Galatasaray karıştı !
Galatasaray ve Eric Gerets arasındaki anlaşmazlık krizi yeniden alevlendirdi.
04 Ekim 2006 11:12
Galatasaray'ın en büyük problemlerinden birisi transfer oldu. Transfer döneminde beklentiler oldukça yükseldi. 'Maniche, Vogel, Diarra' denildi. 20-25 civarında isim gündeme geldi. Ama transfer son gününde 200 bin dolara Inamoto alındı. Gerets, Inamato'nun transferi için 'İlle de ben 'Bu adamı alın' demedim. Bana sordular, 'Evet tanıyorum, bildiğim futbolcu' karşılığını verdim' diyor. Ama yöneticiler tam tersi açıklamalarda bulunuyor. Inamoto'yu Gerets'in istediğini söylüyorlar. Carrusca konusu ise başka bir problem. Arjantin'e Somoza alınmaya gidiliyor ama Carrusca transfer ediliyor. Bu futbolcuyu çıplak gözle izleyen yok. Sadece kasetten izleniyor. Alıp gelen isim de Futbol AŞ.'nin başındaki isim Adnan Sezgin. 'Carrusca'yı ileride satarız, para kazanırız' görüşünü savunan yöneticilere Gerets'in 'Galatasaray'da çok sayıda genç futbolcuya sahibim. Ne gerek vardı bu transfere' karşılığını verdiği o dönemde sürekli konuşuldu. Inamoto ve Carrusca gelirken, Heinz de tazminatı ödenerek yollandı. Yabancı transferi açısından bu üç futbolcu arasında fark var mıydı, bu tartışılır. Ancak bir fark vardı ki, o da Heinz'ı Gerets'in istemiş olmasıydı. Galatasaray'da takım havasını bozan en önemli konulardan birisi de şampiyonluk primlerindeki adaletsizlikti. Oynayan ve oynamayan ayrımı yapılmış. 10-15 bin dolar alanlar varmış. Futbolcular, sormuş soruşturmuşlar; Fenerbahçeliler şampiyon oldukları zaman 100-150 bin dolar prim almışlar. Galatasaray'da golleriyle, futbollarıyla takımı sırtlamış isimler ellerine 40-45 bin dolar verilince hayal kırıklığına uğramışlar.
Keser Problemi
Galatasaray'ın bugünkü kötü durumunda Gerets'le yönetim arasındaki sıkıntılar da önemli bir etken oldu. Sezonun başından beri Belçikalı hoca hep tartışıldı. Yöneticilerin bir bölümü, tecrübeli çalıştırıcıya her karşıydı. Yönetim kurulunda bazı isimler 'Bu adamı gönderelim' derken, medyaya hep birlik beraberlik mesajları verildi. Denizlispor karşılaşması öncesinde yönetim kurulunda Saffet Susiç ismi gündeme geldi. Ancak kabul görmedi. Benzer bir durum da Beşiktaş'la oynanan Süper Kupa maçı öncesi yaşanmıştı. Gerets'in, Beşiktaş'a kaybedilen karşılaşma sonrası özel işleri için kamptan ayrılması kriz yarattı. Bunun üzerine yönetimde yine Belçikalı hocanın durumu gündeme geldi. Bazı yöneticiler, 'Takım kaybetmiş, hoca kampta yok. Şampiyonlar Ligi'nde ön elemeyi geçmezsek ipini çekelim' demişler. Bir de Bülent Tulun polemiği var. Gerets, Tulun'la Galatasaray'da sportif direktörlük görevini yürütürken sık sık görüşüyordu. Yöneticilerin o dönemde Tulun'un Gerets'i dolduruşa getirdiği yönünde bilgi aldıkları, bundan dolayı da rahatsızlık duydukları belirtiliyor. Ancak hoca da yöneticilerden rahatsız. Yöneticilerin kendisine farklı, medyaya farklı konuştuğunu düşünüyor. Yani, ikiyüzlü davrandıklarını düşünüyor ve yakın çevresine 'Bana yalan söylüyorlar' diyerek, bu rahatsızlığını dile getiriyor.
Sarı-Kırmızılı takımdaki bir başka sıkıntı Erdal Keser. Keser'in futbolcularla Gerets ve yöneticiler arasında gerektiği gibi bir köprü vazifesi kuramadığı sık sık gündeme geliyor. Keser'in özellikle genç oyunculara çok iyi davranmadığı, takımda sürekli konuşuluyor.
Sürekli Farklı Kadro
Gerets'in yanlışlarına gelince.... Sürekli farklı kadrolar çıkartıyor. Bir gün Mehmet Güven'i onbire alıyor, daha sonra haftalarca yüzüne bakmıyor. Ergün'e rest çekiyor, 'Onu gönderin' diyor, üç gün sonra da oynatıyor. Ferhat'a Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında, Trabzonspor maçında görev veriyor, daha sonra bıçak gibi kesiyor. Volkan gibi bir oyuncuyu gözden çıkarıyor. Volkan 200 milyara Ankaraspor'a satılıyor. Yerine ise 200 bin dolara Inamoto getiriliyor.
Gerets'in, futbolcusuna giderek, 'Ben sana haksızlık ettim, Bundan sonra hep yanında olacağım' türünden mesajlar vermesi ardından da farklı bir kadro çıkarmasına da futbolcular tepki gösteriyor.
Gerets'in bu tip davranışları futbolcuların Belçikalı hocaya olan güvenlerini azalttı. Gerets'le oyuncular arasındaki ilk dönemdeki sıcak ilişkiler, soğudu, arada uçurum oluştu.
Takıma Lider Şart
Hakan Şükür oynasa da oynamasa da her zaman tartışılıyor. Ama sorun Hakan Şükür'ün oynayıp oynamaması değil. Sorun sevgi... Galatasaray'da sevgi azaldı.
Cim Bom eğer üç beş maç daha böyle giderse, kimlerin kimin arkasında-önünde olup olmadığını göreceğiz. Peki bu sorunları aşabilmek için neler yapılabilir?
En başta futbolcular ile Gerets arasında yıkılan güven duygusu yeniden inşa edilmeli. Ödemeler zamanında yapılmalı. Çünkü ödemelerin zamanında yapılması, futbolcuların kafalarının rahat olmasını sağlar. Yöneticiler, Gerets'e vereceği mesajı, medya aracılığı ile değil, Belçikalı hocaya bizzat ilettiği zaman birçok problem kendiliğinden çözülebilir. Ayrıca böyle bir şansı var mı bilemiyorum ama Galatasaray, Hagi'den sonra bulamadığı lideri takıma kazandırmalı. Bu amaca yönelik transfer yapılmalı.
Akşam / Bahri Havadır
Galatasaray ve Eric Gerets arasındaki anlaşmazlık krizi yeniden alevlendirdi.
04 Ekim 2006 11:12
Galatasaray'ın en büyük problemlerinden birisi transfer oldu. Transfer döneminde beklentiler oldukça yükseldi. 'Maniche, Vogel, Diarra' denildi. 20-25 civarında isim gündeme geldi. Ama transfer son gününde 200 bin dolara Inamoto alındı. Gerets, Inamato'nun transferi için 'İlle de ben 'Bu adamı alın' demedim. Bana sordular, 'Evet tanıyorum, bildiğim futbolcu' karşılığını verdim' diyor. Ama yöneticiler tam tersi açıklamalarda bulunuyor. Inamoto'yu Gerets'in istediğini söylüyorlar. Carrusca konusu ise başka bir problem. Arjantin'e Somoza alınmaya gidiliyor ama Carrusca transfer ediliyor. Bu futbolcuyu çıplak gözle izleyen yok. Sadece kasetten izleniyor. Alıp gelen isim de Futbol AŞ.'nin başındaki isim Adnan Sezgin. 'Carrusca'yı ileride satarız, para kazanırız' görüşünü savunan yöneticilere Gerets'in 'Galatasaray'da çok sayıda genç futbolcuya sahibim. Ne gerek vardı bu transfere' karşılığını verdiği o dönemde sürekli konuşuldu. Inamoto ve Carrusca gelirken, Heinz de tazminatı ödenerek yollandı. Yabancı transferi açısından bu üç futbolcu arasında fark var mıydı, bu tartışılır. Ancak bir fark vardı ki, o da Heinz'ı Gerets'in istemiş olmasıydı. Galatasaray'da takım havasını bozan en önemli konulardan birisi de şampiyonluk primlerindeki adaletsizlikti. Oynayan ve oynamayan ayrımı yapılmış. 10-15 bin dolar alanlar varmış. Futbolcular, sormuş soruşturmuşlar; Fenerbahçeliler şampiyon oldukları zaman 100-150 bin dolar prim almışlar. Galatasaray'da golleriyle, futbollarıyla takımı sırtlamış isimler ellerine 40-45 bin dolar verilince hayal kırıklığına uğramışlar.
Keser Problemi
Galatasaray'ın bugünkü kötü durumunda Gerets'le yönetim arasındaki sıkıntılar da önemli bir etken oldu. Sezonun başından beri Belçikalı hoca hep tartışıldı. Yöneticilerin bir bölümü, tecrübeli çalıştırıcıya her karşıydı. Yönetim kurulunda bazı isimler 'Bu adamı gönderelim' derken, medyaya hep birlik beraberlik mesajları verildi. Denizlispor karşılaşması öncesinde yönetim kurulunda Saffet Susiç ismi gündeme geldi. Ancak kabul görmedi. Benzer bir durum da Beşiktaş'la oynanan Süper Kupa maçı öncesi yaşanmıştı. Gerets'in, Beşiktaş'a kaybedilen karşılaşma sonrası özel işleri için kamptan ayrılması kriz yarattı. Bunun üzerine yönetimde yine Belçikalı hocanın durumu gündeme geldi. Bazı yöneticiler, 'Takım kaybetmiş, hoca kampta yok. Şampiyonlar Ligi'nde ön elemeyi geçmezsek ipini çekelim' demişler. Bir de Bülent Tulun polemiği var. Gerets, Tulun'la Galatasaray'da sportif direktörlük görevini yürütürken sık sık görüşüyordu. Yöneticilerin o dönemde Tulun'un Gerets'i dolduruşa getirdiği yönünde bilgi aldıkları, bundan dolayı da rahatsızlık duydukları belirtiliyor. Ancak hoca da yöneticilerden rahatsız. Yöneticilerin kendisine farklı, medyaya farklı konuştuğunu düşünüyor. Yani, ikiyüzlü davrandıklarını düşünüyor ve yakın çevresine 'Bana yalan söylüyorlar' diyerek, bu rahatsızlığını dile getiriyor.
Sarı-Kırmızılı takımdaki bir başka sıkıntı Erdal Keser. Keser'in futbolcularla Gerets ve yöneticiler arasında gerektiği gibi bir köprü vazifesi kuramadığı sık sık gündeme geliyor. Keser'in özellikle genç oyunculara çok iyi davranmadığı, takımda sürekli konuşuluyor.
Sürekli Farklı Kadro
Gerets'in yanlışlarına gelince.... Sürekli farklı kadrolar çıkartıyor. Bir gün Mehmet Güven'i onbire alıyor, daha sonra haftalarca yüzüne bakmıyor. Ergün'e rest çekiyor, 'Onu gönderin' diyor, üç gün sonra da oynatıyor. Ferhat'a Şampiyonlar Ligi karşılaşmasında, Trabzonspor maçında görev veriyor, daha sonra bıçak gibi kesiyor. Volkan gibi bir oyuncuyu gözden çıkarıyor. Volkan 200 milyara Ankaraspor'a satılıyor. Yerine ise 200 bin dolara Inamoto getiriliyor.
Gerets'in, futbolcusuna giderek, 'Ben sana haksızlık ettim, Bundan sonra hep yanında olacağım' türünden mesajlar vermesi ardından da farklı bir kadro çıkarmasına da futbolcular tepki gösteriyor.
Gerets'in bu tip davranışları futbolcuların Belçikalı hocaya olan güvenlerini azalttı. Gerets'le oyuncular arasındaki ilk dönemdeki sıcak ilişkiler, soğudu, arada uçurum oluştu.
Takıma Lider Şart
Hakan Şükür oynasa da oynamasa da her zaman tartışılıyor. Ama sorun Hakan Şükür'ün oynayıp oynamaması değil. Sorun sevgi... Galatasaray'da sevgi azaldı.
Cim Bom eğer üç beş maç daha böyle giderse, kimlerin kimin arkasında-önünde olup olmadığını göreceğiz. Peki bu sorunları aşabilmek için neler yapılabilir?
En başta futbolcular ile Gerets arasında yıkılan güven duygusu yeniden inşa edilmeli. Ödemeler zamanında yapılmalı. Çünkü ödemelerin zamanında yapılması, futbolcuların kafalarının rahat olmasını sağlar. Yöneticiler, Gerets'e vereceği mesajı, medya aracılığı ile değil, Belçikalı hocaya bizzat ilettiği zaman birçok problem kendiliğinden çözülebilir. Ayrıca böyle bir şansı var mı bilemiyorum ama Galatasaray, Hagi'den sonra bulamadığı lideri takıma kazandırmalı. Bu amaca yönelik transfer yapılmalı.
Akşam / Bahri Havadır
Yorum