"İyi bir Beşiktaş taraftarıyım"
FİFA kokartının alınmasına hakemliği bırakarak tepki veren Cem Papila Futbol Federasyonu Yönetimini ve Merkez Hakem Kurulu’nu ağır bir dille suçladı. Cem Papila, Futbol Extra Dergisinin kasım sayısında yer alan röportajında birbirinden çarpıcı açıklamalar yaptı.
Papila, FİFA listesinde görünen Kuddusi Müftüoğlu’nun ocak ayında FİFA liste dışı kalacağını, bunun Çulcu tarafından planlı bir şekilde yapıldığını belirterek, “Çulcu’nun bu yaptı şark kurnazlığı. Kuddusi Müftüoğlu liste dışı kaldığında MHK ile federasyonun birbirlerine ne diyeceğini merak ediyorum” dedi.
Papila FİFA listesiyle ilgili iddialarını şu sözlerle sürdürdü : “Bakın ortadaki kriterlere göre listenin yedinci sırasına yazılması gereken Bülent Yıldırım altıya, altıya yazılması gereken Müftüoğlu da yediye yazıldı. Şimdi Haluk Ulusoy düşünüyor ki, Kuddusi Müftüoğlu FIFA oldu.Aslında olmadı. Kimse farkında değil, kimse 1 Ocak’ta Türkiye’nin FIFA kadrosu 6’ya indirilirse şaşırmasın. 1 Ocak’ta bu liste 6 kişi olarak belirlendiğinde Müftüoğlu liste dışı kaldığında o zaman Ulusoy Federasyonu ile Çulcu MHK’sı bakalım birbirlerine ne yapacak? Çünkü kadronun aslında 6 kişi olduğunu Çulcu biliyor ama Ulusoy bilmiyor. Kim kimi kandırıyor burada? Mustafa Çulcu’nun bu yaptıkları hep şark kurnazlığı, başka bir şey değil”
Olayın üzerinden zaman geçmesine rağmen karşılaştığı yanlışı hala unutamadığını belirten Cem Papila, “Ben MHK’larının bağımsız olmalarını ümit ediyordum ama son gelişmeler hiçbir şekilde bağımsız olmadığını gösteriyor. Yani kendi iradesiyle kararlar veremediğini gösteriyor. MHK Başkanı dik duramadı bu olayda. MHK Başkanı ve yönetimi en baştan Federasyon Başkanı’nın bu şekilde bir hakkı olduğunu kabul edip de o göreve gelmişlerse onu bilemem. Ama bunu kabul etmeden geldilerse, dik duramadılar demektir. Ne yapmaları gerekirdi? İstifa edeceklerdi. Çulcu dik durup istifa edecekti ama bir sonraki dönem yine MHK Başkanı olabilecekti. İnsanlar söylemleriyle değil yaptıklarıyla anılır. Herkes tarihte yerini alacak” dedi.
“PATRONUN GEREKÇE AÇIKLAMASI HERŞEYİ ANLATIYOR”
Federasyon başkanı Haluk Ulusoy’un performansından dolayı FİFA listesine alınmadığı yönünde gösterdiği gerekçeye katılmadığını belirten Papila, “Bu inandırıcı ve doğru bir gerekçe de değil. Futbolun patronu kim? Haluk Ulusoy. Peki, patronun savunma verdiği nerede görülmüş? Federasyon Başkanı’nın, MHK’nın bir tasarrufunu onaylarken FIFA listesinde neden değişiklik yapıldığını açıklamak zorunda kalması aslında birçok şeyi anlatıyor. Çünkü ben gerçeği biliyorum. Bu gerçek, geçmişte genel başkan seçiminde Mustafa Çulcu ile karşı karşıya gelmemizdir” dedi.
Aslında Mustafa Çulcu’nun MHK başkanlığına geldiği gün FİFA kokartını kaybettiğini belirten Cem Papila, “Hakemliği bıraktım, üzülmedim mi, biraz üzüldüm tabii. Bunca yıl emek harcamışım çünkü. Ama bir kere öldüm. Beni 10 defa daha öldürmelerine izin vermedim. Çünkü bundan sonra 10 defa daha öldürürlerdi beni” açıklamasını yaptı.
Mustafa Çulcu ile aralarındaki olayın sadece Eskişehir’deki seçim olayı olmadığını belirten Papila, “Bizim Çulcu ile ilk kavgamız bundan 1.5 yıl öncesine dayanıyor. Aramızda kötü bir şekilde bir telefon mesajı olayı yaşandı. Bunu sadece dört kişi biliyor.Mustafa Çulcu’nun cep telefonuna hakemlik müessesesiyle ilgili bir mesaj geliyor altında Cem Papila yazıyor. Ama telefon numarası bana ait değil. O da mesajı alır almaz beni araması gerekirken hemen yetkilileri aramış. Sonradan o telefon mesajını çekenin de kim olduğunu buldum ve kendilerine gösterdim. Bu benim için çok acı bir olaydı. Ondan beri aramız gergindi zaten” dedi. Çulcu’nun kendisine karşı bu tür talihsiz olayların bir çok defa meydana geldiğini belirten Papila, mazeretini bildirmesine rağmen Mustafa Çulcu’nun kızkardeşinin düğünü olduğu gün kendinise hem de 2.lig B katagorisi maçı verdiğini söyledi.
“İKİNCİ BİR ŞENES ERZİK OLMAK İSTEMİŞDİM”
Faal hakemken hedefinin hakemliği bıraktıktan sonra Türkiye’yi avrupa’da FİFA ve UEFA’da önemli bir görevde temsil eden ikinci bir Şenes Erzik olmak olduğunu belirten Papila, “Bende bunu yapacak bilgi ve birikim var. Ama bugünkü federasyon bunu düşünecek kapasitede değil bunu görecek vizyona da sahip değil. En büyük üzüntüm, sadece kişisel sebeplerden dolayı bana bu fırsatı vermediler. Yine aynı şekilde geçen sene de Metin Aydoğan’a FİFA listesi konusunda haksızlık yapıldı. Ben bunu o günkü MHK Başkanı Ufuk Özerten’le paylaşmıştım. “Şık olmadı” dedim. Onu İstanbul medyasında eski hakemlere yakın bir grup istemedi. Onlar birilerinin menfaatini kollamak amacıyla birilerini FIFA yapmak için Aydoğan’ı yediler” açıklaması yaptı.
“SERDAR TATLI’NIN BIRAKMA NEDENİ SAKATLIK DEÐİL”
Serdar Tatlı’nın hakemliği bırakma nedeninin açıklandığı gibi sakatlık olmadığını belirten Papila, “Serdar Tatlı’ya en yakın hakem bendim. Serdar’ın bırakmasındaki gerçek neden farklıydı. Bu bizim kendi aramızdaki özel bir şey. Bunu ben açıklayamam. Yani hakemlikten mutlu olarak ayrılan hiç yok gibi.Mustafa Çulcu’nun kendisi 45 yaşının ve FIFA kariyerinin sonuna kadar hakemlik yaptı, o bile mutlu ayrılamadı. Biz o kadar gidemedik. Çulcu nasıl gitti, bilemem. O ayrı bir yetenek olsa gerek. Hem 45 yaşının sonuna kadar hem de FIFA’da dördüncü kategoride kalarak bu kadar sürdürebilmek çok büyük bir yetenek! Biz 39 yaşında, hem de üçüncü kategoride kalamadık” dedi.
Hakemlik hayatında “keşke olmasa” dediği hataların olduğunu belirten Papila, “Mesela Vestel Manisa-G.Saray maçında ofsayt gerekçesiyle iptal ettiğimiz bir gol var. Yine F.Bahçe-Trabzonspor maçında yardımcının yanlış tespit edip ofsayttan gol verdiğimiz bir pozisyon var. Keşke yaşanmasaydı dediğim kararlardı bunlar” itirafında bulundu.
"İYİ BİR BEŞİKTAŞ TARAFTARIYIM"
İyi bir Beşiktaş taraftarı olduğunu belirten Cem Papila, “Beşiktaşlı oluşumda çok ilginç. O zaman 8-9 yaşındayım. Komşumuzun oğlu Turgay ağabey bana gelip “Sarayımı seversin, bahçeyi mi, yoksa taşı mı?” diye. Ben de “Taşı” cevabını verdim. O da o zaman “Tamam sen Beşiktaşlısın” dedi ve öyle Beşiktaşlı oldum. İstanbul’da okudum, bir sene Dikilitaş’ta oturdum. Kaldığım ev İnönü Stadı’nın hemen üstündeydi. Sürekli İnönü Stadı’na maçlara giderdim. Hiçbir zaman fanatik olmadım ama sıkı bir Beşiktaş taraftarıydım. En beğendim futbolcu ise o dönemde Gökhan Keskin’di” dedi.
KENDİMİ TRABZONLU OLARAK GÖRÜYORUM
Kendisini en çok üzen olaylardan birinin Trabzonspor taraftarlarının yaptığı yürüyüş olduğunu belirten Cem Papila, “Çünkü ben Trabzonluyum. Bırakın annemin ve eşimin Trabzonlu olmasını, ben Zonguldak’ta Trabzon kültürüyle büyümüş biriyim. Ben o yörenin insanıyım, benim memleketim orası, kendimi Trabzonlu olarak görüyorum. Babam Hopalı. O yörenin insanı olarak bu şekilde protesto edilmek beni üzdü. Ama bunda bana göre başka faktörler vardı. O yürüyüş siyasi rant amacıyla yapılmış bir yürüyüştü. O olayı organize eden insanlar bana göre siyaseti kullanarak bu işi yaptı. Tabii vatandaş onu bu şekilde görmedi” iddiasında bulundu.
“HEDEFİM SPOR BAKANI OLMAK”
Beşiktaş-Samsun maçını hatasız yönettiğini tekrarlayan Papila, o maçın devre arasında Sinan Engin’in soyunma odasına gelerek verdiği kırmızı kartlarla ilgili kendisine, “Hocam kartlarında, kararlarında haklısın” dediğini söyledi.
Bundan sonraki hedefinin CHP’den milletvekili olarak meclise girmek olduğunu söyleyen Papila, “Daha öncede siyasetin içindeydim. Profesyonel lig hakemi olunca siyasete ara vermek zorunda kaldım. Şimdi kaldığım yerden yoluma devam edeceğim. CHP’nin üyesiyim. En büyük idealim de Spor Bakanı olarak bilgi ve birikimimle ülkeme hizmet etmek” dedi.
Fenerbahçe asbaşkanı Şekip Mosturoğlu ile sınıf arkadaşı olduğunu doğruluyan Papila, “Sayın Şekip Mosturoğlu ile Hukuk Fakültesi’nden arkadaştık. 1984-88 yılları arasında aynı sınıfta okuduk. Federasyon Başkanvekili olduktan sonra kendisiyle yüz yüze gelmedik dersem yalan olmaz. Sadece bayramlarda ve kandillerde birbirimize mesaj atardık, o kadar. Bu konuda hem kendisi hem de ben büyük özen gösterdik” dedi.
“PAPİLA’YI PAPİLA YAPAN DİK DURUŞUDUR”
“Cem Papila’yı Cem Papila yapan dik duruşudur” diyen Papila, “Ben hatalar yapmadım mı yaptım, Ama yapmadığım bir tek şey var, kimse için santim eğilmedim kimseye müdana etmedim. Çok da büyük konuşmak istemiyorum ama eğilirsem sadece çocuklarım için eğilirim. Belki onlar için de eğilmeyebilirim, sınırlarımı zorlarım. Ama etrafımda çok eğilen insan gördüm. Hele o Eskişehir’deki benim dik durduğum seçimde çok insan vardı eğilen” dedi.
“TEK ÜZÜNTÜM İNÖNÜ STADINA ÇIKAMADAN DÜDÜÐÜ BIRAKMAK”
Hakemliği bırakırken en büyük üzüntülerinden birinin İnönü Stadı’na çıkamadan düdüğünü asmak olduğunu belirten Papila, “Vestel Manisa-G.Saray maçım başarılı geçseydi ertesi hafta İnönü Stadı’na gidecektim. Ama iyi geçmediği için gidemedim.İçimde bırakırken uktu olarak kalan tek şey o Beşiktaş-Samsunspor maçından sonra İnönü ye gidemeden düdüğü bırakmak. İstenmediğim yere başım dik çıkmak isterdim. O atmosferi yaşamak isterdim. Beşiktaş seyircisi bu konuda bana göre yöneticisinden daha sağduyulu. Beşiktaş seyircisi çok sağduyulu bir seyirci. Hiç de tepki göstermezlerdi. Beşiktaş taraftarı yönetiminden daha sağduyulu, o kesin. Ortadaki somut beyanlara göre konuşuyorum, herkes görüyor, duyuyor bunları” dedi.
“TRABZON VE BEŞİKTAŞ’IN ŞAMPİYONLUK ŞANSI YOK”
Bu sene şampiyonluğun F.Bahçe, G.Saray ve Vestel Manisaspor arasında geçeceğini Beşiktaş ve Trabzonspor’un şansı olmadığını belirten Papila, “Çünkü Beşiktaş takım olamadı. Bu konuda çok önemli zaafları var. Kayseri Erciyes maçı sonrası yaşananları televizyondan izledim, arkadaşlığın olmadığı yerde başarı olmaz. G.Saray’ı geçen sezon şampiyon yapan en önemli faktör takım olmaktı. Ama Beşiktaş takım olamadı”