dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

    marmarada düşen ufo

    20/04/1959 .İstanbul semalarında, saat 19.57 de , kuzeydoğu-batı yönünde bir yörünge izleyen ve kentin sokaklarını, gözleri kör eden mavi-yeşil bir ışıkla aydınlatan çok büyük bir obje gözlemlenmişti. Parlak obje İstanbul üzerinde bir eğri çizerek, batı yönünde ve çok uzaklarda, yere düşer gibi gözden kaybolmuştu

    Kentin her yanında görülen bu olay, halk arasında heyecan uyandırmış ve değişik yorumlara yol açmıştı. Yeşilköy Meteoroloji istasyonundaki uzmanlar gözlemleri hakkında şunları söylemişlerdi: «iki arkadaş grup incelemesi yapıyorduk. Birden gökyüzünde, kuzeyden batıya giden, parlak, mavi bir cisim belirdi. 10 saniye süreyle kuvvetli bir ışık saçan bu cismin bir meteor olduğunu sanıyoruz. Olay, Ankara, Konya, Bandırma ve İzmir'den de görülmüştür. 0 sırada Marmara üzerinde uçuş halinde bulunan SAS ve KLM pilotları da hadiseyi görmüşler ve telsizle Yeşilköy'e bildirmişlerdir.." İstanbul Üniversitesi profesörlerinden Hamit Nafiz Pamir ise, bu objenin bir meteorit olamayacağı görüşünü savunmuştur: «Bu bir meteorit olayı değildir. çünkü, anlatıldığına göre, obje, gökyüzünde yatay bir yörünge izlemiştir. 'Bilimsel olarak, bir meteoridin havada düz bir çizgi çizmesi imkansızdır. Eğer bir meteorit olsaydı, o zaman dikey düşmesi gerekirdi. Çünkü, bir astronomik cisim üzerinde oluşan patlama sonucu meydana gelen bir meteoridin, yerçekimine kapılarak yere dikey inmesi gerekirdi. Bu yüzden, olayı başka türlü açıklamalıyız...' Olayın görgü tanıklarından olan, Beyazıt Yangın Kulesi bekçisi, gördüklerinin kendisini heyecanlandırdığını söylemişti:

    «Saat 20.00'ye geliyordu. Her yana dikkatle bakıyordum; birden, bütün şehir bir anda aydınlanıverdi... İstanbul gündüz gibi oldu sanki.» Yeşilköy Kılavuzluk Dairesi nöbetçi memuru. o güne kadar böyle bir şey görmediğini belirtiyordu: «Kuyruklu yıldız gibi bir şey gökten uzaya uzaya indi. İskemlede oturmuş, denizi seyrediyordum... Her yan, floresan ampulleriyle aydınlanmış gibi bembeyaz oldu. Çok parlak ve uzun cisim, yine tıpkı sönen bir ampul gibi, kararıp kayboldu." Çanakkale, Biga çıkışlı haber: Akşam saatlerinde, tahminen 50 metre uzunluğunda ve 5 metre çapında, çok parlak bir ışık, doğu yönünden gelerek, havada infilak etmişti. Patlamadan sonra bir uğultu ve hafif yer sarsıntısı hissedilmişti. Işık batı yönünde kaybolmuştu. Patlama, tüm Çanakkale yöresinde duyulmuştu, Tekirdağ, Mürefte çıkışlı haber: Saat 20.00 sıralarında, Anadolu kıyıları yönümden alçaktan uçarak gelen bir ışık kümesi, Mürefte üzerinden batıya doğru ilerlemişti. Aynı anda işitilen bir patlama sesiyle birlikte, halk sokaklara dökülmüştü.
    Balıkesir çıkışlı haber: Akşam vakti, saat 19.50 civarında, gökyüzünde parlayan bir ışık, hem Balıkesir kentinde, hem de 45 km. öte-deki Susurluk, 30 km. ötedeki Kepsüt ilçeleri ile Balıkesir'in kazalarında ve köylerinde gözlemlenmişti. Olayın tanıkları, ışığın, kuzeye doğru bir yere düştüğünü görmüşlerdi. Nihaî haber, 22 Nisan 1959 tarihli gazetelerde çıkmıştır:

    "Önceki akşam inişi görülen ışıklı büyük cismin, Gönen' le Tahirova arasına düştüğü sanılmaktadır. Köylülere göre, toprağı 40-50 metre kadar delen cisim, 1000 metre çapında bir alanı altüst etmiştir. Düşüşten sonra yerden sular fışkırmaya başlamış, yakınlarındaki hayvanlar saatlerce acayip sesler çıkarmışlardır. Cismin düştüğü sanılan bölgedeki köpeklerin çoğu kaybolmuştur. Köylüler, düşüş sırasında, cismin, 20 kilometre çapındaki bir alanı gündüz gibi aydınlattığını, kuvvetli bir ışığın saatlerce sürdüğünü söylemişlerdir. Kandilli Rasathanesi Müdürü, bu olay hakkındaki görüşlerini belirterek şöyle söylemiştir: 'Aklımıza ilk gelen ihtimal, bir meteoridin düşmüş olmasıdır. Fakat, cismin, bir meteoridinkine uymayan tarifleri, ve yaklaşık 2000 metrelik bir irtifada izlediği yörüngesi, bu ihtimali çürütmektedir..'»

    Görgü tanıklarının ifadeleri analiz edildiğinde, bu olay ile 1908 yılında Sibirya'da meydana gelen Tunguska olayı arasında birçok benzerliğin bulunduğu anlaşılmaktadır:

    a) Objelerin tanımları: Her ikisi de, mavimsi bir ışık çıkararak parlayan, silindir biçiminde objeler olarak tanımlanmıştır. Silindir şekli, bu objelerin Ana gemiler olduklarını belirlemektedir.

    b) Balistik etkiler: Hem Tunguska hem de Marmara olaylarındaki objelerin önünde oluşan şok dalgası, inişlerinin nihai kademesinde yere ulaştığında, bir sonik patlama meydana gelmişti (bu, tüm Çanakkale yöresinde duyulmuş ve bir infilak sesi olarak yorumlanmıştı) ve bunun yanı sıra, Biga'da hissedildiği gibi, yer sarsıntısına yol açmıştı.

    c) Hız: Tunguska olayının görgü tanıkları, objeyi gördükleri anda, gök gürültüsüne benzer sesini de işitmişlerdi;

    Mürefte ahalisi de sonik patlamayı, gözlemle aynı anda duymuşlardı. Tunguska olayının gizemini çözmeye çalışan Sovyet bilim adamlarından Profesör Ziegel'e göre, bu eşzamanlılık Tunguska'daki objenin hızının, saniyede 0,3 km. kadar olduğunu göstermektedir. Anlaşıldığına göre, aynı husus, Marmara olayı için de geçerli olmaktadır.

    d) Uçuş yörüngesindeki değişim: Tanıkların ifadelerine dayanarak, Marmara'daki objenin uçuş yörüngesini tespit ettiğimizde, objenin, batı yönünde alçaldıktan sonra manevra yaptığı ve Gelibolu Yarımadasının üzerinde bir yerde doğuya yöneldiği açıkça anlaşılmaktadır. Objenin, İstanbul'da ve Marmara'nın batı ucunda gözlemlendiği üzere, kuzeydoğu - batı yönünde izlediği yörünge, ancak böyle bir manevra sonucunda Gönen yakınlarındaki düşüş sahasında son bulabilirdi.

    Yorum

    • delphin
      Senior Member
      • 27-12-2005
      • 15279

      Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

      3 ton öküz




      Çin'de bulunan 3 tonluk öküz Guiness Rekorlar Kitabı'na girmeye hazırlanıyor.

      Çin'de bir çiftlikteki 3 tonluk öküz, görenleri hayrette bırakıyor.

      Pekin Sabah Gazetesi'nin haberinde, Pekin'in Daşin bölgesindeki bir çiftlikte bulunan 3 tonluk öküz, çiftlikteki diğer öküzlerin iki katı ve günde yüz kilo yem yiyor.

      Haberde, öküzün bakıcısının, dünyadaki en ağır öküzün 2 buçuk ton olduğunu öğrendikten sonra Guiness Rekorlar Kitabı'na başvurduğu ancak bunda başarısız olduğu kaydedildi.

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

        Gökyüzündeki 5 yıldızı satın aldı

        Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı Hamed Ğanim Şahin El-Ğanim, yeni keşfedilen 5 yıldızı satın alarak yıldızlara Arap isimleri verdi.

        El-Beyan gazetesinin haberine göre, av ve çöl hayatı düşkünü El-Ğanim, yıldızların Allah'ın mülkü olduğunu ve kendisinin sadece merkezi Amerika'da bulunan Uluslararası Astronomi Birliği'ne cüz'i bir miktar para ödeyerek yıldızların isim hakkına sahip olduğunu söyledi.

        El-Ğanim, Batı insanına Arap kültürünü tanıtmak amacıyla yıldızları satın alıp onlara Arap kültürünü simgeleyen isimler verdiğini, bu isimlerin kayıtlara geçtiğini ve önümüzdeki yıllarda yayınlanacak gökcisimleri haritasında yer alacağını belirtti.

        El-Ğanim'in yıldızlara verdiği isimler şunlar: El-Cemel (deve), El-Hısân (at), Es-Selûqi (av köpeği), Es-Saqr (şahin), Es-Selûqi El-Arabi (Arap av köpeği).

        Hamed Ğanim Şahin El-Ğanim, aynı zamanda Arap av köpeği yetiştiren ,"Es-Selûki El-Arabi Merkezi"nin müdürlüğünü yapıyor

        Yorum

        • delphin
          Senior Member
          • 27-12-2005
          • 15279

          Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

          Hapisten İlginç Firar Denemesi...

          Amerika'da, müebbet hapis cezasına çarptırılan bi adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyomuş. Bi gün bahçede volta atarken gardiyanların bi tabutu cenaze arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası büyük bi cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bi gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş.
          Gardiyan adama, gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracakmış.

          Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler.

          Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bi zaman geçip de hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. "Acaba kendim çıkabilir miyim?" diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!..,

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

            14 Bin Kişi Bir Anda Çay İçti


            Japonya'nın orta kesimlerindeki Nishio kenti, 14 718 kişi davetli olduğu, dünyanın en geniş katılımlı çay saatine ev sahipliği yaparak Guinness rekorlar kitabına girdi. Açık havadaki bu kalabalık çay saatinin maliyetinin 100 bin nüfuslu kentin belediyesine yaklaşık 400 bin avroya mal olduğu da kaydedildi

            Yorum

            • delphin
              Senior Member
              • 27-12-2005
              • 15279

              Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

              Sadece 9 koltuğu olan sinema

              Dünyanın en küçük sinemasının Almanya'da olduğu bildirildi.
              Saksonya eyaletindeki yaklaşık 30 bin nüfuslu Radebeul kentinde yer alan sinemada sadece 9 koltuk bulunuyor.

