10 KASIM MEDYADAN HABERLER

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • erciyesboran
    Banned
    • 29-12-2005
    • 4110

    10 KASIM MEDYADAN HABERLER

    SHOW TV VE AKŞAM GAZETESİ SATILDI ! Medyada müthiş iddia... Çukurova Grubu'nun amiral gemisi Show TV ile kruvazörü Akşam gazetesi satıdı...Kanadalı medya devi Canwest'in Show TV ve Akşam gazetesini satın aldığı öne sürüldü.

    İddialara göre uzun süredir devam eden pazarlıklar anlaşmayla noktalandı. Ancak Canvest'in çoğunluk hisselerini mi aldığı yoksa %49'luk payla ortak mı olduğu henüz kesinleşmedi..
  • erciyesboran
    Banned
    • 29-12-2005
    • 4110

    #2
    Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

    TÜRKİYE’DE PKK’NIN GAZETESİ NASIL VAR?

    Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt’tan gazetecilere anlamlı soru..Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Genel Sekreterliği’nin medya için verdiği resepsiyonda sert çıktı. İsim vermeden PKK’nın gazetelerinden rahatsızlığını dile getirdi.

    Genelkurmay Başkanı’nın isim vermediği ancak Türkiye’de günlük yayınlanan Ülkede Özgür Gündem gazetesi ile Azadiya Welat’ı kastettiği biliniyor.

    Özgür Gündem’le ilgili PKK açıklamalarını yayınladığı gerekçesiyle 600'den fazla dava açıldı. Ancak gazete kapatılmadı, yayın hayatı devam ediyor. Diyarbakır'da Kürtçe yayınlanan ve Güneydoğu'da dağıtılan Azadiya Welat (Özgür Vatan) gazetesi de PKK destekçisi olarak biliniyor.

    PKK'NIN GAZETESİ ÇIKIYOR

    Org. Büyükanıt o cümleyi şöyle kurdu:

    Gazetecilerin "İmralı'daki şahsiyet nasıl açıklama yapıyor" sorusu üzerine Org. Büyükanıt şöyle dedi: “Bunu soracağınıza Türkiye'de PKK'nın gazetesi nasıl var, ona bakın. Diyarbakır'da Kürtlerin gazetesi yayımlanıyor. AİHM, Abdullah Öcalan'ın avukatlarının başvurusunu kabul etti. Başkalarının "PKK terör örgütü değildir" başvurusunu kabul etti. Uluslararası alana çekilme dediğim bu.

    Yorum

    • erciyesboran
      Banned
      • 29-12-2005
      • 4110

      #3
      Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

      EN ÇOK TİRAJI ALAN GAZETE BUGÜN ! Bu hafta en çok satış arttıran gazeteler Bugün ve Posta oldu. Posta’nın birinciliği değişmezken Zaman ikinci Hürriyet üçüncü oldu. İşte 30 Ekim – 5 Kasım haftasının gazete satış raporu:

      Yorum

      • erciyesboran
        Banned
        • 29-12-2005
        • 4110

        #4
        Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

        TURGAY CİNER'E 1.2 TRİLYON'LUK ŞOK ! Sabah ve Atv'nin patronu Turguy Ciner, 1,2 trilyon lira tazminat ödemeye mahkum oldu.SABAH Gazetesi ve ATV, haklarını gasbeden sözleşmeyi imzalamadıkları için sürgüne gönderip işten attığı muhabirlere 1.2 trilyon lira ödemeye mahkum oldu. Yargıtay, haklarını almak için dava açan muhabirleri haklı buldu ve Sabah grubu geçen hafta ödemeyi yaptı.

        ‘Turgay Ciner’in parasını kimseye yedirmem’ diyerek çalışanlara yasal haklarını vermeyen Sabah‘ın eski Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya, en büyük zararı yine Ciner’e verdi. Sabah ve ATV'de hak kaybı getiren sözleşmeleri imzalamadıkları için dönemin yöneticileri tarafından önce sürgüne gönderilen, sonra da iş akitleri tazminatsız feshedilen 13 muhabirden 6'sı daha davayı kazandı.

        Dava dosyasını onaylayan Yargıtay, Sabah grubunu, Şamil Tayyar, Erhan Seven, Fatih Atik, Fatma Can, Hüseyin Özalp ve Enver Erdem’e toplam 750 milyar ödemeye mahkum etti. Sabah grubu, Sarıkaya’nın yanlış yönetim anlayışı ve baskıları sonucu işten çıkardığı Sabah ve ATV çalışanlarına, 38 ila 270 milyar lira arasında değişen tazminat ödedi.

        ATV eski Ankara temsilcisi Erhan Karadağ da aynı nedenle açtığı davayı kazanmış ve ATV’den 500 milyar tahsil etmişti.

        Ergun Babahan ve Sarıkaya’nın başlattığı Sabah ve ATV'nin sürgün operasyonu gruba şimdilik yaklaşık 1 trilyon 200 milyara liraya mal oldu. Halen 6 muhabir daha tazminatlarını tahsil için yargı sürecinin sonuçlanmasını bekliyor. Sabah'ta krize yol açan olaylar zinciri Etibank'ın batması ve Dinç Bilgin'in gazeteyi Turgay Ciner'e devretmesi ile başladı.

        OLAY NASIL OLMUŞTU?

        Yeni yönetim şirket değişikliğine giderek Sabah ve ATV çalışanlarına yeni sözleşme getirdi. Bu sözleşmede muhabirlerin o güne kadarki kıdem tazminatı, fazla mesai, izin gideri, bayram ücreti gibi tüm haklarını aldıkları vurgulanıyordu. Hak kaybı getiren sözleşmeleri Sabah'tan 5, ATV'den de 8 muhabir imzalamadı.

        Bunun üzerine dönemin Sabah ve ATV yöneticileri bu muhabir ve kameramanları Silopi, Diyarbakır, Van gibi doğu illerine geçici görev adı altında sürgüne gönderdi.

        Birer aylık sürgün iki üç kez bir yıla kadar uzatılınca muhabirler bunun cezalandırma olduğunu belirtip yeni görevleri kabul etmedi. Yönetim, görevin kabul edilmediği yönünde tutanak tutarken muhabirler de Ankara bürosuna sokulmadı. Muhabirlerin o bölgelerden geçtikleri haberler alınmamış ve kabul edilmemişti.

        Muharrem Sarıkaya bizzat mahkemeye gelerek muhabirler aleyhine tanıklık yapmıştı. Merkez grubunun avukatları, mahkemelerde davayı kazanan muhabirlere, ‘Sizinle Yargıtay’da görüşeceğiz’ diyerek davayı kazanacaklarını öne sürmüşlerdi.

        Sarıkaya, Sabah’tan ayrılıp başka yerlerde işe başlayan bu isimlerin hakkında kurum yöneticilerin telefon ederek, “Bunları işe almayın” diye baskı yapıp çalışmalarına engel olmaya bile kalkıştığı öne sürülmüştü.

        ATV'den Ankara Temsilcisi Erhan Karadağ ve Haber Müdürü Sedat Bozkurt ile Parlamento Muhabiri İbrahim Gündüz ve Kemal Aktaş, kameramanlar Enver Erdem, Serdar Ekeyılmaz, Halim Abanoz ve Nejat Sunal, Sabah’tan ise Şamil Tayyar, Fatma Can, Hüseyin Özalp, Erhan Seven ve Fatih Atik yargı yoluna gitti.

        Toplam 38 ay süren dava geçen hafta sonuçlandı. Sabah’tan ise Şamil Tayyar, Fatma Can, Hüseyin Özalp, Erhan Seven, Fatih Atik ve ATV’den Enver Erdem davayı kazandı.

        Yorum

        • erciyesboran
          Banned
          • 29-12-2005
          • 4110

          #5
          Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

          RTÜK’TEN ÇOCUKLARA WEB SAYFASI Bu ekranda kumanda çocuklarda.. Çocuk TV eleştirmenleri iş başında: rtukcocuk.org.trÜlkemizde günde ortalama üç saat televizyon izleyen çocukların eleştirel izleyiciler olarak yetişmeleri ve programları seçerek izlemeleri için Akıllı İşaretler ve Medya Okuryazarlığı Projelerini hayata geçiren RTÜK, bu kez de çocukların televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirebilecekleri bir web sayfası hazırladı. www.rtukcocuk.org.tr adresinde bugün yayına giren web sayfasında çocukların hoşlanacağı oyunlar, fıkralar, bilmecelerin, ödevlerini hazırlarken yararlanabilecekleri bilgilerin yanı sıra, çocukların televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini, beğeni, öneri ve eleştirilerini yazabilecekleri “Arkadaşım Televizyon” ve “TV Okuru” bölümleri bulunuyor.

          RTÜK ÇOCUK WEB SAYFASINDA NELER VAR?

          Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun desteği ile Misak-ı Milli İlköğretim Okulu, İhsan Doğramacı Vakfı Özel Bilkent İlköğretim Okulu ve Emlak Bankası Bilkent İlköğretim Okulunun işbirliği sonucu, ilköğretim okulu öğrencileri tarafından hazırlanan sayfa hareketli nesnelerle dolu bir oda şeklinde düzenlenmiş. Odadaki her nesneden sayfanın değişik bölümlerine ve çocukların RTÜK’e televizyon yayınlarıyla ilgili dilek ve beklentilerini yazabilecekleri bir posta kutusunun bulunduğu sürpriz bir bahçeye bağlantı yapılabiliyor. Bütün bölümleri interaktif olarak hazırlanan sayfa, ziyaretçilere kolayca katılma ve mesaj gönderme imkanı sunuyor.

          ANA BÖLÜMLER: TV OKURU VE ARKADAŞIM TELEVİZYON

          “TV Okuru” ve “Arkadaşım Televizyon” sitenin temel bölümlerini oluşturuyor. Bu bölümlerde öğrencilerin televizyon programlarıyla ilgili duygu ve düşünceleri, görüş, öneri ve beklentileri yer alıyor. Ziyaretçiler de kendi görüşlerini bu bölümlere ekleyebiliyorlar. Sayfada ayrıca çocukların program seçebilmeleri için televizyon kanallarının günlük yayın akışlarıyla ilgili bilgiler bulunuyor.

          MEDYA OKURYAZARLIĞI DERSİ ÇALIŞMALARINA DA YER VERİLECEK

          Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile Milli Eğitim Bakanlığının işbirliği sonucunda hayata geçirilen Medya Okuryazarlığı Projesi kapsamında 2006-2007 öğretim yılında beş pilot ildeki ilköğretim okullarında okutulmaya başlanan Medya Okuryazarlığı Dersiyle ilgili öğrenciler tarafından hazırlanan projelere ve çalışmalara da çocuk web sayfasında yer verilecek.

          DİĞER BÖLÜMLER

          Sayfanın diğer bölümleri şunlar: Yardımlaşma, Belirli Günler ve Haftalar, Özgün Öyküler, Akıllı İşaretler, Çocuk Hakları, Resim Galerisi, Vitamin, e-kart, TV İzlerken, Atatürk Köşesi, RTÜK nedir?, Spor, Genel Kültür, Kitap Tanıtımı, Oyun, Faydalı Linkler, Çevre, Dostumuz Hayvanlar, Posta Kutusu, Bir Zamanlar Televizyon, Aile Postası.

          ÇOCUKLAR NE İSTİYOR?

          Çocukların “Arkadaşım Televizyon” bölümüne gönderdikleri mesajların bazıları şöyle:
          “Ben bir televizyon izleyicisiyim ve hem olumlu hem olumsuz olarak söyleyeceklerim var. Öncelikle teşekkür ediyorum yaş sınırı konulduğu için. Ancak bunun ne kadar doğru uygulandığını bilmiyorum. Küçük bir şikayetim var. Sansür koymak programın akışını bozuyor.Bunun yerine programlarda küfür kullanmayı kaldırmak daha doğru olur diye düşünüyorum.” (Barışcan Aksu İDV Özel Bilkent İ.O.)

          “..Haberlerin daha iyi izlenmesi için güzel olaylar vermeliler. Mesela:komik kazaları, (bir kere görüntülemişlerdi) hayvanları, bir hastalık için bulunan ilaçlar gibi…” (Beril Karakaya İDV Özel Bilkent İ.O)

          “İzlediğimiz programları çok iyi seçmeliyiz. Özellikle son zamanlarda çizgi film, film ve dizilerde kavga, mafya, adam öldürme, kaçırma, silah, kan v.b. var. Bunlar biz çocukları çok etkiliyor. Ben görmek bile istemiyorum. Haberde okullardaki şiddet ve yaralamalar, çocuk kaçırma, hırsızlık dolu. Büyüklerimizin bize televizyona bakma demek yerine daha duyarlı olması gerekiyor.” (Ayşenaz Argüz Misak-ı Milli İ. O.)

          “… insanların büyük bir bölümü, “Savaşa hayır” derken çizgi filmlerde değişik yaratıkları birbirleriyle savaştırıyorlar. Çocuklar da bu yaratıklara özenerek akıl almaz hareketler yapmaktadır. Sihirli mihirli dizilere ilgi duyarak ışınlanmaya, sihir yapmaya özeniyorlar. Bunlardan dolayı çocukların psikolojisi bozuluyor…” (Büşra Bora Misak-ı Milli İ.O.)

          “BEN KANAL SAHİBİ OLSAM…”

          Çocuklar bir televizyon kanalının sahibi olsalar nasıl yayın yapacaklarını da şöyle anlattılar:

          “ Bir kanal sahibi olmak ve kanalında yayınlayacağın programı düzene koymak sorumluluk ister. Ben bu sorumluluğu üstlenerek bu programları kanalımda düzene soktum. Hafta içi her sabah bir komedyenin esprilerini yapacak bir show programı yayınlatacağım. Yayınlatma sebebim; Türkiye’yi yeni bir güne güldürerek uyandırmak. Çocuklara yönelik çizgi film kuşağı yayınlatacağım. Çocukların da bu yayın saati içerisinde belli bir izleyici kitlesine sahip olduğunu göstermek için. Bu arada ev hanımlarını da unutmamak lazım. Onlar için geniş kapsamlı eğitici, eğlenceli ve faydalı olabilecek kadın programları yayınlatacağım çünkü izlenme oranlarında bu programların büyük katkısı var. Erkek izleyici kitlesine de sahip olmak için Türkiye ligleri ve milli maçların yayınlanması ve yorumlarının yapıldığı spor programı hazırlamak planlarımdan bir tanesi.

          Ayrıca, dünyada ve ülkemizde yaşanan son gelişmeleri ayrıntılarıyla izleyiciye ulaştırmak için ana haber bülteni sunacağım. İzleyiciye tarafsız, doğru, dürüst haber izletmek için.

          Demiştim, programları düzene sokacağım diye…” (Furkan Özden İDV Özel Bilkent İ.O.)

          “Şöyle düşünün; elinizde bir hamur parçası var istediğiniz gibi yoğurup, şekil verebiliyorsunuz. Benim için de kanal sahibi olmak, yapılan programların içeriğini dilediğiniz ahenkte hoş bir şekilde sunabilmektir. Daha çok belgesellere, haber programlarına, her yaştan izleyici kitlesinin sıkılmadan, “zaping” yapmadan izleyebileceği hem bilgi yönünden doyurucu hem de neşeli, eğlendirici programlar sunmaya dikkat ederdim.
          Haber saatlerinde, sunulan haberlerin içeriğinde dünyadan daha çok haber alınmasına dikkat ederdim. Arada sırada bir izleyici olarak diğer yabancı kanalların haber programlarına baktığımda ve bizim haber programlarımızla karşılaştırdığımda arada ki fark Everest’i geçer. Nedenini soracak olursanız, bizim haber anlayışımız kim ne yapmış, kim nerde kiminle ne yemiş bu! Onlarınkine baktığınızda habere doyarsınız. Dünyada neler olduğunu bilmek bütün insanların hakkı diye düşünüyorum.
          Ben de bir kanal sahibi olarak şiddet içeren filmlerin izlenmesinde yaş sınırı koyardım. Her ne kadar Türk toplumunda kurallara pek fazla kulak asılamasa da, bunun için elimden geleni yapardım.
          Şöyle bir etrafınıza bakın. Gülmeyi unutan o kadar çok insan var ki! Komik programlar hazırlayıp insanların beğenisine sunardım.”(Filiz Eryılmaz İDV Özel Bilkent İ.O.)

          RTÜK VE AKILLI İŞARETLER İÇİN NE DİYORLAR?

          “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bize hangi programları izleyip izleyemeyeceğimizi gösteriyor. Bazen de kötü programları yasaklıyor. RTÜK bize iyi davranışlar kazandıran programları ön plana çıkarıyor. Bu insanların boşu boşuna televizyon izlemediği anlamına gelir. Onun için de yasaklanan programları veya üzerinde (+13), (+18) yazan programları yaşımız uygunsa izlemeli uygun değilse izlememeliyiz. Bazı insanlar aman ne olacak izlesek diyorlar ama RTÜK ’ün de bir bildiği vardır.” (Elif Özyer İDV Özel Bilkent İ.O.)

          “Flaş, flaş, flaş haber!!! Televizyon bütün iyi ve kötü programlarıyla, haberleriyle, gece vizyonlarıyla, dizileriyle, filmleriyle. RTÜK tarafından basıldı. RTÜK bir anda halkın sevgisini kazandı. Bilinçlenen halk artık çok mutlu. Huysuz Virjin’in yaptığı espriler ise işin cabası. Herkes bu RTÜK işini çok sevdi anlaşılan. Manşetler bomba gibi peki biz yerimizde durur muyuz? ASLAA! Ben Bilkent gazetesinin en hiperaktif, yaramaz, şaşkın yazarı olarak size televizyonu bütün ihtişamı ve RTÜK’ü de bütün gerçekçiliğiyle anlatacağım ve size televizyon hakkında birkaç bilgi vereceğim..”

          …RTÜK’ün Akıllı İşaretleri aslında çok işimize yaramaya başladı. Her şeyi önceden işaretlerden anlayabiliyoruz. Ama aklıma takılan tek soru neden “Benimle Dans Eder Misin?” yarışmasının tepesinde “+7” yazıyor. Bunları yazarken Huysuz Virjin’in söylediği bir şey aklıma geldi. Jüri artık eğlenmekten bir hal olmuş, Asena Hanım gidip Huysuz’un eteğini açmaz mı? Huysuz Hanım da jüriye döner ve “Çocuklar artık siz zıvanadan çıktınız. Hani tepede +8 yazıyor ya RTÜK onu +168 diye değiştirsin bence.” der, salonda gülme sesleri yankılanır, ben ve ailem coşarız artık. Bir de bazı zamanlarda “Çocuklar bir şey söyleyeceğim ama RTÜK’ten korkuyorum.” der. Böyle espriler işte. Sonuç olarak galiba size RTÜK ile ilgili bildiğim her şeyi söyledim. Yazım bayağı uzadı. Bu nedenle size veda ediyorum.
          Hoşçakalın! Yeni bir yazıda görüşmek üzere. RTÜK’ün uyarılarına dikkat.” (Yağmur ÇINAR İDV Özel Bilkent İ.O.)

          Yorum

          • erciyesboran
            Banned
            • 29-12-2005
            • 4110

            #6
            Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

            STAR’A BAŞYAZAR OLDU ! 20 yıllık Sabah yazarı Mehmet Altan, Star gazetesiyle anlaştı..Star gazetesinin atakları sürüyor. Gazete son olarak 20 yıllık Sabah yazarıyla, başyazar olarak anlaştı. Altan, bir süredir görüştüğü Star gazetesiyle el sıkıştı.

            Gazetenin Genel Yayın Yönemeni Alev Er ve Medya Grup Başkanı Fatih Karaca ile görüşerek kesin anlaşmaya varan Mehmet Altan, gazetede "Başyazar" olarak görev yapacak.

            Cumartesi yazacağı son yazıyla Sabah okurlarına veda edecek olan Mehmet Altan, bir hafta tatil yaptıktan sonra Star'da yazılarına 20 Kasım Pazartesi itibariyle başlayacak.

            Mehmet Altan'ın ayrılmasıyla Sabah en eski yazarlarından birini kaybetmiş oldu. ilk yazısı 6 Mart 1987'de yayınlanan Mehmet Altan, 20 yıldır aralıksız Sabah gazetesinde yazıyordu.

            Yorum

            • erciyesboran
              Banned
              • 29-12-2005
              • 4110

              #7
              Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

              GAZETECİLİĞİN EN TEHLİKELİ OLDUĞU ÜLKE Çin’de gazetecilik, madencilik ve polislikten sonra “en tehlikeli” üçüncü meslek.. Yeni Çin Haber Ajansı'nın haberinde, "engellenen, azarlanan hatta dövülen muhabirlerin sayısının arttığı" ifade edilerek, ülkenin kuzeydoğusundaki Şenyang şehrindeki bir hastanede görevleri sırasında dövülen gazeteciler için bir vakıf kurulduğu duyuruldu.

              Şenyang Hastanesinin başhekim yardımcısı Can Çengpu, toplumun gazetecilerin sağlığı ve güvenliğine yönelik ilgisinin artmasından dolayı, böyle bir vakıf kurmaya karar verdiklerini belirtti.

              Can Çengpu, vakfın Şenyang civarında görevleri sırasında dövülen gazetecilerin tedavi masraflarına yardım edeceğini de söyledi.

              Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütüne göre, Çin'de 32 gazeteci ve internet üzerinden propaganda yapan 50 kişi tutuklu bulunuyor.

              Yorum

              • erciyesboran
                Banned
                • 29-12-2005
                • 4110

                #8
                Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

                ATATÜRK'ÜN YÜZÜNÜ EN SON GÖREN TANIK İLK KEZ KONUŞTU!..
                Tarih, 10 Kasım 1953... Ulu Önder Atatürk, Etnografya Müzesi'nden ebedi istirahatgahı Anıtkabir'e nakledilecek. Görev için iki time komuta edecek deneyimli subay ve tabutu omuzlarda taşıyacak askerler özel olarak seçildi. Ata'yı Anıtkabir'e kadar götürecek birinci time üsteğmen Remzi Güven, Anıtkabir'de teslim alacak ikinci time ise üsteğmen Cemal Tezgörücü komuta edecekti. SABAH, ölümünden 15 yıl sonra Ata'nın yüzünü en son gören bu iki üsteğmenin öyküsünü açıklıyor.

                Hâlâ o günü yaşıyor
                Bu tarihi görevi üstlenerek şimdinin emekli tümgenerali Remzi Güven, Atatürk'ün yüzündeki ifadeyi asla unutamadığını söylüyor. Güven Paşa yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Ayak ucunda birer kişi bekliyordu. Çekine, çekine yanlarına gittim. 'Affedersiniz, Atatürk'ü hiç görmedim. 3 aydır cenaze nakil provaları için çalışıyorum. Acaba mümkün mü, yüzünü açabilir miyiz?' dedim. Yüzünü açtılar, boynuna kadar olan kısmını gördüm.


                İlk günkü gibiydi. Dolmabahçe'de çekilen fotoğraflarda gördüğümüz gibiydi. Şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama sağ gözünün altında mı yoksa sol gözünün altında mı, hafif bir morluk vardı." Güven, Atatürk'ü tabuta koyma anını da şöyle anlatıyor: "Hafiflemiştir diye düşündüm. Hop diye kaldırdım. Ağırdı. Kaskatı kesildim. " Ata'nın naşını Anıtkabir'de teslim alan başında ise üsteğmen Cemal Tezgörücü vardı. TSK'dan tuğgeneral rütbesiyle emekli olan ve 2 yıl önce vefat eden Tezgörücü'nün anılarını eşi Nevin Tezgörücü ile kızı Ufuk Akman yaşatıyor. Nevin Hanım, o günleri anlatıyor: "Tabut Anıtkabir'e geldiğinde eşimin komutasındaki askerler top arabasında Türk Bayrağı'na sarılı tabutu alarak Anıtkabir merdivenlerini çıkmaya başlamışlar. Mozoleye çıkan merdivenlerde tören yapılmış. Defnedileceği yere kadar hiçbir sorun yaşamamışlar."

                Yorum

                • mazlum22
                  Senior Member
                  • 03-03-2006
                  • 7143

                  #9
                  Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

                  erciyesboran kardeş haberler böyle daha düğzenli olmuş...bu yönteminden dolayı seni kutluyorum...

                  Yorum

                  • erciyesboran
                    Banned
                    • 29-12-2005
                    • 4110

                    #10
                    Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

                    " AĞACI SADECE BUDAMIŞLAR "
                    10.11.2006 11:56:51

                    Amerikalı komşusu, ''Bahçemdeki ağaçları kestirdi'' diye Mehmet Ali Erbil'i savcılığa şikayet etti. Ünlü şovmen yalanladı, ''Ağacı sadece budamışlar''Mehmet Ali Erbil ağaç kesmekle suçlandı. Türkiye Somoyeler (şarap garsonu) Derneği Başkanı, ABD vatandaşı Randolph Ward Mays, Yeniköy'deki evinin bahçesindeki asırlık mimoza ağaçlarını izinsiz kesmekle suçladığı Mehmet Ali Erbil'i savcılığa şikayet etti.
                    Geçen Ağustos'ta 48 yaşındaki Randolph Ward Mays, Tarabya Polis Merkezi'ne başvurarak komşusu Mehmet Ali Erbil'in yanında çalışan Mustafa Adıgüzel ve Ali Çelik'in ağaçları gövdesinden ikiye ayırdığını savundu. Erbil ise ağaçların kesilmesi için emir vermediğini ve çalışanı Mustafa Adıgüzel'in kendisine komşusundan izin aldıktan sonra ağaçların budandığı söylediğini iddia etti.

                    Yorum

                    • erciyesboran
                      Banned
                      • 29-12-2005
                      • 4110

                      #11
                      Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

                      DURUMU İYİYE GİDİYOR
                      10.11.2006 11:55:41

                      Konser sırasında düşüp, başını merdivene çarpmıştı! TGRT'yi satın alan Ahmet Ertegün'ün durumu iyiye gidiyorABD'nin ünlü müzik şirketi Atlantic Records'un sahibi Ahmet Ertegün'ün geçirdiği kazadan sonra kaldırıldığı hastanede durumunun iyiye gittiği bildirildi.
                      Atlantic Records tarafından yapılan basın açıklamasında, Ertegün'ün 29 Ekim'de New York'ta Rolling Stones konseri sırasında ayağının kayması sonucu düştüğü, başını vurduğu ve derhal hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Açıklamada, Ertegün'e doktorlarının çok iyi baktığı vurgulanarak, bazı basın organlarında yazılanların aksine komada olmadığı ve giderek iyileştiği bildirildi.
                      Ahmet Ertegün'ün Atlantic Records'daki yardımcısı ise, hastanede yoğun bakımda tutulan Ertegün'ün durumunun günden güne iyiye gittiğini, ancak ne zaman hastaneden çıkacağının bilinmediğini belirtti.

                      Yorum

                      • erciyesboran
                        Banned
                        • 29-12-2005
                        • 4110

                        #12
                        Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

                        CBS'İN ÜNLÜ SUNUCUSU ÖLDÜ
                        10.11.2006 09:33:49

                        ABD'nin CBS televizyon kanalında yayımlanan '60 Dakika' programının sunucusu, yapımcı-gazeteci Ed Bradley 65 yaşında öldü.
                        ABD'nin CBS televizyon kanalında yayımlanan '60 Dakika' programının sunucusu, yapımcı-gazeteci Ed Bradley 65 yaşında öldü.

                        Televizyon kanalının sözcüsü, yaptığı birçok söyleşi ve röportajla ünlenen Bradley'nin, kan kanserine yenik düştüğünü ve New York'taki Mount Sinai Hastanesi'nde yaşamını yitirdiğini söyledi.

                        Televizyonculuk kariyerinde 19 Emmy ödülünün sahibi olan Bradley, 2005-06 sezonuyla birlikte, '60 Dakika' programındaki 25. yılını doldurmuştu.

                        Bradley, AİDS'den ölen Afrikalılar için hazırladığı haber, elektronik gazeteciliğe katkıları ve mükemmel gazetecilik kariyeri nedeniyle de birçok ödüle layık görülmüştü.

                        Bradley, ırkçılar tarafından 1955 yılında Mississippi'de öldürülen siyahi Emmett Till hakkında hazırladığı haberle de büyük başarı kazanmıştı.
                        Kariyerine bir radyoda başlayan Bradley, CBS ile ilk kez kanalın Paris bürosunda, serbest gazeteci kimliğiyle tanıştı ve bir yıl sonra 1972'de, Vietnam Savaşı'nı takip ettiği Saygon'a transfer oldu.

                        CBS muhabiri sıfatını resmen 1973'te kazanan Bradley,Kamboçya'da haber kovaladığı sırada yaralanmıştı.

                        Yorum

                        • erciyesboran
                          Banned
                          • 29-12-2005
                          • 4110

                          #13
                          Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

                          'HOKKABAZ' RAKİPLERİNİ KATLADI!..
                          10.11.2006 09:32:30

                          Cem Yılmaz'ın senaryosunu yazdığı "Hokkabaz", 1 milyon 400 bin seyirciye ulaştı.
                          Cem Yılmaz'ın senaryosunu yazdığı "Hokkabaz", 1 milyon 400 bin seyirciye ulaştı. Aynı gün vizyona giren ve rakip olarak gösterilen "Sınav"ı, 672 bin 632 kişi izlerken, geçtiğimiz hafta vizyona giren "Eve Dönüş" filmi ise 70 bin sinemasevere ulaştı.


                          HOKKABAZ 1.400.000


                          Cem Yılmaz'ın senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini Ali Taner Baltacı ile paylaştığı "Hokkabaz", üçüncü haftasında 1 milyon 400 bin kişi tarafından izlendi. Sinemaseverler tarafından yoğun ilgiyle karşılaşan ve sinemaya gidenlerin yarısından fazlasının tercih ettiği "Hokkabaz", 20 Ekim'de Türkiye'de, hemen ardından da Avrupa'da gösterime girdi.


                          SINAV 672.632


                          Yiğit Güralp'in senaryosunun yazdığı ve yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak'ın üstlendiği "Sınav" filmi, üçüncü haftasında 672 bin 632 kişi tarafından izlendi. İsmail Hacıoğlu, Yağmur Atacan, Zafer Algöz, Hümeyra, Altan Erkekli, Tuba Büyüküstün, Güven Kıraç ve dünyaca ünlü sanatçı Jean-Claude Van Damme'ın başrollerini üstlendiği film, "Hokkabaz"la aynı gün gösterime girdi.


                          EVE DÖNÜŞ 70.000


                          Senaryosunu ve yönetmenliğini Ömer Uğur'un yaptığı ve 12 Eylül döneminin sıradan insanların yaşamlarını nasıl etkilediğini anlatan "Eve Dönüş" Filmi, 6 günde 70 bin kişi tarafından izlendi. Savaş Dinçel, Mehmet Ali Alabora, Altan Erkekli, Perihan Savaş ve Sibel Kekilli'nin başrollerini üstlendiği film, 3 Kasım'da vizyona girdi.

                          Yorum

                          • erciyesboran
                            Banned
                            • 29-12-2005
                            • 4110

                            #14
                            Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

                            OKULLARDA MEDYA OKURYAZARLIĞI
                            09.11.2006 20:13:43

                            2006-2007 öğretim yılı ülkemizde ilk kez başlatılan, her ne kadar geç kalınmış olsa da umut veren bir gelişmeyle, medya okuryazarlığı dersleriyle başladı. 2006-2007 öğretim yılı ülkemizde ilk kez başlatılan, her ne kadar geç kalınmış olsa da umut veren bir gelişmeyle, medya okuryazarlığı dersleriyle başladı. Dersler, pilot il olarak belirlenen Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum ve Adana’da seçilen okullarda, konuyla ilgili eğitim almış sosyal bilgiler öğretmenleri tarafından verilecek. Planlanan 2007-2008 öğretim döneminden itibaren tüm ilköğretim okullarının 7. sınıflarında seçmeli ders olarak okutulması. Satranç ve bilgisayar dersleriyle başlayan süreç, medya okuryazarlığı dersleriyle bireysel gelişime ve uzun vadede toplumsal ilerlemeye şüphesiz büyük katkı sağlayacak. Medya okuryazarlığı 30 yılı aşkın süredir Kanada, ABD, İngiltere, Avustralya ve daha sonraki yıllarda tüm Avrupa ülkelerinde gittikçe önem kazanan ve okullarda zorunlu ders olarak okutulan bir konuydu. Ülkemizde, gün geçtikçe yaşamın her alanında daha fazla söz sahibi olmaya başlayan medyanın okullara girmesinin sebebi, son birkaç senedir okullarda yaşanan şiddet olayları ve elbette Avrupa Birliğine uyum sağlama çabalarıdır. Sosyo-ekonomik koşullarının elverişsizliği dikkate alındığında ülkemizin büyük bir çoğunluğunun boş zamanlarını değerlendirme, eğlenme, bilgilenme ve kendini geliştirme aracı olan medyaya gereken önemi vermekte aslında çok gecikildi. Dünyanın pek çok ülkesinde artan izlenme oranlarıyla birlikte televizyonun birey ve toplum üzerindeki etkileri göz önüne alınarak medya konusunda uzun yıllar önce çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Ülkemizde ise televizyon daima bir “eğlence aracı” olarak görülmüştür. Oysa Türkiye, UNESCO’nun araştırmasına göre dünyada ABD’den sonra en çok TV izleyen ülkedir.

                            Konu çocuklar olunca Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun Şubat 2006’da gerçekleştirdiği “İlköğretim Çağındaki Çocukların Televizyon İzleme Alışkanlıkları Araştırması” na göz atmakta fayda var. 17 ilde 1719 kız ve erkek öğrenciyi kapsayan araştırmanın sonuçları medya okuryazarlığının ne denli önemli olduğu konusunda dikkat çekici ipuçları veriyor. Öğrencilerin “boş zamanlarını nasıl değerlendirdikleri” sorusuna verdikleri cevaplarda % 64,9’la “kitap okumak” 1. sıradayken %64,4’le TV izlemek 2. sırada yer alıyor. Boş zamanlarında televizyon izledikleri kadar kitap okuduklarını da ifade eden çocuklara, edebiyatla ilgili sorular yöneltilse, alınan cevaplar çocukların kitap okumaktan ne algıladıklarını daha net ortaya koyabilirdi. Çünkü yetişkinlerin en çok belgesel izlediklerini gösteren anket sonuçları, ulusal kanallarda yayınlanan belgesel sayısının azlığıyla çelişmektedir. Araştırmaya dönecek olursak çocukların büyük çoğunluğunun 17:01-22:00 saatleri arasında TV karşısında olduğunu öğreniyoruz. Saat 20:00’den itibaren tüm ulusal kanallarda yerli dizi yayınlandığı düşünülünce çocukların nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya oldukları daha iyi anlaşılabiliyor. 23 Nisan 2006’da RTÜK tarafından başlatılan “Akıllı İşaretler” uygulaması istediği kadar “bu programda şiddet var”, “bu program 13 yaş üzerine ve ya 7 yaş üzerine uygun” dese de aileler belki imkansızlıktan, belki alışkanlıktan, belki de boşvermişlikten çocuklarının bu yayınları izlemesine göz yumuyorlar. İşte bu yüzden en sevdikleri TV kahramanlarında ilk üç sırayı Örümcek Adam, Buggs Bunny ve Polat Alemdar paylaşıyor. Aynı paralelde en sevilen TV programlarında ilk sırada çizgi film yer alırken, hemen ardından yerli diziler geliyor. Bir çizgi film karakteriyle bir mafya dizisi karakteri, çocukların hayallerini süsleyen kahramanlara dönüşüyor. Çocukların %66’sı televizyonu “sevdiği “için izlediğini söylüyor ve bunu “hayal gücümü geliştiriyor” cevabı takip ediyor. Araştırmanın ortaya koyduğu en çarpıcı sonuç ise şu; çocuklar TV izlemenin kendilerini olumsuz yönde etkilediğini hiç mi hiç düşünmüyor. Yani aileleriyle/arkadaşlarıyla beraber olmalarına, kitap okumalarına, oyun oynamalarına engel olmadığını düşünüyorlar. Çünkü çocukların %59,9’u TV sayesinde bilgilendiğini, 13,6’sı eğlendiğini düşünüyor. Medyanın diğer bir kolu olan internete ise televizyon aracılığıyla ulaşılamayan alanlara ulaştırma görevi düşüyor. Televizyon kadar yaygın olmasa da çocukların % 48’inin evinde bilgisayar ve 1719 öğrencinin 411’inin evinde internet bağlantısı bulunuyor. Yapılan bu araştırma ilköğretim çağındaki çocuklarının televizyon izleme alışkanlıklarına yönelik ilk bilimsel çalışma niteliğini taşıyor. Kapsamı ve ortaya koyduğu sonuçlar çocukların medyayla ilişkisini gözler önüne seriyor.

                            Tüm teknolojik gelişmeler ve araçlar bilinçli tüketildiği zaman fayda sağlayabilecek nitelikte. Burada önemli olan tüketileni ve ürünü iyi tahlil edebilmekte. Ne yazık ki son yıllarda okullarda yaşanan şiddet olayları çocukların bu teknolojileri ne yönde tükettiğinin acı bir kanıtı. Özellikle geçen sene onlarca öğrencinin yaralanması ve ölümüyle sonuçlanan şiddet olayları, bu senede okulların açıldığı ilk gün yaşanan yaralama olayıyla nasıl bir eğitim-öğretim yılının başladığının habercisi oldu. Kendini televizyonun pırıltısına bırakmış anne-babalar haber bülteninde öldürülen/yaralanan çocukları izlerken üzülüp, “ne olacak bu memleketin hali” demişken, hemen o haberi unutup ardından başlayan “Kurtlar Vadisi”nin “Acı Hayat”ın, “Hacı”nın karşısına kuruldu çocuklarıyla. Medya gücünü biraz da bundan alıyor, bir sonra gösterdiği şey bir öncekinden hep daha ilgi çekici olmalı ki izlenebilsin. Medya istediğini göstere dursun Türkiye’nin çocukları yıllardır televizyonla eğitiliyor.

                            Eğitimin yönünü değiştirecek çözüm medyanın engellenmesinden, yasaklardan geçmiyor elbette. Ancak, günde ortalama 3,5 saatini TV karşısında geçiren Türk toplumunun izlediklerini gördüklerini doğru algılaması önemli olan. Yorumsuz bir haber bülteninde bile kamerayı kullananın nihayetinde bir insan olduğunu unutmamak gerekir. İzleyici sadece onun çektiklerini izler, fakat tüm olay kameranın önünde yaşanandan ibaret değildir. Genel olarak TV programları kanal yönetiminin politikalarına bağlı olarak şekillenir. Birey, okuduğu veya bir başkasından dinlediği herşeye nasıl kayıtsız şartsız inanmıyorsa, televizyona da aynı şekilde yaklaşmalıdır. Sözlerle söylenmeyen, görüntüyle gösterilmeyen alt metinler olabileceğini, herşeyden önce medyanın da bir ideolojisi, gösterdiklerinin aslında kendi dünya görüşü olduğunun farkına varmalıdır. Yine bir ideoloji ürünü olan yetkili bir kurum eliyle yasaklanan medya yerine, her istediğini gösteren/anlatan özgür bir medyanın doğru okunması, toplumun ilerlemesini sağlayacak unsurların belki de en önemlisidir. Medya okuryazarlığı bireyin bu yönde gelişimi üzerinde önemli rol oynayan bir kavramdır. Medya herkesin evine girip istediğini söylerken izleyenin aynı zamanda katılımcı olabilmesinin yolu medyayı eleştirmesinden geçer.

                            Devletin attığı önemli bir adım olan medya okuryazarlığı derslerinin nasıl işleneceği, gerçekten okumayı öğretip öğretemeyeceğini kestirmek henüz çok güç. Derslerin medya unsurlarından faydalanarak görselleştirilmesi, ezbere anlatımların yerini hayatın içinden örneklerin alması, öğrenmeyi kolaylaştırması açısından önem taşıyor. Unutulmaması gereken bu neslin çocuklarının gözlerini açtıkları andan itibaren medyayla etkileşim halinde olduğu ve okul öncesi/sonrası eğitimlerinde medyanın büyük rolü olduğudur. Bu aşamada tüm eğitimcilerle birlikte ebeveynlere de önemli görevler düşüyor. Medya okuryazarlığının okullarda gelip geçici bir ders olmaktan çıkarılıp, nasıl ömür boyu medya takip ediliyorsa, ömür boyu devam edecek bir eğitime dönüştürülmesi gerekmektedir. Medya okuryazarlığına kavram olarak bile yabancı bir toplumda bu oluşumun ilerlemesi, medyanın da aslında kendi özgürlüğünün anahtarı olan bu gelişime, kayıtsız kalmamasından geçmektedir.

                            Yorum

                            • erciyesboran
                              Banned
                              • 29-12-2005
                              • 4110

                              #15
                              Konu: 10 KASIM MEDYADAN HABERLER

                              SILA'DA BU HAFTA NELER OLACAK ?
                              09.11.2006 20:03:53

                              Sıla ile Boran ağanın aşkı ölüme bile meydan okuyor! Boran ağa aklıyla töreler arasında, hayatının en zor seçimini yapmak üzere.. Her bölümüyle milyonları ekrana kilitleyen “SILA” yepyeni bölümüyle Cuma akşamı saat 20.00’da, en kaliteli dizilerin adresi Atv’de! Boran, koşarak ölüme giden Sıla’yı gözünü kırpmadan, sevgisiyle kucaklayıp hayata çeker. Artık onların aşkı ölümle sınanan ve kazanan bir sevdadır. Onlar aşklarını sınarken Cihan da boş durmaz, amcasıyla babasına ağalığın kendi hakkı olduğunu ve Boran ağanın hata üstüne hata yaparak bunu ispatladığını anlatmaya çalışır. Azad kendisine yapılan yanaşma muamelesinden bıkmış ve karısını da yanına alarak Sıla’yla İstanbul’a kaçma planları yapmaya başlamıştır. Jandarmanın Boran ağanın kaybolan mallarını dere kenarında bulmasıyla küçük bir araştırma yapan Boran işin arkasında kimler olduğunu öğrenir. Bütün bu sıkıntılarla mücadele ederken babasının, ağalık ve Sıla ile olan evlilikleri hakkındaki ağır eleştirileri Boran’ı şok eder. Bir yanda yüreği ve aklı diğer tarafta töreler ve babası, arada kalmak Boran’ı çıkmaza sokar. Ama töre kendine yeni kurbanlarını seçmiştir. Boran ağa aklını mı dinleyecek yoksa töreleri mi uygulayacaktır?

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor