Erdoğan dün yaptığı basın toplantısında şu cümleleri kullandı; “...Arkadaşlarımızın bir çalışması var. Belki yeni yasal düzenlemenin içerisinde olacağız. Kredi kartları bundan sonra nasıl verilecek, kimler ne kadar sürede alınabilecek? Bütün bunların değerlendirmesi yapılacak, ve yasal düzenleme getireceğiz. Ama yasal düzenlemeyi yapmadan gidilebilecek bir şey varsa onun içinde çalışıyoruz...”
Sevgili dostlarım, bu sözler sonrası “yaptığım” araştırmalarda şu net sonuca vardım; Kredi kartları konusunda “çok kesin ve ciddi” bir düzenleme geliyor! Aslında Başbakan sadece kredi kartları için değil “bankacılık sektörünün vatandaş ile ilişkisini düzenleyen bütün dinamikler” için “yeni düzenlemeler” düşünüyor! Düşünüyor ama “bugüne kadar hiçbir başbakanın gücünün ve ömrünün yetmediği” bu değişiklikleri yapabilecek mi? Lobi çok güçlü! Ya tarih olursunuz, ya tarihe geçersiniz!
Bu noktada “ANKARA BU KADAR HAZIRKEN”, konuyu pekiştirmek ve “yapılacakların” doğru olduğuna olan inancımı “yeniden” ortaya koymak için, daha önce Başbakan Erdoğan’a yazdığım mektuptan da alıntılar yaparak, detayların altını çizmek istiyorum...
Sayın Başbakanım, teşvik paketi gerçekten “cesur” detaylar içeriyor! Kredi kartları ile ilgili düşünülenler de bence “çok önemli” ama inanın “halkı korumak” adına, bankacılık sektörü ile “halkın” ilişkisini “AB-ABD” standartlarına çıkarmak için yeterli değil!
Birlikte düşünelim... Bir ülke hayal edin; bankacılık sektörü ile vatandaş arasındaki “bütün düzenlemeler” vatandaşın aleyhine yapılmış! Bir ülke düşünün “dünyada eşi benzeri olmayan” bir uygulama yapılıyor. Konut kredisi alıyorsunuz, adına dünya ile uyumlu şekilde “mortgage” diyorlar ama yaptıkları dünya yüzeyinde eşi benzeri olmayan detaylar içeriyor. Konuta karşılık verilmesi gereken kredi için “bütün mal varlığınız hatta ailenizin bütün varlıkları” tehdit altına alınıyor!
Bir ülke düşünün “bankadan gelen öde emrine” itiraz etmeniz için “önce ödemeniz” gerekiyor, sonra “yargı makamına” gitme hakkınız var! Bir ülke düşünün “düşük kredi faizi” diyerek reklam yapılıyor, işlem yaptığınızda “peşin komisyon, dosya parası, kur farkı” gibi “abuk subuk” kalemler ile “kredi faizi” inanılmaz noktalara geliyor... Bir ülke düşünün “aylık kredi kartı gecikme faizi” ABD ve AB’deki “yıllık faizden” daha yüksek!
Bir ülke düşünün, o ülkede bir Ticaret Kanunu düşünün “bütün detaylar” vatandaşın “aleyhine” çalışıyor ve “size gönderilen” ödeme emrine itiraz etmeniz için en az “o ödeme kadar” paranız olması gerekiyor!
Bir ülke düşünün bankaları “katrilyonlarca” kâr açıklarken, reel sektör “yok oluyor”!
Sayın Başbakanım, size bir vatandaş olarak çağrıda bulunmak istiyorum; kredi kartından “mortgage” düzenlemesine, paranın “dolaşımı” ile ilgili her türlü ilişkinin “A”sından “Z”sine, Türk Ticaret Kanunu dahil “her satırı”, vatandaşımızı koruyacak şekilde, ABD ve AB düzeyine getirelim! Osmanlı’dan bugüne “bu çarka” çomak sokan “her başbakan” tarih oldu! AMA inanın bu halk adına denemeye değer!
Not: “IMF ile anlaşmadan yolumuza devam edebiliriz” tezime sonuna kadar inanıyorum! Ankara’da “bu tez” ciddi şekilde taraftar buluyor. Türkiye için “tarihi” bir çıkış yakalanabilir! Detayları ileride paylaşacağım...
Yiğit Bulut Yazara ulaşmak için : ybulut@gazetevatan.com
Sevgili dostlarım, bu sözler sonrası “yaptığım” araştırmalarda şu net sonuca vardım; Kredi kartları konusunda “çok kesin ve ciddi” bir düzenleme geliyor! Aslında Başbakan sadece kredi kartları için değil “bankacılık sektörünün vatandaş ile ilişkisini düzenleyen bütün dinamikler” için “yeni düzenlemeler” düşünüyor! Düşünüyor ama “bugüne kadar hiçbir başbakanın gücünün ve ömrünün yetmediği” bu değişiklikleri yapabilecek mi? Lobi çok güçlü! Ya tarih olursunuz, ya tarihe geçersiniz!
Bu noktada “ANKARA BU KADAR HAZIRKEN”, konuyu pekiştirmek ve “yapılacakların” doğru olduğuna olan inancımı “yeniden” ortaya koymak için, daha önce Başbakan Erdoğan’a yazdığım mektuptan da alıntılar yaparak, detayların altını çizmek istiyorum...
Sayın Başbakanım, teşvik paketi gerçekten “cesur” detaylar içeriyor! Kredi kartları ile ilgili düşünülenler de bence “çok önemli” ama inanın “halkı korumak” adına, bankacılık sektörü ile “halkın” ilişkisini “AB-ABD” standartlarına çıkarmak için yeterli değil!
Birlikte düşünelim... Bir ülke hayal edin; bankacılık sektörü ile vatandaş arasındaki “bütün düzenlemeler” vatandaşın aleyhine yapılmış! Bir ülke düşünün “dünyada eşi benzeri olmayan” bir uygulama yapılıyor. Konut kredisi alıyorsunuz, adına dünya ile uyumlu şekilde “mortgage” diyorlar ama yaptıkları dünya yüzeyinde eşi benzeri olmayan detaylar içeriyor. Konuta karşılık verilmesi gereken kredi için “bütün mal varlığınız hatta ailenizin bütün varlıkları” tehdit altına alınıyor!
Bir ülke düşünün “bankadan gelen öde emrine” itiraz etmeniz için “önce ödemeniz” gerekiyor, sonra “yargı makamına” gitme hakkınız var! Bir ülke düşünün “düşük kredi faizi” diyerek reklam yapılıyor, işlem yaptığınızda “peşin komisyon, dosya parası, kur farkı” gibi “abuk subuk” kalemler ile “kredi faizi” inanılmaz noktalara geliyor... Bir ülke düşünün “aylık kredi kartı gecikme faizi” ABD ve AB’deki “yıllık faizden” daha yüksek!
Bir ülke düşünün, o ülkede bir Ticaret Kanunu düşünün “bütün detaylar” vatandaşın “aleyhine” çalışıyor ve “size gönderilen” ödeme emrine itiraz etmeniz için en az “o ödeme kadar” paranız olması gerekiyor!
Bir ülke düşünün bankaları “katrilyonlarca” kâr açıklarken, reel sektör “yok oluyor”!
Sayın Başbakanım, size bir vatandaş olarak çağrıda bulunmak istiyorum; kredi kartından “mortgage” düzenlemesine, paranın “dolaşımı” ile ilgili her türlü ilişkinin “A”sından “Z”sine, Türk Ticaret Kanunu dahil “her satırı”, vatandaşımızı koruyacak şekilde, ABD ve AB düzeyine getirelim! Osmanlı’dan bugüne “bu çarka” çomak sokan “her başbakan” tarih oldu! AMA inanın bu halk adına denemeye değer!
Not: “IMF ile anlaşmadan yolumuza devam edebiliriz” tezime sonuna kadar inanıyorum! Ankara’da “bu tez” ciddi şekilde taraftar buluyor. Türkiye için “tarihi” bir çıkış yakalanabilir! Detayları ileride paylaşacağım...
Yiğit Bulut Yazara ulaşmak için : ybulut@gazetevatan.com
Yorum