Aynı Anda İki Yerde Olmak
Yazar: Sheila Murray Bethel
Eddie Murphy Amerikan Rüyası’nda (Coming to America), Jeremy Irons Ölü İkizler’de (Dead Ringers), Hayley Mills de Ebeveyn Tuzağı’nda (The Parent Trap) aynısını yapmışlardı. Hepsi de çift roller oynadılar ve kendileriyle giderayak ya da gelirayak karşılaştılar. Ama, sinemanın sihrinin dışında kalan bizler, tek bir vücuda saplanmış durumdayız. Zamanınız ve dikkatiniz için yarışan talepler karşısında, özel yaşamınız ile işinizin gerekleri arasında denge kurmak konusunda zor seçimler yapmanız gerekir.
“Hepsine sahip ol, hepsini yap” miti, itibarını önemli ölçüde kaybetmiştir; ama fikir ayrılıkları sürmektedir. Kariyer, aile, toplum ve kendinize dair yoğun talepleri, yorgunluktan pestiliniz çıkmadan nasıl dengelersiniz?
Aşağıda, başkaları için işe yarayan birkaç fikir bulunmaktadır. Bunları bir deneyin ve yaşam biçiminize nasıl uyduklarını görün.
1. Olduğunuz yerde olun.
Suçluluk ve kararsızlık, zaman ve enerjiyi inanılmaz derecede boşa harcar. Bir yerdeyseniz ve başka bir yerde olmanız gerektiğini düşünüyorsanız, iki mekana da tam dikkatinizi veremezsiniz ve her iki durumda işkence çekersiniz. Yaptığınız bütün o iyiliklere karşın, evde örtülerin altında yatağınızda da olabilirsiniz. Şu anda yapmakta olduğunuz işe yüzde 100 odaklanın. Başka bir yerde olduğunuzda aynı derecede odaklı ve yoğun çalışacağınızı bilin.
Eski bir deyişte şöyle denir: “İster sevgilinizi öpüyor, isterse bir müşteriye hizmet ediyor olun, en iyi sonucu almak için yaptığınız işe yoğunlaşın.”
2. Önceliklerinizi belirleyin.
Sırf bir işi yapabiliyorsunuz diye, o işi yapmak zorunda değilsiniz. Bir balığın pırıl pırıl parlayan yeme atlaması gibi, her zor durumla sizin uğraşmanız gerekmez. Hedefinizin ya da görevinizin ne zaman saptırıldığına dikkat edin.
Kendinizi öncelikler arasında bölünmüş bulursanız, beş dakikanızı ayırın ve şu alıştırmayı yapın. Küçük bir kartotekse “Yaşam Felsefem”, bir diğerine ise “İş Felsefem” diye yazın. Daha sonra, inançlarınızı, taahhütlerinizi ve değerlerinizi girin. Kartoteksler, kendinizi o küçücük yerde az ve öz olarak ifade etmeye zorlar. Bu kartları cüzdanınızda da taşıyabilir; sık sık gözden geçirebilir ve ekleme yapabilirsiniz. Yaşamınızdaki “kim, ne ve neden” sorularını ne kadar sık yeniden onaylarsanız, insanların ve koşulların sizi rotanızdan çıkarmalarına o kadar az izin vermiş olursunuz.
3. Pazarlık edin.
Aynı anda iki (ya da daha fazla) yerde olmanız gerektiğinden, kaçınılmaz olarak, kendinizi zor seçimler yapmak durumunda bulacaksınız. Şunları deneyebilirsiniz. Mümkünse, başkasına yetki verin. Mümkün değilse, açıklayın ve pazarlık edin. Farz edin ki çocuğunuzun okul müsameresinin olduğu gün Hong Kong’da önemli bir konuşma yapmanız gerekiyor. Günlerden birini değiştirmeniz mümkün mü? Sunumunuzu önceden teype alabilir ya da canlı bağlantı üzerinden yapabilir misiniz? Tarih değiştirilebilir mi? Sunumu başkası yapabilir mi? Bu üç soruya yanıt hayırsa, okul müsameresini videoya aldırtıp daha sonra kocaman bir TV ekranından göstereceğiniz, aile ve arkadaşlar için bir parti düzenleyebilir misiniz? Yaratıcı olun! Bir alanda “hayır” demeniz gerekiyorsa, bu taahhüdü yerine getirmek için en yakın zamana bir randevu verin. Sonra da sözünüzü tutun!
4. Sıradışı olanın normal olduğunu kabul edin.
Normal program diye birşey yoktur. Arka arkaya krizsiz geçen üç gün, kesinlikle anormaldir. Her şeyi titizlikle kontrol altına aldığınızı sandığınız an, bir değişiklik olur ve yeni yanıtlar bulmanız gerekir. Paniğe kapılmaktansa, programınıza bir felaket tamponu ekleyin; yedekte bir B planınız olsun. Hastalık, okulların kapanması, trafik sıkışıklıkları, mekanik arızalar, hatta uydu bozulmaları, 21. yüzyılın bize armağanıdır. Değerli enerjinizin bir damlasını bile sinirlenerek, şikayet ederek ya da pişmanlık duyarak boşa harcamayın. İleriye dönük küçük bir planlama, otomatik olarak sorun çözme moduna geçmenize yardımcı olacaktır.
5. Özel yaşamınızı bir kariyer olarak düşünün.
Kişisel gelişim, geriye çekilme ve yenilenme, flört ve kur, ayrıca aileniz için zaman ayırın. Yalnız yaşıyorsanız, arkadaş ve akrabalarınız ile zaman geçirmeye özen gösterin ve kişisel gelişim için kendinize randevu verin. Bir aile içinde yaşıyorsanız, her bir aile üyesiyle baş başa vakit geçirmek için program yapın. Orada burada kısa sürelerle birlikte olmaktansa, en az bir saatlik zaman ayırmak daha iyidir. Bu süreyi birlikte olma ve paylaşma amaçlı kullanın.
Ailenizle dört biçimde geçireceğiniz zamanı kaydetmek için büyükçe bir takvim kullanın: (a) aile üyeleriyle özel randevularınız; (b) belli başlı tatiller; (c) küçük kaçamaklar, iki ya da üç günlük mini tatiller; (d) öncelik ve “telafi” günleri.
Bu takvimi, herkesin görebileceği şekilde mutfağa ya da oturma odasına asın. Herkesin sızlanma ya da böbürlenme olanağı bulacağı aile toplantıları düzenleyin. Diğer ekip üyeleri, sempati, destek ve övgü dolu sözler sarf edebilirler.
Sizler ayrıyken ortaya çıkabilecek ve tartışmayı ya da karar almayı gerektirecek küçük ve orta dereceli konular hakkındaki notlar için bir dosya hazır bulundurun. Birlikte dosyanın üzerinden geçmek için her hafta bir ya da yarım saatinizi ayırın; tartışın ve karar alın. Böyle bir dosya, zihninizi ve karman çorman olmuş programlarınızı açıklığa kavuşturur; zaman kısıtı ise verimliliği artırır. Mevcut zamanı doldurmak için, her tür iş genişleyecektir.
İnsanlar, küçük şeyler hakkındaki tartışmaların sürüp gitmesine göz yummaya eğilimlidirler. Bu da kendilerine ayırdıkları zamanın önemli bir bölümünü işgal eder. Dosya yöntemini kullanarak, eğlenceli etkileşimler ya da önemli konuların daha etkili ele alınması için herkese zaman kazandırabilirsiniz.
Mükemmel denge diye bir şey yoktur; ama günlük çabalarınız sizi rotada tutar. Sonuçlar ise onca çabaya değer. Norman Vincent Peale şöyle demiştir: “Ölüm döşeğindeyken, ofiste daha çok zaman geçirmediğine pişman olduğunu söyleyen birini hiç duymadım.” İş ve aile kariyerlerinizi entegre etmek, belki de yapacağınız en zor iş olacaktır. Aynı zamanda, en tatmin edici olanıdır.
Fedakarlık ve kendini gerçekleştirme arasında denge kurmak, sürekli çok çalışmayı, cesareti, bağlılığı ve becerikliliği gerektirir. Her zaman başarılı olamayabilirsiniz; ama bunları yaptığınızda, sonuç olarak, zengin ve doyurucu bir yaşam sürersiniz.
Yazar: Sheila Murray Bethel
Eddie Murphy Amerikan Rüyası’nda (Coming to America), Jeremy Irons Ölü İkizler’de (Dead Ringers), Hayley Mills de Ebeveyn Tuzağı’nda (The Parent Trap) aynısını yapmışlardı. Hepsi de çift roller oynadılar ve kendileriyle giderayak ya da gelirayak karşılaştılar. Ama, sinemanın sihrinin dışında kalan bizler, tek bir vücuda saplanmış durumdayız. Zamanınız ve dikkatiniz için yarışan talepler karşısında, özel yaşamınız ile işinizin gerekleri arasında denge kurmak konusunda zor seçimler yapmanız gerekir.
“Hepsine sahip ol, hepsini yap” miti, itibarını önemli ölçüde kaybetmiştir; ama fikir ayrılıkları sürmektedir. Kariyer, aile, toplum ve kendinize dair yoğun talepleri, yorgunluktan pestiliniz çıkmadan nasıl dengelersiniz?
Aşağıda, başkaları için işe yarayan birkaç fikir bulunmaktadır. Bunları bir deneyin ve yaşam biçiminize nasıl uyduklarını görün.
1. Olduğunuz yerde olun.
Suçluluk ve kararsızlık, zaman ve enerjiyi inanılmaz derecede boşa harcar. Bir yerdeyseniz ve başka bir yerde olmanız gerektiğini düşünüyorsanız, iki mekana da tam dikkatinizi veremezsiniz ve her iki durumda işkence çekersiniz. Yaptığınız bütün o iyiliklere karşın, evde örtülerin altında yatağınızda da olabilirsiniz. Şu anda yapmakta olduğunuz işe yüzde 100 odaklanın. Başka bir yerde olduğunuzda aynı derecede odaklı ve yoğun çalışacağınızı bilin.
Eski bir deyişte şöyle denir: “İster sevgilinizi öpüyor, isterse bir müşteriye hizmet ediyor olun, en iyi sonucu almak için yaptığınız işe yoğunlaşın.”
2. Önceliklerinizi belirleyin.
Sırf bir işi yapabiliyorsunuz diye, o işi yapmak zorunda değilsiniz. Bir balığın pırıl pırıl parlayan yeme atlaması gibi, her zor durumla sizin uğraşmanız gerekmez. Hedefinizin ya da görevinizin ne zaman saptırıldığına dikkat edin.
Kendinizi öncelikler arasında bölünmüş bulursanız, beş dakikanızı ayırın ve şu alıştırmayı yapın. Küçük bir kartotekse “Yaşam Felsefem”, bir diğerine ise “İş Felsefem” diye yazın. Daha sonra, inançlarınızı, taahhütlerinizi ve değerlerinizi girin. Kartoteksler, kendinizi o küçücük yerde az ve öz olarak ifade etmeye zorlar. Bu kartları cüzdanınızda da taşıyabilir; sık sık gözden geçirebilir ve ekleme yapabilirsiniz. Yaşamınızdaki “kim, ne ve neden” sorularını ne kadar sık yeniden onaylarsanız, insanların ve koşulların sizi rotanızdan çıkarmalarına o kadar az izin vermiş olursunuz.
3. Pazarlık edin.
Aynı anda iki (ya da daha fazla) yerde olmanız gerektiğinden, kaçınılmaz olarak, kendinizi zor seçimler yapmak durumunda bulacaksınız. Şunları deneyebilirsiniz. Mümkünse, başkasına yetki verin. Mümkün değilse, açıklayın ve pazarlık edin. Farz edin ki çocuğunuzun okul müsameresinin olduğu gün Hong Kong’da önemli bir konuşma yapmanız gerekiyor. Günlerden birini değiştirmeniz mümkün mü? Sunumunuzu önceden teype alabilir ya da canlı bağlantı üzerinden yapabilir misiniz? Tarih değiştirilebilir mi? Sunumu başkası yapabilir mi? Bu üç soruya yanıt hayırsa, okul müsameresini videoya aldırtıp daha sonra kocaman bir TV ekranından göstereceğiniz, aile ve arkadaşlar için bir parti düzenleyebilir misiniz? Yaratıcı olun! Bir alanda “hayır” demeniz gerekiyorsa, bu taahhüdü yerine getirmek için en yakın zamana bir randevu verin. Sonra da sözünüzü tutun!
4. Sıradışı olanın normal olduğunu kabul edin.
Normal program diye birşey yoktur. Arka arkaya krizsiz geçen üç gün, kesinlikle anormaldir. Her şeyi titizlikle kontrol altına aldığınızı sandığınız an, bir değişiklik olur ve yeni yanıtlar bulmanız gerekir. Paniğe kapılmaktansa, programınıza bir felaket tamponu ekleyin; yedekte bir B planınız olsun. Hastalık, okulların kapanması, trafik sıkışıklıkları, mekanik arızalar, hatta uydu bozulmaları, 21. yüzyılın bize armağanıdır. Değerli enerjinizin bir damlasını bile sinirlenerek, şikayet ederek ya da pişmanlık duyarak boşa harcamayın. İleriye dönük küçük bir planlama, otomatik olarak sorun çözme moduna geçmenize yardımcı olacaktır.
5. Özel yaşamınızı bir kariyer olarak düşünün.
Kişisel gelişim, geriye çekilme ve yenilenme, flört ve kur, ayrıca aileniz için zaman ayırın. Yalnız yaşıyorsanız, arkadaş ve akrabalarınız ile zaman geçirmeye özen gösterin ve kişisel gelişim için kendinize randevu verin. Bir aile içinde yaşıyorsanız, her bir aile üyesiyle baş başa vakit geçirmek için program yapın. Orada burada kısa sürelerle birlikte olmaktansa, en az bir saatlik zaman ayırmak daha iyidir. Bu süreyi birlikte olma ve paylaşma amaçlı kullanın.
Ailenizle dört biçimde geçireceğiniz zamanı kaydetmek için büyükçe bir takvim kullanın: (a) aile üyeleriyle özel randevularınız; (b) belli başlı tatiller; (c) küçük kaçamaklar, iki ya da üç günlük mini tatiller; (d) öncelik ve “telafi” günleri.
Bu takvimi, herkesin görebileceği şekilde mutfağa ya da oturma odasına asın. Herkesin sızlanma ya da böbürlenme olanağı bulacağı aile toplantıları düzenleyin. Diğer ekip üyeleri, sempati, destek ve övgü dolu sözler sarf edebilirler.
Sizler ayrıyken ortaya çıkabilecek ve tartışmayı ya da karar almayı gerektirecek küçük ve orta dereceli konular hakkındaki notlar için bir dosya hazır bulundurun. Birlikte dosyanın üzerinden geçmek için her hafta bir ya da yarım saatinizi ayırın; tartışın ve karar alın. Böyle bir dosya, zihninizi ve karman çorman olmuş programlarınızı açıklığa kavuşturur; zaman kısıtı ise verimliliği artırır. Mevcut zamanı doldurmak için, her tür iş genişleyecektir.
İnsanlar, küçük şeyler hakkındaki tartışmaların sürüp gitmesine göz yummaya eğilimlidirler. Bu da kendilerine ayırdıkları zamanın önemli bir bölümünü işgal eder. Dosya yöntemini kullanarak, eğlenceli etkileşimler ya da önemli konuların daha etkili ele alınması için herkese zaman kazandırabilirsiniz.
Mükemmel denge diye bir şey yoktur; ama günlük çabalarınız sizi rotada tutar. Sonuçlar ise onca çabaya değer. Norman Vincent Peale şöyle demiştir: “Ölüm döşeğindeyken, ofiste daha çok zaman geçirmediğine pişman olduğunu söyleyen birini hiç duymadım.” İş ve aile kariyerlerinizi entegre etmek, belki de yapacağınız en zor iş olacaktır. Aynı zamanda, en tatmin edici olanıdır.
Fedakarlık ve kendini gerçekleştirme arasında denge kurmak, sürekli çok çalışmayı, cesareti, bağlılığı ve becerikliliği gerektirir. Her zaman başarılı olamayabilirsiniz; ama bunları yaptığınızda, sonuç olarak, zengin ve doyurucu bir yaşam sürersiniz.
Yorum