Konu: Almanya Deniz Feneri e.V. davası ve Türkiye'deki yansımaları
Sevgili arkadaşım Yaşar Nuri Hoca gelsin kurban olsun bana. Ben Yaşar Nuri Hoca hayranı falan değilim. Ben halkım. Hiç bir siyasi görüşün de sempatizanı değilim. Ben bir tarafın sempatizanı isem o da haktır. Hayatımda hiç bir partiye üye olmadım. Verdiğim oylarda oy zamanı sahip olduğum bakış açılarına göre şekillenmiştir hep. Örneğin son seçim öncesi seçimde oyumu AKP'ye verdim. Sonrasında ise GP'ye. Belediye seçimlerinde CHP'ye. Şimdi seçim olsa HYP tercihim olurdu. İnsanın bakış açısı pişmişliğine göre değişiyor artık. Ha neden Yaşar Nuri'nin yazılarını koydum diye sorarsan, görüşlerini beğendiğim bir insan ve insanların artık gale aldığı bir kişi. Dosdoğru bir kişi mi? Bunu Allah bilir. Kendi düşüncelerimi O'nun gibi duyurabilecek imkanlarım olmadığına göre, en azından diğerlerine göre daha temiz duruş sahibi olan bu insanın yazılarını ön plana çıkartırım. Gerçekten de iyi bir alimdir Yaşar Hoca. 'Ben bir kararı verirken hakkı ölçü alırım' cümlesini çok kez kurdum. Ben sadece halkı düşünüyorum başka bişi değil. Karakterimde üç kuruş için güç sahiplerine teslimiyet yok artık. Eskiden vardı, en açık örneğini de babama kulluk ederek yaşadım. Ardından patronlarım dediğim insanlara. Ancak tamamı ben zır cahil olduğum hallerimdi. Sonra beni ben yapanın ne olduğunu kavramaya başladım ve ölene kadar da bu öğrenme sürecek.
Şahane danışman olayı ile ilgili hiç bir bilgim yok ki. Yaşar Hoca bu konuyla ilgili kendisi açıklamalar yapıyor ve dahasını da yapacaktır sanırım. Ancak bu tür deni şeylerle oyalanmak yerine yürümek vaktidir artık. Yaşar Hoca hata yapmışsa ve bu yaptığının farkına varmışsa, çıkıp erdemlice özür diler halktan. Ancak yaşanan olay bir insanı halkı için yolundan alıkoyacak ciddiyette bir olay olmamalı. Öyle ki nedense bu haber yüzünden hocayı topa tutanlar tek eşliliği savunanlar değil de çok eşliliği savunlar. Bakınız kim olursa olsun, hataları bu başlıklar altından insanlara duyurmak halka olan borçtur. İnandığınızı savunmak güzeldir. Bununla birlikte kişileri eleştirmek yerine kişilerden çıkan düşünceleri eleştirmeniz en erdemli ve hak ölçüye uygun olandır. Ül***i kurtaracak olan kişiler değil, kişilerin halkın akletmesi için sunduğu fikirlerdir. Niçin bir kişi dahi gelip Yaşar Hoca'nın düşüncelerine tarafsızca yaklaşıp şunlar doğru bunlar yanlış diye çürütme eylemine girmiyor da, doğrudan kendi çıkarlarına ters şeyler dedi diye kişileri susturma çabasına giriyor? Susturmaya çalışanlar çoğunlukla mülk düşkünü olanlar. Bu Dünya gelip geçecek, hakkı savunanlar kurtulacak. A partisini B partisini değil hakkı savunanlar.
Yaşar Hoca neden Hürriyet'te yazıyor bunu ilk başta ben de çok garipsemiştim ama halkın bu adamın sesini duyabileceği en yüksek izlenme oranına sahip gazetelerden biri bu gazete. Sesini duyurmak için seçmiş olması kuvvetle muhtemel. Ancak diğer odakların taraftarları sunulan fikirler yerine adamın özelini, yüzünü şeklini şemalini irdeleyip hata arama peşindeler. Bunun nedeni de halkın artık işin özünden çok şekille, suretle söylenenlere kanıyor olması...
Ben hiç bir insana karşı değilim, karşı olduğum fikirler ve düzenlerdir. Örneğin Fethullah gülen benim gibi etten kemikten bir adamdır. Ancak onun fikirleri ve halkı götürdüğü nihai düzen benim elde ettiğim hayati bakış açısına tamamen zıttır. Eleştirdiğim O değil onun zihniyetidir, getirmeye çalıştığı düzendir. Kurulu olan düzeni kendi biçimlendirdiği düzenle değiştirmeye çalışmasıdır. Halkın onayı olmadan, amaçlarını ve nihai hedeflerini halka duyurup rızasını almadan giriştiği kurtarıcılık dediği yanılgıdır. Şeffaf olmayan planlarla halkı yönlendirmesidir. Halka işin başında nihai hedefini açıklasa ya. Kapitalist ve liberalist düzene sırt dayayanlar her zaman kaybetmeye mahkumdur. Halk ne yaptığının bilincine elbet erdirilir. Bu nedenle Fethullah Gülen'de kaybedenlerden olacaktır.
Ben mutlak eşitliği savunuyorum. Mutlak eşitlik herkesin ne olursa olsun eşit rızk alması değildir. Mutlak eşitlik herkesin ihtiyacı mucibince rızk alıp buna gönülden razı olmasıdır. İşte kurtuluş budur diyorum...
Sevgili arkadaşım Yaşar Nuri Hoca gelsin kurban olsun bana. Ben Yaşar Nuri Hoca hayranı falan değilim. Ben halkım. Hiç bir siyasi görüşün de sempatizanı değilim. Ben bir tarafın sempatizanı isem o da haktır. Hayatımda hiç bir partiye üye olmadım. Verdiğim oylarda oy zamanı sahip olduğum bakış açılarına göre şekillenmiştir hep. Örneğin son seçim öncesi seçimde oyumu AKP'ye verdim. Sonrasında ise GP'ye. Belediye seçimlerinde CHP'ye. Şimdi seçim olsa HYP tercihim olurdu. İnsanın bakış açısı pişmişliğine göre değişiyor artık. Ha neden Yaşar Nuri'nin yazılarını koydum diye sorarsan, görüşlerini beğendiğim bir insan ve insanların artık gale aldığı bir kişi. Dosdoğru bir kişi mi? Bunu Allah bilir. Kendi düşüncelerimi O'nun gibi duyurabilecek imkanlarım olmadığına göre, en azından diğerlerine göre daha temiz duruş sahibi olan bu insanın yazılarını ön plana çıkartırım. Gerçekten de iyi bir alimdir Yaşar Hoca. 'Ben bir kararı verirken hakkı ölçü alırım' cümlesini çok kez kurdum. Ben sadece halkı düşünüyorum başka bişi değil. Karakterimde üç kuruş için güç sahiplerine teslimiyet yok artık. Eskiden vardı, en açık örneğini de babama kulluk ederek yaşadım. Ardından patronlarım dediğim insanlara. Ancak tamamı ben zır cahil olduğum hallerimdi. Sonra beni ben yapanın ne olduğunu kavramaya başladım ve ölene kadar da bu öğrenme sürecek.
Şahane danışman olayı ile ilgili hiç bir bilgim yok ki. Yaşar Hoca bu konuyla ilgili kendisi açıklamalar yapıyor ve dahasını da yapacaktır sanırım. Ancak bu tür deni şeylerle oyalanmak yerine yürümek vaktidir artık. Yaşar Hoca hata yapmışsa ve bu yaptığının farkına varmışsa, çıkıp erdemlice özür diler halktan. Ancak yaşanan olay bir insanı halkı için yolundan alıkoyacak ciddiyette bir olay olmamalı. Öyle ki nedense bu haber yüzünden hocayı topa tutanlar tek eşliliği savunanlar değil de çok eşliliği savunlar. Bakınız kim olursa olsun, hataları bu başlıklar altından insanlara duyurmak halka olan borçtur. İnandığınızı savunmak güzeldir. Bununla birlikte kişileri eleştirmek yerine kişilerden çıkan düşünceleri eleştirmeniz en erdemli ve hak ölçüye uygun olandır. Ül***i kurtaracak olan kişiler değil, kişilerin halkın akletmesi için sunduğu fikirlerdir. Niçin bir kişi dahi gelip Yaşar Hoca'nın düşüncelerine tarafsızca yaklaşıp şunlar doğru bunlar yanlış diye çürütme eylemine girmiyor da, doğrudan kendi çıkarlarına ters şeyler dedi diye kişileri susturma çabasına giriyor? Susturmaya çalışanlar çoğunlukla mülk düşkünü olanlar. Bu Dünya gelip geçecek, hakkı savunanlar kurtulacak. A partisini B partisini değil hakkı savunanlar.
Yaşar Hoca neden Hürriyet'te yazıyor bunu ilk başta ben de çok garipsemiştim ama halkın bu adamın sesini duyabileceği en yüksek izlenme oranına sahip gazetelerden biri bu gazete. Sesini duyurmak için seçmiş olması kuvvetle muhtemel. Ancak diğer odakların taraftarları sunulan fikirler yerine adamın özelini, yüzünü şeklini şemalini irdeleyip hata arama peşindeler. Bunun nedeni de halkın artık işin özünden çok şekille, suretle söylenenlere kanıyor olması...
Ben hiç bir insana karşı değilim, karşı olduğum fikirler ve düzenlerdir. Örneğin Fethullah gülen benim gibi etten kemikten bir adamdır. Ancak onun fikirleri ve halkı götürdüğü nihai düzen benim elde ettiğim hayati bakış açısına tamamen zıttır. Eleştirdiğim O değil onun zihniyetidir, getirmeye çalıştığı düzendir. Kurulu olan düzeni kendi biçimlendirdiği düzenle değiştirmeye çalışmasıdır. Halkın onayı olmadan, amaçlarını ve nihai hedeflerini halka duyurup rızasını almadan giriştiği kurtarıcılık dediği yanılgıdır. Şeffaf olmayan planlarla halkı yönlendirmesidir. Halka işin başında nihai hedefini açıklasa ya. Kapitalist ve liberalist düzene sırt dayayanlar her zaman kaybetmeye mahkumdur. Halk ne yaptığının bilincine elbet erdirilir. Bu nedenle Fethullah Gülen'de kaybedenlerden olacaktır.
Ben mutlak eşitliği savunuyorum. Mutlak eşitlik herkesin ne olursa olsun eşit rızk alması değildir. Mutlak eşitlik herkesin ihtiyacı mucibince rızk alıp buna gönülden razı olmasıdır. İşte kurtuluş budur diyorum...
Yorum