Benzin kuyrukları başlayacak
"Türkiye çok ciddi bir devalüasyona doğru gidiyor. 2001 krizini mumla arayacağız!"
09 Ekim 2008 / 11:38
Mortgage krizinin geleceğini yurt dışında ilk söyleyen stratejistten kabus senaryoları!
Amerika’da başlayıp Rusya ve Avrupa’yı etkileyen küresel kriz, Türkiye’yi nasıl vuracak, sorusu gündemin en önemli ekonomik sorunu olmuş durumda.
Gazetelerde bu konuda yazılar yazılıyor, televizyon kanallarında tartışılıyor.
Sonuç, aynı şeyler söyleniyor, sürekli aynı konular üzerine yorumlar yapılıyor.
Küresel krizin Türkiye’yi nasıl etkileyeceği konusunda Strateji uzmanı Erhan Göksel Odatv.com’a değerlendirme yaptı.
İşte Erhan Göksel’in açıklamaları:
“Belki ithalat ve ihracat belki ikisi birden değer kaybedecek ama aralarındaki ithalatın ihracattan farkı daha da büyüyecek. Her yıl bir önceki yıla %40 civarında aylık olarak cari açık büyürken, bu büyüme %50’lerin üzerine çıkacak. Bu sene ekim ayındaki cari açıkla, geçen sene ekim ayındaki cari açığı kastediyorum. Bütün bunlardan sonra Türkiye’deki sıcak para sadece yüksek faiz nedeniyle, dünya faizinin iki katını ödediğiniz için Türkiye’de duruyor. Siz dışarıya borçlanarak bu açığı kapatıyorsunuz. Yaptığınız bütün ihracatınız olsun, 49 milyar dolarlık AKP iktidarının üzerindeki özelleştirmesi olsun yaptığınız şey, bu faizi ödüyorsunuz.
Şimdi bakın Türkiye’de 130 milyar civarında sıcak para var. Merkez Bankası bütün bankalardaki dolar rezervi -Merkez Bankası diye gösterilen, aslında bütün Türkiye’deki bankalardaki rezervdir- 82 milyar dolar. 50 milyar dolar buradan açığınız var, 50 milyar dolarda cari açığınız var, eğer Türkiye’deki sıcak para, kapitalizm bir ahtapot gibidir, eğer ahtapotun başında bir sorun çıkarsa kollarında ne varsa, kolları aracılığıyla emer.
Türkiye gibi sallanan ülkelerin her yerinde özellikle ekonomisi sallanan ülkelerin her yerinde hızlı bir şekilde yabancı para sıcak para kendi merkezlerine kendi karargahlarına döner. Bu Türkiye’yi yıkar. 50 milyar küsür cari açıktan 50 milyar dolar kabaca Türkiye’deki dövizle, Türkiye’deki sıcak para arasındaki fark ,bu rakam kapatılabilir bir rakam değildir. Bu nedenle Türkiye’yi çok vahim bir dönem bekliyor.
Önümüzdeki dönemde çok kısa bir süre içinde seçimlerden önce Türkiye’de çok ciddi bir devalüasyona doğru gidiyor bu iş. Maalesef hükümet belki işler kötü gidiyor demek, işleri daha da sarpa sarar ama sayın başbakanın ekonomi konusundaki açıklamaları akıl sır alır bir şey değil. Bankamatik krizine izin vermeyeceğiz, Mortgage ile Toki’nin aynı şey olduğunu söylemesi türünden akıl sır almayan hele Türkiye’de dışarıda el koyulan bankaların Türkiye’deki uzantılarına Fortis ve Deniz Bank gibi, oradaki mudiler yabancı mudiler merak etmesinler paraları burada garantide demesi, Türkiye’deki bankalara yatan parayı dışarıdaki Avrupalıların yatırdığını sanıyor olması sayın başbakanın, ekonominin hangi ellerde olduğunun göstergesidir. Yabancılarda Türkiye’den çıkmak için ellerindekini daha az zararla götürebilmek için bu kriz ortamında, onlar da besledikleri köşe yazarı ve medya mensuplarıyla, piyasayı manipüle ediyorlar. Sonuçta Türk halkı ciddi bir şekilde soyuluyor. Türkiye’den ciddi bir servet transferi başlayacak. Bütün bunları bir araya koyduğumuz zaman yerel seçimlere kalmadan Türkiye’nin 2001 krizinden beter bir krize gireceğinden benim hiç kuşkum yok.
6,7 ay sonra yaza girerken de ben petrol kuyruklarının bile sokaklarda olabileceğini iddia edecek kadar eminim bu gidişten.
Böyle bir yapıyı durdurabilmenin tek yolu üretimdir, bu ülkede üretmiyor, özellikle bunları söylemek isterim.”
Odatv.com
"Türkiye çok ciddi bir devalüasyona doğru gidiyor. 2001 krizini mumla arayacağız!"
09 Ekim 2008 / 11:38
Mortgage krizinin geleceğini yurt dışında ilk söyleyen stratejistten kabus senaryoları!
Amerika’da başlayıp Rusya ve Avrupa’yı etkileyen küresel kriz, Türkiye’yi nasıl vuracak, sorusu gündemin en önemli ekonomik sorunu olmuş durumda.
Gazetelerde bu konuda yazılar yazılıyor, televizyon kanallarında tartışılıyor.
Sonuç, aynı şeyler söyleniyor, sürekli aynı konular üzerine yorumlar yapılıyor.
Küresel krizin Türkiye’yi nasıl etkileyeceği konusunda Strateji uzmanı Erhan Göksel Odatv.com’a değerlendirme yaptı.
İşte Erhan Göksel’in açıklamaları:
“Belki ithalat ve ihracat belki ikisi birden değer kaybedecek ama aralarındaki ithalatın ihracattan farkı daha da büyüyecek. Her yıl bir önceki yıla %40 civarında aylık olarak cari açık büyürken, bu büyüme %50’lerin üzerine çıkacak. Bu sene ekim ayındaki cari açıkla, geçen sene ekim ayındaki cari açığı kastediyorum. Bütün bunlardan sonra Türkiye’deki sıcak para sadece yüksek faiz nedeniyle, dünya faizinin iki katını ödediğiniz için Türkiye’de duruyor. Siz dışarıya borçlanarak bu açığı kapatıyorsunuz. Yaptığınız bütün ihracatınız olsun, 49 milyar dolarlık AKP iktidarının üzerindeki özelleştirmesi olsun yaptığınız şey, bu faizi ödüyorsunuz.
Şimdi bakın Türkiye’de 130 milyar civarında sıcak para var. Merkez Bankası bütün bankalardaki dolar rezervi -Merkez Bankası diye gösterilen, aslında bütün Türkiye’deki bankalardaki rezervdir- 82 milyar dolar. 50 milyar dolar buradan açığınız var, 50 milyar dolarda cari açığınız var, eğer Türkiye’deki sıcak para, kapitalizm bir ahtapot gibidir, eğer ahtapotun başında bir sorun çıkarsa kollarında ne varsa, kolları aracılığıyla emer.
Türkiye gibi sallanan ülkelerin her yerinde özellikle ekonomisi sallanan ülkelerin her yerinde hızlı bir şekilde yabancı para sıcak para kendi merkezlerine kendi karargahlarına döner. Bu Türkiye’yi yıkar. 50 milyar küsür cari açıktan 50 milyar dolar kabaca Türkiye’deki dövizle, Türkiye’deki sıcak para arasındaki fark ,bu rakam kapatılabilir bir rakam değildir. Bu nedenle Türkiye’yi çok vahim bir dönem bekliyor.
Önümüzdeki dönemde çok kısa bir süre içinde seçimlerden önce Türkiye’de çok ciddi bir devalüasyona doğru gidiyor bu iş. Maalesef hükümet belki işler kötü gidiyor demek, işleri daha da sarpa sarar ama sayın başbakanın ekonomi konusundaki açıklamaları akıl sır alır bir şey değil. Bankamatik krizine izin vermeyeceğiz, Mortgage ile Toki’nin aynı şey olduğunu söylemesi türünden akıl sır almayan hele Türkiye’de dışarıda el koyulan bankaların Türkiye’deki uzantılarına Fortis ve Deniz Bank gibi, oradaki mudiler yabancı mudiler merak etmesinler paraları burada garantide demesi, Türkiye’deki bankalara yatan parayı dışarıdaki Avrupalıların yatırdığını sanıyor olması sayın başbakanın, ekonominin hangi ellerde olduğunun göstergesidir. Yabancılarda Türkiye’den çıkmak için ellerindekini daha az zararla götürebilmek için bu kriz ortamında, onlar da besledikleri köşe yazarı ve medya mensuplarıyla, piyasayı manipüle ediyorlar. Sonuçta Türk halkı ciddi bir şekilde soyuluyor. Türkiye’den ciddi bir servet transferi başlayacak. Bütün bunları bir araya koyduğumuz zaman yerel seçimlere kalmadan Türkiye’nin 2001 krizinden beter bir krize gireceğinden benim hiç kuşkum yok.
6,7 ay sonra yaza girerken de ben petrol kuyruklarının bile sokaklarda olabileceğini iddia edecek kadar eminim bu gidişten.
Böyle bir yapıyı durdurabilmenin tek yolu üretimdir, bu ülkede üretmiyor, özellikle bunları söylemek isterim.”
Odatv.com
Yorum