Sarı Kanarya, Kara Kartal, Aslan, Timsah ve Kaplan büyük kulüplerin bu sembolleri nasıl ortaya çıktı. Taraftar bu sembollere neden sahiplendi? İşte sembollerin ilginç öyküleri..
Milyonlarca taraftarın gönül verdiğimiz kulüplerin adlarıyla bütünleşen hayvanların sembol haline gelmesinin ilginç öyküleri var.Kulüplerle özdeşleşen hayvan figürleri taraftarların gönlünde özel bir yer tutuyor. Kulüp flamalarında, taraftar yayınlarında, internet sitelerinde, hediyelik eşyada kullanılan semboller, yeri geldiğinde takımı ateşleyen slogan yeri geldiğinde rakibe üstünlüğün adı oluyor.
Tezahürat sonrası gelen sembol...
Beşiktaş ile bütünleşen ''Karakartal''ın sembolleşme öyküsü kulüp tarihçesine göre şöyle gelişir:
''1940-41 sezonuna gençleştirilmiş ve yenilenmiş kadrosuyla giren siyah-beyazlılar, haftalar ilerledikçe puan farkını açar ve ligdeki liderliğini sürdürür.
Bitime 5 hafta kala rakip Süleymaniye'dir. 19 Ocak 1941 Pazar günü Semih Duransoy'un hakemliğini yaptığı maçta Beşiktaş, Şeref Stadı'nda o sezonun bütün karşılaşmalarında olduğu yine muhteşem bir oyun ortaya koyar.
Maçın ikinci yarısının ortalarında Beşiktaş farklı önde olmasına rağmen rakip kaleye bitmek tükenmek bilmeyen hücumlar gerçekleştirmektedir. İşte o sıralarda Beşiktaş'ın akın yönü olan Şeref Stadı'nın Atatürk panosu bulunan tarafındaki tribününden bir ses yükselir: ''Haydi Kara Kartallar. Hücum edin Kara Kartallar''. Şeref Stadı'nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazeteciler, çınlayan sesle donup kalmıştır.
Son derece isabetli bir benzetmedir o anda yapılan. O sezon rakiplerini ezip geçen Beşiktaşlı futbolcuları ''Kara Kartal''dan, oynadıkları futbolu ''Kara Kartal gibi hücum etmek''ten başka bir şekilde tarif etmek mümkün değildir.
Tribünlerden gelen sesin sahibi Mehmet Galin isimli bir balıkçıdır. 6-0 biten maçın ardından, Beşiktaş'ın sembolü ''Kara Kartallar'' olmuştur.
Sarı kanarya resmi sembol değil...
Fenerbahçelilerin gönül verdiği ''Sarı Kanarya'' figürü resmi bir sembol olmamasına rağmen uzun yıllardır kulüple bütünleşmiş durumda.
Taraftarının gönlünde ayrı bir yeri olan Sarı Kanarya'nın ortaya çıkışının ise sarı-lacivert formayı 308 giymeyi başaran Kaleci Cihat Arman'ın sarı renkli formasından kaynaklandığı biliniyor.
Fenerbahçe'de uzun yıllar futbol oynayan, ''Uçan Kaleci'' lakabını alan ve maçlara çıktığı sarı renk formasıyla dikkat çeken Cihat Arman'ın, gazetelerde ''sarı kanarya'' olarak isimlendirilmeye başlanmasıyla sarı-lacivertli taraftar ''Sarı Kanaryalar'' sembolünü benimser.
Lakabı takımın sembolü oldu...
Galatasaray Lisesinde okuduğu yıllarda futbola başlayan Nihat Bekdik, kısa zamanda A takıma yükselir. Olağanüstü bir performans sergileyen Bekdik'e taraftar ''Aslan Nihat'' ismini takar.
Galatasaray'da 18 yıl futbol oynayan Bedik, 8 yıl kaptanlığını da yaptığı Galatasaray'a lakabını sembol olarak bırakır.
Herkesin bir hayvanı var...
''Dört Büyükler''den Trazonspor'un kaplan sembolüyle anılmasının nedeni ise gazetelerin benzetmesinden kaynaklanıyor. Türkiye Spor Yazarları Derneği Trabzon Şube Başkanı İhsan Öksüz, kaplanın Trabzonspor'un resmi sembolü olmadığını belirterek, ''15-20 yıl önce kartal, kanarya, aslan gibi sembollerle büyük takımların anılması nedeniyle dönemin gazeteleri de Trabzonspor'a kaplan yakıştırmasını yaptı. Daha sonra bu sembol gibi oldu, ama sembolleşen kaplana tepki gösterenler halen var'' diye konuştu.
Belgesel izlerken timsah sembolü doğdu...
2. Lig (A) kategorisinde şampiyonluğa koşan Bursaspor'un sembolü olan timsahın doğuşunun ise ilginç bir hikayesi var.
Bursaspor, 1992 yılında Beşiktaş'la oynadığı ve 0-0 biten maçın sonrası bir kulüp yöneticisi, yeşil inci olan takımın sembolünü çok durağan bularak hareketli bir varlık olması gerektiğini ifade eder.
Bursasporlu yöneticilerin yeni sembol arayışları 6 ay sürer. Bu arada, izlenilen bir belgeselde timsahın boğayı yiyişini gören yönetici, takımın sembolü olarak timsahı önerir ve bu öneri kabul görür.
Bursaspor'la özdeşleşen gol sevinci ''timsah yürüyüşü''nün mucidi ise Ugandalı futbolcu Majid Mussisi.
Mussisi'nin İntertoto maçlarında Almanya'nın Karlsruhe takımıyla oynanan maçta attığı gol sonrası yaptığı timsah yürüyüşü büyük ilgi görür ve gelenekselleşir. Mussisi, geçen yılın sonlarında yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak Uganda'da yaşamını yitirir.
Yayınlayan: Veli
Yorum