VİRAL EKRAN

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • erciyesboran
    Banned
    • 29-12-2005
    • 4110

    VİRAL EKRAN

    VİRAL EKRANTelevizyon ekranlarımız uzun bir süredir tıpkı biyolojik silah üreten laboratuarlar gibi çalışıyor ve bulaşıcılığı da etkisi de bu silahlardan az olmayan diziler üretiyor. Ve ne tuhaf, evrendeki her maddi oluşumun doğasında varolan 'yarılanma' olgusu nedense bu dizilerde görülmüyor; plastikten bile uzun ömürlü inorganik varlık biçimleri olarak yaşantımızı olumsuz biçimde etkilemeyi sürdürüyorlar.

    En azından 'politik doğruluk' açısından sahip çıktıklarınız bile aynı çarkın dişlisi olmaktan kurtulamıyor. Örneğin 'Kod Adı'... Susur-lukskandalının aydınlatılabilmesi için muhteşem işler yapan değerli bir politikacı, Türkiye sinemasının konvansiyonel ana damarının en önemli isimlerinden birine dönüşmekte olan genç bir yönetmen ve ülkenin önemli gazetelerinden birinin önemli ismi bir araya geldiğinde insan ortaya iyi bir şeyler çıkacağını sanıyor. Ama durum ortada: İlk bölümünden itibaren biçimsel düzeyde son derece vasat, hele '24' dizisi taklidi görüntü bölümlemeleriyle vasatın bile altına inen, içerik düzeyindeyse özdeşleşme nesnesine dönüştürdüğü son derece yapay ve politik olayların ortasında olmalarına rağmen aslında son derece apolitik karakterlerle, son derece zorlama diyaloglarla, oldukça kötü bir senaryoyla hikayesini anlatmaya çalışan bir yapım var ortada...

    'Kod Adı'nın karşı tarafında yer alan dizi, 'Sağır Oda', gerek biçimsel uygulamaları gerekse senaryosuyla başarılı ve usta işi olmasına rağmen politik düzeyde durulabilecek en yanlış noktalardan birinde duruyor. Dizinin son hediyesi de, ilk bölümlerde olumsuz bir 'tip' olarak sunulan, fakat senaryonun gelişimiyle birlikte dizinin esas oğlanıyla sırt sırta vererek kötü adamlara gününü gösteren bir 'karakter'e dönüşen, artık izleyici için pırıl pırıl bir özdeşleşme nesnesi haline gelen bir Hizbullahçı, hücre evlerin bodrumlarında acımasızca insan öldüren bir katil... Hangi biyolojik silah bir topluma bu kadar içten zarar verebilir ki.

    Aynı olay örgüsü içinde, neredeyse tümüyle aynı karakterlerle ve aynı öyküleri sadece farklı isimler kullanarak anlatan, böyle yaparak izleyicinin hayalgücünü ve algı dünyasını bir kısır döngüye soktuğunu bile farketme-yen, belki de farkeden, fakat paranın sıcak yüzüyle ısınmayı seçen bir sektör oluştu ve hiçbir şemsiye bizi bu sektörün laboratuarlarından yükselen asit yüklü bulutlara karşı koruyamıyor.

    Ama son günlerde yaşanan bir gelişme var: Şimdilik Digitürk'ün atılımıyla belirginleşen 'televizyon filmleri'. Bir ara, ATV'nin İrfan Tözüm'le birlikte gerçekleştirdiği ve Çağan Irmak gibi yönetmenlerin adını ilk kez duymamızı sağlayan TV filmleri yapılmıştı ve senaryoları çok özgün olmamasına rağmen bunlar hiç de fena yapımlar değildi.

    Aslında uzun zamandır, başta ABD olmak üzere bir çok ülkede TV filmi üretimi başlı başına bir sektör olmuş durumda. Televizyon gösterimleri bittikten sonra DVD piyasasına sürülen bu filmlerin çoğu, tabii ki hiçbir zaman bir sinema filminin yerini alamayacak nitelikteler, ekranlarımızı dolduran B sınıfı kötü aksiyon filmlerinin büyük bir kısmı bu tornadan çıkıyor. Bazılarıysa sinemalarda gösterime çıkan bir çok filmi bile geride bırakacak biçim ve içeriğe sahip. Özellikle BBC yapımı bir çok filmi böyle nitelemek mümkün ve bu filmlerin en önemli kaynağı ise, edebiyat...

    Türkiye'de TV filmi olarak uyarlanabilecek, görsel bir dille yazılmış o kadar çok yapıt var ki... Bir Ahmet Ümit romanını, bir Celil Oker polisiyesini TV filmi olarak izlemek hiç de fena olmazdı doğrusu, tabii TRT'nin güzelim Aziz Nesin öykülerine reva gördüğü o korkunç yapımlar gibi olmamak koşuluyla... İzleyicide tam da sözlük anlamıyla 'bağımlılığa' yol açan dizileri ortadan kaldırmasa bile etkilerini azaltacağını umabileceğimiz bu filmlerin biçim ve içerik düzeyinde dizilerden farkı olup olmadığını yakında göreceğiz.

    Ya gerçek bir farklılık yaratacaklar, ya da tüm olası farklılıkları tamamen ortadan kaldıran yeni virüsler olarak gözlerimizden içeri sızıp beynimizi kemirecekler
İşlem Yapılıyor