Mehmet Tezkan Yazara ulaşmak için : mtezkan@gazetevatan.com Askerden başladı doktordan çıksın!
Bu yaz sıcağında kimsenin haberdar olduğunu sanmıyorum.. Çevrenizdekilere sorun..
O ne diyeceklerdir?
O ne diyecekleri, gece yarısı yasası.. Anlatması zor ama kıyamet kopuyor..
Abartma var mı?
Çok..
Kimi, bu yasa askeri bitirir diyor, emir komuta kalmaz.. Asılsız ihbar mektupları falan, generalliği bekleyen albaylar tir tir..
Kimi de, Türkiye’nin daha demokratik daha bağımsız ülke olmasını sağlayacaktır görüşünde..
İkisi de doğru değil, abartılı..
Hadise şu; askerlerin görev dışı (askerlik dışı) işledikleri suçlara sivil mahkemeler bakacak..
Yani dokunulmazlıkları kısmen budanıyor..
Budamanın askerden başlaması bir yerde iyi oldu.. Çünkü, sivilleşme, demokratikleşme için yapılıyorsa gerisi mutlaka gelir..
Askerden başladığına göre doktordan çıkar..
Doktor meselesi şu.. 10 ay önce aynı hastanede bir gecede 10 prematüre bebek hayatını kaybetmişti..
Ne oldu?
Neden oldu?
İhmal mi? Salgın hastalık mı? Ecel mi? Takdir-i ilahi mi?
Bilmiyoruz..
Çünkü kaymakam soruşturma izni vermiyor.. Ha dese savcı soruşma açacak.. Demiyor..
Kaymakam 10 aydır Nuh demiş peygamber dememiş!
*
Bu işin askerden başlaması iyi oldu demem bundandır.. Sadece askerin değil, Hazine’den maaş olan herkesin dokunulmazlığı var..
Görev suçları için..
Muhtarın bile dokunulmazlığı var.. Görevini kötüye kullanıyor diye savcılığa şikâyet etseniz, belgeleriyle kanıtlasanız savcı bir şey yapamaz..
Kaymakamın izin vermesi lazım..
*
Bir taraflarınızı yırtsanız, dosya üstüne dosya patlatsanız içişleri bakanı izin vermedikçe kimse belediye başkanına dokunamaz..
Savcı soruşturamaz bile..
Belediye başkanı ile bakan büzükdaşsa..
Olmaz mı?
Aynı kap meselesi!
*
Yasa koyucu görev suçlarını neden izne bağladı acaba?
Çoğunluğun görevini adabıyla yapmadığını bildiği için mi?
Hukuk fakültelerinde sınav sorusu olur vallahi!
*
Bu iş askerden başladığına göre gerisi çorap söküğü gibi gelmeli..
Zor kısmı aşılıyor!
Sivilleşme demokratikleşmeyi de getirmeli..
Gece yarısı yasasını savunanlar..
El sürebilirsin yasasını da savunurlar herhalde.. Aynı zevkle, aynı iştahla..
Demokrasi için..
AKP, herhangi bir gece yarısı bu yasayı da getirir mi?
Savcılar benim bürokratıma da benden izin almadan el sürebilir der mi?
Derse, alkış!
Demez de üstüne yatarsa..
Olacağına bak!
*****
Milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkmamalı..
Kime sorarsanız sorun, dokunulmazlıklar kalksın diyecektir.. Ortak istek bu..
Tamam.. Herkesin dokunulmazlığı kalksın.. Herkese el sürülsün..
Bir şartla; yüksek yargı üyeleri ile milletvekilleri hariç..
Türkiye tam demokrasiye geçmeden, demokrasiyi içselleştirmeden, tıkır tıkır işletmeden çok sakıncalı..
Niye mi?
Diyelim ki bir parti yüzde 65 oyla iktidar oldu.. Meclis kendi elinde, bürokrasi de öyle.. Askere, polise ne derse yaptırıyor.. Yargıyı da ele geçirdi.. Savcılar, hâkimler kıskaçta..
Hükümete boyun eğmişler. Veya iktidarın gizli ortağı olmuşlar.. Diyelim ki medyayı da satın aldı veya susturdu..
Böyle bir ülke düşünün..
(Örneği mi? Kuzeye bakın.)
Formül şu; hükümet, hâkim, savcı, polis, asker, medya, mafya el ele, iç içe, omuz omuza..
Haklarımızı kim koruyacak?
Yüksek yargı..
Sesimizi kim duyuracak?
Muhalefet milletvekilleri..
Bu yüzden dokunulmazlık zırhları kalkmamalı..
Her zaman sığınacak bir liman kalmalı.. Bir umut kapısı..
Her zaman..
Bu yaz sıcağında kimsenin haberdar olduğunu sanmıyorum.. Çevrenizdekilere sorun..
O ne diyeceklerdir?
O ne diyecekleri, gece yarısı yasası.. Anlatması zor ama kıyamet kopuyor..
Abartma var mı?
Çok..
Kimi, bu yasa askeri bitirir diyor, emir komuta kalmaz.. Asılsız ihbar mektupları falan, generalliği bekleyen albaylar tir tir..
Kimi de, Türkiye’nin daha demokratik daha bağımsız ülke olmasını sağlayacaktır görüşünde..
İkisi de doğru değil, abartılı..
Hadise şu; askerlerin görev dışı (askerlik dışı) işledikleri suçlara sivil mahkemeler bakacak..
Yani dokunulmazlıkları kısmen budanıyor..
Budamanın askerden başlaması bir yerde iyi oldu.. Çünkü, sivilleşme, demokratikleşme için yapılıyorsa gerisi mutlaka gelir..
Askerden başladığına göre doktordan çıkar..
Doktor meselesi şu.. 10 ay önce aynı hastanede bir gecede 10 prematüre bebek hayatını kaybetmişti..
Ne oldu?
Neden oldu?
İhmal mi? Salgın hastalık mı? Ecel mi? Takdir-i ilahi mi?
Bilmiyoruz..
Çünkü kaymakam soruşturma izni vermiyor.. Ha dese savcı soruşma açacak.. Demiyor..
Kaymakam 10 aydır Nuh demiş peygamber dememiş!
*
Bu işin askerden başlaması iyi oldu demem bundandır.. Sadece askerin değil, Hazine’den maaş olan herkesin dokunulmazlığı var..
Görev suçları için..
Muhtarın bile dokunulmazlığı var.. Görevini kötüye kullanıyor diye savcılığa şikâyet etseniz, belgeleriyle kanıtlasanız savcı bir şey yapamaz..
Kaymakamın izin vermesi lazım..
*
Bir taraflarınızı yırtsanız, dosya üstüne dosya patlatsanız içişleri bakanı izin vermedikçe kimse belediye başkanına dokunamaz..
Savcı soruşturamaz bile..
Belediye başkanı ile bakan büzükdaşsa..
Olmaz mı?
Aynı kap meselesi!
*
Yasa koyucu görev suçlarını neden izne bağladı acaba?
Çoğunluğun görevini adabıyla yapmadığını bildiği için mi?
Hukuk fakültelerinde sınav sorusu olur vallahi!
*
Bu iş askerden başladığına göre gerisi çorap söküğü gibi gelmeli..
Zor kısmı aşılıyor!
Sivilleşme demokratikleşmeyi de getirmeli..
Gece yarısı yasasını savunanlar..
El sürebilirsin yasasını da savunurlar herhalde.. Aynı zevkle, aynı iştahla..
Demokrasi için..
AKP, herhangi bir gece yarısı bu yasayı da getirir mi?
Savcılar benim bürokratıma da benden izin almadan el sürebilir der mi?
Derse, alkış!
Demez de üstüne yatarsa..
Olacağına bak!
*****
Milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkmamalı..
Kime sorarsanız sorun, dokunulmazlıklar kalksın diyecektir.. Ortak istek bu..
Tamam.. Herkesin dokunulmazlığı kalksın.. Herkese el sürülsün..
Bir şartla; yüksek yargı üyeleri ile milletvekilleri hariç..
Türkiye tam demokrasiye geçmeden, demokrasiyi içselleştirmeden, tıkır tıkır işletmeden çok sakıncalı..
Niye mi?
Diyelim ki bir parti yüzde 65 oyla iktidar oldu.. Meclis kendi elinde, bürokrasi de öyle.. Askere, polise ne derse yaptırıyor.. Yargıyı da ele geçirdi.. Savcılar, hâkimler kıskaçta..
Hükümete boyun eğmişler. Veya iktidarın gizli ortağı olmuşlar.. Diyelim ki medyayı da satın aldı veya susturdu..
Böyle bir ülke düşünün..
(Örneği mi? Kuzeye bakın.)
Formül şu; hükümet, hâkim, savcı, polis, asker, medya, mafya el ele, iç içe, omuz omuza..
Haklarımızı kim koruyacak?
Yüksek yargı..
Sesimizi kim duyuracak?
Muhalefet milletvekilleri..
Bu yüzden dokunulmazlık zırhları kalkmamalı..
Her zaman sığınacak bir liman kalmalı.. Bir umut kapısı..
Her zaman..
Yorum