Yok artık Taraf! Gençliğe Hitabe'yi değiştirdi
Cumhuriyet'in 86. yılında Taraf gazetesi yazarı Sevan Nişanyan, Atatürk'ün gençliğe hitabesini değiştirdi.
Coşkuyla kutladığımız Cumhuriyet'in 86. yılı için "****enaltı yıl yeter bence" diyen Nişanyan Gençliğe Hitabe'nin yeniden yazdı:
İşte çok tepki çekecek o yazı:
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, insan olmaktır.
İnsan olmanın yegâne temeli insana sevgidir. Hayatın boyunca, insanlara güzelliği, aklı ve adaleti öğretmeyi görev bileceksin. Bilgin varsa, bedel beklemeden paylaşacaksın. Buna imkân ve şeraitin müsait değilse, yanındaki üç veya beş kişiye katıksız sevgini vermeyi deneyeceksin; onların hayat yükünü bir nebze hafifletmeye çaba göstereceksin. Bunu yaparken Türk mü, yoksa Hindu mu, Yamyam mı diye sormayacaksın. Çünkü insan, galiplerin hasbelkader çizdiği sınırlara sığmayacak kadar kıymetli bir hazinedir.
Dahili ve harici bedhahlarla etrafın çevrili olabilir. Sen şerri bahane etmeyecek, hayırhahlığını ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceksin. Zira kötülük, esarettir. Manevi istiklalini ve manevi hürriyetini ancak insan olmakla kazanabilirsin.
Düşman bütün tersanelerine girmişse, vazifeye atılmadan önce düşüneceksin. Önce, düşman mı diye soracaksın. (Çünkü bugün düşman olan yarın dost olabilir.) Sonra onu kendine düşman etmek için ne hata yaptığını düşüneceksin. (Çünkü düşmanlık, herkes için ağır bir yüktür.) Gönlünü kazanmayı deneyeceksin. Tersaneyi beraber işletmeyi teklif edeceksin. (Öylesi her ikiniz için daha kazançlı olabilir.) Sonuç alamasan, bir tersane uğruna düşman olmaya değer mi diye bir kere daha kendine soracaksın. Bunları yapabilirsen, inan, dünyanın tüm tersaneleri senin olur. Tüm ordular sana boyun eğer. Tüm kalelerini terkedecek gücü ve güveni kendinde bulursun.
Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar sana “düşünmeyeceksin!” diyebilirler. Kendi çorak ve bencil emellerine seni muhafız ve müdafi yapmak isteyebilirler. Kuşaklardan beri süren iktidarlarını bir gün daha korumak için senin damarlarındaki kanı talep edebilirler. Memleketin bütün tepeleri kan ve intikam bayraklarıyla donatılmış, bütün mektepleri zaptedilmiş, bütün mahkemeleri elde edilmiş, bütün gazete köşeleri bilfiil müstevlilere terkedilmiş olabilir. Millet, cehalet ve propaganda içinde serseme dönmüş olabilir.
Ey insan evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, insan olduğunu unutmamaktır. Muhtaç olduğun kudret tanrı vergisi olan vicdanında ve her gün çalışarak geliştireceğin aklında mevcuttur.
Cumhuriyet'in 86. yılında Taraf gazetesi yazarı Sevan Nişanyan, Atatürk'ün gençliğe hitabesini değiştirdi.
Coşkuyla kutladığımız Cumhuriyet'in 86. yılı için "****enaltı yıl yeter bence" diyen Nişanyan Gençliğe Hitabe'nin yeniden yazdı:
İşte çok tepki çekecek o yazı:
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, insan olmaktır.
İnsan olmanın yegâne temeli insana sevgidir. Hayatın boyunca, insanlara güzelliği, aklı ve adaleti öğretmeyi görev bileceksin. Bilgin varsa, bedel beklemeden paylaşacaksın. Buna imkân ve şeraitin müsait değilse, yanındaki üç veya beş kişiye katıksız sevgini vermeyi deneyeceksin; onların hayat yükünü bir nebze hafifletmeye çaba göstereceksin. Bunu yaparken Türk mü, yoksa Hindu mu, Yamyam mı diye sormayacaksın. Çünkü insan, galiplerin hasbelkader çizdiği sınırlara sığmayacak kadar kıymetli bir hazinedir.
Dahili ve harici bedhahlarla etrafın çevrili olabilir. Sen şerri bahane etmeyecek, hayırhahlığını ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceksin. Zira kötülük, esarettir. Manevi istiklalini ve manevi hürriyetini ancak insan olmakla kazanabilirsin.
Düşman bütün tersanelerine girmişse, vazifeye atılmadan önce düşüneceksin. Önce, düşman mı diye soracaksın. (Çünkü bugün düşman olan yarın dost olabilir.) Sonra onu kendine düşman etmek için ne hata yaptığını düşüneceksin. (Çünkü düşmanlık, herkes için ağır bir yüktür.) Gönlünü kazanmayı deneyeceksin. Tersaneyi beraber işletmeyi teklif edeceksin. (Öylesi her ikiniz için daha kazançlı olabilir.) Sonuç alamasan, bir tersane uğruna düşman olmaya değer mi diye bir kere daha kendine soracaksın. Bunları yapabilirsen, inan, dünyanın tüm tersaneleri senin olur. Tüm ordular sana boyun eğer. Tüm kalelerini terkedecek gücü ve güveni kendinde bulursun.
Memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar sana “düşünmeyeceksin!” diyebilirler. Kendi çorak ve bencil emellerine seni muhafız ve müdafi yapmak isteyebilirler. Kuşaklardan beri süren iktidarlarını bir gün daha korumak için senin damarlarındaki kanı talep edebilirler. Memleketin bütün tepeleri kan ve intikam bayraklarıyla donatılmış, bütün mektepleri zaptedilmiş, bütün mahkemeleri elde edilmiş, bütün gazete köşeleri bilfiil müstevlilere terkedilmiş olabilir. Millet, cehalet ve propaganda içinde serseme dönmüş olabilir.
Ey insan evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, insan olduğunu unutmamaktır. Muhtaç olduğun kudret tanrı vergisi olan vicdanında ve her gün çalışarak geliştireceğin aklında mevcuttur.
Yorum