Fırsatlar, karınca hızıyla gelir. Yıldırım hızıyla kaçar. Bence altın fırsat; 169 gün gecikerek, gün saydırarak, kaplumbağa temposuyla geldi.
Tavşan hızıyla kaçmasın.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı, diğer bakanlar, iktidar partisinin milletvekilleri, parti örgütleri, kadın kolları, gençlik kolları, Sabah, Zaman, Yeni Şafak, Star, Bugün gibi iktidarı kollayan yandaş gazetelerin genel yayın müdürleri, “adalet- temizlik- din-iman-vicdan-yüksek ahlak-darbe tehdidinden arınmış yüksek demokrasi savunuculuğunu yapan başyazarları” için gün doğdu.
Gün bugündür.
Gösterme günüdür.
Adaletten yana mısınız?
Gösterin!
Görelim hikmetinizi!
***
Almanya’dan 169 günde gelen “Fener soygunu dosyası” nın, gecikmesinden doğan “değer yıpranmasını ve geciken adaletin aldığı yaraları” kapatacak hamleleri ortaya koyun. Başta Cumhurbaşkanı, sonra Başbakan, Adalet Bakanı, diğer bakanlar, iktidar partisi AKP’nin Meclis’teki 300’ü aşkın milletvekili, yandaş gazeteler, TV’ler, cemaatler, tarikatlar, kadın ve gençlik kolları, hocaefendiler, iktidar destekçisi iş adamları; “Fener soygununun Türkiye ayağındakilerin de hapse konulmasında ortaya çıkan 169 günlük gecikmeyi kapatacak” bir asil çabayı bize ve bütün dünyaya gösterebilirler.
Demokratik haktır.
Hızlı adalet istenir.
Hepimiz alkışlarız.
“Almancadan tercümenin” aylar süren yorgun, miskin, tembel tempoda değil “yıldırım hızıyla” 2-3 gün içinde yapılması için başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere iktidar partisinin bütün organları ağırlığını koyabilir.
Koymalı.
“1 savcı yetmez” demeliler.
“3 savcı” istemeliler.
3 savcı 3 koldan çalışmaya yıldırım hızıyla başlamalı. Bir yandan Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) “Fener soygunu paralarının bavullu kuryelerle Almanya’dan Türkiye’ye taşınma organize işinde rol alanların kimlikleri, ilişkileri, bağlantıları” adım adım, düğüm düğüm belgeleriyle ortaya çıkartılırken öbür yandan da; icra iflas hukuku-ticaret hukuku-şirketler hukukuna hâkim özel ihtisas görmüş donanımlı 3 ilave savcı hemen görevlendirilmeli. Bilanço okuyabilme becerisi edinmiş uzmanlar bulunup, bu savcılara yardımcı olarak verilmeli. Tercümelerin hiçbir saklamaya, gizlemeye, saptırmaya imkân vermeyecek şekilde doğru yapıldığını, araştırmaların “adaleti saptırmayacak biçimde yürütüldüğünü” göstermek için de muhalefet partilerinin hukukçu milletvekillerinden bir “Fener Dosyasını İzleme Kurulu” kurulmalı. Bu kurul basına bilgi verip halkı aydınlatmalı.
***
48 milyon Euro toplandı.
18 milyon Euro’su geldi.
Türkiye’de buhar oldu.
Kimlere, hangi şirketlere aktarıldı. Hangi çulsuzlar zengin edildi. Şirket sahibi, kooperatif başkanı, Ankara’da iş merkezi ortağı yapıldı. Dosyanın 169 gün gecikmesi sırasında hangi belgeler, bilgiler silindi, hangi deliller karartıldı? RTÜK Başkanı Zahid Akman ile Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Kahraman, “18 milyon Euro’nun buharlaşmasında” hangi rolleri üstlendiler ve onların arkasında da bugünün siyasetçilerinden kimler vardı? Bütün bu soruların üzerine gidebilecek uzmanlarla desteklenmiş bir “adalet kadrosunun” oluşturulması 169 günlük gecikmeyi giderebilir.
Adalet hızlandırılabilir.
“Türkiye’nin adaleti Alman adaletinden geri, yavaş, kuşatılmış değildir” meydan okuyuşu bütün dünyaya gösterilebilir.
Sayın Cumhurbaşkanı!
Sayın Başbakan!
Hadi görelim sizi!
Meydan sizindir.
Gün bugündür!
Necati Doğru
Tavşan hızıyla kaçmasın.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı, diğer bakanlar, iktidar partisinin milletvekilleri, parti örgütleri, kadın kolları, gençlik kolları, Sabah, Zaman, Yeni Şafak, Star, Bugün gibi iktidarı kollayan yandaş gazetelerin genel yayın müdürleri, “adalet- temizlik- din-iman-vicdan-yüksek ahlak-darbe tehdidinden arınmış yüksek demokrasi savunuculuğunu yapan başyazarları” için gün doğdu.
Gün bugündür.
Gösterme günüdür.
Adaletten yana mısınız?
Gösterin!
Görelim hikmetinizi!
***
Almanya’dan 169 günde gelen “Fener soygunu dosyası” nın, gecikmesinden doğan “değer yıpranmasını ve geciken adaletin aldığı yaraları” kapatacak hamleleri ortaya koyun. Başta Cumhurbaşkanı, sonra Başbakan, Adalet Bakanı, diğer bakanlar, iktidar partisi AKP’nin Meclis’teki 300’ü aşkın milletvekili, yandaş gazeteler, TV’ler, cemaatler, tarikatlar, kadın ve gençlik kolları, hocaefendiler, iktidar destekçisi iş adamları; “Fener soygununun Türkiye ayağındakilerin de hapse konulmasında ortaya çıkan 169 günlük gecikmeyi kapatacak” bir asil çabayı bize ve bütün dünyaya gösterebilirler.
Demokratik haktır.
Hızlı adalet istenir.
Hepimiz alkışlarız.
“Almancadan tercümenin” aylar süren yorgun, miskin, tembel tempoda değil “yıldırım hızıyla” 2-3 gün içinde yapılması için başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere iktidar partisinin bütün organları ağırlığını koyabilir.
Koymalı.
“1 savcı yetmez” demeliler.
“3 savcı” istemeliler.
3 savcı 3 koldan çalışmaya yıldırım hızıyla başlamalı. Bir yandan Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) “Fener soygunu paralarının bavullu kuryelerle Almanya’dan Türkiye’ye taşınma organize işinde rol alanların kimlikleri, ilişkileri, bağlantıları” adım adım, düğüm düğüm belgeleriyle ortaya çıkartılırken öbür yandan da; icra iflas hukuku-ticaret hukuku-şirketler hukukuna hâkim özel ihtisas görmüş donanımlı 3 ilave savcı hemen görevlendirilmeli. Bilanço okuyabilme becerisi edinmiş uzmanlar bulunup, bu savcılara yardımcı olarak verilmeli. Tercümelerin hiçbir saklamaya, gizlemeye, saptırmaya imkân vermeyecek şekilde doğru yapıldığını, araştırmaların “adaleti saptırmayacak biçimde yürütüldüğünü” göstermek için de muhalefet partilerinin hukukçu milletvekillerinden bir “Fener Dosyasını İzleme Kurulu” kurulmalı. Bu kurul basına bilgi verip halkı aydınlatmalı.
***
48 milyon Euro toplandı.
18 milyon Euro’su geldi.
Türkiye’de buhar oldu.
Kimlere, hangi şirketlere aktarıldı. Hangi çulsuzlar zengin edildi. Şirket sahibi, kooperatif başkanı, Ankara’da iş merkezi ortağı yapıldı. Dosyanın 169 gün gecikmesi sırasında hangi belgeler, bilgiler silindi, hangi deliller karartıldı? RTÜK Başkanı Zahid Akman ile Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Kahraman, “18 milyon Euro’nun buharlaşmasında” hangi rolleri üstlendiler ve onların arkasında da bugünün siyasetçilerinden kimler vardı? Bütün bu soruların üzerine gidebilecek uzmanlarla desteklenmiş bir “adalet kadrosunun” oluşturulması 169 günlük gecikmeyi giderebilir.
Adalet hızlandırılabilir.
“Türkiye’nin adaleti Alman adaletinden geri, yavaş, kuşatılmış değildir” meydan okuyuşu bütün dünyaya gösterilebilir.
Sayın Cumhurbaşkanı!
Sayın Başbakan!
Hadi görelim sizi!
Meydan sizindir.
Gün bugündür!
Necati Doğru
Yorum