Hatalarınızdan Ders Almak

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • izmirsat
    Member
    • 30-09-2006
    • 1543

    Hatalarınızdan Ders Almak

    Hatalarınızdan Ders Almak
    Yazar: Dr. John C. Maxwell

    Olgunlaştıkça ve deneyim kazandıkça, daha az hata yapacağımı düşünürdüm. “Bu konuda daha iyi olacağım; çünkü başta çok hata yaptım,” derdim.

    Bu kadar çok hata yapmayacağım günlerin uzak olmadığına; çünkü gün geçtikçe daha iyi olacağıma inanırdım. Şunu öğrendim ki olgunlaştıkça ve deneyim kazandıkça, hata yapmaya devam edeceğim; ama bunlardan ders almam, daha kısa sürecek.

    “Hata kotamı” azaltmadığımı; ama hatalarımdan ders alma konusunda ilerleme kaydettiğimi fark ettim. Bunun da nedeni, olgunluk. Olgunluk, hatalarımızdan daha hızlı ders almamıza yardımcı olur. Bunun nedenleri şöyledir:

    1. Kendimize güvenimiz artar.
    Kendimize güvenimiz arttıkça, kişisel imgemize inancımız daha zayıf olsaydı asla kabul etmeyeceğimiz şeyleri kabul etme konusunda daha istekli oluruz.

    2. Hataların genellikle ölümcül olmadığını fark ederiz.
    Bir hata yaptığımda nadiren ölümcül sonuç getirdiğini anladığım gün çok mutlu olmuştum. Bir hata yaptıktan sonra, “Yaşıyorum! Gayet iyiyim. Güneşin doğuşunu yine görebileceğim,” dersiniz. Sonra birdenbire, “Düşündüğüm kadar vahim değilmiş,” dersiniz.

    3. Hatalardan ders almadığımız sürece aynı hatayı yaptığımızı fark ederiz.
    Bir hatadan ders almazsam, genellikle aynı hatayı tekrar tekrar yaparım. Sorun, ne kadar hata yaptığınız değil, aynı hatayı kaç kez yaptığınızdır. Her zaman yaptığımı yaparsam, her zaman aldığım sonucu alırım.

    4. Hataların kaçınılmaz olduğunu anlarız.
    İlk yıllarınızı gözünüzde canlandırın. Hatalardan kaçınmaya çalıştığınız zamanları düşünün. Neyi kastettiğimi anlıyorsunuz, değil mi? “Tamam, dikkatli olacağım. Burada hiç hata yapmayacağım.” Ama, bir süre sonra kendinizi bırakırsınız; çünkü hataların kaçınılmaz olduğunu bilirsiniz.

    5. Başkalarını hata yaparken görürüz.
    Hayran olduğunuz herkesin hata yaptığını görmek harika değil miydi? “Vay canına! Ne haldeler! Bir de bununla övünüyorlar,” dersiniz.

    Aşağıdaki örnek, yaşam hakkında ve hatalarımızdan ders almak ile ilgili çok şey anlatır. Yıllar önce, bir üniversitenin açılışında konuşma yapan, dönemin Coca Cola Enterprises CEO’su Brian Dyce, kişinin iş yaşamı ile diğer taahhütleri arasındaki ilişkiden bahsetmiştir.

    “Yaşamın, elinizdeki beş top ile hokkabazlık yaptığınız bir oyun olduğunu hayal edin. Bu toplara iş, aile, sağlık, arkadaşlar ve ruh adını verebilirsiniz. Bu topları havada tutmaya çalışıyorsunuz. Çok geçmeden, işin bir lastik top olduğunu anlıyorsunuz. Yere düşürürseniz, geri sekecek; ama diğer dört top -aile, sağlık, arkadaşlar ve ruh- camdan yapılmış. Bunlardan birini yere düşürürseniz, geriye dönüşü olmaksızın, çizilebilir, yarılabilir, zarar görebilir, hatta paramparça olabilir. Asla eskisi gibi olmazlar. Bunu anlamanız ve yaşamınızda bir denge kurmaya çalışmanız gerekir.

    “Nasıl mı? Kendinizi başkalarıyla kıyaslayarak değerinizi düşürmeyin. Çünkü, hepimiz farklıyız ve her birimiz özeliz. Hedeflerinizi başkalarının önemli bulduğu şeylere göre belirlemeyin. Sizin için neyin en iyi olduğunu yalnızca siz bilirsiniz. Kalbinize en yakın olan şeyleri küçümsemeyin. Onlara, yaşama sarılır gibi sıkıca sarılın. Çünkü onlarsız, yaşam anlamsız hale gelecektir. Geçmişte ya da gelecek için yaşayarak yaşamın ellerinizin arasından kayıp gitmesine izin vermeyin. Her günü doyasıya yaşarsanız, yaşamınızdaki her bir günü yaşamış olursunuz. Halen verebileceğiniz bir şey varken pes etmeyin. Siz denemeyi bırakıncaya kadar hiçbir şey gerçekten sona ermiş değildir.

    “Mükemmel olmadığınızı kabul etmekten çekinmeyin; bizi birbirimize bağlayan da bu narin ve ince çizgidir. Riskle karşılaşmaktan korkmayın. Fırsatları değerlendirerek cesur olmayı öğreniriz. Bulması imkansız diyerek yaşamınızda aşkı yasaklamayın. Aşkı bulmanın en hızlı yolu vermektir; aşkı kaybetmenin en hızlı yolu ise onu çok sıkı tutmaktır ve aşkı korumanın en iyi yolu da ona kanat takmaktır. Geçmişte nerede olduğunuzu ve bugün nereye gittiğinizi unutturacak kadar hızlı yaşamayın. Bir insanın en büyük duygusal ihtiyacının takdir edilmek olduğunu unutmayın. Öğrenmekten korkmayın; bilginin bir ağırlığı yoktur; her zaman taşıyabileceğiniz bir hazinedir. Zamanı ve sözcükleri dikkatsizce kullanmayın; hiçbiri geri alınamaz. Yaşam bir yarış değildir; ama her adımda tadına varılması gereken bir yolculuktur. Dün tarihtir, yarın bir gizemdir; bugün ise bir armağandır.”
İşlem Yapılıyor