GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 6.570 km²
Nüfus: 223.170(2007)
İl Trafik No: 40
Binlerce yıldır çeşitli uygarlıklara sahne olan Kırşehir ili, yalnız çeşitli tarihi eserleri, yeraltı şehirleri ile değil zengin termal kaynakları, Seyfe Gölü (Kuş Cenneti) gibi doğal güzellikleri ile de dikkat çekmektedir.
İLÇELER:
Kırşehir ilinin ilçeleri ; Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman ve Mucur'dur.
COÐRAFYA
İl toprakları 900-1200 m. yükseklikteki yaylalardan oluşmuştur. Yayla yüzeyi üzerinden yüksekliği 1700 m.ye ulaşan dağlar bulunur. Kırşehir ilinden irili ufaklı birçok akarsu geçmekte olup, Kızılırmak bunlardan biridir. Kırşehir genel olarak bozkır görünümündedir. Orman bakımından fakirdir. Vadi tabanlarında ve sulak yerlerde yer yer kavaklık ve meyve bahçeleri vardır.
Kırşehir'in karasal bir iklimi vardır. Kışları soğuk ve sert geçerse de Doğu Anadolu'da olduğu gibi sürekli değildir. Yazları sıcak ve kurak, ilkbahar yağmurlu, sonbahar az yağmurludur.
TARİHÇE
Kırşehir ve çevresinde yapılan araştırmalar ilin tarihinin, Eski Tunç Çağı'na (M.Ö. 3000-2000) kadar uzandığını göstermektedir. Daha sonra Hititler, Frigler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklu ve Osmanlılar yörede hüküm sürmüştür.
Yüzyıllarca Anadolu'nun ticari ve ekonomik hayatında büyük rol oynamış olan Ahilik, 13.yy.'da Kırşehir'de kurulmuştur. Bir esnaf örgütü olan Ahiliğin temeli doğruluk, karşılıklı yardımlaşma ve saygıya dayanmaktadır.
NE YENİR?
Tandırda çömlek paça, keşkef mutlaka tadılmalıdır.
NE ALINIR?
Kırşehir'in meşhur 'onyx' taşından yapılma el sanatı ürünlerinden satın alabilirsiniz.
YAPMADAN DÖNME
Cacabey Camii, Ahi Evran Camiini, Çağatay Medresesini görmeden,
Termal kaplıcaları ziyaret etmeden,
'Onxy'den yapılmış hediyelik eşya satın almadan,
Keşkef tatmadan
...Dönmeyin.
NASIL GİDİLİR?
Karayolu : Terminal, Kent merkezine yaklaşık 2 km. uzaklıktadır. Terminale belediye otobüsleri, dolmuş ve özel taksiler çalışmaktadır.
Otogar Tel : (+90-386) 212 28 66 - 213 20 26
Demiryolu : Tren garı kent merkezine 1km uzaklıktadır.
TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AÐUSTOS 2005)
Sit Alanları
Arkeolojik Sit Alanı : 81
Kentsel Sit Alanı : -
Doğal Sit Alanı : 3
Tarihi Sit Alanı : -
Diğer Sit Alanları
Arkeolojik ve Doğal Sit : 2
Arkeolojik ve Tarihi Sit : 1
Toplam : 87
Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 49
GENEL TOPLAM : 136
İLETİŞİM BİLGİLERİ
İl Kültür Müdürlüğü
Tel: (386) 213 44 43 - 212 92 95
Faks: (386) 212 32 95
İl Turizm Müdürlüğü
(+90-386) 214 28 00 - 213 14 16
Kültür Merkezleri
Tiyatro, konferans gibi etkinliklere yönelik 266 kişilik Salon
300 m²'lik Müze
350 m²'lik Kütüphane
250 m²'lik Sergi Salonu
Yazışma Adresi: Kül. Mer. Ahi Evran Camii Karşısı - Kırşehir
Tel: (386) 213 03 95
Faks: (386) 212 32 95
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü
Kültür Merkezi KIRŞEHİR
Tel: (0 386) 213 13 40
Faks: (0 386) 212 32 95
Önemli Telefonlar
Valilik : (+90-386) 213 11 25
Belediye : (+90-386) 212 83 83
Hastane : (+90-386) 213 45 15
Polis : (+90-386) 213 34 25
Jandarma : (+90-386) 812 20 01
Gezilecek Yerler
Kesikköprü Kervansarayı: (Cacabey Hanı)
Kırşehir'in 23 km. güneyindeki Kesikköprü köyünde bulunan kervansaray ile yanındaki köprü, 1248 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kırşehir Emiri Nurettin Caca tarafından yaptırılmıştır. İki ayrı renkli taştan yapılmış olan taç kapısı, taş işçiliği ile dikkati çekmektedir.
KIRŞEHİR MÜZESİ
Kırşehir'in Tarihçesi
Son yıllarda yapılan araştırmalar ve arkeolojik kazılar Kırşehir'de insan yerleşimlerinin M.Ö. 3. binde başladığını göstermektedir. Bu döneme ait çanak-çömlek parçaları Kırşehir höyüklerinden elde edilmektedir. 1930'lu yıllarda Türk ve İtalyan arkeologlar tarafından Kırşehir Merkez İlçesi'ne bağlı Hashöyük'te yapılan arkeolojik kazılar M.Ö. 3. bine ait çanak-çömlek kalıntılarını ortaya çıkarmıştır.
M.Ö. 2. binde Asur Ticaret Kolonileri Dönemi ve Hitit Döneminin başladığını görürüz. Kızılırmak kıyısından, Hirfanlı Baraj işletmesine getirilen iki öküz başı protomu Eski Hitit Dönemine ait sunak, Sevdiğin Köyü ile Kale Köy arasında yer alan Hitit yol yazıtı olarak bilinen hiyeroglif yazılı Malkayası ve yine Kaman Kale Höyük'te ele geçen mühürler, seramik mutfak eşyaları, resmi yapılara ait duvar tekniğiyle yapılmış binalar vs. Hitit Döneminin en önemli izleridir.
Eski Hitit ve Geç Hitit dönemlerinden sonra, yine Eski ve Geç Frig Dönemi'nin yoğun yaşandığını mevcut arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarından öğreniyoruz. M.Ö. 550'de Anadolu tümüyle Pers hakimiyetine girmiştir. Kırşehir bu dönemle birlikte Kapadokya Bölgesi (Güzel Atlar) olarak ünlenen, Orta Anadolu tarihi içerisinde değerlendirilir. Perslerin Anadolu'yu sadece askeri işgal ile yetinmeleri nedeniyle Kırşehir'de bu döneme ait önemli yerleşim kalıntı ve buluntularına rastlanmamasına rağmen Kaman Kale Höyük kazısından Pers Dönemi mühürleri elde edilmiştir. Pers egemenliği M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in ordularıyla Anadolu'ya gelip Persleri yenmesiyle bitmektedir. M.Ö. 333 yılında kurulan Kapadokya Krallığı döneminde otorite yetersizliği yüzünden Kırşehir ve yöresi yoğun baskı görmüştür. M.S. 18'de Roma İmparatoru Tiberius Kapadokya'yı resmen Roma'ya katmış ve eyalet durumuna getirmiştir.
Roma dönemi hem putperestliğin güçlü olduğu hem de Hristiyanlığın hızla yayıldığı bir dönemdir. Kırşehir'de bu döneme ait, Hristiyanlar'ın ibadet ve sığınmaya yönelik inşa ettiği 15 kadar irili ufaklı yeraltı şehri tespit edilmiştir.
Yapılan tarih araştırmalarında Kırşehir'in Roma Döneminde bir ara önemli bir siyasi merkez olduğu, hatta kısa bir süre eyalet başkenti yapıldığı ortaya çıkmıştır.
Kırşehir'deki Bizans Dönemi konusunda fazla bilgi bulunmamakla birlikte, kalıntı ve buluntular Bizans Döneminin de yaşandığını göstermektedir. Merkez İlçe'ye bağlı Taburoğlu Köyü'nde Katolik ve Protestan mezhebine ait Hristiyanlar'ın bir arada ibadet ettiği, 10. yüzyıla ait Anadolu'daki ilk büyük köy kiliselerinden olan Üç Ayak Kilisesi ile Fakıl Köyü ve Temirli'deki kilise kalıntıları dikkat çekmektedir.
Selçuklu Dönemi Kırşehir tarihi, Kırşehir için olduğu kadar bütün Anadolu Türk tarihi için de oldukça önemli ve araştırılmaya değerdir.
Kırşehir'in kentleşmesi, 13. yüzyılın başlarında Selçuklu Döneminde başlamıştır. Erzincan'da Selçuklularla yaptığı savaşta yenilgiye uğrayan Mengücük Hanedanının emirlerinden Melik Muzaffererüddin Muhammed'e savaş sırasında gösterdiği sağduyu nedeniyle, 1228 yılında Kırşehir timar olarak verilmiştir. Melik Muzaffererüddin Muhammed Kırşehir'deki ikameti sırasında 1230'lu yıllarda Melik Gazi Medresesi'ni inşa ettirmiştir.
1240 yılında Kösedağ yenilgisiyle bütün Anadolu'yu işgal eden Moğollar Kırşehir'i yaylak ve kışlak haline getirmişlerdir. Kırşehir'de Moğolların uzun süren askeri varlığı bu kenti önemli bir siyasi ve askeri merkez haline getirmiştir.
1260'lı yıllarda Kırşehir emiri olarak atanan Nureddin Cibril Bin Cacabey Moğollarla kurduğu iyi ilişkiler sonucu Kışehir'de Türk döneminde ilk esaslı imar faaliyetini gerçekleştirmiştir. İlk astronomi medreselerinden biri olan Cacabey Medresesi'ni, Kızılırmak yanındaki Cacabey Hanı'nı ve bunun yanında pek çok irili ufaklı yapıyı inşa ettirmiştir.
13. yüzyılda Anadolu Türk birliğini ve özellikle esnaf ve sanatkârını teşkilatlandıran Ahi Evran, Denizli, Konya ve Kayseri'den sonra Kırşehir'e gelerek çalışmalarını burada sürdürmüş ve Kırşehir'i Ahiliğin merkezi durumuna getirmiştir. Ahi Evran'dan sonra Kırşehir Ahiliğin merkezi olmaya devam etmiştir. Kırşehir'deki zaviyede alınan kararlar Azerbaycan'dan, Bosna-Hersek'e kadar geniş bir bölge üzerinde etkili olmuştur.
1293 yılında Mevlana'nın oğlu Sultan Veled tarafından Anadolu'da belli merkezlere Mevleviliği yaymak amacıyla elçiler gönderilmiştir. Kırşehir'e gönderilen elçi Şeyh Süleyman Türkmani'dir. Kırşehir'de bir tekke kuran Süleyman Türkmani, Mevleviliği burada yaymıştır. Cacabey'in Mevlana ile yakınlığı, Mevlana'nın Cacabey'e olan teveccühü mektuplarından anlaşılmaktadır.
Ayrıca Mevlana'nın oğlu Alaaddin'in, Konya'da Şemsi Tebrizi'nin öldürülmesi olayına adının karışması sonucu, Kırşehir'e ricat ettiği bilinmektedir. Bütün bunlardan Kırşehir'in Anadolu'nun önemli Mevlevilik merkezlerinden biri olduğu anlaşılır.
Kırşehir'e bağlı bir köy olan Suluca Karahöyük'e gelen Hacı Bektaş-ı Veli, burada kendisine fikri yakınlık duyan pek çok insanı kabul etmiştir.
Kırşehir 13. yüzyıldan, 15. yüzyıl ortalarına kadar Anadolu'nun en önemli siyasi, sosyal ve kültürel merkezlerinden biri olma özelliğini devam ettirmiştir.
14. yüzyıl başlarında Anadolu'yu aydınlatanların başında gelen ünlü tasavvufçu Aşık Paşa 12 bin beyitlik Türkçe "Garibname" sini yazmıştır. Türkçeyi 1299 yılında resmi dil haline getirmek isteyen Karaman Oğlu Mehmet Bey'den sonra Aşık Paşa, Türk kültürüne sahip çıkmış, Türkçeyi yazı diline en iyi ve geniş biçimde sokmuştur.
Kırşehir'de yaşamış olan Ferideddin Attar'ın "Mantık-ut Tayr" adlı eserini Türkçe'ye çevirmiş olan büyük mutasavvıf Ahmet Gülşehri'nin, Yunus Emre'den sonra gelen en büyük şair olduğu belirtilmektedir.
Bütün bunların yanında, Yunus Emre'nin Kırşehir'de yaşadığı, öldüğü hatta mezarının Kırşehir'e bağlı Ulupınar Kasabası'nda Ziyaret Tepe'de bulunduğu söylenmektedir.
Kırşehir Müzesi
Kırşehir Müzesi'nin ilk kuruluş çalışmasına 1936 yılında başlanmıştır. Yeni müzelerin kurulmaya çalışıldığı Cumhuriyet Döneminde tarihi eserler ilkin, Kırşehir'de halkın "Kale" olarak adlandırdığı Kale Höyük üzerinde yer alan Alaaddin Camii'nde toplanmıştır. Ancak sonraki yıllarda bu girişim unutulmuş ve devam etmemiştir. 1975' te Kırşehir Valiliği'nce eski eserlerin korunması ve müze oluşturulması için "eski eser komisyonu" kurulmuş; 1980 yılında ise Kırşehir Müze Müdürlüğü tesis edilmiştir. İlk eser (sikke) envanter kaydı 1981 yılında yapılmıştır. Bu arada müzeye ait taşınmaz eserlerin tespiti ve tescili amacıyla arazi çalışmaları da başlatılmıştır.
1985'te şehir merkezindeki İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü binasında 100 m²lik bir mekânda o yıla dek toplanan eserler sergilenmeye başlanmış ve 20 m²lik bir de depo oluşturulmuştur.
1986 yılında Kaman Kale Höyük arkeolojik kazısının başlamasıyla müzenin gelişimi hızlanmış ve aynı yıl ilk arkeolojik eser envanterine başlanmıştır.
1993 yılında müze koleksiyonundaki eserler Kırşehir Kültür Merkezi'ndeki depolarına konmuştur.
Kırşehir Müzesi'nin ziyarete açılması çalışmaları 1996 yılında hız kazanmıştır. Ziyarete açılan Kırşehir Müzesi'nde sikke, etnografik ve arkeolojik eser olmak üzere 3300'ün üzerinde eser mevcuttur.
Kırşehir Müze Müdürlüğü'nün arazi çalışmalarının sonucu 136 adet taşınmaz kültür varlığı tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Müze Teşhiri
Kültür Merkezi binasının içerisinde bulunan ve önceleri Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılan bölümün alt katı Arkeoloji, üst katın büyük bölümü Etnografya Müzesi olarak 1997 yılında ziyarete açılmıştır.
Arkeolojik eserlerin büyük bölümü, bölgede yapılan kazı ve yüzey araştırmalarından özellikle Kaman-Kale Höyük ve Malkaya'dan getirilen eserlerden meydana gelmiştir. Arkeoloji bölümünde; Asur Ticaret Kolonileri Döneminden Osmanlı Dönemine kadarki kazı buluntuları sergilenmektedir.
Salonun bir köşesinde Roma Dönemine ait mermer eser grubu bulunmaktadır. Selçuklu Dönemi çocuk sandukaları ve mezar taşları ile başlayan İslâmi Dönem eserleri, sikke vitrinleri ile Osmanlı Dönemine kadar uzanmaktadır.
Müzenin üst katının büyük bölümü etnografya bölümü olarak düzenlenmiştir. Burada Kırşehir'de ortaya çıkan Ahilik ve Ahi Evran'ın tanıtımı ile ilgili çeşitli eserlerin sergilendiği, Ahi Evran'a atfedilen başlık, mütteka, ahilik sancağı, ve Ahi fütüvvetnamesi ile şecerenamelerin yer aldığı üç vitrin bulunmaktadır.
Ayrıca Kırşehir halıcılığının temsil edildiği dokuma tezgâhı ve önünde halı dokuyan yöresel giysili kadın mankenin bulunduğu bir köşe oluşturulmuştur.
Bir diğer köşede ise, Kırşehir evindeki günlük yaşamdan bir kesitin görüldüğü sergileme yer almaktadır.
Kültür Merkezi
Tel : (0386) 213 33 91
Pazartesi dışında her gün 08.30-12.30/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
Kırşehir - Seyfe Gölü Tabiatı Koruma Alanı
Konumu: Orta Anadolu Bölgesinde, Kırşehir ili, Merkez ve Mucur ilçeleri, Seyfe Gölü mevkiinde yer almaktadır. Alan; 10.700 Ha. büyüklüğündedir.
Ulaşım: Ankara-Kırşehir -Mucur istikametinde, Ankara-Kırşehir'e 183 km., Kırşehir-Seyfe Gölü 30 km. mesafededir.
Özellikleri: Nesli tehlikeye düşmüş türlerden toy(Otis Tarda) ile, Angıt (Tadorna Ferruyinea) kuşların yaşadığı bir habitat oluşu, nesli tehlikeye düşebilir olarak nitelendirilen flamingo(Phoenicopterus ruber) nun en fazla sayıda bulunduğu başlıca üreme alanlarından birini teşkil etmesi, 167 su kuşu türünün mevcutiyeti, yarım milyonu aşkın su kuşuna sahip oluşu ile uluslararası öneme sahip bir sulak alan olarak nitelendirilmesi özelliklerini oluşturmaktadır.
Sahada ; başta flamingo, gri balıkçıl, angıt, suna, boz ördek, elmabaş, yeşilbaş, macar ördeği, kılkuyruk, turna, toy, kılıçgaga, incegagalı, martı, gülen sumru, bataklık kırlangıcı, akgerdan yağmurcun, büyük yağmurcun, mahmuzlu kızkuşu, kızılbacak olmak üzere toplam 167 tür su kuşu bulunmaktadır.
Terme Termal Turizm Merkezi
Yeri: Kırşehir belediye sınırları içerisinde yer alır.
Suyun Isısı: 40oC -56oC
PH Değeri: 6,2
Özellikleri: Bikarbonatlı, Klorürlü, Kalsiyumlu, Sodyumlu, Sarbondioksitli, Florürlü bir bileşime sahiptir.
Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri
Tedavi Ettiği Hastalıklar: Romatizma, kalp ve kan dolaşımı, kadın, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, ameliyat sonrası rahatsızlıklar ile eklem ve kireçlenme gibi hastalıklara olumlu etki yapar.
Konaklama Tesisleri: 200 yataklı 3 yıldızlı otel mevcuttur.
Cami,Türbe,Kiliseler
Ahi Evran Camii ve Türbesi:
1482 yılında, Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran adına yaptırılan Cami ve Türbe, il merkezinde bulunmaktadır.Türbeye, cami içinden bir merdivenle çıkılmaktadır.
Ayanikola Ayazma ve Manastırı (Kıyıköy):
Papuç Deresi Vadisi'nde bir kaynağın çevresinde yer alan manastıra, kıyıdan ve ilçeden iki ayrı yoldan ulaşılabilir. İlçeden gelen yolun üstünde 2 m yüksekliğindeki kayaya yedi dizelik bir yazıt kazınmıştır.
Tümüyle kaya kütlesinin içi oyularak biçimlendirilmiş olup, üç bölümden oluşmaktadır.
Cacabey (Medresesi) Cami:
İl merkezinde bulunan Medrese, 1271-1272 yıllarında yaptırılmıştır ve günümüzde cami olarak kullanılmaktadır.Selçuklu Döneminde astronomi yüksekokulu olarak hizmet vermiştir. Yapıdan ayrı olan minaresi de gözlem kulesi olarak kullanılmıştır.
Cedit Ali Paşa Cami (Babaeski):
Mimar Sinan'ın eseri olan caminin 1561-1565 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Avlunun batı kapısındaki yazıttan 1832'de onarıldığı anlaşılmaktadır. Cami, medrese, hamam, kervansaray ve kütüphaneden oluşan külliyeden yalnızca cami günümüze ulaşabilmiştir. Süleymaniye Camisinin küçük bir modeli olan cami tek şerefelidir.
Derefakılı Kiliseleri: Hıristiyanlığın ilk kiliselerinden olan bu yapılar, Akçakent ilçesinin Derefakılı köyündedir.
Gazi Süleyman Paşa Cami (Küçük Ayasofya Kilisesi-Vize):
Kale mahallesinde surlar arasında bulunan kilise, Gazi Süleyman Paşa tarafından XVI. yy. da camiye çevrilmiştir. Sıvalı duvarlarda fresk kalıntıları seçilebilmektedir. Ayrıca İslam dönemine ait kalem işleri de vardır. Yapıda tamamen kilise havası hakimdir.
Hızırbey Külliyesi (Merkez):
1383'de Kösemihalzade Hızır Bey tarafından yaptırılan külliye hamam, cami ve arastadan oluşmaktadır. Büyük Cami olarak da tanınmaktadır.
Gövdesi Balkan Savaşı sırasında yıkılmış 1937'de onarılmıştır.
Kümbetler:
Melik Gazi Kümbeti:
İl merkezinin güneydoğusunda bulunan kümbetin 13. yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir.Dikkate değer diğer kümbetler ise Kalender Baba Kümbeti ile Fatma Hatun kümbetleridir.
Lala (Lale) Camii:
İl merkezinde, Melik Gazi Kümbetinin hemen yanındadır. Caminin mimari tarzı, 13. yüzyılda kervansaray veya darphane olarak yaptırıldığı kanısını uyandırmaktadır.
Mağara Manastırı (Vize):
Vize ilçesinin kuzeybatısındaki vadinin yamacında kayalara oyularak yapılmıştır. Kaya manastırının en ilgi çekici bölümü olan şapel, oldukça küçüktür.
Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi (Lüleburgaz):
1570 tarihli külliye; camisi,hamamı, medresesi ve kervansarayı ile görkemli bir Osmanlı yapıtıdır. 1839 yılında onarım gören Sokullu Caminin tek kubbeli camiler içinde özel bir yeri vardır. Tek şerefeli olan minaresi yeniden yapılarak yeniden ibadete açılmıştır.
Türbeler:
Aşıkpaşa Türbesi, Cacabey Türbesi, Süleyman Türkmani Türbesi, Muhterem Hatun Türbesi, Yunus Emre Türbesi yörede görülmeye değer eserlerdir.
Kaleler
Keçi Kalesi:
Kırşehir merkezine bağlı Kızılca köyünün kuzeydoğusundadır. Bizanslılar tarafından yapılan kalenin duvar kalıntılarının bugünkü yüksekliği 2-3 m.dir. Kırşehir kalelerinin en büyüklerindendir.
Kuş Kalesi:
Kaman yakınındaki Kuş Kalesi'nin Hititler Döneminde yaptırıldığı ve Bizans Dönemi'nin sonuna kadar kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Kuş Gözlem Alanları
Hirfanlı Barajı
İl: Kırşehir
İlçeler: Evren
Yüzölçümü: 26300
Koruma: yok
Başlıca Özellikleri: baraj gölü
Seyfe Gölü
İl: Kırşehir
İlçeler: Mucur, Boztepe
Yüzölçümü: 14000
Rakım: 1110 m
Koruma: var
Başlıca Özellikleri: tuzlu/hafif tuzlu göl, step
Kuş Türleri:
Ak pelikan (100 çift), kaşıkçı(50 çift), flamingo (2000 çift), Macar ördeği (15 çift), toy, kılıçgaga (500 çift), mahmuzlu kızkuşu (10 çift), Akdeniz martısı (500 çift), gülen sumru (500 çift) ve küçük sumru (500 çift) popülasyonlarıyla önemli kuş alanları statüsü kazanır. Kışın büyük sayılarda sukuşu bulunur (maks. 21.861), sakarca (maks.7200) ve angıt (maks. 978) bunlara örnektir.
Ören Yerleri
Dulkadirli İnli Murat Yeraltı Şehri:
İl merkezine 58 km. uzaklıktaki Dulkadirli İnli Murat köyündedir. M.S.4-5.yy.'larda yapıldığı sanılmaktadır. Üç ana mekan ve bu mekanlara açılan 10 odadan oluşmaktadır.
Hashöyük: İl merkezine 35 km uzaklıktaki Hashöyük'te yapılan kazılarda, Hitit Dönemine ait kalıntılar bulunmuştur.
Merkez Kalehöyük: Şehir merkezinde bulunan Kalehöyük, milattan önceki dönemlerden itibaren günümüze kadar iskan görmüştür.
Mucur Yeraltı Şehri:
Mucur ilçe merkezinde bulunan yeraltı şehri, M.S. 3. ve 4.yy.larda kurulmuştur. Yerden 7-8 m. derinlikte olan bu şehirde 42 oda, dehlizler, ahırlar, ibadet yerleri, gizli yollar ve geçitler ve havalandırma bacaları bulunmaktadır.
Çağırkan Kale Höyük:
Kırşehir-Kaman karayolu üzerinde, Kaman ilçesine 9km.uzaklıktaki Çağırkan kasabasındadır.M.Ö.3000'den İslami Döneme kadar iskan görmüştür.
Yüzölçümü: 6.570 km²
Nüfus: 223.170(2007)
İl Trafik No: 40
Binlerce yıldır çeşitli uygarlıklara sahne olan Kırşehir ili, yalnız çeşitli tarihi eserleri, yeraltı şehirleri ile değil zengin termal kaynakları, Seyfe Gölü (Kuş Cenneti) gibi doğal güzellikleri ile de dikkat çekmektedir.
İLÇELER:
Kırşehir ilinin ilçeleri ; Akçakent, Akpınar, Boztepe, Çiçekdağı, Kaman ve Mucur'dur.
COÐRAFYA
İl toprakları 900-1200 m. yükseklikteki yaylalardan oluşmuştur. Yayla yüzeyi üzerinden yüksekliği 1700 m.ye ulaşan dağlar bulunur. Kırşehir ilinden irili ufaklı birçok akarsu geçmekte olup, Kızılırmak bunlardan biridir. Kırşehir genel olarak bozkır görünümündedir. Orman bakımından fakirdir. Vadi tabanlarında ve sulak yerlerde yer yer kavaklık ve meyve bahçeleri vardır.
Kırşehir'in karasal bir iklimi vardır. Kışları soğuk ve sert geçerse de Doğu Anadolu'da olduğu gibi sürekli değildir. Yazları sıcak ve kurak, ilkbahar yağmurlu, sonbahar az yağmurludur.
TARİHÇE
Kırşehir ve çevresinde yapılan araştırmalar ilin tarihinin, Eski Tunç Çağı'na (M.Ö. 3000-2000) kadar uzandığını göstermektedir. Daha sonra Hititler, Frigler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklu ve Osmanlılar yörede hüküm sürmüştür.
Yüzyıllarca Anadolu'nun ticari ve ekonomik hayatında büyük rol oynamış olan Ahilik, 13.yy.'da Kırşehir'de kurulmuştur. Bir esnaf örgütü olan Ahiliğin temeli doğruluk, karşılıklı yardımlaşma ve saygıya dayanmaktadır.
NE YENİR?
Tandırda çömlek paça, keşkef mutlaka tadılmalıdır.
NE ALINIR?
Kırşehir'in meşhur 'onyx' taşından yapılma el sanatı ürünlerinden satın alabilirsiniz.
YAPMADAN DÖNME
Cacabey Camii, Ahi Evran Camiini, Çağatay Medresesini görmeden,
Termal kaplıcaları ziyaret etmeden,
'Onxy'den yapılmış hediyelik eşya satın almadan,
Keşkef tatmadan
...Dönmeyin.
NASIL GİDİLİR?
Karayolu : Terminal, Kent merkezine yaklaşık 2 km. uzaklıktadır. Terminale belediye otobüsleri, dolmuş ve özel taksiler çalışmaktadır.
Otogar Tel : (+90-386) 212 28 66 - 213 20 26
Demiryolu : Tren garı kent merkezine 1km uzaklıktadır.
TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AÐUSTOS 2005)
Sit Alanları
Arkeolojik Sit Alanı : 81
Kentsel Sit Alanı : -
Doğal Sit Alanı : 3
Tarihi Sit Alanı : -
Diğer Sit Alanları
Arkeolojik ve Doğal Sit : 2
Arkeolojik ve Tarihi Sit : 1
Toplam : 87
Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 49
GENEL TOPLAM : 136
İLETİŞİM BİLGİLERİ
İl Kültür Müdürlüğü
Tel: (386) 213 44 43 - 212 92 95
Faks: (386) 212 32 95
İl Turizm Müdürlüğü
(+90-386) 214 28 00 - 213 14 16
Kültür Merkezleri
Tiyatro, konferans gibi etkinliklere yönelik 266 kişilik Salon
300 m²'lik Müze
350 m²'lik Kütüphane
250 m²'lik Sergi Salonu
Yazışma Adresi: Kül. Mer. Ahi Evran Camii Karşısı - Kırşehir
Tel: (386) 213 03 95
Faks: (386) 212 32 95
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü
Kültür Merkezi KIRŞEHİR
Tel: (0 386) 213 13 40
Faks: (0 386) 212 32 95
Önemli Telefonlar
Valilik : (+90-386) 213 11 25
Belediye : (+90-386) 212 83 83
Hastane : (+90-386) 213 45 15
Polis : (+90-386) 213 34 25
Jandarma : (+90-386) 812 20 01
Gezilecek Yerler
Kesikköprü Kervansarayı: (Cacabey Hanı)
Kırşehir'in 23 km. güneyindeki Kesikköprü köyünde bulunan kervansaray ile yanındaki köprü, 1248 yılında Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kırşehir Emiri Nurettin Caca tarafından yaptırılmıştır. İki ayrı renkli taştan yapılmış olan taç kapısı, taş işçiliği ile dikkati çekmektedir.
KIRŞEHİR MÜZESİ
Kırşehir'in Tarihçesi
Son yıllarda yapılan araştırmalar ve arkeolojik kazılar Kırşehir'de insan yerleşimlerinin M.Ö. 3. binde başladığını göstermektedir. Bu döneme ait çanak-çömlek parçaları Kırşehir höyüklerinden elde edilmektedir. 1930'lu yıllarda Türk ve İtalyan arkeologlar tarafından Kırşehir Merkez İlçesi'ne bağlı Hashöyük'te yapılan arkeolojik kazılar M.Ö. 3. bine ait çanak-çömlek kalıntılarını ortaya çıkarmıştır.
M.Ö. 2. binde Asur Ticaret Kolonileri Dönemi ve Hitit Döneminin başladığını görürüz. Kızılırmak kıyısından, Hirfanlı Baraj işletmesine getirilen iki öküz başı protomu Eski Hitit Dönemine ait sunak, Sevdiğin Köyü ile Kale Köy arasında yer alan Hitit yol yazıtı olarak bilinen hiyeroglif yazılı Malkayası ve yine Kaman Kale Höyük'te ele geçen mühürler, seramik mutfak eşyaları, resmi yapılara ait duvar tekniğiyle yapılmış binalar vs. Hitit Döneminin en önemli izleridir.
Eski Hitit ve Geç Hitit dönemlerinden sonra, yine Eski ve Geç Frig Dönemi'nin yoğun yaşandığını mevcut arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarından öğreniyoruz. M.Ö. 550'de Anadolu tümüyle Pers hakimiyetine girmiştir. Kırşehir bu dönemle birlikte Kapadokya Bölgesi (Güzel Atlar) olarak ünlenen, Orta Anadolu tarihi içerisinde değerlendirilir. Perslerin Anadolu'yu sadece askeri işgal ile yetinmeleri nedeniyle Kırşehir'de bu döneme ait önemli yerleşim kalıntı ve buluntularına rastlanmamasına rağmen Kaman Kale Höyük kazısından Pers Dönemi mühürleri elde edilmiştir. Pers egemenliği M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in ordularıyla Anadolu'ya gelip Persleri yenmesiyle bitmektedir. M.Ö. 333 yılında kurulan Kapadokya Krallığı döneminde otorite yetersizliği yüzünden Kırşehir ve yöresi yoğun baskı görmüştür. M.S. 18'de Roma İmparatoru Tiberius Kapadokya'yı resmen Roma'ya katmış ve eyalet durumuna getirmiştir.
Roma dönemi hem putperestliğin güçlü olduğu hem de Hristiyanlığın hızla yayıldığı bir dönemdir. Kırşehir'de bu döneme ait, Hristiyanlar'ın ibadet ve sığınmaya yönelik inşa ettiği 15 kadar irili ufaklı yeraltı şehri tespit edilmiştir.
Yapılan tarih araştırmalarında Kırşehir'in Roma Döneminde bir ara önemli bir siyasi merkez olduğu, hatta kısa bir süre eyalet başkenti yapıldığı ortaya çıkmıştır.
Kırşehir'deki Bizans Dönemi konusunda fazla bilgi bulunmamakla birlikte, kalıntı ve buluntular Bizans Döneminin de yaşandığını göstermektedir. Merkez İlçe'ye bağlı Taburoğlu Köyü'nde Katolik ve Protestan mezhebine ait Hristiyanlar'ın bir arada ibadet ettiği, 10. yüzyıla ait Anadolu'daki ilk büyük köy kiliselerinden olan Üç Ayak Kilisesi ile Fakıl Köyü ve Temirli'deki kilise kalıntıları dikkat çekmektedir.
Selçuklu Dönemi Kırşehir tarihi, Kırşehir için olduğu kadar bütün Anadolu Türk tarihi için de oldukça önemli ve araştırılmaya değerdir.
Kırşehir'in kentleşmesi, 13. yüzyılın başlarında Selçuklu Döneminde başlamıştır. Erzincan'da Selçuklularla yaptığı savaşta yenilgiye uğrayan Mengücük Hanedanının emirlerinden Melik Muzaffererüddin Muhammed'e savaş sırasında gösterdiği sağduyu nedeniyle, 1228 yılında Kırşehir timar olarak verilmiştir. Melik Muzaffererüddin Muhammed Kırşehir'deki ikameti sırasında 1230'lu yıllarda Melik Gazi Medresesi'ni inşa ettirmiştir.
1240 yılında Kösedağ yenilgisiyle bütün Anadolu'yu işgal eden Moğollar Kırşehir'i yaylak ve kışlak haline getirmişlerdir. Kırşehir'de Moğolların uzun süren askeri varlığı bu kenti önemli bir siyasi ve askeri merkez haline getirmiştir.
1260'lı yıllarda Kırşehir emiri olarak atanan Nureddin Cibril Bin Cacabey Moğollarla kurduğu iyi ilişkiler sonucu Kışehir'de Türk döneminde ilk esaslı imar faaliyetini gerçekleştirmiştir. İlk astronomi medreselerinden biri olan Cacabey Medresesi'ni, Kızılırmak yanındaki Cacabey Hanı'nı ve bunun yanında pek çok irili ufaklı yapıyı inşa ettirmiştir.
13. yüzyılda Anadolu Türk birliğini ve özellikle esnaf ve sanatkârını teşkilatlandıran Ahi Evran, Denizli, Konya ve Kayseri'den sonra Kırşehir'e gelerek çalışmalarını burada sürdürmüş ve Kırşehir'i Ahiliğin merkezi durumuna getirmiştir. Ahi Evran'dan sonra Kırşehir Ahiliğin merkezi olmaya devam etmiştir. Kırşehir'deki zaviyede alınan kararlar Azerbaycan'dan, Bosna-Hersek'e kadar geniş bir bölge üzerinde etkili olmuştur.
1293 yılında Mevlana'nın oğlu Sultan Veled tarafından Anadolu'da belli merkezlere Mevleviliği yaymak amacıyla elçiler gönderilmiştir. Kırşehir'e gönderilen elçi Şeyh Süleyman Türkmani'dir. Kırşehir'de bir tekke kuran Süleyman Türkmani, Mevleviliği burada yaymıştır. Cacabey'in Mevlana ile yakınlığı, Mevlana'nın Cacabey'e olan teveccühü mektuplarından anlaşılmaktadır.
Ayrıca Mevlana'nın oğlu Alaaddin'in, Konya'da Şemsi Tebrizi'nin öldürülmesi olayına adının karışması sonucu, Kırşehir'e ricat ettiği bilinmektedir. Bütün bunlardan Kırşehir'in Anadolu'nun önemli Mevlevilik merkezlerinden biri olduğu anlaşılır.
Kırşehir'e bağlı bir köy olan Suluca Karahöyük'e gelen Hacı Bektaş-ı Veli, burada kendisine fikri yakınlık duyan pek çok insanı kabul etmiştir.
Kırşehir 13. yüzyıldan, 15. yüzyıl ortalarına kadar Anadolu'nun en önemli siyasi, sosyal ve kültürel merkezlerinden biri olma özelliğini devam ettirmiştir.
14. yüzyıl başlarında Anadolu'yu aydınlatanların başında gelen ünlü tasavvufçu Aşık Paşa 12 bin beyitlik Türkçe "Garibname" sini yazmıştır. Türkçeyi 1299 yılında resmi dil haline getirmek isteyen Karaman Oğlu Mehmet Bey'den sonra Aşık Paşa, Türk kültürüne sahip çıkmış, Türkçeyi yazı diline en iyi ve geniş biçimde sokmuştur.
Kırşehir'de yaşamış olan Ferideddin Attar'ın "Mantık-ut Tayr" adlı eserini Türkçe'ye çevirmiş olan büyük mutasavvıf Ahmet Gülşehri'nin, Yunus Emre'den sonra gelen en büyük şair olduğu belirtilmektedir.
Bütün bunların yanında, Yunus Emre'nin Kırşehir'de yaşadığı, öldüğü hatta mezarının Kırşehir'e bağlı Ulupınar Kasabası'nda Ziyaret Tepe'de bulunduğu söylenmektedir.
Kırşehir Müzesi
Kırşehir Müzesi'nin ilk kuruluş çalışmasına 1936 yılında başlanmıştır. Yeni müzelerin kurulmaya çalışıldığı Cumhuriyet Döneminde tarihi eserler ilkin, Kırşehir'de halkın "Kale" olarak adlandırdığı Kale Höyük üzerinde yer alan Alaaddin Camii'nde toplanmıştır. Ancak sonraki yıllarda bu girişim unutulmuş ve devam etmemiştir. 1975' te Kırşehir Valiliği'nce eski eserlerin korunması ve müze oluşturulması için "eski eser komisyonu" kurulmuş; 1980 yılında ise Kırşehir Müze Müdürlüğü tesis edilmiştir. İlk eser (sikke) envanter kaydı 1981 yılında yapılmıştır. Bu arada müzeye ait taşınmaz eserlerin tespiti ve tescili amacıyla arazi çalışmaları da başlatılmıştır.
1985'te şehir merkezindeki İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü binasında 100 m²lik bir mekânda o yıla dek toplanan eserler sergilenmeye başlanmış ve 20 m²lik bir de depo oluşturulmuştur.
1986 yılında Kaman Kale Höyük arkeolojik kazısının başlamasıyla müzenin gelişimi hızlanmış ve aynı yıl ilk arkeolojik eser envanterine başlanmıştır.
1993 yılında müze koleksiyonundaki eserler Kırşehir Kültür Merkezi'ndeki depolarına konmuştur.
Kırşehir Müzesi'nin ziyarete açılması çalışmaları 1996 yılında hız kazanmıştır. Ziyarete açılan Kırşehir Müzesi'nde sikke, etnografik ve arkeolojik eser olmak üzere 3300'ün üzerinde eser mevcuttur.
Kırşehir Müze Müdürlüğü'nün arazi çalışmalarının sonucu 136 adet taşınmaz kültür varlığı tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Müze Teşhiri
Kültür Merkezi binasının içerisinde bulunan ve önceleri Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılan bölümün alt katı Arkeoloji, üst katın büyük bölümü Etnografya Müzesi olarak 1997 yılında ziyarete açılmıştır.
Arkeolojik eserlerin büyük bölümü, bölgede yapılan kazı ve yüzey araştırmalarından özellikle Kaman-Kale Höyük ve Malkaya'dan getirilen eserlerden meydana gelmiştir. Arkeoloji bölümünde; Asur Ticaret Kolonileri Döneminden Osmanlı Dönemine kadarki kazı buluntuları sergilenmektedir.
Salonun bir köşesinde Roma Dönemine ait mermer eser grubu bulunmaktadır. Selçuklu Dönemi çocuk sandukaları ve mezar taşları ile başlayan İslâmi Dönem eserleri, sikke vitrinleri ile Osmanlı Dönemine kadar uzanmaktadır.
Müzenin üst katının büyük bölümü etnografya bölümü olarak düzenlenmiştir. Burada Kırşehir'de ortaya çıkan Ahilik ve Ahi Evran'ın tanıtımı ile ilgili çeşitli eserlerin sergilendiği, Ahi Evran'a atfedilen başlık, mütteka, ahilik sancağı, ve Ahi fütüvvetnamesi ile şecerenamelerin yer aldığı üç vitrin bulunmaktadır.
Ayrıca Kırşehir halıcılığının temsil edildiği dokuma tezgâhı ve önünde halı dokuyan yöresel giysili kadın mankenin bulunduğu bir köşe oluşturulmuştur.
Bir diğer köşede ise, Kırşehir evindeki günlük yaşamdan bir kesitin görüldüğü sergileme yer almaktadır.
Kültür Merkezi
Tel : (0386) 213 33 91
Pazartesi dışında her gün 08.30-12.30/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
Kırşehir - Seyfe Gölü Tabiatı Koruma Alanı
Konumu: Orta Anadolu Bölgesinde, Kırşehir ili, Merkez ve Mucur ilçeleri, Seyfe Gölü mevkiinde yer almaktadır. Alan; 10.700 Ha. büyüklüğündedir.
Ulaşım: Ankara-Kırşehir -Mucur istikametinde, Ankara-Kırşehir'e 183 km., Kırşehir-Seyfe Gölü 30 km. mesafededir.
Özellikleri: Nesli tehlikeye düşmüş türlerden toy(Otis Tarda) ile, Angıt (Tadorna Ferruyinea) kuşların yaşadığı bir habitat oluşu, nesli tehlikeye düşebilir olarak nitelendirilen flamingo(Phoenicopterus ruber) nun en fazla sayıda bulunduğu başlıca üreme alanlarından birini teşkil etmesi, 167 su kuşu türünün mevcutiyeti, yarım milyonu aşkın su kuşuna sahip oluşu ile uluslararası öneme sahip bir sulak alan olarak nitelendirilmesi özelliklerini oluşturmaktadır.
Sahada ; başta flamingo, gri balıkçıl, angıt, suna, boz ördek, elmabaş, yeşilbaş, macar ördeği, kılkuyruk, turna, toy, kılıçgaga, incegagalı, martı, gülen sumru, bataklık kırlangıcı, akgerdan yağmurcun, büyük yağmurcun, mahmuzlu kızkuşu, kızılbacak olmak üzere toplam 167 tür su kuşu bulunmaktadır.
Terme Termal Turizm Merkezi
Yeri: Kırşehir belediye sınırları içerisinde yer alır.
Suyun Isısı: 40oC -56oC
PH Değeri: 6,2
Özellikleri: Bikarbonatlı, Klorürlü, Kalsiyumlu, Sodyumlu, Sarbondioksitli, Florürlü bir bileşime sahiptir.
Yararlanma Şekilleri: İçme ve banyo kürleri
Tedavi Ettiği Hastalıklar: Romatizma, kalp ve kan dolaşımı, kadın, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, ameliyat sonrası rahatsızlıklar ile eklem ve kireçlenme gibi hastalıklara olumlu etki yapar.
Konaklama Tesisleri: 200 yataklı 3 yıldızlı otel mevcuttur.
Cami,Türbe,Kiliseler
Ahi Evran Camii ve Türbesi:
1482 yılında, Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran adına yaptırılan Cami ve Türbe, il merkezinde bulunmaktadır.Türbeye, cami içinden bir merdivenle çıkılmaktadır.
Ayanikola Ayazma ve Manastırı (Kıyıköy):
Papuç Deresi Vadisi'nde bir kaynağın çevresinde yer alan manastıra, kıyıdan ve ilçeden iki ayrı yoldan ulaşılabilir. İlçeden gelen yolun üstünde 2 m yüksekliğindeki kayaya yedi dizelik bir yazıt kazınmıştır.
Tümüyle kaya kütlesinin içi oyularak biçimlendirilmiş olup, üç bölümden oluşmaktadır.
Cacabey (Medresesi) Cami:
İl merkezinde bulunan Medrese, 1271-1272 yıllarında yaptırılmıştır ve günümüzde cami olarak kullanılmaktadır.Selçuklu Döneminde astronomi yüksekokulu olarak hizmet vermiştir. Yapıdan ayrı olan minaresi de gözlem kulesi olarak kullanılmıştır.
Cedit Ali Paşa Cami (Babaeski):
Mimar Sinan'ın eseri olan caminin 1561-1565 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Avlunun batı kapısındaki yazıttan 1832'de onarıldığı anlaşılmaktadır. Cami, medrese, hamam, kervansaray ve kütüphaneden oluşan külliyeden yalnızca cami günümüze ulaşabilmiştir. Süleymaniye Camisinin küçük bir modeli olan cami tek şerefelidir.
Derefakılı Kiliseleri: Hıristiyanlığın ilk kiliselerinden olan bu yapılar, Akçakent ilçesinin Derefakılı köyündedir.
Gazi Süleyman Paşa Cami (Küçük Ayasofya Kilisesi-Vize):
Kale mahallesinde surlar arasında bulunan kilise, Gazi Süleyman Paşa tarafından XVI. yy. da camiye çevrilmiştir. Sıvalı duvarlarda fresk kalıntıları seçilebilmektedir. Ayrıca İslam dönemine ait kalem işleri de vardır. Yapıda tamamen kilise havası hakimdir.
Hızırbey Külliyesi (Merkez):
1383'de Kösemihalzade Hızır Bey tarafından yaptırılan külliye hamam, cami ve arastadan oluşmaktadır. Büyük Cami olarak da tanınmaktadır.
Gövdesi Balkan Savaşı sırasında yıkılmış 1937'de onarılmıştır.
Kümbetler:
Melik Gazi Kümbeti:
İl merkezinin güneydoğusunda bulunan kümbetin 13. yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir.Dikkate değer diğer kümbetler ise Kalender Baba Kümbeti ile Fatma Hatun kümbetleridir.
Lala (Lale) Camii:
İl merkezinde, Melik Gazi Kümbetinin hemen yanındadır. Caminin mimari tarzı, 13. yüzyılda kervansaray veya darphane olarak yaptırıldığı kanısını uyandırmaktadır.
Mağara Manastırı (Vize):
Vize ilçesinin kuzeybatısındaki vadinin yamacında kayalara oyularak yapılmıştır. Kaya manastırının en ilgi çekici bölümü olan şapel, oldukça küçüktür.
Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi (Lüleburgaz):
1570 tarihli külliye; camisi,hamamı, medresesi ve kervansarayı ile görkemli bir Osmanlı yapıtıdır. 1839 yılında onarım gören Sokullu Caminin tek kubbeli camiler içinde özel bir yeri vardır. Tek şerefeli olan minaresi yeniden yapılarak yeniden ibadete açılmıştır.
Türbeler:
Aşıkpaşa Türbesi, Cacabey Türbesi, Süleyman Türkmani Türbesi, Muhterem Hatun Türbesi, Yunus Emre Türbesi yörede görülmeye değer eserlerdir.
Kaleler
Keçi Kalesi:
Kırşehir merkezine bağlı Kızılca köyünün kuzeydoğusundadır. Bizanslılar tarafından yapılan kalenin duvar kalıntılarının bugünkü yüksekliği 2-3 m.dir. Kırşehir kalelerinin en büyüklerindendir.
Kuş Kalesi:
Kaman yakınındaki Kuş Kalesi'nin Hititler Döneminde yaptırıldığı ve Bizans Dönemi'nin sonuna kadar kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Kuş Gözlem Alanları
Hirfanlı Barajı
İl: Kırşehir
İlçeler: Evren
Yüzölçümü: 26300
Koruma: yok
Başlıca Özellikleri: baraj gölü
Seyfe Gölü
İl: Kırşehir
İlçeler: Mucur, Boztepe
Yüzölçümü: 14000
Rakım: 1110 m
Koruma: var
Başlıca Özellikleri: tuzlu/hafif tuzlu göl, step
Kuş Türleri:
Ak pelikan (100 çift), kaşıkçı(50 çift), flamingo (2000 çift), Macar ördeği (15 çift), toy, kılıçgaga (500 çift), mahmuzlu kızkuşu (10 çift), Akdeniz martısı (500 çift), gülen sumru (500 çift) ve küçük sumru (500 çift) popülasyonlarıyla önemli kuş alanları statüsü kazanır. Kışın büyük sayılarda sukuşu bulunur (maks. 21.861), sakarca (maks.7200) ve angıt (maks. 978) bunlara örnektir.
Ören Yerleri
Dulkadirli İnli Murat Yeraltı Şehri:
İl merkezine 58 km. uzaklıktaki Dulkadirli İnli Murat köyündedir. M.S.4-5.yy.'larda yapıldığı sanılmaktadır. Üç ana mekan ve bu mekanlara açılan 10 odadan oluşmaktadır.
Hashöyük: İl merkezine 35 km uzaklıktaki Hashöyük'te yapılan kazılarda, Hitit Dönemine ait kalıntılar bulunmuştur.
Merkez Kalehöyük: Şehir merkezinde bulunan Kalehöyük, milattan önceki dönemlerden itibaren günümüze kadar iskan görmüştür.
Mucur Yeraltı Şehri:
Mucur ilçe merkezinde bulunan yeraltı şehri, M.S. 3. ve 4.yy.larda kurulmuştur. Yerden 7-8 m. derinlikte olan bu şehirde 42 oda, dehlizler, ahırlar, ibadet yerleri, gizli yollar ve geçitler ve havalandırma bacaları bulunmaktadır.
Çağırkan Kale Höyük:
Kırşehir-Kaman karayolu üzerinde, Kaman ilçesine 9km.uzaklıktaki Çağırkan kasabasındadır.M.Ö.3000'den İslami Döneme kadar iskan görmüştür.
Yorum