Moda oldu! İzin verin ben de modaya uyayım. Almanya’da 1919 yılında dönemin en demokratik anayasası olan Weimer Anayasası’nın hazırlanmasına katkıda bulunmuş olan iktisatçı, sosyolog ve filozof Max Weber, yaşasaydı, Tayyip Erdoğan dönemi zenginlerine bakıp “Ya yiyin... Ya rahat uyuyun” der miydi
Ayıplar mıydı!
Kınar mıydı!
Yeni kitap yazar mıydı?
Max Weber, ölümünden sonra yayınlanan; “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” kitabında, para hırsı ile sınırsız kazanma açlığına kapılanlar ve esas olan öbür dünyadır bu dünya geçicidir deyip “vergi vermeden servet büyütenlerin yaptığı, kapitalizmin ruhuyla çelişir” diyor.
Vergi vermiyorlar.
Vergi vermeyi sevmiyorlar.
Gelir İdaresi’nin internet sitesine girip bakın; Türkiye’de en yüksek vergiyi verenler listesinin ilk 100’ünde, ilk 200’ünde “Tayyip Erdoğan dönemi zenginlerinden hiçbirine” rastlayamıyorsunuz. Oysa birçoğu “en zengin 100 kişiyi liste halinde yayınlayan Forbes Dergisi”nde yer alıyorlar.
Zenginlikte listedeler.
Vergi vermede yoklar!
O kadar yoklar ki, şarkıcı kızımız Seda Sayan’ın (listedeki adı Aysel Şan) bile altında kalıyorlar. Seda Sayan, bir yıllık alın teri ve helal kazancının karşılığı olarak 2 milyon 864 bin 805 lira devlete vergi verecek fakat Tayyip Erdoğan döneminde; belediyelerden ve TOKİ işlerinden büyük ihaleler kapanlar, özelleştirmeden devlet fabrikaları alanlar, kent arsalarından imar değişikliği ile bir gecede trilyon kazananlar, devlet bankalarından kredi alıp TMSF’nin elindeki gazete ve TV’leri ve batmış eski zenginlerin yalılarını sahiplenenler, “emanet dolarları” yüksek ve hızlı kazançlı yatırıma dönüştürenler, “pastorize yumurtacık” ve “gemicik” şirketleri kuranlar, “pırlantacık” mağazalarına ortak olanlar vergi rekortmenleri listelerinde yok.
Hepsi Seda’nın altındalar.
Seda Hanım’ı kutluyorum.
Vergi listelerinde “Seda Sayan”ın üstünde olanların tümü Adnan Menderes döneminin, Süleyman Demirel döneminin ve Turgut Özal döneminin zenginleri; Koç’lar, Sabancı’lar, Aydın Doğan’lar, Eczacıbaşı’lar, Ülker’ler... Türbanlı eşlerinin altına çok pahalı cipleri alan Tayyip Erdoğan dönemi zenginleri, “vergi vermeyi” neden hiç sevmiyor?
Bizim talihsizliğimiz!
Max Weber’imiz olsaydı!
“Tayyip Zenginleri ve Kapitalizmin Ruhu” diye bilimsel analiz yüklü kitap yazardı. Okurduk. Genelkurmay Başkanımız da alıntı yapardı! Gönenirdik.
Vergi vermeyi sevmiyorlar.
Yalı almayı seviyorlar.
Geçen hafta Özal dönemi zenginlerinden Halis Toprak’ın İstinye’de Boğaz kıyısında şahane Aslanlı Köşkü’nü TMSF’den alan Tayyip Erdoğan dönemi zenginlerinden Remzi Gür, vergi rekortmenleri listesinde yok. Devlet bankaları Vakıflar ve Halk’ın kredisiyle TV ve gazete satın alan; Mehmet Barlas’a 800 bin, Engin Ardıç’a 400 bin lira transfer parası pompalayan ve Başbakan’ın damadı sayın Berat Albayrak’ı CEO’su yapan Tayyip Erdoğan dönemi zengini iş adamı Ahmet Çalık da Seda Sayan’ın altında kaldı.
Bizim de Weber’imiz olsaydı!..
Necati Doğru Yazara ulaşmak için : ndogru@gazetevatan.com
Ayıplar mıydı!
Kınar mıydı!
Yeni kitap yazar mıydı?
Max Weber, ölümünden sonra yayınlanan; “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” kitabında, para hırsı ile sınırsız kazanma açlığına kapılanlar ve esas olan öbür dünyadır bu dünya geçicidir deyip “vergi vermeden servet büyütenlerin yaptığı, kapitalizmin ruhuyla çelişir” diyor.
Vergi vermiyorlar.
Vergi vermeyi sevmiyorlar.
Gelir İdaresi’nin internet sitesine girip bakın; Türkiye’de en yüksek vergiyi verenler listesinin ilk 100’ünde, ilk 200’ünde “Tayyip Erdoğan dönemi zenginlerinden hiçbirine” rastlayamıyorsunuz. Oysa birçoğu “en zengin 100 kişiyi liste halinde yayınlayan Forbes Dergisi”nde yer alıyorlar.
Zenginlikte listedeler.
Vergi vermede yoklar!
O kadar yoklar ki, şarkıcı kızımız Seda Sayan’ın (listedeki adı Aysel Şan) bile altında kalıyorlar. Seda Sayan, bir yıllık alın teri ve helal kazancının karşılığı olarak 2 milyon 864 bin 805 lira devlete vergi verecek fakat Tayyip Erdoğan döneminde; belediyelerden ve TOKİ işlerinden büyük ihaleler kapanlar, özelleştirmeden devlet fabrikaları alanlar, kent arsalarından imar değişikliği ile bir gecede trilyon kazananlar, devlet bankalarından kredi alıp TMSF’nin elindeki gazete ve TV’leri ve batmış eski zenginlerin yalılarını sahiplenenler, “emanet dolarları” yüksek ve hızlı kazançlı yatırıma dönüştürenler, “pastorize yumurtacık” ve “gemicik” şirketleri kuranlar, “pırlantacık” mağazalarına ortak olanlar vergi rekortmenleri listelerinde yok.
Hepsi Seda’nın altındalar.
Seda Hanım’ı kutluyorum.
Vergi listelerinde “Seda Sayan”ın üstünde olanların tümü Adnan Menderes döneminin, Süleyman Demirel döneminin ve Turgut Özal döneminin zenginleri; Koç’lar, Sabancı’lar, Aydın Doğan’lar, Eczacıbaşı’lar, Ülker’ler... Türbanlı eşlerinin altına çok pahalı cipleri alan Tayyip Erdoğan dönemi zenginleri, “vergi vermeyi” neden hiç sevmiyor?
Bizim talihsizliğimiz!
Max Weber’imiz olsaydı!
“Tayyip Zenginleri ve Kapitalizmin Ruhu” diye bilimsel analiz yüklü kitap yazardı. Okurduk. Genelkurmay Başkanımız da alıntı yapardı! Gönenirdik.
Vergi vermeyi sevmiyorlar.
Yalı almayı seviyorlar.
Geçen hafta Özal dönemi zenginlerinden Halis Toprak’ın İstinye’de Boğaz kıyısında şahane Aslanlı Köşkü’nü TMSF’den alan Tayyip Erdoğan dönemi zenginlerinden Remzi Gür, vergi rekortmenleri listesinde yok. Devlet bankaları Vakıflar ve Halk’ın kredisiyle TV ve gazete satın alan; Mehmet Barlas’a 800 bin, Engin Ardıç’a 400 bin lira transfer parası pompalayan ve Başbakan’ın damadı sayın Berat Albayrak’ı CEO’su yapan Tayyip Erdoğan dönemi zengini iş adamı Ahmet Çalık da Seda Sayan’ın altında kaldı.
Bizim de Weber’imiz olsaydı!..
Necati Doğru Yazara ulaşmak için : ndogru@gazetevatan.com
Yorum