Antalya’da görev yapan bir gazetecinin de ismi Bülent Ecevit çıktı.Gazeteci Ecevit, adaşı Ecevit'le karıştırılmasını Hürriyet yazarı Yalçın Bayer'e anlattı.
ANTALYA'dan gazeteci Bülent Ecevit yazıyor:
1986 ara seçimlerde Burdur’da karşılaşmıştık ilk kez saygı duyduğum, hayran olduğum adam Sayın Ecevit ile. Yasaklıydı ama yine de seçim gezisine çıkmıştı. Erenardaç mesire yerinde yemek molasında partililer "Sayın Başkanımız, işte bu adaşınız Bülent Ecevit" diye tanıttılar beni.
Heyecanlı bir muhabir olarak gururlanmıştım. Hem kendisi hem de Rahşan Hanım kibarca 'merhaba' deyip elimi sıkmışlardı. Dün gibi hatırlarım Sayın Ecevit bana, "Sen misin o!.. Bizi karıştırıyorlar hep..." diye karşılık vermişti.
Aslında 1982’den beri Burdur'da Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerinin muhabirliklerini yapıyordum. Ecevit'in, 1980'deki '11'ler' arasında yer alan Hilmi İşgüzar ceza almış ve Burdur Cezaevi’nde yatıyordu. İşgüzar ile cezaevindeki kısa bir söyleşim Hürriyet'te yayınlanınca bana çok kızdığını, o zamanki HHA Genel Müdürü Oktay Ekşi anlatmıştı. Hatta kendisini arayıp sormuş "Başka ismi yok mu onun" diye...
Antalya’da Cumhuriyet temsilcisiyken, Akdeniz'deki gezilerinde birçok kez karşılaştık CHP lideri ile... Gazetedeki 'Bülent Ecevit' imzalarımdan rahatsız olunca gazete yönetimi ismimi bir süre 'B.Ecevit' olarak kullanmıştı.
Adımın nereden geldiği sürekli merak edilir. Hemen söyleyeyim, hiçbir akrabalığımız yok Ecevitler'le... Soyadı seçilirken, rahmetli dedem 'Ecevit' soyadını seçmiş. Ben 1960 doğumluyum. Ecevit 1961 yılında Çalışma Bakanı olmuş. Rahmetli babam birilerinden duymuş olmalı ki nüfusa adımı 'Bülent' yazdırmış. Annem bile bilmez neden bu ismi nüfusa yazdırdığını. Ama ailecek Ecevit'in görüşlerini her zaman sevdik ve saygı duyduk.
'Bülent Ecevit' adım okul dönemlerinde başıma çok işler açtı. Karşıt görüşlü okul arkadaşlarım ve öğretmenlerimin hışmına çok uğradım, kavgalar yaşadım.
Sırf ismim yüzünden kötü notlar bile aldım.
ANTALYA'dan gazeteci Bülent Ecevit yazıyor:
1986 ara seçimlerde Burdur’da karşılaşmıştık ilk kez saygı duyduğum, hayran olduğum adam Sayın Ecevit ile. Yasaklıydı ama yine de seçim gezisine çıkmıştı. Erenardaç mesire yerinde yemek molasında partililer "Sayın Başkanımız, işte bu adaşınız Bülent Ecevit" diye tanıttılar beni.
Heyecanlı bir muhabir olarak gururlanmıştım. Hem kendisi hem de Rahşan Hanım kibarca 'merhaba' deyip elimi sıkmışlardı. Dün gibi hatırlarım Sayın Ecevit bana, "Sen misin o!.. Bizi karıştırıyorlar hep..." diye karşılık vermişti.
Aslında 1982’den beri Burdur'da Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerinin muhabirliklerini yapıyordum. Ecevit'in, 1980'deki '11'ler' arasında yer alan Hilmi İşgüzar ceza almış ve Burdur Cezaevi’nde yatıyordu. İşgüzar ile cezaevindeki kısa bir söyleşim Hürriyet'te yayınlanınca bana çok kızdığını, o zamanki HHA Genel Müdürü Oktay Ekşi anlatmıştı. Hatta kendisini arayıp sormuş "Başka ismi yok mu onun" diye...
Antalya’da Cumhuriyet temsilcisiyken, Akdeniz'deki gezilerinde birçok kez karşılaştık CHP lideri ile... Gazetedeki 'Bülent Ecevit' imzalarımdan rahatsız olunca gazete yönetimi ismimi bir süre 'B.Ecevit' olarak kullanmıştı.
Adımın nereden geldiği sürekli merak edilir. Hemen söyleyeyim, hiçbir akrabalığımız yok Ecevitler'le... Soyadı seçilirken, rahmetli dedem 'Ecevit' soyadını seçmiş. Ben 1960 doğumluyum. Ecevit 1961 yılında Çalışma Bakanı olmuş. Rahmetli babam birilerinden duymuş olmalı ki nüfusa adımı 'Bülent' yazdırmış. Annem bile bilmez neden bu ismi nüfusa yazdırdığını. Ama ailecek Ecevit'in görüşlerini her zaman sevdik ve saygı duyduk.
'Bülent Ecevit' adım okul dönemlerinde başıma çok işler açtı. Karşıt görüşlü okul arkadaşlarım ve öğretmenlerimin hışmına çok uğradım, kavgalar yaşadım.
Sırf ismim yüzünden kötü notlar bile aldım.