ben TRT de yorumcu olan bilgin gökberkin yazısıyla başlamak istiyorum. forum kuralları gereği küfür , hakeret içeren yorum yapmacacağım.. sadece yazıları verelim buradan yeter.. anlayan anlayacağı anlamı zaten çıkartır.. maksat kimin ne olduğunu tanımak..
işte BİLGİN GÖKBERK in yazısı:
Allah iyiliğinizi versin! İlahi siz !İlahi siz...
Öyle mi denirdi.
Ne ömürsünüz.
Ve ne yaratıcı...
Ve de...
Vallahi tam Aziz'liksiniz (Yıldırım değil, Nesin).
Şu pankart meselesi.
Hani üçünüzün kafa kafaya verip ortaya çıkardığı şahaser...
El değmemiş, temiz bir lig istiyoruz.
Yok yaa.
Emin misiniz ?
Hepimizin elinin değdiği bir lig istiyoruz demek istiyorsunuz da...
Her hafta birimizin elinin değdiği bir lig...
Diyemiyorsunuz.
Ya Fenerbahçe bu hafta "ben de" yazılı bir pankartla çıkarsa ne yapacaksınız peki ?
Sonra üçünüzün elinde bir başka pankart.
Harikasınız valla.
Eğleniyor musunuz bari ?
Bize iyi gelmiyorsunuz da.
Bir Kemal Sunal filminin gözünü Fenerbahçe bürümüş, kanı sarı-lacivert akan senaristi bile cesaret edemezdi buna.
Islıklanırdı ilk gösteriminde.
Bu kadar da olmazki diye isyan ederdi tüm salon.
Mankafayız belki.
Mankafaysak da...
Bu kadar da mı mankafayız ama?
Sanırsınız ki Nic'in eline gelinceye kadar kimsenin eli değmedi bu lige.
O pankartları hazırlayan eller, sanki Nick'in eli kadar da değmedi de...
Yok ki dördünün birbirlerinden farkları.
Farkları sadece adları.
* * *
Kimin aklına geldi bu parlak fikir acaba ?
Nasıl gelişti ?
Kim geliştirdi ?
İlk kim kimi aradı ?
Mesela.
- Özhan abi ben Yıldırım.
- ?
- Demirören
- Ooo, merhaba Yıldırım'cım.
- Başkan bak aklıma ne geldi...
- Müthiş müthiş. Ben hemen Ergun'u ararım. O da sınıf arkadaşı Atay'ı arar...
Böyle mi yoksa ?
Değilse de öyle veya böyle işte.
* * *
Mesela bu cümleyi kim buldu ?
Pankartçıyı kim aradı ?
Üç tane olursa kaça olur diye soruldu mu pankartçıya ?
Galatasaray'ın hesabına düşeni kim ödedi ?
Özhan abi ödediyse nereden buldu?
Bu kadar dahiyane bir protesto hazırlayanların, peki bizim ellerimiz bu lige hiç mi değmedi, ya bizi de protesto ederlerse diye düşünmemeleri de ne tuhaf, değil mi ?
Hele her takımın kendi pankartını kendi renklerinden oluşturması.
Vallahi ne hoşlar.
Ne muzipler Allah'ım.
Evlerinde eşleri veya çocukları da mı yok Allah aşkına ?
Ya baba, ne komik oluyorsunuz diyecek...
Koca koca adamlar.
Ve nelerle uğraşıyorlar.
* * *
Nic'li pozisyonla bağlayalım.
Hakemlerin üçlü veya dörtlü olmasının altında, birinin göremediğini diğerinin görmesi mantığı yattığına göre, bu dörtlü aynı anda görüp aynı anda göremediğine göre, bir daha bir araya gelmemeli.
Bir şey daha var.
Bu el, Nic'in eli değil de, Fenerbahçe'nin veya başkanının eli diyorsanız da yanılıyorsunuz.
Tabii bence.
O kadar güçlü değil.
Değiller.
Kimse değil.
Onlara o gücü yükleyen sizlersiniz.
Sonra kendileri de inanıyorlar.
Demirören veya Aktuğ zaten maç filan alabilse veya maçlar bu kadar rahat alınabilse bu duruma düşmezlerdi.
Özhan abi de maç filan alamaz.
Oyuncularını elinden kaçıran, kendilerine gelmek isteyen oyuncuyu bile, üstelik verdikleri paranın daha altında başkalarına kaptıran Galatasaray, nasıl maç alır, buna kim inanır ?
Özhan abinin beş seneye yayılan ödeme planlarıyla maç mı satarlar adama ?
Peki rahatsız edici hiçbir şey mi yoktu o maçta ?
Vardı tabii.
O soyadı Gemici olan hakem.
Her sıradışı olayda o var.
Herkesin gördüğünü görmüyor.
Kimsenin görmediğini görüyor.
Ona dikkat.
Tabii yine bence.
Ne tuhaf adamlar var
işte BİLGİN GÖKBERK in yazısı:
Allah iyiliğinizi versin! İlahi siz !İlahi siz...
Öyle mi denirdi.
Ne ömürsünüz.
Ve ne yaratıcı...
Ve de...
Vallahi tam Aziz'liksiniz (Yıldırım değil, Nesin).
Şu pankart meselesi.
Hani üçünüzün kafa kafaya verip ortaya çıkardığı şahaser...
El değmemiş, temiz bir lig istiyoruz.
Yok yaa.
Emin misiniz ?
Hepimizin elinin değdiği bir lig istiyoruz demek istiyorsunuz da...
Her hafta birimizin elinin değdiği bir lig...
Diyemiyorsunuz.
Ya Fenerbahçe bu hafta "ben de" yazılı bir pankartla çıkarsa ne yapacaksınız peki ?
Sonra üçünüzün elinde bir başka pankart.
Harikasınız valla.
Eğleniyor musunuz bari ?
Bize iyi gelmiyorsunuz da.
Bir Kemal Sunal filminin gözünü Fenerbahçe bürümüş, kanı sarı-lacivert akan senaristi bile cesaret edemezdi buna.
Islıklanırdı ilk gösteriminde.
Bu kadar da olmazki diye isyan ederdi tüm salon.
Mankafayız belki.
Mankafaysak da...
Bu kadar da mı mankafayız ama?
Sanırsınız ki Nic'in eline gelinceye kadar kimsenin eli değmedi bu lige.
O pankartları hazırlayan eller, sanki Nick'in eli kadar da değmedi de...
Yok ki dördünün birbirlerinden farkları.
Farkları sadece adları.
* * *
Kimin aklına geldi bu parlak fikir acaba ?
Nasıl gelişti ?
Kim geliştirdi ?
İlk kim kimi aradı ?
Mesela.
- Özhan abi ben Yıldırım.
- ?
- Demirören
- Ooo, merhaba Yıldırım'cım.
- Başkan bak aklıma ne geldi...
- Müthiş müthiş. Ben hemen Ergun'u ararım. O da sınıf arkadaşı Atay'ı arar...
Böyle mi yoksa ?
Değilse de öyle veya böyle işte.
* * *
Mesela bu cümleyi kim buldu ?
Pankartçıyı kim aradı ?
Üç tane olursa kaça olur diye soruldu mu pankartçıya ?
Galatasaray'ın hesabına düşeni kim ödedi ?
Özhan abi ödediyse nereden buldu?
Bu kadar dahiyane bir protesto hazırlayanların, peki bizim ellerimiz bu lige hiç mi değmedi, ya bizi de protesto ederlerse diye düşünmemeleri de ne tuhaf, değil mi ?
Hele her takımın kendi pankartını kendi renklerinden oluşturması.
Vallahi ne hoşlar.
Ne muzipler Allah'ım.
Evlerinde eşleri veya çocukları da mı yok Allah aşkına ?
Ya baba, ne komik oluyorsunuz diyecek...
Koca koca adamlar.
Ve nelerle uğraşıyorlar.
* * *
Nic'li pozisyonla bağlayalım.
Hakemlerin üçlü veya dörtlü olmasının altında, birinin göremediğini diğerinin görmesi mantığı yattığına göre, bu dörtlü aynı anda görüp aynı anda göremediğine göre, bir daha bir araya gelmemeli.
Bir şey daha var.
Bu el, Nic'in eli değil de, Fenerbahçe'nin veya başkanının eli diyorsanız da yanılıyorsunuz.
Tabii bence.
O kadar güçlü değil.
Değiller.
Kimse değil.
Onlara o gücü yükleyen sizlersiniz.
Sonra kendileri de inanıyorlar.
Demirören veya Aktuğ zaten maç filan alabilse veya maçlar bu kadar rahat alınabilse bu duruma düşmezlerdi.
Özhan abi de maç filan alamaz.
Oyuncularını elinden kaçıran, kendilerine gelmek isteyen oyuncuyu bile, üstelik verdikleri paranın daha altında başkalarına kaptıran Galatasaray, nasıl maç alır, buna kim inanır ?
Özhan abinin beş seneye yayılan ödeme planlarıyla maç mı satarlar adama ?
Peki rahatsız edici hiçbir şey mi yoktu o maçta ?
Vardı tabii.
O soyadı Gemici olan hakem.
Her sıradışı olayda o var.
Herkesin gördüğünü görmüyor.
Kimsenin görmediğini görüyor.
Ona dikkat.
Tabii yine bence.
Ne tuhaf adamlar var
Yorum