              Guinness rekorlar kitabına giren sinemada günde tek seans gösterim yapılıyor.

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                KORKUNÇ İNTİKAM: ALDATAN EŞİNİ VE SEVGİLİSİNİ KÖPEKLERE PARÇALATTI

                Aldatan eşini pitbulla parçalattı

                ABD'de, aldatılan bir koca, eşini ve onun sevgilisini evin bodrumuna kapattı. Ardından 2 vahşi 'pitbull'u bodruma bırakan psikopat adam, ikilinin feci ölümünü keyifle seyretti.

                Tutuklanarak cezaevine gönderilen 27 yaşındaki Trevor Calbert'ın, idam edileceği tahmin ediliyor. Gariplikler ülkesi ABD, ilginç intikamların da beşiği haline geldi... Colorado eyaletine bağlı Monte Vista kentinde, aldatılan koca Trevor Calbert'in intikamı, akıllara durgunluk verecek türdendi. 4 yıldır Sally ile evli olan Trevor, geçtiğimiz ay aldatıldığını öğrendi.

                YENİ BAŞLANGIÇ
                Büyük bir sakinlikle eşi Sally'ye, bunu neden yaptığını ve eğer bu olaydan pişmanlık duyuyorsa, yeniden bir başlangıç yapabileceklerini belirtti. Ancak Sally, Matt'e aşık olduğunu ve evliliğini bitirmek istediğini sert bir şekilde Trevor'a söyledi.

                YEMEĞE DAVET
                Bu tepkiyi sakin bir tavırla karşılayan Trevor, fırtınadan önceki sessizliğe büründü. Daha sonra eşi ve Matt'in kaldığı eve giden Trevor, iki aşığı bir akşam yemeğine davet etti. Büyük şaşkınlık yaşayan Sally ve sevgilisi Matt, olayı güzellikle çözmek istedikleri için, Trevor'ın teklifine "Evet" dedi. Ancak aldatılmanın acısıyla çılgına dönen kocanın, intikam ateşiyle yandığı ertesi gün ortaya çıkacaktı. Ve beklenen gün geldi... Sally ve Matt, Trevor'ın evinde akşam yemeğini yemeye başladılar. O sırada Trevor, arka odada beklemekte olan 2 arkadaşını salona davet etti. Aşıkları döverek bodruma kilitleyen psikopatlar, o gece evden ayrıldı.

                PİŞMAN DEĞİL....
                Ertesi gün yani 9 Temmuz sabahı eve dönen Trevor'ın yanında, 2 vahşi pitbull köpeği vardı. Köpekleri, eşi Sally ve Matt'in olduğu bodruma bırakan psikopat adam, üst camdan vahşeti seyretti. 2 pitbull, Sally ve Matt'i paramparça etti. Olaydan birkaç saat sonra polise teslim olan Trevor, yaptıklarından pişmanlık duymadığını belirtti.

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                  Diş Ağrısı Nedeniyle Doktora Gitti Kafasının İçinden Çivi Çıktı

                  ABD'de diş ağrısı şikayetiyle hekime giden bir inşaat işçisinin kafatasından 10 santimetre uzunluğundaki bir çivi çıktı CNN'in internet sitesinde verilen habere göre, 23 yaşındaki Patrick Lawler adlı inşaat işçisinin, kafatasındaki çivi nedeniyle diş ağrısı çektiği belirlendi.

                  Lawler'ın 6 Ocak'ta Colorado'nun Breckenridge kasabasında bir inşaatta çalışırken kullandığı çivi tabancası geri tepti. Bir çivinin yakınındaki tahtaya saplandığını gören Lawler, tabancadan fırlayan başka bir çivinin ağzından girerek üst çenesinden kafatasına saplandığını fark etmedi.

                  Bu kazadan sonra hafif diş ağrısı hissetmeye ve bir miktar bulanık görmeye başlayan Lawler, ağrı kesicilerden fayda görmemesi üzerine, eşinin yanında çalıştığı diş hekimine gitti.

                  Kafatasında çivi bulunduğunu söyleyen hekimin şaka yaptığını sanan Lawler, ikna edildikten sonra Denver'daki bir hastaneye kaldırıldı ve çivi, dört saat süren ameliyatla çıkarıldı.

                  Hastanenin cerrahlarından Sean Markey, yerel KUSA-TV kanalına yaptığı açıklamada, hastanelerine daha önce de benzer bir vaka geldiğini, o vakada da tabancadan fırlayan bir çivinin işçinin kafatasına saplandığını ve işçinin bunu uzun süre fark etmediğini söyledi.

                  Yorum

                  • vestman
                    Junior Member
                    • 06-09-2006
                    • 37

                    Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                    hüthiş arkadaşım lütfen yayınla ibreti alem için görsünler emegine sagol

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                      iyi paylaşımlar

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                        uykuda gelecegi görme


                        John W. Dunne adlı bir İngiliz, gelecek ile ilgili olayların rüyalarda görülebilmesiyle ilgili araştırmalarıyla tanınmıştır. W. Dunne: “insanlar geleceği görebilme gücüne acaba farkında olmadan sahip midir?” diye sormaktadır. Acaba henüz olmamış fakat ileride olacak bazı olaylar bir an için gözümüzün önünden geçiyor ve biz bunu farketmiyor muyuz?
                        Geleceği önceden görebilmek meselesi yeni bir konu değildir… Asırlardan beri bazı sıradışı insanların kehanet gücüne sahip olduklarına inanılmıştır. Hatta inanışın da ötesinde, tarih içinde örnekleri de görülmüştür.
                        W. Dunne’nun hazırlayarak bilim adamlarına sunduğu raporda, rüyalarda gelecekten haber alınabileceğiyle ilgili kanıtları ortaya koymaya çalışmıştır. John W. Dunne, İngiltere’nin ilk askeri uçağının planını çizen dünyaca tanınmış bir uçak mühendisidir.
                        1928′lerde yayınladığı “Zamanla Bir Tecrübe” adlı eserde, W. Dunne, geleceği görme sahasında yaptığı araştırmalarını açıklamıştır. O yıllarda bilimsel çevrelerden çok miktarda eleştiri almasına rağmen aynı zamanda birçok psikolog ve fizikçi için yeni araştırma sahaları açmıştır.
                        W. Dunne bir şeyi daha evvel görmüş olmak duygusunun, aynı deneyimin daha önce bir rüyada insanın başından geçmiş olabileceğini iddia etti. Kendisini bu araştırmalara sevkeden, görmüş olduğu bir rüyası olmuştur.

                        W. Dunne o rüyasında kendisini bir adadaki dağın yamacında görmüştü. Dağın üzerindeki çatlaklardan duman ve buhar sütunları yükseliyordu. Bu manzara karşısında: “Tanrım bütün dağ infilak edecek” diye bağırmaya başlamıştı. Rüyanın daha sonraki bölümünde W. Dunne kendisini başka bir adada bulmuştu. Ölüm tehlikesindeki adalıları taşıyarak gemiler aramakla meşguldü. Kendisine yardım etmeyen Fransızlarla kavga ediyordu.
                        Bu rüyayı gördüğünde Afrika’nın tenha bir köşesinde bulunuyordu. Oraya gelen gazetelerde şu satırları okudu: “Martinigue’deki yanardağı patlamasında 40.000′den fazla insanın öldüğü tahmin ediliyor…” W. Dunne yazının geri kalan bölümünde patlamanın rüyasında gördüğü şekilde olduğunu okudu. Rüya gerçeğe uygundu… Bu olay üzerine uzun zaman düşünen W. Dunne, seneler sonra ikinci bir rüya gördü…
                        Bu rüyasında: “Yüksek demir parmaklıklarla çevrili iki tarlanın arasındaki yolda yürümekteydi. Aniden tarlanın birindeki bir at kişnemeye ve hiddetle tepinmeye başladı. Parmaklığa göz atan W. Dunne’nin içi rahatladı. Hayvan bunun üzerinden atlayamazdı. Fakat birkaç dakika sonra arkasında nal sesleri duyarak başını çevirdiğinde, azgın atın arkasından geldiğini gördü.”
                        Ertesi gün mühendis kardeşi ile balığa çıkmıştı. Yolda giderken bir aralık kardeşine: “Şu ata bak” diye haykırdı. Etrafına bakındığında, rüyasında gördüğü yerde atın durduğunu hayretler içinde farketti. Yüksek parmaklığın arkasında da rüyasında olduğu gibi bir at çılgınca tepinmekle meşguldü.
                        W. Dunne: “Her şey rüyamdaki gibi olacak değil ya… Bu atın parmaklığı aşabileceğini zannetmiyorum” dedi. Fakat daha sözlerini bitirmemişti ki, at, parmaklığın üzerinden atladığı gibi üzerlerine saldırdı. İki kardeş zar zor kaçarak kendilerini kurtarabildiler. Bu olay W. Dunne’i çok etkilemişti. Atın saldırması değil, rüyasının gerçekleşmesi onu oldukça rahatsız etmişti…
                        W. Dunne bu türden rüyalar görmeye devam etti. Rüyalarda şaşılacak bir şey yoktu… Şaşılacak olan bu rüyaların gerçekleşmekte olduğuydu!… W. Dunne ilk önceleri geleceğe ait olayları görme duyusunun yalnız kendisine ait olduğunu zannediyordu… Ama bu tip olaylarla karşılaşan arkadaşlarım dinledikten sonra, bu olaylarla karşılaşan çok sayıda kişinin bulunduğunu farketti. Bu da onu araştırmaya ve olayın ardındaki gizemi çözebilmek için büyük bir çabaya yöneltti.
                        İlk araştırmaları, insanın geleceği görmesine engel olan şeyin uykuda bazı şartlar altında ortadan kalkabildiği gerçeğiyle karşılaşmasını sağladı. Fakat herkes bu şekilde geleceği göremiyordu. Kaldı ki birçok kişi uykudan uyandıktan sonra rüyalarım unutuyordu. Bu da ayrı bir sorundu. Belki de birçok kişi gelecekle ilgili bilgiler almakta fakat daha sonra uyanınca bunu unutmaktaydılar…
                        W. Dunne çalışmalarını sürdürürken rüyalarını unutmamak için kağıdını kalemini yatağın kenarında bulunduruyor ve gördüğü rüyaların tümünü uyandıktan sonra derhal not ediyordu. Tanıdıklarına da, rüyalarını bu şekilde kaydetmelerini söylüyordu.
                        Oxford Üniversitesi’nin öğrenceleri arasında yapılan bu tip deneyler; şaşırtıcı sonuçlar verdi. Geleceğe ait rüyaların geçmişe ait olanlardan çok daha fazla olduğu ortaya çıktı!…
                        “Zamanla Bir Tecrübe” adlı eserini bu araştırmalara dayanarak yazdı. W. Dunne daha sonraları, rüyaların geleceği öğrenmek için tek yol olmadığına karar verdi. Çok geçmeden uyanıkken de geleceğe ait bazı kehanetlerde bulunabildiğini keşfetti. Örneğin bazen hiç okumadığı bir kitabı eline alarak bunun içindeki olaylardan bahsedebiliyordu.
                        W. Dunne gördüğü rüyaların gerçekleşmesinden çok etkileniyordu. Bu olaylar, kendisine görünmeyen bir alemin görünmeyen bazı prensiplerini görünür kılıyordu. Ve sonunda insanın içinde büyük bir sırrın saklı olduğu gerçeğini kabul etti. Yaşamı boyunca çok sayıda insanın haberci rüyaları ile ilgili geniş bir araştırma yapan W. Dunne, özellikle kendisine anlatılan rüyaların içlerinden birkaç tanesini hiç ama hiç unutamadığını ifade etmiştir…

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                          maya mütolajisinde evrenin yaratılışı

                          Maya Mitolojisi’nde evrenin yaratilisi
                          Mayalar Amerika kitasindaki önemli kültürel kimliklerin olusmasinda önemli etkileri olan bir uygarlik olusturmuslardir.
                          Maya yaratilis söyleni günümüze kadar gelmis olan en büyük Maya belgesi Popol Vuh ‘un bir parçasidir. Latin alfabesiyle kaleme alinan bu belgeyi bilimadamlari eski Maya hiyeroglifleriyle yazilmis bir metnin çevirisi oldugu ya da dogrudan Maya sözlü geleneginden derlenen öykü ve sarkilardan kaydedildigi görüsündedirler.
                          1700 lü yillarda ,Katolik bir misyoner Popul Vuh’u Ispanyolcaya çevirdi. Maya dilini akici bir sekilde konusabiliyordu. Kizilderililer eski tarihleri göstermeye ikna etmeyi basarmisti. Ispanyol metin yaklasik 150 yil boyunca gözlerden uzak kaldi. 1850′lerde, Guetemala City’deki San Carlos Üniversitesi’nin kitapliginda bulundu ve ilk olarak 1857′de Viyana’da basildi.

                          Popul Vuh ,edebi olarak ‘harika’ tanimlamasi yapilan eserlerden biriydi. Destanin yaratilis söylenini anlatan bu parçasinda Hristiyanlik etkisi görülmektedir. Kitab-i Mukaddesi okuyanlarimizin hemen anlayacagi gibi destan ilk bölümlerle benzerlik gösterir. Mayalar hakkinda daha ayrintili bilgi almak istiyorsaniz tarih kösemize ugrayabilirsiniz. Asagidaki destan tanrilarin yaratmak istedigi insanlar ve diger yaratilis söylenleri açisindan ilginçtir.
                          Baslangiçta sonsuz karanligin içinde yalnizca yukarida gökyüzü, asagida deniz vardi. Hareket edecek ya da gürültü yapacak hiçbirsey olmadigi için sakin ve sessizdiler. Yeryüzü henüz sulardan yükselmemisti. Otlar ve agaçlar, taslar, magaralar ve koyaklar, kuslar ve baliklar, yengeçler, hayvanlar ve insanlar daha yaratilmamisti. Kükrecek ya da gürleyecek hiçbir sey yoktu, çünkü yalnizca yukarida bos gökyüzü ve asagida sakin deniz vardi.
                          Suyun içinde yesil ve mavi tüylerin altina yaraticilar gizlenmisti. Bu büyük düsünürler suyun içinde sessizce konustular. Evrende gecenin sonsuz karanliginda yalnizdilar. Birlikte ne olacagina karar verdiler. Birlikte yeryüzünün sulardan ne zaman yükselecegini, ilk insanin ve tüm diger canli türlerinin ne zaman dogacagini, bu canli varliklarin yasamak için ne yiyeceklerini ve safagin dünyayi soluk isik seline ilk ne zaman bogacagini kararlastirdilar.
                          “Yaratilis baslasin!” diye heyecanla seslendi. Yaraticilar, “Bosluk dolsun! Deniz çekilsin ve yeryüzü ortaya çiksin ! Dünya, uyan ! Böyle olsun !” Ve yeryüzü yarattilar. Yaraticilar yapti bunu. Sislerin arasindan, bir toz bulutunun içinden daglar ve vadiler denizden yükseldi ve çam ve selvi agaçlari zengin toprakta kök saldilar. Tatli sular daglarin yamaçlarinda ve vadilerin içinde dere olup aktilar.
                          Ve Yaraticilar memnun oludlar. ” Biz düsündük ve tasarladik” dediler “ve yarattigimiz kusursuz oldu !”
                          Sonra Yaraticilar sordular, ” Yarattigimiz agaçlarin altinda yalnizca sessizlik mi olsun istiyoruz ? Vahsi hayvanlar, kuslar ve yilanlar yaratalim. Böyle olsun!”
                          Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti bunu.
                          “Siz geyikler, çaliliklar ve otlaklarda dört ayak üzerinde yürüyeceksiniz. Ormanda çogalacak, agaçlarin serin gölgesinde ve nehir kiyilarinda uyuyacaksiniz. Siz kuslar, agaçlarin dallarinda ve sarmasiklarin arasinda yasayacaksiniz. Oralarda yuvalarinizi yapacak ve çogalacaksiniz”. Geyik ve kuslara böyle buyruldu ve böyle yaptilar.
                          Ve Yaraticilar memnun oldular: “Biz düsündük ve tasarladik ve yarattigimiz kusursuz oldu”
                          Sonra yaraticilar, yarattiklari canlilarla baska seyler buyurdular. ” Konusun, seslenin ve bagirin, her biriniz yapabildiginiz kadar. Bizim adimizi söyleyin, bizi övün ve bizi sevin. ”
