PKK ile köklü mücadele kararları

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • serdo
    Senior Member
    • 30-04-2006
    • 5368

    PKK ile köklü mücadele kararları

    PKK ile mücadelede her şey değişiyor

    22 Ekim 2008.Milli Güvenlik Kurulu'nda dün alınan "Terörle mücadelede koordinasyonu güçlendirmek üzere yeni bir kurumsal yapılanmaya gidilmesi" kararının hızla hayata geçiriliyor. Başbakanlık, PKK ile mücadele için yeni yapılanmanın ayrıntılarını belirledi. İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay, Emniyet ve istihbarattan gelen teklifler doğrultusunda bir kanun taslağı hazırlandı. Yeni düzenleme güvenlik ve istihbarat konusunda köklü değişiklikler öngürüyor. İşte taslağın ayrıntıları:

    - İçişleri Bakanlığı'nın yapısının ve yetkilerinin güçlendirilmesi için söz konusu bakanlık aynı zamanda Başbakan Yardımcısı olacak.
    - İki yeni kurum oluşturuluyor. İç Güvenlik Güvenlik Yüksek Kurulu ve İç Güvenlik Genel Sekreterliği kurulacak. Bu kurumlar, strateji geliştirecek, bilgi bankası kuracak, projeler üretecek. Çalışmalar sadece terör örgütlerine karşı değil halkın bilinçlenmesi için de yürütülecek.
    Terör örgütünün mensupları arasında Irak, Suriye, İran ve Avrupa ülkelerinin vatandaşları çoğunlukta olduğu için bu kurumlar, söz konusu ülkelerde etkin mücadele için temsilcilik açacak.
    Amaç terör örgütünün yalnızlaştırılması olacak ve halka hesap verebilir bir sistem model alınacak.
    - Emniyet Genel Müdürlüğü müsteşarlığa dönüştürülecek. Sahil Güvenlik Komutanlığı da buraya bağlanacak.
    - Sınır güvenliği konusunda da bir müsteşarlık kurulacak.

    kaynak:hürriyet
  • zigana
    Senior Member

    • 26-01-2004
    • 3796

    #2
    Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

    inşallah olumlu sonuclar dogurur.ama pek zannetmiyorum.mantık değişmedikce sorun cozümlenemez.
    sorun yıllarca vardı eger bu şekilde cozum bulunsa idi neden bunu evvelden yapmadılar.
    bu kadar şehitin verilmesi mi gerekiyordu bişeyler yapılması için.

    Yorum

    • tusem
      Banned
      • 08-07-2005
      • 492

      #3
      Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

      terörle köklü mücadeleye meclisten başlasınlar.gerisi gelir.
      tabii yapabilirlerse..

      Yorum

      • ASIM MAVZER
        Member
        • 14-05-2007
        • 1601

        #4
        Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

        kanımca lübnan olmaya doğru yol alıyoruz, basiretsiz siyasetçiler sayesinde

        Yorum

        • ali_ekber
          Member
          • 15-11-2004
          • 2525

          #5
          Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

          Originally posted by ASIM MAVZER
          kanımca lübnan olmaya doğru yol alıyoruz, basiretsiz siyasetçiler sayesinde
          lübnan hakkında hiç bir bilgim yok

          Yorum

          • ASIM MAVZER
            Member
            • 14-05-2007
            • 1601

            #6
            Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

            Originally posted by ali_ekber
            lübnan hakkında hiç bir bilgim yok
            gidiş çok tehlikeli bir hal aldı. ve iç savaşa doğru sürüklenmek üzereyiz

            Yorum

            • hikmet24
              Member
              • 28-11-2005
              • 1724

              #7
              Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

              bu iktidar bırakın köklü mücadeleyi bıraksalar köklü teslimiyetin şartlarını konuşacak
              saygılar

              Yorum

              • necatikaya
                Member
                • 20-12-2005
                • 1066

                #8
                Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

                Değindiğiniz gibi durum vahim.Güneydoğuda isyan provaları.Malüm partinin kışkırtmaları.Hükümetin basiretsizliği.Silahlı kuvvetlerin istediği yetkiyi alamaması(ab ile ilgili)Türk silahlı kuvvetlerine karşı vatan hainlerinin sinsice değil, aleni karalamaları(bir kısım basın ve TV dahil)Netice olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz.Ah la vah la geçirecek bir saniyemiz bile yok.Hükümet çok acil ve hemen kısıtlanan, silahlı kuvvetlerin istediği eski yetkilerini derhal vererek, gerekenleri yapmasıdır.Aksi halde çok geç olur.Mazeret uydurma ve oyalama takdiğinden mevcut hükümetin bir an evvel uzaklaşıp milli bir politika izleyerek ülkenin kurtulmasıdır.Yapamıyorsa ki, yapamıyor ellerini bu idareden çekmeli yani istifa etmelidirler.Yerine milli bir hükümet kurularak ülkemizi düze çıkarmalıdırlar.Başka alternatif yok malesef..

                Yorum

                • cemal344
                  Senior Member
                  • 03-11-2005
                  • 3977

                  #9
                  Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

                  çok duyduk bakalım işe yarayacakmı.

                  Yorum

                  • ali_ekber
                    Member
                    • 15-11-2004
                    • 2525

                    #10
                    Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

                    Eyalet sistemi nasıl bir sistem nasıl çalışır
                    bir fikri olan varmı?
                    İyi bir sistemse bence en matıklısı yerel yönetim yerine eyalet sistemi gelsin derim.

                    Yorum

                    • ali_ekber
                      Member
                      • 15-11-2004
                      • 2525

                      #11
                      Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

                      az önce böyle bir yazılaya rastladım eyalet sistemi bu şekilse sakat
                      Osmanlı´da eyalet sistemi nasıldı?
                      04 Mart 2007 19:15
                      Kenan Evren´in eyalet sistemi önerisiyle başlayan tartışma sürüyor. Peki, Osmanlı idare sisteminde eyaletler (beylerbeyilikler) nasıldı? Osmanlı eyaletlerine söz geçirebiliyor muydu? eyaletlerine söz geçirememişti

                      Yedinci Cumhurbaşkanımız Kenan Evren´in Türkiye´nin eyalet sistemine geçmesi gerektiği yönündeki sözleri tartışma yarattı. Osmanlı döneminde ülkemiz eyalet sistemiyle yönetilirdi. Devletin güçlü olduğu dönemde iyi işleyen bu sistem, imparatorluğun zayıflamasıyla bir kâbusa dönüştü ve eyaletler neredeyse bağımsız birer devlet hâline geldiler

                      İnsanların Osmanlı İmparatorluğu, 14. yüzyılın sonlarında Söğüt civarında küçük bir beylik olarak tarih sahnesine çıktı. Osmanlı Beyliği, Osman ve Orhan gazilerin fetihleriyle Marmara bölgesine hâkim oldu. Orhan Gazi döneminde Gelibolu da ele geçirilerek Rumeli´ye adım atıldı. 1360´larda ilk Osmanlı eyaleti olan Rumeli Beylerbeyiliği kuruldu. Üçüncü Osmanlı hükümdarı Birinci Murad, hem Rumeli´de hem de Anadolu´da Osmanlı topraklarını genişletti. Dördüncü Osmanlı padişahı Yıldırım Bâyezid zamanında Osmanlı toprakları iyice büyüdü. Yıldırım Bâyezid, 1393´te Rumeli´ye geçerken Kara Timurtaş Paşa´yı Anadolu´da beylerbeyi olarak bıraktı ve böylece Ankara merkezli ikinci Osmanlı eyaleti kuruldu. Fetret Devri´nin sona ermesinden sonra sınır güvenliğinin sağlanması amacıyla 1413´te Sivas Eyaleti tarih sahnesine çıktı.

                      FETHEDİLEN TOPRAKLAR EYALETE DÖNÜŞTÜ

                      Osmanlı İmparatorluğu fethettiği bölgeleri hemen veya bir süre sonra eyalet şeklinde teşkilatlandırmaya devam etti. Özellikle sınır bölgelerindeki yeni fethedilen topraklar hemen eyalet hâline getirilmiştir. 1578´de İran fetihleri sırasında ele geçirilen toprakları muhafaza etmek için Kars, Çıldır, Tiflis, Revan, Tebriz, Şemahi eyaletleri kuruldu. Ancak Safeviler´in topraklarını geri almaları üzerine sadece Çıldır ve Kars beylerbeyilikleri varlıklarını sürdürebildi. 16. yüzyılın sonlarında Avusturya ile yapılan savaşlarda ele geçirilen topraklarda 1596´da Kanije ve Eğri eyaletleri tesis edildi. Sınır güvenliği ve asayiş için de yeni eyaletler kurulurdu. 17. yüzyılda Kuzey´den gelen Kazak saldırılarını önlemek için Özi Eyaleti teşkil edilmişti.

                      Osmanlı idare sisteminde eyaletler (beylerbeyilikler), sancaklara; sancaklar da kazalara ayrılmıştı. Eyaletlere merkezden beylerbeyi adıyla bir yönetici tayin edilirdi. Osmanlı yönetimi beylerbeyi eyalette tam hakim konumda olmasın diye bölgenin mali işlerine bakan vilayet defterdarları ile yargılamaya bakan kadıları beylerbeyinin emri altına vermemişti. Kadılar, İstanbul´daki Anadolu veya Rumeli kadıaskerine; eyalet defterdarları da merkezdeki başdefterdara tâbiydiler. Beylerbeyiler, paşa sancağı adı verilen eyalet merkezinde bulunurlardı. Eyaletin yönetimi merkezin emirlerine ve devletin kanunlarına göre beylerbeyi divanından gerçekleştirilirdi. Beylerbeyiler, sultanın icra gücünün temsilcisi olarak eyaletin bütün işlerinden sorumlu olurlardı. Vezir rütbesindeki beylerbeyilerin yetkileri daha fazla olurdu.

                      EYALETLER MERKEZDEN YÖNETİLEMEZ OLDU

                      Beylerbeyiler, 17. yüzyılda ufak bir orduya ve güçlü ekonomik kaynaklara sahip bir duruma gelmişlerdi. Bu yüzden birçok eyalet valisi zaman zaman merkeze kafa bile tuttu. 17. yüzyılın ortalarında Köprülü Mehmed Paşa´nın sadrazamlığı zamanında Anadolu´daki eyaletler üzerinde tekrar kontrol sağlanmıştır.

                      Osmanlı eyaletlerinin sabit bir sayısı yoktur. 17. yüzyılın başlarında 32 eyalet vardı. Ancak zaman zaman bu sayı 40´a kadar çıkmıştır.

                      Başlangıçta eyalet teşkilatı merkezin taşra üzerindeki kontrolünü sağlıyordu. 17. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu´nun uzak eyaletleriyle bağları zayıfladı. Osmanlı´nın Afrika eyaletleri başlangıçta merkezden gönderilen beylerbeyiler tarafından idare edilmişti. Ancak bu bölgelerde yönetim zamanla mahalli askeri grupların eline geçti. Kuzey Afrika´daki eyaletler ile Mısır ve Bağdad´da yeniçeriler ve memlükler yönetimi ele geçirdiler.

                      1671´de yeniçerilerin kendi aralarından seçtikleri bir reis ´Dayı´ adıyla Cezayir´in asıl idarecisi oldu ve eyalette Osmanlı beylerbeyinin hükmü kalmadı. Cezayir, 1671´den 1830´da Fransız işgaline girene kadar yeniçeri ocağı içerisinden çıkan ve ´dayı´ adı verilen idareciler tarafından yönetildi. Tunus´ta da Cezayir´deki gibi dayılık sistemi görülür. Yeniçeri Ocağı içerisinde bileği kuvvetli olanlar Dayı olurlardı. Ancak çoğu da yerine geçmek isteyen kişiler tarafından öldürülürdü.

                      Garb Ocakları adı verilen Cezayir, Tunus ve Trablusgarb başlangıçta merkezden yönetilen birer eyaletken zamanla Osmanlı İmparatorluğu´nun özerk bölgeleri hâline gelmişlerdi. Garb Ocakları´ndaki Türk korsanları köle ve ticari mal taşıyan Hristiyan gemilerine saldırarak, yağmalarlardı. Avrupalı devletler, Türk korsanlarına saldırılarından korunmak için haraç verirlerdi. Osmanlı´nın Afrika´daki eyaletleri merkezden yarı bağımsız hâle geldiklerinden Batılı devletlerle merkeze sormadan antlaşma bile imzalarlardı.

                      TANZİMAT´LA İDARE SİSTEMİ DEÐİŞTİ

                      18. yüzyılda ayan adı verilen mahalli nüfuz sahiplerinin ön plana çıkmasıyla eyaletler geniş muhtariyetler kazandılar.

                      Anadolu ve Rumeli´de bile ayanlar yönetimi elegeçirip, mahalli hanedanlar kurdular. İkinci Mahmud, merkezin taşrada hâkimiyeti ele geçirmesi için büyük mücadele verdi. 19. yüzyılda Tanzimat´la birlikte Osmanlı taşra idaresinde de değişmeler oldu. 1864 vilayet nizamnamesiyle eyalet siteminin yerine vilayet sistemine geçildi. Eyaletlerin sınırları küçültüldü. Eskiden beylerbeyiler eyaletlerde tam yetkiliyken yeni sistemle birlikte mahalli meclisler kurularak valilerin yetkileri azaltıldı.

                      Eskiden beylerbeyiler aynı zamanda bölgedeki ordunun da komutanı iken yeni sistemle vali ve ordu komutanı iki ayrı güç hâline geldi. Vilayetlerdeki bürokratlar valinin emri altında olmalarına rağmen işlerini kendileri planlayıp, yürütmeye başladılar. Bu sistem 1871´deki nizamnameyle bazı değişikliklere uğrayarak imparatorluğun sonuna kadar devam etti.
                      haber7

                      Yorum

                      • ali_ekber
                        Member
                        • 15-11-2004
                        • 2525

                        #12
                        Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

                        Türkiye İçin Eyalet Sistemi

                        Eminim ki birçoğunuz “Eyalet sistemi” sözcüğünü okuduğunuzda tüyleriniz diken,diken oldu ve içinizi bölünme korkuları sardı.Aklınıza ilk gelen yer güneydoğu elbette.Size şu kadarını söylemeliyim ki bu ülkede gelişmeye en büyük engel,sahip olduğumuz korkularımızdır.Korkularımızla yaşıyoruz.Birileri politikalarını hep bu korkular üzerine kuruyor.Geçmişte çoğulcu demokrasiden korkuluyordu,sonra düşünce ve ifade özgürlüğünden,sonra terörden,sonra bölünme korkusu.Bazıları sürekli olarak bölünmez bütünlükten bahsediyor.Bazıları ne mutlu “Türküm” diyene nakaratını tekrarlıyor.Sorarım size,ne mutlu “Türküm” diyenler,acaba bu sözcüğün ne anlama geldiğini biliyorlar mı?Bizler “Türk” olduğumuz için mutlu muyuz?Yoksa mutlu mu olmalıyız?Utanç duyanınız yok mu aranızda?Bir özeleştiri yaptığınızda mutluluğu yada huzuru hak ediyor muyuz?Cumhuriyetin 84.yıl nutkunu okuduğunuzda hala “Ne mutlu Türküm Diyene” sözünü kullanmaya cesaretiniz var mı?Bölünmez bütünlük sözünü duyduğunuzda,şehit cenazelerinde “vatan sağ olsun” derken acaba bir gün gelip de bu terörün biteceğine dair umutlarınız var mı?Bu ülkenin bölünmesi söz konusu değildir.Ancak sorunların,dertlerin devamından nemalananlar,şimdiki hallerinden memnundurlar.

                        Acıklı bir girişten sonra,gelelim esas meselemize.Şu an Dünya üzerinde en iyi işleyen siyasi yönetim biçimi,eyalet sistemidir.Ancak Dünya’daki benzerleriyle tıpatıp aynı şekilde uygulayacağız diye bir kural yok.Buradaki esas amaç,devletin şeffaflaşması,toplumun yaşadığı sıkıntılara daha çabuk çözümler üretmek,bölgelerin kendi kendilerine yetebilirliklerini sağlamak,ekonomi ve eğitim alanındaki kalkınmayı hızlandırmak,toplumun refah düzeyinin yükseltilmesini hızlandırmaktır.

                        Öncelikle Türkiye’yi siyasi yönetim olarak 9 eyalete bölüyoruz.
                        1 Marmara
                        2 Ege
                        3 Batı Akdeniz
                        4 Doğu Akdeniz
                        5 İç Anadolu
                        6 Batı Karadeniz
                        7 Doğu Karadeniz
                        8 Doğu Anadolu
                        9 Güneydoğu

                        Sonra siyasi ve coğrafi nedenlerle 9 ilçemizi daha il yapıyoruz.Mesela Balıkesir’in Edremit ilçesi,ve Bodrum aklıma gelenler.
                        9 eyalette 90 vilayetimiz oluyor.Milletvekili sayısını 600’e çıkartıyoruz.

                        Eyalet meclisleri kuruluyor.Milletvekilleri Ankara’da değil kendi eyalet başkentlerinde oturuyorlar.Mesela Marmara için başkent Bursa.Ege için İzmir.Diğerlerini az çok tahmin edersiniz.İllerde Valiler görevine devam ediyor.Yalnız her eyalet için bir vali oluyor.Eyalet valisi atama usulü seçiliyor.Ankara’dan görevlendirilen üst düzey bir bürokrat.Eyalet meclisi seçilmiş milletvekillerinden oluşuyor.Ancak uygulamaya konulacak her karar için eyalet valisinin imzası ve Ankara’nın oluru alınıyor.

                        Yeni seçim sisteminde milletvekillerinin nasıl seçileceğini anlatmıştım.İşte yeni sistemde millet,vekilinin yüzünü daha sık görebilecek,4 yılda bir değil.

                        Eyalet sisteminde milletvekilleri,Ankara’da kolunu indir,kolunu kaldır,mecliste uyukla yapmayacaklar.Kendi yaşadığı yerleri kalkındırmak için çaba sarf edecekler.Bunu yapmazlarsa millet her zaman enselerinde olacak.

                        İşin ekonomik boyutuna değinelim.En önemli boyut.İllerde toplanan vergilerin %70’i illerin kendini kalkındırabilmesi ve masrafları için il içinde kalacak.%30’u ise eyalet aracılığı ile devletin kasasına.Ekonomik olarak kendine yetemeyen il varsa,eyalet içindeki diğer iller zayıf olan ile destek verecek.Milletvekilleri kendine yetemeyen illeri kalkındırmak için çaba sarf edecek.Yeni sistemde yan gel yat,kap kıyak emekliliği yok.Mazeret yok.Her il kendi kendine yetecek.

                        Vergilendirme sistemi şeffaf olacak.Her vatandaş ödediği verginin nerelere harcandığını bilecek.Vergi kaçağının denetlenmesi kolaylaşacak.Ekonomik olarak kalkınmanın sağlandığı illerde,vergi indirimi veya eyalet aracılığı ile devletin kasasına daha çok gelir girebilecek.Bütün bunların gerçekleşebilmesi içinde millet olarak çok çalışmamız,dışarıya açılmamız,üretmemiz şart.Çalışan,üreten eyaletler diğerlerine göre daha fazla kalkınacaklar.

                        Aklınıza ne geliyorsa,üretim sektörü,ihracat sektörü,işsizlik,her konuda kalkınma sağlanacak.Bölgesel elektrik santralleri ile elektrik daha ucuza kullanılabilecek.Milletvekilleri,kendi bölgelerindeki,işsizlik ve vergi kaçağı sorunlarıyla daha iyi ilgilenebilecekler.

                        Ülkenin bütünüyle ilgili kararlar alınması gerektiğinde ayda bir defa TBMM’de toplanılacak.Onun dışında herkes kendi eyaletinde,kendi bölgesini kalkındırmak için uğraşacak.

                        Eyalet valisi,İl valisi,İlçe kaymakamı,Savcı,Hakim,Polis teşkilatı,Jandarma atama usulü ile Ankara’dan görevlendirilecek.Eyaletlerdeki atanan bürokratların maaşları devlet tarafından ödenecek.Okullardaki öğretmen,imam,vergi dairesi çalışanları,diğer bütün kurum çalışanlarının maaşı illerin veya eyalet kasasından karşılanacak.

                        Köylünün mahsulü tarlada kalmayacak,şehirli sebze-meyveyi daha ucuza yiyebilecek.Her konuda ektin denetim ve yönetim sağlanabilecek.Bölgesel nitelikli özel şirketler,özel okullar,özel hastaneler çoğalacak.Bölgesel ihracat daha rahat yapılabilecek.Bürokrasi ve rüşvetçilik ortadan kaldırılabilecek.En önemli olan şeyse her sektörün her kurumun denetlenebilirliği sağlanacak.Devlet milletine karşı,millet devletine karşı şeffaflaşacak.

                        “Devletin malı deniz yemeyen domuz” deyimi tarihe karışacak.Benim memurum işini bilemeyecek.Kimse rüşvet alıp veremeyecek.Vatandaş ödediği vergiye sahip çıkacak.Ödediği verginin nerelere harcandığını bilecek.Daha fazla vergi verecek,kendini daha fazla kalkındıracak.Artık kimse “bana ne” diyemeyecek.

                        Durum özetle böyle.Ağır vergi yükünden,millet vekillerinizden,açlık sınırındaki yaşantınızdan memnunsanız eski sistemle devam edersiniz.Hesap sormak,şeffaf bir devlet isterseniz size eyalet sistemi gerekli.Ancak tembelseniz,devlet üzerinden nemalanıyorsanız eyalet sistemi size yaramaz.Eyalet sisteminde Atatürk’ün dediği gibi az zamanda çok ve büyük işler yapmalısınız.

                        Amaç,muasır medeniyetlerin üzerine çıkmak.Şu an ki niteliğimiz gelişmekte olan 2.Dünya ülkesi.Karar sizin.
                        Türkiye İçin Eyalet Sistemi - Özgün Düşünce Platformu - Blogcu

                        Yorum

                        • zigana
                          Senior Member

                          • 26-01-2004
                          • 3796

                          #13
                          Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

                          Originally posted by hikmet24
                          bu iktidar bırakın köklü mücadeleyi bıraksalar köklü teslimiyetin şartlarını konuşacak
                          saygılar
                          bundan daha ne kadar fazla teslimiyetcilik olabilir.
                          bak ozan ne demiş


                          KÖRMÜSÜN

                          Ey Türkoğlu... Kendine gel kendine!
                          Devletini deliyorlar kör müsün?
                          Düşmeyelim şu Batı`nın fendine
                          Kırk elekten eliyorlar, kör müsün?

                          Batı hep böyledir, borç verir önden,
                          Vatan ister vatan, yurt ister senden.
                          İktisadî yönden, coğrafi yönden,
                          Kuşatmaya alıyorlar, kör müsün?


                          `Türkiye, Türklerden nasıl alınır?`
                          Hesabı yapanla dost mu olunur?
                          Hangi dağda hangi maden bulunur,
                          Bizden iyi biliyorlar, kör müsün?

                          Batılı diyor ki `şu kanun gerek`,
                          Biz de sanıyoruz bal ile börek.
                          `İnsan hakkı`, `demokrasi` diyerek,
                          Ne hainler buluyorlar, kör müsün?

                          Hain çünkü; bunlar almış doları,
                          Alınca Batı`ya vermiş yuları;
                          Bunlar şu AB`nin kadim kulları!
                          AB diye meliyorlar, kör müsün?

                          Bazınız belki der; `kim bunlar, nerde?`
                          Nerde deme nerde, bunlar her yerde;
                          Şehirde, kazada, hatta köylerde,
                          Akılları çeliyorlar, kör müsün?

                          Bunların içinde kim yok ki, oof, of!.
                          Kimisi medyatör, kimisi prof.
                          Seçtiklerin bile kof çıktılar kof,
                          Aynı telden çalıyorlar, kör müsün?

                          Son seçimde vebal attın boynundan,
                          Müslüman seçmiştin, emindin bundan!.
                          Bunun bile haç çıkıyor koynundan,
                          Frenk k..ı yalıyorlar, kör müsün?

                          İşte bu AB`ci aydın(!) zevatlar;
                          AB`yi överken göbeği çatlar!..
                          Pamuklar, yamuklar, bazı g...tlar,
                          Ermenici oluyorlar, kör müsün?

                          AB için her bağımız hiç artık,
                          Kan bağıymış, dil bağıymış geç artık,
                          Türkiye`de Türküm demek güç artık,
                          Türk adını siliyorlar, kör müsün?

                          AB ne yapıyor, bak vurup vurup.
                          Mozaik diyorlar mermeri kırıp!..
                          Kürt`ü Türk`ten, Türk`ü Kürt`ten ayırıp,
                          Dilim dilim diliyorlar, kör müsün.

                          Sonra Kürt`ün çocuğunu kandırıp,
                          `Hasan Sabbah` gibi tam inandırıp,
                          Büyütüp besleyip, silahlandırıp,
                          Üstümüze salıyorlar, kör müsün?

                          Bırak be milletim, gafleti bırak!
                          Aç gözünü artık, şu piçlere bak!
                          Vatanında bayrağını yırtarak,
                          Ay-Yıldız`ı yoluyorlar, kör müsün?

                          Açık artık felakete gittiğin,
                          Günden güne tükendiğin, bittiğin!
                          Davul zurna ile asker ettiğin,
                          Evlatların ölüyorlar, kör müsün?

                          Kör müsün diyorum, hiç kızma, affet;
                          Zıvanadan çıktım, nedir bu gaflet?
                          Savaş var karşında devlet yok devlet,
                          Sinsî sinsî geliyorlar, kör müsün?

                          Bakın `yankiler`le verip el ele,
                          Çakalken it oldu iki hergele!..
                          Talabani bile, Barzani bile,
                          Paçamıza dalıyorlar, kör müsün?

                          Zaten PKK`yı kuran da Batı,
                          Kurup arkasında duran da Batı,
                          Bizi sırtımızdan vuran da Batı!..
                          Ensemizde soluyorlar, kör müsün?

                          Bitsin artık `dostuz, mostuz` mavalı,
                          Gördük işte en dost olan düveli!
                          Başımıza kim geçirdi çuvalı?!..
                          Bir de kıs kıs gülüyorlar, kör müsün?

                          Vaşington, Brüksel, Strazburg, Roma,
                          Arif, bunlar dost mu olur adama?
                          Felaket tellalı değilim ama,
                          Türkiye`yi bölüyorlar, kör müsün?!..

                          Ozan Arif

                          Yorum

                          • hikmet24
                            Member
                            • 28-11-2005
                            • 1724

                            #14
                            Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

                            Originally posted by zigana
                            bundan daha ne kadar fazla teslimiyetcilik olabilir.
                            bak ozan ne demiş


                            KÖRMÜSÜN

                            Ey Türkoğlu... Kendine gel kendine!
                            Devletini deliyorlar kör müsün?
                            Düşmeyelim şu Batı`nın fendine
                            Kırk elekten eliyorlar, kör müsün?

                            Batı hep böyledir, borç verir önden,
                            Vatan ister vatan, yurt ister senden.
                            İktisadî yönden, coğrafi yönden,
                            Kuşatmaya alıyorlar, kör müsün?


                            `Türkiye, Türklerden nasıl alınır?`
                            Hesabı yapanla dost mu olunur?
                            Hangi dağda hangi maden bulunur,
                            Bizden iyi biliyorlar, kör müsün?

                            Batılı diyor ki `şu kanun gerek`,
                            Biz de sanıyoruz bal ile börek.
                            `İnsan hakkı`, `demokrasi` diyerek,
                            Ne hainler buluyorlar, kör müsün?

                            Hain çünkü; bunlar almış doları,
                            Alınca Batı`ya vermiş yuları;
                            Bunlar şu AB`nin kadim kulları!
                            AB diye meliyorlar, kör müsün?

                            Bazınız belki der; `kim bunlar, nerde?`
                            Nerde deme nerde, bunlar her yerde;
                            Şehirde, kazada, hatta köylerde,
                            Akılları çeliyorlar, kör müsün?

                            Bunların içinde kim yok ki, oof, of!.
                            Kimisi medyatör, kimisi prof.
                            Seçtiklerin bile kof çıktılar kof,
                            Aynı telden çalıyorlar, kör müsün?

                            Son seçimde vebal attın boynundan,
                            Müslüman seçmiştin, emindin bundan!.
                            Bunun bile haç çıkıyor koynundan,
                            Frenk k..ı yalıyorlar, kör müsün?

                            İşte bu AB`ci aydın(!) zevatlar;
                            AB`yi överken göbeği çatlar!..
                            Pamuklar, yamuklar, bazı g...tlar,
                            Ermenici oluyorlar, kör müsün?

                            AB için her bağımız hiç artık,
                            Kan bağıymış, dil bağıymış geç artık,
                            Türkiye`de Türküm demek güç artık,
                            Türk adını siliyorlar, kör müsün?

                            AB ne yapıyor, bak vurup vurup.
                            Mozaik diyorlar mermeri kırıp!..
                            Kürt`ü Türk`ten, Türk`ü Kürt`ten ayırıp,
                            Dilim dilim diliyorlar, kör müsün.

                            Sonra Kürt`ün çocuğunu kandırıp,
                            `Hasan Sabbah` gibi tam inandırıp,
                            Büyütüp besleyip, silahlandırıp,
                            Üstümüze salıyorlar, kör müsün?

                            Bırak be milletim, gafleti bırak!
                            Aç gözünü artık, şu piçlere bak!
                            Vatanında bayrağını yırtarak,
                            Ay-Yıldız`ı yoluyorlar, kör müsün?

                            Açık artık felakete gittiğin,
                            Günden güne tükendiğin, bittiğin!
                            Davul zurna ile asker ettiğin,
                            Evlatların ölüyorlar, kör müsün?

                            Kör müsün diyorum, hiç kızma, affet;
                            Zıvanadan çıktım, nedir bu gaflet?
                            Savaş var karşında devlet yok devlet,
                            Sinsî sinsî geliyorlar, kör müsün?

                            Bakın `yankiler`le verip el ele,
                            Çakalken it oldu iki hergele!..
                            Talabani bile, Barzani bile,
                            Paçamıza dalıyorlar, kör müsün?

                            Zaten PKK`yı kuran da Batı,
                            Kurup arkasında duran da Batı,
                            Bizi sırtımızdan vuran da Batı!..
                            Ensemizde soluyorlar, kör müsün?

                            Bitsin artık `dostuz, mostuz` mavalı,
                            Gördük işte en dost olan düveli!
                            Başımıza kim geçirdi çuvalı?!..
                            Bir de kıs kıs gülüyorlar, kör müsün?

                            Vaşington, Brüksel, Strazburg, Roma,
                            Arif, bunlar dost mu olur adama?
                            Felaket tellalı değilim ama,
                            Türkiye`yi bölüyorlar, kör müsün?!..

                            Ozan Arif
                            kardeş saygılar

                            Yorum

                            • armonil
                              Member
                              • 05-06-2007
                              • 758

                              #15
                              Konu: PKK ile köklü mücadele kararları

                              30 yıldır hep karar alıyoruz.......

                              Yorum

                              İşlem Yapılıyor