HUBBLE'nin çektiği güzellikler...
Kapat
X
-
Konu: HUBBLE'nin çektiği güzellikler...
Naziat
27. Siz mi daha zorsunuz yaratılışça, gök mü?
28. Onu O yapıp kurdu. Onun boyunu yükseltti; ardından ona ahenk ve düzen verdi.
Saffat
(6) Biz o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık.
Zariyat
(7) Yemin olsun o ahenkli yollar taşıyan göğe,
Buruc
(1) Yemin olsun o burçlarla dolu göğe,
Tarik
(1) Yemin olsun göğe ve Târık'a; o, gece gelene/o, tokmak gibi vurana/o, çıkıverip de yürek hoplatana.
Tarik
(11) Yemin olsun o, dönüşle/döndürümle dolu göğe,
Mülk
(5) Yemin olsun ki, biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlara ateş taneleri yaptık. O şeytanlar için çılgın ateş azabını da hazırladık.
VURUŞLU YILDIZ 1 Ve Evren'e ve Vuruşlu'ya(Tarık'a)
2 Vuruşlu (Tarık) nedir kavrayabilir misin?
3 O delici yıldızdır.
86Tarık Suresi 13
Kuran'ın 86. suresinin adı Tarık'tır. Tarık "tark" kökünden türeyen bir kelimedir. Kelimenin aslı "vurmak, çarpmak" anlamlarına gelir. "Yol" anlamına da gelen "Tarık", yolcular ayaklarını vurup yol aldığı için bu kökten türemiştir. Kuran çevirilerinin birçoğunda "Tarık" kelimesi özel isim gibi yazılıp, anlamı çeviride verilmemiş, fakat açıklamalarda anlam açıklanmıştır. Oysa kelimenin en temel anlamı olan "Vuruş" diye ayet çevrilirse, kozmolojik fizik ile ilgilenenler Kuran'ın bir mucizesine daha tanıklık edebilirler.
EVRENİN KÜÇÜK YEŞİL ADAMLARI1967 yılında İngiltere Cambridge üniversitesi'nde Jocelly Bell düzenli ve ısrarlı bir radyo sinyali yakalar. Radyo sinyalinden kalbin vuruşları gibi düzenli vuruşlar gelmektedir. O zamanda Uzay'da böyle düzenli vuruşların kaynağı olabilecek bir gök cismi bilinmiyordu. Bu yüzden bu sinyallerin, başka gezegenlerdeki akıllı yaratıklar tarafından gönderildiğine kanaat getirilir. Büyük bir heyecanla davetiyeler bastırılır, basın kuruluşlarına haber verilir ve LGM adı verilen görkemli bir seminer düzenlenir. LGM (Little Green Men) "Küçük Yeşil Adamlar" demektir ve Evren'de akıllı yaratıklarla irtibat kurulduğunu simgelemektedir. çok kısa bir süre sonra söz konusu sinyallerin kaynağının nötron yıldızlarının çok büyük bir hızda dönmeleri olduğu anlaşılır. Böylece nötron yıldızlarına bir ad daha takılacaktır: "Pulsarlar". Jocelly'in buluşu uzaylılarla irtibatı sağlayamamıştır ama Pulsarların keşfini sağlamıştır. İngilizce'de "pulsate", nabız gibi vuruşları ifade eden bir kelimedir. "Pulsation" da "vuruş, titreşim" demektir. Bundan da nötron yıldızlarına takılan "Pulsar" isminin Kuran'da geçen "Tarık" yani "Vuruş" ismiyle uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
PULSAR'I KAVRAYABİLİR MİSİNİZ?Tarık suresinin ikinci ayetinde "Vuruşlu yıldızın(Tarık'ın)" insan zihni tarafından kavranmasının zor olduğu vurgulanmaktadır. 2. ayette geçen "Ve Ma Edrake" ifadesinde geçen "edrake" kelimesi Türkçe'mize "idrak etmek" olarak Arapça'dan girmiştir ve "kavramayı, anlamayı" ifade etmektedir.
Pulsar'ı incelediğimizde ayetin bu mucizevi yönüne de tanık olmaktayız. Pulsar'ın içinden alacağımız bir kaşık madde bir milyar ton gelmektedir. Pulsar'dan alacağımız çok ufak bir maddeyi eğer yeryüzüne bıraksak Dünyamızın öbür ucuna kadar bir delik açıp çıkardı. Oysa Dünya'da herhangi bir maddenin bir kaşığı birkaç gramı geçmez. Sırf bunu düşünmek bile Pulsar'ın kavranması ne kadar güç bir yıldız olduğunu ortaya koyar. Güneş'in bir kaç misli büyük yıldızlar sıkışarak Pulsar'ı oluşturur. Oysa bir Pulsar'ın çapı 1520 km'dir. Dünyamızı aynı şekilde sıkıştırsak Dünyamız 100 metre çapında bir küre olurdu. Dünyamız 24 saatte kendi etrafındaki dönüşünü tamamlar, oysa Pulsar bir saniyede defalarca kendi etrafında döner. Pulsar'ın hem dönüşündeki hızı, hem tüm bu bilgiler Tarık suresinin 2. ayetinde "Vuruşlu yıldızın (Tarık'ın, Pulsar'ın)" kavranmasının ne kadar zor olduğunun belirtilmesinin ne kadar mucizevi olduğunu göstermektedir.
HAYDİ KAFADAN SALLAYARAK BİR MUCİZE ÜRETİNAyette geçen yıldızın Saturn, Venüs gibi yıldızlar olabileceğine dair eskiden tahminler yapılmıştır. İlk Boşnakça Kuran tercümesini yapan Mustafa Mlivo bu tahminlerin hatalı olduğunu Tarık'ın Pulsar olduğunu söyleyerek özetle şöyle demektedir: 86 Tarık suresi 13 ayetlerde şunlardan bahsedilir:
1 Vuruş yapmak
2 Bir yıldız olmak
3 Delmek
Uzaydaki hiçbir gök cismi bu kriterleri karşılamaz (Pulsar dışında) çünkü;
Hiçbir gök cismi vuruşlar şeklinde tarif edilemez
Ayette bahsedilen yıldızdır.(Satürn, Venüs gibi gök cisimleri gezegenlerdir.)
Pulsar güçlü radyasyon ve radyo dalgaları yaymaktadır. 3. ayette geçen "sakıb" kelimesine "karanlığı delmek, yanıp tutuşmak, nufüz etmek" anlamları verilmektedir.”
Görüldüğü gibi ancak 1970 yılına gelindiğinde yeni keşfedilen bir yıldızdan Kuran 1400 yıl önce bahsetmektedir. Vuruşları olan bir yıldızın ne anlama geldiğini binlerce yıldır kimse tahmin edemediğinden "Tarık" kelimesi özel isim gibi Arapça'sının aynısıyla çevrilmeden çevirilere yazılmış, ancak dipnotlarda, sözlüklerde ve tefsirlerde anlamı açıklanmıştır.
Gökyüzünde çok ince hesaplarla, çok muhteşem olaylar oluşmaktadır. Hiç kimsenin kafadan iki cümle atıp da gökyüzünde oluşan olaylar hakkında isabetli bir tahmin yapabilmesi, dediğine uyacak bir cismin gökyüzünde tesadüfen bulunması beklenemez. Kuran'ın her cümlesinde, her kelimesinde nasıl inceliklerin olduğu, Kuran'ın her sorusunda, her vurgusunda ("Vuruşlu nedir, kavrayabilir misin?" örneğinde olduğu gibi) nasıl derin anlamların saklı olduğu Kuran ne kadar çok araştırılırsa o kadar iyi anlaşılmaktadır.Yorum
-
Konu: HUBBLE'nin çektiği güzellikler...
Hadi kafadan mucize üretin, şunun üzerinde arapça Allah yazıyo bunun üzerinde Muhammed yazıyor diye değil. Mucize yaratılışlardan yaratılışlardır. Tarık bir mucizedir.Göğün yaratılışı bir mucizedir. Anlayabilene...Yorum
-
Konu: HUBBLE'nin çektiği güzellikler...
kardeşler hepinizin ellerine sağlık kainata bakınca insanın imanı tazeleniyor ve Yaratan Rabbımızın ne kadar büyük bizlerinde ne kadar aciz olduğumuzu anlıyor ve MAŞŞALLAH SÜBHANALLAH diyorum Allah sizlerden Razı olsunYorum
-
-
Yorum