dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

    ilginç olaylar

    • Jake Fen isimli Macar adam, esini korkutmak için kendini asmis pozu verdi... Eve gelen es kocasini o halde gorünce bayildi..Kapiyi açik gören komsu kadin içeri girince iki cesetle karsilastigini sanip evi soydu.Topladiklari ile çikarken Jake kadina bir tekme atti. Cesedin canlandigini sanan kadin korkudan öldü..Jake beraat etti..

    • New York'ta 5'inci caddede bir adama araç hafifçe çarpti. Adama birsey olmamisti.. Soförle konustu ve kalkacakken olayi gören biri yanina gelerek,kalkmazsa sigortadan para alabilecegini soyleyince yeniden aracin önüne yatti. Araç sürücüsü ise adamin gittigini düsünerek gaza basti ve adam öldü...

    • Bayan Carson Amerika'nin New York kentinde yasiyordu.. Birgün eglenmek için cenaze isleri yapan bir sirketle anlasti. Sirket eve telefon etti ve bayan Carson'un kalp krizi geçirip öldügünü söyledi . Aile hemen kostu. Bu sirada tabutun içinde yatan bayan Carson birden dogruluverdi. Ama kizi o anda kalp krizi geçirip öldü...

    • Romollo Ribaldo issizdi. Pisa kentinde oturan 42 yasindaki bu Italyan birgün, tabanca ile intihar etmeye hazirlandi. Esi onu engellemek icin dil döktü.. Sonunda Romolo aglamaya basladi ve intihardan vazgeçip silahini yere firlatti. Ates alan tabancadan çikan mermi esine isabet etti ve esi öldü...

    • Kansas Wichita'daki polis,havaalanı otelinde 22 yaşında bir adamı sahte 16 dolarlık iki banknotu kullanmaya çalışırken yakaladı.

    • Güney Afrika Johannesbur'da iki adam birbirlerinin kafası üzerine koydukları bira kutularına ateş ederlerken birisi arkadaşının yüzüne ateş etti.Adam ağır yaralandı.

    • Bir şirket,çalışanlarının iş başında güvenli gözlük kullanmalarını teşvik etmek için özel bir film izletti.Kanlı iş kazalarını gösteren film o kadar canlıydı ki 25 kişi odadan kaçtı.13 işçi bayıldı.ve işçilerden biri sandalyeden düşerek kafasını yardı.

    • Washington'da bir suçlu hapishaneden kaçtı.Birkaç gün sonra kız arkadaşıyla yemeğe gitti.Ama uzun süre geri dönmeyince kız arkadaşı merak ederek polise haber verdi.Polisler adını duyunca kim olduğunu anladılar ve yakaladılar.

    • *Michigan lonia'da sarhoş bir hırsız,iki hizmetçi kızdan nakit para istedi,kızlar parayı vermeyi reddedince adam polis çağıracağını söylerek onları korkutmaya çalıştı.Kızlar aldırmayınca adam gerçekten polis çağırdı ve tutuklandı.

    • *Pennsylvania Radnor'da bir şüpheliyi sorguya çeken polis,şüphelinin kafasına metal bir süzgeç yerleştirmiş ve tellerle fotokopi makinasına bağlamıştı.Polisin Fotokopi makinasında şüphelinin yalanlarının yazdığını söylemesi inanan şüpheli suçunu itiraf etti.

    İKİZİNİ ÖLDÜRDÜ -

    Marko ve Roberto de Solisa adlı iki kardeş, birbirleriylepek iyi geçinemiyorlardı. Roberto'nun sık sık kendisiyle dalga geçmesinedayanamayan Marko, kardeşini, kafasına sıktığı tek kurşunla öldürdü. Bubasit bir cinayet gibi görünebilir. Ancak gerçek öyle değil. Çünkü Marko ile Roberto aynı dolaşım sistemini paylaşan yapışık ikizlerdi. Roberto'nun ölümünden 5 dakika sonra, kan dolaşımı duran Marko da öldü.

    MAYINLA FUTBOL -

    Komboçya'da 2 asker, patlamamış mayınla futbol oynamaya kalkınca hayatlarını kaybetti. Olayı ilginç kılan bir başka nokta, parçalanarak can veren 2 askerin, Kamboçya ordusunun "en iyi mayın uzmanları" arasında yer almasıydı.

    TÜKÜRÜK KURBANI -

    ABD'nin Alabama eyaletinde 25 yaşındaki bir asker tükürme alışkanlığının kurbanı oldu. Pencerenin kenarına oturarak, tükürüğünü, büyük bir tencere şeklindeki sokak lambasına isabet ettirmeye çalışan asker, dengesini kaybedip 11. kattan düştü.

    COLADAKİ ÇİVİ -

    New Hempshere eyaletinde 10 yaşında bir çocuk, kolasını çiviyle açmaya çalışırken hayatını kaybetti. Kolanın içindeki gaz basıncıyla fırlayan çivi, çocuğun boğazına saplandı ve çocuk yaşamını yitirdi.

    ÖLECEĞİ VARMIŞ -

    Amerikalı bir genç, bunalıma girerek 10. kattan aşağıya atladı. Aynı binanın 9. katında, gencin, birbirleriyle sürekli kavga eden anne ve babası oturuyordu. 8.katta ise intihar eden gencin hayatını kurtarabilecek çelik bir ağ vardı. Gencin intihara kalkıştığı sırada, 9. katta anne ve babası yine kavga ediyordu. Eşine iyice sinirlenen baba, elindeki av tüfeğinin tetiğine bastı. Anne kendini yere atarak hayatını kurtardı, ancak tüfekten çıkan saçmalar, o sırada 9. katın hizasında bulunan gencin başına isabet etti.

    • Arizonalı bir adam kelepçelerle oynarken kendini kelepçeledi ve anahtarı bulamadı...
    Kendisini kurtarmak için çilingir çağırmak yerine polisi arayınca başı belaya girdi...
    Onu kelepçeden kurtaran polisler, ödenmemiş bir kefalet borcu bulunduğunu belirleyince onu yeniden kelepçelediler...

    • Gillette şirketi 1902 yılında güvenli jilet satmaya başladığında
    yüzlerce erkek satın aldı.Sonra da bu jiletlerin sakallarını kesmediğini
    söyleyerek onları çöpe attılar. Gillette yetkilileri, mutsuz müşterilerin
    tıraş olmadan önce jiletin sarıldığı kağıdı çıkarmadıklarını fark ettiler.

    • Chevrolet, yeni model arabası için "Nova" ismini buldu ama sonra
    arabayı Latin Amerika'da satamayacakları anlaşıldı... Çünkü "Nova",
    İspanyolca'da "gitmez" anlamına geliyordu.

    • 1932 yılında Los Angeles olimpiyatlarında Fransız atlet Jules
    Noel'in disk atmada kırdığı olimpiyat rekoru sayılmadı. Çünkü atışı
    izlemesi gereken bütün hakemler, sırıkla yüksek atlama yarışmasını
    izlemek için arkalarını dönmüşlerdi...

    • 1840'da ABD başkanlığına seçilen William Henry Harrison, çok
    soğuk bir günde Washington'da açık havada düzenlenen göreve
    başlama töreninde şapka ve palto giymeyi reddederek yaptığı
    uzun konuşma sonucu zatürre oldu. Yeni başkan sadece bir ay görev yaptıktan sonra öldü.

    • Meksika'daki bir sağlıklı yaşam merkezinin sahibi, vasiyetine
    mezarlığın sigara içilmeyen bölümünde gömülmek istediğini ısrarla ekletmeye çalıştı.

    • 1971'de toprak kaymalarını incelemek isteyen Japon bilim
    adamları, büyük bir yağmur fırtınası efekti yapmak için bir tepeyi yangın
    hortumlarıyla adam akıllı suladılar. Bu yüzden tepenin çökmesi sonucu meydana
    gelen heyelanda, dört bilim adamıyla 11 izleyici hayatını kaybetti.

    • Fransız ordusu, askerlerin mayın tarlalarında yürüyebilmelerini
    sağlayan patlamaya dayanıklı botlar icat etti. Fakat botlar o kadar ağır ve
    içinde yürünmesi o kadar zordu ki, askerler mayınlarla havaya uçmadan önce
    pusuya yatan düşman askerleri tarafından vuruluyorlardı.

    1985'de New Orleanslı cankurtaranlar o yıl şehrin havuzlarında
    kimsenin boğulmamasını kutlamak için bir parti verdiler. Partide
    konuklardan biri boğuldu.

    • 1975'de İngiliz bir çift televizyonda en sevdikleri programı
    izlerken erkek yarım saat süren bir gülme krizi sonucu kalp krizi geçirerek öldü.
    Eşi, cenazeden sonra programın yapımcılarına bir mektup yazarak,
    kocasını hayatının son dakikalarında bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etti.

    • 1983'de mağazada hırsızlık yaparken yakalanan San Diegolu bir
    kadın polislere eğer onu bırakmazlarsa morarana kadar nefesini
    tutacağını söyledi. Polisler kadını bırakmadılar, o da gerçekten
    ölünceye kadar nefesini tuttu.

    Yorum

    • delphin
      Senior Member
      • 27-12-2005
      • 15279

      Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

      İşte 2001 Yılının Gariplikleri

      • Nevşehir'de dövüş horozlarını kaçırıp yediler. (8 Ocak)

      • Nuriş, Alaattin Çakıcı'ya "Sanal Pokemon" dedi. (2 Şubat)

      • ABD'li din bilimci Michael Sanders, "Adem ile Havva Laz" dedi. (4 Şubat)

      • Cavit Çağlar oğlunun "Bizde para bitmez" lafını yalanladı: Sadece 150 milyon dolar kefen param var! (11 Şubat)

      • Zekeriya Beyaz, "Kurban bayramında tavuk kesilsin" dedi. (28 Şubat)

      • Erzurum'da bir zengin, sevgilisi için 22 ayar altından ayakkabı yaptırdı. (5 Mart)

      • Rizeliler, zaten Rizeli olan Yaşar Okuyan'ı fahri hemşeri ilan ettiler! (17 Mart)

      • İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2008 Olimpiyatları için bastırdığı afişlerde 4 halka vardı. Çünkü beşinci halka afişle aynı renkti ve görünmüyordu! (19 Mart)

      • 2002 Dünya Kupası elemelerinde Avusturya, Tongo'yu 22 - 0 yendi. TV’ler golleri hızlı çekimle verdi. (10 Nisan)

      • Antalya'da bir adam kopan kulak memesini tutkalla yapıştırdı. (16 Ekim)

      • Uşak'ın Eşme köylüleri UFO gördüler ve gördükleri uzaylıyı taşla kovaladılar!

      • Göz ameliyatı olan adam faturayı görür görmez hastaneden kaçtı. (7 Haziran)

      • Nevşehir'de kahvede okey oynayanların üzerine inek düştü; bir okeycinin ayağı kırıldı. (10 Temmuz)

      • Fatih Terim, Swissotel'de 'Liderlik Konferansı' verirken Milan'daki görevinden azledildi! (5 Kasım)

      • Köpekler üzerinde tıbbi deneyler yapan hademe Sabri Düz'ün meyve bıçağıyla koyunları da incelediği ortaya çıktı. Düz, 'kısmı oksijen patlaması' teorisini araştırdığını söyledi. (4 Aralık)

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

        Türkiye'de internet 'server' elemanlarının müşterileriyle yaptığı konuşmaların bazıları çok ilginç.


        Siyah Ekran
        -Siyah ekran çıktı efendim...
        -Yazın kullanıcı adınızı.
        -Yazdım.
        -Parolanızı da girin.
        -Tamam.
        -Garip karakterler akmaya başladığında klavyeden F7'ye basın.
        -Elimle mi?
        -Ee, siz bilirsiniz.

        Sinek
        -Ben bir "iMac" kullanıcısıyım.
        -Buyrun hanfendi sorun neydi?
        -Benim CD sürücümden içeri sinek girdi.
        -Anlayamadım efendim.
        -iMac'ime sinek kaçtı.
        -Peki ben telefondan ne yapabilirim sizce?
        -Ama görüyorum yürüyor içeride.
        -Böcek ilacı filan sıkın isterseniz.
        -Bir şey olmaz mı?
        -Bilmem aslında biz iMac'e destek vermiyoruz pek. PC olsaydı yardımcı olabilirdim.

        Uydu
        -Benim sayfalarım gelmiyor.
        -Şu anda yurtdışı çıkışımızı sağlayan uydudan kaynaklanan bir sorun var efendim.
        -Bir ilgileniverseydiniz siz.
        -Şey, uydu uzayda efendim.
        -Ha, tamam o zaman.

        Kilitlenme
        -Sanırım makinam kilitlendi.
        -Şimdi şöyle yapalım:CTRL-ALT-DELETE.
        -Hepsine aynı anda mı?
        -Evet.
        -Ama parmaklarım yetmiyor.
        -Bakın, önce CTRL'ye sol elinizin baş parmağıyla, sonra sağ elinizin baş parmağıyla ALT GR'ye, sonrada sağ elin işaret parmağıyla DELETE tuşuna basın.
        -CTRL'ye bastım, ALT tuşuna da şimdi.
        -Delete tuşuna basacaksınız.
        -CTRL'den elimi çekeyim mi?
        -Hayır efendim.
        -Peki ALT-GR'den.
        -Hayır efendim.Dedim ya, hepsine aynı anda basıyor olmanız gerekiyor.
        -Daha kolay bir yolu yok mu?
        -Var efendim, makinada reset yazan yere basın.
        -Nerede o?
        -İsterseniz CTRL+ALT+DELETE'yi deneyelim, basmanız gerek, sadece bir tuş kaldı.
        -Tamam tamam fişini çektim.
        -Peki...


        BİLGİSAYARIN CİNSİYETİ

        Eskiden insanlar, konu kıtlığı çektiklerinde, meleklerin cinsiyetini tartışırmış. Son zamanlardaysa, daha farklı tartışma konuları buluyorlar kendilerine. Amerika'da kadınlar ve erkekler, bilgisayarın cinsiyetini tartışıyorlarmış son günlerde. Kadınlar bilgisayarın erkek olduğunu savunuyormuş: "Çünkü bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen, ömürlerin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınızda, biraz daha sabretmiş olsaydınız, çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz..." Erkekler tabi ki tam aksi görüşteymiş... " Bilgisayarlar dişidir" diyorlarmış. Çünkü onların mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir... Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar, bu iki... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı, ona gereken aksesuarlar için harcarsınız, bu da üç..."

        SANAL YARİM

        - Hım! Kahve de çok güzel olmuş; maşallah Ayça kızımız çok maharetliymiş.
        - İnternet'ten öğrendi Salih bey.
        - Öyle mi hangi adres?
        - www. hadikahveyapkiz.com.tr'den
        - Elinize sağlık hanım kızım. Murat bey, sizinle uzun zamandır tanışır konuşuruz.
        Ayça kızımızı da tanır, severiz. Eh bizim çocuklar da büyüdü...
        - Anladım, sadede gelin Salih bey...
        - Sadet şu Murat Beyciğim, kızınızın hali vakti yerinde az çok bizim çocuk gibi hanım
        kızımız da internet'i tanıyor. Çette konuşup tanışmışlar. Bizim oğlan bir defasında sizin
        kızın sitesini çökertmiş. Olmuşa, ölmüşe ve çökertilmiş siteye çare bulunmaz, ama ziyanı
        yok yenisini yaparız. her neyse. Allah'ın emri peygamberin kavli ile ve internet huzurunda
        kızınız Ayça'yı oğlum Chat'ine istiyorum.
        - Salih Bey bu iş he demeyle olmaz bi düşünelim nasipte varsa olur. Kız evi naz evi bilirsiniz.
        Ha bu arada oğlunuz ne iş yapar, parası pulu var mı?
        - Yapmayın Murat Bey bu devir de bu soru da sorulur mu hiç, muassır medeniyetin fevkınde
        gelişmeler göstermiş bir ülkede bu sorulacak soru mu. Sizin ki de iş mi? İnanın sörvırımı kullanıyor
        diye söylemiyorum onun üstüne hekır tanımam. Geçen gün beş siteyi birden çökertti.
        - Ne hacker mi dediniz, amanın bu olmadı işte ben bu teklifi entırlayamam. Hem benim hekıra
        verilecek kızım yok bu konu kapanmıştır Salih Bey.
        - Ne diyorsun?
        - Ne dediğim açıkça ortada Salih Bey, kızımı vermiyorum. Hekırlardan ne çektiğimi bir ben bilirim
        bir de internet servis sağlayıcım. Bir de öyle tv reklamlarından çalıntı esprilerle beni güldürmek için
        kandırmaya çalışmayın. "Ne diyorsun" muş
        - Aşk olsun Murat Bey sizi böyle bilmezdim zaten sizinle çet yapanda kabahat hadi oğlum
        çık başka kanala gidelim.

        KIZILDERİLİ ÇET

        - Mistir büyük ayı, acaba sayın mistir oturan boğayla biraz daha öne alabilir miyiz görüşmeyi,
        daha pek çok müşterimiz var bekleyen. Bilirsiniz ISP'ler (yani internet servis sağlayıcılar)
        bekletilmeyi sevmez.
        - Sizi anlıyorum iri butlu beyaz adam,var mistir büyük ayı size kırılmak. O da ne biçim blöf yapmak.
        Şu anda mistir büyük reis oturan boğa var Fidel Kastro'yla çet yapmak. Var siz beklemek.
        Oturan boğa, internetin geleceğini tartışmak. İsteklerinizi oturanboğa@hotmail.com adresine
        göndermek. Var siz de #Zurnada çet çadırına konuk olmak. Orada var görüşmek oturan boğayla.Hııh...

        FİLOZOF
        Filozof cHAT-in derki; şu sanal alemde kalıcı bir eserin olsun istersen internette bir site kur daha da olmadı bir program yap. Bir başka feylezof da şunu salık verir bize ; ey sörfçüler, şu sanal dünyada internetten gayrısı yalandır. Eğer eline bir fırsat geçmişse onu iyi değerlendir. Sörvırın yoksa ya da site kuramıyorsan kuranlarla arkadaşlık et, e mail gönder web sitelerine gir çık.

        ESKİDEN

        Eskiden internet nerede. Mektubu yazacan postalayacan elin oturan boğası da iri butlu beyaz adamın mesajını okuyacak. Şimdi ister mail et ister chat et işlem tamam.

        İNTERNET DELiSi OLDUGUNUZU NASIL ANLARSINIZ?

        Modeminizi kapattiginizda icinizde bir burukluk hissediyorsaniz;
        2. Defterinizdeki tum adreslerde @ varsa;
        3. Internet erisimi olmadigi icin annenizle haberlesemiyorsaniz;
        4. Telefon faturaniz 2 sayfadan fazlaysa;
        5. Esiniz resti cekip "Hayir, bilgisayar yataga giremez!" dediyse;
        6. Bilgisayar masanizin sandalyesini bir klozetle degistirmeyi dusunduyseniz;
        7. Gulumsediginizde basinizi yan ceviriyorsaniz; :
        8. Esiniz devamli olarak evlilikte iletisimin onemini vurguluyorsa ve siz de
        bunun uzerine kendisine yeni bir telefon hatti ve modem aldiysaniz;
        9. Kelime islemcinizle birseyler yazarken her noktadan sonra "com" yaziyorsaniz.com
        10. "0,1,2,3,4,5,6,7,8,9,A,B,C,D,..." diye sayiyorsaniz;
        11. Ruyalariniz 256 renkse;
        12. Uyumaya calisirken sleep(8*3600) diye dusunuyorsaniz;
        13. Asansore bindiginizde gitmek istediginiz kata ait dugmeyi cift tikliyorsaniz.
        Bu internet işini biraz fazla abartmışsınız demektir

        Millenium bedduaları
        - Mouse'ın kırıla
        - Hatların kopa da hiçbir yere bağlanamıyasın
        - Disklerin Crash ola.
        - File'lerine virüs bulaşa
        - Database'lerin bozulsun
        - Network'lerden atılasın
        - Securit Key'lerin deşifre ola
        - Back-up bozulsun
        - Uygun kur bulamaya, pozisyon açığına düşesin
        - Adsl modemin hattı tutamasın insallah
        - Areslerde,kazaalarda sıraları azabına gelesin , sıra sana hic gelmesin emi
        - Aradıgın mp3 u bulmayasın
        - p2p indirdigin divx in fake cıksın, serefsiz !


        Top 10 kin
        İnsanlar bilgisayarlarına zaman zaman inanılmaz öfke ve kin duyuyorlar. İşte 'bilgisayarlara duyulan öfke ve kinin
        en önemli 10 nedeni:




        Bilgisayarın, aniden ve esrarlı bir şekilde kilitlenmesi.
        2. Önemli bir verinin ya da sayfanın, ya da bilginin kayboluvermesi.
        3. Bir türlü açılmayan dosyalar ve yazılımlar.
        4. İnternet'in çok ama çok yavaş olması.
        5. Unutulmuş ve kayıt altına alınmamış bir password/şifre yüzünden hiçbir işlem yapamamak.
        6. Önemli bir dosyayı kaydettiğiniz disketin bozulmuş olması.
        7. Teknik destek hizmetlerine elimizin mahkum olması.
        8. Yeni aldığımız bir oyunda, sürekli kaybeden olmak; ne yaparsak yapalım kazanamamak.
        9. Fare (mouse)'nin çift tıklamaması.
        10. Sürekli yeri değişen tuşlar


        İNTERNETİ TÜRKLER BULSAYDI
        İnternet bizden çıksaydı, bilgisayar sistemlerini ilk biz bulsaydık neler olurdu?

        Bilgisayar açılış mesajları

        Ad Soyad girin

        Şifrenizi girin

        İkametgah girin

        Nüfus sureti girin

        Annenizin kızlık soyadını girin


        e-mail almak için yapılması gerekli işlemler

        1) Nüfus Cüzdanı asli ve noter tasdikli fotokopisi

        2) İkametgah senedi

        3) Savcılıktan iyi hal kağıdı

        4) 6 fotoğraf

        5) Son 3 ay içinde alınmış isme tescilli elektrik, su, doğalgaz faturası (ödenmiş olacak)

        6) Erkek kullanıcıların askerlikle ilişkileri olmadığına dair tecil belgesi veya teskere belgesinin noter tasdikli sureti.

        7) 18 yaşını doldurmamış kullanıcılarda velilerinin yazılı izin belgesi...

        Not 1: Internet e-mail kullanım depozitosu 400$ olup aylık 50 milyon kullanım ücreti alınacaktır faturasını ödemeyen abonenin e-maili kesilir.

        Not 2: Internet İşleri Genel Müdürlüğü, hiçbir tebligat yapmadan abonenin e-mail adresini önceden haber vermeden kapatma veya değiştirme hakkına sahiptir

        Bağlanamama mesajları
        Bu siteye giriş İnternet Yüksek Konseyi tarafından yasaklanmıştır.

        İUK bu siteyi, çocukların zihinsel gelişimini engellediğinden bir (1) gün süre ile kapatmıştır.

        Aradığınız adres yasalara aykırı bulunmuştur.
        Site borcundan dolayı kapatılmıştır.


        Hata mesajları
        Ulaşmaya çalıştığınız bilgisayarın mahallesinde elektrikler kesik olduğundan bağlantı kurulamıyor.

        Eksik tuşa bastınız, lütfen tekrar deneyin.

        "Q" harfine bastınız, bu durumun bir yanlışlık sonucu olduğuna inanıyoruz, aynı eylemin tekrarı halinde bilgisayarınız takibe alınacaktır. Sürekli aynı hatayı yapmayın başka hatalar bulun.

        Hatasız bilgisayar olmaz, kime şikayet ederseniz edin.

        Adresi yazdıktan sonra
        Ciddi misiniz
        Mı acaba
        Emin misiniz
        Son kararınız mı
        Bak son defa soruyorum
        Günah benden gitti bağlıyorum.

        Yorum

        • delphin
          Senior Member
          • 27-12-2005
          • 15279

          Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

          ilginç olay

          Londra'nın güneyinde minibüsüne bir otomobilin çarpmasının ardından Terry Connell'in bir kolu ve bacağı kırıldı. Talihsiz kazazede, ertesi gün The Sun Gazetesi'nde bir başka Terry Connell'in fotoğrafını gördü. Bu Terry de Londra'nın kuzeyinde buzda kayarak düşmüş ve onun da bir bacağı ile kolu kırılmıştı. Her 2 Terry de 52 yaşındaydı, ikisi de kasaptı ve ikisi de Noel'i yatakta geçiriyordu. Aralarındaki tek fark, birisinin sağ kolunun, diğerinin sol kolunun kırılmasıydı.

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

            bermuda şeytan üçgeni


            Bermuda Triangle yani bermuda şeytan üçgeni Atlantik Okyanusunda kuzeydoğusunda Bermuda, güneydoğusunda Puerto Rico ve güneybatısında da Florida'yla sınırlı, üçgen biçimli alana denir.Bu alan içinde açıklanamayacak şekilde çeşitli uçak ve gemilerin kaybolduğu bilinmektedir. Alan ilk olarak, 1940'larda bazı ABD savaş uçaklarının gizemli bir şekilde kaybolmasıyla ün kazanmıştır. Daha sonra kaybolan koskoca bi uçak filosunu aramaya giden kurtarma ekibide kaybolmuştur. Burada kaybolan en ünlü (en büyük olduğu için) CYCLOPS adlı bir gemidir. Buda diğerleri gibi hiç iz bırakmadan kaybolmuştur. Öne atılan bazı iddialar sonucu bunun çok basit bi olay olduğu yada sadece manyetik alan falan olduğu düşüncesi çok popüler olmuştur. Bence bu kadar basit değil. Tamam yaklaşınca pusula falan sapıtıyo ama petrol gemilerinden yada uçaklardan neden hiç petrol sızmıyor. Yada neden pilotlar son anda koskoca bi ışık görüyorum diyor???? Neyse kısaca sizi bilgilendirebilmişimdir umarım. Şimdi bide listeye bakında şaşırın iyice!


            İnanılmaz olaylar
            Vincet Gaddis adlı bir gazeteci 1964 yılında bu bölgeyle ilgili bir kitap yayınladı. "Bermuda Şeytan Üçgeni" deyiminin kullanıldığı ilk kitaptı ve büyük yankı uyandırdı. Kısa zaman içinde o bölgede kaybolan gemi ve uçaklarla ilgili bilgiler çoğaldı. Günümüzde de bu bölgede kaybolan gemiler olmaktadır




            Neler oluyor, neden oluyor?
            Günümüzde hâlâ bu garip kaybolmaların nedeni bilinmiyor? Bazı bilim adamları bölgede bulunan manyetik alanlardaki ani değişiklikler nedeniyle olabileceğini söylüyorlar. Bazıları bunun hava basıncından kaynaklanabileceğini düşünüyor. Hatta UFO'lar tarafından kaçırıldıklarını düşünenler bile var. İşte bilimin hâlâ çözemediği bir soru daha? Belki de nedeni çok basittir...



            KAYBOLAN UÇAK LİSTESİ
            Piper Aztec N1435P,December 21, 1979
            Beech 58 Baron N9027Q,February 11, 1980
            Piper Turbo Arrow N505HP,July 5, 1982
            Beech H35 Bonanza N5999,September 28, 1982
            Piper Navajo N777AA,October 20, 1982
            Beech Queen Air 65-B80 ,November 5, 1982
            Cessna T-210-J N2284R,October 4, 1983
            Cessna 340A N85JK,November 20, 1983
            Cessna 402B N44NC,March 31, 1984
            Cessna 337 N505CX,January 14, 1985
            Cessna 210k Centurion N9465M,May 8, 1985
            Piper Cherokee Lance N8341L,July 12, 1985
            Piper Navajo N3527E,March 26, 1986
            Twin Otter charter,August 3, 1986
            Cessna 402C N2652B,May 27, 1987
            Cessna 401 N7896F,June 7, 1987
            Cessna 152 N757EQ,December 21, 1987
            Beech Queen Air N884G,February 7, 1988
            Cessna 152 N4802B,January 24, 1990
            Piper Cherokee N7202F,June 5, 1990
            Piper Comanche N8938P,April 24, 1991
            Grumman Cougar N24WJ,October 31, 1991
            Cessna 152 N93261,September 30, 1993
            Piper Cherokee Six N69118,August 28, 1994
            Piper Aztec N6844Y,September 19, 1994
            Piper Cherokee II N5916V,December 25, 1994
            Aero Commander 500-B N50GV,May 2, 1996
            Piper Cherokee Archer N25626,August 19, 1998
            Aero Commander 500 N6138X,May 12, 1999


            KAYBOLAN GEMİ LİSTESİ
            Distant Horizons,Disappearances long ago
            Marine Sulphur Queen,A 504-foot T-2 Tanker
            s.s. Poet,A 520-foot cargo ship
            Silvia L. Ossa,A 590-foot ore carrier
            Samkey,A 416-foot Liberty Ship
            For Whom the Bell Tolls,Freighters posted missing
            Ride the Savage Sea
            A Fleet of Yachts:
            Witchcraft,December 22, 1967
            Polymer III,A 43-foot power yacht, 1980
            Kalia III,A 38-foot sailing yacht, 1980
            Saba Bank,A 54-foot yacht, 1974
            Drifters ve daha bir çoğu

            Yorum

            • delphin
              Senior Member
              • 27-12-2005
              • 15279

              Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

              pramitler


              Apollo Heykeli, Zeus Heykeli, Iskenderiye Feneri, Artemis Tapinagi, Babil’in Asma Bahçeleri, Karya Krali Mozoleus’un Mezari ve Piramitler, iste dünyanin yedi harikasi... IÖ 200’lerde yasamis Sidon’lu Antipater, o dönemde dünyanin yedi görkemli yapitini böyle belirlemis. Bu yedi yapit kavramsallamis biçimde günümüzde de varligini sürdürüyor. Nemrut Dagi’ni da “sekizinci harika” olarak dizelgeye eklemek isteyenler çok ama henüz kabul görmüs degil.



              Günümüzde bu yedi “harika”dan, birinin disinda tümünün varligi, kalinti, kirinti ya da kitaplardaki resimlerden ibaret. Piramitler ise, yani Misir’in baskenti Kahire’nin güneybatisindaki Gize kenti yakinlarinda, kayalik bir düzlük üzerinde yer alan üç tas yapi, zamana meydan okuyarak, kimilerine göre binlerce, kimilerince de onbinlerce yildir ayakta duruyorlar.


              Yeryüzünün bilinen tarihinde, çevresinde bu denli çok iddia, gizem, söylence dolanan; adina bu denli çok kitap yayimlanmis, belgesel film çekilmis piramitler gibi ikinci bir yapi yoktur. Üstelik bunca çabaya, bilimdeki tüm ilerleme ve gelismelere karsin, Misir piramitlerinin barindirdigi gizemi çözmek, açik ve net bilgiler ortaya koymak hâlâ olasi degil. Bir kez, herseyden önce piramitlerin ne zaman yapildigina iliskin farkli bilgiler var.



              En kuzeyde yer alan ve üçü içinde en büyügü oldugu için “Büyük Piramit” ya da “Keops Piramiti” adiyla anilan piramitin, eski Misir’da 4. Sülale’nin ikinci firavunu Keops’un; ortadakini 4. Sülale’nin dördüncü firavunu Kefren’in; en son yapilan güneydekini ise 4. Sülale’nin altinci firavunu Mikerinos’un yaptirdigi öne sürülür. Resmî tarihe göre, bu firavunlarin yasadiklari dönemlerden, piramitlerin yapim yillarini belirlemek olasidir, günümüzden yaklasik 2500, 2600 yil önceleri... Ancak, bir Arap tarihçisi Ebu Zeyd el Balkî, çok eski bir yazili kaynaga dayanarak sunlari öne sürüyor: “Büyük Piramit, Çalgi Takimyildizi (Lyra), Yengeç Burcu’ndayken, yani Hicret’ten iki kez 36 bin yil önce insa edildi.” Balkî’nin ileri sürdügü tarih, günümüzden yaklasik 73 bin yil öncesine karsilik geliyor.


              Ondokuzuncu yüzyilda, teozof Helena Petrovna Blavatksy, Misir’daki Danderah Tapinagi’nin Burçlar Kusagi’ndaki bilgilere dayanarak piramitlerin yapim tarihini IÖ 78 bin yillarina kadar götürüyordu.


              Misir’daki tapinaklarda ya da eski yazili metinlerde, piramitlerin yapim tarihinin hep takimyildizlarin konumlariyla açiklanmasindan yola çikan Iskoç gökbilimci Prof. Piazzi Smyth ise 19’uncu yüzyilda piramitlerin yapim tarihine iliskin gökbilimsel hesaplamalar yapmisti. Smyth’in, Dünya’nin “presesyon” hareketine, yani ekseni çevresindeki bir turu tamamlama süresi olan 25.827 yildan yola çikarak vardigi sonuçlara göre piramitler 53.824 yil önce yapilmisti.


              Aslinda, Isviçreli otelci Erich von Däniken, 1968 yilinda yayimladigi “Tanrilarin Arabalari” adli kitabinda piramitlere, özellikle de Büyük Piramit’e iliskin, resmî tarihi alt üst eden bir dizi soru ortaya atmasaydi, piramitler bugün bu denli büyük boyutlarda bir gizemi barindirmiyor olacakti. Piramit sözcügü, olasilikla mimari bir kavram, geometrik bir biçim ve firavun mezari olarak yasamlarimizdaki varligini sürdürüyor olacakti.


              Ama daha öncesi de var: 1929’da, ABD’de, Cinninnati Üniversitesi’nde, fizik profesörü Samuel J. McIntosh Allen, ögrencilerine geometrik piramit biçiminin olagandisi özelliklerinden söz ediyordu.


              Ayni yillarda, Antonie Bovis adli bir Fransiz arastirmaci, turist olarak gittigi Misir’da, Büyük Piramit’i gezerken olagandisi bir olaya tanik olmustu. Kral Odasi’nda bir kenara toplanmis çöplerin arasinda ölmüs kediler vardi. Ama ne çöplerden ne de ölü kedi bedenlerinden hiçbir kötü koku yayilmiyordu. Durumdan kuskulanan Bovis, bir kedi ölüsünü yanina alarak ülkesine döndü. Yaptigi incelemede kedi bedeninin sanki mumyalasmis oldugunu saptadi. Bu “kendiliginden” mumyalanma olayinin piramidin yapisiyla baglantisi olacagi üzerinde duran Bovis hemen Büyük Piramit’in küçük bir modelini yapmaya giristi. 75 cm. yüksekliginde bir model yapti. Tam tepe noktasinin altina gelecek biçimde ve Kral Odasi’nin piramitteki yerine karsilik gelecek bir düzeye, yani piramidin yüksekliginin tabandan itibaren üçte birlik yüksekligine yeni ölmüs bir hayvanin cesedini yerlestirdi. Bir süre sonra cesedin kendiliginden mumlayalasmis oldugunu gördü.


              Bovis’in 1930’larin basinda yayimladigi, “Organik Maddeler Üzerindeki Piramit Etkisi” baslikli rapordan yola çikan Çekoslovak radyo ve televizyon mühendisi Karel Drbal piramit modelleri üzerinde birçok deneyler yapti ve su sonuca ulasti: “Piramidin içindeki mekanin biçimi ile, bu mekan içinde yer alan fiziksel, kimyasal ve biyolojik olusumlar arasinda bir iliski vardir. Uygun biçimler kullanarak bu olusumlari hizlandirabilmemiz ya da yavaslatabilmemiz olanaklidir.”



              Sonraki yillarda minyatür Büyük Piramit’lerle, su aritmaktan tiras biçagi bilemeye, yiyecekleri saklamaktan bitki yetistirmeye dek öyle deneyler yapildi ki, piramit modelciligi bir ticari alana dönüstü. Örnegin Kaliforniya’da seri olarak piramit modeli üreten bir firmanin kayitlarina göre, yalnizca ABD’de 1970-75 yillari 100 bin kisi model piramit satin aldi.

              Yine 1930’lara dönersek; 1935’de Chicagolu John Hall da piramit modelleri üzerinde ilginç deneyler yapmisti. Hall, bakir bir halka ve çok uzun iki bakir tel kullandiginda piramidin tepesinden elektriksel bir akimin çiktigini gözlemlemisti.

              Yillar sonra 1960’larin sonunda, Kahire’deki Ayn Sems Üniversitesi, ABD Atom Enerjisi Komisyonu ve Smithsonian Enstitüsü’nce desteklenen bir proje kapsaminda 1 milyon dolara malolan bir deney yapildi. 1968 Nobel Fizik Ödülü’nü kazanan Dr. Luis Alvarez ve Dr. Amr Godeh’in sorumlulugunda Kefren piramidinde yürütülen deneyin asil amaci piramidin “röntgenini çekmek”, içerideki gizli odalari saptamakti. Bunun için, 1 yil boyunca, günde 24 saat süreyle, piramidin iç bölümlerine ulasan kozmik isinlarin desenleri, piramidin tabanina yerlestirilen bir dedektör araciligiyla manyetik bantlara kaydedildi. Bir yilin sonunda bantlar bilgisayara yüklendiginde hiç beklenmedik sonuçlar elde edildi. Bilgisayarin çizdigi farkli desenleri Dr. Godeh, “Bu bilimsel olarak olanaksiz” diye açikliyordu. Insanoglunun Ay’a ayak basmasindan yalnizca 6 gün önce, 14 Temmuz 1969’da The London Times’de yayimlanan bir söyleside Dr. Godeh kendisine sorulan, “Bu bilimsel bilgi ve beceri birikimi, dünyasal anlayisin ötesindeki belirli bir güç tarafindan ise yaramaz bir duruma mi getirilmistir” sorusuna söyle yanit veriyordu:



              “Ya piramidin geometrisinde önemli bir yanlis vardi, ki bu da kayitlarimizi etkileyecekti; ya da ister gizemcilik deyin, ister firavunlarin laneti, burada açiklanamayan bir gizem vardir. Piramitlerin içinde etkin durumda olan ve bilimin yasalarini hiçe sayan belirli bir güç vardir.”


              Büyük Piramit’i bilim dünyasi için degil de, belirli bir kültür düzeyindeki siradan insanlar için asil çekici kilan nokta ise; piramidin en boy, yükseklik gibi sayisal verilerinin, türlü türlü çarpma bölme islemleri sonucunda Pi sayisini, Günes’le Dünya arasindaki uzakligi, çiplak gözle görülmesi olanaksiz kimi yildizlara iliskin bilgileri vermesidir.


              Durumu biraz daha zorlayan Fransiz Georges Barbarin ise, 1936’da yayimlanan, “Büyük Piramitin Sirri” adli yapitinda Büyük Piramit’in sayisal verilerinin, Birinci ve Ikinci Dünya savaslari da içinde olmak üzere, dünyanin geçmisindeki ve gelecegindeki önemli olaylarinin tarihlerini barindirdigini ileri sürmektedir.


              Bu arada, dünyanin geçmisine iliskin karsit tarih tezleriyle ortaligi alt üst eden Däniken’in, Büyük Piramit’in yapimina iliskin sorulari hâlâ yanitsiz: “Bu yapay dag, en küçügü 10 ton agirliginda olan 2.600.000 tas bloktan olusur. Harç kullanilmayan taslarin arasina bir saç teli ya da bir igne bile sokmak olanaksizdir. Çaliskan Misirli isçiler günde 10 adet tas blogu kaldirip yerine koysalar, 2.600.000 tasin üst üste konulmasi ve Keops Piramidi’nin ortaya çikmasi için tam 692 yil geçmesi gerekecekti. Oysa bizim arkeologlarimiz bu süreyi 20-30 yila sigdirmakmaktadirlar.”



              Bu dev tas bloklarin kaldirilmasina iliskin, bugünkü bilimin asla kabul edemeyecegi ve kimilerine göre oldukça “uçuk” görüsler öne sürüldü. Bunlarin en etkileyicisi, isçilerin “meçhul yol göstericiler” sayesinde, bilinmeyen enerjileri kullanarak taslari “tüy gibi” havaya kaldirdiklari sonra “kus gibi” yerine koyduklari iddiasiydi.


              Daniken’in ünlü kitabinin yayimlanmasindan yillar önce, sevgili “Balikçi”miz (Cevat Sakir Kabaagaç) bir yapitinda, piramit yapimiyla ilgili degil ama duvar yapimina iliskin bir söylenceyi aktariyordu: “Izmirli Tantalas’in kizi Niobe, Teb Krali Amphion’la evliydi. Bir gün gelir, Teb sehrini duvarlarla çevirmek gerekir. Pehlivanlar koca taslari birer birer, ihlaya puflaya tasimaya baslar ama Amphion eline flütü alip siçraya hoplaya flütünü üfleyince, taslar da tek sira olarak müzigin temposuna göre ziplaya ziplaya birbirinin pesisira düserler. Ve yine müzige uyarak birbirinin üstüne siçrayip yerlesirler. Böylece sehrin duvarlari yapilmis olur.”


              Prof. Piazzi Smyth, 19. yüzyilda Büyük Piramit’in dünya üzerindeki yerine iliskin ilginç bir harita çizmisti. Prof. Smyth’e göre piramitlerin bulundugu Gize bölgesi tam olarak, Ekvator’dan Kuzey Kutbu’na kadar olan uzakligin üçte birini belirleyen 30° kuzey enleminin üzerinde yer aliyordu. Piramit, asagi Misir’daki tüm ovayi çevreleyen dag siralarinin güney ucunda yerlesikti. Kuzey kiyi hatti ise oldukça düzgün bir yay olusturuyordu. Bu yayin ait oldugu dairenin tam merkezinde ise Büyük Piramit bulunuyordu. Dolayisiyla Büyük Piramit, Misir’in tam merkezinde ve üstelik dünyanin da merkezi olarak kabul edilbilecek bir noktada yükseliyordu.


              Piramit sözcügü, Grekçe’de “ates” anlamina gelen “piro” ile, “merkezde” anlamina gelen “amid” sözcüklerinden olusur, yani “merkezdeki ates”! Kimbilir belki de Büyük Piramit gerçekten de, dünyanin merkezi oldugu düsünülen ya da saptanan bir noktaya dikilmistir. Ve binlerce yildir doganin en büyük güçlerinden biri olan “ates”i yaymaya devam ediyordur.

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                İCADLAR ve BULUŞLAR KRONOLOJİSİ


                M . Ö .



                --------------------------------------------------------------------------------


                * 4241 Mısır ilk hassas takvim yapıldı
                * 3200~ Tekerleğin ilk kez mezopotamyada ve orta avrupada kullanıldığı varsayılır.
                * 3200~ Mezopotamya Sümerler yazıyı kullanan ilk halktır
                * 3000~ Mısır Hiyeroglif denen yazı sistemi bulundu
                * 3000 ~Babilde ilk ilk toplama makinası kullanıldı
                * 1300~Suriye Ugaritde ilk alfabe kullanılmıştır.
                * 700 Lidya ( Türkiye) ilk para sikkesi kullanıldı
                * 540 Miletl (Batı Anadoluda liman kenti) THALES geometri okulunu kurdu ve kendi teoremini geliştirdi
                * 450 Herodotot dünya haritası çizdi
                * 200 Yunan ARKHİMEDES kaldıraç kanunlarını keşfetti
                * 10 Roma mimar Vitrivius tarafından ilk kaldırma vinci tasarlandı

                M . S .



                --------------------------------------------------------------------------------


                * 999 Bir keşiş tarafından ilk mekanik saat icad edildi
                * 1000~Türk gök bilimci BİRUNİ 13 000 sayfalık araştırmalarını yayımladı
                * 1010~Türk İbn SİNA 270 kitaplık araştırmalarını yayımladı
                * 1020~Irak İbn-ül HEYSEM Optik konusunda ayrıntılı araştırmalar kitabını yayımladı
                * 1045 Çin Pi CHENG portatif matbaa harflerini keşfetti
                * 1280 İtalyan ARMATİ gözlüğü icad etti (kontak lens uzerindeki ilk çalışmalar ise leanardo da vinci tarafından yapılmıştır)
                * 1453 Polonyalı Keşiş Nicolas KOPERNICUS Dünya ve güneş sistemi kuramını ortaya attı
                * 1521 Türk Piri REİS Kitab-ı Bahriye adını verdiği gerçeğe en yakın Dünya haritasını yayınladı
                * 1528 Türk PİRİ Reis ikinci haritasını yaptı
                * 1592 İtalyan GALİLEO 30 kez büyuten teleskopu yaptı (daha önce Hollandalı gözlükçü Hans lippershey ilk teleskopu bulmuştu)
                * 1614 İskoçyalı John NAPİER Logaritma cetvelini icad etti
                * 1618 Alman Johannes KEPLER Güneş sisteminin yasalarını keşfetti
                * 1642 Fransız matematikçi Blaise PASCAL ilk toplama makinasını icad etti
                * 1643 İtalyan Evangelista TORİCELLİ cıvalı barometreyi buldu
                * 1666 Pariste Kraliyet Bilimler akademisi kuruldu
                * 1687 İngiliz İsac NEWTON evrensel çekim yasalarını keşfetti.
                * 1492 İspanyol Kristof KOLOMB Amerikaya ayak bastı
                * 1507 İtalyan Amerigo VESPUCCİ Amerikanın yeni kıta olduğunu kanıtlar
                * 1630~Türk Hazarfen Ahmet çelebi yaptığı kanatlarla ilk kez uçmayı başaran adam oldu
                * 1680~Türk Lagari Hasan çelebi aya gitme denemesini yaptı
                * 1698 İngiliz thomas SAVERY ilk buharlı makinayı yaptı
                * 1704 İngiliz NEWTON Optik adlı kitabını yayımladı
                * 1742 İsveç Anders CELSİUS sıcaklık ölçümleri için standart geliştirdi
                * 1763~Fransız Claude CHAPPE uzaktan yazma anlamına gelen Telgrafı icad etti
                * 1777 İngiliz James WATT uzun süreli çalışan buharlı makinayı yaptı
                * 1778 Fransız Joseph BRAMAH ilk modern tuvaleti tasarladı ve patentini aldı
                * 1783 Fransız MONTGOLFİER kardeşler ilk uçan balonla yolculık yaptılar
                * 1783 Fransız Louis LENORAD ilk parajütü tasarlad
                * 1789 Fransız Antoine LAVOISIER Oksijeni ve kimyasal adlandırma tablosunu yayımladı
                * 1796 Edvard JENNER çiçek aşısını buldu
                * 1799 İtalyan Alessandro VOLTA ilk elektrik bataryasını yaptı
                * 1800~Fransız Dominique LARREY ilk ambulans fikrini ortaya atmıştır.
                * 1804 İngiliz Richard TREVİTHİCK ray üzerinde 16 Km hızla giden ilk lokomotifi icad etti
                * 1816 İngiliz George MANBY yangın söndürücü bir tüp tasarladı
                * 1816 Fransız Rene LAENNEC ilk tıpta kullanılan stetoskopu icad etti
                * 1820 Danimarkalı Hans OERSTED elektromanyetik akımı keşfetti
                * 1826 Fransız Joseph NIEPCE ilk fotograf çekimini başardı
                * 1830 Fransız terzi Berthelemy THIMONNIER ilk dikiş makinasını yaptı (Ancak bu tip makinaları üretip satan ilk kişi Amerikalı Isac SINGER dir)
                * 1831 İngiliz Michael FARADAY elektromanyetik kuramları keşfetti
                * 1836 ABD Samuel COLD kendi adını verdiği tabancayı tasarladı
                * 1837 İngiliz COOKE ve WHEATSTONE ilk elektrikli telgrafı icad ettiler
                * 1843 ABD Samuel MORS kendi adını verdiği bir telgraf kodu tasarladı
                * 1846 ABD dişçi William ORTON ik kez ameliyatında uyuşturma ve ağrıyı azaltmak için eteri kullandı
                * 1849 ABD Walter HUNT ilk modern çengelli iğneyi tasarladı ve patentini aldı
                * 1852 ABD Elisha OTİS ilk Asansörü icad etti
                * 1853 Fransız Charles PRAVAZ ilk deri altı şırıngasını tasarladı
                * 1853 İtalyan Linus YALE kendi adıyla anılan pimli kapı anahtarını icad etti
                * 1855 İskoç James MAXWELL Faraday kanunlarını matamatiksel olarak kanıtladı ve kendi kuramını yazdı
                * 1859 İngiliz Charles DARWIN Türlerin kökenleri adlı evrim kuramını yayınladı
                * 1860 Belçika Müh ilk tek zamanlı ve içten yanmalı motor yaptı
                * 1867 ABD Christopher SHOLES gerçek anlamda ilk daktiloyu icad etti
                * 1863 İngiltere Londrada ilk metro çalışmaya başladı
                * 1869 Rus Dimitriy MENDELEYEV Periyodik elementler tablosunu yayımladı
                * 1865 İsveç Alfred NOBEL dinamiti icad etti
                * 1876 ABD EDİSON tarafından dünyanın ilk Endüstriyel Araştırma Laboratuvarı kuruldu. (Edison bu laboratıvarda 1093 adet patentli icadda bulunmuştur.)
                * 1876 Alman Nikolaus OTTO 4 zamanlı motoru yaptı
                * 1876 ABD İskoç asıllı Alexander Graham BELL ilk telefonu icad etmiştir. (Tarihteki İlk uzaktan
                konuşma denilen Tele-Phone konuşması 10 Mart 1876 BELL ile yardımcısı Watson arasında yapılmışır)
                * 1877 ABD Thomas EDİSON Fonograf denilen ses kayıt cihazını icad etti
                * 1878 İngiliz Joseph SWAN elektrik ampulünü icad etti
                * 1879 Alman Ernst von SİEMENS ilk elektrikli treni icad etti
                * 1880 ABD Thomas EDİSON elektrikli ampulü güvenli hale getirerek satışa sundu
                * 1882 Alman Robert KOCH Kolera virüsünü tanımladı
                * 1884 Hiram MAXIM tam otomatik makinalı tüfeği yaptı
                * 1885 Alman Karl BENZ 14,5 Km hız yapabilen satış amaçlı ilk arabayı üretti
                * 1885 Alman Heinrich HERTS Elektromanyetik dalgalarının varlığını keşfetti
                * 1885 Fransız Louis PASTEUR kuduz aşısını buldu
                * 1887 ABD Emile BERLİNER Gramafonu (Plak) icad etti ve patentini aldı
                * 1888 ABD George EASTMAN ilk taşınabilir fotograf makinasını yaptı
                * 1894 ABD Jesse RENO ilk yürüyen merdiveni tasarladı
                * 1894 Fransız LİMUERE kardeşler ilk sinama makinasını icad ettiler
                * 1895 Alman Wilhelm RONTGEN X ışınlarını keşfetti
                * 1896 İtalyan Guglielmo MARCONİ Radyo dalgalarıyla ilk yayını yaptı
                * 1896 Fransız Antoine BECQUEREL Uranyumun radyoaktif madde olduğunu keşfetti
                * 1898 Danimarkalı Valdemer POULSEN İlk teybi icad etti
                * 1900 Norveç VAALER Kağıt tutturmada kullanılan Ataç ı geliştirdi
                * 1901 ABD GİLETTE ve NİCKERSON körlenince atılan traş bıçağının patentini aldı
                * 1901 İngiliz Hubert BOOTH ilk elektrikli süpürgeyi icad etti
                * 1901 İlk kez okyanus aşırı radyo yayını yapıldı
                * 1902 Polonya Marie CURİEve kocası Pierre CURİE Radyumu keşfetiler
                * 1903 ABD WRIGHT kardeşler ilk motorlu uçağı tasarladılar
                * 1903 Fransız Gustave LİEBAU ilk emniyet kemerini tasarladı ve patentini aldı
                * 1903 Hollanda Dr Willem EİNTHOVEN Elektro kardiografi cihazını icat etti
                * 1904 İngiliz John FLEMİNG ilk elektronik vakum tüpü (Diyot) icad etti
                * 1905 ABD Albert EINSTEIN (Musevi asıllı Alman) görecelik kuramını yayınladı. Bu yazısını 1915 ve 1919 da tamamladı
                * 1906 ABD Alva FİSHER ilk çamaşır makinasını icad etti
                * 1907 Kanada Reginald FESSENDEN radyo aracılığıyla ilk insan sesini iletti
                * 1907 Fransız Paul CORNU ilk motorlu helikopteri uçurdu
                * 1908 Alman GEIGER kendi adını verdiği ve Radyasyonun varlığını saptayan cihazı geliştirdi
                * 1908 ABD Henry FORD T modeli adındaki ilk seri üretim otomobili yaptı. İlk üretim bandı fikrinin de babası olan Ford 1913 de günde 1000 araba üretebiliyordu
                * 1911 Norveç Roald AMUNDSEN Güney kutbunu keşfetti
                * 1913 ABD Elmer SPERRY ilk Robotu yaptı (ROBOT kelimesi Çek dilinde "zorunlu emek" anlamındadır ve deyim tarlada köle gibi sürekli çalışan işçiler için kullanılmıştır)
                * 1913 İngiliz Sheffield Paslanmaz çeliği buldu
                * 1914 ABD Ohio kentinde ilk trafik lambaları kullanıldı
                * 1914 I Dünya savaşı başladı ve 1918 de bitti
                * 1915 Isıya dayanıklı Pyrex cam üretildi
                * 1918 Fransız Pierre LANGEVIN ve ekibi ilk kez SONAR sistemini icad ettiler (SONAR : SOund Navigation and Ranging: Ses yardımıyla yer belirleme ve mesafe ölçme anlamına gelmektedir)
                * 1921 Almanya İlk otoyol hizmete girdi
                * 1922 Alman Arthur KORN radyo dalgalarıyla fotoğraf gönderebilen Fax tasarladı ve Amerikaya gönderdi
                * 1922 Kanada İlk kez bir şeker hastasına Ensülin tedavisi uygulandı
                * 1923 İsveç Platen ve Munters adlı iki mühendis ilk elektrikli buzdolabını tasarladı
                * 1926 İskoç John Logie BAİRD ilk kez insan yüzünün görüntüsünü Televizyonda elde etti
                * 1926 ABD Robert GODDART ilk sıvı yakıtlı roketi başarıyla fırlattı
                * 1928 ABD li Richard DREW genel amaçlı yapışkan bandı üretti (Avrupada seloteyp diye bilinir)
                * 1928 İskoç Alexander FLEMING penisilini buldu
                * 1929 ABD AT&T Laboratuarlarında Coaxial kablonun patenti alındı
                * 1930 ABD ilk elektronik cihaz yaratıldı
                * 1930 Wallace CAROTHERS naylonu üretti
                * 1930 ABD Clyde TOMBAUGH Plüton u keşfetti
                * 1933 Almanya ilk Telex kullanıldı
                * 1934 İngiliz Percy SHAW kedi gözü adını verdiği yansıtıcı tasarladı ve çok para kazandı
                * 1935 İskoç Robert Watson-Watt, Radarı icat etti Bu radar uçakları 65 Km den tanıyabiliyordu
                * 1935 Rus asıllı Amerikan İgor SKORSKY VS 300 adlı ilk modern helikopteri yaptı
                * 1936 İngiltere BBC siyah beyaz TV yayınına başladı
                * 1937 İngiltere Frank WHITTLE ilk jet motorunu tasarladı
                * 1938 Macar Lazla BİRO tükenmez kalemi icad etti
                * 1938 ABD Chester CARLSON ilk fotokopi makinasını icad etti
                * 1939 İngiltere İlk Çamaşır makinası üretildi
                * 1939 ABD de HP şirketi Analog verileri digitale çeviren Pulse-code modulation systemini geliştirdi
                * 1939 II Dünya savaşı başladı ( 1945 de sona erdi )
                * 1942 ABD Von BRAUN (Alman göçmeni) V-2 adlı uzun menzilli roketi tasarladı
                * 1942 İtalyan Enrico FERMİ ilk Nükleer Reaktörü tasarladı
                * 1943 Holanda Wilhelm KOLFF ilk yapay böbreği tasarladı
                * 1945 ABD Robert OPPENHEİMER ilk atom bombasını geliştirdi ve denedi. Ayni yıl Japonyanın Nagazaki ve Hirosima şehirlerine atıldı ve binlerce sivil öldürüldü. II dünya savaşı sona erdi
                * 1945 ABD Percy SPENCER ilk Mikro dalga fırının patentini aldı
                * 1946 ABD J.MAUCHLY ve J.ECKERT askeri amaçlı balistik hesaplamalarda kullanılmak üzere ENIAC adlı ilk elektronik bilgisayar sayılan aleti tasarladılar.
                * 1947 ABD Sesten hızlı uçuş denemesi başarıldı
                * 1947 ABD li Edvin LAND poloroid fotoğraf makinasını icad etti
                * 1947 ABD Transistörün teorisi geliştirildi
                * 1948 ABD BARDEEN, BRATTAIN ve SCHOCKLEY adlı üç bilim adamı Transistörü icad ettiler
                * 1951 ABD IBM şirketi tarafından ilk ticari bilgisayar yaratıldı
                * 1951 ABD john ECKERT ve John MAUCHLY ilk sayısal bilgisayar olan UNIVAC ı yaptılar
                * 1953 ABD İlk Renkli TV yayını yapılmaya başladı
                * 1953 İngiliz Francis CRİCK ve ABD James WATSON DNA moleküllerinin yapısını keşfettiler
                * 1957 SSCB uzaydaki ilk insan yapımı cisim olan SPUTNİK 1 adlı uyduyu fırlattı
                * 1958 ABD Fizikçiler TOWNES ve SCHAWLOW LAZER kuramını ortaya koydular
                * 1958 ABD Silisyum yonga / Mikro Chip icad edildi
                * 1958 ABD Alman asıllı von BRAUN tasarladığı roket sistemleriyle uzaya ilk uydunun fırlatılmasını sağladı
                * 1960 ABD Theodor MAIMAN ilk LAZER tabancasını gerçekleştirdi
                * 1961 SSCB Yuri GAGARİN uzaya giden ilk insan oldu
                * 1962 ABD ilk TV uydusu olan Telstarı fırlattı
                * 1964 ABD IBM şirketi ilk kelime işlemciyi üretti
                * 1966 ABD Tek transistörlü hafıza yongası yaratıldı
                * 1967 G.Afrika Christian BERNARD İlk kalp nakini gerçekleştirdi
                * 1969 ABD Bilgisayar platformlarında UNIX İşletim sistemi çalıştırılmaya başlandı
                * 1969 ABD Neil ARMSTRONG ve Edwin ALDRIN Aya ayak basan ilk insanlar oldular
                * 1970 ABD IBM firması ilk Floopy denilen esnek disketi üreti
                * 1971 SSCB ilk uzay istasyonu olan Solyut 1 fırlatıldı ve dünya yörüngesine oturtuldu.
                * 1972 İngiliz Godfrey HOUNSFIELD Bilgisayarlı Tomografi cihazını üretti
                * 1973 SSCB Lunokhod adlı robot aya iniş yapan insansız ilk araç oldu
                * 1974 ABD Değişik bilgisayarların kominikasyonu için TCP/IP protokolu geliştirildi
                * 1974 ABD Bar Code uygulaması başlatıldı
                * 1975 ABD MicroSoft adlı yazılım şirketi kuruldu
                * 1976 ABD İntel tarafından 4.77 MHz hızında 8086 koduyla Mikro işlemci gerçekleştirildi
                * 1981 ABD IBM firması IBM-PC with MS DOS adıyla kişisel bilgisayar yaratıldı
                * 1982 Hollanda şirketi olan PHILIPS ilk kompact diski (CD) üretti ( Sony ile ayni zamanda)
                * 1982 ABD İlk yapay kalp nakli gerçekleştirilir.
                * 1983 ABD de MicroSoft firması Windows işletim sistemini yarattı
                * 1984 ABD Milyon bitlik hafıza yongası yapıldı
                * 1984 ABD Apple firması MACİNTOSH adlı bilgisayarı anons etti
                * 1985 ABD ARPA nın adı INTERNET olarak değiştirildi
                * 1985 Avrupada Mobil telefonlar kullanılmaya başlanır.
                * 1986 SSCB Çernobil Nükleer kazası meydana geldi
                * 1986 ABD National Instruments firması LabVIEW adı altında GUI tabanlı bir endüstri yazılımı geliştirdi
                * 1990 ABD World Wide Web anons edildi
                * 1991 ABD Avrupanın ilk çevre uydusu ERS-1 yörüngeye oturtuldu
                * 1992 ABD Sanal gerçeklik tasarlandı
                * 1992 Ozon tabakasındaki delik Güney amerika sahillerine kadar genişlediği saptandı
                * 1997 ABD NASA tarafından fırlatılan Pethfinder Robotu Marsa iniş yaptı
                * 1997 ABD Genetik kopyalamada ilk somut başarı sağlandı. DOLLY adı verilen bir koyun kopyalandı
                * 1997 ABD IBM tarafından gerçekleştirilen DEEPER BLUE adlı bilgisayar Satranç ustası Kasparovu yendi
                * 2000 ABD Bilim adamları ortak bir projede genetik şifrenin çok büyük oranda çözüldüğünü açıkladılar

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                  bildiklerimiz


                  Hapşırdığınız Zaman Kalbinizde Dahil Olmak Üzere Bütün Vücut Fonksiyonlarınız Bir An İçin Durur.
                  Eiffel Kulesinin Tepesine Çıkana Kadar 1792 Basamak Vardır.
                  İnsan Saçı 3 Kilo Ağırlık Kaldırabilecek Esnekliktedir.
                  Bir Erkek Hayatının Ortalama 3350 Saatini Tıraş Olmak İçin Harcar.
                  Yataktan Düşerek Ölme Olasılığı 2 Milyonda 1'dir.
                  İnsanlar Vücutlarında 300 Adet Kemikle Doğuyorlar Ama Yetişkin Olduklarında Bu Sayı 206'ya Düşüyor.
                  Bir Karınca Kendi Ağırlığının 50 Katı Ağırlığı Kaldırabilir.
                  Filler Zıplayamayan Tek Memelilerdir..
                  Zürafaların Ses Telleri Yoktur.
                  Zürafalar 35 Cm Uzunluğunda Siyah Bir Dile Sahiptirler.
                  Kangurular Geri Geri Yürüyemezler.
                  Kelebekler Ayaklarıyla Tat Alırlar.
                  Kadınlar Erkeklere Oranla 2 Kat Fazla Göz Kırpar.
                  İnsan Vücudundaki En Güçlü Kas Dildir.
                  Gözleri Açık Tutarak Hapşırmak İmkansızdır.
                  Hapşururken Burnu yada Ağızı Kapamak, Felçe Neden Oluyor.
                  Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.
                  Degerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
                  Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.
                  Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.

                  Yorum

                  • delphin
                    Senior Member
                    • 27-12-2005
                    • 15279

                    Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                    İNTERNET REKORLARI

                    EN ÇOK ZİYARET EDİLEN KİŞİSEL SİTE

                    Kim: Mahir Çağrı
                    Ne zaman: 12 Nisan 2000
                    Nerede: Türkiye
                    Rekor: 1 günde yaklaşık olarak 50 bin ziyaretçi çekti.
                    Guinnes rekorlar kitabına girmiş tek Türk, bu kategori altında bulunuyor: Mahir Çağrı. Onu hepimiz tanıyoruz... Mahir'in 1999 yılı Kasım ayında yayınlanmaya başlanan kişisel sitesi, öyle bir ziyaretçi çekme basarisi gösterdi ki, daha uzunca bir süre bu rekoru kimselerin kıramayacağı sanılıyor. Guinness Rekorlar Kitabi kayıtlarına göre Kasım 1999 ile 12 Nisan 2000 tarihleri arasında Mahir'in kişisel sitesini tam 3 milyon 173 bin 973 kişi ziyaret etti.

                    EN ÇOK İNDİRİLEN KADIN

                    Internet tarihinin en çok indirilen (download) kadını, Danni Ashe olarak rekorlar kitabi kayıtlarına geçti. Danni Ashe'nin bu basarisinin öyküsünü www.mostdownloadedwoman.com adresinden de okuyabilirsiniz.
                    Model olarak ise başlayan Internet sayesinde işkadını olan Danni, Şubat 1996 ile Haziran 2000 tarihleri arasında tastamam 841 milyon 271 bin 545 kez download edildi.

                    EN BÜYÜK INTERNET POP KONSERİ

                    Kim: Paul McCartney
                    Ne zaman: 14 Aralık 1999
                    Nerede: İngiltere
                    Rekor: 3 milyon online seyirci
                    14 Aralık 1999 tarihinde, efsanevi Beatles'in Sir unvanlı üyesi Paul McCartney'in İngiltere Liverpool'daki konseri Internet üzerinden de yayınlandı. Ve bu konseri 3 milyon kişi web'den izledi.

                    EN BÜYÜK ARAMA MOTORU

                    Kim: AltaVista
                    Ne zaman: 1999
                    Nerede: ABD
                    Ne: 150 milyon doküman
                    1999 yılında Internet üzerinden yayınlanan 150 milyon dokümanı indeksleyerek, Altavista, dünyanın en büyük arama motoru unvanını kazandı ve bu unvan rekorlar kitabına da girdi.
                    Altavista Internet'in en popüler arama motorlarından biri ve yaklaşık olarak 21 milyon kullanıcısı var.

                    ÇOK DİLE ANINDA ÇEVİRİ REKORU

                    Kim: BM İklim Değişiklikleri Zirvesi
                    Zaman: Aralık 1997
                    Nerede: Japonya
                    Rekor: 7 dilde
                    1997 yılının Aralık ayında, Birleşmiş Milletler'in Japonya'nın Kyoto kentinde yaptığı ‘‘Iklim Değişiklikleri’’ zirvesinin açılış ve kapanış törenlerinin Internet üzerinden yapılan yayınında, tam 7 farklı dilde anında çeviri yapıldı: Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Japonca, Rusça ve İspanyolca.
                    Zirveye 166 ülkeden 10 binin üzerinde üst ve orta düzey yönetici katildi.

                    EN BÜYÜK INTERNET TİCARETİ

                    Kim: Mark Cuban
                    Ne zaman: Ekim 1999
                    Nerede: ABD
                    Ne: Bir seferde 40 milyon dolarlık satış
                    Amerikan Internet kurdu Mark Cuban, 1999 yılının Ekim ayında Internet üzerinden bir Gulfstream V uçağı satın aldı. Uçak, 40 milyon dolara satıldı. Bu satış, ‘‘bir seferde Internet üzerinden yapılan en büyük ticaret’’ sıfatıyla rekorlar kitabına girdi.
                    Rekorun sahibi Marc Cuban, 1990 başından itibaren Internet şirketleri alıp satarak kendine yüklü miktarda servet yaptı.

                    EN GENÇ MİLYARDER

                    Kim: Jerry Yang
                    Ne zaman: 1999
                    Nerede: Santa Clara, ABD
                    Rekor: 29 Yaşında
                    Jerry Yang, Internet üzerindeki ilk arama motoru Yahoo'nun iki kurucu ortağından biri. Ve Yahoo şirketi 1998 yılında Yang'i bir milyarder yaptığında (dolar milyarderi), sadece 29 yaşındaydı. Yang, 4 milyar dolarlık servetiyle, dünyanın en genç ‘‘dolar milyarderi olan kişi’’ sıfatını kazandı ve rekorlar kitabına girdi.
                    1968 yılında Tayvan'da doğan Jerry Yang, hala şirketinin başında. Asil adi Chih-Yuan Yang idi. Ama ailesi Amerika'ya göçünce adini değiştirdi ve Jerry'yi benimsedi.

                    EN PAHALI ALAN ADI

                    Kim: eCompanies
                    Ne zaman: 1 Aralık 1999
                    Nerede: ABD
                    Rekor: 7.5 milyon dolar
                    Internet üzerinde bir siteye ulaşmak için adini bilmek gerekiyor. Sitelere ulaşmamızı sağlayan bu adreslere, domain (alan) adi deniyor. Bugüne kadar pek çok şirket, alan adi ticareti yaptı. Bir gün gelecek, çok değerlenecek kaygısıyla, Internet şirketleri ve şahıslar alan adları satın alıp, sakladı. Ama kimse Marc Ostrofsky'nin basarisini gösteremedi. Marc, elindeki business.com alan adini, 1 Aralık 1999 tarihinde tam 7.5 milyon dolara sattı. Marc, bu alan adini 1996 yılında sadece 150 bin dolara satın almıştı.

                    EN BÜYÜK NET GÜVENLİK ŞİRKETİ

                    Kim: Cyberangels/Siber Melekler
                    Ne zaman: 1995
                    Ne: 200'ün üzerinde olayı yakaladı
                    Cyberangels (Siber Melekler diyebiliriz)'in amacı, Internet kullanıcısı olan 18 yasin altındaki 17 milyon çocuğu ‘‘her tür kötülükten’’ korumak. Bu kuruluş, UNESCO tarafından destekleniyor.
                    Siber Melekler, organize oldukları 1995 yılında, böylesi 200 vakaya yardim elini uzatarak, rekorlar kitabına girdiler.

                    EN GENÇ INTERNET ÜLKE KODU

                    Kim: Filistin
                    Ne zaman: 22 Mart 2000
                    Hala, bağımsız bir devlet olarak onaylanmak için çaba gösteren Filistin, bu yılın Mart ayında Internet üzerinden alan kodu alan son ülke oldu. Filistin, alan kodu alan en son ülke olarak, ‘‘En genç Internet ülke kodu’’ unvan'ıyla rekorlar kitabına da girdi.

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                      ilginç olaylar



                      Istanbul fenerbahçe'de oturan 18 yasindaki E.A kendisine dogru gelen arabayi göremeyince kendisini kaldirima atti.Ama ilginç olan kaldirimda yürüyen sokak köpeginin üzerine düsmüs olmasi ve köpegin kendi köpegi olmasiydi.
                      Doktora giden kadina doktor soyun diyince kadin ama doktor bey daha muayene etmedinizki demis kadin çirilçiplak olunca doktor isini bitirmis

                      MERAKTAN GELIR: Murat'in asiri meraki basina dert açti. Bir gün tuvalette iserken osurugunun yanip yanmadigini denemek isteyince olanlar oldu. Alev alan osurugu ****** tutusturdu.

                      KIZLAR:Yolda kizlara laf atmak için saga sola bakan bir sürücü belediye kazi alanina düstü.

                      ETEK: Kadinin birinin doktorla randevusu varmis aceleyle evden çikmis duraga gittiginde gözlügünün tozunu silmek için etegine uzanmis eteginin olmadigini farketmis.

                      TRAFO:Sanliurfa'da iseyecek yer bulamayan 15 yasindaki çocuk trafoya girip isemek isteyince olanlar oldu. Çisinden elektrik geçen çocuk yaklasik bacaklari,seyi, ve seyini tuttugu eli alçiya alindi.

                      DAHA BU YASTA:Osman(15) isimli çocuk odasinda masturbasyon yaparken yakalanan babasi tarafindan yakalaninca babasi çocugun çükünü kopartti.

                      QUAKE2:QUAKE 2 oynayan Hüseyin T.(34) oyunda sürekli yenilince beylik tabancasini çekmis yandaki komsusunun kapisini çalmis ve kursun yagmuruna tutmus.

                      GERDEK GECESI:Gerdek gecesindeki çiftin basina garip bir olay geldi. Karisiyla cinsel iliskiye giren adam zevkten öldü. Bunu gören karisi kalp krizinden öldü.

                      KÖPEK:Belçika'nin Ostende kentinde bir aydinlatma direginin bir aracin üzerine devrilmesi ve sürücüsünün rastlanti eseri kurtulmasi üzerine sorusturma baslatildi. inceleme yapan uzmanlar, kazanin, köpeklerin sürekli olarak diregin dibine çis yapmalari sonucu çürüyen diregin devrilmesi ile meydana geldigini tespit ettiler.

                      DOMUZ:Bulgaristan'in baskenti Sofya yakinlarindaki Dupnitsa kasabasinda yasayan bir köylü, bahçesine verdigi zararlar nedeniyle domuzundan nefret ediyordu, sonunda domuzu dinamitle öldürmeye karar verdi. Arkadaslariyla iddiaya giren köylü komsularinin saskin bakislarinin arasinda dinamit lokumunu hayvanin agzina sokarak fitili atesledi. Bahçe duvarinin arkasina saklanip patlamanin sonucunu bekleyen "hain" sahip ve arkadaslari, ummadiklari bir olayla karsilastilar. Domuzun, agzindaki dinamit lokumuyla aniden evin açik unutulan kapisindan içeriye girmesiyle dinamitin patlamasi bir oldu. Harabeye dönen evine bakip bakip dertlenen köylü, "Bu domuz, basima sürekli dert oluyordu. Ancak, ölümü en büyük belayi basimiza açti" dedi.

                      TAZI VE AVCI:ABD'nin Kentucky eyaletinde Inez kentinde avlanmaya çikan bir avcii yeni aldigi tazinin acemiligine kurban gitti. John Philip adli avci, vurdugu kusu tazinin agzindan almak için tüfegini yere koydu. Ancak acemi tazi, kusu birakmak istemeyince avci ile köpegi arasinda bir çekisme yasandi. Köpek bu sirada yanlislikla yerdeki tüfegin tetigine basti ve silahin ates almasi sonucunda Philip, bacaklarindan yaralandi.

                      AYNI ANDA YARALANDILAR:Londra'nin güneyinde minibüsüne bir otomobil çarpmasinin ardindan Terry Connell'in bir kolu ve bacagi kirildi. Talihsiz kazazede ertesi gün The Sun Gazetesinde bir baska Terry Connell'in fotografini gördü. ikinci Terry, Londra'nin kuzeyinde buzda kayarak düsmüs ve onun da bir kolu ile bacagi kirilmisti. Her iki Terry'de 52 yasindaydi, ikisi de kasapti ve ikisi de Noel'i yatakta geçiriyordu. Aralarindaki tek fark birinin sag, digerinin ise sol kolunun kirilmasiydi.

                      PATLAYAN FARE:Ingiltere'de Roger ve Sylvia Blindell çifti, evlerine musallat olan farelerle savasmak için belirli köselere çok güçlü bir zehir yerlestirdi. Fare, zehiri yedikten sonra beklenmedik birsey oldu. Zehirin içinde bulunan fosfor, hayvanin vücut hücrelerinden disariya sizdi ve havayla temas ederek reaksiyona geçti. Patlama sonucunda çikan yanginda ev tamamen tahrip oldu.

                      SÖFOR VE KAZAZEDE AYNI:
                      Viyana'da Anna Hascher'a 1983 yilinda Milance Zivojinoviç'in kullandigi bir minübüs çarpti. Tam 10 yil sonra 21 Mayis 1993'te Bayan Hascher'a bu kez de bir kamyon çarpti. Kaza yeri 10 yil öncekinin 500 metre uzagindaydi. Kamyonun sürücüsü yine ayni kisiydi: Milance Zivojinoviç.

                      23 YIL ARAYLA AYNI KAZA:
                      Brezilya'nin Salvador kentinde 1966 yilinda kamyonunun denetimini kaybeden bir sürücü, Cristina Costa'nin evine girdi. Bu olaydan 23 yil sonra ayni sürücü, yine kamyonla Cristina Costa'nin evine çarparak hane sakinlerini sok etti.

                      ANNE VE KIZ BULUSTU:
                      Hollanda'da yillardir birbirleriyle görüsmeyen 63 yasindaki anne ile 44 yasindaki kizi birbirlerine çarptilar. Anne, otomobiliyle bir kavsakta sola dönüs yapmak isterken, motosikletiyle oradan geçen kizina vurdu. Hastaneye kaldirilan dargin anne kiz tedavi altina alindi.

                      LAZ FIKRASI GIBI KAZA:
                      Rize'nin Çayeli ilçesinin Yanikdag köyünde eski model çakmakli dolma av tüfegini temizlemek isteyen 15 yasindaki Mustafa Safi, tüfefinin namlusuna su doldurarak sobaya soktu. isinan namludaki barutun ates almasi sonucu tüfek birdenbire infilak etti ve saçmalar Mustafa'yi kasigindan yaraladi. Çayeli Devlet Hastanesine kaldirilan Mustafa Safi "Atesle barutun yan yana gelmeyecegini böylece anlamis oldum" dedi.

                      TECAVÜZ:Kör adama tecavüz edilince gözleri açildi.

                      ÇÜK DAVASI: 13 yaslarindaki küçük çocuk köpegini Moda'da dolastirirken
                      sokak köpeklerinin köpegine tecavüze yeltenmesi ile cebindeki gazetenin
                      verdigi çakiyi çikardi ve sokak köpeklerinden birinin çükünü kesti.

                      OTOBÜSTE OSURDU:Belediye otobüsünde osurarak ortaligi kokuya bogan adam, yolculardan sille tokat dayak yedi.Adami yaka paça otobüsten indiren öfkeli yolcular "Utanmaz arlanmaz adam, toplu tasima araçlarinda bu is yapilir mi" diye konustular.

                      DENIZDE MAYOSUNU ÇALDIRDI:Sile'de denize giren Hayati Sütün adli genç, yüzerken mayosunu çaldirdi.Iki kisinin kendine dogru yüzdügünü söyleyen Sülün,"Suyun içinde mayomun çalindigini anlayamadim.Denizden çikarken mayomun olmadigini gördüm"dedi.

                      ASANSÖRDE SOYULDU:Yelda Uyanik isimli sekreter bindigi asansörde önce bayiltildi sonra çirilçiplak soyuldu.Gözlerini hastanede açan Yelda"Benimle asansöre bir erkek bindi.Sonrasini hatirlamiyorum, bir daha tek basima binmem"dedi.(Burcu)

                      101 TASIT BIRBIRINE GIRDI

                      BALIGA GITTI TIMSAHA YEM OLDU

                      DONUNU UNUTTU:Otobüste uyuyakalan Gönül adindaki kadin, bacaklarinda bir serinlik hisstedince külotunun çalindigini farketti.Durumu soföre bildiren Gönül,"Külot giydigime eminim.Iyi ki baska seyimi çalmamislar"dedi.

                      86'LIK DEDENIN BASINA VURDU:86 yasindaki adam yanlizligin verdigi aciyla 20 yasindaki kiza saldirdi.3 saat sonra bir olmuyacagini anlayan dede kaçti.Su an polis tarafindan her yerde araniyor.

                      GELIN ARABASI:Silahli 4 kisi bir isyerini soyduktan sonra plakasinda "mutluyuz" yazan gelin arabasi ile kaçtilar.

                      KÖR SOFÖR:Iki gözü kör soföre alkollü diye ceza kesildi.

                      FELCE BAK:Nilgün adli kadin,felçli kocasi önünde saldiriya ugrayinca; Kamuran Bey bir anda ayaga kalkip yürümeye basladi.

                      ZEHIRLI MADEN SUYU:Uludag'da esi Metin'i, agaca bagladiktan sonra fare zehirli meyve suyu içirip bogarak öldüren Sengül mahkemde önce idam SONRA 30 yil hapse mahküm oldu.

                      KIYAMETI HABER VEREN SUTYEN:Japonlar, NASA teknolojisini kullanarak kiyameti haber veren sutyen ürettiler.

                      JAPON USÜLÜ SEVISME:Çapkin Aydin, sevgilisi Sevim ile Japon usülü sevisirken karyolanin çökmesi sonucunda kan revan içinde kaldi.

                      ARKADASININ ÜZERINE ISEDI:O gün eve birkaç kez girip çikan Engin, annesinin "Yeter artik bu kadar sik gelme.Misafirlerimle mesgul olamiyorum" demesi üzerine Engin, arsada *****ti birden ve pantolununu çözerek arkadisi Birol'u tepeden tirnaga islatti.

                      GÖBEK ATTIRAN HAP:Malezya yetkilileri,yutanin göbek atmasina sebep olan bir hapa karsi halki uyardi.(Selçuk)

                      97'LIK KADIN BASILDI:Fransa!nin Lyon kentinde yasiyan 100 yasinda bir erkek 97 yasindaki esini kendisini aldattigi gerekçesiyle terketti.Saglik durumu iyi olan, her gün 5km kosan delikanli kapiyi vurup çikti.

                      GERDEKTE APANDISTI PATLADI

                      OTOBÜSTE KAFASINA PANO DÜSTÜ

                      KOCASINA KIZDI, ÇOCUGUNU ISIRDI

                      KAPTIGI ÇANTA ANNESININ ÇIKTI

                      PATRONUNA TAKIMLARINI GÖSTERDI

                      BALDIZININ EVINE MOLOTOF ATTI

                      620 HACI ADAYI KAYBOLDU

                      KUDUZ dünya Saglik Örgütü(WHO), her yil elli bin insanin kuduaarak hayatini kaybettigini bildirdi.

                      KOPYA HAKKI:Banglades!te kopya çeken 10 bin ögrenci, lis bitirme sinavlarindan atildu.bunun üzerine kopya çekme ve ögretmenleri dövme haklari oldugunu iddia eden liseliler, siddet eylemlerine basvurdular.Kopya çekilmesinin yasak olmasina kizan liseliler, ögretmenleri tasa tuttu, sinav salonlarini atese verdi.

                      DOGALGAZ: Eve dogalgaz borusu dösetmeyen kocasi Engin'ne karsi tavir alan Aydan Demir, zangir zangir titriyerek çektirdigi çiplak fotorafla intikamini aldi.

                      IKIZINI ÖLDÜRDÜ: Marko ve Roberto de Solisa adliiki kardes, birbirleriyle pek iyi geçinemiyolardi.Roberto'nun sik kendisiyle dalga geçmesin dayanamiyan Marko, kardesini siktigi tek kursunla öldürdü.bu basit bir cinayet gibigörünebilir.Ancak gerçek öyle degil.Çünkü Marko ile Roberto ayni dolasim sisteminipaylasan ikizlerdi.Roberto'nun ölümünden 5 daakika sonra, kan dolasimi duran Marko'da öldü.

                      MAYINLA FUTBOL: Kamboçya'da 2 asker, patlamamis mayinla futbol oynamaya kalkincahayatlarini kaybetti.Olayi ilginç kilan birbaska nokta, parçalanarak can veren 2 askerin, Kamboçya ordusunun "en iyi mayin uzmanlari" arasinda yer almasiydi.

                      TÜKÜRÜK KURBANI: ABD'nin Alabama eyaletinde 25 yasindaki bir asker tükürme aliskanlaiginin kurbani oldu . Pencerenin kenarina oturarak tükürügünü, büyük bir tencere seklindeki sokak lambasina isabet ettirmeye çalisan asker , dengesini kaybetib 11. kattan düstü.

                      KOLADAKI ÇIVI:New Hempshere eyaletinde 10 yasindaki bir çocuk, kolasini çiviyle açmaya çalisirken hayatini kaybetti.Kolanin içindeki gaz basinciyla firlayan çivi çocugun bogazina saplandi ve çocuk hayatini kaybetti.

                      ÖLECEGI VARMIS: Amerikali bir genc, bunalima girerek 10. kattanasagia atladi.Ayni binanin 9. kavga eden anne ve babasi oturuyordu.8. katta ise intihar eden gencin hayatini kurtatara bilecek çelik bir ag vardi.Gencin intihara kalkistigi sirada, 9. katta anne ve babasi yine kavga ediyordu.Esine iyice sinirlenen baba, elindeki av tüfeginin tetigine basti.Anne kendini yere atarak kurtardi , ama tüfekten çikan kursun , o sirada 9 katin hizasinad bulunan gencin basina geldi.

                      YÜZMEK:Adiyaman'in Kahta Ilcesi yakinlarindaki Ataturk Baraji Golu kenarinda ailesiyle piknik yapan Kadriye Demir (17), sogumasi icin suya biraktiklari karpuzun kiyidan uzaklastigini gorunce suya atladi. Yuzme bilmeyen Kadriye Demir boguldu.

                      SEKER diyarbakir'in Baglar Beldesi'nde, Mesut Kup Seker Fabrikasi'nda calisan Mehmet Emin Ekinci (43), depodan kamyona yukleme yaptigi sirada, sirtinda tasidigi 50 kilogramlik seker torbasinin altinda kalarak oldu.

                      TAVUK:Osmaniye'de, yakalayamadigi tavugu tufekle vurmak isteyen bir kisi, komsusunu agir yaraladi.

                      BALIK:Adiyaman'in Sincik Ilcesi Kiran Koyu'nde Kiran Cayi'nda, enerji nakil hattina attigi elektrik kablosu ile akim vererek balik avlamak isteyen Aziz Cetinka ya (15), baligi yakalamak icin suya girince, akima kapilarak hayatini kaybetti.

                      BALKON:Malatya'da, uzerine anahtar almayan Timur Celik (36), evine balkondan girmek isterken yere duserek hayatini kaybetti.

                      TÜFEK:Manisa'nin Demirci Ilcesi'ne bagli Can Koyu'nde Y.O. (8), korkutmak amaciyla, babasina ait tufegini ablasi Emine Ozdemir'e dogrulttu. Y.O'nun tetige dokunmasiyla silah ates aldi ve ablasi oldu.

                      SATIR:Sivas'in Kangal Ilcesi'nde, Kangal Genc Futbol Takimi'ni kampa goturen otobuste yolculuk eden bir kasaba ait satir, otobusun ust bagajindan, Rusen Karakaya'nin basina dustu. Karakaya kazayi hafif yarali atlatti.

                      KAÇAK ELEKTIRIK: Samsun'un Salipazari Ilcesi Tacalan Koyu'nde Zekeriya Cobanoglu (28), evlerinin onunde bulunan elektrik direginden kacak olarak evine elektrik ce kmek isterken, dengesini kaybederek dustu ve olay yerinde oldu.

                      DAMAT:Sivas'in Gurun Ilcesi'nde adetlere gore damadi kacirarak sagdictan bahsis almak isteyen Bekir Karaodak'in (27) elindeki tabanca ates aldi. Damadin ya kini Gokhan Ucarci (17) bacagindan yaralandi.

                      KALE:Izmit'te, Gultepe Mahallesi'nde futbol oynamakta olan Mustafa Dulger, kale onune geldigi sirada, yuvasindan cikmis bulunan kalenin borudan yapilmis ust diregi basina dustu. Dulger (11), hayatini kaybetti.

                      REHA:
                      Haber: Bir yüzücü 350 Tonluk gemiyi ceker.
                      R. M. : - Nasil çekiyorsunuz gemiyi?
                      -Inanc meselesi, içinizde bunu hissetmeniz gerekir.
                      R.M. : - Neyi hissetmem gerekir? Gemiyi mi?

                      Haber : Mahkumlar tünel kazarak kaçar...
                      R .M. : Mahkumlar kaçmak için mi tünel kazdilar?

                      Haber : Bir okul müdürü cinsel tacizle suçlanir...
                      R. M. : Sen benim sözümü bile kestigine göre kim bilir daha neler yapmissindir.

                      Haber : Harika Avci kürtaj yaptirmistir.
                      R.M. : Peki, Bebek simdi nerede?

                      SEVISME:-Bir apartmanda en üst katta sevisen çift yatagi çökünce bir
                      anda kendilerini alt kattaki komsularinin yaninda buldular
                      Son düzenleme delphin; 17-10-2006, 22:10.

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                        ilginç olay

                        MOSKOVA- Rusya'nın Sibirya bölgesinde köpekler tarafından büyütülen 7 yaşında bir erkek çocuk bulundu.
                        Sibirya'daki yerel gazetelerin verdiği habere göre çocuğun 3 aylıkken önce annesi sonra da babası tarafından terk edildiği ve o zamandan beri bekçi köpekleri tarafından büyütüldüğü ortaya çıktı. Çocuğun köpek gibi davrandığı, onlar gibi yürüdüğü, yanına yaklaşanları ısırdığı ve kendisine verilen yiyeceği önce kokladığı bildirildi. Yetkililer, Andrey ismini verdikleri çocuğu bir yetiştirme yurduna yerleştirdiler. Andrey'in yurtta dik yürümeyi ve kendi yatağını yapmayı öğrendiği belirtildi.

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                          BİLİNEN ÜNLÜ YAZILIM SORUNLARI

                          Birçok insan en önemli yazılım sorununun ölüme yol açan sorun olduğunu söyleyecektir. Böyle şeylerin tekrarlanmaması için Therac-25 olayını anımsamakta yarar var. Therac-25 olayı yazılımın kritik uygulamalarda kullanılmasına karşı bir uyarı olarak görülmektedir. Bu tür sistemleri inceleyen uzmanlar, yazılım bir kaç kişiyi öldürse de, bu tür ölümcül hatalara odaklanmanın teknolojinin daha akıllı işlem sürecinin çok gerekli olduğu alanlarına uygulanmasını önleyebileceğini söylüyorlar.
                          Onlara göre bazı durumlarda bir yazılım eksikliği, kaçınılmaz olan hatalarla ölenlerden daha fazla insanın ölmesine yol açabilir. Bu çok tartışmalı bir konudur. İşte, kronolojik sırayla, Wired News tarafından listelenen tüm zamanların 10 en kötü yazılım hatası:

                          28 Temmuz 1962 -- Mariner 1 Uzay Roketi: Mariner 1'in uçuş yazılımındaki bir hata fırlatma sırasında roketin istenen yörüngeden ayrılmasına yol açtı. Kontrol yönetimi tarafından roket Atlantik Okyanusu'nda yok edildi. Kazayla ilgili inceleme yapıldığında, bir kâğıda kurşun kalemle yazılmış bir formülün bilgisayara yanlış geçirilmiş olduğu ortaya çıktı. Böylece bilgisayar roketin yörüngesini yanlış hesaplamıştı.

                          1982 -- Sovyet Gaz Hattı: Söylentiye göre, CIA'e bağlı çalışan operatörler Sibirya gaz hattını kontrol etmek üzere satın alınan Kanada bilgisayar sistemine bir böcek yerleştirdiler. Sovyetler Birliği'nin bu sistemi hassas ABD teknolojisini gizlice satın alma ya da çalma çabalarının bir parçası olarak aldığı iddia ediliyorduı. Yine söylentiye göre, CIA, programı keşfetti ve onun geri tepmesini sağlamaya karar verdi. Bunun için Sovyet incelemesinden geçecek, ama sonunda işletme anında başarısız kalacak bir ekipmanı araç olarak kullandı. Böylece gezegenin tarihinde en büyük nükleeer olmayan patlama meydana geldi.

                          1985-1987 -- Therac-25 Tıp Kazası: Bir radyasyon terapi cihazı hatalı çalıştı ve çeşitli tıbbi tesislerde ölümcül düzeyde radyasyon verdi. Daha önceki bir tasarım geliştirilerek yaratılmuş bulunan Therac-25 iki farklı tür radyasyon verilen "ileri" bir terapi sistemi idi. Ya düşük güçlü elektron ışını (beta parçacıklar) veya X-ışınları veriyordu. Therac-25'in X-ışınları yüksek güçlü elektronların elektron silahı ile hasta arasına yerleştirilmiş bir metal hedefe çarptırılmaları ile yaratılıyordu. İkinci bir "ilerleme" de eski Therac-20 nin elektromekanik güvenlik bağlantılarının yazılım kontrolüyle yapılmasıydı. Bu karara yazılımın daha güvenli olduğu düşüncesiyle varılmıştı. Mühendislerin bilmediği şey hem 20 hem 25'in hiçbir resmi eğitimi olmayan bir programcı tarafından yazılmış olduklarıydı. Bir görünmez hata nedeniyle, hızlı yazan bir klavye kullanıcısı kaza yaparak Therac-25'in elektron ışınını yüksek enerjili modda, fakat metal hedef yerinde olmadan, hastaya gönderecek şekilde çalışmasına yol açabilirdi. Böyle oldu ve en az 5 hasta öldü başkaları ciddi şekilde yaralandı.

                          1988 -- Berkeley Unix Sisteminde Tampon Bellek Taşması: Adına Morris Worm denen ilk İnternet solucanı bir tampon bellek yetersizliği sorunundan yararlanıp, bir günden az bir zaman içinde, 2000-6000 arası bilgisayara bulaştı. Bu konuyla ilgili kod gets() olarak ifade edilen bir standart girdi-çıktı kütüphanesi fonksiyonuydu. Bu fonksiyon ağ üzerinde bir metin satırı okur. Maalesef gets() fonksiyonunun girdiyi sınırlamayla ilgili bir kontrolü yoktur ve çok büyük bir girdi solucanın bağlanabildiği makinayı kontrolüne almasını sağlayabilir. Programcılar çalışan koddaki gets() fonksiyonunu kullanım dışı bıraktılar; ama onu C programlama dilinin standart girdi-çıktı kütüphanesinden çıkarmayı kabul etmediler.

                          1988-1996 -- Kerberos Rasgele Sayı Üreticisi Kazası: Kerberos güvenlik sisteminin yazarları, programın rasgele sayı üreticisini uygun bir parametreyle beslemeyi ihmal edince, yetkilendirme için Kerberos'a dayanan bir bilgisayara izinsiz giriş yapmak mümkün hale geldi.

                          15 ocak 1990 -- AT&T Bilgisayar Ağı Kazası: AT&T'nin #4ESS uzun mesafe şalterlerini kontrol eden yazılımının yeni sürümündeki bir görünmez hata, bu dev bilgisayarların komşu makinaların birinden belirli bir mesaj almaları durumunda çökmelerine neden oldu. Bu mesaj çevre makinaların çökme durumundan kurtulduklarında gönderdikleri mesajdı. Bir gün bir şalter sistemi çöktü ve yeniden çalışmaya başladı. Komşu şalterler ve onlara komşu başka şalterler de çöktü. Kısa süre sonra, her 6 saniyede 114 şalter çöküp yeniden çalışmaya başlar hale geldi. Böylece 9 saat boyunca 60 bin kadar kişi uzun mesafeli servis kullanamaz hale geldi. Sonuçta mühendisler yazılımın eski sürümünü yüklediler.

                          1993 -- Intel Pentium İşlemcide Sorun: Bir silikon hatası Intel Pentium bilgisayar yongasının belli bir büyüklük aralığındaki ondalıklı sayıları bölerken hata yapmasına yol açıyordu. Örneğin 4195835.0 / 3145727.0 sonucu 1.33382 yerine 1.33374 olyordu. Bu yüzde 0.006 lık bir hataydı. Bu görünmez hata az sayıda kullanıcıyı etkiledi, ama halkla ilişkiler kâbusu yarattı. Piyasaya sürülmüş 3- 5 milyon arası yonga vardı. Başlangıçta Intel daha hassas hesaplamalara ihtiyacı olduğunu kanıtlayanlar için yonga değişişkliği yapmayı önerdi; ama sonunda teslim oldu, şikâyet eden herkesin yongasını değiştirmeyi kabul etti. Sonunda bu görünmez hata Intel'e 475 milyon dolara maloldu.

                          1995/1996 -- Bilgisayar Ağı Kontrol Komutlarında Sorun: İnternet Bağlantı Noktası numaraları (IP) ile ilgili bir koddaki hata, doğru yazılmamış bir "Ping" komutunun İnternet üzerinde herhangi bir yerden gönderilmesi sonucunda, çeşitli işletim sistemlerindeki bilgisayarların çökmesine yol açıyordu. En çok etkilenenler Windows kullanan bilgisayarlardı. Bu bilgisayarlar iletişimde Ping paketi aldıklarında kilitleniyor ve "mavi ölüm ekranını" getiriyorlardı. Sorun birçok Macintosh ve Unix sistemini de etkiledi.

                          4 Haziran 1996 -- Ariane 5 Flight 501: Ariane 4 roketinin çalışma kodu Ariane 5'te yeniden kullanılmıştı. Fakat Ariane 5'in daha hızlı olan motoru, roketin uçuş bilgisayarındaki bir aritmetik işlemde bir hatanın ortaya çıkmasına yol açıyordu. Hata, bilgisayar ifadeleriyle, 64 bitlik ondalıklı sayıyı 16 bitlik işaretli tam sayıya dönüştüren kodda idi. Daha hızlı motor 64 bitlik sayıların Ariane 5'te, Ariane 4 de olduğundan daha büyük olmasına yol açıyor ve böylece sayısal taşma durumu yaratıyor, o da uçuş bilgisayarının çökmesini getiriyordu. Flight 501'in destek bilgisayarı çöktü, 0.05 saniye sonra da ana bilgisayar çöktü. Çöken bilgisayarlar sonucu, roketin ana işlemcisi motorlara aşırı güç yüklenmesine yol açtı ve roket, fırlatıldıktan 40 saniye sonra, parçalandı.

                          Kasım 2000 -- National Cancer Institute, Panama: Bir dizi kaza sonucu bir ABD firması olan Multidata Systems International tarafından yazılmış olan terapi planlama yazılımı, radyasyon terapisine girecek hastaya yollanacak uygun radyasyon dozunu yanlış hesapladı. Multidata'nın yazılımı bir radyasyon terapistinin, "blok" denen, sağlam dokuların radyasyondan korunmasını sağlayan metal kalkanın yerini bilgisayar ekranında belirlemesine olanak veriyordu.
                          Ancak yazılım teknisyenin yalnızca 4 koruyucu blok kullanmasına izin veriyor, Panamalı doktorlar ise 5 koruyucu blok kullanmak istiyorlardı. Doktorlar 5 blokun hepsini ortada bir deliği olan tek bir büyük blok gibi çizerek yazılımı kandırabileceklerini keşfettiler. Doktorların kavramadıkları şey, bu kurulumda Multidata yazılımının, deliğin nasıl çizildiğine bağlı olarak, farklı yanıtlar verdiği idi.
                          Deliği bir yönde çizdiğinizde doğru doz hesaplanıyor, başka yönde çizdiğinizde yazılım gerekli dozun iki katını tavsiye ediyordu. En az 8 hasta öldü, 20 başka hasta da önemli sağlık sorunları yaratacak ölçüde aşırı dozda radyasyon aldı. Yasal olarak, bilgisayarın hesaplarını elle yapacakları hesapla çift kontrolden geçirmeleri gereken doktorlar cinayetle suçlandı.

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                            ilginç bilgiler

                            1 Nisan şakasının kökeni nedir? 1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupada yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı

                            İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar? Bu konuda iki ayrı açıklama vardır. 1) İnsanların beş duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiye tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını taşır. 2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip,ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.

                            Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler? Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor.Çinde eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı. Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar fildişinden ve kemikten yapılırdı.


                            Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir? Bu şarkı"Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir. Orijinal adı " Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır

                            Mezara niçin çiçek konulur? İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötaü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mazarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayalletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.

                            İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar? Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.


                            Satrançta şah niçin o kadar pasiftir? Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.

                            Bir hafta niçin 7 gündür? Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.

                            Niçin otellerin kapıları döner kapıdır? Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.

                            Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar? Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.

                            Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker? Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.

                            Çinlilerin gözleri niçin çekiktir? Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

                            İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur? Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.

                            Akıl ile zeka arasında fark nedir? Akıl yalanla gerçeği, doğruile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.

                            Dolunay insan davranışlarını etkiler mi? İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır

                            Niçin gözyaşı dökeriz? Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.

                            Üç yaşından daha önce olanları niçin hatırlamıyoruz? Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anıveya öykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü ve anılarını anlatamıyorlar. Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine sahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor, öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4 yaşlarında kaydetmeye başlıyor.

                            Develerin hörgüçlerinde ne var? Genelde hörgüçlerinde su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu kullandıkları söylenir ama doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağ bulunur. Yiyecek bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerini sağlarlar ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de yapar. Develer suya az gereksinim duyarlar. Burun mukozaları insana göre 100 kat daha büyüktür. Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler. Su kaybını da dokularından kaybederler, kandaki su etkilenmez.

                            Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir? Eğer köşeli olsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf olurdu. En dayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacak olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer. Başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta, tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtaları küresel biçimdedir.

                            Kuşlar nasıl konuşabiliyor? Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır. Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinn dibinde, karın boşluğunun derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır. Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.

                            Ateş böceği nasıl ışık saçıyor? Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğin ışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir


                            Kediler balık ve sütü niçin severler? Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Evkedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedilerifare avcıları olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır. Patileriile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır.

                            Horozlar niçin sabahları erkenden öterler? Sabah güneş doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlü olmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler. Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır

                            Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor? Sineklerin her türü kışın ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla birlikte ansızın ortaya çıkarlar. Sinekler ısıya karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasına girdiği zaman oluşan ısı düşmesinden etkilenirler. Kış günlerinde yaşama şansları yoktur. Ölmeden önce yumurtalarını toprağa veya kuytuya gömerler. Lavra ve yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yaz sıcakları başlayınca yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler başlar.

                            Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir? Kalemin tarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş çakmak taşlarıyla duvar resimleri yapmıştır. Mürekkepli metal kalemler Romalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile bilinen bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbet görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir. Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalem mürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da giysiyi lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla aktarılır. Fakat dolmakalemin özelliği seçkin ve yazıyı kaliteli kılmasıdır.

                            Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur? Bir sandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor dizkapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan tedoma minik lastik bir çekiçle vurduğu zaman bacak ileri fırlar. Bu reflekste baldır kaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yeni sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını ve gerildiklerini omuriliğine iletirler. Omirilik ise bu basınca dayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir, bacak tekrar geri hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin, yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin komutlarıyla gerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi omuriliğin işleyişi konusunda bilgi veren önemli bir tanı yöntemidir.

                            Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor? Yapıştırıcıların sağladığı yapışma olayı aslında kimyasal bir reaksiyondan başka bir şey değildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapışma olayında benzer veya ayrı malzemeden iki madde, bir de yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır. Yapıştırıcının moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekmektedir.

                            Matematikte niçin (-2) ile (-2) nin çarpımı (+4) tür? Haftanın beş günü işe otobüs ile gidip geldiğinizi varsayalım. Her sefer bir milyonluk bir biletle yapılıyor. On milyon tutarında on tane bilet aldınız. Hergün gidiş geliş kullandıkça iki tanesi eksiliyor. Bunun eşitlikteki yeri (-2) dir. Siz bu işi beş gün süresince yani 5 kez yaparsanız (-2)x(+5)= 10 olur. Diyelim ki bayram tatilinin iki günü o haftanın Perşembe ve Cuma günlerine geldi ve tatil. Bu kez yapmanız gerekeni yapmıyorsunuz. İki günlük 4 bileti kullanmıyorsunuz. Bu hareket, yapmanız gerekene göre negatif yani ters yönde bir harekettir. Hergün bilet almak yerine iki gün süresince hiç bilet kullanmıyorsunuz.İki kere negatif hareketi "-2" bilet üzerinde yapınca o hafta elinizde (-2)x(-2) =(+4) bilet kalıyor.


                            Radyonun sesi açılınca pil daha çabuk mu biter? Pille çalışan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen akım yüzde 30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olan bütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynıdır.


                            Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor? Tek nedeni vardır, vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe geçmiş iki kap vardır.Dıştaki metal bir kap olup içteki genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşluk vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de ılmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır.İçerden dışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.

                            İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir? Çok kişi "Save our Ship" gemimizi kurtar; "Save our Soul" ruhumuzu kurtar; "Stop Other Signals" diğer sinyalleri sözcüklerinin kısaltılmışı sanır. Oysa hiçbiri değildir. Tamamen telgraf zamanından kalma mors alfabesiyle ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay akılda tutulabilmesi için 1908 de üç çizgi, üç nokta, üç çizgi olan S.O.S seçildi.

                            Özlü Sözler:

                            Ölü helvasıyla pasta savaşı yapmak,ölüye saygısızlıktır.
                            Tek katlı eve asansör yapmak israftır.
                            Ön tekerleği dönmeyen bisikletin,arka tekerleği dönüyor mu diye bakmaya gerek yoktur.
                            Tüp bebek yapacak kadın aşeriyorsa,canı dayak istiyordur.
                            Hapşıran düşmana çok yaşa denmez.
                            Gezici kütüphane otobüsünde hamilelere yer verilmez.
                            Arabaların kelebek camlarına,önceden tırtıl camdın denirse arabaya saygısızlık olur.
                            Su tabancasını şeytan doldurmaz.
                            At nalı uğur getirseydi eşekler yük taşımazdı...
                            Saatli bombaya rolex takılmaz.
                            Yanlış tabela günde bir kere bile doğru göstermez.
                            Evine Güneş giren doktorun diploması sahtedir.
                            İyi bir insan nuoğoğuouoooğ diye gülmez.
                            Her üçüncü Murat ile beşinci Murat arasında, bir dördüncü Murat vardır.
                            Sağırla yatan kepçe kalkar.
                            4X4 teleferik olmaz. Hele rallisi hiç olmaz.
                            Sağ ayağı 42 numara olanın, sol ayağı 38 numara olmaz.
                            Yanağın içini traş etmekle sakalların kökü kazınmaz.
                            Horlayan köpek ısırmaz. Havlayan tavşan da ısırmaz.
                            Yürüyen merdivende basamak sayılmaz.
                            Görünen köy kılavuz istemez olur mu hiç..(Turist rehberi Osman)

                            Sigaranın Faydaları:
                            Sigaranında faydası mı olurmuş, demeyin. İşte o kadar kötülenen her fırsatta iftiralara mağruz kalan sigaranın faydaları :
                            Sigara içeni köpek ısırmaz; çünkü yanında baston taşır.
                            Evine hırsız girmez; çünkü sabahlara kadar öksürür.
                            Üzerine sinek konmaz; çünkü buram buram nikotin kokar.
                            Fazla yorulmaz; çünkü yorulunca tıkanacağını bilir.
                            Yürümek için zorlanmaz; çünkü tekerlekli iskemlede gezdirilir.
                            İhtiyarlamaz; çünkü genç yaşlarda sevdiklerine kavuşur.
                            Yüzlerine renk gelir; çünkü dişleri ve bıyıkları sapsarı olur.
                            Vücutları bir kuş gibi hafifler; çünkü ileri dönemdeki dolaşım bozukluğundan ötürü önce parmakları, sonra da el ve ayakları kesilir.
                            İşte sigaranın faydaları, tiryakilere afiyet olsun...

                            İlginç Ölümler:

                            Bir işçi 600 tonluk press makinesinin, arasından emeklemek suretiyle geçerek, ucundaki 2450 santigratlık fırında sigarasını yakmaya çalıştı. Mekanı Cennet olsun... Kurtarmaya gelen ambulans yerde yatan yaralının suratına park etti. Yaralının toprağı bol olsun...
                            Berberin "rahatlatma" amacıyla müşterisinin boynunu aniden sağa sola çevirmesi sonucunda, müşteri boyun kırılması ile bayağ bir rahatladı.. Allah rahmet eylesin...
                            Kafasında mermer kırdırmaya çalışan medyatik bir karateci travma sonucu öldü.
                            Midesine kaçan sineği öldürmek amacıyla ağzına sinek ilacı sıktı... Allah kalanlara akıl fikir versin...
                            Bir arabaya 11 kişi binip viyaduğe uçmak süretiyle 11 kişi Allah'ın rahmetine kavuştu...
                            Katda olmayan asansöre binmeye çalışan adam boşluğa düştü. Başımız sağolsun...
                            Balkona 50 kişi çıktılar ve sonuçta balkon çöktü. Böylece toplu ölüm gerçekleşti...
                            Ormanda zehirli mantarları mangalda bir güzel közleyip afiyetle yiyen aile bir daha evine dönemedi. Yatağındaki tahtakurusu ve bilumum haşaratı öldürmek için yatağını ilaçladı ve aradan iki, üç dakika geçmeden aynı yatakta derin bir uykuya daldı. Sabahı getiremedi...
                            Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısına kaçan taşı çıkartmak için ayağını silkeleyen adam, o sırada yoldan geçmekte olan yardımsever bir laz vatandaşın elektrik çarptığını sanması üzerine, kafasına kürek, kalas vb sert cisimlerle vurularak vefat etti. Adam, yolda mutlu mesut yürürken kafasına balkon düştü. Toprağı bol olsun, iyi adamdı...
                            Adam, para çekmek amacıyla girdiği bankamatik gişesinde elektrik çarpması sonucu öldü..
                            Trafik kazasından yaralı olan adam, kurtarıldı. Gayet sağlıklı bir şekilde olayı atlatan adam ambulanscı amcanın "yav sen bin hele film falan çekelim" demesi üzerine hastaneye gitmeye ikna edildi. Adam yolda ambulansın kaza yapması sonucu öldü. (Ambulanscı amca hala sağ)
                            Adam çok sıkışmıştı. İhtiyacını bir yerde gidermesi gerekiyordu. Müsait bir yerde pozisyon aldı ve icraata başladı. Nereden bilebilirdi ki işediği yerde elektirik tellerinin olduğunu...
                            Nüfus sayımı nedeniyle bom boş olan otoyolda bir sayım görevlisi bariyerlere çarptı ve vefat etti...
                            Aynı işyerinde biri gündüz bir gece vardiyasında olmak üzere çalışmakta olan baba, oğuldan; biri mobylette motor ile işe gitmekte diğeri ise bir başka mobilette ile eve dönmekte iken, yol üzerindeki sert bir virajda karşılaştılar ve birbirlerine selam vermek isterken çarpışıp beraberce Hakk'ın rahmetine kavuştular...
                            Sarhoş bir şekilde tem otoyolunda seyreden bir araçtaki beş kişi; radyoda çalmaya başlayan oynak bir şarkı üzerine aracı sağa çekdiler ve tem'de göbek atmaya başladılar. Sonucuna katlandılar tabii. İşin ilginç yanı ise bu 5 kişiden 5'ininde ölmesi ve beşine de ayrı ayrı araçların çarpmış olması...
                            Giriş katın bir kat altında olan ve Üstü ahır olarak kullanılan köy kahvesinde okey oynayanlar, üstlerine, katın çökmesi sonucu inek,öküz vb. büyükbaş hayvanların düşmesi ile köy mezarlığındaki anahtar teslim çukurlarına yerleştiler...
                            Eskiden anlatılan bir lunapark vakası: Parkın 2 kafadar gece bekçisi, park kapandıktan sonra, dönen salıncaklara binmeye karar vermişler. Yönetici kabinine girmişler aleti çalıştırmışlar. Makinenin ısınması için 1 dakika kadar süre gerekiyor tabii. Salıncaklara bir güzel kurulmuşlar. 1 dakikalık süre geçmiş alet çalışmaya başlamış. Ama 2 kafadar seans süresini ayarlamayı unutunca, bütün gece kusarak Hakk'ın rahmetine kavuşmuşlar...

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                              HÜRRİYET HEYKELİ..

                              New York'taki Özgürlük Heykeli'nin parasını Sultan Abdülaziz ödemişti.
                              ABD Başkanı George W. Bush'un gelişi, bana New York'un sembolü sayılan 'Özgürlük Heykeli'nin pek bilinmeyen macerasını hatırlattı.
                              Heykel, 19. yüzyılın ortalarında Türk toprağı olan Mısır'a dikilmesi maksadıyla Fransızlar tarafından hazırlanmış ama sonradan yaşanan bazı şanssızlıklar yüzünden Mısır yerine Amerika yolunu tutmuştu. İşin daha da garip tarafı, heykelin masraflarının büyük kısmının, zamanın hükümdarı Sultan Abdülaziz tarafından bizzat ödenmiş olmasıydı.

                              'NEW York' dendiği zaman, çoğumuzun hatırına ilk önce Manhattan'daki gökdelenler ve şehrin hemen önündeki adada yükselen, kaidesiyle beraber tam 93 metrelik 'Özgürlük Heykeli' gelir. 1880'li senelerde Fransa'da yapılan Özgürlük Heykeli'nin masraflarının büyük kısmının bizden çıktığını, projesinin New York'a değil, o yıllarda Türk toprağı olan Mısır'a dikilmek üzere hazırlandığını ve son anda yaşanan bir talihsizlik neticesinde Amerika'ya gittiğini bilir misiniz?
                              İşte, kaçırılan bu fırsatın kısa öyküsü:
                              19. asırda Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı olan Mısır, yüzyılın ilk yıllarından itibaren Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın soyundan gelen 'Hıdiv' unvanlı valiler tarafından idare ediliyordu ve içişlerinde bağımsız hale gelmişti. Mısır valileri, sadece yabancı memleketlerle imzaladıkları anlaşmalarla mali protokolleri padişaha tasdik ettirmekle yükümlüydüler ve İstanbul, bu gibi talepleri genellikle her zaman yerine getiriyordu.
                              Mısır Valisi Said Paşa'nın Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps'e 1854'te hazırlattığı ve Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayacak olan Süveyş Kanalı projesi de onaylaması için Osmanlı hükümdarına sunulmuştu.

                              Projenin arkasında Fransa vardı ama İngiltere, Akdeniz'deki ve Hindistan'daki hakimiyetini sona erdirebilecek olan böyle bir hazırlığa karşı çıkıyor ve zamanın hükümdarı Sultan Abdülaziz'i, projeyi reddetmesi için devamlı bir baskı altında tutuyordu.
                              Said Paşa, İstanbul'un tasdikini beklemedi ve 1854'ün 30 Kasım'ında Fransız mühendise projenin hayata geçirilmesi için gerekli şirketin kurulması iznini verdi. Fransız sermayesiyle kurulan şirketin hisse senetlerinin tamamı satılınca İngiltere, Sultan Abdülaziz'e daha da fazla baskı yapmaya başladı ve hükümdar, Mısır Paşası'nın projesini 12 yıl boyunca onaylamadı. Mısır tarafı ise, İstanbul'un tasdiki gelmeden işe başladı ama Said Paşa 1863'te birdenbire ölüverdi.

                              Yerine geçen İsmail Paşa ise Fransız değil, İngiliz taraftarıydı, bu yüzden iktidarının ilk yıllarında projeye gereken önemi vermedi ama daha sonraki senelerde Kanal'ın Mısır'a nasıl bir hayati değişiklik getireceğini farkedince işe o da dört elle sarıldı. Kazılar neredeyse tamamlanmak üzereyken Fransız hükümeti, Sultan Abdülaziz'e İngilizler'den daha fazla baskı yapmaya başladı. Sultan Abdülaziz, 1866'nın 19 Mart'ında yayınladığı fermanla Kanal'a izin verirken Kanal Şirketi ile Said ve İsmail Paşalar arasında varılan anlaşmaları onayladı, üstelik Mısır'ın kanal inşaatı için yaptığı dış borçları de devlet garantisi altına aldı ve kendisi de Kanal Şirketi'nin hisselerine oldukça yüksek bir meblağ yatırdı.
                              ASYA'NIN IŞIĞI OLACAKTI
                              Said Paşa ile kanalın mühendisi olan Ferdinand de Lesseps arasında 1854'te varılan anlaşmanın çok ilginç bir maddesi vardı:
                              Kanal'ın Akdeniz'e açıldığı yere dev bir heykel dikilecekti. Heykel, firavunlar zamanının giysilerine bürünmüş bir kadın şeklinde olacak ve elinde 'Asya'nın ışığının Mısır'dan geldiğini' sembolize eden bir meşale tutacaktı. Sultan Abdülaziz'in ödediği paralar arasında yapılacak olan heykelin masraflarının bir bölümü de vardı.

                              Paşa ve mühendis, eseri Fransa'nın tanınmış heykeltraşlarından olan Frederic Auguste Bartholdi'ye sipariş ettiler, hatta bir hayli avans da ödendi ve Bartholdi işe başladı. Dikileceği yerde monte edilecek şekilde parçalar halinde hazırlanan heykel birkaç sene sonra tamamlanmış, kanalın Akdeniz'e açıldığı yerde birkaç hafta içerisinde yerleştirilebilecek hale getirilmiş ve Marsilya'dan bir gemi ile Mısır'a nakledilmesinin hazırlıklarına bile girişilmişti.
                              Ama, Said Paşa'dan sonra Mısır'ın başına geçen İsmail Paşa, Müslüman bir memlekette böylesine büyük bir heykelin dikilmesinin halk arasında hoşnutsuzluk yaratacağını düşündü ve mühendis Ferdinand de Lesseps'e, heykelin Mısır'a getirilmemesi talimatını verdi. Mühendis'in Paşa'yı ikna çabaları neticesiz kaldı. Süveyş Kanalı 1869 Kasım'ında dünyanın dört bir tarafından gelen davetlilerin katıldığı büyük ama 'heykelsiz' törenlerle açıldı. Bartholdi'nin eseri ise, Mısır'da bu yaşananlardan sonra Paris'te bir depoya kondu ve tozlanmaya terkedildi. O yıllarda dünyanın bir başka tarafında, Fransa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında büyük bir muhabbet yaşanıyor ve taraflar birbirlerine jest üstüne jest yapıyorlardı.

                              HEYKEL, AMERİKA YOLUNDA
                              Paris'te kurulan Fransız-Amerikan dostluk grubunun lideri olan Edouard Rene Lefebvre de Laboulaye, Fransız Hükümeti'ni Amerikalılar'ın Fransa'nın dostluğunu daima hatırlamaları için bir hediye gönderilmesi konusunda ikna etti ve hediyenin devasa bir heykel olması kararlaştırıldı. Heykel bir elinde hukuku simgeleyen bir kitap tutacak, diğer elinde de 'dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü' olan bir meşale taşıyacaktı.

                              Sipariş gene aynı heykeltraşa, Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi. Bartholdi'nin eseri zaten hazırdı, senelerden beri bir depoda beklemedeydi ve tek eksiği üst kısmında, yani elleriyle kollarında ve yüzünde bazı değişiklikler yapılmasıydı.
                              Amerikalılar heykelin New York'un hemen girişinde bulunan ufak adalardan birine yerleştirilmesine karar verdiler. Bartholdi, kaidenin yerini görmek için New York'a gitti ve Paris'e dönüşünde yeniden işe başladı. Bakır ve çelikten yaptığı heykelin mühendisliği ilgilendiren taraflarını Paris'e kendi adıyla anılan bir kule dikmiş olan Gustave Eiffel ile beraberce çalışarak tamamladı ve 1884 Haziran'ın ilk günlerinde eserini Fransız hükümetine teslim etti. Bartholdi heykelin yüzünü tamamen değiştirmiş ve metale annesi Charlotte'in siluetini işlemişti.
                              Birbirine monte edilecek şekilde yapılmış 350 parçadan oluşan heykel 'İsere' adındaki bir Fransız gemisine yüklendi ve 4 Kasım 1885 günü New York'a ulaştı.

                              New York'ta, bu arada heykelin kaidesinin yapımı için bir bağış kampanyası başlamış, ilk bağışı Macar göçmeni olan, New York'ta 'World' adında bir gazete çıkartan Joseph Pulitzer yapmış ve kaide için 100 bin dolar vermişti. Macar göçmeni gazeteci, daha sonra gazetecilikte dünyanın en büyük ödülü sayılan 'Pulitzer'in de isim babası olacaktı.
                              Kaidenin inşasından sonra sıra heykelin dikilmesine ve resmi açılışa geldi. Bartholdi, New York'a yanına bu defa Süveyş Kanalı'nın mühendisi ve heykelin fikir babası olan Ferdinand de Lesseps'i de alarak gitti ve 1886'nın 25 Ekim'inde yapılan törende eserinin açılışını bizzat yaptı.

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                                Bazı Denizcilik Terimlerinin Kökenleri

                                Kargayuvası (Crow’s nest)
                                ; bu terim, eski gemilerde gözcülük maksatları için gemilerin pruva direklerinin üzerinde bulunan gözetleme yerlerini ifade eder.

                                Kuzgun ya da karga, Vikingler’in navigasyon aletleri içinde önemli bir yere sahipti. Kara sakini bu kuşlar, görüş mesafesinin azaldığı durumlarda, geminin seyrinden sorumlu denizcinin en yakın kara parçasını belirleyebilmesi için gemide taşınırdı. Görüş mesafesinin azaldığı durumlarda, karga uçurulur ve onun uçuş yönüne göre gemi rotası belirlenirdi. Çünkü, karga hiçbir sapma göstermeden, doğruca karanın olduğu yöne uçardı. Norveçliler kargaları direğin tepesine bağlı bir kutuda taşırlardı. Gemiler geliştikçe, gözcüler ana direğin tepesine tespit edilen çanaklıklar içinde vardiya tutmaya başladılar. Böylece, bu çanaklığa ‘karga yuvası’ (crow’s nest) ismi verildi.

                                Amiral (admiral) ; dünya donanmalarında yüksek rütbeli subaylara verilen bir isimdir. Bu ismin kökeni asırlar önce Mağribi ordularında yüksek rütbeli subaylara verilen ‘emir’ ismine dayanmaktadır. Mağribi ordularında komutana ‘emir’, komutanın üstündeki subaya da ‘emiral’ denmekteydi.

                                Ahoy! (Hey gemiciler!) ; ‘Hey gemiciler!’ anlamına gelen bu terim, bir gemiden diğerine selamlama ya da dikkat çekme amaçlı bir hitabı ifade eder. Kökeni ise Vikinglerin savaş çığlıdır.

                                Başkasara (Forecastle) ; Gemilerin tam baş taraflarında ana güverteden yüksek olarak yapılmış binalara verilen isimdir. Viking gemilerinin ana güvertesinin baş ve kıç kısımlarına inşa edilen ve kale (bina, kasara) denilen bu yapılardan savaşçılar ok, mızrak ve taş atarlardı. Başkasara (Forecastle) ve Kıçkasara (Aftercastle) terimleri buradan gelmektedir.

                                Lumbuz (Porthole); ‘Lumbuz’ terimi İngiliz Kralı VI. Henri (1485) dönemine ait bir terimdir. Kral Henri, gemisine çok sayıda top monte etmek istemiş, ancak bu mümkün olmamıştır. Bir Fransız gemi yapımcısı olan James Baker bu sorunu çözmekle görevlendirilmiştir. Baker, geminin bordalarına küçük kapılar (kapaklar) koymuş ve topları geminin içine yerleştirmiştir. Bu kapılar, topları havanın olumsuz etkilerinden koruyordu ve toplar kullanılacağı zaman açılıyordu. ‘Kapı’ (Door) Fransızca da ‘Porte’ demekti. Bu terim ‘Port’ olarak İngilizce’ye dönüştürülmüş ve daha sonra gemi bordası üzerinde bulunan herhangi bir açıklığı ifade etmek için kullanılmıştır.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor