Spor otoritelerinin fikri değişir mi?Ekranların ateşli spor programlarında ve köşelerinde boy gösteren yazarların söyledikleri güne-gün neden tutmuyor? Çakar'ın fikirlerinden vazgeçtiğini biliyor muydunuz?
İşte Milliyet Gazetesi yazarı Nilay Yılmaz'ın bugünkü yazısı
Eski hakemlerimizden doktor Ahmet Çakar, Kazım Kanat'ın "Tigana'yla olmaz bu işler" demeye başladığı zamanlarda Tigana'ya sahip çıkmış, Kanat'a da "Tigana'yı destekle" telkinlerinde bulunmuştu:
5 Aralık 2005 - Santra: "Tigana hem iyi bir insan, hem de iyi bir antrenör.... Tigana öyle bir adam ki babasını tanımaz. Tümer'miş, Sergen'miş, İbrahim'miş, Ailton'muş, Yıldırım Demirören'miş, Kıvanç Oktay'mış... Hiçbir şeye girmeyen, hiç kimseye mavi boncuk dağıtmayan o, onurlu siyahi ırkın inatçılığını şahsiyetinde topluyor. Bir de üstelik adam Fransa Milli Takımı'nda oynamış, şampiyonluklar yaşamış. Beşiktaş, Tigana'yla iyi yolda. Allah aşkına Tigana'nın işine karışmayın, zaten isteseniz de karışamazsınız. Tekrar ediyorum Tigana Beşiktaş'ın bir numaralı patronudur..."
Ancak Ahmet Çakar'ın, Beşiktaş'ın bu sezon 6 maçta 3 mağlubiyet almasından sonra duygu ve düşünceleri değişmiş olacak ki, Tigana'nın bavulunu bile hazırlamış:
20 Eylül 2006, Sabah - Ölü Ozanlar Derneği: "...Gelelim Tigana'ya. Onun da neredeyse ülkede bir yılı doluyor. Avrupa vizyonuna bakıyoruz mesaj veremiyor. Oynattığı futbola bakıyoruz, sıkıntılı. Aldığı oyunculara bakıyoruz, soru işareti. Ama Tigana milyon dolarları alırken Rasim Kara'sı, Samet Aybaba'sı ve diğerleri şans bulamıyorlar... Derwall, Lucescu gibi hocalara hiçbir lafım yok. Başımızın üstünde yerleri var. Ama Gerets, Tigana, Daum, Pecze, Saffet Susiç gibi isimler uğruna Ahmetleri, Mehmetleri harcamayalım..."
Devran dönünce
Ancak Çakar'ın 180 derecelik dönüşü sadece bununla sınırlı değil sevgili okur. Daha hatıramızdadır, 2003-2004 sezonundaki olaylı Beşiktaş-Samsunspor maçı. İşte o maçtan sonra yayınlanan Telegol'ün o zamanki yorumcularından biri de Ahmet Çakar'dı ve o programda Lucescu'yla Çakar, kelimenin tam anlamıyla fena kapışmıştı. Her teknik direktör için "O da hoca mı" demeyi adet edinen Çakar'ın bu sözlerinden Lucescu da nasibini almıştı elbette.
Mesela, Ersun Yanal'ı Milli Takım'dan göndermek için yapılan kampanyanın artık iyice ses getirmeye başladığı günlerde şöyle buyurmuştu Çakar:
27 Nisan 2005, Sabah - Lucescu da nereden çıktı?: "Son günlerde gazeteler yazıyor... Haziran ayından sonra Milli Takım'ın başına Beşiktaş'ın eski hocası Mircea Lucescu geçecekmiş. Ya kardeşim; Fatih Terim ve Mustafa Denizli'ye ne oldu? Ersun'u çok eleştiririm ama haziranda mı görevden alınır. Sonra Lucescu kim ki, Milli Takım'ın başına geçsin. Onu bir de Sinan Engin'e, Serdar Bilgili'ye, Hüsnü Güreli'ye sorun. Karakterini sorun, hocalığını sorun, Milli Takım'ın başında neler yapabileceğini sorun."
Aradan 1.5 yıl geçince Çakar'ın Lucescu hakkındaki görüşleri de değişmiş:
20 Eylül 2006, Sabah - "Ölü Ozanlar Derneği": "...Zaten yıllardır Türkiye'de 3 takımdan biri şampiyon oluyor. Üçünün başında da bir yabancı. Yabancıda amaç uluslararası arenada sıçrama yaptırabilmektir. Lucescu'nun kadrosu da mütevaziydi. Perezler, Fleurquinler, Bülent Akınlar büyük yıldızlar mı? Ama o takım büyük sıkıntılara rağmen Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadı... Derwall, Lucescu gibi hocalara hiçbir lafım yok. Başımızın üstünde yerleri var..."
Tamam, popüler deyimle "değişmeyen tek şey değişimdir". Çakar da değişebilir. Ama insan bir uçtan öbür uca savrulurken, "ben zamanında böyle demiştim ama yanılmışım" demeyi de bilmeli ama di mi?
milliyet
İşte Milliyet Gazetesi yazarı Nilay Yılmaz'ın bugünkü yazısı
Eski hakemlerimizden doktor Ahmet Çakar, Kazım Kanat'ın "Tigana'yla olmaz bu işler" demeye başladığı zamanlarda Tigana'ya sahip çıkmış, Kanat'a da "Tigana'yı destekle" telkinlerinde bulunmuştu:
5 Aralık 2005 - Santra: "Tigana hem iyi bir insan, hem de iyi bir antrenör.... Tigana öyle bir adam ki babasını tanımaz. Tümer'miş, Sergen'miş, İbrahim'miş, Ailton'muş, Yıldırım Demirören'miş, Kıvanç Oktay'mış... Hiçbir şeye girmeyen, hiç kimseye mavi boncuk dağıtmayan o, onurlu siyahi ırkın inatçılığını şahsiyetinde topluyor. Bir de üstelik adam Fransa Milli Takımı'nda oynamış, şampiyonluklar yaşamış. Beşiktaş, Tigana'yla iyi yolda. Allah aşkına Tigana'nın işine karışmayın, zaten isteseniz de karışamazsınız. Tekrar ediyorum Tigana Beşiktaş'ın bir numaralı patronudur..."
Ancak Ahmet Çakar'ın, Beşiktaş'ın bu sezon 6 maçta 3 mağlubiyet almasından sonra duygu ve düşünceleri değişmiş olacak ki, Tigana'nın bavulunu bile hazırlamış:
20 Eylül 2006, Sabah - Ölü Ozanlar Derneği: "...Gelelim Tigana'ya. Onun da neredeyse ülkede bir yılı doluyor. Avrupa vizyonuna bakıyoruz mesaj veremiyor. Oynattığı futbola bakıyoruz, sıkıntılı. Aldığı oyunculara bakıyoruz, soru işareti. Ama Tigana milyon dolarları alırken Rasim Kara'sı, Samet Aybaba'sı ve diğerleri şans bulamıyorlar... Derwall, Lucescu gibi hocalara hiçbir lafım yok. Başımızın üstünde yerleri var. Ama Gerets, Tigana, Daum, Pecze, Saffet Susiç gibi isimler uğruna Ahmetleri, Mehmetleri harcamayalım..."
Devran dönünce
Ancak Çakar'ın 180 derecelik dönüşü sadece bununla sınırlı değil sevgili okur. Daha hatıramızdadır, 2003-2004 sezonundaki olaylı Beşiktaş-Samsunspor maçı. İşte o maçtan sonra yayınlanan Telegol'ün o zamanki yorumcularından biri de Ahmet Çakar'dı ve o programda Lucescu'yla Çakar, kelimenin tam anlamıyla fena kapışmıştı. Her teknik direktör için "O da hoca mı" demeyi adet edinen Çakar'ın bu sözlerinden Lucescu da nasibini almıştı elbette.
Mesela, Ersun Yanal'ı Milli Takım'dan göndermek için yapılan kampanyanın artık iyice ses getirmeye başladığı günlerde şöyle buyurmuştu Çakar:
27 Nisan 2005, Sabah - Lucescu da nereden çıktı?: "Son günlerde gazeteler yazıyor... Haziran ayından sonra Milli Takım'ın başına Beşiktaş'ın eski hocası Mircea Lucescu geçecekmiş. Ya kardeşim; Fatih Terim ve Mustafa Denizli'ye ne oldu? Ersun'u çok eleştiririm ama haziranda mı görevden alınır. Sonra Lucescu kim ki, Milli Takım'ın başına geçsin. Onu bir de Sinan Engin'e, Serdar Bilgili'ye, Hüsnü Güreli'ye sorun. Karakterini sorun, hocalığını sorun, Milli Takım'ın başında neler yapabileceğini sorun."
Aradan 1.5 yıl geçince Çakar'ın Lucescu hakkındaki görüşleri de değişmiş:
20 Eylül 2006, Sabah - "Ölü Ozanlar Derneği": "...Zaten yıllardır Türkiye'de 3 takımdan biri şampiyon oluyor. Üçünün başında da bir yabancı. Yabancıda amaç uluslararası arenada sıçrama yaptırabilmektir. Lucescu'nun kadrosu da mütevaziydi. Perezler, Fleurquinler, Bülent Akınlar büyük yıldızlar mı? Ama o takım büyük sıkıntılara rağmen Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadı... Derwall, Lucescu gibi hocalara hiçbir lafım yok. Başımızın üstünde yerleri var..."
Tamam, popüler deyimle "değişmeyen tek şey değişimdir". Çakar da değişebilir. Ama insan bir uçtan öbür uca savrulurken, "ben zamanında böyle demiştim ama yanılmışım" demeyi de bilmeli ama di mi?
milliyet
Yorum