                          Fakat kuslar ve hayvanlar bunu yapamazlardi. Çiglik atabilir, tislayabilir ve ötebilirlerdi ancak yaraticilarin adlarini söylemezlerdi.
                          Yaraticilar yaptiklari canlilardan hosnut kalmadilar. Onlara dediler ki ,” Sizlere verdiklerimizi geri almayacagiz. Ancak bizi övemediginiz ve sevemediginiz için , bunu yapacak baska canlilar yapacagiz. Bu yeni yaratiklar sizlerden üstün olacaklar ve sizleri yönetecekler. Sizlerin kaderi onlar tarafindan parçalanmak ve etinizin yenmesi olacak. Böyle olsun !”
                          Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari… Kendilerini övecek ve sevecek uysal ve saygili bir canli biçimlendirmeye karar verdiler. Önce çamurlu topraga sekil vermeyi denediler fakat bu malzeme çok yumusakti. Hareketsiz ve zayif bir yaratik oldu. Konusabiliyorsa ama hiç kimse dediklerine anlam veremiyordu.
                          “Çamurdan yapilmis yaratiklar hiçbir zaman yasamayacak ve çogalamayacaklar!” diye bagirdi yaraticilar ve bu yaratigi yok ettiler.
                          Sonra yeni yaratiklari tahtadan oymayi denediler. ” Bu malzeme tam bize uygun görünüyor ! Saglam ve dayanikli” dediler. ” Bu yaratiklar insana benziyor ve insan gibi konusuyorlar. Bunlardan pek çok yapalim. Böyle olsun!”
                          Tahtadan canlilar yasadi ve çogaldilar, ama hiç kimse dediklerine anlam veremiyordu ve içlerinde, yüzlerinde ruh, elleri ve ayaklarinda kuvvet yoktu. Ciltleri sari ve kuruydu, altinda besleyecek kan dolasmiyordu. Dört ayaklari üzerinde anlamsizca dolastilar ve yaraticilarini düsünmediler.
                          “Tahtadan yapilmis yaratiklar yasayip çogaltmak için yeterince iyi degil” diye bagirdi yaraticilar. Ve bu tahtadan yaratiklari yok etmeye karar verdiler.
                          Yaraticilar gökte özsuyundan büyük bir sel olusturdular ve yeryüzüne döktüler. Tahta yaratiklarin kafalarina vurdular ve onlari agaç gibi devirdiler. Sonra bir kartal üzerlerine geldi ve gözlerini oydu. Bir yarasa üzerilerine geldi ve kafalarini kopardi. Bir Jaguar üzerlerine atladi ve kemiklerini kirip dagitti. Yeryüzü karanlikla örtüldü ve araliksiz bir kara yagmur yagdi.
                          Güçsüz kalinca düsmanlari tahta yaratiklara saldirdilar. Büyük küçük hayvanlar onlara saldirdi. Sopalar ve taslar, tabaklar ve çömlekler onlara saldirdi. Aç biraktiklari ve eziyet ettikleri köpekler simdi disleriyle yüzlerini parçaladilar. Ögütmek için kullandiklari taslar simdi onlari ögüttüler. Ocak atesi üzerinde yaktiklari kap kacaklar simdi yüzlerini yaktilar.
                          Umutsuzca yasamlari için savasan tahta yaratiklar evlerini çatilarina tirmanmaya çalistilar ama evler yikildilar ve onlari yere attilar. Dallarinda güvenlige kavusmak için agaçlara tirmanmaya çalistilar ama agaçlar onlari salladilar ve yere attilar. Magaralara girmeye çalistilar ama magaralar kapandilar ve onlara siginak olmayi reddettiler.
                          Birkaçi disinda tahta yaratiklarin tümü yok olmustu. Digerleri sekilsiz yüzler ve çeneleriyle sag kaldilar ve onlari suyundan gelenlere maymun adi verildi.
                          Yaraticilar sonra gecenin karanliginda görüsmek için toplandilar. Günes, ay ve yildizlar daha gökyüzünde yerlerini almamislardi. “Yeniden bizi övecek ve sevecek yaratiklar yaratmayi deneyelim. Böyle olsun! Yeryüzünde soylu canlilar yasasinlar. Onlara biçim verecegimiz malzemeyi arayalim.”
                          Dört hayvan, dag kedisi, koyot, karga ve küçük bir papagan, yaraticilarin önüne geldiler ve onlara yakinda bolca yetisen sari ve beyaz basakli misirlardan söz ettiler.
                          Yaraticilar hayvanlarin gösterdigi yola koyuldular. Misiri buldular, ögüttüler ve bu yüyecekten soylu yaratilar biçimlendirdiler.
                          ” Böyle olsun !” diye heyecanla bagirdilar..
                          Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari.
                          Böylece dört Ilk Ata yaratildi. Yaraticilar gövdelerini misir unundan yaptilar. Ögütülmüs sari ve beyaz misirdan içecekler yaptilar ve bunlar yeni yaratiklarina kas ve et oldu ve bunlarla birlikte güç vermek için onlari beslediler.
                          Ve Yaraticilar memnun oldular. ” Biz düsündü ve tasarladik” dediler
                          “ve yarattigimiz kusursuz oldu!”
                          Bu dört Ilk Ata insan gibi görünüyor ve konusuyordu. Çekici, akilli ve bilgeydiler. Çok uzaklari görebiliyorlardi. Daglar ve vadiler, ormanlar ve çayirlar, okyanuslar ve göller, ayaklarinin altindaki yeryüzü ve baslarinin üstündeki gökyüzü onlara dogalarini açik ettiler.
                          Dört Ilk Ata dünyada görülecek herseyi gördüklerinde, gördüklerinin degerini anladilar ve yaraticilarina tesekkür ettiler. ” Bizi yaratip sekil verdiginiz için size tesekkür ederiz” dediler. ” Bize görme, duyma, konusma, düsünme ve yürüme yetenekleri için size tesekkür ederiz. Büyük ve küçük, uzak ve yakin herseyi görebiliyoruz. Herseyi biliyoruz ve size tesekkür ediyoruz!”
                          Yaraticilar artik memnun degildiler. “Amaçladigimizdan daha iyi yaratiklar mi yarattik ? Çok mu kusursuzlar? ” diye birbirlerine sordular. “O kadar bilgili ve bilgeler ki bizim gibi tanri mi olacaklar ? Daha az görsünler ve bilsinler diye görüslerini mi azaltsak ? Böyle olsun.!”
                          Böyle konustu Yaraticilar ve yarattiklari varliklari degistirdiler. Gözlerine sis üflediler ki yalnizca yakinlarinda olanlari görsünler. Böylece, Yaraticilar dört Ilk Ara’nin sahip olduklari bilgi ve bilgeligi yok ettiler.
                          Yaraticilar atalarimiz yaratip böyle biçimlendirdikten sonra dediler ki : “Simdi Ilk Atalar için özenle esler yaratip biçimlendirelim. Esleri onlar uyurken gelsinler ve uyandiklarinda onlara mutluluk vermek için orada olsunlar. Böyle olsuz.!”
                          Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari.
                          Ve yaraticilar memnun oldular. “Biz düsündük ve tasarladik” dediler
                          “ve yarattigimiz kusursuz oldu!”
                          Bir süre sonra Yaraticilar Ilk Atalar ve Analara benzeyen birçok insan daha yaptilar. Insanlar karanlikta yasayip çogaliyorlardi, çünkü Yaraticilar daha ne günesi, ne ayi, ne de yildizlari, herhangi bir isik biçimi yaratmislardi. Hem açik hem koyu tenli, hem varlikli, hem yoksul ve farkli diller konusan çok sayida insan doguda birarada yasiyordu.
                          Tanrilarinnin hiçbir görüntüsünü yapmadilar, ama yaraticilarini unutmadilar ve sevgi dolu ve uysaldilar. Yüzlerini göge kaldirip dua ettiler : “Ey Yaraticilar! Bizimle kalin ve bizi dinleyin ! Isik olsun ! Safak olsun ! Gündüz olsun’ Safak dünyayi soluk isiga bogsun ve günes onu izlesin. Günes her gün aydinlarak gökyüzünde parladikça, bize soyumuzu sürdürmemiz için kizlar ve ogullar bagislayin. Bize iyi, yararli ve mutlu yasamlar verin ve bize baris verin.!”
                          Bu sözlerle insanlar günesi yükselip Yaraticilarin yaptiklari basamaklari altin isinlariyla aydinlatmaya çagirdilar.
                          “Ve öyle olsun!” dedi Yaraticilar “Isik olsun ! Evrenin safaginda, tüm yarattiklarimizin üstünde sabahin erken isigi parlasin ! Çünkü biz düsündük ve tasarladik ve yarattigimiz kusursuz oldu !”
                          Ve onu yarattilar. Yaraticilar yapti bunu. Günes sulardan yükseldi ve altin isinlarini yeryüzüne saçti. Büyük ve küçük hayvanlar koyaklarin serin gölgesinde ve nehir kiyilarinda ayaga kalktilar ve dogan günese yüzlerini döndüler. Jaguar ve puma kükredi ve yilan tisladi. Kuslar kanatlarini açtilar ve sarki söylemeye basladilar. Insanlar tütsüler yakan ve kurbanlar sunan rahiplerin çevresinde dans ettiler. Çünkü Yaraticilar dünyayi isikla aydinlatmislardi ve kusursuzdu

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                            beyni ortadan ikiye bölmek

                            Bu başlıkta eskiden epilepsi (sara) krizlerini önlemek amacıyla yapılan bir çeşit cerrahi müdahale olan beynin corpus callosum’dan ikiye ayrılması durumunda ortaya çıkan ilginç durumları ele almak istiyorum.
                            Corpus callosum için kısaca “kesildiğinde split brain (bölük beyin) durumu ortaya çıkan beyindeki sol lob sağ lob arası baglantı maddesi” diyebiliriz. Split brain’e sahip insanlarla yapılan deneylerde bir örneği de yabanci el sendromu olan ilginç durumlar ortaya çıkmaktadir. Bir diğer deney şöyledir:
                            (önce ön bilgiler) Yazmak icin sağ elini kullanan insanlarda konuşma merkezi %96 oranında beynin sol lobundadır. Gözlerimizden gelen sinirler ise her insanda contralateraldir, yani sol gözün gordugunu sağ lob ile, sağ gözün gördüğünü sol lob ile algılarız.
                            Split brain’e sahip (ve sağ elini kullanan) kişiden önce eliyle sol gözünü kapatması istenir ve kendisine bildik bir nesne gösterilir (örneğin cakmak). Çakmağı sağ gözüyle gören kişi (bu bilgi sol beyin lobuna yani konuşma merkezinin olduğu kısma gittiği için) kolayca bunun ne olduğunu söyleyebilmektedir. ancak aynı kişiden sağ gözünü kapatması istendiginde ve gene bildik bir nesne gösterildiğinde (örneğin kalem) kişi ıkınıp sıkılmakta, hiçbir şey söyleyememektedir. Karşısındaki şeyin ne olduğunu gayet iyi bilmektedir, alıp yazabilir örneğin kalemle, ama söyleyemez ne olduğunu, çünkü görsel bilgi ile konuşma fonksiyonu arasındaki bağ kesilmiştir. Kişi bunun ne olduğunu sağ beyniyle, adının nasıl söyleneceğini ise sol beyniyle bilmektedir. Peki sizce ortada gerçekten sadece bir kişi mi vardır?
                            Yabancı el sendromu ise epilepsi hastalarinin krizlerden kurtulmak amaci ile, beyinlerinin iki yarisi arasindaki baglantiyi kesen bir ameliyat gecirdikten sonra, sol ellerinin kontrolden cikmasi durumudur. Hızla giderken arabanın direksiyonuna kırmak, yazı yazan sağ eli engellemek ve hatta gece uykuda kişiyi boğmaya çalışmak gibi garip huylar geliştiyor sol el bu ameliyattan sonra ve ancak sağ elin ya da diğer insanların fiziksel baskısı sonucunda sakinlesebiliyor…
                            Rahatsiz edici bir gorüşe göre, beyinlerin bağlantısı kesildikten sonra, iki ayri kişilik bir diğerinin baskısından kurtularak kendi yarıküresinde krallığını ilan ederek vücudun farklı bolgelerinin kontrolünü eline geçiriyor…

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                              yanan toprak

                              Alınan bilgiye göre, Dilimli Köyü yakınlarındaki Şehitlik Dağı’nda
                              bir hafta önce hayvan otlatmaya giden birkaç çoban, ısınmak için ateş
                              yakmaya çalışırken toprağın da yandığını fark etti.
                              Dağdan dumanların yükselmesinden tedirginlik duyan köylüler,
                              olayın incelenmesi için yetkililerden yardım istedi.
                              Şehitlik Dağı’nda incelemede bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi
                              Mühendislik Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim
                              Üyesi Dr. Muzaffer Şenol, ilk belirlemelere göre, daha önce küçük
                              bataklık halinde bulunan çimen ve sazlık gibi bitkilerin kuruması
                              sonucu toprakta karbon oranının yüzde 50′nin üzerine çıkmasıyla turba
                              oluştuğunu ve toprağın yanmaya başladığını söyledi.
                              Buradaki toprak yanmasının petrol ya da gaz sızıntısıyla ilgisi
                              bulunmadığını ifade eden Şenol, şöyle konuştu:
                              ‘’Kesin sonuçlara ulaşmak için buradan aldığımız toprak
                              örneklerinin laboratuvarda analizini yapacağız. Buradaki toprağın
                              yanması, bizim küçük lokal bataklık yerlerinin kuruyarak turba
                              dediğimiz malzemeye dönüşmesinden kaynaklanmaktadır.'’
                              Dilimli Köyü’nde yaşayan Turan Kızıltaş ise bir haftadan bu yana
                              dağdan ateş ve duman yükselmesinin köy halkında paniğe neden olduğunu
                              belirterek, ilk kez böyle bir durumla karşılaştıklarını, bu nedenle
                              volkan patlaması korkusu yaşadıklarını söyledi.
                              Öte yandan, Van’ın Özalp İlçesi’ne bağlı Kırçalı Köyü’ne 3
                              kilometre uzakta bulunan arazideki çimli toprak da 15 yıldır köydeki
                              vatandaşlar tarafından yakacak kullanılıyor.

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                                evde bulunan mumyalanmış cesedin sırrı

                                Erfurt polisi, banyoda bulunan ve aylar önce öldüğü belirlenen kişinin öldükten sonra mumyalandığının tahmin edildiğini bildirdi.
                                Almanya’nın Erfurt kentindeki bir evde mumyalanmış erkek cesedi bulundu.
                                Erfurt polisi, banyoda bulunan ve aylar önce öldüğü belirlenen kişinin cinayet kurbanı olmadığının ve öldükten sonra mumyalandığının tahmin edildiğini bildirdi.
                                Bu kişinin cesedinin, komşularının Ocak ayından bu yana posta kutusunda biriken mektuplar nedeniyle polise haber vermeleri sonucunda bulunduğu, ancak kim tarafından neden mumyalandığının henüz bilinmediği kaydedildi.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor