Sağlık ile ilgili her konu

Kapat
Önemli Konu
X
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • delphin
    Senior Member
    • 27-12-2005
    • 15279

    #91
    Konu: Sağlık ile ilgili her konu

    En çok prezervatif seçiliyor

    Doğum kontrol yöntemlerinde en sık kullanılan yöntem sırasıyla prezervatif, dışarı boşalma ve doğum kontrol hapı

    Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nin (CETAD), AB’nin finanse ettiği ve Sağlık Bakanlığı Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında desteklenen “Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Alanında Ulusal ve Yerel Medya Yoluyla Savunuculuk” projesi çerçevesinde yapılan “Cinsel Yaşam ve Sorunları” dosyası düzenlenen toplantıda açıklandı.

    Cedat Yönetim Kurulu Üyesi ve Proje Direktörü Doç. Dr. Cem İncesu, toplantıda yaptığı konuşmada, her üç kişiden birinin yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını söyledi.

    Türkiye’de 20 ilde 16 yaş üzerindeki 1537 kişi üzerinde yaptıkları araştırmada, “Cinsellikle ilgili ilk bilgileri kimden edindiniz” sorusuna, “Büyük ölçüde çevre ve arkadaşlardan ediniyoruz” yanıtı verildiğini ifade eden İncesu, “Türkiye’de cinsellik konularının halen kulaktan dolma bilgilerle öğrenildiğini” belirtti.

    İncesu, dönem dönem cinsel konularda “Cinsel sağlık,üreme sağlığı da dahil olmak üzere bilgilendirme ihtiyacı duyduğunuzda kimden bilgi alırsınız” sorusuna da, “Uzman ve doktora başvururum” yanıtı verenlerin Türkiye genelinde yüzde 34,6 iken, bu oranın Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 45,8, Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise yüzde 20,7 olduğunu kaydetti.

    Okullarda cinsel eğitim verilmesi konusundaki soruya, “Okullarda cinsel eğitim kesinlikle verilmeli” karşılığını verenlerin oranının yüzde 60, “Okullarda cinsel eğitim kız erkek karma olarak mı verilmeli, yoksa ayrı ayrı mı verilmeli” sorusuna ise deneklerin yüzde 69’unun “Ayrı ayrı eğitim almalıdır” yanıtı verdiğini ifade eden İncesu, Türkiye’de aktif cinsel yaşamları olan kesimlerin yüzde 32’sinin, yani her 3 kişiden birinin cinsel sağlık, üreme sağlığı alanında en az bir sorunla karşılaştığını söyledi.

    İncesu, doğum kontrol yöntemlerinde en sık kullanılan yöntemin sırasıyla prezervatif, dışarı boşalma ve doğum kontrol hapı olduğunu ifade etti.

    “Bekaret kadının namus simgesidir”

    İncesu araştırmada, “Bekaret kadının namusunun simgesidir ifadesine ne derece katıldığınızı söyler misiniz” sorusuna, “Kesinlikle katılıyorum” diyenlerin oranının İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 76,2, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 73,9, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise yüzde 67,1 olarak ortaya çıktığını kaydetti.

    “Sizce Türk toplumu cinsellik konusunda yeterli bilgi düzeyine sahip midir” sorusuna ise araştırmaya katılanların yüzde 54,1’inin “Hayır hiç” yanıtını verdiğini kaydetti. Cinsel sorunların sanılandan daha sık görüldüğünü, halkın cinsellikle ilgili bilgilerinin eksik ve yanlışlarla dolu olduğunu belirten İncesu, cinsel sorunların çözümü için başvuranların da düşük olduğunu söyledi.

    Cinsel sorunların tedavilerinin sıklıkla yanlış veya uygun olmayan tedavi yöntemleriyle çözülmeye çalışıldığını vurgulayan İncesu, cinsel sorunların uygun tedavi edildiği tekdirde kısa sürede ve başarıyla sonuçlandığına dikkati çekti.

    Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof Dr. Ferruh Şimşek de erkeklerde, özellikle orta yaşta sertleşme kayıplarının en büyük sorun olduğuna işaret etti.

    Yorum

    • delphin
      Senior Member
      • 27-12-2005
      • 15279

      #92
      Konu: Sağlık ile ilgili her konu

      Cinselliği bilmiyoruz!

      Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği'nin araştırması, Türkiye'de cinsellik konularının kulaktan dolma bilgilerle öğrenildiğini ortaya koydu

      Dernek Yönetim Kurulu Üyesi ve Proje Direktörü Doç. Dr. Cem İncesu, her üç kişiden birinin yaşamının herhangi bir döneminde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını söyledi.

      Türkiye'de 20 ilde 16 yaş üzerindeki bin 537 kişi üzerinde yapılan araştırmada, "Cinsellikle ilgili ilk bilgileri kimden edindiniz?" sorusuna, "büyük ölçüde çevre ve arkadaşlardan ediniyoruz" yanıtı verildi.

      İncesu, "Cinsel sağlık,üreme sağlığı da dahil olmak üzere bilgilendirme ihtiyacı duyduğunuzda kimden bilgi alırsınız?" sorusuna da, "uzman ve doktora başvururum" yanıtı verenlerin Türkiye genelinde yüzde 34.6 olduğunu açıkladı. Bu oran Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 45.8, Doğu Anadolu Bölgesi'nde ise yüzde 20.7.

      'Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Alanında Ulusal ve Yerel Medya Yoluyla Savunuculuk' projesi çerçevesinde yapılan 'Cinsel Yaşam ve Sorunları' araştırmasında okullarda cinsel eğitim verilmesi konusundaki soruya ise "okullarda cinsel eğitim kesinlikle verilmeli" karşılığını verenlerin oranı yüzde 60 oldu.

      "Okullarda cinsel eğitim kız erkek karma olarak mı verilmeli, yoksa ayrı ayrı mı verilmeli?" sorusuna ise katılımcıların yüzde 69'unun "ayrı ayrı eğitim almalıdır" yanıtı verdiğini belirten İncesu, Türkiye'de aktif cinsel yaşamı olan kesimlerin yüzde 32'sinin cinsel sağlık, üreme sağlığı alanında en az bir sorunla karşılaştığını söyledi.

      Doğum kontrol yöntemleri

      İncesu, doğum kontrol yöntemlerinde en sık kullanılan yöntemin sırasıyla prezervatif, dışarı boşalma ve doğum kontrol hapı olduğunu belirtti.

      "Sizce Türk toplumu cinsellik konusunda yeterli bilgi düzeyine sahip midir?" sorusuna ise araştırmaya katılanların yüzde 54.1'inin "hayır hiç" yanıtını verdiğini kaydetti.

      Cinsel sorunların sanılandan daha sık görüldüğünü, halkın cinsellikle ilgili bilgilerinin eksik ve yanlışlarla dolu olduğunu belirten İncesu, sorunların tedavilerinin sıklıkla yanlış veya uygun olmayan tedavi yöntemleriyle çözülmeye çalışıldığını vurguladı.

      Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof Dr. Ferruh Şimşek de erkeklerde, özellikle orta yaşta sertleşme kayıplarının en büyük sorun olduğunu söyledi.

      Yorum

      • delphin
        Senior Member
        • 27-12-2005
        • 15279

        #93
        Konu: Sağlık ile ilgili her konu

        ****te ‘sıfır’ risk

        Tüm dünyada her yıl 50 milyon kadın kürtaj oluyor. Oysa yeni doğum kontrol yöntemiyle hamilelik riski sıfıra indirgeniyor.

        Araştırmalar gösteriyor ki, evli kadınların yüzde 70’i çocuk istemiyor. Ama yine bu araştırmalardan çıkan bir başka sonuç ise bu isteksizliğin teoride kaldığı, yaşama uyarlanamadığı yolunda. Kadınların yüzde 47.4’ü farkında olmadan, planlamadan gebe kalıyor, yüzde 23.6’sı ise kürtaj yaptırıyor. Yani toplum olarak henüz doğum kontrolü konusunda genel bir bilinçsizlik hakim.

        Bugün birçok yöntem olmasına karşın, doğum kontrol yöntemi olarak halkın yüzde 26’sı geri çekme, yüzde 19’u spiral (rahim içi araç), yüzde 7’si prezervatif, yüzde 5’i ise hap kullanıyor.

        Tüm dünyada 400 milyon insanın doğum kontrolü yöntemi uyguladığı biliniyor. Yöntemler çeşitli, ancak bu yöntemlere yeni eklenecek olan da kuşkusuz erkek doğum kontrol hapları. Erkekte spermin oluşmasını önleme amaçlı olan bu doğum kontrol hapları ile ilgili çalışmalar neredeyse bitti.

        Hangi yöntem?

        Doğum kontrol yöntemleri bir doktor muayenesinden geçtikten sonra tercih edilmeli. Çünkü yaşa, vücut yapısına, bazı hastalıkların olup olmadığına göre kullanılacak yöntem de değişiyor. Örneğin çok sigara içen, 35 yaşını aşmış ve kalp rahatsızlığı olan kadınların doğum kontrol hapları konusunda dikkatli olmaları gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca hapların en önemli özelliği, unutkanlığa taviz vermemesi. Bir gün geciktirmek demek, riske davetiye çıkarmak demek anlamına geliyor. Eğer unutkanlıktan dertliyseniz, Türkiye’de yaygınlaşmış Norplant ve Mesigyna adlı koruma yöntemleri bu derdi ortadan kaldırıyor. Kola deri altına yerleştirilen çubuklarla hamileliği üç ay önleyen Norplant, gebe olunmadığından emin olmak için adetin başlangıcından itibaren ilk yedi gün içinde yapılabiliyor. Mesigyna adlı aylık iğne ise kadının vücudundakine benzer olarak progesteron ve östorojeni birlikte içeren ayda bir kez enjekte edilen bir doğum kontrol yöntemi. Burada en önemli nokta aylık enjeksiyonların düzenli olarak yapılması.

        Hangi yöntemler var?

        Doğum kontrol hapları


        21 günlük bu haplar, reglin birinci günü içilmeye başlanıyor. Her gün mutlaka içmek gerekiyor. Aksi halde risk ortaya çıkıyor.

        Norplant

        Kola takılan koruyucu çubuklar üç ay gebeliğe karşı koruyor.

        Depo provera

        Aylık koruyucu iğne.

        Rahim içi araç

        Beş ya da on yıl koruma sağlıyor.

        Prezervatif

        Erkeklere yönelik cinsel ilişki sırasında kullanılan yöntem.

        Kadında ve erkekte tüplerin bağlanması

        Bir daha hiç çocuk istemeyenlere önerilen bir koruma şekli.

        Yorum

        • delphin
          Senior Member
          • 27-12-2005
          • 15279

          #94
          Konu: Sağlık ile ilgili her konu

          Onu zevkle uyarın!

          Eşinizin size içten içe arzuladığınız gibi dokunmasını öğretmek elinizde. Doğrudan konuya girerek onu ürkütmektense farklı stratejiler izleyebilirsiniz.

          Farklı dokunuşlar

          Kadınlarla erkeklerin sevişme öncesi ısınma yolları birbirinden farklıdır. Kadınlar bacaklarının arkası, boyun, kulakların arkası gibi tahrik olan bölgelerinin daha fazla farkındadır. Bel bölgesinin uyarılması için genellikle vücudun bu bölümlerinin harekete geçirilmesi gerekir. Öte yandan, erkekler cinselliklerinin merkezi olarak ereksiyona odaklanırlar. Çoğu zaman, birleşmeyi bırakın, sevişmeden önce, partnerlerine ne kadar dokunmaları, ön sevişmesini ne kadar uzatmaları gerektiğinin farkına varamazlar.

          Peki birleşme öncesi bu dokunuşları nasıl elde edebilirsiniz? Vücudunuzun belli bölgelerinde, örneğin göğüslerinizde, kollarınızın iç kısımlarında, boynunuzda ya da avuç içlerinizde, dairesel hareketlerle parmaklarını gezdirmesini isteyebilirsiniz. Dairesel dokunuşlar, derinizin altındaki sinirleri, parmakların aşağı yukarı hareketine oranla daha fazla harekete geçirir.

          Bedeninizin dili

          Kadın bedeni kadınlar için bile zaman zaman hayli şaşırtıcı olabilir. Bu yüzden erkeğinizin ne kadar yardıma ihtiyacı olduğunu tahmin etmeniz zor olmamalı. Cinsel açıdan uyarıldığınız zaman, bu uyarıya yanıt vermeyen tek bölge göğüs uçlarınız olmayabilir. Klitorisiniz de tam hayatınızın orgazmını yaşamak üzereyken bir anda saklambaç oynamaya karar verebilir. Erkeğinize bunun ona olan ilginizi kaybettiğiniz anlamına gelmediğini belirterek, ondan devam etmesini isteyin. Bu kendini çekme orgazm öncesi kasılmadan kaynaklanıyor olabilir. Erkeğinizin temkinli bir biçimde yorumlaması gereken bir diğer beden sinyali de salgılarınızdır. Uzmanlar vajinanızdaki ıslaklığın ne kadar tahrik olduğunuzun göstergesi olmadığını belirtiyorlar. Ona bedeninizdeki işaretlerden önce, sesli tepkilerinize ve beden dilinize kulak vermesi gerektiğini anlatın.


          Sihirli sözcükler

          Erkeğinizin gemisini yürütecek olan şeyin, yataktaki başarısına övgü dolu sözlerle vereceğiniz yanıtlar olduğunu unutmayın. ‘Buna bayıldım’, ‘Harikasın’ ve az ama öz olan ‘Evet, evet, evet’ gibi sözlü tepkiler hiç ummadığınız kadar işe yarar; çünkü zevk aldığınızı belirten sözcükler, onun sizi tatmin edip etmediğine dair, kafasındaki tüm sorulardan kurtulmasını sağlar. Erkekler memnun etme arzusuyla yanıp tutuşurlar. Bağırmaktan, inlemekten, açık saçık sözler söylemekten asla çekinmeyin. Bütün bunlar erkeğinizi daha da cesaretlendirerek unutulmaz bir deneyim yaşamanızı sağlayacaktır.

          Doğru pozisyon

          Kadınların büyük çoğunluğu birleşme esnasında orgazma ulaşamamaktan yakınırlar. Bunun çözümü, mükemmel bir zevk alıncaya dek, kasıklarınızın farklı eğimlerde olduğu, çeşitli pozisyonlar denemek. Orgazma ulaşmanız için partnerinizin penisinin G noktanıza değecek şekilde girmesi gerekir. Kalçaların altına konan birkaç yastık kasıklarınızı istenen eğimde tutmanıza imkan sağlayabilir.

          Ancak sadece pozisyon değil, **** esnasında kaslarınızın hareketi de orgazmınızı etkiler. Kaslarınızı sıkmanız, ardından serbest bırakmanız vajina kanalınızın sıkışmasını ve partnerinizin penisinde ani bir kasılma dalgası oluşmasını sağlar. Penisin doğrultusunun değişmesi doğrudan G noktanıza değmesinin de önünü açabilir. Sonuç mu? Daha önce birleşme esnasında hiç orgazma ulaşmamış olan kadınlar için bile güçlü bir orgazm!

          Yorum

          • delphin
            Senior Member
            • 27-12-2005
            • 15279

            #95
            Konu: Sağlık ile ilgili her konu

            Çok eşlilik daha yaygın

            59 ülkede cinsellik üzerine yapılan bir çalışma, tek eşlilik ve çok eşlilik konusunda ilginç sonuçlar ortaya koydu. İngiltere’deki bir tıp dergisi Lancet’de yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, batılı ülkelerde çok eşlilik, gelişmekte olan ilişkilere göre daha yaygın.

            Araştırmada rastgele cinsel ilişkiye girme oranının batıda, Afrika ülkelerine oranla daha yüksek olduğu görüldü.

            Cinsel yolla bulaşan hastalıklarla çok eşlilik arasında da doğrudan bir bağlantı bulamayan uzmanlar, yoksulluk başta olmak üzere bazı sosyal faktörlerin cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma riski açısından çok eşlilikten daha etkili olduğunu belirledi.

            Cinsellik araştırmasında, yeni neslin daha erken cinsel ilişkiye girdiği yönündeki yaygın kanı da yanlış çıktı.

            Zira araştırma ergenlik çağındaki gençlerin cinsel ilişkiye girme yaşının son 30 yılda kaydedilenlerden farklı olmadığını ortaya koyuyor. Gençler ilk cinsel deneyimini ortalama 15 ila 19 yaşları arasında yaşıyor.

            Yorum

            • delphin
              Senior Member
              • 27-12-2005
              • 15279

              #96
              Konu: Sağlık ile ilgili her konu

              Uykuda **** hastalığı!

              Nedeni ve tedavi yolları henüz bulunamayan ve bir tür uyurgezerlik olan ****omnia ya da uykuda ****, şu sıralar araştırmacıları hayli meşgul ediyor.

              New Scientist dergisinin son sayısında yer alan hastalık, 'Uyku halindeyken cinsel ilişkiye girme ihtiyacı hissetme' olarak tanımlanıyor. Araştırmalarsa hastaların durumlarından utanmaları ve doktora açıklama yapamamaları nedeniyle ağır ilerliyor.

              Hastalık, ilişkileri de olumsuz etkiliyor. Dergiye konuşan hastalardan Lisa Mahoney, 'Kontrol altına alamadığım bu aptalca durum beni korkutuyor ve uzun vadede ilişkimi bozmasından endişe ediyorum' diyor. Araştırmacıların büyük kısmına göre ****omnia, uykuyla uyanıklık arasında kalınan uyurgezerliğin bir türü.

              Uyanık yapılan ****e tercih eden var

              Araştırmacı Nik Trajanovic, yetişkinlerde uyurgezerliğin yüzde 2-4 oranında görüldüğünü, ****omnia'nın bu derece yaygın olmadığını açıklıyor. Ancak 2005'te yapılan bir internet araştırmasına göre ****omnia, tıbbi raporlarda belirlenenden daha yaygın bir rahatsızlık.

              Uyku uzmanı Mark Pressman'a göre, hastalık zaten sıklıkla çiftler arasında görülüyor. Pressman, “Bazen nefret ediyor, bazense tolere edebiliyorlar. Bazı ender rastlanan örneklerdeyse bunu uyanıkken yapılan ****e tercih ettiklerini görüyoruz” diyor.

              Yorum

              • delphin
                Senior Member
                • 27-12-2005
                • 15279

                #97
                Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                Erkeklere doğum kontrol hapı

                Bilim adamları, spermin gelişim sürecini durduran ve yan etkileri olmadığı belirtilen bir erkek doğum kontrol ilacı geliştirdiler.

                Amerikalı ve İtalyan araştırmacıların geliştirdiği ilacın fareler üzerindeki deneyleri, spermin gelişimini sağlayan hücrelerle bağlantısını kestiğini ve hayvanların dölleme yeteneğini başarıyla durdurduğunu gösterdi.

                Deneyler sırasında düşük dozlar kullandıklarını, ilacın bir yan etkisini tespit etmediklerini ve ilacın kullanımı kesildiğinde dölleme yeteneğine geri dönüldüğünü belirten bilim adamları, Nature Medecine dergisine yaptıkları açıklamada, buna karşın, ilacın insanlar üzerindeki denemelerinin de iyice gözlem altına alınması gerektiğini kaydettiler.

                Bilim adamları, geliştirdikleri erkek hapıyla, spermin gelişim süreci olan "spermatogenesis"de spermleri besleyen ve büyüten "Sertoli hücreleri" ile ilişkisini keserek, dölleme yeteneğinin geçici olarak kaybedilmesini sağladılar.

                Araştırmacılar, bu çalışmaları sırasında, kısa bir süre önce geliştirilen ve olgunlaşmakta olan spermi, Sertoli hücrelerinden ayıran "Adjudin" adlı molekülü kullandılar.

                Adjudin'in yüksek dozda kullanılmasının toksik etki yaratabileceğine dikkat çeken bilim adamları, bundan kaçınmak için, bu molekülü spermlerin üretildiği testislerde faaliyet gösteren "FSH" adlı bir hormona kimyasal olarak bağladılar.

                Araştırmada, aktif olmaktan çıkarılan FSH, daha çok bir taşıyıcı gibi hareket ederek, Adjudin'in gereksinimi olan yere, daha düşük dozlar verilmesini sağlayarak nakletti.

                Bu işlemin sperm hücrelerinin olgunluğa erişmeden sayılarının azalmalarına ve özelliklerini yitirmelerine neden olduğunu belirten bilim adamları, böylece geçici olarak dölleme yeteneğinin kaybedilmesinin sağlandığını kaydettiler.

                Yorum

                • delphin
                  Senior Member
                  • 27-12-2005
                  • 15279

                  #98
                  Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                  Yatakta başınız mı ağrıyor?

                  Doç. Dr. Okan Bölükbaşı, cinsel ilişki sırasındaki baş ağrısının sağlık açısından tehlikeli bir durumun habercisi olabileceğini bildirdi

                  Denizli Devlet Hastanesi nöroloji uzmanı Doç. Dr. Okan Bölükbaşı, hastanenin basın bürosu aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, cinsel ilişki sırasında nadir de olsa şiddetli baş ağrısı olabileceğini, özellikle orgazm sırasındaki ağrının beyinde bir damar balonlaşması ya da damar yumaklanmasının yırtılmasının işareti olabileceğini ifade etti.

                  “Orgazmik baş ağrısı” olarak isimlendirilen bu durumun beyin kanamasının habercisi olabileceğine işaret eden Doç. Dr. Bölükbaşı, şunları kaydetti:

                  “Cinsel ilişki zevkten ölüme dönüşmesin. Cinsel ilişki sırasında görülen baş ağrısı, çok tehlikeli bir durumun işareti olabilir. Hatta ölüme bile sebebiyet verebilir.

                  Kendilerinde ya da ailelerinde migren öyküsü olan hastalarda, orgazm sırasında ya da cinsel ilişki esnasında baş ağrısı görülebilir. Mastürbasyon bile baş ya da boyun ağrısına yol açabilir.

                  Ancak, tehdidin büyüklüğü nedeniyle bu tip sorunları olan hastalarda mutlaka gerekli tıbbi değerlendirmenin yapılarak, ölümcül olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Bu yapıldıktan sonra bu rahatsız edici durumun sadece bir hap ile tedavisi çok kolaydır.”

                  Yorum

                  • delphin
                    Senior Member
                    • 27-12-2005
                    • 15279

                    #99
                    Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                    Erkeklerde korunma yöntemleri

                    Erkeklerde doğum kontrolü amaçlı kullanılan 3 yöntemden bahsedebiliriz: Geri çekme yöntemi, prezervatif (kondom) ve vazektomi.

                    Memorial Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Bülent Altay, erkeklerde korunma yöntemler hakkında bilgi verdi. Erkeklerde doğum kontrolü amaçlı kullanılan bugün için 3 yöntemden bahsedilebilir.

                    Geri çekme yöntemi, prezervatif (kondom) ve vazektomi. Son zamanlarda üzerinde yoğun çalışmaların olduğu ancak rutin kullanıma henüz girmemiş olan diğer bir yöntem olarak hormonal yöntemden de bahsedilebilir.

                    Geri çekme yöntemi

                    Türkiye’ye yaygın olarak kullanıldığı düşünülen bu uygulama, erkeğin boşalmadan hemen önce penisini vajenden dışarı çekerek vajen dışına boşalmasıdır. Bir doğum kontrol yöntemi olmaktan çok uzak olan bu uygulamanın pek çok sakıncaları vardır.

                    Öncelikle bilinmesi gereken, boşalma öncesinde erkeklerde halk arasında zevk suyu olarak da adlandırılan sıvının da içerisinde de sperm hücrelerinin bulunabileceğidir. Bu sıvı penis ereksiyon halindeyken ve boşalmadan çok önce salgılanır, çok az bir miktar sıvı olmasına rağmen içerisinde az sayıda da olsa sperm hücresi bulunma ihtimali vardır. Bu risk, özellikle arka arkaya yapılan iki ilişkiden ikincisi için çok yüksektir.

                    Erkeklerde orgazm ve ejekulasyonun (boşalmanın) eş zamanlı olaylar olduğu göz önüne alınacak olursa, orgazmın hemen öncesinde penisin geri çekilerek boşalmanın kontrol altına alınmasının çok da kolay bir davranış olmayacağı açıktır. Geri çekmede geç kalma ve sonucunda istenmeyen bir gebelik oluşması ihtimali erkeğin cinsel ilişki süresinde baskı altında olmasına neden olur. Bu sorun nedeniyle erken boşalma en sık karşılaşılan cinsel sorunlardandır.

                    Bu doğum kontrol yöntemi, bazı durumlarda geç boşalma, hiç boşalamama ya da cinsel istek eksikliği gibi durumların da hazırlayıcısıdır. Özetle, çiftlerin gerek cinsel yaşamlarının sağlığı gerekse etkin ve güvenilir doğum kontrol yönteminin sağlanması açısından geri çekme yönteminin uygun bir yöntem olmadığı açıktır.

                    Yorum

                    • delphin
                      Senior Member
                      • 27-12-2005
                      • 15279

                      Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                      Sperm kalitesi düşüyor!

                      Bir araştırmaya göre, cep telefonları erkeklerde sperm üretimine büyük zarar veriyor ve kısırlık riskine yol açabiliyor.

                      Cep telefonlarının oluşturduğu riskin potansiyel olarak dünyadaki üreme oranına 'darbe vurabileceği' iddia ediliyor.

                      ABD'nin Cleveland ve New Orleans ile Hindistan'ın Mumbai kentlerinden araştırmacılar, günde dört saatten fazla cep telefonu kullanan erkeklerin sperm sayısı ve kalitesinde büyük düşüş olduğunu saptadı.

                      Doktorlar, bu duruma cep telefonlarının yaydığı elektromanyetik radyasyon veya ortaya çıkardığı ısının neden olduğunu düşünürken, bulgular mobil telefonların geniş çaplı kullanımının milyonlarca erkeğin baba olmasında sorun çıkartabileceğini gösterir nitelikte görülüyor. Bu alanda yapılan son kapsamlı araştırma, daha önce cep telefonu kullanımı ile sperm kalitesi arasındaki ilişkiyi gösteren araştırmayı destekler nitelikte.

                      Dört ayrı grup incelendi

                      Bilim adamları, araştırmada 361 erkeği 4 gruba ayırarak, sperm sayısı ve kalitesini gözlem altına aldı.

                      Bunlardan, günde 4 saatten fazla cep telefonuyla konuşanların sperm sayısı hiç mobil telefon kullanmayanlardan yüzde 25 düşük çıkarken, en yüksek oranda cep telefonu kullanan erkeklerin sperm kalitesi de 3'te 1 oranında azaldı.

                      Araştırmada, yüksek oranda cep telefonu kullananlarda düzgün sperm oluşma sayısının yüzde 50 azaldığı ve mikroskop altında spermlerin ancak 5'te 1'inin normal göründüğü belirlendi.

                      Bilim adamları her mililitrede 50 milyon gibi en düşük sperm sayımı ile en sağlıksız spermlerin günde 4 saatin üzerinde cep telefonu kullanan erkeklerde görüldüğünü belirledi. Mililitrede 86 milyon sperm sayımı ile en sağlıklı spermler ise cep telefonu kullanmayan erkeklerde bulundu.

                      Araştırmaya başkanlık eden Ohio eyaletindeki Cleveland Üreme Sağlığı Araştırma Merkezi'nden Prof. Ashok Agarwal, dünya çapında 1 milyar kadar kişinin cep telefonu kullandığını ve bu sayının bazı ülkelerde her yıl yüzde 20 ila yüzde 30 arttığını belirtti.

                      Agarwal, "gelecek beş yılda bu sayı ikiye katlanacak. İnsanlar, sonuçlarını gözönüne alınca cep telefonu kullanırken bir kez daha düşünecek" dedi.

                      Yorum

                      • delphin
                        Senior Member
                        • 27-12-2005
                        • 15279

                        Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                        Cinselliği kamçılayan şeyler

                        Türkiye’de metropol yaşamının getirdiği yoğun stres ve zaman azlığı, araştırmalara göre her üç kadından birinde cinsel isteksizliğe yol açıyor.

                        Cinsel isteksizliğin tedavisi mümkün. Ancak uzmanlar tedavide başarının arttırılması için çiftlere hekime birlikte başvurmalarını öneriyor.

                        Metropol yaşamı cinsel yaşamı da değiştirdi. Uzun çalışma saatlerinin, yoğun trafiğin insanlara zaman bırakmadığına işaret eden uzmanlara göre metropollerde artık fast-food tarzı cinsellik yaşanıyor.

                        Fast-food cinsellik anlayışı kadınlardaki cinsel isteksizliğin en önemli nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Araştırmalar cinsel isteksizliğin her üç kadından birinin sorunu olduğunu gösteriyor.

                        Kadınlardaki cinsel isteksizlik sorununun tedavisinde genellikle çiftler birlikte terapiye alınıyor.

                        Kadınlarda cinsel isteksizliğin toplumda normal bir durummuş gibi algılandığına işaret eden uzmanlara göre, tedavi edilmediğinde beraberinde psikolojik sorunlar da gelişebiliyor.

                        Yorum

                        • delphin
                          Senior Member
                          • 27-12-2005
                          • 15279

                          Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                          35'i geçen ****te duruyor

                          Evlilikleri yıkan, aldatmalara zemin hazırlayan cinsel sorunlar, orta yaş sonrası daha çok görülüyor.

                          Erkeklerin 40'lı yaşlardan sonra haftada 2-3 kez ilişkiyi düşünmelerine karşılık, eşlerin sadece yüzde 30'u ilişkiye karşılık veriyor.

                          Erkeklerin eşlerini aldatmalarını andropoza bağlayan uzmanlara, ürologlardan farklı bir açılım geldi. Erkeklerin yüzde 70'i tarafından hayatın bir parçası olarak görülen ****in, kadınların sadece yüzde 30'unca kabul görmesi; yaşanan çalkantının hiç de azımsanmayacak çapta olduğunu gözler önüne serdi.

                          Acıbadem Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ferruh Şimşek, erkeklerin 40'lı yaşlardan sonra haftada 2-3 kez ilişkiyi düşünmelerine karşılık, eşlerinden sadece yüzde 30'unun ilişkiye karşılık vermesi nedeniyle cinsel sorunların başladığını vurguluyor. Böyle olunca da kadın ve erkekler, cinsel performanslarında azalma saplantısıyla derin bir girdaba giriyor.

                          Türklerin 50'li yaşlardan sonra cinsellikten vazgeçtiğini açıklayan Prof. Dr. Şimşek, 70'li yaşlarında erkeklerin yüzde 57'sinin hala talepkar olmasına karşılık, kadınların yalnızca yüzde 14'ünün buna karşılık verdiğini, böyle olunca da cinselliğin bitme noktasına geldiğini kaydediyor.

                          Cinsel sağlık herkes için önemli olmasına karşılık bir sorun yaşanmaya başladığında, öncelikle kişiler tarafından önemsizmiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Çare aramak için yeterince cesaret gösterilmeyen cinsel sorunlar; hem kadında hem de erkekte, fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığı bozuyor.

                          Cinsellik hala tabu

                          Cinsel sağlığı birebir etkileyen tansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği gibi damarsal hasar yaratan hastalıklar ile kronik depresyon, çoğu çift tarafından gözden kaçırılıyor. Prof. Şimşek, cinselliğin hala bir tabu olduğunu, bunun da çiftlerin doktorla iyi bir diyalog kurmasını önlediğini belirtiyor. Şimşek, doktorların, herhangi bir nedenle sağlık kuruluşlarına başvuran 40 yaş ve üzerindeki erkeklere cinsel sağlığıyla ilgili yüzde 6, kadınlara ise yüzde 10 oranında sorgulama yapabildiğine dikkat çekiyor: "Bunun çok yetersiz olduğu açık.

                          Çünkü erkeklerin yüzde 70'i, kadınların yüzde 57'si bunu doktorundan bekliyor. Sonuç olarak cinsel sağlığa verilmesi gereken önem göz ardı ediliyor ve bu daha çok mutsuzluk ve sağlıksızlık kaynağı oluyor. İnsanların konuyla ilgili konuşmaktan çekinmesi, hem onların cinsel sağlıklarını etkiliyor hem de doktorların işini zorlaştırıyor." Cinsel sorunlarını dile getiremeyen çiftlerin, kendi içlerinde performansları azaldığında, partnerleri veya eşleri ile olan ilişkilerinin bozulacağı şeklinde bir çelişkiye kapıldığına da değinen Şimşek, "Oysa çareler var, yeter ki aransın" diyor.

                          Yorum

                          • delphin
                            Senior Member
                            • 27-12-2005
                            • 15279

                            Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                            Cinsel isteksizlik önemsenmiyor

                            Doç. Dr. Cem İncesu, Türk toplumunda kadınların en yaygın cinsel sorununun “cinsel isteksizlik” olduğunu ama kadınların bunu önemsemediğini vurguladı.

                            Sağlık Bilinci ve Medya" konulu toplantıda "Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Bilinci" ele alındı. Toplantıda konuşan Doç. Dr. İncesu, kadın cinselliğindeki sorunları ele alarak, kadınların cinsel yaşamlarında gelenekler, bekaret ve namus kavramı, şiddet, cinsiyet rolleri, dini ve ahlaki tutumlardan kaynaklanan sosyo-kültürel, eğitimsizlik ve toplumsal yaşama ilişkin sorunlarının var olduğuna dikkati çekti.

                            Doç. Dr. İncesu, bu sorunların yanı sıra ergenlik, adet dönemi, gebelik, emzirme dönemi ve menopozdan kaynaklanan dönemsel isteksizlik, uyarılma ve orgazm bozuklukları, vajinismus ve ağrılı cinsel birleşmenin neden olduğu cinsel işlev bozuklukları ve psikolojik sorunların da kadınların cinsel yaşamlarını etkilediğini anlattı.

                            Doç. Dr. İncesu, kadınlarda yüzde 27-33 oranında istek azlığı, yüzde 10-18 oranında uyarılma bozukluğu, yüzde 5-25 oranında orgazm bozukluğu ve yüzde 3-11 oranında da vajinismusun da aralarında bulunduğu cinsel ağrı şeklinde görülen işlev bozuklukları olduğunu söyledi.

                            "Cinsel isteksizlik, Türk toplumunda kadınların en yaygın cinsel sorunudur" diyen Doç. Dr. İncesu, ancak bu konuda hekime başvuru oranının ise çok düşük olduğunu kaydetti.

                            Doç. Dr. İncesu, yapılan tüm çalışmaların, herhangi bir cinsel sorun yaşayan kadınların yaklaşık olarak yarısında, ek olarak depresyon ya da psikolojik sorun bulunduğunu da gösterdiğini dile getirdi.

                            Türkiye’de her 3 kadından 1’nin, en az 1 cinsel işlev bozukluğu yaşadığının da düşünüldüğünü anlatan Doç. Dr. İncesu, bir çok kadının birden fazla cinsel sorun yaşayabildiğini söyledi.

                            Vajinismus

                            Doç. Dr. İncesu, yalnızca cinsel birleşme kurulamamasından çok öte bir kavram olan vajinismusun ise birleşmeye engel olan ya da olmayan kas kasılmaları olduğunu, bazı vakalarda tüm vücudun kilitlendiğinin görüldüğünü anlattı.

                            Vajinismusun; eğitim, aile, meslek, entelektüel düzey ve bölgeden bağımsız bir durum olduğunu ifade eden Doç. Dr. İncesu, bu hastalığın mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini, kendisinin tedavi ettiği kadın doğum uzmanı ya da psikolog olan vajinismus hastalarının bile bulunduğunu söyledi. Doç. Dr. İncesu, “Vajinismus, en sık rastlanan cinsel sorun olmamasına rağmen, Türkiye’deki kadınların en sık cinsel tedaviye başvurma nedenidir” dedi.

                            Türkiye’de yüzbinlerce çiftin bu sorunu yaşamalarına rağmen evliliklerini yıllarca sürdürdüklerini dile getiren Doç. Dr. İncesu, vajinismusun 1-4 ay içinde tedavi edilebildiğini kaydetti.

                            Doç. Dr. İncesu, bu alanda kızlık zarının alınması, ameliyat ortamında ya da doktor veya hemşire önünde cinsel birleşme sağlanması gibi yanlış tedavilerin uygulanabildiğini ifade ederek, son dönemde bu konuda gündemde olan botoks uygulamasının da doğru bir tedavi olmadığını söyledi.

                            Yorum

                            • delphin
                              Senior Member
                              • 27-12-2005
                              • 15279

                              Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                              İlişkinizde mutluluğu yakalayın!

                              İlişkinin uzun yıllar sürebilmesi için öncelikle sağlam bir temele dayanması ve belli başlı adımların atılması gerekiyor.

                              Güzel ve uyumlu bir birliktelik yaşamak günümüzde hemen hemen herkesin temenni ettiği bir olay. İşte mutlu bir beraberlik için gereken yedi şart:

                              • Kendinizi sevin. Kendinizi sevmezseniz, başkasının da sizi seveceğine inanmanız zorlaşır. Sağlıklı bir ilişki için kendine güvenmek çok önemli. Bu yüzden öncelikle tüm hata ve zayıflıklarınıza rağmen kendinizi olduğunuz gibi kabullenmeniz gerek.

                              • Eşinizi sevin. Sağlıklı ilişkiler birbirini seven kişiler arasında yaşanabilir. Birbirinizden gerçekten hoşlanır, birlikte zaman geçirmekten keyif alır, birbirinizin davranışlarını ve fikirlerini paylaşır, benzer beklentilere sahip olursanız ilişkinizin uzun ömürlü olması kaçınılmaz.

                              • Birbirinize zaman ayırın. Bir şeye verdiğiniz değer, ona ayırdığınız zamanla ölçülür. Yeni tanıştıklarında önceliği ilişkilerine veren çiftler, zaman içinde iş, çocuklar ve günlük sorunlara odaklanarak birlikte daha az vakit geçirmeye başlar. Oysa birbirinize ayıracağınız zaman, ilişkinin ilk günkü gibi canlı kalmasını sağlar.

                              • İletişim kurun. İyi bir iletişim sağlıklı ilişkinin temel şartlarından biridir. Kim olduğunuzu, ne istediğinizi, karşınızdakinden ne beklediğinizi ancak konuşarak anlatabilirsiniz. İç dünyanızı karşınızdakine açmanın tek yolu iletişim.

                              • Tartışmaktan çekinmeyin. Tartışmaların ilişkinin doğal bir parçası olduğunu unutmayın. Çiftler arasında farklılık olması kaçınılmazdır. Sağlıklı bir şekilde tartışabilen çiftler, her zaman aynı fikirde olmasalar bile duygularını paylaşabildikleri için aralarındaki bağı güçlendirir.

                              • Sık sık dokunun. Dokunmak insanoğlu için temel bir ihtiyaçtır. Karşınızdakine güven, destek, koruma, şefkat ve tabii ki heyecan verir. Fiziksel ilgiye olan ihtiyaç, cinsel yaşamın aktif olmadığı dönemlerde bile bitmez.

                              • Değişimi kabul edin. İnsanlar değişebilir. İlişkileri bu değişimler ayakta tutar. Değişim, gelişmeye yol açabileceği gibi sancılı da olabilir. Ancak partnerinin geçirdiği değişime uyum sağlayan ya da birlikte değişebilen çiftler, başarılı bir ilişki sürdürebilir. Zıt kutuplar artık çekmiyor İkili ilişkilerde zıt kutupların birbirini çektiği tezi, tarihe karışıyor. ABD deki Iowa Üniversitesi’nin Sosyal Psikoloji Birimi’nin yaptığı bir araştırmaya göre zıt kutuplar ilk etapta birbirini çekiyor ancak bu ilişkiler ciddi boyutlara ulaşamadan sona eriyor. Aynı hayat görüşüne sahip olanların ilişkileri ise daha uzun sürüyor. Üstelik bu beraberlikler evlilikle sonuçlanıyor. Evli çiftler üzerinde araştırma yapan sosyologlar, kişilik benzerlikleri sayesinde eşlerin günlük sorunlarla daha kolay başa çıkabildiğini ve mutlu olabildiğini savunuyor.

                              Yorum

                              • delphin
                                Senior Member
                                • 27-12-2005
                                • 15279

                                Konu: Sağlık ile ilgili her konu

                                Kafein cinsel gücü artırıyor

                                ABD'de dişi fareler üzerinde yapılan bir araştırma, kafeinin cinsel gücü artırdığını ortaya koydu.

                                ABD´nin Southwestern Üniversitesi'nde görevli iki kadın araştırmacının, kafeinin dişi fareler üzerindeki etkilerini araştırdıkları bir çalışmada, kafeinin enerji verici özelliğinin yanı sıra cinsel gücü artırıcı bir etkisinin de bulunduğunu belirledikleri kaydedildi.

                                Dişi farelerde işe yaradı

                                Araştırma kapsamında 108 dişi fareye önce bir doz kafein veren araştırmacılar, daha sonra dişi farelerin erkek farelerle yalnız kalacakları bir ortam yarattılar ve dişi farelerin, çiftleşmenin hemen ardından yeniden erkek farelerin yanına gittiklerini gözlemlediler.

                                Kafeinin insanlar üzerinde de cinsel gücü artırıcı bir etkisi olabileceği ifade edilen araştırmada, bu konuda kesin bir tespit için araştırmaların kafein bağımlısı olmayan kadınlarla yapılması gerektiği belirtildi.

                                Yorum

                                İşlem Yapılıyor