dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • zigana
    Senior Member

    • 26-01-2004
    • 3796

    Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

    Soğuk bir kış sabahı sahilde bulunan küçük bir koydan bir balıkçı filosu denize açıldı. Öğleden sonra büyük bir fırtına koptu ve gece olduğunda balıkçı teknelerinden hiçbirisi limana dönememişti. Bütün gece boyunca eşler, anneler ve çocuklar ellerini ovuşturup, kaybolan sevdiklerini kurtarması için Allah'a yakararak rüzgâra açık kıyıda bir aşağı bir yukarı dolandılar. Bu sıkıntılı durumda, bir de kulübelerden birinde yangın çıktı, erkekler olmadığı için yangını söndürüp kulübeyi kurtarmak mümkün olmadı.

    Ancak gün ışıdığında, herkesin sevinçle gördüğü gibi, balıkçı teknelerinin tümü de sağlam olarak limana döndü. Fakat orada ümitsiz bir kişi vardı. Bu kişi yangında evi kül olan adamın eşiydi.

    Kocası karaya çıkarken şöyle bağırıyordu, "Aman Allah'ım, mahvolduk! Evimiz, içindeki her şeyle birlikte yangında kül oldu!" Adam ise, kadını şaşırtan şu sözleri haykırdı, "Allah'a şükürler olsun! Yanan kulübemizin ışığı sayesinde bütün tekneler yolunu buldu ve salimen limana döndük."





    Sakın yıkılmayın, her şeyde bir hayır vardır...


    Alıntı-Yazari bilinmiyor

    Yorum

    • zigana
      Senior Member

      • 26-01-2004
      • 3796

      Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

      Bir zamanlar Ayaz adlı bir köle varmış. Taktir bu ya, köle bir günSultanMahmud'un kölesi olmuş. Sultan, köleyi taşıdığı asil karakteri sebebiyleçoksevmiş.Derken Sultan'ın öylesine itimadını kazanmış ki, bütün sultanlığınhaznedârı tayin edilmiş ve en kıymetli ve zarif mücevherler, taşlar onaemanet edilir olmuş.Bu gelişmeyi gören saraylılar ise durumdan pek rahatsızolmuşlar.Hasetlerive kibirleri yüzünden, sözüm ona basit bir köleye böyle bir mevki verilmesini ve kendi rütbelerine çıkarılmasını bir türlü hazmedememişler.Bu duygular içinde, özelikle Sultan yakınlardaysa ondan gün geçtikçedahaçok şikayet etmeye başlamışlar ve asil ruhlu kölenin itibarını zedelemek için ellerinden geleni yapmışlar.

      Bir gün Sultanın huzurunda bir saraylının bir diğer saraylıya şöyledediğiduyulmuş:

      "Köle Ayaz'ın sık sık hazineye gittiğini biliyor musun? Aslında her güngidiyor; hatta izinli günlerinde bile gidip orada saatlerce kalıyor. Onun mücevherlerimiziçaldığından adım gibi eminim"

      Sultan kulaklarına inanamamış. "işin aslını kendi gözlerimle görmeliyim"demiş.
      Böylece o da hazine dairesine gidip Ayaz'ı gözlemek istemiş. Duvaraküçükbir delik yaptırıp, içinde olanları seyretmeye hazırlanmış. Ayaz hazinedairesine bir daha ki sefer geldiğinde Sultan dışarıda beklemeye koyulmuş.Kölenin sessizce içeri girdiğini, kapıyı kapattığını ve sandığa gittiğinigörmüş. Köle Ayaz, sandığın önünde diz çökmüş, kapağı usulca kaldırmış veiçinden bir şey çıkarmış. Orada sakladığı küçük bir bohçaymış bu. Bohçayıöpmüş alnına koymuş ve sonrada açmış.İçinden çıkan köleyken giydiği yırtık pırtık bir elbise! İşte köle Ayaz, saraylı giysilerini çıkarmış bu elbiseyi giymiş ve sonra aynanın karşısınageçmiş. Kendi kendine:

      "Daha önceleri bu elbiseyi giydiğin zamanlar kimolduğunu hatırlıyormusun?"diye sormuş.

      "Bir Hiçtin sen... Hepsi hepsi satılacak bir köleydin ve Allah, Sultanın eliyle sana rahmetinden belki de hiç hak etmediğin nimetler lutfetti. İşteAyaz, şimdi burdasın, ama asla nereden geldiğini unutma! "

      "Çünkü mal mülk insanın hafızasını uçurur, unutuluşlara sürükler."

      "Şimdi sen de, nimetçe senden aşağı olanlara kibirle bakma ve daimahatırla Ayaz, hatırla! "

      sandığı kapatmış, kilitlemiş ve sessizce kapıya doğru yürümüş. Hazinedairesinden çıkarken birden Sultanla yüzyüze gelmiş. Sultan gözlerini Ayazın yüzüne dikmiş dururken, yanaklarından aşağıyaşlarsüzülüyormuş ve boğazı öyle düğümlenmiş ki, konuşmakta güçlük çekmiş.

      "Bugüne kadar mücevherlerimin hazinedârıydın, ama şimdi... kalbimin hazinedârısın. Bana benim de önünde bir hiç olduğum kendi Sultanımınhuzurunda nasıl davranmam gerektiğini ders verdin"

      Yorum

      • zigana
        Senior Member

        • 26-01-2004
        • 3796

        Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

        1500 lerde İngiltere

        Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse eskiden İngiltere'de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün.

        1500 lerde İngilterede işler şöyle yapılıyordu:

        İnsanların çoğu Haziranda evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziranda hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.

        Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak da bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. Ingilizcedeki banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın? (Don t throw the baby out with the bath
        water) deyimi buradan gelmektedir.


        Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu. İngilizcedeki kedi-köpek yağıyor (It s raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir.

        Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu. Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük bir sıkıntı oluşturuyordu. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir.

        Zemin topraktı. Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden yapılmıştı. Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çıkmıştır. Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı. Bunlar kışın ıslandığı zaman kayganlaşıyordu. Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman sermeye devam
        ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman dışarıya taşıyordu. Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun adı thresh hold (saman tutan; Türkçesi eşik) idi.

        Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asılı durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu. Bezelye lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz günlük (peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the pot nine days old) tekerlemesinin menşei budur. Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardı. Eve ziyaretçi gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı. Buna yağ çiğnemek (chew the fat) adı veriliyordu.

        Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep oluyor, böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu. Domatesler buna sık sık sebep olduğu için bunda sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü. Çoğu insanın kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar kullanıyorlardı. Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapılıyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu. Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu. Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların ağızlarında tabak ağzı (trench mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.

        Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. İşçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu alırdı. Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyordu. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor¸ aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu. Buna uyanma nöbeti deniyordu.

        Ingiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı. Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri bir kemik evine **ürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı. Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü. Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık nöbeti graveyard shift denirdi.

        Bazıları zil sayesinde kurtulur (saved by the bell) bazıları da ölü zilci (dead ringer) olurdu.

        Gerçekler bunlar. Kim demiş tarih sıkıcıdır diye.

        Yorum

        • zigana
          Senior Member

          • 26-01-2004
          • 3796

          Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

          Faydasız Pişmanlık
          Ankara Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Beyin Cerrahisi Bölümü'nde yedi yıl Müstahdem olarak çaşlışan T. Emiralioğlu, tayinini Trabzon'a yaptırır.

          Hastaneden ayrılırken de beyin ameliyatlarında kullanılan çok önemli bir cihazı çalarak satar.

          Aradan çok zaman geçmemiştir ki, hastane müstahdeminin iki yaşındaki kızı Ferdağ dikkatsizlik sonucu evinin balkonundan aşağıya düşer ve koma halinde alelacele hacettepeye Üniversitesi Hastanesi'ne getirilir.

          Yavrucağızın felç olmaktan kurtarılabilmesi için derhal ameliyata alınması gerekmektedir. Fakat kaderin tecellisine bakın ki, çocuğun felç olmaktan kurtarılabilmesi için beyindeki kan pıhtısının temizlenmesi gerekmektedir. Bunun için de, babasının daha önce hastaneden çaldığı cihaza ihtiyaç vardır.

          Hastanenin doktorları çaresizlik içinde kızın babasına: "Kızını kurtarabilirdik ama ameliyat cihazımız çalındığı için elimizden birşey gelmiyor" cevabını verirler.

          Baba T. Emiraoğlu utançtan kıpkırmızı olmuştur. Vicdan azabı içinde: "İtiraf ediyorum ameliyat aletini ben çalmıştım, şimdi size onu bulup getireceğim, yeter ki kızım kurtulsun." diyerek dışarı fırlar.

          Derhal cihazı sattığı dükkana koşup aleti alıp getirir ama iş içten geçmiştir. Cihaz yetişinceye kadar iki yaşındaki Ferdağ felç olmaktan kurtulamaz.


          Alıntıdır

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

            1 milyon dolarlık ödülü almadı

            100 yılı aşkın bir süredir çözülemeyen ve evrenin sırlarıyla ilgili çok önemli ipuçları içerdiğine inanılan Poincaré varsayımını çözen esrarengiz Rus matematikçi Grigori Perelman kayıp. Perelman, ABD'den bir enstitünün varsayımı çözene vaadettiği 1 milyon dolar da dahil kazandığı ödülleri kabul etmiyordu.

            Üç boyutlu uzayı sarmalayan iki boyutlu düzlemin, dördüncü boyut olan "zaman"la bağı üzerine devrim niteliğinde bir çalışma ortaya koyan Grigori Perelman'dan yaklaşık iki yıldır haber alınamıyor. Perelman, 2002 yılında dünyanın çözülemeyen en büyük 7 probleminden biri olarak kabul edilen Poincaré varsayımını çözdüğünü iddia ederek internette 39 sayfalık bir makale yayımladı. Ertesi yıl ilkini tamamlar nitelikte 22 sayfalık başka bir makaleyi de internette yayımlanayan Perelman, aslında çalışmalarında Poincaré varsayımından hiç söz etmiyor. Bu problemin de bağlı olduğu çok daha geniş kapsamlı bir önerme olan Thurston Geometrizasyon Konjektürü'ne çözüm getiren Rus matematikçi, 2003 yılında ABD'de bir dizi konferans verdi ve bilim dünyasına çalışmalarını anlattı.

            Düşünce tarihinde yeni bir sayfa

            İlk etapta kuşkuyla yaklaşılan makalelerin doğrulunu test etmek için oluşturulan bilim kurulları geçtiğimiz günlerde Perelman'ı destekler nitelikte açıklamalarda bulundu. Çoğu bilim insanı sadece matematik alanında değil, düşünce tarihinde yeni bir sayfa açıldığında hemfikir. Elde edilen bilgiler ışığında bilgisayar teknolojilerinde olduğu kadar bilimin hemen her alanında büyük değişimler bekleniyor. Üç yıldır Perelman'ın makaleleri üzerinde çalışan Yale Üniversitesi'nden Bruce Kleiner, değil önümüzdeki 100 yılda, belki de hiçbir zaman çözüleceğine inanmadıkları bir problemin çözüldüğünü söylüyor.

            Uzmanlar çözümü bile zor anladı

            Rus bilimadamının, 2002'de tüm dünyayı şaşkına çeviren Poincaré varsayımına çözüm olarak sunduğu makaleler çok ağır bir matematik diliyle yazılmıştı ve bilimsel bir makaleden çok karalamayı andırıyorlardı. Uzmanların anlamakta güçlük çektiği dokümanların gelmiş geçmiş en büyük matematik problemlerinden birinin çözümünü içerdiğine artık kesin gözüyle bakılıyor. Yazdıklarıyla ilgili detayları açıkladığı ABD'deki konferanslarından sonra 2003'te ülkesine dönen Perelman o tarihten beri e-posta ve telefonlara yanıt vermiyor. Steklov Enstitüsü'nden de ayrıldığı söylenen Grisha'nın ne yaptığı merak konusu. Önümüzdeki hafta Madrid'de toplanacak Uluslararası Matematik Birliği'nde matematiğin Nobel ödülü diye adlandırılan Fields Madalyası'na layık görülmesine kesin gözüyle bakılan Perelman'ın törene katılacağına dair hiçbir belirti de yok.

            Poincaré varsayımı nedir?

            Fransız matematikçi, fizikçi ve filozof Henri Poincaré 1904'te ortaya attığı önermede, "üzerinde delik olmayan her şey bir küredir" diye özetlenebilecek bir yargıda bulunuyor. Bir elmanın üzerine gerilmiş paket lastiğinin şeklini bozmadan ya da elmayı parçalamadan sonsuza kadar büzülebileceğini, ancak ortası delik bir simitte bunun mümkün olmadığını, delik var oldukça lastiği sınırlayacağını iddia ediyor.

            En büyük zevki mantar toplamak

            ABD'li Clay Matematik Enstitüsü'nün problemin çözümünü bulan bilim adamına vermeyi vaad ettiği 1 milyon doları almak için çaba sarf etmeyen ve 1996'da Avrupa'nın en saygın matematik kurumunun verdiği Genç Matematikçi Ödülü'nü kabul etmeyen Perelman, esrarengiz kişiliğiyle de merak konusu. Grisha adıyla da anılan Grigori Perelman, 1966 St. Petersburg doğumlu. 1982'de henüz bir lise öğrencisiyken Madrid'deki Matematik Olimpiyatları'nda en yüksek skorla altın madalya aldı. Perelman, 90'lı yıllarda araştırma bursuyla ABD'deki üniversitelerde bulundu. O dönemki arkadaşları tarafından "Sanki bu dünyadan değil gibiydi" diye tanımlanan Grisha, uzun saç ve tırnaklarıyla Rasputin'e benzetilmiş. Dahi matematikçinin en büyük zevkinin St. Petersburg yakınlarındaki ormanlık alanda mantar aramak olduğu söyleniyor.

            Yorum

            • cemal344
              Senior Member
              • 03-11-2005
              • 3977

              Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

              vaybee

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                Ölülerle cinsel ilişki (tecavüz)

                Sutyenini ve külotunu çıkarıp onunla **** yaptım. Sanırım bu benim hayatımın bir parçası oldu, yani ölülerle cinsel ilişkiye girmek.”

                HENRY LEE LUCAS, bir tartışma sırasında göğsünden bıçakladığı 12 yaşındaki nikahsız karısı Becky Powell’ın ölümüne verdiği tepkiyi anlatırken.
                Nekrofili - (Ölü sevicilik)

                Richard Von Kraft-Ebing, sapkın davranışları incelediği Psychopathia ***ualis adlı klasik eserinde nekrofiliyi tüm sapkınlıkların en canavarcası olarak niteler. Nekrofili (Yunanca’da “Ölü Sevicilik” anlamına gelir.) Cesetlerle **** yapmak anlamına geldiğinden, bu şaşırtıcı bir niteleme sayılamaz. Aynı şekilde bu en canavarca eylemin, en canavar suçlular olan seri katiller arasında çok rastlanır olması da bizi şaşırtmamalıdır.

                Earle Leonard Nelson’dan, Ted Bundy’ ye kadar birçok kötü şöhretli psikopat, ara sıra yeni öldürdükleri kurbanlarının cesetlerine tecavüz etmiştir. Ancak bazı kriminal psikoloji uzmanları, bu tip bir öfke patlaması ile katilin bir kurbana tamamen hükmetmek ve onu aşağılamak şeklindeki habis arzusundan doğar. Gerçek nekrofil, yani ölüme tutku ile bağlı olan ve en büyük zevki bir cesetle **** yapmak olan kişi, arasında fark olduğunu belirtirler. Bu tür bir nekrofil, seri katiller arasında nadir görülür. Fakat bazı kayda değer vakalar da yok değildir.

                Jeffrey Dahmer’in ölü nesneler ilgisi çocukken başlamıştır, o yaşlarda en büyük zevki, yollarda bulduğu ezilmiş hayvan cesetlerini toplayı kesmekti. Büyüdüğünde, bu marazi tutku kelimelere sığmaz bir sapkınlığa dönüştü. Dahmer, psikiyatrlara rutin olarak öldürdüğü kurbanların karınlarını kesip iç organları üzerinde mastürbasyon yaptığını anlatmıştır. Ayrıca kurbanlarına anal olarak tecavüz ettiğini de itiraf etmiştir. Dahmer’in Britanyalı eşdeğeri Dennis Nilsen de, Nekrofili güdülerle hareket ediyordu, fakat kurbanlarına daha nazik davranıp yatakta onlara sokularak mastürbasyon yapardı.

                Amerikan nekrofilleri arasında en kötü şöhretlisi Ed Gein’dir. Tüm klasik nekrofiller gibi, Gein de kesinlikle canlı kadınlarla ilgilenmezdi. **** partnerlerini yerel mezarlıklardan bulurdu ve on iki yıldan uzun bir süre bu mezarlıklardan ceset çalmıştı. Genel olarak nekrofiller seri katillerden daha az tehlikeli görülürler, çünkü kurbanları hali hazırda ölüdür. Gein de bir istisna değildi. Yine de zararsız sayılamazdı. Yerel mezarlıklarda istediği türden kadınlar kalmayınca dişine göre bir kurban aramaya çıktı ve onu en sevdiği kadın türüne dönüştür. Yani ölü bir kadına….

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                  İlginç

                  1-BEHRAM
                  1790-1840 döneminde Thug mezhebinin lideriydi we 931'den fazla insanı boğarak kurban ettiği sanılıyor.
                  ------------------------------------
                  2-KONTES ERZSEBET BATHORY
                  Macaristan'da 1610 yılına kadar olan dönemde Bathory(1560-1614)genç kızların kanlarını içmenin onu yaşlanmaktan kurtaracağını sanarak 330-650 kızı öldürdü.Kontes Dracula olarak tanınan bu kadın 1611'de tutuklandı,mahkemede suçlu bulundu 21 Ağustos 1614'te kendi şatosunda öldü.
                  ------------------------------------
                  3-PEDRO ALONSO LOPEZ

                  Kolombiya canawarı ya da And canawarı olarak da tanınan 1980'de yakalanıncaya kadar Colombia,Ekvador we Peru'da 300'den fazla kenç kızı öldürdü.Onu Peru'da Atacucho kızılderilileri yakaladılar.Lopez onların çocuklarını kaçırıp bir kadın misyonerin de yardımıyla Ekwator'a götürmüştü.Lopez tutuklandıktan sonra polisleri 53 kurbanının mezarına götürdü.Bir nehir taştığı zaman,Lopez'in kurbanlarının cesetleri ortaya çıkıyor.Bir çocuğun inşaat alanlarında toprak altında kaldığı sanılıyor.
                  ------------------------------------
                  4-WILLIAM ESTEL BROWN

                  Brown, 17 mtemmuz 1961'de yıllar önce 18 mart 1937 tarihinde Teksas'ta Nw London'daki okulunun zemin katındaki gaz borularını bilerek gevşettiğini we böylece 282 öğrenci we 24 öğretmenin ölümüyle sonuçlanan patlamaya neden olduğunu itiraf etti.
                  -----------------------------------
                  5-GILLES DE RAIS

                  Çok tanınmış we zengin bir Fransız soylusu olan de Rais(doğumu 1404)60-200 çocuğu kaçırıp öldürmekle suçlanmıştı.De Rais,25 Ekim 1440'da Nantes'de boğazlanarak öldürüldü we cesedi yakıldı.
                  -----------------------------------
                  6-HERMAN WEBSTER MUDGETT
                  Mudgett (doğumu 1860)Chicago'da 63'üncü caddedeki şatosunda 150'den fazla kadını kandırıp getirdiğine we burada onları işkenceyle öldürdüğüne inanılıyor.27 cinayet işlemekle şuçlanan Mudgett 7 mayıs 1896'da idam edildi.
                  ------------------------------------
                  7-BRUNO LUDKE

                  Ludke (doğumu 1909) 1928 we 29 ocak 1943 tarihleri arasında 85 kadını öldürdüğünü itiraf etmişti sawaş sırasında 8 nisan 1944'te Viyana'da bir hastanede iğneyle öldürüldü.
                  ------------------------------------
                  8-WOU BOM-KON
                  Görevinden alınmış bir polisti 26-27 Nisan 1982 tarihlerinde Güney Kore'de iyice sarhoş olup tüfekler we patlayıcılarla sağa sola saldırdı 57 kişiyi öldürdükten sonra bir dinamit patlatarak kendini havaya uçurdu.
                  ------------------------------------
                  9-TED BUNDY

                  Dokuz yıl cezaevinde bekledikten sonra Bundy,24 ocak 1989'da Flarida Eyalet Cezaevi'nde idam edildi.12 yaşındaki Kimberley Leach'i öldürmekten suçlu bulunmuştu.Cezasının infazından bir kaç saat önce polise 23 cinayet işlediğini itiraf etti.Polis onun 36 kızın katili olduğu kanısındaydı.Ted Bundy,100 kişiyi öldürdüğünü iddia etti..

                  Yorum

                  • delphin
                    Senior Member
                    • 27-12-2005
                    • 15279

                    Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                    16 Yaşında Google Açığını fark etti

                    Herkesin mükemmel gözüyle baktığı Google da güvenlik açığı verebiliyor. Peki Google mühendislerinin gözden kaçırdığı bu açığı yakalayan sizce nasıl bir deha?


                    30 Aralık 2006 günü Google'a bir güvenlik açığı bildiriliyor ve Google, bu sorunu düzeltmek için 1 Ocak 2007 tarihine kadar apar topar çalışıp sonunda güvenlik açığını kapatıyor. Fakat zannetmeyin ki bu açığı keşfeden büyük bir bilgisayar uzmanı. Amerika Birleşik Devletleri'nin Columbus şehrinde yaşayan 16 yaşındaki Haochi Chen, Google Video'nun Gmail adres defterindekilere video gönderme özelliğini kurcalarken bu açığı şans eseri farkediyor ve derhal Google'a bildiriyor.

                    Açığın zararları neler?

                    Açığın tam olarak nasıl çalıştığı Google tarafından açıklanmasa da internet tarayıcıların kodlarının bilgisayarınıza bulaşan bir virüs sayesinde değiştirilip, siz herhangi bir Google hesabına (Gmail, Blogger, vs.) giriş yaptığınızda sizin güvenlik bilgilerinizin saklanıp daha sonra sizin adınıza insanlara virüs gönderdiği tahmin ediliyor.


                    Ne yapmalı?

                    ZDNet'in Googling Google isimli blogunda[/URL] ise bu açığın henüz tam olarak kapatılamadığı, çalışmaların sürmekte olduğu bu nedenle Google hesaplarınıza güvenli olduğuna emin olmadığınız yerlerden girmemeniz, girseniz bile işiniz bittikten sonra mutlaka “Çıkış” yazısına tıklayarak çıkmanız yönünde tavsiyede bulunuluyor.

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                      Serİ Katİllerİn Ortak Özellİklerİ

                      1) Birbirine benzer en az 3 cinayet işlemiş olmaları.

                      2) Durdurulana kadar öldürmeye devam ediyorlar. Bugüne kadar öldürmeye son veren seri katil olmamış.

                      3) Cinayetten sonra bir sakinleşme dönemine giriyorlar. Bu süre kimi katile göre birkaç gün, kimine göre de bir iki yıl olabiliyor.

                      4) Katil, sakinleşme döneminde cinayeti hafızasında canlı tutabilmek için kurbandan muhakkak bir eşya ya da organ alıyor.

                      5) Bazı istisnalar dışında hep yalnız çalışıyorlar.

                      6) Hepsinde cinsel davranış bozuklukları ve intihara eğilim oluyor. Büyük çoğunluğu da alkol ve/veya uyuşturucu bağımlısı.

                      7) Hafızaları zayıf. gerçekle yüzleşmekten kaçan yapıları var. Hayvanlara işkence etmek gibi eğilimleri var.

                      8 ) Kurbanlarını genellikle kendi yaş gruplarından seçiyorlar, fakat sosyal ya da ekonomik sınıf farkı gözetmiyorlar.

                      9) Birçoğu kurbanlarının etini yemekten ve Ölü sevicilikten hoşlanıyor.

                      10) Cinayet işlerken ne yaptıklarının farkındalar. Cezai sorumlulukları var.

                      11) Aşağılık duygusuna sahipler.

                      12) Yaşları genellikle 20 - 40 arasında, ve %90'i erkek.

                      13) Çoğunluğu beyaz tenli, hetero****üel ve dindar.
                      14) Hiçbiri dış görünüm olarak adam öldürecek birine benzemiyor. Düzenli bir işte çalışanların yüzdesi %1. Çoğu silik ve ezik insanlar.

                      15) Bütün seri katillerin problemli bir çocukluk geçmişleri olmuş, veya cinsel saldırıya uğramışlar.

                      16) Zeka seviyeleri normalin üstünde. %30'u üstün zekalı.


                      17) %80'i, 18 yaşına gelmeden önce kadınlara veya erkeklere tecavüz etme hayali kurmuş oluyor.

                      18 ) Erkek seri katillerin birçoğuna çocukken kız kıyafetleri giydirilmiş.

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                        Adolf Hitler ve kardeşi arasıdaki ilginç diyalog

                        almanların ünlü diktatörü ve malum herkez tarafından bilinen bir yazar!!! olan adolf hitler, yahudilere soykırım yaptığı dönemlerde kendisinden daha hassas ve insancıl olan kardeşiyle konuşuyorlardı. ama adolf hitler kardeşini her zaman bir düşman olarak görmekten kendini alıkoyamıyordu. neredeyse yahudilerden farksızdı hatta onlardan bile tehlikeliydi gözünde. adolf hitler kardeşiyle masada yemek yerken birden belinden silahını çekti ve masanın üstüne koydu.
                        kardeşine;
                        - al bu silahı ve beni vur!!!

                        kardeşi şaşkın bir şekilde;
                        - ama sen benim ağabeyimsin neden seni öldüreyimki

                        adolf hitler çok sakin ve soğukkanlı bir şekilde;
                        - çünkü sen beni öldürmezsen ben seni öldürücem
                        çünkü senin bir gün beni devirip alman ordusunun başına geçme olasılığı uykularımı kaçırıyo.

                        kardeşi;
                        - hayır ne senin yerine geçmek gibi bir düşüncem var nede şu an seni öldürmek

                        iyi peki der adolf hitler ve hiç düşünmeden silahı masadan alır ve öz kardeşini şakağından vurarak öldürür.

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                          Milli piyangoda büyük ikramiye kazananlara ne oldu ?

                          KOCAYI BOŞADI

                          YEŞİM AKYOL: 2003'te 2 trilyon çıktı. Kavga etmeye başladığı 8 yıllık eşiyle boşandı. Kocası "Para çıkınca beni boşadı" diye suçladı.

                          KORKU EVE KAPATTI

                          SALİH BAHTİYAR: 1985 ve 1997'de iki büyük ikramiye kazandı. Bahtiyar'ın huzuru kaçtı, "Mafya beni bulacak" diye bunalıma girip, eve kapandı.

                          MEMURLUÐU GİTTİ

                          AYHAN YALÇINKAYA: 1995'te zengin oldu. Memurluğu bıraktı. İşyerleri elinden gidince "Memurluğa geri dönmek istiyorum" dedi.

                          MEZARI AÇILDI

                          SALİH GÜMÜŞÇAY: Salih Dede. 1989'da 5 milyar kazandı. 1 yıl sonra öldü. Tek başınaydı, yüzlerce akrabası çıktı. DNA testi için mezarı açıldı.

                          OÐLU BIÇAKLADI

                          NECMİ YILDIRIM: 2004'te 10 trilyonun dörtte birini kazandı. İkramiye yüzünden kavga çıkaran oğlu, bıçakla Yıldırım'ı boğazından yaraladı.

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                            Uluslarası Garipler

                            İngiltere


                            Ağır bir hastalık yüzünden kolları kesilen 44 yaşındaki İngiliz, Manchester mahkemesinde dava açtı. Kolsuz adam, 1991yılından beri ayaklarıyla ''fevkalade güzel'' otomobil kullandığını söylüyor, ehliyetinin geri verilmesini istiyordu. Davacı, ''10 yıldır gayet güzel araba kullanıyorum. Hiç kaza yapmadım. Ehliyetimi hak ediyorum. Vermezseniz yine araba kullanmaya devam edeceğim...'' diyordu. 46 yaşındaki İngiliz rahibi, dünyanın un uzun vaazını vererek rekor kırdı.Chris Sterry adlı rahip, Cuma sabahı saat 06.30'da vaazına başladı. Rahibin konuşması tam 28 saat 45 dakika sonra bitti.

                            hollanda

                            2.5 metrelik boyuyla dünyanın en uzun adamı sayılan Pakistanlı Azad Han Mesud ile 1.20 metre boyundaki Ali Garban, ''her türlü ayrımcılıkla mücadele'' amacıyla dünya turuna çıktılar.
                            İkili, dünyaya kardeşlik mesajı vermek istediklerini belirttiler.

                            Pakistan

                            Hollanda hükümetindeki kadın bakanlar, İtalyan erkek bakanlarla görüşecek olurlarsa onların kıçlarına birer şaplak vurmay kararlaştırdılar.
                            Kadın bakanlar, böylece bir İtalyan mahkemesinin kararını protesto edeceklerdi.
                            Mahkeme, işyerinde kadın meslektaşının kalçasını ellemekle suçlanan adamı aklamış ve erkeklerin, kadın meslektaşlarının kalçalarını ''aşırıya kaçmamak kaydıyla''elleyebileceklerine hükmetmişti

                            Ukrayna

                            Piknikte tartıştığı karısını öldürüp etini yiyen yamyam, 15 yıl hapisle cezalandırıldı.
                            İşi kasaplık olan Vitali Staçevski, öldürdüğü eşinin kalbini, karaciğerini ve böbreklerini çıkardığını ve bunları dükkanında sattığını da itiraf etti.
                            'Sadece satılabilecek parçalarını ayırdım' diyen yamyam kasap, çocuklarının annesinin etini dana eti diye arkadaşlarına da yedirdiğini söyledi.

                            ABD

                            Florida'da bir kişi, adam öldürtmek için kiralık katil tuttu.
                            Talihin cilvesine bakınız ki, tuttuğu kiralik katil öldürtmek istediği adamın oğluydu...
                            Planı başarısızlığa uğrayan adam, bir de cezaevini boyladı...

                            Bolivya

                            Bolivya senfoni orkestrası, eksi 15 derecede açık hava konseri verdi.
                            4 bin metre yüksekliğindeki And dağlarında bulunan Uyuni tuz çölünde dondurucu soğukta konser veren müzisyenlerin bir tek amacı vardı:
                            Bölgenin turistik tanıtımını yapmak.

                            Kenya

                            Rowan Atkinson adlı İngiliz, Kenya'da özel uçakla seyahat ediyordu.
                            Cessna'nın pilotunun birden bayılması üzerine, daha önce hiç uçak kullanmayan Atkinson, 5 bin metre irtifadan düşmemek için can havliyle direksiyona geçti.
                            Allah'tan, pilot birkaç dakika sonra kendine geldi de facia önlenmiş oldu.

                            İskocya

                            Temmuz'da 100. doğum gününü kutlayan Leydi Morton, yeni aldığı arabasıyla kaza yaptıktan sonra, 'araba kullanmaya devam edeceğim' dedi.100'lük leydi, 74 yıldır araba kullanıyordu ve ilk kez trafik kazası yapıyordu

                            Ekvator

                            'Sakar' Ekvatorlu, dişlerini fırçalarken elindeki dişfırçasını 'yuttu.'
                            Başına geleni anlatırken,
                            'Fırça elimden kayıp boğazımdan aşağı iniverdi' diyen adamı muayene eden doktorlar;
                            fırçanın 'doğal yoldan' atılmasını bekleyeceklerini bildirdiler.

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                              Dünyanın En Pahalı 5 Maddesi

                              Alman Bild am Sonntag gazetesi, gramı bir servete bedel olan dünyanın en
                              pahalı maddelerini açıkladı... Gazetede yer alan fiyatlara göre işte
                              dünyanın en pahalı 5 maddesi:


                              Örümcek zehri: Karadul örümceğine ait 1 gram zehir, 62 bin 500 euro'ya alıcı
                              buluyor. Zehir, örümcekten sağılarak laboratuvarlara satılıyor ve ilaç
                              üretiminde kullanılıyor.

                              Boğa spermi: Kanada'daki Goldwyn ve Titanic adlı süper boğaların 1 gram
                              ağırlığındaki yoğunlaştırılmış spermi, tam 55 bin euro değerinde.

                              Kuyrukluyıldız tozu: "Stardust" uydusunun uzayda "Wild II" adlı
                              kuyrukluyıldızdan topladığı tozun gramı 28 milyar euro'ya geliyor. ABD'li
                              gezegenbilimci Amir Alexander, tozun Güneş Sistemi'nin ilk zamanlarına ait
                              olduğunu açıkladı.

                              Beyaz trüffe mantarı: Bir İngiliz asilzade, geçen ekim ayında açık artırmaya
                              çıkarılan 1.2 kilogram ağırlığındaki beyaz trüffe mantarına 95 bin euro
                              ödedi. Köpekler yardımıyla bulunan mantarın gramı 80 euro'ya geldi.


                              Yasemin çiçeği esansı: Fransa'nın Grasse kentinde yetiştirilen yasemin
                              çiçeğinin esansı çok değerli. Çünkü yasemin ekili bir tarladan ancak birkaç
                              damla saf yasemin yağı elde edilebiliyor. Bir kilo yasemin esansı piyasada
                              50 bin euro'ya alıcı buluyor.*

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                Konu: dünyada görülen İLGİNÇ OLAYLAR ve haberler

                                Kaybolan oğullarını TV'de gördüler !

                                ZONGULDAK’ın Ereğli İlçesi’nde oturan Sevim ve İsmail Sarı çifti, 96 gündür haber alamadıkları 16 yaşındaki oğulları Şener'i, bir televiz kanalının sokak çocuklarıyla ilgili programında gördü.

                                İlçenin Karga Mahallesi’nde oturan Sevim ve İsmail Sarı çifti, 28 Eylül günü, “Babamın yanına gidiyorum'' diyerek evden ayrılan ve bir daha geri dönmeyen oğulları Şener’in aramadık yer bırakmadı. Oğullarının hayatından endişe eden Sarı çifti, bayram öncesi bir televizyon kanalında yayınlanan sokak çocuklarıyla ilgili programda Şener'i görünce büyük sevinç yaşadı.

                                Tuvalet işletmeciliği yapan baba İsmail Sarı, “Oğlum daha önce hiç böyle birşey yapmamıştı. Her yerde kendisini aradık. Yaşayıp yaşamadığından emin değildik. Televizyondaki programı izlerken oğlumuzu gördük. Artık en azından yaşadığını biliyoruz. Televizyona gidip çekimleri nerede yaptıkları konusunda bilgi alacağız. İnşallah oğlumuzu buluruz'' dedi.

                                İstanbul’a giden Sarı çifti, programın nerede çekildiğini öğrenip, oğullarını o bölgede arayıp bulacak.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor