Ümüğümüzü sıktırmayacağım!

Kapat
X
 
  • Zaman
  • Gösterim
Clear All
yeni mesajlar
  • zigana
    Senior Member

    • 26-01-2004
    • 3796

    Ümüğümüzü sıktırmayacağım!

    Ümüğümüzü sıktırmayacağım!
    27 Ekim 2008 Pazartesi 00:33
    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan IMF'ye çıktı. IMP ile görüştüğünü açıklayan Erdoğan bakın neler söyledi?

    AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Böyle bir kriz ortamında IMF'nin isteklerine boyun eğerek yarınımızı karanlığa sokamayız'' dedi.

    Erdoğan, Karapürçek Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Altındağ İlçe Teşkilatı 3. Olağan Kongresi'ne katıldı.

    Kongrede yaptığı konuşmada, dünyada yaşanan küresel mali krize değinen
    Erdoğan, dünyanın bir ekonomik küresel kriz yaşadığını kaydetti. Erdoğan, şöyle konuştu:

    BİZ DERSİMİZİ ALDIK
    ''Bu ekonomik küresel krizi inşallah Türkiye olarak bizler en az zararla atlatacağız. Bunu neye dayanarak söylüyorum? Çünkü 90'lı yılların krizleri, 2001-2002 yılların krizlerinden biz dersimizi aldık. Dersimizi ona göre çalıştık, çalışıyoruz. Sıkıntılarımız yok mu? Tabii ki olacak ama biz bunları başarıyla atlatacağız.

    FELAKET TELLARLARINA SESLENİYORUM
    İnşallah bunu da başarılı bir şekilde atlatacağız. Fakat böyle bir dönemde hala ülkemde felaket tellallığı yapanlara sesleniyorum. Siz, dünyada felaket tellallığı yapanlardan mı, yanasınız yoksa ülkemizin aydınlık yarınlarını yakalama gayreti içerisinde olanlardan mı yanasınız?

    İMF İLE GÖRÜŞÜYORUZ
    İlgili bakanlarım bu ülkede ekonominin içerisinde olan tüzel kişiliklerle, gerçek kişilerle görüşmelerini yapıyorlar ama bize akıl veriyorlar. (Efendim IMF ile alınan kararı neden açıklamıyorsunuz? Biran önce açıklayın). IMF ile görüşmediğimizi kim söylüyor? Biz sizin talimatınızla mı IMF ile masaya oturup karara bağlayacağız? IMF ile zaten biz görüşmelerimizi yapıyoruz.
    IMF'YE ÜMÜÐÜMÜZÜ SIKTIRMAM
    Bu karşılıklı menfaat esasına dayalıdır. Eğer benim menfaatlerim yerine gelirse oturur anlaşmamızı yaparız. Yoksa bugüne kadar IMF'ye karşı olmayan bir iktidar şimdi niye karşı olsun? Ama böyle bir kriz ortamında IMF'nin isteklerine boyun eğerek yarınımızı karanlığa sokamayız. Mesele bu. Ülkenin Başbakanı olarak arkadaşlarıma şunu söylüyorum. IMF yetkililerine de siz bunu söyleyeceksiniz. Bizim böyle bir dönemdeki büyüme hızımız, bütçe düzenlememiz, bütün bunlarda eğer bizimle bir esneklik içerisinde anlaşmaya varırsanız eyvallah oturur imzalarız. Ama yok, (Böyle bir fırsatı bulduk, hemen ne yapalım? Ümüğünü sıkalım). Kusura bakmayın. Bedeli ne olursa olsun buna da fırsat vermeyiz.''

    ''TERÖR ÖRGÜTÜ VE YANDAŞI OLAN SİYASİ PARTİ''

    Erdoğan, yaptığı konuşmada, yatırımlara durmadan devam edileceğini söyledi. Tunceli'ye dün bir ziyaret gerçekleştirdiğini de hatırlatan Erdoğan, Tunceli'ye Başbakan olarak 2, genel başkan olarak da 1 kere olmak üzere toplam 3 kez gittiğini ifade etti.

    Önümüzdeki hafta sonu Van ve Hakkari'ye gideceğini bildiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

    ''Şunu çok açık, net söylüyorum: Eğer teröre destek verenler, eğer terörün yandaşları kalkıp da 780 bin metrekarelik vatan toprakları içerisinde başbakanın herhangi bir şehre gidişini engelleme gayretleri içine giriyorsa boşuna. Her metrekaresine gideceğiz, çalışacağız, yatırımlarımızı yapacağız. Bizi bu ülkede herhangi bir vatandaşımızdan koparmak mümkün değil. İster Türk , Kürt, Zaza, Arnavut, Çerkez, Boşnak olsun, ne olursa olsun. Biz öyle bir medeniyetin mensuplarıyız ki Yunus'un diliyle 'yaradılanı Yaradan'dan ötürü severiz'.

    PKK terör örgütü bizi Kürt kökenli vatandaşlarımızdan koparmak istiyor, boşuna uğraşıyor. Bizim için Türk kökenli vatandaşlarımızla Kürt kökenli vatandaşlarımız arasında hiçbir fark yok. Hepsine aynı mesafedeyiz.Terör örgütü ve yandaşı olan siyasi parti maalesef kimlik siyaseti yapıyor. Hizmet siyaseti değil. Hizmet verelim anlayışları yok. Onlar zaten kimlik siyaseti yapıyorlar. Terörle oy alacaklarını zannediyorlar, tehditle oy alacaklarını sanıyorlar. Bir kere sıçrarsın, iki kere sıçrarsın ama üçüncü de yorulursun. Bunun neticesi bu.

    Benim milletimle terör örgütü arasındaki mesafe açılıyor, daha da açılacak. İnşallah bu başarıldığı zaman da terör örgütü bir yalnızlığın içinde kendi kendine kıvranarak bitecektir. Bunu böyle bilmeliyiz. Birbirimize inanacağız, ülkemize güveneceğiz. Gözümüzü hedeflerden ayrılmadan ilerleyeceğiz. Türkiye, yarınlarında bugünlerden çok daha mutlu ve müreffeh bir ülke olacak.''
  • zigana
    Senior Member

    • 26-01-2004
    • 3796

    #2
    Konu: Ümüğümüzü sıktırmayacağım!

    SEBAHATTİN ÖNKİBAR'ın yazısı
    İşte İstanbul'u AKP'den kurtaracak formül!

    İstanbul’da bugüne kadar aldıkları oy itibarıyla başa güreşen iki parti var.
    Biri malum AKP, diğeri de CHP.
    Peki CHP’nin İstanbul’da belediyeyi kazanma şansı var mı?
    Düşük ihtimalle olsa da var.
    CHP eğer mahalli seçimi AKP’ye karşı referanduma dönüştürebilirse Dalan’ın alt edildiği 1989’daki mahalli seçimler benzeri bir sürprize erişebilir.
    Ancak CHP’nin İstanbul’da seçimi alabilmesi için referandum iklimi yetmez!
    Peki gerekli olan ne midir?
    Her kesimden oy alabilecek bir adayı bulmasıdır.
    Bazı çevrelerin CHP’ye önerdiği Kemal Derviş olur mu?
    Mümkün değil.
    Neden mi?
    Kemal Derviş muhafazakâr kesimin tepkisini alan isimdir.
    Dahası, milliyetçi oyların bir tanesi de Derviş’e gitmez!
    Milliyetçi oyları küçümsemeyin, MHP’nin son genel seçimde İstanbul’da aldığı oy yüzde onun üstündedir.
    Bitmedi, Ecevit severler de ihaneti sebebiyle Derviş’e oy vermez.
    ANAP’lısı ve DYP’lisi de kızdığına göre Kemal Derviş’in doğal tabanı sadece CHP olacak ki, o tabandan zaten kim olursa oy alır?
    Diyeceksiniz ki ama TÜSİAD tam kadro destek verir?
    Böyle bir seçimde bu avantaj değil dezavantajdır.
    CHP’ye gereken varoşa ve AKP’ye kızan inançlılara hitap edebilecek bir isimdir. Monşer Derviş’e hangi ezik ve kenarlı seçmen niye oy versin? Dolayısıyla Derviş’in adaylık fikri fantezi bile olamaz.
    Peki ya Kemal Kılıçdaroğlu?
    Keşke diyeceğim, ama mümkün değil, zira CHP’ye ilave oy getiremez.
    Yakından tanıdığım Kemal bey gerçekten adam gibi adamdır ve haysiyet nümunesidir, ancak adaylığı asla ve kat’a olmaz!
    Niye mi?
    Bunu yazmak istemezdim, ama gerçek bu, yazmalıyım. Kemal Kılıçdaroğlu kazara İstanbul’a aday yapıldığı gün AKP hemen onun Tunceliliğini ve mezhebini el altından fısıltıyla sorgulamaya başlar ve emin olun bundan sonuç da alır.
    Bizim millete inanç mı, ekmek mi, dürüstlük mü diye sorsan alacağınız kesin cevap inançtır. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu aday yapıldığı an cemaatler bayram eder ve Kemal beyle ilgili olmadık şeyler üfürürler.
    Sağ seçmenin dünyasını bilen biri olarak söylemeliyim ki CHP aday tespitinde bu gibi olguları dikkate alır ve ona göre aday belirlerse emin olun MHP’lilerden bile büyük oylar alacaktır.
    Öyle, çünkü seçmen artık bilinçlidir, oyu boşa gitsin istemez. Dolayısıyla İstanbul’da AKP’nin alternatifinin CHP olduğunu bilir. Bu itibarla kendine inanç bağlamında zıt gelmeyen biri aday yapılırsa hiç kuşkunuz olmasın oyunu oraya verecektir.
    Peki bu isim kim mi olabilir?
    Kimin olacağını bilmem ama kimlerin olamayacağını bilirim.
    Berhan Şimşek, Nurettin Sözen benzeri CHP ya da sol imajlı biri olmamalı.
    Ediz Hun gibi artistler de olmaz.
    Hurşit Güneş gibi benim çok beğendiğim kaliteli akademisyenler de tutmaz.
    CHP öyle bir aday bulmalı ki hem CHP’lisi, hem MHP’lisi, hem DYP’lisi, hem ANAP’lısı ve hem Saadet Partilisi herkesin kendinden bir şey bulabileceği bir isim olmalı. Bu isim hem varoşu kucaklamalı, hem cami cemaatı ile saf tutmalı, hem cemevlerini bağrına basmalı, hem medyada sevilmeli, hem TÜSİAD ile diyalog kurmalı ve hem de birikimleri ile hizmet bağlamında İstanbul’u uçurmalıdır.
    Böyle birini değil CHP’de, uzayda bile bulamayız mı dediniz?
    Haksızlık etmeyin, CHP’de böyle biri var.
    Sağ kesimden görüştüğüm MHP’li, Anavatanlı, Saadet Partili, DYP’li çok sayıda ismin, AKP’ye kaybettirmek için oyunu CHP’ye vereceğini söyledi.
    Peki kim mi o isim?
    Onu hepiniz biliyor ve tanıyorsunuz... Tahmin edin artık...

    EKONOMİ KİMDEYDİ Kİ..
    IMF’den şikâyet edene bak!
    Başbakan Erdoğan’ın önceki gün IMF ile ilgili sözlerini dinlerken dehşete düştüm ve Tayyip beyin bir an için Milli Görüş günlerindeki görüntülerinin yayımlandığını düşündüm... Aman Allahım IMF’ye o ne tepki, o ne şiddet... Neymiş efendim IMF bize dayatmalarda bulunamazmış!.. Vallahi pes... Bu kadarını Hitler’in propaganda bakanı Göbels bile yapamazdı. Sen 6 yıl boyunca bütün ekonomini IMF’ye teslim et ve ül***i buhrana sok, sonra da ortaya çıkıp IMF karşıtı nutuklar irad et. Bu yapılan milleti ahmak yerine koymanın emin olun çok çok ötesidir... Tayyip bey Tayyip bey, devri iktidarınızda ekonominin direksiyonu sizde miydi, IMF’de mi? Bunu bütün dünya biliyorken şimdi ortaya çıkıp birden IMF karşıtı pozlara bürünmek neyin nesidir? Siz değil misiniz IMF istedi diye Türkiye’nin tarımını ve üretimini tasfiye eden, siz değil misiniz iç ve dış borç ödensin diye bu ülkenin kıt kaynaklarını uluslararası tefecilere peşkeş çeken... Ve o siz şimdi ortaya çıkıp IMF’ye güya laf atıyorsunuz... Yemezler Başbakanım, yemezler...

    ÇABUK BELLİ OLDU...
    Ahh Yaşar Paşam aah!
    Yaşar Büyükanıt’ın Fenerbahçe maçında hakemin vermediği penaltı sebebiyle ayağa fırlayıp tepki fotoğrafları vermesinin ardından uzun uzun düşündüm... Diyeceksiniz ki insani tepki ne var bunda. Var dostlar var. Birincisi Genelkurmay Başkanlığı yapmış biri ortaokul ikinci sınıf öğrencisi gibi böyle bir fotoğraf veremez. Verirse sadece kendini değil, geçmişte giydiği üniformayı küçük düşürür. Devlet umuru görmüş biri her şeyden önce örnek olmalı ve meşru iradeye, yani hakem kararlarına saygıyı bilmelidir. İkinci husus Fenerbahçe’nin aslında olmayan penaltısına ayağa kalkıp tepki koyan Yaşar Paşamız benzer bir tepkiyi derdest edilen silah arkadaşları için niçin vermedi sorusudur. Yoksa o generallerin Yaşar Paşa nezdinde olmayan penaltı kadar değeri mi yoktu. Ne mi yapabilirdi? En azından emeklilikten sonra ziyarete gidebilir ya da İlker Başbuğ Paşa misali görevdeyken Genelkurmay’dan bir temsilci gönderebilirdi... Demek ki Yaşar Paşa bu imiş!

    GÜLER MİSİN...
    Numan Kurtulmuş’a AKP çamuru belgesi!
    Bir hafta önceydi. AKP camiasından eski bir arkadaşımla konuşurken şöyle bir değerlendirme dinlemiştim: “AKP zirveleri Numan Kurtulmuş’un gelişinden tedirgin. Dolayısıyla ona baştan tedbir alabilir. Numan beyin seçilmesinin ardından bazı spekülatif iddialar ortaya atılabilir...” Dinlediğimde çok önem vermediğim bu değerlendirmenin dünkü haberden sonra tam isabet kaydettiğine şahidim... Haber malum, güya Numan bey Sabeyatistmiş. Haberi servise koyan da son dönemde Erbakan çevresiyle arası açılan El Aziz Grubu... Güler misiniz ağlar mısınız, 50 yıllık bildik Karadenizli Numan bey birden Sabetayist yapıldı iyi mi. Aslında Numan bey bu habere üzülmemeli, tersine sevinmelidir. Öyle, çünkü demek ki kendisi için ortaya atılacak başka hiçbir şey bulamadılar ve böyle bir saçmalığa sığındılar... Öyle ya Numan beye ABD, İsrail uşağı, Barzani yoldaşı, Ofer ve Soros gardaşı diyemiyorlar. Oğluna gemicikler aldığını da söylemiyorlar. Eee o yok bu yok, o zaman başka yol yok, Sabetayist yapalım dediler..

    sonkibar@gmail.com


    Yeniçağ

    Yorum

    • zigana
      Senior Member

      • 26-01-2004
      • 3796

      #3
      Konu: Ümüğümüzü sıktırmayacağım!

      Originally posted by zigana


      EKONOMİ KİMDEYDİ Kİ..
      IMF’den şikâyet edene bak!
      Başbakan Erdoğan’ın önceki gün IMF ile ilgili sözlerini dinlerken dehşete düştüm ve Tayyip beyin bir an için Milli Görüş günlerindeki görüntülerinin yayımlandığını düşündüm... Aman Allahım IMF’ye o ne tepki, o ne şiddet... Neymiş efendim IMF bize dayatmalarda bulunamazmış!.. Vallahi pes... Bu kadarını Hitler’in propaganda bakanı Göbels bile yapamazdı. Sen 6 yıl boyunca bütün ekonomini IMF’ye teslim et ve ül***i buhrana sok, sonra da ortaya çıkıp IMF karşıtı nutuklar irad et. Bu yapılan milleti ahmak yerine koymanın emin olun çok çok ötesidir... Tayyip bey Tayyip bey, devri iktidarınızda ekonominin direksiyonu sizde miydi, IMF’de mi? Bunu bütün dünya biliyorken şimdi ortaya çıkıp birden IMF karşıtı pozlara bürünmek neyin nesidir? Siz değil misiniz IMF istedi diye Türkiye’nin tarımını ve üretimini tasfiye eden, siz değil misiniz iç ve dış borç ödensin diye bu ülkenin kıt kaynaklarını uluslararası tefecilere peşkeş çeken... Ve o siz şimdi ortaya çıkıp IMF’ye güya laf atıyorsunuz... Yemezler Başbakanım, yemezler...




      demezlermi diye düşünür ken bak birisi doylemiş ama
      duyanlar cok az

      Yorum

      İşlem Yapılıyor