"OYUNA gelmeyelim."
"Bizi bataklığa çekmeye çalışıyorlar."
"İkinci Sarıkamış faciası olur!"
"Harekát fayda sağlamaz."
"Hukuka göre, işgalci oluruz."
"Dağı taşı bombalamak manasız."
"CHP savaş çığırtkanlığı yapıyor."
"MHP savaş kışkırtıcılığı yapıyor."
"Harekát istemeleri bahane, asıl amaç, AK Parti'yi yıpratmak."
"Sınır ötesine karşıyım, çünkü daha önce defalarca yaptık, sonuç alamadık."
"Askeri müdahale başarısız olur."
"Harekát naraları atan faşistler..."
"İçerdeki teröristler bitti mi ki, Kuzey Irak'takilerle uğraşma safahatına gelinecek?"
"Demokrasimize gölge düşürür."
"AB'ye karşı zorda kalırız."
"Aksine, PKK güçlenir."
"Operasyon yapalım diyenler, politika ve uluslararası ilişkilerde bilgisiz... Ya da gizli niyetleri var!"
"Cahil tamtamları."
"Sınır ötesi harekát isteniyor ama... Son haftalarda yaşanan baskınlar, silahlı kuvvetler için bir amatörlük görüntüsü vermiyor mu?"
*
Hatırlarsınız...
Çok değil, alt tarafı bir ay önce bunları diyordu, "embedded" arkadaşlar.
*
Bugün ne diyorlar?
"Hainlere ağır darbe."
"İnleri yerle bir edildi."
"Kaçacak delik arıyorlar."
"Tam isabet."
"Harika zamanlama."
"Ayak izlerini bile görüyoruz."
"AK Parti'nin başarısı."
"AB arkamızda..."
"Gurur duyuyoruz."
"İftihar ediyorum."
"Göğsüm kabardı."
*
Padişahın canı patlıcan çekmiş...
Yapmışlar, afiyetle yemiş ve demiş ki:
"Şu patlıcan ne güzel sebzedir."
Dalkavuk onaylamış:
"Ağzınızın tadını biliyorsunuz... Öyle lezizdir ki, 40 çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur... İnsan yemeğe doyamaz, parmaklarını yer."
Ertesi gün.
Padişah tersinden kalkmış...
Bir gün önce çok beğendi diye, gene patlıcan yapmışlar, sofrasına getirmişler.
Kükremiş bu sefer...
"Ne bu yahu, her gün patlıcan patlıcan, bari bi şeye benzese!"
Dalkavuk atılmış hemen...
"Haklısınız valla! Ne yemeği yemek, ne tadı tat, zaten kara kuru bi şey."
Padişah kızmış:
"Sen değil miydin, daha dün, patlıcanı yere göğe sığdıramayan? Alay mı ediyorsun benle?"
Dalkavuk eğmiş boynunu...
"Aman padişahım, yanlış anlaşılmasın" demiş, "ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanın değil."
Yılmaz Özdil/Hürriyet
"Bizi bataklığa çekmeye çalışıyorlar."
"İkinci Sarıkamış faciası olur!"
"Harekát fayda sağlamaz."
"Hukuka göre, işgalci oluruz."
"Dağı taşı bombalamak manasız."
"CHP savaş çığırtkanlığı yapıyor."
"MHP savaş kışkırtıcılığı yapıyor."
"Harekát istemeleri bahane, asıl amaç, AK Parti'yi yıpratmak."
"Sınır ötesine karşıyım, çünkü daha önce defalarca yaptık, sonuç alamadık."
"Askeri müdahale başarısız olur."
"Harekát naraları atan faşistler..."
"İçerdeki teröristler bitti mi ki, Kuzey Irak'takilerle uğraşma safahatına gelinecek?"
"Demokrasimize gölge düşürür."
"AB'ye karşı zorda kalırız."
"Aksine, PKK güçlenir."
"Operasyon yapalım diyenler, politika ve uluslararası ilişkilerde bilgisiz... Ya da gizli niyetleri var!"
"Cahil tamtamları."
"Sınır ötesi harekát isteniyor ama... Son haftalarda yaşanan baskınlar, silahlı kuvvetler için bir amatörlük görüntüsü vermiyor mu?"
*
Hatırlarsınız...
Çok değil, alt tarafı bir ay önce bunları diyordu, "embedded" arkadaşlar.
*
Bugün ne diyorlar?
"Hainlere ağır darbe."
"İnleri yerle bir edildi."
"Kaçacak delik arıyorlar."
"Tam isabet."
"Harika zamanlama."
"Ayak izlerini bile görüyoruz."
"AK Parti'nin başarısı."
"AB arkamızda..."
"Gurur duyuyoruz."
"İftihar ediyorum."
"Göğsüm kabardı."
*
Padişahın canı patlıcan çekmiş...
Yapmışlar, afiyetle yemiş ve demiş ki:
"Şu patlıcan ne güzel sebzedir."
Dalkavuk onaylamış:
"Ağzınızın tadını biliyorsunuz... Öyle lezizdir ki, 40 çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur... İnsan yemeğe doyamaz, parmaklarını yer."
Ertesi gün.
Padişah tersinden kalkmış...
Bir gün önce çok beğendi diye, gene patlıcan yapmışlar, sofrasına getirmişler.
Kükremiş bu sefer...
"Ne bu yahu, her gün patlıcan patlıcan, bari bi şeye benzese!"
Dalkavuk atılmış hemen...
"Haklısınız valla! Ne yemeği yemek, ne tadı tat, zaten kara kuru bi şey."
Padişah kızmış:
"Sen değil miydin, daha dün, patlıcanı yere göğe sığdıramayan? Alay mı ediyorsun benle?"
Dalkavuk eğmiş boynunu...
"Aman padişahım, yanlış anlaşılmasın" demiş, "ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanın değil."
Yılmaz Özdil/Hürriyet
Yorum