Diyelim ki efendi gibi kendi yolunuzda giderken sizi bir araç sıkıştırıyor.
Yanınızdakilerin, çoluğunuzun çocuğunuzun hayatını tehli***e atıyor.
Tepki verip arkasından selektör yapınca da durup 'Ben sivil polisim' diye üstünüze atlayıp tartaklıyor.
Var mıdır polisin buna hakkı?
Yok...
Peki kime şikayet edeceksiniz bu polisi?
Polise mi?
'Etsem ne olur? Polis polise dokunmaz' diyorsunuz değil mi?
Nuri Ese benzer bir olay yaşıyor.
Polisi mail yoluyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne şikayet ediyor.
1 hafta sonra kendisini arayan bir polis memuru 'Tebligatınız var, neredesiniz?' diye soruyor...
Adrese gelip Nuri Ese'yi gayet nazik bir şekilde ifade vermeye davet ediyor.
Atatürk Havalimanı'na gidiyorlar ve orada Emniyet Amiri Yaşar Tapkan VIP salonunda karşılıyor.
Çay kahve ikram edip son derece nazik bir şekilde ifadesini alıyorlar ve teşekkür ediyorlar.
Rüya gibi değil mi?
Ama artık böyle.
Çünkü İstanbul'da vatandaşa saygı duyan bir emniyet müdürü var.
'Vatandaşa asla sen demeyeceksiniz, her zaman kibar olacaksınız' diye emir yayınlayan bir emniyet müdürü.
Şatafat sevmeyen, saçma sapan açıklamalar yapmayan, işini yapan bir emniyet müdürü.
Biz alışık olmadığımız için garip geliyor şu anda.
Ama vatandaşa saygı duyan, kendi içinde hata yapan, mesleğinin adını kötüye çıkaranları kollamayan polise alışacağız.
Hata gördüğümüz yerde polisle ilgili artık şikayet edebileceğiz.
Çünkü biliyoruz ki Hüseyin Çapkın vatandaşına saygı duyan bir polis.
Şanstır Çapkın İstanbul için.
Türkiye için aynı zamanda...
Tabii birilerini rahatsız etmez,
başını yemezlerse.
Yanınızdakilerin, çoluğunuzun çocuğunuzun hayatını tehli***e atıyor.
Tepki verip arkasından selektör yapınca da durup 'Ben sivil polisim' diye üstünüze atlayıp tartaklıyor.
Var mıdır polisin buna hakkı?
Yok...
Peki kime şikayet edeceksiniz bu polisi?
Polise mi?
'Etsem ne olur? Polis polise dokunmaz' diyorsunuz değil mi?
Nuri Ese benzer bir olay yaşıyor.
Polisi mail yoluyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne şikayet ediyor.
1 hafta sonra kendisini arayan bir polis memuru 'Tebligatınız var, neredesiniz?' diye soruyor...
Adrese gelip Nuri Ese'yi gayet nazik bir şekilde ifade vermeye davet ediyor.
Atatürk Havalimanı'na gidiyorlar ve orada Emniyet Amiri Yaşar Tapkan VIP salonunda karşılıyor.
Çay kahve ikram edip son derece nazik bir şekilde ifadesini alıyorlar ve teşekkür ediyorlar.
Rüya gibi değil mi?
Ama artık böyle.
Çünkü İstanbul'da vatandaşa saygı duyan bir emniyet müdürü var.
'Vatandaşa asla sen demeyeceksiniz, her zaman kibar olacaksınız' diye emir yayınlayan bir emniyet müdürü.
Şatafat sevmeyen, saçma sapan açıklamalar yapmayan, işini yapan bir emniyet müdürü.
Biz alışık olmadığımız için garip geliyor şu anda.
Ama vatandaşa saygı duyan, kendi içinde hata yapan, mesleğinin adını kötüye çıkaranları kollamayan polise alışacağız.
Hata gördüğümüz yerde polisle ilgili artık şikayet edebileceğiz.
Çünkü biliyoruz ki Hüseyin Çapkın vatandaşına saygı duyan bir polis.
Şanstır Çapkın İstanbul için.
Türkiye için aynı zamanda...
Tabii birilerini rahatsız etmez,
başını yemezlerse.
Yorum