen baska seylerle mi mesgul? Dualarimizda dilimiz neyi diliyorsa kalbimiz de onu mu dusunmeli? Basralilardaki on maddelik gaflete maruz kalmamak icin bunu incelemeye ihtiyacimiz mi var?

                            Yorum

                            • MentaL
                              *Security

                              • 01-03-2004
                              • 8134

                              #15
                              Konu: Dünyada mekan ahiretde iman..!?

                              Dinimin,inancımın yanında atasözlerinin ne anlamı var ki kitabımız gibi kaynağımız var iken ataların sözlerine ne hacet bu söz değişmiştir....
                              Atasözleri değiştirilemez diye bir kaide yoktur ve hiç bir atamızda söylediği sözde imtiyaz sahibi değildir..
                              Dünyada iman Ahirette mekan....
                              Benim gönlümden böyle demek geçiyor ya sizin...!?

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor