Aziz Yıldırım'dan nasihatlar!
Başkanımız Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Dergisi'nin 62. sayısında yer alan baş yazısı aşağıdaki gibidir: "Fenerbahçe Spor Kulübü'nün son yıllardaki yükseliş trendinin dünyada da ilgi görmesinin en önemli göstergelerinden birinin, koyduğu hedefler ve bu hedefleri yerine getirmek konusundaki kararlılığı olduğunu önceki yazılarımda sizlerle paylaşmıştım. Kurumsallaşma ve gelirleriyle kendi kendine yeten bir spor kulübü olma yolunda yönetim kurulumuzdaki diğer arkadaşlarımızla birlikte attığımız adımlar, bugün Fenerbahçe Spor Kulübü'nün bulunduğu yerde, milyonlarca insanın mutlu olmasını sağlıyor. Bu mutluluğu daim kılabilmenin sürekli olarak üretmek ve çalışmaktan geçtiğinin, Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu olarak farkındayız.
Ancak gönül istiyor ki, Fenerbahçe kendi imkanlarıyla büyümesini sürdürürken, Türk sporuna ve Türk futboluna yön veren kurumlar da bu büyümeye ve gelişmeye katkıda bulunsun ve bu kurumlar da gelişerek sağlıklı bir şekilde büyüsün. Bu kurumların Fenerbahçe'yi kayırması, imkanların Fenerbahçe için kullanılmasından bahsetmiyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığım süresince, devletin hiçbir kesiminden Fenerbahçe için ayrıcalık istemedim.
Söylemek istediğim tek şey Avrupa başta olmak üzere Dünya'da futbolun değeri ve geliri artarken, Türk futbolunun yerinde saymasıdır. Bazı şehirlerimizdeki stadyum ve futbol sahaları futbol oynamaktan çok uzaktır. Tesis yatırımlarının eksikliği ve naklen yayın gelirlerinin gelişme gösterememesi yüzünden Türk futbolu her geçen gün kan kaybetmeye devam etmektedir. İngiltere gibi enflasyonun minimize olduğu bir ülkede, son üç yılda naklen yayın gelirlerinin yüzde 60 artmasının sadece bir beceri olduğunu düşünmek saflıkla doğru orantılıdır.
Türk futboluna yön veren kurumlar, Dünya üzerindeki bu örnekleri iyi incelemeli, gelişme ve büyüme potansiyeli var olan Türk futbolunun bu potansiyelini harekete geçirecek girişimleri hayata geçirmelidir. Yani özelde Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yaşadığı gelişme ve başarılar genelde tüm Türk futboluna yayılmalıdır. Bu durumdan hem ülke, hem Türk futbolu ve kulüpler hem de Fenerbahçe Spor Kulübü kazançlı çıkacaktır. Artan gelirler, futbol için güzel mekanlar ve tesislerle, oluşan rekabetçi ortamda herkes kazanacaktır. Tüm kulüpler Fenerbahçe gibi kurumsallaşmaya başlamalı, Türkiye Futbol Federasyonu bunun için gerekli ortamları hazırlamalı, kulüplerin gelirlerinin artırılması ve güçlerini sadece kendi camialarından alacakları yapıların oluşturulması sağlanmalıdır. Bu gelişmede en önemli şeyin eğitimden geçtiğini hatırlatmak istiyorum. Bugün Fenerbahçe'nin kendi gücü ve kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiği başarılar tüm kulüplerimize ve Türk futbolunun tüm kurumlarına yayılmalıdır.
Fenerbahçe, dünyadaki tüm federasyon ve konfederasyonlardan oyuncuların yer aldığı ve dünyanın en önemli futbol arenası olarak kabul edilen Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde ilk 8 takım arasına kalmış, adını dünya futbolunun devleri arasına yazdırmıştır. Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız da Avrupa'nın en önemli basketbol arenası olan Euroleague'de grubundan çıkarak çeyrek finale kalmış ve Avrupa'nın en iyi 8 basketbol takımından biri olmuştur. İşte bu başarılar yukarıda anlatmaya çalıştığım çalışma yöntemleri, gelir artırıcı önemler ve kurumsallaşma sayesinde olmuştur. Ancak, artık bundan sonra olması gereken, bu yakalanan başarıların aşılması ve sürekli tekrar edilmesi olmalıdır. Tekrar edilmeyen ve aşılamayan başarılar tesadüfen kazanılmıştır ve hafızalarda hoş bir anı olarak kalmaktan ileriye gidemezler. Oysa gerçek büyüklük ve gerçek güç, bu hedeflere her yıl ulaşabilmek, bugün çok sevindiğimiz bu başarıları, alışılmış ve sıradan hale getirebilmektir. İşte o zaman Türk futbolu, adını, şimdilerde anılan ülke futbollarının yanına belki de en üstüne yazdıracaktır. Bu da sadece Fenerbahçe'nin yapacağı bir şey değildir. Bugün İngiltere'nin 4 takımı hem ligde, hem de Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde bir birleriyle yarışmaktadır. Çeyrek finalde iki İngiliz takımı birbirleriyle karşılaşacaktır. İşte buna benzer başarıları Türk takımları da yakaladığında Türk futbolu ülkesine olan borcunu ödemiş olacaktır.
Türkcell Süper Lig'de mücadele eden tüm kulüplerimizin başkanları, oy birliğiyle beni Türkiye Kulüpler Birliği Vakfı'nın başkanlığına seçmiştir. Kulüplerimizin yöneticilerine beni bu göreve layık gördükleri için teşekkür ediyorum. Biz de gerekli şartları sağlayarak, tüm kulüplerimizin, Fenerbahçe gibi büyümesi, gelirlerini artırması ve kurumsallaşma adına adımlar atması ve sonuçta da Fenerbahçe gibi kazanması için elimizden gelen çalışmaları yapacağız.
Sevgi ve saygılarımla,
Aziz Yıldırım
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı"
Başkanımız Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Dergisi'nin 62. sayısında yer alan baş yazısı aşağıdaki gibidir: "Fenerbahçe Spor Kulübü'nün son yıllardaki yükseliş trendinin dünyada da ilgi görmesinin en önemli göstergelerinden birinin, koyduğu hedefler ve bu hedefleri yerine getirmek konusundaki kararlılığı olduğunu önceki yazılarımda sizlerle paylaşmıştım. Kurumsallaşma ve gelirleriyle kendi kendine yeten bir spor kulübü olma yolunda yönetim kurulumuzdaki diğer arkadaşlarımızla birlikte attığımız adımlar, bugün Fenerbahçe Spor Kulübü'nün bulunduğu yerde, milyonlarca insanın mutlu olmasını sağlıyor. Bu mutluluğu daim kılabilmenin sürekli olarak üretmek ve çalışmaktan geçtiğinin, Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu olarak farkındayız.
Ancak gönül istiyor ki, Fenerbahçe kendi imkanlarıyla büyümesini sürdürürken, Türk sporuna ve Türk futboluna yön veren kurumlar da bu büyümeye ve gelişmeye katkıda bulunsun ve bu kurumlar da gelişerek sağlıklı bir şekilde büyüsün. Bu kurumların Fenerbahçe'yi kayırması, imkanların Fenerbahçe için kullanılmasından bahsetmiyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığım süresince, devletin hiçbir kesiminden Fenerbahçe için ayrıcalık istemedim.
Söylemek istediğim tek şey Avrupa başta olmak üzere Dünya'da futbolun değeri ve geliri artarken, Türk futbolunun yerinde saymasıdır. Bazı şehirlerimizdeki stadyum ve futbol sahaları futbol oynamaktan çok uzaktır. Tesis yatırımlarının eksikliği ve naklen yayın gelirlerinin gelişme gösterememesi yüzünden Türk futbolu her geçen gün kan kaybetmeye devam etmektedir. İngiltere gibi enflasyonun minimize olduğu bir ülkede, son üç yılda naklen yayın gelirlerinin yüzde 60 artmasının sadece bir beceri olduğunu düşünmek saflıkla doğru orantılıdır.
Türk futboluna yön veren kurumlar, Dünya üzerindeki bu örnekleri iyi incelemeli, gelişme ve büyüme potansiyeli var olan Türk futbolunun bu potansiyelini harekete geçirecek girişimleri hayata geçirmelidir. Yani özelde Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yaşadığı gelişme ve başarılar genelde tüm Türk futboluna yayılmalıdır. Bu durumdan hem ülke, hem Türk futbolu ve kulüpler hem de Fenerbahçe Spor Kulübü kazançlı çıkacaktır. Artan gelirler, futbol için güzel mekanlar ve tesislerle, oluşan rekabetçi ortamda herkes kazanacaktır. Tüm kulüpler Fenerbahçe gibi kurumsallaşmaya başlamalı, Türkiye Futbol Federasyonu bunun için gerekli ortamları hazırlamalı, kulüplerin gelirlerinin artırılması ve güçlerini sadece kendi camialarından alacakları yapıların oluşturulması sağlanmalıdır. Bu gelişmede en önemli şeyin eğitimden geçtiğini hatırlatmak istiyorum. Bugün Fenerbahçe'nin kendi gücü ve kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiği başarılar tüm kulüplerimize ve Türk futbolunun tüm kurumlarına yayılmalıdır.
Fenerbahçe, dünyadaki tüm federasyon ve konfederasyonlardan oyuncuların yer aldığı ve dünyanın en önemli futbol arenası olarak kabul edilen Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde ilk 8 takım arasına kalmış, adını dünya futbolunun devleri arasına yazdırmıştır. Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımız da Avrupa'nın en önemli basketbol arenası olan Euroleague'de grubundan çıkarak çeyrek finale kalmış ve Avrupa'nın en iyi 8 basketbol takımından biri olmuştur. İşte bu başarılar yukarıda anlatmaya çalıştığım çalışma yöntemleri, gelir artırıcı önemler ve kurumsallaşma sayesinde olmuştur. Ancak, artık bundan sonra olması gereken, bu yakalanan başarıların aşılması ve sürekli tekrar edilmesi olmalıdır. Tekrar edilmeyen ve aşılamayan başarılar tesadüfen kazanılmıştır ve hafızalarda hoş bir anı olarak kalmaktan ileriye gidemezler. Oysa gerçek büyüklük ve gerçek güç, bu hedeflere her yıl ulaşabilmek, bugün çok sevindiğimiz bu başarıları, alışılmış ve sıradan hale getirebilmektir. İşte o zaman Türk futbolu, adını, şimdilerde anılan ülke futbollarının yanına belki de en üstüne yazdıracaktır. Bu da sadece Fenerbahçe'nin yapacağı bir şey değildir. Bugün İngiltere'nin 4 takımı hem ligde, hem de Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde bir birleriyle yarışmaktadır. Çeyrek finalde iki İngiliz takımı birbirleriyle karşılaşacaktır. İşte buna benzer başarıları Türk takımları da yakaladığında Türk futbolu ülkesine olan borcunu ödemiş olacaktır.
Türkcell Süper Lig'de mücadele eden tüm kulüplerimizin başkanları, oy birliğiyle beni Türkiye Kulüpler Birliği Vakfı'nın başkanlığına seçmiştir. Kulüplerimizin yöneticilerine beni bu göreve layık gördükleri için teşekkür ediyorum. Biz de gerekli şartları sağlayarak, tüm kulüplerimizin, Fenerbahçe gibi büyümesi, gelirlerini artırması ve kurumsallaşma adına adımlar atması ve sonuçta da Fenerbahçe gibi kazanması için elimizden gelen çalışmaları yapacağız.
Sevgi ve saygılarımla,
Aziz Yıldırım
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı"
Yorum