GEYİK

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    Konu: GEYİK

    kızlarla nasıl tanışırsınız

    1- yok abi o değil diyorum..
    2- o ya.. baksana kaş, göz. aynı. kesin eminim o.
    1- ya hayır o daha uzun boyluydu sanki
    (bu noktada dişi kişi kıllanır, bir iki bakış atar ama pek aldırış etmez)
    2- ya her iddiasına varım o. gidip sorucam.
    (2 dişinin yanına gider)
    2- ya afedersin. sen şu starın güzellik yarışmasında 2. olan kız değil misin?
    dişi- (kızarır, utanır, şımarır) hihi..yok hayır, benzettiniz sanırım..(smileyler havada uçuşur)
    2- evet, düşündüm de sen daha güzelsin zaten (ve akabinde akşam yemeği)
    [başarı yüzdesi : %86.25]



    dişi dondurma yerken yanına gidilir
    -yalayabilirmiyim
    -hayır
    - o zaman dondurmandan yaliyim.ehehe
    -çat
    [başarı yüzdesi : %0]



    -pardon bayan, at gibisiniz
    [basari yuzdesi: 100% travesti dayagi]



    + merhaba, daha once tani$madik ama bu tani$mamiza nasil engel olabilir dunyanin bile giderek kureselle$tigi bir donemde?
    - ha?
    + yani diyorum ki pekos bill nasil da dovdu o kizilderilileri helal olsun vallahi.
    - ya bu sacma laflarla bir yere varmayi umuyor musun cidden?
    + ba$ka onerilerin varsa dinlemeye hazirim ?
    - mavi ekran



    - merhaba... tanisabilir miyiz?
    - nerden esti?
    - eeee.. seyyy... kuzeyden desem?



    1998 yer atlas pasajı önü. liseli belki de orta okullu kız sürüsü ortama dolar. belli ki bir pislik peşindedirler. içlerinden biri çevredekilerin şaşkın bakışları arasında kurbanının boynuna atlar.
    - atillaaaaaa
    kurban bir saldırıyı önceden tahmin ettiği için çoktan hazırlığını yapmıştır. kızı belinden tutarak tren istasyonlarında görmeye alıştığımız şekilde döndürür.
    - naber ayşee? nerelerdesin gözükmüyosun ne zamandır.
    (beklediğinden çok farklı bir tepkiyle karşılaşan dişi bir de havada iki tur dönmenin etkisiyle iyice sersemlemiştir.)
    - şey ben ayşe değilim
    - siktir et ben de atilla değilim zaten.
    (kız çuvallamanın verdiği utançla arkadaşlarının yanına dönerken, diğer kişi kendini olayın sonuna yetişmiş kız arkadaşla girilecek herhangi bir diyaloğa hazırlamaya başlamıştır)
    - kimdi o kız saruman
    - adını bilmiyorum ama ayşe değilmiş.



    x dişisi y erkeğine çarpar ve akabinde
    x-pardon
    y-önemli değil
    x-resmen üstüne çıktım
    y-önemli değil bana sık olur zaten

    - deminden beri bakışıyoruz, bakışmak mı istiosun tanışmak mı?
    - bakışmak
    - şu köşeye git ve beni ordan izle o zaman.

    a-siz yenisiniz galiba?
    b-hayır 6 aydır burda çalışıyorum ben.
    a-aa öyle mi? ben daha ilk defa görüyorum sizi...
    b-evet geçen sefer de aynısını söylemiştiniz..
    a:.....

    (sınıfta güzel ve ders kaçırmayan bir kızın yanına gidilir)
    -eöhm pardon ya ben bi kaç ders kaçırdım da acaba notlarını fotkopi çektirebilir miyim?
    -olur
    -de beni şimdi acelem var mesela ben akşam çektirsem yarın sana geri veririm
    -yarın nasıl bulacaksın beni
    -sakıncası yoksa telefon numaranı verirsen ben yarın ararım
    -hmm tamam
    (böylece hem kızla tanışılır, hem de telefon numarası alınır)

    -pardon, meraba, cengizi tanıyor musunuz acaba?
    -?! hmm, bir düşüneyim... sanırım tanımıyorum.
    -peki, o zaman tanışalım ben cengiz. sizin ism..
    -...

    -naber nasilsin
    + on dakikadir yuzume bakiyorsun bunu mu buldun ?
    -ne bulaydim ?

    -oo kisa sac yakisiyormus sana
    +affedersin de niye tanisiyormus gibi yapiyoruz?
    -ben o evrelerde syorum
    +ha tamam o zaman adin neydi senin ?

    erkek: pardon bayan ateşinizi alabilir miyim?
    pırasa:alışın kuvvetliyse alabilirsin canım
    e:?? fakat fakat ???

    - merhaba ben cem, 100 metreyi 10 saniyede koşarım.
    - hı?

    -merhaba beraber yürüyelim mi ?
    -hayır
    -peki koşsak olur mu ?

    isyankar tanışma modeli :
    -pardon, merhaba tanışabilir miyiz?
    -hayır.
    -ama niye?
    -hayır dedik ya.
    -ya ben senle aynı evde oturmuyorsam, aynı okulda okumuyorsam, aynı arkadaş grubumuzda yoksa, nasıl tanışacam söyler misin?

    -farkındaysanız bi saattir sizi kesiyorum?!
    -hö??!!

    erkek elinde tuttuğu bardaktaki sudan bir yudum alır ve karşısındaki kadına:
    -su çok güzel, gelsene.
    der. sonrasında ne olur ne biter hiçbir fikrim yok açıkcası.

    once cakmak yakilarak kizin oturdugu masaya yaklasilir, ve kizin ayaginin altinda biseyler ariyormus edasiyla telasli telasli yerlere bakilir, olaylar gelisir:
    -napiyosun sen sapik?
    -ya ariyorum bulamiyorum bi turlu alla alla
    -ne ariyosun?
    -tanismak icin bahane..

    sigara icmeye cikan erkek, uzun sure kestigi kiza en sonunda uzaktan gulumseyerek seslenir:
    e - merhaba
    k - ... (suratini cevirir gider)
    e - (kizin arkasindan) yersin i$te boyle merhabayi (sigaradan bir nefes daha alir, arkada$lar yarilmi$tir)

    e-seninle tanismak icin bi bahane bulmam gerekiyomu sence?
    k-?!

    olay bir otobüste önümdeki koltukta yaşanmıştır.
    iki erkek arkadaş otobüse binmişlerdir ve sadece tek bir oturacak yer vardır. o da güzel bir kızın yanıdır. erkeklerin isimleri kısaca a ve b olsun.
    a kızın yanına oturur b de yanıbaşında ayakta dikilmektedir.
    b kıza bakarak konuşmaya başlar.
    b- güzelmiş adaş.
    a- bilmiyorum, ben dönüp bakamıyorum.
    b- niye lan? bak işte, valla güzel, giyinmesini de biliyo.
    a- (kıza dönüp bakar) evet hakkaten güzelmiş. tanışsak mı acaba?
    (kızdan hiç ses çıkmamaktadır.)
    b- vercek mi adaş?
    a- bilmem, ona sor.
    b- vercen mi?
    a- ben olsam senin gibi birine vermem.
    b- vermiycek herhalde, baksana hiçbişey demedi.
    a- vermiycek adaş vazgeç.
    b- ben ismini vercek mi diye soruyorum, yanlış anladı kesin beni. türkçe esnek tabi.
    kız - kaptan, müsait bir yerde lütfen.
    kız - çekilirmisin, ineyim.
    a- çekilmesem de sen üstümden atlasan
    kız - çekilmez bir insansın zaten
    b- evet adaş, otuzbir olsan çekilmezsin valla. yol versene kıza.
    a- ulen hemen sattın beni... tamam kızım sen in burda. ben de bu satıcı ile gay takılayım bundan sonra.
    kız - yakışır...

    otobüse elimde pilavla binmem sonucu ortaya çıkan deneme..
    çift katlı otobüsün en arkasına geçip otururdum.
    bir iki kaşık yememle beraber hemen önümdeki kız kalkıp bir ön sıraya geçti...
    arkadaşa dönüp;
    ben: kokudan kaçtı galba yaw?
    kız: (dönerek ve gülümseyerek) hayır çok rüzgar geliyordu o yüzden kalktım.
    ben: peki. bir kaşık istermisin?
    kız: ?? ee hayır
    ben: e peki sakız veriyim o zaman,
    kız: tamam bak ondan alırım...
    ben: hehe al bakalım. bu arada ben x.
    kız: ben de y memnun oldum

    -aa ne güzel broş bu böyle?
    -pazardan aldım, 3 milyon

    e-pardon bayan, telefon numarami kaybettim, sizinkini alabilir miyim?
    k-?!?!?!

    -meraba dünyalı biz dostuz.
    -aferim.

    Yorum

    • delphin
      Senior Member
      • 27-12-2005
      • 15279

      Konu: GEYİK

      Türk Sinemasından Unutulmaz Sözler

      Güzel oldugunuz kadar küstahsiniz da.
      Annecigim, ben bu amcayi cok sevdim. Ona baba diyebilir miyim?
      Bana annemi tekrar anlatir misin babacigim?
      Senin annen bir melekti yavrum.
      Neden agliyorsun annecigim?
      Hayir yavrum aglamiyorum. Gözüme toz kaçti.
      Benim de senin yaslarinda bir oglum vardi evladim.
      Seni sevmiyorum, seninle oyun oynadim, bunu anlamadin mi hala. ( Aktor veya aktrist amansiz
      Bir hastaliga -genellikle ince hastaliga- tutuldugu zaman sevgilisine soyledigi ilk cümle.)
      Annen sen dogarken öldü yavrum.
      N'olur gerçegi söyleyin doktor yasayacak miyim?
      O kizla evlenirsen, seni mirasimdan mahrum, evlatliktan menederim.
      Nayir Necla, n'olamaz.
      Hayir siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum.
      Tanrim, bu resim... bu resim...
      Ben fakir bir gencim, sen ise zengin bir fabrikatorun kizisin.
      Biz ayri dünyalarin insaniyiz.
      Aman tanrim, göremiyorum... Göremiyorum.. Kör oldum.
      Görüyorum... Görüyorum..
      Evlenince pembe pancurlu bir evimiz olacak.
      Aman Allahim, ne kadar mesudum.
      Hayir.. Durun..! Kemal suçsuzdur.(|aYHaNWeB|). Aradiginiz suçlu benim !
      Bizim bu dünyada yasamaya hakkimiz yok mu be hakim bey abicim. Ha?
      Bu ses.. Bu ses.. Olamaz, git.. Git buradan..
      Vücuduma sahip olabilirsin ama ruhuma asla.
      Üstlendigin vazife çok mühim Kemal, bu görevi layikiyla yapacagindan eminim.
      Ben kör bir gencim, hayatimi keman çalarak kazanirim. Rica ederim duygularimla oynamayin.
      Sen arkadasimin askisin.
      Sizi ebediyete kadar bekleyecegim.
      Lütfen haddinizi biliniz.
      Metanetinizi muhafaza ediniz.(|aYHaNWeB|) Tanridan ümit kesilmez.
      Tanrim ne kadar bedbahtim.
      Bana yillar önce çilgincasina sevdigim bir kadini hatirlattiniz...
      Babanin kanini yerde koma ogul.
      Iste bana yazmis oldugun ask dolu mektuplar. Meger hepsi yalanmis. Al bunlari.
      Hayir Tamer... Olaylar sandigin gibi degil.
      Fakirsin sen.. Fakir.. Fakir..
      Beni paranla satin alabilecegini mi sandin?
      Bu resimdeki amca kim anne
      Sen kaç yigidim, ben onlari oyalarim.
      Hayir.. Hayir.. Tertemiz hislerimle oynadin benim.
      Biliyordum.. Ölmedigini biliyordum (|aYHaNWeB|) Rifat.
      Oh ne saadet.
      Yaa Justinyanus, iste buna Osmanli tokadi derler.
      Yettim yigidim.
      Yavrum Istanbul sana neler etmis?
      Saadet dolu yuvamiza kara bir gölge düsürdün.
      Bizim gibi insanlar serefleri icin yasarlar, namuslari icin ölürler. Ama sen bunu anlayamazsin.
      Ben artik yarim bir insanim. (|aYHaNWeB|)
      Çocugumun ameliyat parasi icin yaptim herseyi.
      Aglamak istiyorum.
      Demek ikimiz de ayni kadini sevdik.
      Olmadi Neriman, yapamadim.. Seni unutamadim.
      Ben sirtimda tas tasir, yine seni okuturum yavrum.
      Söyleyemedim anne, babamin simitçi oldugunu yine söyleyemedim !
      Son nefesimde herseyi itiraf etmek istiyorum. Katil benim.
      Demek askimiz bir yalandi. (|aYHaNWeB|)
      Parayla saadet olmaz evladim, bunu sakin unutma.
      Tanrim neden, neden ben!
      N'allahim...sen sen ...bu ses n'olamaz

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        Konu: GEYİK

        Bir Kadın, Bir Erkek. süper cevaplar


        en güzeli
        Kadın: Kel olmuyoruz (pu ha ha ha)
        Erkek: AMA GÖÐÜSLERİNİZ SARKIYOR!!!

        Bir kadın "kadınların erkeklerden üstün olan özelliklerini" yazmış bir "erkek" de ona yanıt vermiş ;

        Kadın: Kişiliğimiz kullandığımız arabanın beygir gücü ile doğru orantılı olarak değişmiyor
        Erkek: Sizin kişiliğiniz beraber olduğunuz erkeğin cüzdan gücü ile değişiyor

        Kadın: Kırmızı ışıkta yanımızdaki arabanın bizden önce çıkması yada bir aracın bizi sollaması hiçbir şey ifade etmez
        Erkek: Bizim için de çevremizde diğer hemcinsimizin sahip olduğu mücevherat veya üzerindeki pahalı giysi hiçbirşey ifade etmez

        Kadın: Kas olacak diye bir zorunluluğumuz yok
        Erkek: Selüloitler olmayacak gibi bir zorunluluğunuz var ama...

        Kadın: Aşık oluyoruz.... korkmadan.
        Erkek: Biz de oluyoruz.... azıcık ödümüz patlıyor ama sebep olanlar UTANSIN

        Kadın: Evde, banyoda, kıl-tüy dökmeyiz.
        Erkek: Küvetteki, lavabodaki, yataktaki ve yemekteki saçların çoğu size ait.

        Kadın: Her sabah tıraş olmak zorunda değiliz.
        Erkek: Valla ben tıraş olmayı ağda yaptırmaya tercih ederim şahsen.

        Kadın: Biri birimizin ağzını yüzünü kırdığımız sporlar yapmıyoruz.
        Erkek: Vahşi bakışlarla birbirinizin gözünü oyduğunuz kıskançlık ,haset, çekememe sporlarıyla yeterince uğraşıyorsunuz.

        Kadın: Hiç iki kadının silahla oynarken birbirini vurduğunu duydunuz mu?
        Erkek: Hiç iki erkeğin "aman tanrım benim elbisemin aynısını giymiş" diye mahvolduğunu duydunuz mu?

        Kadın: Horlamıyoruz
        Erkek: Halt etmişsiniz, hatta hıçkırmıyor, geğirmiyor ve hapşırmıyorsunuz da. Yoksa siz insan değil misiniz?? Size Afrodit diyebilir miyim? )

        Kadın: Az bildiğimiz bir şey üzerinde çok fazla konuşabiliriz.
        Erkek: Yani çok konuşup hiç bir şey söylemezsiniz

        Kadın: Birbirimize eşek şakaları yapma adetimiz yoktur.
        Erkek: Çevrenizde ki diğer hatunlar hakkında senaryo dedikodular üretme alışkanlığınız var ama

        Kadın:TÜKÜRMEYİZ
        Erkek: KIRITMAYIZ!!

        Kadın: Sanat eserlerinin % 90'ı kadınlardan esinlenilmişdir.
        Erkek: Sanat eserlerinin % 90'ı erkekler tarafından yapılmışdır.

        Kadın: Uzağa işeme, uzağa tükürme, yüksek sesle geğirme gibi aptalca karizma krikolarımız yok
        Erkek: Ortamın en güzeli olma, en zayıf olma, en pahalı giyineni olma, en zengin kocayı bulma gibi krikolarınız var ama

        Kadın: Askere gitmiyoruz
        Erkek: Hamile kalmıyoruz

        Kadın: Kol saatimiz de aynı zaman da hesap makinesi, takometre,barometre,termometre ve radyo olması gerekmiyor.
        Erkek: Çantamızda ruj, allık, pudra, yedek çorap,ıslak mendil, vs taşımamız gerekmiyor.

        Kadın doğum günü, evlilik yıldönümü gibi özel günleri parmağımıza kırmızı iplik bağlamadan da hatırlayabiliyoruz
        Erkek: Ütüyü fişde, yemeği ocakta, arabanın anahtarını kontakta unutmuyoruz. Bunlar daha faydalı.....

        Kadın: Ortalıkta alakasız her türlü nesne ve sözcükten cinsel çağrışımlar çıkarıp günün yarısını **** düşünerek geçirmeyiz...
        Erkek: Valla geyik olsun diye yapıyoruz. Hem siz günün yarısını güzelleşmeğe çalışarak geçiriyorsunuz.

        Yorum

        • delphin
          Senior Member
          • 27-12-2005
          • 15279

          Konu: GEYİK

          Reklamlardan Bazı Hatalar

          TEFAL
          Tefalin yeni ütü reklamında kedi ütüyü kovalıyo ve polisin yanında ütü duruyor kedi ütüyü kovalıyodu ama ütüyü polis eve getirdiginde çoktan kedi eve gelmişti
          ŞAMPUAN
          Bir şampuan reklamında "tek kelimeyle mükemmel saçlar" diyor. Nasıl olur da "mükemmel saçlar" tek kelime olur?
          SCOTHBRITE
          Anne bulaşık yıkarken kızı büyüyor fakat anne yaşlanmıyor bu nasıl oluyor.
          PEPSI
          Rüya görülüyor altın gole kalmıslar fakat son vurusta bir anormallik var, son oyuncu kafası pencere tarafında rövaşatayı vuruyor fakat pencereye dogru gitmesi gereken kutu pepsi nasılsa kapıdan cıkıyor.
          E - KOLAY
          Kemal Sunal'ın, bağlantının kesilip kesilmeyeceğini denediği reklam filminde, sağ taraftaki duvardaki saate dikkat. zaman bazen hiç geçmiyor. bazen 2'ye 10 varken, birkaç kare sonra 2'ye 15 var oluyor. Çekimler karmakarışık konmuş ve 10 dakika içinde çekilen görüntüler kullanılmış
          Reklamda Fatih Altaylı,Kemal Sunal'a "ornitorenkler doğuruyor mu,yumurtluyor mu?" diye soruyor.Kemal Sunal "doğuruyormuş" deyince de Fatih Altaylı,"bunu da bildi" diyor.Fakat ornitorenkler doğurmaz,yumurtlarlar,hatta yumurtlayan tek memeliler ornitorenklerdir
          YOÐURT REKLAMI
          Adamın çocukluk halinin gösterildiği kısmda adam solak fakat büyüyünce sağ elini kullanmaya başlıyor.
          Adamın çocukluk halindeki kulaklarına dikkat eden olduysa onların kepçe olduğunu görecektir.Fakat yaşlı halinde ise kulakları normal.
          DURU
          Anneler Günü ile ilgili reklamında çocuğun birisi sabah erkenden kalkıp yıkandıktan sonra giyinip annesine çiçek veriyor. Fakat;o çocuk şofbeni nasıl yaktı, kravatını nasıl bağladı, o kadar taze bir çiçeği sabahın o saatinde evinde nasıl buldu?
          JACOBS
          Apartman toplantısı kavgalı bitiyor ve herkes evine gidiyor. Ev sahibi ise bir fincan kahve yaparak penceresinin kenarına koyuyor. Kahve kokusuyla beraber üst katlardaki evlerin ışıkları bir bir yanıyor.
          1-Daha önceden yukarı çıkan komşular karanlıkta mı oturuyor?
          2-Kahve kokusu, dairelerin içine kapalı olan pencerelerden nasıl giriyor?
          TANG
          Nine ile torun beraber bir sürahi Tang yapıyor ve hepsini içiyorlar. Sonra evin annesi geliyor ve "Aaa hazır vardı, niyet yaptınız" diyerek buzdolabından bir sürahi daha Tang çıkarıyor. İyi de anne dolaptaki Tang’i içmediklerini nereden biliyor.
          PEPSI
          Ramazan ayı’nda gösterilen reklamda genç çocuk Pepsi’yi isteyene kadar imsak vakti geliyor. Ancak imsak vaktinde hava aydınlık.
          KOMİLİ SIRMA
          Evin hanımı kocasına yemekleri yasaklıyor ve yaptığı böreğin üstüne bir kafes koyuyor.
          1-Adam, çatalını kafesin üstünden içeri sokarak börekten almaya çalışıyor ve doğal olarak başarısız oluyor. Kafesin en altından çatalını soksa rahatlıkla böreği alabilecek.
          2-Karısı, adama eziyet çektirmek için mi yemek yapıp önüne koyuyor ve kafes geçiriyor.
          CLIO SYMBOL
          Arkadaşı araba sahibine soruyor: "Ne yaptın. Para biriktirdin mi bari"
          Cevap: "Merak etme. Hayatın emniyette"
          Ne alaka?
          Sonra araç lastiği sağa dönük bir şekilde duruyor. Ama iki arkadaş arabadan indiğinde ön lastik dümdüz.
          CALGON
          Bir uzman sudaki kirecin çamaşır makinesine ne kadar zararlı olduğunu anlatıyor ve arkada bir kadın beliriyor. Ev hanımı bu işi o kadar iyi biliyor ki makinesinin arızasını bulmuş, parçasını sökmüş ve getirmiş. O kadar işi yapmış ama parçanın yenisini takamamış.
          TELEFUNKEN
          TV taşıyan bir adamı trafik levhası yaparak yol kenarına koymuşlar. İlk şoför “Aaa bu ne ya” diyerek duruyor ve önünden insanlar geçiyor. Reklamın sonunda ise başka bir şoför levhayı görüyor ve durarak önündeki insanları seyrediyor. Ancak her iki şoförün gördüğü insanlar aynı. Her iki yerde de aynı çekim kullanılmış.

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            Konu: GEYİK

            Hazır cevaplar

            AT NALI UÐUR GETİRİR Mİ?
            Kadıköy Camiinde vaaz vermekte olan Osman Demirci Hoca'ya:
            - Hocam, diye sormuşlar. At nalını evimizin kapısına asarsak uğur getirir mi?
            - Demirci Hoca:
            - Zannetmiyorum, diye cevap vermiş. O nallardan her atta dört tane var ama, bütün gün kamçı yiyip duruyorlar.HAYATI SEYRETMEK
            Yazar Kazancakis, bir ihtiyara "neye bakıyorsun?" diye sorduğunda, ihtiyar adam gözlerini akan sudan ayırmadan şu cevabı verir:
            - Hayatıma oğlum, akıp giden hayatıma.
            SELÂMDAKİ İNCELİK
            Muzaffer Ozak Hoca'nın sahaflar çarşısındaki dükkanına giren bir genç:
            - Selâmunaleyküm babalık... diye selâm verince, hazret selâmı alır:
            - Aleykümselâm kurukalabalık...
            ÖRTÜNMEK İÇİN GİYİNMEK!
            İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü varmış.
            Davetten çıkınca, bir gazeteci sormuş:
            - Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
            Gandi, hiç aldırmadan cevap vermiş:
            - Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
            HUZUR
            Zeynel Âbidin Hazretleri abdest alırken sapsarı kesilirdi. Sebebini sorduklarında şu cevabı verdi.
            - Kimin huzurunda durduğumu düşünürseniz, sebebini anlarsınız...
            KABRİSTAN
            Hz. Ali, mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş:
            - İki sebebi var. Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar.
            ÇINAR AÐACI MAYDANOZUN NESİ OLUR?
            Selim Gündüzalp, sosyoloji hocaları olan rahmetli Seyid Ahmet Arvasi'ye:
            - Hocam demiş, "insan maymunun gelişmiş şeklidir" diyorlar. Ne dersiniz?
            Seyid Ahmed Arvasi şu cevabı vermiş:
            - O mantığa göre, çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir.
            MEZARTAŞI YAZISI
            Behlül Dânâ'ya biri sorar:
            - Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım?
            Behlül Dânâ şu cevabı verir:
            - Şunu yazdır: "Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter."
            ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ
            Amerika'lı iş adamı, bir Çinli'yle alay ederek sormuş:
            - Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?
            Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş:
            - Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
            HAYAT NE ZAMAN BAŞLAR?
            - Hayat kırkından sonra başlar, diyen bir kişiye Said Turhan şu karşılığı vermiş:
            - Eğer otuz beşinde ölmezsen!..
            ÖLÜM NEDİR?
            Talebelerinden biri, Konfüçyüs'e:
            - "Ölüm nedir?" diye sorduğunda, Konfüçyüz'ün cevabı şu olmuş:
            - Hayat hakkında ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim.
            HER KOYUN
            Harun Reşit, kendisini sık sık ikaz eden Behlül Dânâ Hazretlerine:
            - Sen kendi işine bak, dermiş. Her koyun kendi bacağından asılır.
            Bir gün sarayı pis bir koku kaplamış. Sebebini araştırdıklarında, üst kattaki bir odada bacağından asılı bir koyun bulmuşlar. Bu işi yapanı da keşfetmişler tabi ki: Behlül.
            Halife, kendisini sıkıştırdığında:
            - Gördüğünüz gibi, her koyun kendi bacağından asılır efendim, demiş. Fakat etrafı kokuttuğu için, herkesi rahatsız eder.
            ORUÇ NASIL ŞİŞMANLATIR?
            Hekimoğlu İsmail'e, "Ramazan olmasına rağmen biraz kilo almışsınız?" dediklerinde:
            - Maalesef öyle oldu, demiş. Çünkü iki kişilik yemek yiyor, bir kişilik oruç tutuyorum.
            RİYAKÂRA CEVAP
            Adamın biri, Hz. Ali'yi gıyabında yani ardından kötülediği halde yüzüne karşı övmeye başlayınca, ondan şu karşılığı almıştır:
            - Söylediklerinden daha aşağı, fakat içinden geçirdiklerinden daha üstünüm.

            BİLMEK İÇİN ÖÐRENMEK
            Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle, dünya çapında bir şahsiyet olan İbnülemin Mahmud Kemâl (İnal)'a sormuşlar:
            - "Sizdeki bilginin çok azına sahib olmalarına rağmen sizden çok daha fazla tanınanlar var. Bunun sebebi nedir?"
            Şöyle cevap vermiş:
            - Ben bilmek için öğrendim, onlarsa bilinmek için! HERKES YANINDAKİNİ VERİR!
            Kendisine hakaret edilen Hz. İsa'ya (a.s.):
            - "Niçin karşılık vermediniz?" diye sorduklarında:
            - Herkes yanındakini verir, demiş. Onda olan, benim yanımda yoktu.
            KAZA ETMEK
            Yolculardan biri, otobüs şoförünün yanına gider ve namaz vakti geçmeden bir mola vermesini rica eder.
            Şoför sinirlenerek:
            - Kaza edin efendim, der. Ne olur yani?
            Adam, sakin sakin cevap verir:
            - Ben kaza etmeden, ya sen kaza edersen?
            RUHLAR NEREYE GİDER?
            İbn-i Abbas hazretlerine "Ruhlar cesetlerinden ayrılınca nereye giderler?" diye sorduklarında, o yüce insandan şu cevabı almışlar:
            - Yağı biten kandillerin ışığı nereye gidiyorsa, oraya...
            KADER
            Kenân Rıfâi'ye sormuşlar:
            - Madem ki neticede kaderin dediği oluyor. O halde niçin çalışıyoruz?
            Şu cevabı vermiş:
            - Çalışmak da kaderin icabı olduğu için!
            İFTİHAR
            Şeyh Şâmil, çarlık idaresi tarafından yakalanıp esir edildiğinde, Çar II. Aleksandır: - Sizin gibi büyük bir insanı misafir etmekle iftihar ederim deyince, Şeyh Şâmil'in cevabı şu olmuş: - Siz benim misafirim olsaydınız, ben daha çok iftihar ederdim.
            İNSAN ve TANSİYON
            - "İnsan, kâinata hakim bir varlıktır" diyen felsefe öğretmenine, öğrencilerden biri, şu cevabı vermiş:
            - Tansiyonuna bile hakim olamayan insan, kâinata nasıl hakim olur?
            KORKUYA GEREK YOK
            Bir Rus generali, Şeyh Şâmil'in iştahını abartarak "Beni yemenizden korkuyorum" deyince, Şeyh Şâmil:
            - Boşuna korkmayın efendi, demiş. Bizim dinimizde domuz eti yemek haramdır.
            TAKVA NE DEMEK?
            Ebu Hureyre "takva"nın ne olduğunu soranlara:
            - "Siz hiç dikenli yoldan geçtiniz mi?" dedi. Onlar da "Evet geçtik" dediler.
            Bunun üzerine: "O halde oradan geçerken ne yaptınız?" diye sordu. Onlar:
            - Dikenlerden sakındık, dediler.
            - İşte takva da, günah ve hatalardan sakınmaktır, cevabını verdi.
            İNSANIN MAHARETİ
            Bir sohbet sırasında, Ârif Nihat Asya'ya:
            -Eğilir, bükülür, katlanır ve istenilen şekle kolayca sokulur bir cam keşfedilmiş, derler.
            Ârif Nihat Asya, şöyle cevap verir:
            - Desenize, eninde sonunda camı da kendimize benzettik!
            GÖNDERİLEN, GÖNDERENDEN HABERCİDİR
            Dahi kumandan Halid Bin Velid Hazretlerinden, Efendimizi (s.a.v.) anlatmasını istemişler.
            - Bu hususta son derece acizim demiş.
            Israr etmişler.
            - Gönderilen, gönderenin şanına lâyık olur, buyurmuş. Onu gönderen Allah (c.c.) olduğuna göre, gerisini anlayın artık.
            GÜNLÜK
            Bir Hristiyan, Ahmed Vefik Paşa'ya:
            - Camilerinizde niçin günlük (bir çeşit koku) yakmıyor sunuz? diye sorduğunda, ondan şu cevabı almış:
            - Bizimkiler abdestlidirler. Yellenmezler. Onun için günlük yakmıyoruz.
            HAKLI TENKİT
            Eflâtun, bir grup arkadaşı arasında oturan Sokrat'a:
            - Geçen gün bir arkadaşını herkesin arasında azarladın, diye çıkışmış. O sözleri başbaşa kaldığın zaman söyleyemez miydin?
            Sokrat, soruya soruyla karşılık vermiş:
            - Beni böyle azarlamak için, başbaşa kalmamızı bekleyemez miydin?
            OLMADIÐI YERİ GÖSTERİN
            Materyalist öğretmen, öğrencisine:
            - Söyle bakalım, demiş. Allah nerede? Eğer bilirsen portakal vereceğim.
            Öğrencinin cevabı şu olmuş:
            - Siz bana O'nun olmadığı yeri gösterin, ben size bahçe dolusu portakal vereyim.

            HANGİSİ İÇİN İYİ?
            Zengin bir adam, İslâm büyüklerinden birine:
            - "Bin altınım var, size versem ne dersiniz?" diye sorduğunda, şu cevabı almış:
            - Verirseniz sizin için iyi olur. Vermezseniz de benim için. HERŞEYE İYİ YÖNÜYLE BAKMAK
            Hz. Lokman'a:
            - "Edebi kimden öğrendin?" diye sormuşlar. Şu cevabı vermiş:
            - Edepsizlerden.
            EŞSİZ CÖMERTLİK
            Hz. Ebû Bekir'in cömertlikte de bir eşi yoktu. Bir defasında cihad için yardım istendi... Bütün sahabiler koşuştular. Kimi malının yarısını, kimi dörtte birini getirmişti. Hz. Ebu Bekir'in getirdiği ise, malının tamamıydı.
            Resulûllah (a.s.v.) kendisine sordu:
            - Ailene ne bıraktın?
            Hz. Ebubekir, cevap verdi.
            - Allah ve Resûlü'nün muhabbetini!..
            KANAAT
            Bir talebe, hikmet sahibi bir zât ile sohbet ederken:
            - Cennet'te küçük bir yerim olsa bana yeter deyince, o zât şu cevabı verdi:
            - Âhiret için ettiğin kanaati, keşke dünya için de etseydin.
            GÜZEL İNSANLAR
            Sahabelerden biri, Hz. Ebûbekir'in yanına gelerek:
            - Çok günahkarım, der. Benim için dua eder misiniz?
            Hz. Ebûbekir:
            - Yâ Rabbi, der. Bir günahkar, bir diğerinden dua istiyor. İkisini de affeyle.
            BİLİNMEYEN LEVHALAR
            İngiliz Büyükelçisi, eski Osmanlı evlerinin dış duvarlarına asılan "Yâ Hafîz" (Muhafaza eden Allah (c.c.) ) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade Fuad Paşa'ya bunların ne olduğunu sormuş.
            Fuad Paşa, İngilizin anlayacağı dille cevap vermiş:
            - O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketinin levhalarıdır.
            ÇOK YÜZLÜLER
            Mehmed Âkif, iki yüzlü insanlara çok kızardı. Bir gün bir arkadaşına şöyle dedi:
            - İki yüzlüleri artık sever hale geldim. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım.
            UYKU KARDEŞLİÐİ
            Mevlânâ Hazretleri, talebelerinden biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
            Yanındaki talebesi:
            - Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bunlardan ibret alsa.
            Mevlânâ, tebessüm ederek karşılık verir.
            - Aralarında bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.
            KALEMİN İŞİ ZOR
            Ünlü gazeteci ve yazarlardan Velid Ebüzziya, İstiklâl Mahkemesi'nde yargılanıp beraat ettikten sonra, genç meslektaşlarına nasihat etmiş:
            - Şu sıralarda sakın fincancı katırlarını ürkütmeyin...
            Yusuf Ziya Ortaç, başını sallayarak:
            - Bu söylediğin imkansız üstadım, demiş. Zira ortalıkta o kadar çok katır var ki!..
            DÜNYANIN YÜZÜ
            Hastalıktan ötürü gözleri kapanmış olan bir adam, halk şairi Seyrani'ye:
            - Bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri Seyrani:
            - Hiç üzülme dostum demiş. Zaten dünyada da bakılacak surat kalmadı.
            ATLIYA CEVAP
            Efendimiz (s.a.v.) sahabelerine bir ikram sırasında hizmette bulunurken, uzaklardan gelen bir atlı yanlarına yaklaşarak,
            - Bu kavmin efendisi kim? diye sordu O'nu arıyorum.
            Efendimiz (s.a.v.) bu soruya, gurur olur endişesiyle "benim" diye cevap vermedi. Ve o anda sahabelerine hizmet etmekte olduğundan, asırlar boyunca yankılanan ve aynı zamanda atlı adama cevap niteliği taşıyan şu sözlerle mukabele etti:
            - Bir kavmin efendisi, ona hizmet edendir.
            SAÐLAM İŞ
            Mehmed Âkif, Berlin'den döndüğünde sormuşlar:
            - Berlin'de ne var ne yok üstad!
            Şöyle cevap vermiş:
            - Gördüğüm kadarıyla işleri dinimiz gibi sağlam; dinleri ise işlerimiz kadar çürük.
            MUTLULUK
            Tolstoy'a "nasıl mutlu oluyorsunuz?" diye sorduklarında şu cevabı vermiş:
            - Sahip olduğum şeylere sevinerek, sahip olmadıklarımı ise hiç düşünmeyerek.
            İMTİHANSIZ GEÇMEK YOK
            Öğretmen, öğrencilerin aklını karıştırmak için:
            - Çocuklar demiş. Allah hepimizin cennete gitmesini istediği halde, neden bizi dünyaya göndermiş?
            Çocuklardan biri, soruya karşılık vererek:
            - Öğretmenim demiş. Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz. O halde neden hepimize geçerli not vermeyip imtihan ediyor sunuz?

            NE BAL VAR, NE DE PEKMEZ...
            A. Geylanî Hazretlerinin üzerine hiç sinek konmazdı. Onun bu haline vakıf olanlardan biri sordu.
            - Üzerinize sinek konduğunu hiç görmüyoruz? Sebebi nedir?
            Şu cevabı verdi:
            - Niçin konsun ki? Üzerimde ne dünyanın pekmezi var, ne de ahiretin balı... ALIŞVERİŞE GELDİK...
            İbn-i Muhayrız isimli din alimi, elbise almak için bir mağazaya girdiğinde, içerdekilerden birisi onu tanıdı ve dükkan sahibine:
            - Bu zât, İbn-i Muhayrız'dır, dedi.
            İbn-i Muhayrız kendisine özel bir muamele yapılmaması için hemen dışarı çıkarken:
            - Biz paramızla birşeyler almaya geldik, dedi. Dinimizle değil.
            İHLASLI OLMAK
            Yahya bin Muaz'a:
            - Kul ne vakit ihlaslı sayılır? diye sormuşlar. Cevaben şöyle buyurmuş:
            - Kendisini öven insanla, tenkid eden insanı bir gördüğü vakit...
            SİZ DE ORTAKSINIZ
            Süfyan-ı Sevrî, evinin kapısı önünde bir dostuyla sohbet ederken, önlerinden son derece süslü giyinmiş bir adam geçti. Dostu bu adama hayranlıkla bakarken, Süfyan-ı Sevrî ona şöyle buyurdu:
            - Eğer sizler gıpta ile bakmamış olsaydınız, bu adam böyle süslenip israfa girmezdi. Hayranlığınızı ifade eden tavrınızla bu adamın 'israf' günahına siz de ortak oluyorsunuz.
            REHBER BÖCEK
            Ebü'l-Haccac Aksurî'ye:
            - Maneviyatta rehberin kim? diye sorduklarında:
            - Bir böcek, dedi.
            Alay ediyor sandılar. İzah etti:
            - Dışarıda gezerken, fener direğine çıkmak isteyen küçük bir böcek gördüm. Kaygan olduğu için yarı yoldan düşüyor, fakat hiç yılmıyordu. Yüzlerce defa aynı hareketi tekrarladı. Onu o halde bırakıp mescide gittim. Çıktığımda bir de ne göreyim, direği tırmanmış, fenerin yanında duruyor. O hayvan engellerden yılmama ve sebat etme konusunda rehberim oldu.
            BİR ÖKÜZ UÐRUNA
            Oğlunun okuması için çiftliğindeki bütün inekleri satan bir köylü, onun birşey öğrenemediğini görünce:
            - Ne bahtsız adammışım, diye söylenmiş. Bir öküz uğruna ne inekler feda ettim.
            MALIN NEREDE?
            Hasan el-Basrî, "Ben ölümden korkuyor ve onu sevmiyorum" diyen birine şu cevabı vermiştir:
            - Malını geride bıraktığın için ölümü sevmiyorsun. Eğer malını ileriye (ahirete) gönderseydin, peşinden gitmek isteyecektin.

            Yorum

            • delphin
              Senior Member
              • 27-12-2005
              • 15279

              Konu: GEYİK

              Masallardan Çıkardığımız Dersler

              sinderella : hatun kısmısının gece 12den sonra sokakta işi yoktur ...


              uyuyan guzel: bir kiz kendisini open ilk erkekle evlenir ve onunla sonsuza kadar mutlu yaşar.


              hansel ile gretel: masal kahramanlarinin sayisi arttikca IQ'lari duşer... Çukulatadan evler yenmemelidir.


              kırmızı başlıklı hanımkız: sokakta her gördüğün zibidiyle konuşma.


              çirkin ördek yavrusu: ortaokulda size imalı bakışlar atan gözlüklü tombul kızla/çocukla dalga geçip aşağılamayın, bir beş sene sonra afet olur ağzınız açık kalır ağlarsınız.


              ali baba ve kırk haramiler: password'ler iyi saklanmalı onun bunun yanında bağırarak söylenmemelidir.




              alice harikalar diyarında; her bulduğunu ağzına sokma


              heidi ; akıllı kızlar patikalarda neyin keçi kovalamazlar.


              allaaddin : sokakta her buldugunu karıstırma!


              Pamuk Prenses: Hiç tanımadığınız biri size elma verirse sakın yemeyin !


              Rapunzel: Bi kuleye kapatıldıysanız kaçmak için saç uzatmayın uçmayı öğrenmek daha kısa sürer


              Pinokyo : Baban marangozsa asla yalan sölemiceksin

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                Konu: GEYİK

                Sefa Boyar, ÖSS’ye girip tüm soruları yanlış yanıtlayıp “rekor kırmaya” çalışacak.!

                LeMan dergisinin uzun süredir 'Rekor Geliyor' diyerek merak uyandırdığı konuyu aydınlatıyoruz: Sefa Boyar, 'sıfır doğru' hedefiyle Öğrenci Seçme Sınavı'na girecek. Amacı tüm soruları yanlış yanıtlayıp rekor kırmak.

                Üniversiteyi bitirmek üzere olan, hem de ODTÜ gibi bir üniversitenin inşaat bölümünden mezun olup ardından Öğrenci Seçme Sınavı'na girmek... Peki neden.?

                İkinci üniversite mi.. Hayır. Bunu yapan Sefa Boyar'ın amacı bambaşka.

                Tüm soruları yanlış yanıtlayıp rekor kırmak ve sınav sistemini, ailelerin ve genel olarak toplumun ÖSS'ye yaklaşımını eleştirerek, fazlasıyla büyütülen ve stres kaynağı olan sisteme dikkat çekmek.

                Sefa Boyar bu denemesinde en büyük desteği, başta Mehmet Çağçağ olmak üzere LeMan ekibinden görmüş. LeMan, uzun süredir 'karnesi en kötü olanlar'a bisiklet hediye ediyor.

                Mehmet Çağçağ, bu 'karnesi en kötü olanlar'ın, zekâ fışkıran gözleriyle kendilerini de şaşırttıklarını ve bu denemede Sefa Boyar'a destek vermelerinin başlıca sebebini şöyle açıklıyor:

                "Ailelerin ve gençlerin yaşadığı bu ÖSS stresi, gerilimi, korku ve endişesi, panikatağı, intiharı başka hangi toplumda vardı? LeMan okuru Sefa kardeşimizin mailine 'Hayır' diyebilmemiz mümkün müydü."

                MÜHENDİS ÇIKACAK

                - ÖSS sınavında sıfır doğru yanıtlama fikri nasıl doğdu.?

                - Olay birdenbire cereyan etti. Bir an düşündüm; bu sınav bir hayat olarak gösteriliyor. Ve bu hayat birçok öğrenci ve anneler baba için bir yıkım oluyordu. Ben de bunları yaşadım.

                Annem ve babam aynı strese ortak oldu. Bunu daha iyi göz önüne sunmak ve bir üniversite mezunu olsam bile sınava girecek öğrencilerin söylemek istediklerine elçi olmak için güzel bir yoldu bu.

                - 10 gün sonra ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden mezun olacak bir üniversitelinin bunun heyecanını duyması gerekirken, ÖSS ile hesaplaşmaya girmesinin bir anlamı olmalı.

                - Aslına bakarsanız bunu tüm üniversiteli arkadaşlarımdan beklerdim. İnsan çok çabuk unutuyor yaşadıklarını. Birçok kişi, "Bana ne kardeşim! Ben sınava girdim. ÖSS'yi bu sene sınava girecek öğrenciler, anneler babalar düşünsün," diyor.

                Bence yanlış bir düşünce. İster ODTÜ'den, isterse başka bir yerden mezun olayım, ben kendimi en azından topluma karşı sorumlu hissediyorum. Birbirimizin dertlerine ortak olmaz, umursamazsak toplum çöker.

                Ben de sınava girecek öğrencileri anne ve babaları sonuna kadar desteklediğimi, onların stresine derdine ortak olduğumu göstermek istiyorum.

                - Oldukça güç değil mi ÖSS'de sıfır doğruya ulaşmak? Daha önce bu rekorun sahibi yok mu?

                - ÖSS arşivinden edindiğim bilgilere göre, daha önce böyle bir olayı deneyen olmamış. olmamış. Benden zeki olmasın, birkaç kişi bütün soruları sallayarak eksi 10 nete kadar inmeyi başarmış.

                Bu da güzel bir olay tabii ki. Ama burada bahsettiğimiz rekor denememiz, tam 180 sorunun da yanlış yapılmasıdır. Yani eksi 45 netten söz ediyoruz. Bu bir ilk ve cesaret etmesi bile güç bir olaydır.

                Bu rekoru kırarsam Sayın ÖSS Başkanımızın açıklama yapmasını bekliyoruz. Umarım, en azından bireye saygı duyup, bunu benim için yaparlar. Şimdiden sağol Başkanım, sizin sayenizde buralara geldik.

                - Bu rekoru kırmak için nasıl hazırlanıyorsunuz.?

                - ÖSS'de zaman, ve bilgi önemli. Her ikisini de kontrol ederek en verimli şekilde her gün çalışıyorum. Rekoru kırabilmem için soruların hepsini doğru çözmem gerekiyor.

                Soruları çözüp, doğru yanıtları bulup yanlışlarını işaretleyeceğim. Tabii ki bütün soruları yapıp yanlışlarını işaretlemem için gerçekten iyi bir çalışma gerekli. Şu an için yalnız çalışıyorum.

                Fakat birçok hocamdan bu fikrim üzerine beni çalıştırma isteği geldi. Belki çalışacağız.

                not

                @delphin uyarıyor zaten her sene sınavda binlerce kişi sıfır çekiyor ne gerek var

                sefa nın yapacagı

                rekor denememiz, tam 180 sorunun da yanlış yapılmasıdır. Yani eksi 45 netten söz ediyoruz.
                Son düzenleme delphin; 23-12-2006, 09:34.

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  Konu: GEYİK

                  Geyik ve gerçek

                  "Az önce iş icabi Isparta'da bir müşterimizi aradim. Telefonu açan
                  kibar bayana ilgili kişinin mail adresini sordum. Hanimefendi gayet
                  kibarca "Bizim burada internet çekmiyo" dedi !!

                  Cuma akşami gecenin bir yarisi Arnavutköy'de taksi ariyordum.
                  Fakat etrafta bir tane bile yoktu. Arabasini park etmiş
                  yemek yiyen bir taksi gördüm. Adama yaklaşip,
                  "Abi müsait misin?" dedim. O da, "Ehliyetin var mi?" diye sordu.
                  Taksim'e kadar taksiyi ben kullandim, o paşa paşa yemegini yedi.

                  Izmirliler bilir, toplu taşimada Kentkart uygulamasi vardir. Karta
                  para yüklersiniz, otobüslerde manyetik okuyucuya tutarsiniz ve okuyucu
                  okuduguna dair sinyal sesi verir. Kentkart uygulamasinin ilk yiliydi.
                  Yaşli ama çok tonton bir teyze elinde Kentkartla otobüse bindi. Nedense
                  karti şoförün suratina dogru tuttu. (Herhalde paso gibi gösterilecek
                  zannetti.) Şoför iki-üç saniyelik şaşkinlik periyodunu atlattiktan sonra,
                  "Biiiiip!" dedi. Teyze bi şey olmamiş gibi geçip şoförün arkasina
                  oturdu. Otobüsteki herkes kahkahalarda gülerken bense şoförün zekasina hayran
                  olmuştum.

                  Bilirsiniz, bir ara zibidi gençlerde cüzdana zincir takip sarkitma
                  modasi vardi. Istiklal'de yürürken, yanimdan bu model bi tip geçiyordu
                  ki, adamin teki bombayi patlatti: "Ne o lan? Köpegin giççina mi kaçti???"

                  Bir gün yolda giderken kaset satan bir dükkanin caminda aynen şöyle
                  bir yazi görmüştüm: "Arabalar için çistakli müzik gelmiştir. " Hay
                  Allahim yaa!

                  Bir arkadaş anlatti. geçenlerde Taksim'de yürürken sikişinca
                  McDonalds'in tuvaletine girmiş. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya sallaya
                  restorandan çikarken elemanlardan biri arkasindan seslenmiş: "Bir gün
                  yemeğe de bekleriz..."

                  Yorum

                  • delphin
                    Senior Member
                    • 27-12-2005
                    • 15279

                    Konu: GEYİK

                    microsoft

                    İşsizin biri, temizlik işleri için Microsoft’a başvurur. Insan Kaynaklari,bir öngörüşmenin ardindan test (yeri temizlemek) yaparlar ve “işe alindin,e-mail adresini ver, sana başvuru formunu göndereyim, ayni zamanda,ise başlamak için gelecegin günü bildiririm” der. Adam çaresiz,bilgisayarının, ve dolayısı ile e-mail adresinin olmadığını söyler. İnsan Kaynaklarından,onun adına üzüldüklerini, fakat e-mail’i yoksa, kendisinin de varolmadığını ve kendisi de olmadığı için ise alınamayacağını söylerler. Adam umutsuzca, ne yapacağını bilmeden, cebinde sadece 10$ ile çıkar ve bir markete girerek 10 kiloluk bir kasa domates alır. Kapı kapı dolaşarak, 2 saat içersinde sermayesini ikiye katlar. İşlemi birkaç kere daha tekrar eder ve akşam eve döndüğünde 60$’ı vardır. Ve bu şekilde yaşayabileceğini anlar, her sabah erkenden evinden çıkar ve akşam gec saatlere kadar çalışır, ve her gün parasını üçe, dörde katlar. Az bir zaman sonra, bir el arabası
                    alır, bunu bir kamyonla değiştirir ve bir süre sonra artık, birçok araçtan oluşan bir nakliye şirketi sahibidir.

                    5 sene geçer, adamımız Birleşik Devletlerin en büyük gıda nakliye şirketlerinden bir tanesinin sahibidir artık. Artık ailesini ve geleceğini düşünmektedir, ve hayat sigortası yaptırmaya karar verir. Bir sigorta şirketini arar, kendine uygun bir plan seçer ve konuşma biterken, sigortacı, teklifi gönderebilmek için adamın e-mail adresini ister. Adam e-mailinin olmadığını söyler, “Şaşirtici”, der sigortacı, e-mail’iniz yok ve bu hanedanlığı kurabildiniz, düşünün, ya bir de e-mail adresiniz olsaydı..

                    ” Adam düşünür ve şu cevabi verir: - Microsoft’ta temizlikçi olurdum!!

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      Konu: GEYİK

                      Araba Kısaltmaları

                      AUDI : Another Ugly Deutsche Invention (Bir diger çirkin Alman Icadi)

                      BMW : Brings Me Women(Bana Hatunlari Getirir)

                      FIAT : Failure in Italian Automotive Technology (Italyan Otomotiv
                      Teknolojisinin Hatası)

                      FORD : Fast Only Rolling Downhill(sadece yokus asagi hizlanir)

                      SAAB : Shape Appears Ass-Backwards( Popo Görünümlü)

                      HYUNDAI : Hope You Understand Nothing's Driveable And Inexpensive... Umariz
                      hiçbirseyin sürülebilir ve pahali olmadigini anlamissinizdir)

                      VOLVO : Very Old Looking Vehicular Object (Çok eski görünüslü araç)

                      PORSCHE : Proof Of Rich Spoiled Children Having Everything (Zengin züppe
                      bebelerinin herseye sahip oldugunun kaniti)

                      HONDA : Had One, Never Did Again (Bi tane var, bir daha asla)

                      JEEP : Just Eats Every Penny (Son kuruşuna kadar tüketir)

                      JAGUAR : Just A Guess U Are Rich (Sadece zengin oldugunu tahmin ediyorum)

                      KIA : Keep It Away (Benden uzak tut)

                      MERCEDES - BENZ : My Expensive Race Car Emits Dense Exhaust Smoke - But
                      Efficiency Near Zero (Pahalı arabam feci egsoz gazı cıkarır - Ama
                      performansı nerdeyse sıfır)

                      TOYOTA : To Operate Your Own Terrific Automobile (Kendi korkunç otomobilini
                      yonetmek)

                      VOLKSWAGEN : Very Old Lowered Kinky Sedan With A Great Engine Noise
                      (Muhtesem motor sesli acayip ufaltılmış sedan!)

                      SUBARU : Tersten U R a BUS (sen bir otobussun)

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        Konu: GEYİK

                        Sabun Olayı

                        Londra’da,bir otel müşterisiyle çalışanları arasındaki notlu yazışma...
                        Sayın temizlik görevlisi,
                        Banyodaki tuvalet masasına o küçük sabunlardan bırakmayın lütfen. Kendi sabunum var. Ayrıca banyodaki lavabonun üzerinde duran 6 küçük sabunla duştaki 3 tane sabunu da lütfen geri alın. Beni rahatsız ediyor.>
                        Teşekkürler,
                        S.Berman

                        Sayın 635 numaralı oda misafirimiz,

                        Ben sizin her zamanki oda hizmetliniz değilim, kendisi haftalık izinde, perşemde dönecek. İsteğiniz üzerine duşdaki 3 sabunu aldım. Lavabonun üzerinde duran ve sizi rahatsız ettiğini söylediğiniz 6 sabunu da, ne olur ne olmaz, fikir değiştirirsiz diye, lavabonun üzerindeki kağıt mendillerin yanına koydum. Ayrıca, tuvalet dolabına da 3 tane yeni sabun koydum, çünkü otel müdüriyetinin talimatı böyle, her gün 3 sabun bırakmamız gerekiyor.
                        Memnun olacağınızı umarım.
                        Katy, oda temizlik görevlisi

                        Sayın temizlik görevlisi,

                        Umarım siz benim HER ZAMANKİ oda görevlimsinizdir. Anladığım kadarıyla Katy size benim bıraktığım nottan bahsetmemiş, küçük sabunlarla ilgili notumdan. Bu akşam odama geldiğimde lavabomun yanına 3 tane daha sabun bıraktığınızı gördüm. Otelde 15 gün kadar kalacağım, onun için kendi sabunumu getirdim, lavabodaki 6 sabunu istemiyorum. Traş olurken rahatsız ediyor beni, dişimi fırçalarken filan...
                        Kaldırırsanız memnun olurum.
                        S.Berman

                        Sayın Mr.Berman

                        Ben çarşambaları izin yapıyorum. Onun için, ben yokken yerime bakan arkadaş, otelin talimatı gereği, odanıza 3 sabun daha koymuş. Lavaboda duran ve sizi rahatsız eden 6 sabunu alıp, duştaki sabunluğa koydum, sizin kendi sabununuzun yerine. Sizin sabununuzu da, kolaylık olsun diye, tuvalet dolabına koydum. Ayrıca, otelin ikramı olan 3 yeni sabunu da tuvalet dolabına koydum. Başka bir isteğiniz olursa lütfen söyleyin.
                        “ Her zamanki” oda görevliniz Dotty

                        Sayın Mr.Berman

                        Mr.Kensedder, Genel Müdür Asistanımız, oda hizmetçisinden
                        şikayetiniz olduğunu iletti. Ben de talimat vererek odanıza bakan temizlik görevlisini değiştirdim. Özürlerimizi kabul edeceğinizi umarım. Başka bir şikayetiniz, talebiniz olursa, şahsen emrinizdeyim. Dahili numaram (sabah 8 akşam 5 arası) 1108.
                        Elaine Carmen, Kat sorumlusu

                        Sayın Ms.Carmen

                        İş yerimden sizi aramam mümkün değil. Sabah 7.45’te otelden ayrılıp akşam da 17.30-18.00 arasında döndüğümden size ulaşamadım, Mr.Kensedder’e müracaat ettim. Sabun problemimi ona aktardım. Odama verilen yeni temizlik görevlisi beni yeni gelen bir müşteri zannetmiş olmalı ki, her gün odaya bırakılan 3 sabunu duştaki sabunluğa bırakmakla yetirmemiş, ecza dolabına da 3 tane bırakmış. Yani otelinizde kaldığım 5 günde 24 tane küçük sabunum oldu. Bunları niye aldırmıyorsunuz?
                        S.Berman

                        Sayın Mr.Berman

                        Oda temizlik görevliniz Katy’ye artık sabun bırakmaması ve mevcut sabunları da alması için talimat verildi. Size başka bir faydam olursa 8’le 17 arasında 1108’den arayabilirsiniz.
                        Elaine Carmen, Kat sorumlusu

                        Sayın Mr.Kensedder

                        Kendi getirdiğim sabunu almışlar. Banyoda ne kadar küçük sabun varsa alınmış, benim sabunum da dahil. Dün akşam geç geldim, kattaki temizlikçi çocuktan yardım istemem gerekti, o da bana 4 tane kolonyalı mendil bulabildi ancak.
                        S.Berman

                        Sayın Mr.Berman

                        Kat sorumlusu Elaine Carmen ile görüştüm, sizin sabun sorununuzla ilgili olarak. Temizlik görevlilerine odalara her gün 3 sabun koyulması talimatı verilmiş olmasına rağmen, sizin odanızda nasıl olur da bir tane bile sabun yok, anlayamadım. Sorun derhal giderilecektir. Çok özür dilerim.
                        Martin L.Kensedder, Genel Müdür Asistanı

                        Sayın Ms.Carmen

                        Tanrı aşkına odama 54 tane küçük sabunu kim koydu? Dün odama döndüğümde tam 54 tane sabun buldum. Ben 54 tane küçük sabunu ne yapayım? Ama kendi sabunumu istiyorum. Başıma gelene bakın, kendi sabunum yok, istemediğim halde 54 tane küçük sabunum var. Sabunumu ve sabunluğumu verin, başka bir şey istemiyorum sizden.
                        S.Berman

                        Sayın Mr.Berman

                        Banyoda çok sabun var diye şikayet ettiniz, ben de kaldırttım. Sonra Mr.Kendesser’e sabunlarım yok diye şikayet ettiniz, ben de şahsen ilgilenerek sabunlarınızı yerine koydum. Odanızdan kaldırılan 24 küçük sabunla, her gün koymak zorunda olduğumuz 3 sabunu odanıza bıraktım. Kolonyalı mendiller hakkında bir bilgim yok.Bu arada, oda görevlisi Kathy benim sabunları koyduğumu bilmediği için, 24 sabunla 3 tane de yeni sabunu o da odanıza koymuş.Otel müdüriyetinin müşterilere sabun kutusu vermesi gerekir diye size kim söyledi, bilmiyorum. Ama ben bir tane fildişi sabun kutusu buldum, banyonuza koydum.
                        Elaine Carmen

                        Sayın Ms.Carmen

                        Size odamdaki sabunların bir envanterini çıkarayım bari. Bugün itibariyle odamdaki sabun vesaire mevcudu şöyle:
                        - Lavabonun üzerinde, tuvalet dolabının altında 4’lü 4 sıra ve 2’libir sıra halinde 18 tane sabun
                        - Kleenex kutusunun üzerinde 4’lü iki sıra ve 3’lü bir sıra halinde 11 tane sabun
                        - Başucu masamda 3 tane kolonyalı mendil ve 4’lü 2 sıra halinde 8 sabun ve fildişi sabun kutusunda da 4 tane daha
                        - Tuvalet dolabında 4’lü 3 sıra ve 2’li bir sıra halinde 14 sabun
                        - Duştaki sabunlukta iyice yumuşamış 6 sabun
                        - Duş kabininin kuzeydoğu köşesinde kullanılmış bir kolonyalı mendil
                        - Duş kabininin kuzeybatı köşesinde 3’lü 2 sıra halinde 6 sabun Lütfen Kathy’ye söyleyin, odamı temizlerken sabunların düzenini bozmasın ve iyice tozunu alsın. Ayrıca, üstüste 4’ten fazla koyulunca sabunlar devriliveriyor, söyleyin bilsin.
                        Bundan sonra koyacağınız sabunlar için size pencerenin pervazını öneririm. Hâlâ boş duruyor.
                        Bir şey daha, kendime bir sabun, bir de sabunluk satın aldım. Karışıklığa mahal vermemek için otelin kasasına kapadım.
                        S.Berman

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          Konu: GEYİK

                          Geyik

                          1) Yer Ankara, hava çok sıcak.. Arkadan kokana teyzem bağırıyor, "Şöfer bey! Klimayı açar mısınız, hava çok sıcak oldu!"... Pala bıyıklı şöför, dikiz aynasından şöyle bir bakıyor ve.... otomatik kapıyı açıp açıp kapıyor..

                          2) Yolcunun kafası belli ki karışık, "Şöför bey, mükemmel (müsait demek istiyor herhalde) bir yerde inebilir miyim?", dolmuşcu, sağa çekiyor, "Buyrun, size layık değil ama..."

                          3) Yine inecek yolcu ama bu kez dil sürçmesi, "Şöfür bey, müsait bir yerde iner misiniz?", şöförün yanıtı kısa, "niye sen mi kullanacan?"...

                          4) Otobüs durağa yanaşıyor, yolcunun belli ki acelesi var, "Kaptan! Orta kapıyı rica edebilir miyim?", şöför olaya hakim, "Buyur götür, senden kıymetli mi?"...

                          5) Bayanın biri, marketin reyonunda çalışanlara aldırmadan, bütün meyvelerden tek tek alarak tadıyor.. Görevli en sonunda dayanamıyor, kadının yanına yaklaşıp, "Abla, karpuz da keselim mi?"...

                          6) Banka kredi kartı başvuru formlarından birisi... Kadın, Erkek hanelerinin yanına 'kız' eklenip yanına çarpı konmuş.. Ama, teyzem 45 yaşında... Yazııııkkkkk...

                          7) Bandırma'da bir restoran camı, "23 saat açığız"...

                          8- Uluslararası bir firmadan, Hindistan'ın koyu müslüman bölgesindeki temsilciğe telefon ediliyor.. "How are you" "Fine, elhamdüllillah!" Sonra istenen işler iletiliyor ve karşı taraftan son ses, "okey inşaallah!"...

                          9) Trabzon Farabi Hastahanesi'nin önünde üç araba sert bir şekilde dip dipe duruyor. Arabaların kapıları açılıyor, panik halinde herkes bağırıyor, "Doktor nerede, sedye getirin!..." Bu bağırtıyı yapanlar bir yandan da diğer arabadakilerden hastayı dışarı çıkarmasını sesleniyor. Sonuç, hasta Rize'de.. Her araba hasta diğerinde diye son sürat hastahaneye yetişmişler... !!!! (Bu gerçekten, gerçek..)

                          10) Dolmuş seyrü sefer halinde, gün sevgililer günü... Radyodaki DJ güzellik olsun diye, "Bu gün sevgililer günü. Hadi yanınızdaki o güzel insanın elini tutup, gözlerinin içine bakarak seni seviyorum deyin", deyince dolmuştaki çiftler DJ'nin isteğine uydular. Bu arada ön koltukta tek başına oturan adam, şöyle çevreyi kolaçan ederken, gözü şöföre takıldı.. Şöförden tepki, "Sakın aklından bile geçirme..."

                          11) Arabalı çift yolda, öpüşüyorlar, arkadan polis anonsu, "yiyişme sağa çek!"..

                          12) Okul kantininde bir kız, çayına beş-altı şeker koydu, aklı kesmemiş olacak ki, bir-iki tane de yanına aldı.. Kantinci ağzı gevşek sırıtarak, "bir kaç tane daha al ağda yaparsın!"..

                          13) Ve günün bombası... Arkadaş evde bangır bangır müzik dinlerken, evin annesi de elektrik süpürgesi ile ortalığı süpürüyormuş. Kızıl kıyamet ortam... Bir süre sonra oğlan müziğin sesini kısınca şu durum ortaya çıkmış... Süpürge çalışmıyor ve anne, yarım saattir boşu boşuna dönüp duruyor...
                          Son düzenleme delphin; 03-02-2007, 08:50.

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            Konu: GEYİK

                            Gaflar

                            Salak olabilirim ama aptal asla.... ASENA

                            Ben meme kanserine şahsen karşıyım.... SİNEM GÜVEN

                            Mozart Türkiye\'de konser vermeye gelirse tabi ki dinlemeye gideriz.....EMRAH

                            Allahı size emanet ediyorum.... TANSU CILLER

                            Tüneli kaçmak için mi kazdınız .... REHA MUHTAR

                            İsmini vermek istemeyen bir izleyici Filiz Ovar İngiltereden arıyor.... A TAKIMI

                            Kendime ait görüşlerim çok güçlü görüşlerim var ama onları her zaman onaylamıyorum..... CORC W BUSH

                            Polis yolu az sonra işlenecek bir cinayetin tatbikatı için kapattı....KANAL D ANA HABER

                            Eminem dünyaca ünlü bir grup biliyorsunuz değil mi arkadaşlar....BEYAZ

                            23.Yüzyılı yaşadığımız bu günlerde başıma gelen bu dram...Q KIZI REYHAN

                            Cinayetler dışında en düşük suç oranına sahibiz..... WASHINGTON D.C. VALİSİ MARION BARRY

                            Sigara içmek öldürür öldüğümüzde hayatimizin önemli bir bölümünü kaybederiz ....BROOKE SHIELDS

                            Fransızlar amma kültürlü ufacık çocukları bile Fransızca konuşuyor....İZZET YILDIZHAN

                            Cumhuriyet 1927 yılıda ilan edildi ......Tuğba OZAY

                            Atatürk ne demiş Yurtta sulh barışta sulh ....NİHAT DOGAN

                            Bugün 10 Kasım Atatürk\'ün 64. ölüm yıldönümünü şölenlerle kutluyoruz......ELIFNAĞME

                            Gönül Yazar: Is the mother boy, you know?
                            Reha Muhtar: Anliyorum ana kuzusu.
                            Gönül Yazar: Ana kuzusu...
                            Reha Muhtar: Evet ana kuzusu...

                            Cografyaci Nefise
                            Muhabir: Nefise, Somali'nin baskenti neresidir?
                            Nefise Karatay: Bu konuda yorum yapmak istemiyorum!..

                            Kont Trakula!
                            Metin Uca: Bir örümcek türü?
                            Ismet Badem: Trakula!
                            Metin Uca: Diger yarismaci?
                            Diger yarismaci: Tarantula...
                            Ismet Badem: Hay Allah!.. (Passaparola yarismasindan)

                            Ellettirmem!..
                            Sanki ben meshur oldum da kendimi ellettirebilirim. Böyle bir zihniyet var ortada...
                            (Sevda Demirel)
                            Daginik Gizem
                            Simdiye kadar beraber oldugum erkek arkadaslarim beni darmadagin etti...
                            (Gizem Özdilli)

                            Dilbilimci Mahmut
                            B çok önemli bir harftir. B olmasa, Bülent'e Ülent, Bursa'ya Ursa derdik!..
                            (Mahmut Tuncer)

                            Sanatçina sahip çik
                            Tanita Tikaram diye bir sanatçimiz var mesela, 15 senedir kaset yapmiyor!..
                            (Emel Müftüoglu...)

                            Alparslan Canaydin
                            VJ Bülent: Evet, su anda yanimizda Alparslan Bey var, biraz kendinizi tanitir misiniz Alparslan Bey.
                            Alparslan (!) Bey: Ben Özhan Canaydin, Galatasaray Baskani' yim...
                            (Kral TV Ödülleri)

                            Antenya Bandiras
                            Ben en çok Antenya Bandiras'i seviyorum!..
                            (Harika Avci)

                            Pencereyi kapat!..
                            Biz esimle çok konusan, beyin firtinasi yapan bir çiftiz!..
                            (Senay Akay)

                            Ahmet Necdet Özal
                            Metin Uca: Ahmet ön adli, Türkiye'nin 10'uncu Cumhurbaskani.
                            Eylem Senkal: Iii... Ahmet Özal...

                            Uzun boyunlu gergedan
                            Arzu Yanardag: Uzun boyunlu bir hayvan.
                            Ece Erken: Gergedan. (Pazar yildizi adli programdan)

                            Uzun sey
                            Yaa sizin de her seyiniz ya uzun ya genis oluyor galiba!..
                            (Hülya Avsar, Diyarbakirli karpuzcularla konusuyor)

                            Kamyonu seviniz
                            Kamyonlari seviyoruz. Onlar bizim canimiz...
                            (Müslüm Gürses)

                            Arkadan!..
                            Sibel Can: Neden Abazoglu sizin için farkli biri?
                            Deniz Akkaya: Benim için çok farkli biri, çünkü arkadan vurmuyor!..

                            Mesela Zeynep
                            Gençken özellikle yabanci aktörlerden etkilenirdim. Tarik Tarcan mesela!..
                            (Zeynep Mansur)
                            Sipitmen!
                            Muhabir: Örümcek Adam'in orijinal adi nedir?
                            Ayse Hatun Önal: Sipitmen!

                            Öküz ve Bogaz
                            Ilham kaynagim su gördügünüz Bogaz. Bu deniz, öküze bile ilham verir!..
                            (Serdar Ortaç)

                            Ultrasyon
                            Benim o kültürsüz insanlarla isim olmaz, zaten simdi ultrasyondan çiktim çok mutluyum!..
                            (Ceylan)

                            Neler oluyor hayatta
                            Bazen öyle ortamlarda oluyorsunuz ki; dogada oluyorsunuz, yapayalniz oluyorsunuz. Ögrenmek istiyor insan, dolar kaç para, Euro kaç para diye...
                            (Aysun Kayaci)

                            Büyüksehir
                            Ingiltere bir tiyatro sehridir!
                            (Meltem Cumbul)

                            Mutlaka tanismali
                            Erkekler beni tanimadan ölmesinler...
                            (Demet Akalin)

                            Arbik Jumbik
                            Harun bana Arbik, Jumbik der. Hayvan isimleri bunlar.
                            (Ebru Salli)

                            Kuzunun sessizligi
                            Nazlican'la nasil tanistiniz.
                            (Esra Ceyhan, konuk ettigi aileye, evlerinde besledikleri Nazlican adli kuzuyla ilgili soru yöneltiyor.)

                            Yok abi, Doritos!
                            En sevdigim futbolcu su Panço denilen oglan, Panço mu o?
                            (Ömer Çavusoglu Pancu demek istiyor.)

                            Takip mesafesi
                            Sunucu: Hilal hanim, takip mesafesi nedir peki?
                            Hilal Cebeci: Takip mesafesi sey, simdi mesela ben su an 40 km. hizla gidiyorum ya, önümdeki araçla aramdaki mesafe de 40 km. olmalidir...
                            Sunucu: Bu durumda Istanbul Ankara yolunda sadece 13 araç olabilir!

                            Yok abi
                            Guliver Pülüver çok tehlikeli bir futbolcu, Galatasaray dikkat etmeli!..
                            (Turgay Seren, Kluivert'ten bahsediyor.)

                            Balçik bunalimi
                            Günesi balçikla bunalmaya çalisanlar vardi, yapamayacaklarini anladilar...
                            (Çagla Sikel)

                            Vallahi zeka budur!
                            Atatürk kaç tarihinde dogmus, hangi yil vefat etmis, cumhuriyet hangi yil ilan edilmis bilirim. Beyin derler buna... (Tülin Sahin)
                            Tarihe damgasını vuran buluşlar ve olaylar sonrasında söylenen öngörüsüz sözler, tarihe geçti. İşte onlardan birkaçı...

                            "Radyonun geleceği yok"
                            Lord Kevin - İskoçyalı fizik alimi

                            "Artık yeni hiçbir şey yok. İcat edilebilecek her şey icat edildi."
                            Charles H. Duell - Amerikan Patent Dairesi Başkanı 1899

                            "Denizaltıların savaşta ne işe yarayabileceğini anlayamadım. En fazlasından mürettebatın boğularak ölmesine sebep olabilir."
                            H. G. Wells - yazar 1901

                            "Atlar her zaman kullanılacaktır. Otomobil ise ancak geçici bir moda olabilir."
                            Henry Ford'un kredi talebi üzerine otomotiv sektörünün geleceği konusunda ekspertiz veren bir banka müdürü 1903

                            "Uçaklar hoş oyuncaklar. Ama askeri bir değerleri yok."
                            Mareşal Ferdinand Foch, I. Dünya Savaşı'nda Fransız Orduları Başkomutanı 1911

                            "Artistlerin konuşmalarını kim duymak ister ki?"
                            Harry M. Warner, film endüstrisi yöneticisi. O sıralarda yeni icat edilen sesli film hakkında 1927

                            "Televizyon en geç altı ay içinde piyasadan silinecektir. İnsanlar her akşam böyle bir kutuya bakmak istemez."
                            Daryik F. Zanuck - Twenty Century Fox'un başkanı 1944

                            "Bilgisayarlar gelecekte belki sadece 1,5 ton ağırlığında olacaklar."
                            Popular Mechanics Dergisi - 1949


                            "Sound'larını beğenmedim, ayrıca gitar gruplarının modası geçti."
                            Decca Record Plak Firmasının bir yöneticisi. - Beatles'lar hakkında - 1962

                            "İnsanların büyük çoğunluğu için tütün tüketimi gayet sıhhi bir şeydir."
                            Doktor Ian G. McDonald, Operator - 1963

                            "İnsanların evlerinde bilgisayar bulundurmaları için herhangi bir neden göremiyorum."
                            Kenneth Olsen, Digital Equipment Corp.'un (bir bilgisayar firması) Başkanı - 1977
                            Coly, top diye Hasan'a vurdu. Ama Hasan'ın kafası da top gibi baksana. vurabilir insan...
                            (Türkiye - Senegal maçi yorumcusu Ömer üründül)

                            Sigara öldürür ve eğer ölürseniz hayatınızın önemli bir parçasını kaybedersiniz...
                            (Brooke Shields)

                            Ben şimdi parçayı Cengiz'in bana ögrettigi gibi okumadim.. Cengiz bana bir nagmeler öğretiyor, çok değişik oluyor. Eger öyle okursam hakikaten çok güzel oluyor...
                            (Seren Serengil)

                            Annem hakikaten çok kaliteli bir sanatçi annesi...
                            (Seren Serengil)

                            Belçikalilar sahada 4-4-2 seklinde dizilmişler...
                            (İngiltere-Danimarka maçını sunan TRT spikeri)

                            Hadi len bir kıta okiim...
                            (İzzet Yildizhan, TGRT'deki şovunda seyircilere doğru söyledi)

                            Gazeteci sorusu: 'Türkan Hanım, gözlerinizi
                            bağislamayı düşünür müsünüz2?
                            Türkan Şoray yaniti: 'Bugün mü?'
                            Parlamentodan, 500'ü askin basbakan çikar...
                            (Osman Durmuuş)
                            Kanada gibi denizasiri ülkelerde çok bulundum...
                            (Amerika'dan Britney Spears)

                            İlham kaynağım su gördügünüz boğaz. Bu deniz, öküze bile ilham verir... (Serdar Ortaç)

                            Teniste en iyi hareketlerden biri, topu fileyi
                            yalayarak atmaktir. ben yaptigim islerde bu atis
                            felsefesini benimsedim...
                            (Hülya Avşar)

                            Uzun vadede politikada iyi seyler yapmak istiyorum. Manken arkadaslarim da bana destek oluyor...
                            (Tugba Özay)

                            Mozart dinlemiyorum ama Türkiye'ye gelirse konserine mutlaka giderim..
                            (Emrah)

                            Şimdi de Pink Floyd ve arkadaslari söylüyor: "The Wall... "(TRT 3 Spikeri)

                            57. hükümet 'tekno partilerin' açilmasina yardimcı oldu...
                            (Bülent Ecevit)

                            Kaybedecek hiçbir seyi yoktu. İlk iki seti kaybetti. Şimdi kaybedecek daha çok hiç birseyi yok!...
                            (wimbledon erkekler final maçini anlatan trt spikeri)

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              Konu: GEYİK

                              Dahi çocukların yazılı cevapları


                              * Yukarıdaki şiirin ölçüsü nedir?
                              Cevap: Yaklaşık dokuz santimetredir. (Lise 1)

                              * Kimlere zekat verilmez?
                              Cevap: Şeytana. (İlkokul 5)

                              * Demokrasilerde kuvvetler ayrılığı kaça ayrılır?
                              Cevap: Üçe. Kara, deniz, hava kuvvetleri. (Orta 3)

                              * Mondros'u açıklayınız.
                              Cevap: Mondros kimdir bilmiyor (Orhan/

                              * İneğin midesi kaç bölümdür?
                              Cevap: İki oda, bir salon, bir mutfak (Ortaokul 1)

                              * Servet-i Fünun edebiyatı hangi edebi akımlardan etkilenmiştir?
                              Cevap: Elektrik akımından (Yaşar/Lise 3)

                              * Üremeyi açıklayınız.
                              Cevap: Anne ve babanın gece yaptığı işe üreme denir. (Gül şah/Lise 1)

                              * Canlıların ortak özellikleri nelerdir?
                              Cevap: Yol, su, camii, mezarlık.

                              * Orta Asya'dan göçün sebepleri nelerdir?
                              Cevap: Elektirik kesintisi (Gülümser/6)

                              * Türkiye'nin geçitlerini yazınız.
                              Cevap: Altgeçit, Üst geçit, yaya geçidi (Serkan/7)

                              * Kanuni Fransa'ya neden kapitülasyon tanımıştır?
                              Cevap: Bir kadına yardım etmek için (Berat/İlkokul)

                              * Güneydoğu Anadolu bölgesinde petrol nerelerden çıkartılır?
                              Cevap: Petrol, Raman ve Gazman'dan çıkartılır. (Filiz/Ortaokul 2)

                              * İzmir'i kim işgal etti?
                              Cevap: Gazeteci Hasan Tahsin (Barış/Orta3)

                              * Ailenin reisi kimdir?
                              Cevap: Anam (Sabri/İlkokul3)

                              * Koşma nedir?
                              Cevap: Yürümenin hızlı şekline koşma denir. (Samet/Lise1)

                              * Canlıların en küçüğüne ne ad verilir?
                              Cevap: Bebek

                              * Kasabayı kim yönetir?
                              Cevap: Şerif ve adamları (Kamil/İlkokul5)

                              * Mübarek geceler hangileridir, yazınız.
                              Cevap: Kına, gerdek ve dolunay gecesi (Hatice/İlkokul 5)

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                Konu: GEYİK

                                Beyaz'ın bazı esprileri (bir bölüm 16+ dır @delphin tarafından editlenmiştir . fazla argo oladığı için komple silmedim .)

                                EZAN VE TOP
                                İlkokul çağlarımda sokakta arkadaşlarımla top
                                oynarken,
                                annem hep balkondan çağırır:
                                "Oğlum Beyazıt ezan okunuyor, eve gel."
                                O zamanlar namaz da kılmıyorum. Neden ezan okununca eve
                                gideceğim?
                                O dönemde ezan okunurken benim gibi eve gitmeyip top
                                oynayan
                                arkadaşlarımı tanıyor musunuz: Hakan Şükür,
                                Sergen, Hasan Şaş, İlhan Mansız..
                                Peki, benle beraber ezan okunurken eve giden
                                arkadaşlarımı tanıyor musunuz:
                                Ben, Yaşar Nuri Öztürk ...

                                MEMLEKET NERESİ ABİ?
                                Plajda tüm yabancı erkekler sırtüstü yatarken, Türk
                                erkeği yüzüstü yatar.
                                Bir de beline havlu dolayıp, altından don değiştirmeyi
                                başarır.
                                Sanki orası Şengül Hamamı.
                                Herkes terlik giyerken Türk erkeği plajda tokyo giyer.
                                Plajda genelde yabancılar kitap okur, Türk erkeği cep
                                telefonu ile konuşur.
                                Türk erkeğini öteki dünyada da çok kolay ayırt edebiliriz.
                                Mesela Zebani kuyuya ateş atıyor. Bizim Türk erkeği
                                etrafında dolaşır:
                                "-Abi günde ne kadar yakıyor.
                                -Doğal gaz mi?
                                -Memleket neresi abi?"

                                BEYAZIT'IN PİP.SİNİ GÖRÜCEZ... (16+ @delphin kelime tarafımdan editlendi .)
                                Çocukluğumda, annem eve çağırdığı komşularıyla sohbet
                                ederdi.
                                Bazen sohbet baygınlık verince,
                                "Oğlum hadi teyzelere amcanlara pip.ni göster" derdi.
                                Ben de o sırada ders çalışırdım.
                                "Yaa anne dersim var, gösteremem" derdim.
                                "Aaaa, ne kadar ayıp!" diye kızarlar...
                                Şu işe bakın; göstermek değil de göstermemek ayıp...
                                Çok istiyorsanız siz birbirinize gösterin.
                                Artık öyle alışmıştım ki, komşu teyzeler gelmeden
                                önce ben göstermeye hazırlanıyordum...
                                Bir gün Perihan teyzeler geldi.
                                Annem kapıyı açıp buyur etti...
                                Perihan teyzeden cevap: "Yok yok, biz girmeyeceğiz.
                                Beyazıt'ın pip.sini görüp gidicez..."

                                BEYAZLARINI GÖSTEREN KADIN
                                Reklamlarda önüne her gelene beyazlarını gösteren bir
                                kadın var, seyretmişsinizdir.
                                Oğlu anlatıyor:
                                "Baba bugün bize Mehmet Ali Erbil geldi, anneme
                                beyazlarını görmek istediğini söyledi.
                                Annem de bütün donlarını gösterdi."
                                Ertesi gün: "Baba bugün bize Persil Adam geldi. Valla
                                bilmiyorum, annemle birlikte banyoya girdiler."
                                Bir başka gün: "Baba bugün bize Mehmet Aslantuğ geldi.
                                Anneme: "Bir de gözlerinizi bağlayıp deneyelim? dedi."

                                AH DEDE VAH DEDE
                                Geçenlerde 15 yıldır görmediğim dedem İstanbul'a
                                yanımıza geldi.
                                Pencereden bakıp bakıp soruyor:
                                "Oğlum Beyazıt bu geçen kim, oğlum Beyazıt şu giden
                                kim?" diye.
                                "Yaa,nerden taniim dede" diyorum, bana kızıyor:
                                "Oğlum kaç senedir İstanbul'dasın, nasıl
                                tanımazsın!.....

                                KÖY YUMURTASI
                                Cindy Crawford, Claudia Schiffer gibi mankenler
                                yumurtalarını satıyorlarmış.
                                Çocuklarının güzel olmasını isteyenler Cindy'nin
                                yumurtalıklarını satın alıyorlarmış.
                                Aslında Sivaslı Cindy'nin yumurtalarını satın almak
                                lazım.
                                İki sebepten dolayı: Hem daha güzel, hem de köy
                                yumurtası!....

                                CİNSEL EĞİTİM
                                Türk erkeği cinsel eğitimini nerden öğreniyor, ya
                                abilerden, ya da özel televizyon kanallarından.
                                Hal böyle olunca Türk erkeği kadınlara cinsel obje
                                gözüyle bakıyor.
                                Siz hiç yolda gördüğünüz güzel bir kız için "Ne kadar
                                güzel kız, keşke benim kız kardeşim olsa" dediniz mi?

                                CEP TELEFONU
                                Cep telefonlarının yeni çıktığı zamanlar,
                                iki eleman cuma namazında birisi telefonu o gün
                                almış,namazın ortasında acemi abinin
                                telefonu başlıyor zitdirii zitdiriii...
                                Bütün millet küfür ederken abinin çabalarını gören
                                arkadaşı aynen söyle diyor:
                                "kul euzu birabbin nas -yes'e bas-melikin nas -yes'e
                                bas- ilahin nas yese bas"
                                Son düzenleme delphin; 03-02-2007, 07:18.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor