dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Dünya kumar tarihi 1891 yılında çok ilginç bir olayla sarsıldı.

Monte Carlo Kumarhanesi’nde bir adam üç kez kasayı iflas ettirdi. Bilinen ve tanınan bir sima değildi ve daha önce buraya hiç gelmemişti.

Kumar stili hiçbir sisteme dayanmıyordu ve sadece üç oyun oynadı. Şişman, orta boylu ve İngiliz’di.

Rulette ilk iki turda kırmızı ve siyaha devamlı olarak oynadı ve hep kazandı, üçüncü turda daima beş sayısına oynadı ve otuz beş’e bir olasılıkla beş kez üst üste kazandı.

Adamın verdiği isim sahteydi ve İngiltere’ de verdiği adreste bulunamadı ve kimse de onu bir daha görmedi.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Hacker'lığın kısa tarihi

Taş Devri
Her şey ilk telefon şirketinin, (Bell Telephone) kurulmasıyla başladı. O zamanlar acemi hacker'lar vardı. Tabi 1878'de daha onlara hacker denilmiyordu. Daha çok yerel santrallerde çalışmaları için tutulmuş muzip gençlerdi bunlar. Telefonları yanlış yönlendirmek, sevmedikleri müşterilere inanılmaz faturalar sağlamak gibi engel olamadıkları dürtüleri vardı (Santral, bu benim kuzenim Corc değil, beni kime bağladınız,... Alooo aloo!). Santral operatörlüğüne neden genç kızların konulduğu sorusu böylece cevaplanmış oluyor... İlk gerçek bilgisayar korsanlarının zamanına doğru hızlı ileri alalım.

69 Öncesi
Sene 1960'lar. MIT (Massachussets Institute of Technology) öğrencilerinin her şeyin nasıl çalıştığına dair inanılmaz merakları var. O zamanların milyon dolarlık bilgisayarları soğutulmuş odalarda saklı, kocaman dolaplardan oluşuyor. Ve veriler kartonlara delikler delerek saklanıyor. Programcıların bu dev dinozorlara erişimleri epey sınırlı ve akıllı olanları hack denilen program kısa yolları oluşturuyorlar. Tek amaçları yapılması gereken işi daha hızlı yapmak. Hack (doğramak) kelimesinin bilgisayarlarla alakalı ilk kullanılışı bu tarihlere rastlıyor.

Belki de bütün zamanların en iyi hack'i, 1969'da iki Bell Labs çalışanı Dennis Ritchie ve Ken Thompson, tarafından bilgisayarı işletmek için önü açık bir kurallar kümesi şeklinde yaratılıyor. İsmi UNIX ve ona artık hack değil işletim sistemi deniyor.

70-79 arası
70'lerde siber-topraklar daha keşfedilme aşamasında. Hacking dediğimiz şey, kurcalamak ve kablolu dünyanın nasıl çalıştığını çözmeye çalışmaktan ibaret. 1971'de John Draper isimli bir Vietnam gazisi Cap'n Crunch mısır gevreği kutularından çıkan düdüğün tam 2600 mHz'lik bir ses çıkardığını keşfediyor. Düdüğü bir telefon kulübesinde ahizeye öttürdüğünüzde makine ya da santral bir çeyreklik attığınızı zannediyor ve bedava konuşabiliyorsunuz. Bu yöntem, ABD'de hala yaygın olarak kullanılıyor. Tabii telefon şirketleri artık daha komplike sinyaller gönderiyorlar, ama bizim keratalar bu sinyalleri de kaydedip telefona geri dinletmeyi beceriyorlar (efsanevi hacker dergisinin adı bu yüzden 2600).

Karşı-kültür gurusu Abbie Hoffman, Vietnam gazisinin keşfini The Youth International Party Line dergisiyle bütün ABD'ye yayıyor. O zamanlar Phreaking (beleş telefon etme) işlemi nispeten zararsız olarak görülüyor, çünkü telefon şirketinden başka kimse zarar görmüyor ve şirketin zararı da kârdan zarar. Hoffman'ın ortağı Al Bell, derginin ismini TAP'a çeviriyor (Technical Assistance Program). Dergiye kalpten bağlanan koca bir güruh, karışık teknik makalelerle yirmi yıl boyunca ihya oluyorlar. Teknoloji ile yatıp kalkan insanlar çoğalmaya başlıyor.


Hacker aleminde artık tek eksik iyi hacker'ların buluşup sosyal güdülerini doyurabilecekleri ama bir yandan da anonim kalmayı becerebilecekleri sanal bir kulüp ortamı. 1978'de Chicagolu iki çocuk, Randy Seuss ve Ward Christiansen, kişisel bilgisayar üzerinde çalışan ilk BBS'i (bulletin board system) yaratıyorlar. BBS denilen şey, birkaç telefon hattına bağlı bir bilgisayar sistemi. Başka bir modemli bilgisayar onu arıyor, kullanıcısı içinde gezebiliyor, mesaj ve dosya alışverişi yapılabiliyor. O dönemler Amerika içi telefon konuşma ücretlerinin mesafe ve süre ile bağlantılı olmadığını ve istediğiniz yerden istediğiniz yere söz gelişi 10 cent karşılığında istediğiniz kadar telefon edilebildiğini de hatırlatırsak, o dönemin bütün hacker'larının bu BBS üzerinde buluştuğunu gözünüzün önüne getirebilirsiniz sanırız.

Böylece dünyanın ilk siberalemi (cyberspace) kurulmuş oluyor. Daha sonra bu BBS'ler çoğalıyor ve kendi aralarında mesajlar alıp verebilen koca bir ağ haline geliyorlar.
80-86
1981'de IBM, tamamen kişisel ilk bilgisayarı piyasaya çıkartıyor ve ismini PC koyuyor. Bu PC ile neredeyse her şey yapılabiliyor. Ama gençler yavaş yavaş Commodor 64, ZX Spectrum gibi daha ucuz makinelere kayıyorlar. Zira PC'ler çok pahalı.

1983'de piyasaya "WarGames" isimli bir film çıkıyor. Konusu Pentagon'un bilgisayarına girip bir savaş başlatmanın eşiğine gelen veletler. Film, bütün dünyayı "korsanlığın gizli yüzü" ile ve bebek diyebileceğiniz Metthew Broderick ile tanıştırıyor ve hacker'ların her bilgisayara girebilecekleri mesajını veriyor. Hacker'lar ise filmden bambaşka sonuçlar çıkarıyorlar: Sıkı bir hacker olabilirsen, kendine bir sevgili de bulabilirsin, hem de güzel bir sevgili.

Sahne yavaş yavaş değişiyor. Online dünyanın, gitgide daha çok sakini oluyor. Ordunun acil durumlarda veri aktarmak için icad ettiği ARPANET yavaş yavaş bildiğimiz Internet'e dönüşüyor. BBS'lerin popülaritesi patlama noktasına ulaşıyor. Milwaukee'de kendilerine 414'ler (telefon alan kodları) diyen bir grup hacker Los Alamos Laboratuarlarından (Alamos kalesini temsilen tabii), Manhatten Kanser Enstitüsü'ne kadar birçok resmi dairenin bilgisayarını kırıyor. Sonra polis onları yakalıyor.

Büyük Hacker Savaşı
Hacker Savaşının başı 1984'lere dayanıyor. Kendine Lex Luthor diyen bir korsan Legion of Doom (LOD) grubunu kuruyor. Grup çok başarılı ve her alanın en iyisini kendine çekmekle ünlü. Bir süre sonra Phiber Optik isimli genç gözdelerden biri, eski LOD üyesi Erik Bloodaxe ile takışıyor ve gruptan atılıyor. Phiber ve arkadaşları Masters of Deception (MOD) isimli bir karşı grup kurup savaşı başlatıyorlar. 1990'dan itibaren iki yıl boyunca LOD ve MOD grupları, telefon hatlarını karıştırma, yüksek faturalar ödetme, telefon dinleme, birbirlerinin bilgisayarlarına girme, BBS çökertme gibi saldırılarla birbirlerini eritmeye çalışıyorlar. Korsanlık felsefesinin "gizli bilgiye ulaşma"dan "karşı tarafa zarar verme"ye dönmesi bu tarihlere rastlıyor. Ve hala kullanımda olan kötülük yapma repertuarı gitgide artıyor. 92'de FBI, LOD üyelerinin ispiyonlaması sayesinde Phiber ve arkadaşlarını yakalıyor ve hapse tıkıyor. Büyük savaş dönemi sona eriyor.


Hacker Crackdown (86-90)
Ve hükümetin onlline olmasıyla eğlence sona eriyor. Ciddi olduklarını göstermek için çıkardıkları "Bilgisayarla dolandırıcılık ve kötüye kullanma" kanununun caydırıcı unsur olarak kullanılması planlanıyor. 1988'de efsanevi Robert Morris ve "Net Solucanı" ortaya çıkıyor. Net'e bağlı 6000 bilgisayarı aynı anda çökertmesi Morris'e yukarıdaki kanunun ilk kurbanı olma ayrıcalığını tattırıyor. 10.000 dolar ve saatlerce sosyal hizmet cezasıyla kurtuluyor. Bundan sonra tutuklamaların arkası çorap söküğü gibi geliyor. Kevin Mitnick, Digital'in bilgisayarlarına girmekten yakalanıyor. Bir sene hapis ve bir daha bilgisayarlara dokunmama cezası alıyor. Daha sonra Kevin#2 - Kevin Poulsen - telefon modifiye etmekle (aslında, yukarıda anlattığımız telefona para atıldı sesi çıkaran aletten yapmakla) suçlanıyor ve hakkında tutuklama kararı çıkıyor. Ama Kevin#2 kaçıp kurtuluyor.Operasyon "Güneş Şeytanı" (90
ABD hükümetinin 90'daki hacker yakalama harekatının adı Operation SunDevil'di. Özellikle Legion of Doom üyelerinin üzerine fena halde gidildi ama başarısız oldular. Tahminen LOD üyelerinden alınan tüyolarla 4 MOD (Masters of Deception) üyesi yakalandı. Phiber Optik hapiste bir sene geçirdi. 1994 yazında Rus matematikçi Vladimir Levin tarafından yönetilen bir hacker grubu Citibank'ı 12 Milyon Dolar zarara uğrattı. Paranın hepsini çekemeden Vladimir, Londra Heathrow havaalanında Interpol tarafından yakalandı. Citibank 400.000 doları hariç kaybettiği bütün parayı geri aldı. Ancak bu birbirine bağlı makineler yüzünden neler yapılabileceğinin öğrenilmesi Net'te bir korku dalgası yarattı ve caydırıcı olması için cezalar korkunç derecede arttı.

Bazıları hatalarından hiç ders almıyorlardı. Kevin Mitnick 1995 Şubatı'nda 20.000 kredi kartı numarası çalmaktan tekrar tutuklandı. Mahkemeye bile çıkmadan "çok tehlikeli" suçlular için özel bir kanunla senelerce bekletildi. Mahkemesi yapılıp cezasını çektikten sonra, bilgisayarlara dokunması ve hacking hakkında konuşması yasaklanarak 2000 yılında salıverildi. Bu kısıtlamaların kalkması 2003 yılının ocağına kadar sürdü. Ayrıca 3 sene boyunca ABD devleti Mitnick'i taciz etmek için eline geçen her fırsatı değerlendirdi.

Kevin ve onu yakalayan Japon asıllı polis hacker'i Shimomura hakkında Miramax bir film yaptı. Kevin taraftarları, filmi inanılmaz taraflı ve yanlış buldular. Shimomura'nın senarist olarak da adının geçtiği film, gayet başarısız oldu.

Şu anda neler oluyor?
Mitnick'in zincirler içinde hapse götürülmesini seyretmek halkın hacker'lara bakış açısını iyice ekşitti. Net kullanıcılarını bir hacker fobisi sardı. Buna anarşinin sonu, Amerika'nın ikinci uyanışı (birincisi Jasse James gibi popüler kanun kaçakları yakalandığında olmuştu) gibi isimler takanlar oldu. Sonuçta hacker'lar artık romantik kanun kaçaklığı statüsünden sorunlu asalak, baş belası konumuna indirgendiler. Bunda kendine hacker diyen ve herkesin kullanabileceği programlar kullanarak sadece kötülük yapan şahısların çoğalmasının payı da büyük oldu. İş dünyasının da Net'e kayması, Net'in ekstra güvenli bir ortam olmasını gerektiriyordu. Ve halkın bakış açısı da buna göre ustaca yontuldu.

Peki ya şimdi,.. Şu anda scene'de/sahnede kimler var? Hacker'ların pek temkinli davranmaları üzerine söylemek zor... Script Kiddie'ler (kendileri pek bir şey yapmayan, bir takım basit araçlar kullanarak, icq numarası çalan, siteleri başka adreslere yönlendiren veletler) oldukça aktifler, hatta defacements adı altında hackledikleri sitelerin hacklenmiş hallerinin resimlerini birbirleri ile paylaşıp durmaktalar. Ama aslında onları pek ciddiye alan yok.
Eskisi gibi efsaneleşmiş isimler çıkmıyor ve eski efsane isimlerin çoğu kendi network güvenlik şirketlerini kurmuş, hayatlarını danışmanlık yaparak kazanıyorlar. Ama yine de hummalı çalışmalar sürüyor ve birileri illegal yollardan hayatlarını kazanmaya devam ediyorlar. Bilgisayar yeraltı dünyasında bir söz var: İyi bir hacker'san herkes ismini bilir. Çok iyi bir hacker'san varlığından haberleri bile olmaz...

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

İspanya’da taraftarlar başkanı istifa ettirdi, yerine kadın başkan geldi.


İspanya Birinci Futbol Ligi (La Liga) takımlarından Athletic Club Bilbao'nun kulüp başkanı Fernando Lamikiz, alınan kötü sonuçlardan dolayı gelen taraftar baskısına dayanamayarak istifa etmek zorunda kaldı.

2004 yılında başkanlık görevine getirilen Fernando Lamikiz, Athletic Club Bilbao'yu La Liga'da istenilen konumu getiremeyince, eleştiri oklarının yöneltildiği ilk isim oldu.

Bu sezon yapılan 4 maçta henüz galibiyet alamayan ve 2 puanla 18. sırada yer alan takımın kötü gidişhaının sorumlusu olarak Lamikiz'i gören taraftarlar, hafta içinde sokaklara dökülerek gösteri yapmışlardı.

Athletic Club Bilbao'nun bugün düzenlenen genel kurulunda ''Athletic'in kulüp başkanı olmak bir gururdu. Asla kulüp için bir sorun olmak istemedim'' diyen Lamikiz'in istifası, yönetim kurulunca da hemen kabul edildi.

Bu arada Lamikiz'den boşalan kulüp başkanlığına Ana Urquijo getirilirken, Urquijo da Athletic Club Bilbao tarihinde başkan olan ilk bayan unvanını aldı. 45 yaşında Bilbaolu bir avukat olan Urquijo, 1969 yılından bu yana kulüp üyesi ve uzun zamandır da kulüpte başkan yardımcılığı görevini yürütüyordu.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

92'lik dede, cinsel hayatını validen geri istedi!

Mardin Valisi Mehmet Kılıçlar'ın Midyat ilçesine bağlı Çalpınar köyünü ziyareti sırasında 92'lik İbrahim Acar ile arasında ilginç diyaloglar yaşandı...

Vali Kılıçlar, köylülerin istek ve sorunlarını dinlerken yanına yaklaşan ve yaşamı boyunca ilk kez bir Vali gördüğünü söyleyen İbrahim Acar ile sohbet etti.
İbrahim dede, Türkçe bilmediği için isteğini Kürtçe AKP Mardin Milletvekili Süleyman Dağ'ın tercümanlığıyla Vali Kılıçlar'a iletti.
İbrahim Acar, Vali Kılıçlar'a eşinin 5 yıl önce vefat ettiğini ve yalnız kaldığını belirterek, "Ben yalnızlıktan bıktım, bana bir eş bulun. Benimle hayat arkadaşı olsun" dedi. Vali, dedenin isteğine gülerek, "Dede, bu yaştan sonra eşi ne yapacaksın" diye karşılık verince ibrahim Acar, "Yaşımda ne var ki? Bana eş bulunca duyduğuma göre de haplar varmış onlardan da isterim" dedi. Dede'nin eş ve cinsel gücü artırıcı hap isteği herkesi kahkahaya boğdu.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Çareyi hayatını kiralamakta buldu!

Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olan ancak istihdamın büyük problem oluşturduğu Çin'de insanlar geçimlerini temin etmek için ilginç yollara başvuruyor.

Çin'de kuzeydoğusundaki Jilin (Cilin) eyaletinin merkezi Changchun (çançun) şehrinde kimliği belirtilmeyen 30 yaşındaki bir adam 24 Mayıs'ta verdiği ilanla hayatını kiraladığını duyurdu. Alışverişten yemek yapmaya, gezide rehberlikten, masaj yapmaya kadar bir çok alanı kapsayan hizmetlerin günde sekiz saatlik karşılığı olarak istenen ücret ise 100 yuan (12.5 Dolar).
Birçok alanda kabiliyetli olduğunu belirten ancak adını açıklamak istemeyen Çinli erkek "kiralık hayat" ilanı gibi bir ilanla dikkatleri üzerine çekerek geçimini sağlamaya çalışıyor. Changchun Akşam gazetesinde yayınlanan habere göre bahsedilen Çinli "Cinsel hizmetler hariç bütün hizmetlerde müşterilerimi kesinlikle memnun ederim" dedi.
Başkent Pekin ve ülkenin doğusundaki finans ve ticaret merkezi ve aynı zamanda Çin'in en büyük şehri Shanghai (Şanhay)'daki tarihi mekanlara çok aşina olduğu için iyi bir turist rehberi olmasının yanında ehliyeti de bulunan Çinli adam, özel olarak geleneksel Çin masajı dersi aldığını ve iyi bir ticari zekaya sahip olduğunu ifade ediyor.
Son iki gündeki işlerinin çok yoğun olduğunu ve sonraki günler için de birçok rezervasyon telefonu aldığından dile getiren Çinli, uzun süreli kiralamalarda fiyatta indirim yapılabileceğini de söyledi.
1.3 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin'de hükümet işsizlikle ve artan sosyal sorularla mücadele için her yıl 25 milyon kişiye yeni iş istihdamı oluşturmak zorunda. Ülkede kişi başına düşen milli gelir bu yılın başında bin 700 dolara ulaşırken, asgari ücret de 100 dolara yaklaşmış durumda.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Kendi konserine bilet aldı!



Mustafa Sandal kendi konserinin yapılacağı stada alınmadı. Sandal Almanya’daki konserine 100 Euro vererek girdi!

Mustafa Sandal, Avrupa konserler dizisine Braunschweig şehrinde başladı. Yaklaşık bin 500 müzikseverin izlediği Braunschweig Stadthalle konserinde ilginç bir olay da yaşandı.
Başında şapkası Braunschweig sokaklarında rahatça dolaşan Mustafa Sandal, daha sonra konser yerinin VIP girişine gitti. Ancak kapıdaki güvenlik elemanı Sandal'ı içeri almadı. "Ben Mustafa Sandal'ım" diyen ünlü sanatçı, güvenlik elemanını bir türlü ikna edemedi. Çünkü Mustafa Sandal, az önce limuzinle içeri girmişti. Oysa içeri giren, Mustafa Sandal'ın menajeri Murat Yıldırım'dan başkası değildi. "VIP'den girmek istiyorsanız, 100 Euro'ya bilet almalısınız" diyen güvenlik elemanını ikna edemeyeceğini anlayan Mustafa Sandal, gişeden 100 Euro'ya bilet alıp içeri girdi.
Bu ilginç olayın ardından sahneye Türkiye'den gelen özel orkestrası ile çıkan Mustafa Sandal, programına "Dağlar" şarkısı ile başladı. Yoğun tezahürat ve çığlıklar arasında programına devam eden Musti, eski ve yeni tüm şarkılarına koserde yer verdi. Üç saat sahnede kalan sanatçı dans ve performansıylada izleyicilerden büyük alkış aldı. "İsyankar" şarkısıyla seyircileri kendinden geçiren /_newsimages/1588233.jpgMustafa Sandal, Türkiye'de ilk çıktığında üç milyon adet satan "Araba" şarkısıyla da seyirciyi coşturmayı bildi. Uzun alkışlar ve istekler sonucu programını uzatan sanatçı, Almanya konserlerine Braunschweig'tan başladığını ve diğer şehirlerde devam edeceğini, ayrıca Almanya da yaşayan hayranlarının ilgisinden çok memnun olduğunu belirtti.Yeni albüm çalışmalarının da devam ettiğini söyledi.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

helikopter pilotunun merakı!



Norveçli voley-bolcu kızlar güneşlenmek isteyince önce Ankaralıların sonra merakli bir helikopter pilotunun ilgisi ile karşılaştı!

Müsabakalar için Ankara’ya gelen Norveç Genç Bayan Voleybol Milli Takımı, güneşlenmek için Gençlik Parkı’na gidince etraflarını bir anda onlarca başkentli sardı. Daha sonra Gölbaşı’na giden takım bu sefer de "meraklı bir askeri helikopter pilotundan" nasiplerini aldı. Ancak ANKA ajansının haberine uçuş ekibinden itiraz geldi. Helikopterde bulunan pilotlar sitemize gönderdikleri mesajda, 'bahsedilen durum mecburi iniş motor arızası eğitimi denilen hareketin sonucu yapılmış dairevi hareket ve yere kadar alçalanılmasıdır' mesajını iletti.

ANKARA’YI AB KENTİ SANDILAR

Avrupa Genç Bayanlar Voleybol Şampiyonası Elemeleri için Ankara’ya gelen Norveç Genç Bayan Voleybol Milli Takımı, başkentte güneşlenmek isteyince ortaya ilginç manzaralar çıktı. Norveç Milli Takımı oyuncuları Ingrid Helene Sando, Hilde Elvebakk ve Hanna Sandsdalen, ANKA muhabirine yaptıkları açıklamada sadece güneşlenmek için çıktıkları yolda başlarına gelenlerden ötürü oldukça şaşırdıklarını söyledi.
Ankara’ya müsabakalardan yaklaşık 10 gün önce geldiklerini söyleyen Sando, ülkelerinde görmeye pek alışık olmadıkları güneşten yararlanmak için antrenmandan arta kalan boş vakitlerini güneşlenerek geçirmek istediklerini belirtti.

GENÇLİK PARKI’NDA GÜNEŞLENMEK İSTEDİLER

Otellerinin yer aldığı Ulus’ta bulunan Gençlik Parkı’nı yeşil buldukları için burada güneşlenebileceklerini düşüncesine kapıldıklarını söyleyen Sando, üstlerindekileri çıkarıp bikini ve şortlarla kaldıklarında çevrelerini bir anda meraklı bir kalabalığın sardığını söyledi.
Nereye giderlerse gitsinler kendilerini izleyen meraklı kalabalığın da kendileri ile bilikte hareket ettiğini belirten Elvebakk, gruptan bazı kişilerin cep telefonları ile kendilerinin fotoğraflarını çektiğini söyledi. Elvebakk, bazı kişilerin de bozuk bir İngilizceyle kendilerine nereli olduklarını sorduğunu aktardı.

OTOBÜS ŞOFÖR BULDU

Norveç milli takımı oyuncularından Sandsdalen de gruptan kendilerini rahatsız edecek bir tavırla karşılaşmadıklarını sadece onları biraz garip bulduklarını söyledi.
Norveçli oyuncular, o sırada tesadüfen Gençlik Parkı’ndan geçen ve kalabalığı neden toplandığını merak ettiğinden oraya hareket eden Norveç Milli takımı otobüsünün şoförünün yanlarına gelerek kendilerini parktan çıkardığı, bu esnada kalabalıktan bazı kişilerin şoföre tepki gösterdiğini belirtti.


ASKERİ HELİKOPTERİN MERAKI

Güneşlenmek için daha sakin bir yer arayan ve TED Ankara Koleji’nin Gölbaşı yakınlarındaki kampüsünün olduğu bölgeye giden Norveç takımı, burada da bir askeri helikopter pilotuyla karşılaştı.
Güneşlendikleri sırada oldukça yükseklerden bir askeri helikopterin geçtiğini söyleyen Elvebakk, helikopterin bir daire çizdikten sonra biraz alçaldığını, üçüncü seferde ise yerden yaklaşık 10 metre mesafeden uçarak üstlerinden geçtiğini söyledi.

PİLOTTAN YANIT VAR

Norveçli voleybolcu kızlar güneşlenirken alçalan helikopterin uçuş ekibinde yeraldığını söyleyen bir pilot sitemize şu mesajı ulaştırdı:
" Dünkü uçuş ekibindenim. Bilmeden yazıyorsunuz. Orası bizim eğitim bölgemiz ve mecburi iniş çalışmaları yapılıyor. O bölge askeri helikopterler için eğitim bölgesidir ve bahsedilen durum mecburi iniş motor arızası eğitimi denilen hareketin sonucu yapılmış dairevi hareket ve yere kadar alçalanılmasıdır. Türk pilotunu rezil etmeyin. Yazık "

ARTIK OTELDE GÜNEŞLENİYORLAR

İki maceralı güneşlenme deneyimlerinden sonra kaldıkları otelin yöneticilerinin kendilerine otelin terasında güneşlenme izni verdiğini söyleyen Norveçli oyuncular, yaşadıkları bütün bu olayları gülümseyerek anlattıklarını ve Türkiye’yi hala çok güzel bulduklarını söyledi.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Tarihin en ilginç intiharı!

Fransız bir adamın trajikomik intihar vakası.

1998'de bir Fransız oldukca karmaşık bi intihar girişiminde bulundu. Bir deniz kıyısında yüksek bir yamacın tepesine çıkıp boynuna bi ip bağladı, ipi de büyük bi kayaya bagladi. Sonra zehir içti ve kendini ateşe verdi. Uçurumdan atlarken de tabancayla kafasına ates etti! Ama devamı daha ilginç. Çünkü kurşun onu ıskalayıp ipi kesti, böylece adam suya düştugünde asılı kalmadı.Soğuk su yanan elbiselerini söndürmekle kalmadı aynı zamanda onu şoka sokarak yuttuğu zehri kusmasını sağladı. Sudan bir balikçı tarafından çıkarılıp hastahaneye götürülen adam orada hipotermi (vücut ısısının aşırı düşmesi)den dolayı öldü..

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Dal üstünde vosvos!



Sakarya'da ağacın tepesindeki Vosvosu görenler, 'Aa ağaca VosVos konmuş' diyor ve aracın oraya nasıl çıktığına bir türlü akıl erdiremiyorlar.

İşte ağaç üzerindeki Wolksvagen'in öyküsü:
Adına şenlikler düzenlenen 'VosVos' ya da bazı yerlerde 'kaplumbağa' veya 'tospa' diye de tabir edilen Wolksvagen marka otomobillerin sahipleri ilerleyen yaşlarına rağmen araçlarından vazgeçemiyor. Bazıları aracını modifiye edip nostaljik görünümünü koruyor, bazıları süsleyip püsleyip festivallere katıyor. Bazıları da görümünü koruyarak lüks sayılabilecek cinste otomobil üretmişti.
Sakaryalı Vosvos hayranı ise bir türlü ayrılamadığı arabasını kapı önüne ya da garaja bırakmaktansa bahçesindeki bir ağacı budayıp onun tepesine kondurmayı tercih etmiş. Recep Yayla (50) isimli Sakaryalı vatandaş, kendisinden 10 yaş küçük 'kaplumbağa'sını yollarda yormayıp artık onu saklayıp nostalji yaşatmaya karar vermiş. Bu fikrini hayata geçirmek isterken aracına uygun bir yer arayan Yayla, en sonunda onu bahçesinin 'baş köşesi'ne koymaya karar vermiş. Yaşadığı evin bahçesindeki bir ağacın dallarını budayan Recep Yayla, vinç kiralayarak emektar 'tospa'yı ağacın üzerine koymuş.
Kendi tabiriyle 'otomobil hastası' olan Recep Yayla, bu tutkusu sebebiyle arabasından vazgeçemiyor. Yayla, haftanın belli günlerinde merdiven yardımıyla arabasının yanına 'çıkıyor', çalıştırıyor, motorunun bakımını yapıyor ve güzelce siliyor. Bunları yapmaktan zevk duyduğunu belirten Yayla'nın yüz ifadesi, arabasına gösterdiği vefanın gururla karışık sevincini anlatıyor. Uzun yıllardır arkadaşlık yaptığı aracına gözü gibi bakan Recep Yayla, arabasından ne zaman vazgeçer bilinmez.
Sakarya'daki bir evin bahçesinde ortaya çıkan bu ilginç 'resim' yoldan geçenlerin de dikkatini çekiyor. Muhabirin bu ilginç kareleri makinesine kaydettiği dakikalarda yoldan geçen bir minibüsün şaşkınlık ifadesi ise görülmeye değer.
Yayla, 'Otomobili kullanmaya doyamıyorum. Şimdiye kadar bir çok araç kullandım. Ancak bu otomobili kullanmaya doyamadım. Otomobilime bakmaktan zevk duyuyorum. Onun için otomobilimi buraya koydum. Benim için bir nostalji oluyor.' dedi.
Otomobili güçlükle ağacın üzerine koyduklarını vurgulayan Yayla, ilk olarak ağacın dallarını budadıklarını ifade etti. Daha sonra bir vinç yardımıyla otomobili kaldırarak ağacın üzerine koyduklarını vurgulayan Yayla, haftanın belirli günlerinde merdiven yardımıyla otomobile çıkarak bakımını yaptığını dile getirdi. Yayla, otomobilin halen çalıştığını söyledi.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Camide içki alemi Restoranda içki içen işçi, bununla yetinmedi, rakı ve bira ile meze alıp camiye girdi ve çilingir sofrası kurdu.

Cemaat gelince namaza duran adam, secdede sızıp kaldı.
Erzurum’da, zil zurna sarhoş olan inşaat işçisi, camide sızıp kalınca ortalık ayağa kalktı. Kendine gelince camide alkol aldığını öğrenen işçi, hem utandı hem de pişman oldu.
Olay, söyle gelişti: 31 yaşındaki Ali Sucu, önceki akşam bir restorana giderek içki içmeye başladı. Bir süre sonra sarhoş bir şekilde dışarı çıkan Sucu, aldığı alkolün yetmediğini düşünerek, bir şişe rakı, birkaç tane bira ve meze alarak içmek için yer aramaya başladı.

Cemaat hasta sandı
Bu sırada Mumcu Camisi’nin açık olduğunu gören genç adam, içeriye girdi. Kendisine bir çilingir sofrası kuran Ali Sucu, camide içmeye devam etti. Ali Sucu, yeni aldığı içkileri de bitirdiği sırada cemaat, yatsı namazı için camiye gelmeye başladı. Vatandaşları gören Sucu, içtiği anlaşılmasın diye sofradaki içki şişelerini bir poşete doldurdu. Ardından da hiçbir şey olmamış gibi namaza durdu.

Gerçeği polisten öğrendi
Götürüldüğü hastanede saatler sonra kendine gelebilen Sucu, camide içki içtiğini öğrenince “Ben ne yapmışım” diyerek büyük şaşkınlık yaşadı. Hastanede şaşkın adam ile polis arasında ilginç diyaloglar da yaşandı. Camide içki içtiğini polislerden öğrenen Sucu, şok geçirdi. Polislerin, “İçki içecek başka yer bulamadın mı? Çarpılacaksın” sözleri üzerine Ali Sucu, “Camide içki içilir mi? Çok günah” cevabını verdi.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Tarihin En İlginç Metro Kazası

Geçtiğimiz ay, Taksim-Levent metro hattında akıllara durgunluk veren bir kaza meydana geldi. Fıkralara konu olabilecek olay, Volga Dış Ticaret’e ait Mecidiyeköy’deki arazide zemin etüdü için sondaj çalışması yapılırken yerin 25 metre altından geçen metronun tavanının delinmesi ile yaşandı.


levent'ten Taksim yönüne giden tren, metro tavanından 6-7metre aşağı sarkan borulara çarptı ve 700 yolcu taşıyan trenin iki vagonu hafif hasar gördü. Borular hareket halindeki metronun altına düşüp, raylara da zarar verdi. Treni kullanan Ahmet Tektek’in soğukkanlılığıyla panik yaşanmadı, fakat zararın 100.000 Avro civarında olduğu tahmin ediliyor.
Yapılan incelemelerde trenin, zemin etüdünde kullanılan sondaj borularına çarptığı anlaşıldı. Kazada şans eseri yaralanan olmazken, aracın hızının yavaş olması sayesinde büyük bir faciadan dönüldüğü ifade edildi. Kaza sonucu tünelin tavanında yaklaşık 10 santimetre çapında bir delik oluştu, çelik borular ve metronun siperliği rayların üzerine düştü. Kaza nedeniyle seferler 1.5 saat süreyle tek yoldan gecikmeli olarak yapılabildi.

Metro tavanını delen şirkete suç duyurusu
Olayın oluş şeklinin öğrenilmesi için tünelde araştırma yapılırken 30 kişilik metro güvenlik ekibi, Mecidiyeköy sokaklarında inşaat araştırması yaptı. Aramalar sırasında Büyükdere caddesi Ali Rıza Raşit sokak numara 6'da sondaj çalışması yapıldığı belirlendi. Sondaj yapılan arazinin ve yıkılması planlanan binanın Volga Dış Ticaret Danışmanlık Ltd. Şti'ye ait olduğu, teknik çalışmaların ise Geos Teknik Ltd Şti. tarafından yapıldığı tespit edildi.

Çalışmanın yapıldığı yere, Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü ve teknik ekip, Zabıta Müdürlüğü ekipleri sevk edilerek zabıt tutuldu. Firmanın temel kazısı için sondaj yaptığı, yeri 30 metre delerek, 60 santim olan metro güvenlik duvarını da deldiği ve metro tüneline girdiği tespit edildi. Açıklamada “yüksek gerilim hattı (750 VDC) olan metro tünelinde demir çubuğun hatlara değmemesi veya tekerleklerin altına girmemesi büyük bir faciayı önlemiştir'' denildi.

Sondajı yapan firmanın çalışmalar sırasında mühendis bulundurmadığı, plansız ve programsız bir çalışma yaptığı tespit edildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şirket hakkında suç duyurusunda bulunduğunu açıklarken, mahkemenin belirleyeceği bilirkişi heyetinin olay yerinde inceleme yaparak bir rapor hazırlayacağını ve tüm gelişmelerin kamuoyuyla paylaşılacağını duyurdu.

Sorumluluk kimde?
Geos Geoteknik ve Sondajcılık ve Ticaret Limited Şirketi Müdürü İbrahim Çabuk, sondaj yapmak için izin almak gerekmediğini ve arazinin altından metro geçtiğini bilmediklerini söyledi. Çabuk’a göre tapuda buna dair şerh yok; Belediyenin planlarında da metro gözükmüyor. Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Selamet ise, inşaat için arsa sahibinin imar durum belgesi istemesi gerektiğini; 1/1000 ve 1/5000’lik planlarda arazinin altından metro geçtiğinin görüldüğünü kaydetti.

Peki, her isteyen şehir içinde keyfi olarak sondaj yapabilir mi? Yasal çerçevede baktığımızda, yapılacak sondaj çalışmaları için ilgili belediyeden izin almak gerekiyor. İzin dışı yapılan çalışmalar, yaşanan bu olayda olduğu gibi çok büyük hasarlara yol açabiliyor. Konu ile ilgili olarak görüştüğümüz yetkililerden aldığımız bilgiye göre, Metro inşaatı başlamadan önce, Metro hattı mevcut planlara ve haritalara işlenmiş durumda idi. Bitmiş bir yeraltı metrosu veya herhangi bir yapının güncel haritalara ve imar planlarına işlenmemiş olması düşünülemez. Bütün yer üstü ve yer altı yapıları, ilgili kurum ve kuruluşlara (Belediye, İski, İgdaş, Tedaş vs.) bilgi verip kanuni müsaade almadan (ruhsat) yapım çalışmalarına başlayamaz. Müsaade almadan inşaat faaliyeti yapan kişi ve kurumlar başta ilçe belediyesi, Büyükşehir Belediyesi ve diğer kurum ve kuruluşlarca denetlenmeli ve faaliyetleri her hangi bir kamu zararı meydana gelmeden önlenmeli, yapanlar hakkında kanuni işlem yapılmalıdır.
Bu defa şans eseri olay ucuz atlatıldı; Ama yaşanananlar, yapılacak her türlü alt ve üst yapı çalışmalarında gerekli izinlerin alınması ve yasalara uygun hareket edilmesi, şehrin ve hepimizin can güvenliği açısından ne kadar önemli olduğunu bir kere daha gösterdi.

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Bunları Biliyor musunuz ?

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Komik Haberler

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

İlginç Haberler

Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

İlginç Haberler